EĞİTİM - 19 Ağustos 2022 Cuma 13:26

ÇAKÜ’de "Akademik Teşvik Ödülleri" sahiplerini buldu

A
A
A
ÇAKÜ’de "Akademik Teşvik Ödülleri" sahiplerini buldu

Çankırı Karatekin Üniversitesi "2021 Akademik Teşvik Ödülleri” düzenlenen törenle sahiplerine takdim edildi.

Çankırı Karatekin Üniversitesi "2021 Akademik Teşvik Ödülleri” düzenlenen törenle sahiplerine takdim edildi.


Çankırı Karatekin Üniversitesi’nde "2021 Akademik Teşvik Ödülleri” sahiplerini buldu. 18 Ağustos 2022 Perşembe günü Hukuk Fakültesi konferans Salonu’nda gerçekleştirilen törene, Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Harun Çiftçi, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Mehmet Erdem, Prof. Dr. Hüseyin Odabaş, ÇAKÜ Akademik Birimler Koordinatörü Prof. Dr. Şebnem Kuşvuran, İletişim Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Salih Sarıcaoğlu ve akademisyenler katıldı.


Törenin açılışında konuşan Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Harun Çiftçi, "Biz ne kadar kıymet biçip ödüllendirsek de sizin yaptığınız bu akademik çalışmaların değeri hiçbir maddi karşılıkla ödenemez. Akademisyenlik bilgiyi üretme, yayma ve insanlığın hizmetine sunma tutkusudur. Bunun akademisyenin dünyasında, vicdanında kalbinde verdiği hazzın tarifi yoktur" dedi.


Katılımcı, şeffaf, başarının ödüllendirildiği, geleceğe yatırım anlamında fikirlerin sunulduğu ve alındığı bir yönetim anlayışını benimsediklerini ifade eden Rektör Çiftçi, “İşte bugün de bu anlamayışımızın bir tezahürü olarak bu töreni düzenledik ve sizlerle birlikteyiz. Ben akademik olarak gösterdiğiniz gayretleri, üretmiş olduğunuz eserleri takip ve takdir ediyorum. Biliyorum ki, önümüzdeki süreçte bunlar yeni projelere, yeni yayınlara, yeni bilgilere dönüşecektir. Bilim tarihine baktığımızda bizim ürettiğimiz yeni bilgilerin temelinde bizden önce çalışmış olan bilim insanlarının verileri vardır. Yani bilim bir süreçtir. Süreç içerisinde dünya bilimine yaptığınız katkı için de ayrıca teşekkür ediyorum“ diye konuştu.


“Çankırı Karatekin Üniversitesi yeni bir anlayışla gelişimini sürdürmeye ve her alanda var olmaya devam ediyor. Biz niteliğe, insana önem veren, öğrenci odaklı, eğitim merkezli bir yönetim anlayışına sahibiz” diyen Rektör Çiftçi, 15 aylık görev süremizde şöyle geriye dönüp baktığımızda bu anlayış çerçevesinde hedeflerimizin gerçekleştirdiğini görüyoruz. Bu ortak akıl anlayışımızın da özellikle bizim paydaşlarımız nezdinde karşılık bulduğunu görmekten de son derece memnunuz. Önümüzde ki süreçte de özelde Çankırı Karatekin Üniversitesi genelde de dünya bilim literatüründe de daha iyi yerlere gelmek için her zaman olduğu gibi çok çalışmaya devam edeceğiz. Biz sizlere yol açmak istiyoruz. Rahat bir çalışma ortamı sunmak istiyoruz. Bu anlamda da sizden beklentilerimiz var. Şunu ifade etmek isterim ki, akademisyenlik mesai saatlerine sığdırılacak bir meslek değildir. Yeni şeyler üretmeyi dert edinmek ve bununla da yeni kapıların açılacağını bilmeyi gerektirir. Bilgi üretebilmek için elde edilen verileri çok iyi analiz etmek ve değerlendirmek lazım. Bu analiz ve değerlendirmeler sonucunda da bilgiyi nasıl üreteceğini ve hangi konuda faydalı olacağını da belirlemek lazım. Bilim insanı aynı zamanda dert edinen bir insandır. Ben biliyorum ki, hepimizin bu konuda yapacakları ve dert edindiği konular var. Derdimizin neticesinde de inşallah güzel sonuçlar ve çıktılar alarak bilime insanlığa faydalı olmaya devam edeceğiz. İşte bugün bu çıktılarınız ödüllendiriyor ve taltif ediliyor. Hepimize hayırlı olsun” diye konuştu.


Rektör Çiftçi konuşmasının ardında yaptıkları bilimsel çalışmalarla ödül almaya hak kazanan 62 akademisyene ödüllerini verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Beylikdüzü’nde kültür sanat sezonu açılıyor Beylikdüzü Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi’nde Ekim ayı kültür-sanat etkinlikleri çerçevesinde tiyatro, konser ve stand-up gösterilerinden oluşan dopdolu bir program sanatseverlerin beğenisine sunulacak. Beylikdüzü Sahnesi yeni sezonda da perdelerini açıyor. Beylikdüzü Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi (BAKSM) ekim ayında, kültür-sanat dünyasının önemli isimlerini ağırlayacak. Ali Poyrazoğlu, Okan Bayülgen, Şevket Çoruh, Doğu Demirkol, Özgür Turhan ve Barbaros Şansal gibi isimlerin ön plana çıktığı ekim ayı etkinlikleri, 1 Ekim’de Armağan Çağlayan’ın hatıralarını anlattığı 3 saatlik gösterisiyle başladı. Okan Bayülgen, 2 Ekim’de Türkiye’nin ilk siyasi mizah gazetesi Markopaşa’nın masalsı günlüğünü tutan “Meçhul Paşa”, 4 Ekim’de Bülent Parlak’ın uyarladığı komedi “Leyla ile Mecnun Değil” sahnelenecek. 5 Ekim’de Okan Bayülgen ile Ebru Unurtan’ın başrollerini paylaştığı “Otelde”, 6 Ekim’de Barbaros Şansal’ın tek kişilik gösterisi “Burda Olmaz”, 9 Ekim’de ise Mahşer-i Cümbüş’ün doğaçlama gösterisi izleyiciyle buluşacak. Büyük usta Ali Poyrazoğlu 10 Ekim’de Melis İşiten ve Şahin Irmak’ın başrollerini paylaştığı “Seni Seviyorum, İyi ki Ayrılmışız” adlı komedi ve 11 Ekim’de Mesut Süre’nin “Meksika Çıkmazı” adlı doğaçlama gösterisiyle devam edecek. 12 Ekim’de Doğu Demirkol, 14 Ekim’de büyük usta Ali Poyrazoğlu sahneye çıkacak. 16 Ekim’de ise Berfu ve Eser Yenenler çiftinin iki yıldır kapalı gişe oynadıkları “Çift Terapisi” İstanbullu tiyatro severleri bekliyor. Kapanış 31’inde, Ahmet Aslan konseriyle Takvim, 17 Ekim’de Özgür Turhan’ın “Yenisi” adlı tek kişilik gösterisi, 24 Ekim’de Şevket Çoruh ve Günay Karacaoğlu’nun “Bir Baba Hamlet”’i ve 31 Ekim’deki Ahmet Aslan konseriyle sona eriyor. Ayrıca 8 Ekim’de Nazım Hikmet’in annesi “Celile”, 15 Ekim’de “Freud’un İnsanları” ve 30 Ekim’de “Fanatik” adlı oyunlar da ekim programında yer alıyor. Sanatseverler, www.beylikduzu.istanbul adresindeki etkinlik takviminden detaylı bilgiye ulaşabilir. Beylikdüzü Belediyesi Tiyatrosu’nun 5 Ekim Cumartesi, 12 Ekim Cumartesi ve her pazar günü birer çocuk oyunu, 13 Ekim’de “Ne Oynuyoruz” adlı doğaçlama gösterisi ve 23 Ekim’de “Ayı ve Bir Evlenme Teklifi” adlı oyunu ise ücretsiz izlenebilir.
Ankara Bakan Uraloğlu: "Lübnan limanları ve açıklarında seyir yapan Türk bayraklı gemilerin ISPS seviyesini 3’e çıkardık" Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 30 Eylül tarihi itibarıyla Lübnan limanları ve bu limanların açıklarında seyir yapan Türk bayraklı gemilerin Uluslararası Gemi ve Liman Tesisleri Güvenlik Kodu (ISPS) seviyesini en yüksek seviye olan 3’e yükselttiklerini açıkladı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Lübnan’da yaşanan güncel gelişmeler ışığında Türk bayraklı gemilerin muhtemel güvenlik tehditlerine karşı hazırlıklı olabilmesi, limanda bulundukları süre zarfında gerekli tedbirleri alabilmeleri ve bu gemilerin erken safhada uyarılabilmesini sağlamak amacıyla Lübnan limanları ve bu limanların açıklarında seyir yapacak Türk bayraklı gemilerin ISPS seviyesini 30 Eylül tarihi itibarıyla 3’e çıkardıklarını duyurdu. Bakan Uraloğlu, güvenlik seviyesi 3’e geçilmesiyle birlikte gemilerin ve mürettebatın yetkili makamların bildirdiği tüm talimatlara uyması gerektiğini belirterek, “Gemi güvenlik planı kapsamında liman tesisi ile iş birliği içinde gemi tarafından güvenlik önlemleri en üst düzeyde uygulanacak” dedi. Gemi kaptanının gemideki sınırlandırılmış alanlarla ilgili güvenlik önlemlerini arttırabileceğini belirten Uraloğlu, “Bu çerçevede, gemide güvenlik olayına veya varsayılan güvenlik tehdidine yakın olan, erişimin yasaklandığı ek sınırlı alanlar belirlenebilecek, sınırlı alanların aranması sağlanabilecek ve tüm gemiye erişim sınırlandırılabilecektir" ifadelerini kullandı. Uraloğlu, güvenlik seviyesi 3 kapsamında gemideki yükleme ve tahliye işlemlerinin geçici olarak durdurulabileceğini ifade ederek, “Ayrıca gemiye malzeme, kumanya ve benzeri eşyaların teslimi esnasında malzemeler daha kapsamlı şekilde aranacak, alımları sınırlandırılabilecek veya ertelenebilecek. Gerektiğinde malzemelerin gemiye alınması tamamen reddedilebilecek” dedi. Gemiye erişim kısıtlamaları Bakan Uraloğlu, gemiye erişimde girişi tek ve kontrollü bir giriş noktası ile sınırlandırma, sadece yetkili makamlarca izin verilenlere giriş izni verme, gemideki personeli yönlendirme, gemiye giriş çıkışları geçici olarak durdurma işlemleri yapılabileceğini belirterek, “Ayrıca geminin terk edilmesi, geminin riskli alandan yer değiştirmesi ve geminin tümünün veya belirli alanlarının aranmak için hazırlanması işlemleri de uygulanabilecek” dedi.
Eskişehir Odunpazarı Belediyesi Tekstil Üretim ve Tasarım Merkezi açıldı Odunpazarı Belediyesi’nin kadın istihdamını destekleyen ve büyük tasarruf sağlayan tekstil atölyesi, Odunpazarı Belediyesi Tekstil Üretim ve Tasarım Merkezi olarak yeni adıyla ve modern binasında hizmete açıldı. EMKO Sanayi Sitesi 75. Yıl Mahallesi Babaeski Sokakta bulunan Odunpazarı Belediyesi Tekstil Üretim ve Tasarım Merkezi açılışına, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Bozüyük Belediye Başkanı Mehmet Talat Bakkalcıoğlu, Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş, Eskişehir Ticaret Borsası Başkanı Ömer Zeydan, Eskişehir Lokantacılar Odası Başkanı Bahar Bilen, EMKO Başkanı Ahmet Yıldız, Teksan Sanayi Sitesi Başkanı Ramazan Karamanlı, Eskişehir Tornacılar ve Oto Tamirciler Odası Başkanı Adnan Karamanlı ve çok sayıda vatandaş katıldı. Açılış töreninde konuşan Başkan Kurt, “Göreve geldiğimiz 2014’ten bugüne kadar halkçı, toplumcu, sosyal demokrat ve kamucu belediyeciliği esas alarak çalışmalarımızı gerçekleştiriyoruz. “Kadınları ve çocukları mutlu olan yaşanacak bir Odunpazarı inşa edeceğiz” demiştik ve bu amaç doğrultusunda projelerimizi şekillendirdik. Bugün, Odunpazarı Anonim Şirketi’miz aracılığıyla açılışını gerçekleştirdiğimiz Tekstil Üretim ve Tasarım Merkezi’miz de, kamucu belediyeciliğin nasıl olacağına ilişkin vereceğimiz en güzel örneklerden bir tanesi olacak. Bu proje 2023’ün Şubat ayında başlamıştı ve adı Tekstil Atölyesi’ydi. Belediyemizin açtığı kurslarda eğitim alan kadınlar bu atölyede istihdam edildiler. On binlerce ürün ürettiler ve bu sayede belediyemiz milyonlarca lira tasarruf etti. Atölyemizde, Odunpazarı Belediyesi personelinin zorunlu kıyafetlerinin ve ihtiyacı olan diğer tekstil ürünlerinin yanında, Alpu, Seyitgazi, Mahmudiye, Çifteler ve Bilecik belediyelerinin de koruyucu iş kıyafetleri üretildi, üretiliyor” dedi. "Kamuculuk üretim demektir" Üretim kapasitesinin iki katına çıktığını belirten Başkan Kurt, “Bu kapsamda artık bir atölyeden değil, kapsamı genişlemiş bir Tekstil Üretim ve Tasarım Merkezi’nden bahsediyoruz. Bu proje, kamucu belediyeciliğin en güzel örneklerinden. Çünkü kamuculuk üretim demektir, kaynak oluşturmak demektir, tüketimi düzenleyebilme demektir. Bu projede, saydığım üç unsur da var. Aracıyı kaldırarak belediyemizin zorunlu kıyafetlerini çok daha ucuza burada üretiyoruz. Paydaş belediyelerimize de kıyafet üretmek suretiyle kaynak oluşturuyoruz. Dolayısıyla tüketimi de en az maliyetle gerçekleştiriyoruz” dedi. "Kadınları çalışma hayatına kazandırıyoruz" Sivil toplum kuruluşları, kent konseyi, mahalle meclisleri ve muhtarlardan alınan öneriler doğrultusunda böyle bir projeye imza attıklarını sözlerine ekleyen Başkan Kurt, “İşte bu, gerçek bir katılımcı belediyecilik örneğidir. Öte yandan kadınlara eğitim vermek suretiyle onları çalışma hayatına kazandırmak, üretim sürecine dahil etmek, ekonomik bağımsızlıklarını ellerine almalarını sağlamak ve paydaş belediyelerimizin ucuz ve kaliteli ürünlere erişebilmelerine imkan tanımak, birlik içerisinde dayanışma ruhunun net göstergesidir. Özetle, belediyemiz tarafından hayata geçirilen Tekstil Üretim ve Tasarım Merkezi projemiz, kamucu belediyeciliğin en temel unsurları olan üretim, kaynak üretmek, tüketimi düzenleme, demokratik katılımcılık ve dayanışmayı içinde barındıran bir proje” dedi. Konuşmaların ardından Başkan Kurt ve programa katılan protokol üyeleri tarafından kurdele kesimi gerçekleştirildi. Kurdele kesiminin ardından Başkan Kurt ve davetliler Odunpazarı Belediyesi Tekstil Üretim ve Tasarım Merkezi’ni gezdi.
İstanbul Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı davanın görülmesine devam edildi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu dönemde ihaleye fesat karıştırdığı iddiasıyla yargılandığı davanın görülmesine devam edildi. Mahkeme ara kararında dosyanın mütalaasını hazırlaması için cumhuriyet savcısına gönderilmesine hükmetti. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu dönemde ihaleye fesat karıştırdığı iddiasıyla iddianame düzenlenmişti. İmamoğlu ve 6 belediye çalışanının yargılandığı davanın görülmesine devam edildi. Büyükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada bir kısım tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu. Duruşmada hakim, dosyayı bilirkişinin incelediğini ve rapor hazırladığını belirtti. Söz verilen İçişleri Bakanlığı avukatı, bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini ve yazılı olarak dosyaya sundukları dilekçelerini tekrar ettiklerini söyledi. Sanık Ekrem İmamoğlu’nun avukatlarından Kemal Polat ise, “İki ayrı heyetten bilirkişi raporu alınmıştır. Suç unsuru olmadığı ortaya çıkmıştır. Beraat kararı verilmesini talep ederiz” dedi. Görüşü sorulan cumhuriyet savcısı ise bilirkişi raporlarının incelenmesi sonucu suça konu olayda kamu zararının tespit edilmediğinin anlaşıldığını belirtti. Cumhuriyet savcısı ‘ihaleye fesat karıştırma’ suçunun 3. fıkrasının b bendinde yer alan “kamu kurumu veya kuruluşu açısından bir zarar meydana gelmemiş ise, fail hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur” maddesinin uygulanması gerektiğini ifade etti. Savcı, sanıklar hakkında ek savunma verilmesini de talep etti. Ara kararını açıklayan mahkeme, İçişleri Bakanlığı avukatının bilirkişi raporuna yaptığı itirazın reddine karar verdi. Hakim, dosyanın mütalaasını hazırlaması için cumhuriyet savcısına gönderilmesine hükmederek duruşmayı erteledi. İddianameden İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu dönemde şartları karşılamayan bir firmaya ihale vermek suretiyle ihaleye fesat karıştırdığı iddiasıyla soruşturma başlatılmıştı. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma sonunda hazırlanan iddianamede, İçişleri Bakanlığı ’ihbar eden’ olarak, Ekrem İmamoğlu, Cem Ülken, Fidan Gül, Hasan Çetin, Hilal Çuhadar, Mehmet Hepgül ve Türkan Demirel Dişisağlam ise ’şüpheli’ sıfatıyla yer almıştı. İddianamede 2015 yılında Beylikdüzü Belediye Başkanlığı tarafından ‘Kültür Merkezlerinde Personel Çalıştırılması ve Kültür Sanat Organizasyonları Hizmet Alım İşi’ ihalesinde, sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettikleri aktarılmıştı. Düzenlenen iddianamede, "Şüphelilerin ihale alıcısı bir firma lehine ancak kamu zararına neden olacak şekilde, ihaleye katılma yeterliğine veya şartlarına sahip olmayan kişilerin ihaleye katılmasını sağlamak ve teklif edilen malları, şartnamesinde belirtilen niteliklere sahip olmadığı halde, sahip olduğundan bahisle değerlendirmeye almak eylemlerinde bulunarak kamu kurumu statüsüne haiz Beylikdüzü Belediye Başkanlığı’nın 250 bin 86 TL fazladan para ödemesine ve neticede 250 bin 86 TL tutarında kamu zararına neden olarak üzerlerine atılı ’ihaleye fesat karıştırma’ suçunu işledikleri anlaşılmıştır" ifadeleri kullanılmıştı. Bilirkişi raporunda ise idare tarafından kanuna aykırı şekilde yüklenici ile ek sözleşme yapıldığı, yükleniciye KDV dahil 250 bin 86 TL tutarında haksız fazla ödeme yapılarak kamu zararına sebep olunduğu belirtilmişti. Öte yandan şüpheliler tarafından şartnamede açıkça belirtilen niteliklere sahip olmayan firma lehine ihalenin sonuçlandırılması eyleminin suç teşkil ettiği, sanıkların katılım şartı ile teknik şartnamede aranan kriterleri sağlamadığı, sabit olan ilgili firmanın bu durumunu fikir ve eylem birliği içerisinde hareket etmek suretiyle diğer ihale isteklilerinden gizleyerek ve ihale isteklilerini hataya düşürmek suretiyle suçun maddi unsurunun gerçekleştiği aktarılmıştı. İddianamede, "Soruşturmaya konu yapılan ihale sürecinde işin sürdürebilirliği noktasında ihaleye katılım şartı ile teknik şartnameye yeterlilik şartını ilk aşamada dahi sağlayamayan firmanın lehine ihalenin sonuçlanmasının bir sonucu olarak, firmanın idare ile yaptığı 19 Şubat 2016 tarihli sözleşmenin 14/3. maddesine açıkça aykırı şekilde firma lehine olacak şekilde fakat kanun ve yönetmeliklere aykırı olarak ek sözleşme yapılması ile doğan zarar, kamu zararı olarak kabul edilmelidir" denilmişti. Hazırlanan iddianamede, İmamoğlu’nun da aralarında bulunduğu 7 kişinin ’ihaleye fesat karıştırma’ suçundan 3’er yıldan 7’şer yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilmişti. Ayrıca 7 kişi hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesi gereğince siyasi yasak uygulanması da istenmişti.