SAĞLIK - 09 Ekim 2024 Çarşamba 14:58

Yerin 150 metre altında sağlıklarına kavuşmanın hayalini kuran hastaların tedavisi sona erdi

A
A
A
Yerin 150 metre altında sağlıklarına kavuşmanın hayalini kuran hastaların tedavisi sona erdi

Türkiye’nin dört bir yanından Çankırı’ya gelen KOAH ve astım hastaları, Hititler’den kalan yerin 150 metre altındaki tuz mağarasında 15 gün boyunca tedavi edildi. Sona eren tedavinin ardından konuşan hastalar, sağlık durumlarında büyük gelişme yaşandığını söyledi.


Çankırı’da hayata geçirilen ’Daha Güçlü Bir Nefes Projesi’, KOAH ve astım hastalarına şifa oldu. Yerin 150 metre altındaki mağara içerisinde KOAH ve astım hastalarına yönelik farklı sosyal, kültürel ve sağlık etkinliklerinin yanı sıra hastaların 4 ila 6 saat tuz ortamındaki havaya maruz kalmaları ve etkin zaman geçirmeleri sağlandı. Tuz terapisi çerçevesinde tuz mağarasında hastalara yönelik seramik atölyesi, ebru sanatları atölyesi, müzikal, drama, sinema ve şiir, sağlıklı spor, fiziksel egzersiz etkinlikleri gerçekleştirildi. Yapılan terapilerin etkileri, sağlık personelleri tarafından izlendi. Türkiye’nin dört bir yanından gelen hastalar, 15 gün süren tedavinin ardından sağlık problemlerinin azaldığını söyledi.



"Aldığımız nefesin değiştiğini hissettik"


Tedavi sonrasında sağlıklı bir nefes aldığını ifade eden Ahmet Uz, “Projenin ilk üçüncü gününde bile aldığımız nefesin değiştiğini hissettik. Burada huzur bulduk. Çeşitli etkinlikler yaptığımız için hiç sıkılmadık. Mağaranın yokuşunu en az 5-6 dakika arasında çıkarken, şimdi ise 1 dakika 40 saniyede çıkmayı başardım” dedi.


Tuz mağarasındaki tedaviden memnun kaldığını belirten Nursel Sümer de, “Bana güzel bir nefes veren Çankırı’ya çok teşekkür ederim. Tuz mağarasının kıymetinin bilinmesini isterim. Ben 37 yaşındayım ama çok nefessiz kalan birisiydim. Buraya geldiğimde yürümede çok zorluk çekiyordum. İlk başta da ambulans yardımı ile geldim, daha sonra koşarak çıktım. 15 gün boyunca burada çok güzel bir vakit geçirdik. Bu mağaradan çok faydalandım, şifa buldum” diye konuştu.



Yerin 150 metre altında sağlıklarına kavuşmanın hayalini kuran hastaların tedavisi sona erdi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Kitaplar usta ellerde zarif birer elbise giyiyor Geleneksel Sanatlar İhtisas Merkezi’nde her bir kitap, zarif ciltlerle vücut buluyor. Deri, kumaş ve kağıdın ustalıkla şekillendiği atölyelerde, kitaplar sadece koruma altına alınmıyor, aynı zamanda birer sanat eserine dönüşüyor. Sakarya Büyükşehir Belediyesi Geleneksel Sanatlar İhtisas Merkezi’nde cilt sanatı dersleri yoğun ilgiyle sürüyor. Kitaplar, deri ve kumaşla ustalıkla işlenerek hem korunuyor hem de estetik bir değer kazanıyor. Kitapların yepyeni bir vücuda kavuştuğu cilt sanatı için açılan kurs, bu yıl da yoğun ilgi gördü. Kursiyerler daha ilk günlerinde cilt sanatına dair birçok ipucu öğrenirken, aynı zamanda öğrenci olarak girdikleri bu çatı altında birer sanatçıya dönüştü. Kursiyer Mehmet Sinan Güneş, “Bu tarz sanatlar, kaybolmaya yüz tutmuş geleneksel zanaatlar olduğu için, yaşatılması ve canlı tutulması büyük önem taşıyor. Bu sebeple, bu tür merkezlerin varlığı oldukça kıymetli. Tarihi bir geçmişe sahip cilt sanatı, Sakarya’da yoğun ilgi görmekte ve önemli bir merkez haline gelmektedir. Sanat insanın ruhuna hitap eden yönüyle bize büyük bir huzur veriyor” dedi. “Hem teknik becerileri hem de teorik bilgileri öğreniyoruz” Yüksek lisans öğrencisi olan Fatma Altunbaş ise, “Burada, geleneksel Türk sanatlarından biri olan cilt sanatının teknik yönlerini öğreniyoruz. Cilt sanatını yaparken, atalarımızın bu sanatı nasıl icra ettiklerini keşfediyor ve el yazmalarını gözlemleme fırsatı buluyoruz. Hem teknik becerileri hem de teorik bilgileri öğreniyoruz. Keçi derisi (sahtiyan) kullanarak cilt nasıl yapılır öğreniyoruz” diye konuştu.