GÜNDEM - 26 Ekim 2024 Cumartesi 11:46

Uzmanından önemli uyarı: Pişmiş etlerdeki tek tırnaklı etini tespit etmek çok zor

A
A
A

Et ürünlerine karıştırılan tek tırnaklı hayvan etleri ile ilgili önemli bilgiler veren Doç. Dr. Hüdayi Ercoşkun, "Bu ürünlerin et ürünleri ile işlenmesi halinde, tüketicilerin duyusal olarak birbirilerinden ayırması kolay değil” dedi.

Et ve et ürünleri ile ilgili araştırmalar yapan Çankırı Karatekin Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüdayi Ercoşkun, son zamanlarda gündemde olan Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ‘Sağlığı Tehlikeye Düşürecek Gıdalar’ listesindeki et ürünleri ile ilgili konuştu. Pişirilmiş ürünlerdeki tek tırnaklı etlerinin tespit edilemeyeceğini söyleyen Ercoşkun, et yemekleri için güvenilir restoran ve markaların tercih edilmesi gerektiğini belirtti. Türkiye’de kırmızı ette en çok ya tek tırnaklı hayvan eti kullanılarak hile yapıldığını ifade eden Ercoşkun, tek tırnaklı hayvan etinin dana etine göre daha koyu kırmızı, domuz etinin ise daha açık renkte olduğunu kaydetti. Parça halindeki etlerde hilenin kolay bir şekilde gözle tespit edilebileceğini kaydeden Ercoşkun, tespitin sucuk, salam, sosis, köfte ve hazır mantılarda zorlaştığını dile getirdi.

“Türkiye’de kırmızı ette en çok yapılan hile, tek tırnaklı hayvan eti kullanılması”

Et hilelerinin genellikle sucuk, salam, sosis, köfte gibi ürünlerde yapıldığını aktaran Ercoşkun, “Son günlerde, et ve et ürünleri ile ilgili hileler gündeme oturdu. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yapmış olduğu araştırmalara baktığımızda Türkiye’de kırmızı ette en çok yapılan hile, tek tırnaklı hayvan eti kullanılması. Onu da kanatlı etler takip etmektedir. En az rastlanan hile ise domuz etinin kullanılmasıdır. Etler, birbirlerinden farklı, tat, koku ve renklere sahiptirler. Parça halindeki etlerin ne eti olduğunu anlamak elbette çok kolay olacaktır. Hileler genellikle sucuk, salam, sosis, köfte ve hazır mantılarda yapılıyor. Bu tip etlerde baharat etin lezzetini değiştirmektedir. Hile yapılan etin içerisinde farklı oranlarda farklı hayvan etleri bulunduğu için belirli bir lezzetler baskılanmakta ve tüketiciler tarafından tespit edilmesi mümkün olmayan ancak laboratuvarlarda çeşitli incelemeler yaparak mümkün olabilir” dedi.

“At etinin en belirgin özelliği, kendine has ekşi tadının bulunmasıdır”

At etinin renginin koyu kırmızı olduğunu belirten Ercoşkun, “At ve eşek hayvanlarının ekonomik ömrü dolduktan sonra bir şekilde bir gıda zinciri içerisine girebilmektedir. Bu hayvanların hijyenik kesimi söz konusu olmadığı için birçok hastalığın taşıyıcısı olabilmekteler. Dana eti, pembe şekilde kendine has bir renktedir. Maalesef ülkemizde, etin rengi koyulaştıkça daha lezzetli ya da gerçek et olduğu gibi bir düşünce var ama aslında dana etinin birkaç ton kırmızı olduğu hali at etidir. At etinin en belirgin özelliği, kendine has ekşi tadının bulunmasıdır. Bu ekşilik sucuk ve pastırmada arzu edilen fermente lezzeti tamamlayan bir tattır” diye konuştu.

“Domuz etinin dana etinden daha açık pembe rengi vardır"

Toplu tüketim yapılan mekanlara daha çok dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Ercoşkun, “Domuz eti gibi etlerin toplu tüketim yapılan mekanlarda insanlara verilmesi söz konusu olabiliyor. Maalesef farkına varılmadan bu etler tüketiciye ulaşmış olabiliyor. Kesimhane kontrolleri, kesimhanelerde hazırlanana şehadet nameler ve diğer evraklar, hayvanlarının kimlik kağıtlarının bulunması, et alımı ve satımında önem taşımaktadır. Yine bu noktada güvenilir kaynaklardan etin temin edilmesi büyük önem taşımaktadır. Domuz etinin dana etinden daha açık, pembe rengi vardır. Domuz etini diğer etlerden ayıran en büyük özelliği, parça halinde aşırı miktarda yağlı olmasıdır. Ancak bu ürünlerin et ürünleri ile işlenmesi halinde tüketicilerin duyusal olarak birbirilerinden ayırmaları çok da kolay değil” şeklinde konuştu.

Bedirhan Göksu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir 130 mezun 50 yıl önce mezun oldukları liseye bilgisayar laboratuvarı kazandırdılar Eskişehir’de bulunan Ahi Evran Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nden 50 yıl önce mezun olan hayırseverler, okula yapacakları 3 bilgisayar laboratuvarından 1’ini bitirdi. Ahi Evran Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ne, okuldan geçmişte mezun olan ve okulun eski adını taşıyan dernek olan 300 üyeli Ticaret Lisesi Mezunları Derneği üyeleri tarafından toplanan yardımlarla muhasebe laboratuvar yapıldı. 20 bilgisayarın dernek üyelerince aşınırken, derneğin onursal başkanı Eskişehirli iş adamı Ali Eldem tarafından da masa dolap ve sandalye ihtiyaçları karşılandı. Parkeden eğitim yazılımları dernek üyeleri tarafından karşılandı. Sıfırdan düzenlenen laboratuvar yakında öğrencilere hizmet edecek. Öte yandan dernek tarafından önümüzdeki dönem 2’nci laboratuvarın, önümüzdeki yıl ise 3’üncüsünün düzenlenip hizmete açılması planlanıyor. “1 gecede 20 bilgisayar aldık” 1977 yılında okuldan mezun olan Ticaret Lisesi Mezunları Derneği Başkanı Sadullah Eriç yapılan çalışmlarla ilgili, “Yönetim kurulundaki arkadaşlar ve dernek üyeleri aşağı yukarı 50 sene önce bu okuldan mezun oldu. Derneğimizin bir sürü etkinlikleri, faaliyetleri oluyor. Malum, ara eleman sıkıntımız var. Okulumuzdan mezun olan öğrenciler iş bulmakta zorlanıyorlar. Bunu araştırdığımızda şunu gördük ki, bizim okulumuzda öğrenilen bilgisayar ve muhasebe programları mezun olduktan sonra hiçbir işe yaramıyor. Dolayısıyla okul ve dernek yönetimi olarak oturup, ’Ne yapabiliriz’ diye karar verdik. Bizim onursal başkanımız sayın Ali Eldem. Kendisi Eskişehir’in hayırsever iş adamıdır. Gidip ona danıştık. Zaten bize şu ana kadar hep yön veren kişi de kendisi olmuştur, sağ olsun. Bize bilgisayar masaları, sandalyeleri ve buranın badanası gibi her şeyle ilgili destek verdi. Biz de dernek olarak bilgisayarları temin etmeye karar verdik. Yaz tatilinde 1 gecede 20 bilgisayar aldık. 130 kişinin yardımda bulunduğu bir yaz tatili programıydı. Derneğimizde şu anda 300 civarı üyesi var. Aidatlarının dışında hayırsever kişiler bize yardımcı olmaya çalıştılar Bilgisayarları böyle aldık ama bununla kalmadık. Biz okulumuzda ihtiyacı olan öğrencilere yardımcı olmaya çalışıyoruz. Amacımız, bu okulda okuyan ve mezun olan çocuklarımıza sahip çıkabilmek. Böyle yola çıktık ve çok şükür, şu anda amacımıza ulaştık. Bunla da bitmeyecek. Çünkü bize 3 muhasebe laboratuvarı lazım. Biz şu anda 1’incisini bitiriyoruz, 2’incisini yarıyıl döneminde monte etmeye çalışacağız. Önümüzdeki yıl içinde 3’üncü muhasebe laboratuvarımızı devreye sokacağız. Ondan sonra bir sürü projeler var. Kapalı spor salonunu yapmaya çalışacağız, okulumuzda mezunlarının anısına yapacağımız etkinliklerimiz ve gecelerimiz olacak. Derneğimiz bu amaçla kuruldu. Biz, ’Tek başına hiçbir şey olmaz, birlikte kuvvet doğar’ diyerek yola çıktık” dedi.
Erzurum Özcan: ’Öğretmenlerimiz, eğitimin ve öğretimin temel taşı’ Şenkaya Belediye Başkanı Görbil Özcan, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Başkan Özcan, mesajında şu ifadelere yer verdi: “24 Kasım 1928, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e Millet Mekteplerinin Başöğretmenliğinin verildiği gündür. Cumhuriyetimizin 101’nci yılında, sabırla ve özveriyle yarının liderlerini yetiştiren, onları bilgi ve değerlerle donatan, aklı ve bilimi tek rehber edinen ve Cumhuriyetimizin kazanımlarını genç kuşaklara aktararak topluma öncülük eden öğretmenlerimiz sayesinde ülkemiz ‘muasır medeniyet’ hedefine yürüyecektir. Bir toplum, eğitimcisine ne kadar değer verirse, geleceğine de o kadar güvenle bakar’ gerçeği ışığında; bilimsel, çağdaş ve laik eğitime destek her zaman öncelikli hedeflerimiz arasında olmuştur. Öğrencilerimizin geleceğe emin adımlarla ilerlemesi için Şenkaya İlçemizde farklı proje ve uygulamalarla geleceğimizin mimarları olan öğretmenlerimizin yanında olmaya, eğitim kurumlarımızın gelişimi için çalışmaya devam edeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Büyük Önder Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk, ‘Yeni kuşak en büyük Cumhuriyetçilik dersini bugünkü öğretmenler topluluğundan ve onların yetiştirecekleri öğretmenlerden alacaktır’ diyerek öğretmenliğin hayati derecede önemini bizlere aktarmıştır. Aydınlık bir geleceğe ancak bilgi, bilim ve bunları sağlayacak çağdaş eğitimle yürüyebileceğimizi hiçbir zaman unutmamalıyız. Bu düşüncelerle, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e Başöğretmenlik unvanının verildiği ve Öğretmenler Günü olarak kutladığımız bu anlamlı günde görevlerini hakkıyla yerine getirmiş, ülkesine ve milletine hayırlı nesiller yetiştirmiş tüm öğretmenlerimize şükran ve minnetlerimi sunuyor, ebediyete irtihal etmiş, görevi başında şehit düşmüş tüm öğretmenlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, tüm eğitim camiamızın 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü tebrik ediyorum.”