SAĞLIK - 13 Ekim 2024 Pazar 09:25

Çankırı’da 9 ayda 162 hasta palyatif bakım merkezine başvurdu

A
A
A
Çankırı’da 9 ayda 162 hasta palyatif bakım merkezine başvurdu

Çankırı merkez ve Çerkeş ilçesinde bulunan palyatif bakım merkezlerine 9 ayda 162 hasta başvurdu.


Çankırı il Sağlık Müdürlüğü, il genelindeki palyatif bakım merkezi mevcut olan Çankırı ve Çerkeş Devlet Hastanelerinde bulunan palyatif bakım merkezlerine yılın ilk 9 ayında 162 hasta başvurusunun alındığını duyurdu. Verilen sağlık hizmetleri ile ilgili yapılan açıklamada, Çankırı Devlet Hastanesi bünyesinde toplam 10 yataklı palyatif bakım merkezi mevcut olduğu, yılın ilk 9 ayında toplamda 74 hastaya hizmet verildiği ve yatak doluluk oranı yüzde 47,2 olduğu bildirildi. Çerkeş Devlet Hastanesi bünyesinde ise toplam 5 yataklı palyatif bakım merkezi mevcut olduğu, yılın ilk 9 ayında toplamda 88 hastaya hizmet verdiği ve yatak doluluk oranı yüzde 53,4 olduğu bildirildi.


Palyatif bakım merkezlerinin aileye tıbbi, psikolojik, sosyal ve manevi destek verdiğini vurgulayan Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, “Bazı hastalar, hayat boyu veya hayatlarının öngörebilir bir kısmında ağır bir hastalıkla yaşamak, bu süre boyunca düzenli bakım hizmeti almak zorundalar. Bu hastalara palyatif hastalar diyoruz. Palyatif bakım hizmetlerinin bir amacı da hastalara ve aile bireylerine tıbbi, psikolojik, sosyal, manevi destek verilmesi, acılarının bu yönden de azaltılmasıdır. Dünya Palyatif Günü vesilesi ile tüm hastalarımıza acil şifalar diliyorum” dedi.



Çankırı’da 9 ayda 162 hasta palyatif bakım merkezine başvurdu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya İnşaat sektöründeki iş kazaları Türkiye’de ilk sırada İnönü Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Engin Özdemir, Türkiye’de iş kazalarının en fazla inşaat sektöründe yaşandığını belirterek, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında kalifiye olmayan iş gücünün kazaları artırdığına dikkat çekti. İnönü Üniversitesi Malatya Meslek Yüksekokulu Mülkiyet Koruma ve Güvenlik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Engin Özdemir, iş sağlığı ve güvenliği alanındaki önemli açıklamalarda bulunarak, Türkiye’deki iş kazaları ve sektörlerin güvenlik sorunlarına dikkat çekti. Özdemir, iş sağlığı ve güvenliğinin tüm iş yerlerinde büyük bir öneme sahip olduğunu belirterek, özellikle inşaat sektöründeki kazaların kaygı verici boyutlara ulaştığını söyledi. Türkiye’de iş kazalarının en fazla inşaat sektöründe meydana geldiğini belirten Doç. Dr. Engin Özdemir, bu sektörün, tarım sektörüyle birlikte en riskli alanlardan biri olduğunu vurguladı. Özdemir, 6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş’ta meydana gelen büyük depremler sonrasında inşaat sektöründe görülen kazaların artmasında niteliksiz iş gücünün etkili olduğunu belirtti. Kalifiye olmayan işçilerin sektörde yer almasının, iş kazalarının risklerini arttırdığına dikkat çeken Özdemir, bu konuda önemli adımlar atılması gerektiğini ifade etti. İş güvenliği kültürünün ve bilinçli çalışanların iş kazalarını en aza indirebileceği üzerine açıklamalarına devam eden Özdemir, Türkiye’deki iş sağlığı ve güvenliği yasalarının kapsamlı ve etkili olduğunu, ancak uygulamada karşılaşılan sorunların çözülmesi gerektiğine değindi. Özdemir, iş güvenliği uzmanlarının işverenler tarafından seçilmesi yerine, bağımsız bir havuz sistemi oluşturulmasının önemli olduğunu ve bu sistemin yapı denetim sistemi gibi işler hale getirilmesi gerektiğini söyledi. Teknolojik gelişmelerin iş güvenliği üzerinde olumlu etkiler oluşturduğunu da belirten Doç. Dr. Engin Özdemir, teknoloji sayesinde iş gücüne duyulan ihtiyacın azaldığını ve buna bağlı olarak kazaların ve meslek hastalıklarının da azaldığını söyledi. Ancak, teknolojinin getirdiği bu avantajların iş gücü istihdamında yeni sorunlara yol açabileceğine de dikkat çeken Özdemir, gelişen dijital ve otomatik sistemlerin iş güvenliğini artırma potansiyeline sahip olduğunu ifade etti. Özdemir, iş güvenliği ile ilgili olarak, deprem gibi afetlerde de alınması gereken önlemler konusunda görüşlerini paylaştı. 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra Malatya’da 9 binanın aynı anda ve kontrollü bir şekilde yıkıldığını belirten Özdemir, bu süreçte tüm güvenlik önlemlerinin titizlikle alındığını ifade etti. Özdemir, "Binaları kontrolsüz bir şekilde yıkmadık. Canların zarar görmemesi için gereken tüm önlemleri aldık. Yıkım zamanı özenle seçildi ve trafik düzenlemeleri yapıldı" diyerek, sürecin iş sağlığı ve güvenliğine uygun bir şekilde yürütüldüğünü aktardı. Ayrıca, iş sağlığı ve güvenliği eğitiminin önemine de vurgu yapan Özdemir, bu bilincin yalnızca iş yerlerinde değil, tüm toplumda yerleşmesi gerektiğini belirtti. Özdemir, iş sağlığı ve güvenliği kültürünün, ilk yardım gibi hayat kurtarıcı bir eğitim olduğunu ifade ederek, bu bilincin ailelerden başlayarak geniş bir şekilde toplumda benimsenmesi gerektiğini söyledi. Son olarak, iş sağlığı ve güvenliğinin amacının, çalışanların fiziksel, ruhsal ve sosyal bütünlüğünü korumak olduğuna değinen Özdemir, bu alanın mühendislik, hukuk ve tıp gibi pek çok disiplini bir araya getiren çok boyutlu bir alan olduğunu belirtti. Çalışanları iş yerlerinde karşılaşabilecekleri risklere karşı korumanın iş sağlığı ve güvenliği alanının temel amacı olduğunu vurgulayan Özdemir, bu alandaki en büyük hedefin iş kazalarını ve meslek hastalıklarını en aza indirmek olduğunu söyledi.