EĞİTİM - 15 Aralık 2024 Pazar 11:13

4. Uluslararası Hitit Güvenlik Çalışmaları Kongresi sona erdi

A
A
A
4. Uluslararası Hitit Güvenlik Çalışmaları Kongresi sona erdi

Hitit Üniversitesi’nde düzenlenen "4. Uluslararası Hitit Güvenlik Çalışmaları Kongresi" sona erdi.


Hitit Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü tarafından ’küreselleşen dünyada bölgeselleşen güvenlik’ temasıyla düzenlenen "4. Uluslararası Hitit Güvenlik Çalışmaları Kongresi" tamamlandı. Hitit Üniversitesi Meslek Yüksekokulları Kampüsü Ethem Erkoç Konferans Salonunda gerçekleştirilen açılış programında konuşan Hitit Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Sami Kiraz, güvenlik kavramının geniş bir yelpazeyi kapsadığına dikkati çekerek, düzenledikleri kongre ile değişen dünyada güvenlik paradigmasını incelemeyi hedeflediklerini söyledi.


Hitit Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Eşref Savaş Başçı da küreselleşmenin, güvenlik kavramlarının kapsamını değiştirdiğini vurguladı. Güvenlik kavramının, manasının değişmesiyle sadece bölgesel ya da sınır güvenliğiyle dar kapsamla değerlendirilemeyeceğini ifade eden Başçı, “Siber güvenlikten uluslararası güvenliğe, gıda güvenliğinden bilgi güvenliğine kadar çeşitli detaylara kavuştuğunu görmekteyiz. Özellikle son zamanlarda yaşanan uluslararası faaliyetleri takip ettiğimizde de en büyük sınırımız olan Suriye’de yaşanan Baas rejiminin değişimi ve buna bağlı olarak bu bölgedeki yönetim ve dinamiklerin değişmesi bir tehdit midir, ya da buradan bir fırsat doğabilir mi şeklinde yorumlanmasına neden oldu. Bu kapsamda güvenlik kavramının biraz daha genişletilerek bu fırsatları, tehditleri ve oluşabilecek tüm değerlemelere yeni bir bakış açısıyla bakma gereği doğdu" dedi.


Başçı, ülkelerin sadece sınırlarını değil sınır ötesi faaliyetleri de yakından takip ettiği düşünüldüğünde, düzenledikleri kongrenin anlamlı hale geldiğini kaydetti.


Çorum Valisi Ali Çalgan ise iç güvenlikle dış güvenliğin iç içe geçtiğini, Türkiye’nin sınırlarının dışında meydana gelen olaylardan sınır içini de etkilendiğini söyledi. Dünyanın ilk yazılı barış antlaşması olan Kadeş Barış Antlaşması’nın, binlerce yıl önce bugünkü Çorum sınırları içinde yer alan Hititler tarafından imzalandığına dikkati çeken Çalgan, güvenlik konusunda Çorum’da kongre düzenlenmesinin yerinde bir karar olduğunu kaydetti.


Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Bağcı ise kongrenin açılış oturumunda yaptığı sunumda, "güvenlik" ve "beka" sorunlarının bütün ülkelerin birinci sorunu haline geldiğini bildirdi.


Türkiye’nin etrafında 16 sıcak çatışma bölgesinin olduğunu söyleyen Bağcı, "Biz, alev çemberi içinde olan bir ülkeyiz. Sirklerde yanan çemberin içinden atlayan aslanın yelelerini yakmamaya çalışması gibi bir durumdayız. Bu coğrafyada olmak çok pahalı bir iş. Bu coğrafya uyumaya gelmez. Bu coğrafya tembelliğe gelmez. Kadeş Barış Antlaşması’ndan beri bu coğrafyada gelen kültürler, yapılan savaşlar var" diye konuştu.


Türkiye’nin dış temsilcilik sayısında ciddi artış olduğunu aktaran Bağcı, “Türkiye’nin şu anda diplomatik anlamda genişleme yapması kaçınılmaz. Cumhuriyet’in ilk yıllarında, Atatürk’ün zamanında 37 temsilciliğimiz vardı, şimdi 250’nin üzerinde. Yani biz dünya ile çok sıkı entegrasyon içine girmiş olan bir toplum haline geldik. Bu iyidir. Bu da bizi ’kıskanılan’ yapan konulardan biri. Dünyada Çin, Amerika, Fransa ve Japonya’dan sonra en fazla temsilciliğe sahip 5. ülke konumundayız" şeklinde konuştu.


Dr. Gülsüm Akbulut da açılış oturumunda güvenlik konusunun ekonomiye etkilerine ilişkin sunum yaptı.


8 farklı ülkeden 177 akademisyen ve araştırmacının katıldığı kongrede; uluslararası güvenlik, ontolojik güvenlik, göç çalışmaları, istihbarat, uluslararası hukuk, enerji - politik, çevre güvenliği ve politikaları, terörizm, savunma sanayi, ekonomi güvenliği, siber güvenlik, jeopolitik, bölge çalışmaları, kriminoloji, sınıraşan suçlar, savaş ve barış çalışmaları, çatışma ve kriz yönetimi, küreselleşme tartışmaları, kamu güvenliği ve güncel uluslararası güvenlik meseleleri konularında sunumlar ve paneller gerçekleştirildi.



4. Uluslararası Hitit Güvenlik Çalışmaları Kongresi sona erdi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İbrahim Öztek: “Çalışmalarımızı Türkiye’ye ve tüm dünyaya yaymaya çalışacağız” Milli Olimpiyat Komitesi Üyesi Prof. Dr. İbrahim Öztek, Türk mücadele sporlarını uluslararası platformlara taşımak istediklerini aktararak, “Çalışmalarımızı Türkiye’ye ve tüm dünyaya yaymaya çalışacağız” dedi. Türk Mücadele Sporları Kurultayı, bu yıl ilk kez Zeytinburnu Belediyesi Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirildi. Toplantıya Milli Olimpiyat Komitesi Üyesi Prof. Dr. İbrahim Öztek ve İstanbul Aydın Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı Kemal Tamer de katılım sağladı. Öztek ve Tamer, kurultayla ilgili görüşleri hakkında İhlas Haber Ajansı’na (İHA) özel açıklamalarda bulundu. “Bazı spor dalları üvey evlat muamelesi görmektedir” Organizasyonun amacının Türk mücadele sporlarının ilke ve dünya genelinde tanıtmak olduğunu dile getiren Prof. Dr. İbrahim Öztek, “Bugün bir kurultay düzenliyoruz. Bu kurultayın amacı Türk mücadele sporları veya Türk savaş sanatları gibi sporlarımızla ilgili olarak çalışan, sporcu yetiştiren ve ülkemizde geniş çaplı bir çalışma alanı bulan değerli arkadaşlarımızın bugüne kadar yapmış oldukları çalışmaları değerlendirmektir. Bugün bu alanda düzenlemiş olduğumuz ilk kurultay olacak. Bazı spor dalları üvey evlat muamelesi görmektedir. Devletimiz, her spor branşına, öngördüğü kurallara uymadığı için haklı olarak pek sahip çıkma durumunda olmuyor. Bu durumda bizler, devletin katkılarıyla birlikte Türk mücadele sporlarını ne şekilde geliştirebiliriz? Ne şekilde bu spor dallarını bir çatı altında toplayabiliriz? Ve devletimizin imkânlarını da bu çatı altındaki hocalarımız ve sporcularımıza ne şekilde yansıtabiliriz? Amacımız budur” diye konuştu. “Çalışmalarımızı Türkiye’ye ve tüm dünyaya yaymaya çalışacağız” Gerçekleştirilen ilk kurultayın büyük önem taşıdığını vurgulayan Öztek, “Bugünkü kurultayımıza Türkiye’nin dört bir yanından pek çok spor adamı, çalıştırıcı, bilimselliği olan değerli hocalarımız, eskiden sporcu olup da bugün hocalık yapan değerlim arkadaşlarımız katılım sağladılar. Her katılımcı kendi branşını tanıtacak ve kendi branşları hakkında tanıtıcı video gösterilerinde bulunacaklar. Biz bu çalışmalarımızı daha sonra Türkiye’nin dışına da yansıtacağız. Çünkü ülkemizin dışında da bu spor dallarıyla ilgilenen çok sayıda sporcu ve hocalarımız var. Bugün sanırım Azerbaycan’dan da bir katılım olacak. Onların da Alpagut diye bir Türk spor cenk sanatı olarak yaptıkları bir çalışma var. Bu branşı da tüm dünyaya yayma çalışmaları yapıyorlar. Bugün kurultayımızdaki çalışmalarımız Türkiye geneli olsa da ileride daha ulusal boyutta gerçekleştireceğiz. Mümkün olduğu şekilde bu girişimimizi genişleteceğiz Türkiye’ye ve tüm dünyaya yaymaya çalışacağız” şeklinde konuştu. Kemal Tamer: “Çalışmaların büyütülmesi ve daha geniş alanlara ulaşması gerektiğini düşünüyorum” İstanbul Aydın Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı Kemal Tamer ise, “Daha önceki yıllarda 25 yıl Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu Başkanlığı yaptım. Bu arada Uluslararası Üniversite Spor Federasyonu’nda 20 yıl, Avrupa Üniversite Spor Birliği’nde de 16 yıl yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptım. Şu anda da akademik çalışmalarıma devam ediyorum. Bugünkü toplantının Türk mücadele sporlarını uluslararası platformlarda tanıtabilmek adına önemli olduğunu düşünüyorum. Öncelikle bizim bu sporları tanıyıp sonra tüm dünyaya tanıtmamızın daha doğru olacağını düşünüyorum. Çok fazla değerli insan, özverili çalışmalarıyla bu alana hizmet ediyorlar. Ve bu alanda gençlerimizi yetiştirmeye çalışıyorlar. Bu çalışmaların büyütülmesi ve daha geniş alanlara ulaşması gerektiğini düşünüyorum. Ülkemizde öncelikle eğitim kurumlarında bu sporların yaygınlaştırılması, organizasyonlar kurulduktan sonra da uluslararası boyut kazandırılması gerekir. Zaten Türki devletlerde gerekli altyapı var. Bu altyapının canlandırılarak tanıtmakta fayda var. Neden bizim sporlarımızdan bir tanesi bütün dünyada tanınmasın? Neden bütün dünya gençleri, bizim sporumuzu Türk sporu olarak yapmasınlar? Özellikle mücadele sporlarına baktığımızda uzak doğu ülkeleri, bu sporları dünyaya tanıtarak hem ülkelerinin reklamını yapmakta hem de kendi geliştirdikleri sporun insanlık tarafından benimsenmesini sağlamışlar. Bizim de bunu yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Bir an önce bir yerlerden başlamamız gerekiyor. Bu kurultayında bu anlamda yararlı olacağını düşünüyorum” açıklamalarında bulundu.
Aydın Programlanmış Hücre Ölümü sistemi ile kanser ve enfeksiyonlara karşı mücadele edilecek Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Teknokent bünyesinde 18 patentli çalışmasıyla dikkat çeken Karya Farma HBX Ar-Ge, inovatif bir tedavi yöntemiyle kanser ve enfeksiyon hastalıkları ile mücadele çalışmalarını sürdürüyor. Bu kapsamda çalışmalarını ‘Programlanmış Hücre Ölümü Sistemi’ üzerinde sürdüren Karya-Farma, yeni çalışmalarının kanser ve enfeksiyonlara umut olduğunu belirtti. Karya Farma HBX-2371’in doğal bileşenlere dayalı ve toksik yan etkileri minimuma indirilmiş birçok patenti bir arada bulunduran bir tedavi yöntemi sunduğu kaydedildi. Karya Farma HBX Ar-Ge Kurucusu Hakan Başlık, projenin, kanser hücrelerinin metabolizmasını bozarak apoptozu (programlanmış hücre ölümü) tetikleyen, bağışıklık sistemini güçlendiren ve hücresel düzeyde iyileşmeyi hedefleyen yenilikçi bir formülasyona sahip olduğunu Kaydeden Başlık, “Bu tedavi yöntemi; oral, topikal, lipozomal, inhalasyon, serum ve rektal fitil gibi farklı uygulama yollarıyla bireysel ihtiyaçlara uygun hale dönüştürülüyor. Böylece tüm kanser türlerinde ve enfeksiyon hastalıklarında etkili bir çözüm sunmayı amaçlıyoruz” dedi. Proje’nin, çok yönlü bir tedavi yaklaşımıyla öne çıktığını ifade eden Başlık ürünlerin oral kullanım, nebulizatör yoluyla uygulama, kapsül formunda kullanım, topikal uygulama, lipozomal uygulama, rektal fitil formu ve serum formunda uygulama sistemi ile uygulandığını kaydetti. Başlık, projenin başarısının multidisipliner bir yaklaşımla mümkün olduğunu belirterek, “Onkolog, farmakolog, biyokimyacı, nefes terapisti ve diyetisyenlerden oluşan bir ekip, tedavinin her aşamasında hastaları destekleyecek. Tedavinin etkinliği düzenli kan testleri, PET/CT görüntülemeleri ve biyomarker analizleriyle kontrol edilecek” dedi. Karya Farma’nın Ar-Ge ekibi, laboratuvar ortamında test ettiği HBX-2371 formülasyonunu klinik deneylere taşımaya hazırlandığı, tedavi sürecinin akut vakalarda 6 ay gibi kısa bir sürede sonuç verebileceğini söyleyen Başlık, “Kronik vakalarda ise uzun vadeli destek tedavileriyle hastaların yaşam kalitesini artırmayı hedefliyoruz. HBX-2371, tamamen doğal bileşenlere dayalı bir ürün. Toksik yan etkileri azaltmayı ve hastaların bağışıklık sistemlerini güçlendirmeyi hedefliyoruz. Projede nanoteknoloji ve biyoteknoloji gibi ileri düzey teknolojileri kullanıyoruz” dedi.