ASAYİŞ - 15 Kasım 2024 Cuma 12:29

Makas atarken, kaza yapıp 250 metre savruldu, taksiye binip firar etti

A
A
A
Makas atarken, kaza yapıp 250 metre savruldu, taksiye binip firar etti

Bursa’da makas atarak ilerleyen sürücü yağışlı havanın da etkisiyle kontrolden çıkınca önündeki araca çarpıp takla attı. 1 kişinin yaralandığı kazada takla atan otomobilin sürücüsü taksiye binerek olay yerinden kaçtı.

Kaza, merkez Osmangazi ilçesi İstanbul Yolu üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 16 ACR 667 plakalı aracın sürücüsü, yağışlı havada makas atarak ilerlerken, direksiyon hakimiyetini kaybedip Banu Kaplan P. idaresindeki 34 CHS 091 plakalı araca çarptı. Kazanın etkisiyle savurulan otomobil takla atıp 250 metre sürüklendi. Kaza da kadın sürücü yaralanırken, metrelerce savrulan otomobilin sürücüsü taksiye binip olay yerinden kaçtı. Polis kazayla ilgili tahkikat başlatırken, kaçan sürücüyü tespit etmek için çalışma başlattı.

Ahmet Burak Öztürk - Ali İhsan Uğur

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya 18 yıl önce kaybolan adamın cinayet kurbanı olduğu ortaya çıktı, tutuklu sanıklar birbirini suçladı Antalya’da 2006 yılında ortadan kaybolan Ayhan Ağgedik’in cesedi 18 Ağustos 2013’te Aksaz Mahallesi’nde boş arazide ağacın altında yarısı toprağa gömülü halde bulunmuştu. Olayla ilgili olarak yakalanan ve Sulh Ceza Hakimliği tarafından ’Töre saikiyle tasarlayarak kasten öldürmek’ suçundan tutuklanan 4 sanık mahkemede birbirlerini suçladı. Side Mahallesi’nde 2006 yılında ailesi tarafından kayıp başvurusu yapılan ve Ayhan Ağgedik’e ulaşılamayınca kapatılan dosya, geçen yıl kasım ayında Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı’na Ayhan Ağgedik’in öldürüldüğüne dair yapılan ihbarın ardından yeniden açıldı. Başsavcılığın açtığı soruşturmanın ardından Manavgat İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği ekipleri, 2006 ve 2024 yılları arasında ilçe genelinde bulunan kimliği belirsiz cesetlerle ilgili bilgileri yeniden inceledi. Ayhan Ağgedik’in kaybolduğu dönemde ailesinin verdiği bilgileri değerlendiren ekipler, 18 Ağustos 2013’te Aksaz Mahallesi’ndeki boş arazide ağacın altında yarısı toprağa gömülü halde bulunan kemik parçalarındaki kıyafetle cesedin yanındaki eşyaların Ayhan Ağgedik hakkında verilen bilgilerle uyuşması üzerine, yakınlarından DNA örneği alındı. İncelemede, cesedin Ayhan Ağgedik’e ait olduğu belirlendi. Asayiş Büro Amirliği ekipleri, Ayhan Ağgedik’in öldürülmesi olayına karışanların 2022’de yaşamını yitiren A.A. ile B.O., M.A., İ.K., M.K. ve Y.A. olduğunu tespit ederken, M.A. Adıyaman’ın Gölbaşı ilçesinde, Y.A. Muratpaşa ilçesinde, B.O., M.K. ve İ.K. Manavgat’ta gözaltına alındı. Polis merkezindeki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden Y.A., M.A., İ.K. ve B.O. çıkarıldıkları Sulh Ceza Hakimliği tarafından ’Töre saikiyle tasarlayarak kasten öldürmek’ suçundan tutuklanırken M.K. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Cinayetle ilgili Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Olayla ilgili davanın ilk duruşması Manavgat 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada tutuklu sanıklar İ.K., M.A., Y.A., B.O. ile tutuksuz sanık M.K. ve öldürülen Ayhan Ağgedik’in çocukları Faruk Ağgedik, Merve Ağgedik ile kardeşi Yasin Ağgedik ve tarafların avukatları hazır bulundu. "‘Benim işi sen yapmayacaksan ben birini bulacağım’ dedi" Mahkemede ifade veren tutuklu sanıklardan M. A., kendisinden A.A.’nın, Ayhan Ağgedik’i öldürülmesini istediğini, bunu kabul etmediğini bunun üzerine A.A.’nın ‘Benim işi sen yapmayacaksan ben birini bulacağım’ dediğini; kendisinin de ‘ben öldürme işine karışmam ama birini bulmaya çalışırım’ dediğini anlattı. Manavgat’a iş kurmak için geldiğini öne süren M.A.’nın, ilçede olduğu sırada köylüsü olan İ.K.’nin iş yerinde kaldığını söyledi. Başka bir iş için Adıyaman’a gelip, geriye Manavgat’a dönmesinden bir gün önce A.A.’nın kendisine 20 bin lira para verdiğini anlatan M.A., “’Bunu götür B.’ye ver, biz B. ile anlaştık’ dedi. A.A., D.D. ve Y.A. öncesinde Manavgat’a gelmişler ve B. ile detayları görüşmüşler, ben A.’ya ‘beni karıştırmayın’ dediğim halde beni tehdit etti, ben ‘Ayhan’ın kolunu bacağını kırdıracağım’ diye söyledi” dedi. M.A. olay gününü ise şöyle anlattı: “Saat 22.00 sıralarında B.O. beni aradı, ‘Ayhan ile scooter işi ile ilgili görüşmek istiyorum’ dedi, Ayhan’ı çağırmamı istedi, ben Ayhan’ı aradım. Ayhan gelmeden önce B. ile 5-10 dakika oturmuştum, Ayhan kardeşleri ile birlikte geldi, kardeşleri Ayhan’ı bıraktı. Ben de kısa bir süre süre Ayhan ve B. ile durduktan sonra N.’nin dükkanına gittim, bir saat kadar orada oturdum, B. telefonla beni arayarak bir restoranın önüne gel dedi, nedenini sorduğumda gelince anlatırım diye söyledi, ben yakında bulunan restoranın bulunduğu yere gittim, B. aracının yan kapısını açtı, bana Ayhan’ı gösterdi, Ayhan’ın göğsünden kan damlıyordu, suratını görmedim, onu bu şekilde görünce şok oldum, korktum ve panikledim. İ.’ye ait kaldığım yere gittim, ertesi günü de İstanbul’a gittim” dedi. M.A. mahkeme başkanının sorusu üzerine B.O. ile tanışmasını şöyle anlattı: “B. ile ağustos ayında daire satışı için gittiğim emlakçıda tanışmıştım. B.O. ile maktulün öldürülmesine ilişkin herhangi bir görüşmem olmamıştır, sadece bisiklet alışverişine ilişkin olarak görüştüm. B. ile oturup dertleştim, birlikte alkol aldık, alkol aldığım sırada A.’nın bana yönelik tehditlerinden bahsettim, konuşma sırasında B., A.’yı kastederek iyi para verirse ben bu işe girerim diye söyledi, B. ile A. daha önceden tanışıyorlarmış, ben bu kişileri tanıştırmadım” dedi. "’4 ve 6 yaşında çocukların var, seni yaşatmayız’ dediler" Sanıklardan B.O. ise bugüne kadar vermiş olduğu ifadelerinde tehdit nedeniyle korkup çekindiği için doğru söyleyemediğini bu nedenle önceki ifadelerini kabul etmediğini belirterek, M.A.’nın işlettiği apart otelde kaldığını, kendisini zengin biri olarak tanıdığını ve turizm yatırımı yapacağını düşündüğünü anlattı. M.A.’nın çeşitli turizm tesislerine götürdüğünü ve ona yardımcı olmak istediğini söyleyen B.O., “Olay günü saat 14.00 sıralarında M. ile birlikte bir dükkana gittik, burada maktul Ayhan ile tanıştım sonra iş yerinden çıktım, M. ve Ayhan konuştu. Daha sonra M. ile birlikte arabaya yürüdük, ben Ayhan’ın motosiklet ve bisiklet işi yaptığını gördüğüm için ‘bize yardımcı olur mu apartlarda kullanmak üzere motosiklet satışı yapar mı’ dedim, sonrasında M.’yi istediği yerde Side’de indirdim. Apartıma döndüm. Akşam iftar için eve gittim, teravih namazını kıldıktan sonra sanık M. beni aradı, Ayhan ile konuştuğunu kafede buluşma ayarladığını söyledi, ben kafeye gittim. Bir süre sonra M. onun arkasından da maktul Ayhan ve tanımadığım 3 kişi geldiler, M. ve Ayhan kafeye oturdu, Ayhan ile gelen kişiler gittiler, biz görüştüğümüz esnada kafe sahibi toplantısı olduğunu söyleyerek ayrıld. M.’ye de bir telefon geldi. M., telefon görüşmesinden sonra kafeden ayrıldı, biz Ayhan ile baş başa kaldık, en fazla yarım saat vakit geçirmişizdir, Ayhan ile kafeden çıktık, 10 metre kadar yürüdük, karşı kaldırıma geçtik, bu sırada Ayhan’a seslenildi, seslenen kişi Ayhan ağabeyim diye söyledi, Ayhan bu kişiye yöneldi, onunla tokalaşıp sarıldı. Bu esnada yolun karşısında sanık M.’yi gördüm, Ford transit marka pikapla gelmişti. Ben apartıma doğru yürürken sesler duydum, dönüp baktığımda Ayhan’ın koluna girmiş yürüyerek transite doğru götürüyorlardı. Ayhan’ın normal bir şekilde yürüdüğünü görünce ve yardım çığlığı olmayınca yoluma devam ettim. Ayhan’ı bahsettiğim araca bindirdiler” dedi. Kendisinin daha sonra kahveye gittiğini telefonunun şarjı bittiği için M.K.’nin telefonundan M.A.’yı aradığını anlatan B.O., “M.yi aradım, ‘siz ne iş karıştırıyorsunuz’ diye sordum, bana ’kapat kapat2 dedi ve telefonu suratıma kapattı. Daha sonra M.’nin telefonunu M. aradı, telefona ben cevap verdim, bana ‘sen ne gördün, ne duydun herhangi bir şey anlatırsan 4 ve 6 yaşında çocukların var, seni yaşatmayız’ diye tehdit etti, ben de bu adam 4-6 yaşında çocuklarım olduğunu nereden biliyor diyerek korkuya kapıldım. Daha sonra kendi numaramdan M.’yi aradım; bana ‘beni havaalanına götür’ diye söyledi. Ben tepki gösterdim, ‘beni arayıp sorma’ diyerek telefonu kapattım" ifadelerine yer verdi. Ayrıca B.O., kahvede birkaç saat kaldıktan sonra eve gittiğini ve Ayhan Ağgedik’in kardeşlerinin kendisini aradığını duyunca yanlarına gittiğini anlattı. Duruşmada ifade veren, öldürülen Ayhan Ağgedik’in kardeşi Yasin Ağgedik, “Olay tarihinde biz ağabeyimle teravihe gitmiştik, namazdan çıktıktan sonra ağabeyim bana, ‘M.A. sürekli telefonumu çaldırıp duruyor, 3-4 gündür peşimde, anlayamıyorum’ dedi. Ben de ‘Dışarılarda kalıyor, yardıma ihtiyacı vardır, köylümüz yardım edelim’ dedim. Kafeye ağabeyim, ben ve ayrıca iki kişi daha birlikte gittik. Biz içeriye girerken ağabeyim ‘M. benimle tek görüşmek istiyor. Ya siz araçla turlayın ya da N.’nin iş yerine gidin’ dedi, hava yağışlı olduğu için N.’nin iş yerine gittik, sonrasında M. yanımıza geldi, bize gözüktü ve yanımızdan ayrıldı. Ben evime gidip yattım, ertesi günü sabah da ağabeyimin kayıp olduğu haberi geldi. Ben bu olayı aydınlatmak için 17 yıl boyunca çalıştım, olayı organize eden M.A.’dır, B.O.’nun da aracı olduğu için bu işte kullanılmıştır. Hep birlikte eylemi gerçekleştirmişlerdir. B. buraları iyi bildiği için onunla birlikte götürüp gömmüşlerdir, minibüsünün müsait olması nedeniyle onun aracı ile götürülmüştür. Ağabeyimi minibüsün içindeyken arkadan boğup kalbine bir şey saplamak suretiyle öldürmüşlerdir. Parayı A.A. vermiştir, organize edenler Y. ve M.’dir, aracı kullanan B.’dir” dedi. Sanıklarının savunmalarının alınmasının ardından mahkeme heyeti dosyadaki eksiklerin giderilmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
Kayseri Craig Bellamy: “Yarınki maç öncekinden başka bir zorlukta olacak” Galler Milli Takım Teknik Direktörü Craig Bellamy, yarın Türkiye ile oynayacakları maçın eylül ayında Cardiff’te oynanan müsabakadan daha zor olacağını söyledi. UEFA Uluslar B Ligi 4. Grup 5. maçında yarın A Milli Futbol Takımı’na konuk olacak Galler, son antrenmanını Kadir Has Stadyumu’nda gerçekleştirdi. Antrenman sonrasında düzenlenen basın toplantısında konuşan Galler Teknik Direktörü Craig Bellamy, Türkiye’yi konuk ettikleri ve golsüz sona eren müsabakayla yarın oynanacak maçın birbirinden farklı olacağını dile getirdi. Bellamy, “Önceki maç bizim için büyük sınavdı. Oyunculara ilk bakışımdı. Ben de ilk kez çıkıyordum. İlk maç zor geçmiş olabilir ama Türkiye gibi futbola tutkun bir şekilde bakan takımla oynamak gerçekten güzeldi. Yarınki maç öncekinden başka bir zorlukta olacak. Tutkulu bir ülkeye tekrardan gelmek futbol açısından çok güzel. Türkiye’deki oyuncularla oynamak da çok güzel. Nasıl oynayacağız sorusu asıl sınavımız oluyor. Topta ne kadar iyiyiz, hangi stratejileri uygulamamız gerekiyor.. Bunların cevabına geldikten sonra futbolda sonuç olarak iyi olmak gerekiyor. Ben stratejilerimiz ile bu takımı daha iyiye getireceğim ama dominant olmamız gerekiyor. Sadece uluslararası değil, bütün maçlarda da biz kendimize sorular soruyoruz. 6 maç yaptık ve bunlardan birisi bugüne kadar bize gerçekçi perspektifler verdi. Şu ana kadar iyi ilerledik diye düşünüyoruz. Yarın da iyi olacak diyoruz ama yine de ne olur bilemiyorum. Sürekli ‘biz kimiz’ sorusunu soruyorum. Şu ana kadar güzel şeyler yaşadık, iyi geldik, yarın da iyi olacağız. Geliştikçe de her maça iyi çıkacağız. Her şeyin en iyisi olmak zor. Kolay bir yola da girmedik ama sonuçta kendimizi geliştiriyoruz” ifadelerini kullandı. "Burada oynamak güzel" Kadir Has Stadyumu’nun atmosferi ile ilgili sorulan soruya Bellamy, “Gerçekten heyecan verici. Stadyumun fotoğraflarını daha önce gördüm. Stadyuma aşina olduğumuzu biliyoruz. Türkiye’nin geneline baktığımızda böyle güzel statlar var. İyi antrenörleri de var. Buranın insanları da arkadaş canlısı. Güzel bir coğrafya. Burada oynamak çok güzel. Futbola gerçekten tutkulular. Buradaki oyuncularda çok heyecanlı ama aynı zamanda tecrübeliler” dedi. "Menajerleri tanımaya çalışıyoruz" Türkiye Teknik Direktörü Vincenzo Montella’nın performansını nasıl bulduğuna dair gelen bir soruyu Bellamy, “Menajerleri tanımaya çalışıyoruz. EURO 2024’te yaptıklarını gördük. Farklı bir durum bekliyoruz sürekli. Bizden sonraki maçlarda nasıl olacağına dair fikirlerimiz var. Farklı roller var. Bundan dolayı da geçmiş haftalardaki bütün maçlara dair gözlem yapıyoruz” şeklinde cevap verdi.
Eskişehir Bakan Tunç Eskişehir’de Çocuk Adliye Merkezi’nin açılışına katıldı Eskişehir’de açılan ve Türkiye’de 3’üncü olma özelliği taşıyan Çocuk Adliye Merkezi’nin açılış töreninde konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Çocuklarla yetişkinlerin aynı ortamda yargılanması doğru olmayan bir şeydi” dedi. Ülke genelinde suç mağduru olan ve suça sürüklenen çocukların yargılanacağı Çocuk Adliye Merkezlerinin açılışları devam ediyor. İlki Erzurum’da, ikincisi Bursa’da açılan Çocuk Adliye Merkezi’nin üçüncüsü, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un katılımıyla Eskişehir’de açıldı. “Çocuklarla yetişkinlerin aynı ortamda yargılanması doğru olmayan bir şeydi” Törende yaptığı konuşmada, çocuklar ile yetişkinlerin aynı çatı altında yargılanmasının veya yargılanmaya tabi tutulmasının yanlış olduğunu belirten Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Çocuklarımız özellikle geleceğimizin teminatı olan yavrularımızın adli süreçlerde yıpranmaması lazım. Yetişkinlerle onların aynı ortamda yargılanması, yargılanmaya tabi tutulması, gerek suça sürüklenen çocuk olarak gerekse tanık olarak gerekse suç mağduru çocuk olarak büyüklerin yargılandığı salonlarda, adliyelerde, aynı ortamlarda bulunması bir kere yargılama açısından doğru olmayan bir şeydi. Bu çerçevede 2005 yılında çıkarılan Çocuk Koruma Kanunu ve sonrasında imzaladığımız çok sayıda uluslararası sözleşme çocuk haklarıyla ilgili olarak ve sonrasında hayata geçirdiğimiz ikinci mevzuatlar ve yönetmeliklerle beraber çocuk yargılamasıyla ilgili önemli mesafeler aldı. Bu konuda çocuk adalet merkezlerinin özellikle başta nüfusu fazla olan dosya sayısı fazla olan büyükşehirlerimizden başlayarak bütün ülke geneline yaygınlaştırmanın gayreti içerisindeyiz. Çünkü çocuklarımız masumiyetin timsali. Onlar tehlikelere karşı en savunmasız kişiler. Onlar bizim göz bebeğimiz. Çevresindeki tehlikelere karşı en savunmasız olan bu kişileri her alanda korumak zorundayız” dedi. “Çocuk mahkemesi sayısını 85’e, çocuk ağır ceza mahkemesi sayısını da 15’e çıkarttık” Çocukların korunması için anayasal ve mevzuat çalışmalarının devam ettiğini belirten Bakan Tunç, “Çocukların korunması konusunda çocuk haklarının güçlendirilmesi ve teminat altına alınması konusunda çok şey yapmamız gerekiyordu ve bu çerçevede de geçtiğimiz 22 yıl boyunca da çok önemli anayasal ve yasal mevzuat düzenlemelerini hayata geçirdik. Bunlardan en önemlisi anayasamızın 10’uncu maddesindeki değişiklikti. Anayasamızın onuncu maddesi sadece ailenin korunması başlığını taşıyordu. Anayasanın onuncu maddesinde milletimizin onayıyla gerçekleştirdiğimiz değişiklikle ‘Ailenin korunması ve çocuk hakları’ şeklinde başlığı değiştirdik. Madde metnine de çocukların her türlü istismardan korunması, ihmal, cinsel istismar, duygusal istismar, fiziksel istismar, tüm tehlikelerden korunmasıyla ilgili olarak devletin asli görevler arasında bunun sayılmasını sağladık ve bunu anayasal güvenceye kavuşturduk. Yine çocuklarımızın adli süreçlerde yıpranmamasıyla ilgili olarak başta 2005 yılında hayata geçirdiğimiz Çocuk Koruma Kanunu çerçevesi içerisinde de önemli uygulamaları hayata geçirdik. Yine çocuk mahkemelerinin kurulması yakın zamanda sağlandı. Çocuk mahkemesi sayısı bugün 85, çocuk ağır ceza mahkemesi sayısı da 15’e çıktı” diye belirtti. “Zararlı sitelerden çocuklar korumamız lazım” Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, içinde bulunduğumuz internet çağında çocukların zararlı sitelerden ve alışkanlıklardan korunması için yapılan çalışmaların devam ettiğini belirtti. Bakan Tunç, “Çocuklarımızı kötü alışkanlıklardan korumak önemli. Dijital çağdayız, internet çağındayız. Özellikle sanal bahis, kumar gibi yasa dışı kumar gibi tüm bu kötülüklerden çocuklarımızı uzak tutmamız gerekiyor. Bu konuda da alacağımız tedbirler var. Almakta olduğumuz tedbirler var. Özellikle zararlı sitelerden çocuklar korumamız lazım. Onların zararlı sitelere girmemelerini sağlayabilmemiz lazım. Çocuk istismarına yönelik, çocuğu şiddete, teşvike yönelik zararlı internet sitelerinin kapatılması konusundaki kararlılığımızı da sürdürüyoruz. Bunların örneklerini sizler zaman zaman görüyorsunuz. Bunları kapatmakta hiç geri durmayacağız. Bizim için çocuklarımız esastır. Onların her türlü kötülükten korunması bizim için en önde gelen vazifedir. Uyuşturucuyla mücadelede de yine çocukların uyuşturucudan korunması, özellikle okul çevrelerinde uyuşturucu satılmasının önlenmesiyle ilgili olarak gerek ceza mevzuatımızda ağırlaştırıcı sebepler ve önleyici tedbirlere ilişkin uygulamaları da hayata geçirdik, geçirmeye de devam ediyoruz” ifadelerini kullandı. “Çocukların cezaevinden çıktıktan sonra bir daha suç işlemeyecek şekilde topluma kazandırılmasını önemsiyoruz” Cezaevine giren çocukların tahliye edildikten sonra tekrar suç işlememesi ve topluma karışabilmesi için tutuklu ve hükümlü oldukları süreçlerde eğitimlerinin devam ettirilmesi konusunda hassasiyet gösterdiklerini belirten Tunç, “Ceza infaz kurumlarımızda çocuklarımızdan tutuklu olanlar kapalı çocuk cezaevlerinde. Hüküm giyenler de çocuk eğitim evlerinde. Onların ıslahı önemli. Onlar çocuk yaşta suç işlemiş olabilir, suça sürüklenmiş olabilir. Ama onların cezaevinden çıktıktan sonra bir daha suç işlemeyecek şekilde ıslahı ve topluma kazandırılmasını önemsiyoruz. O nedenle cezaevlerimizde okullaşmayı arttırdık. Dün yine yeni bir yargı paketinde buna yönelik düzenlemeler vardı. Hem 9’uncu yargı paketinde, hem dün mecliste yasalaşan kanun teklifinde Çocuk Koruma Kanunu’nda ve çocukların cezaevlerinde eğitim alabilmeleriyle ilgili birtakım yasal düzenlemeleri de hayata geçirdik. 2024 yılında şu ana kadar 892 çocuğumuz okuma yazma kursuna gitmiş, cezaevlerindeki eğitim evlerinde. 2 bin 270 çocuk örgün ve açık öğretime gidiyor. 4 bin 633 çocuk iş ve meslek kurslarına katılmış. Tabii şu anda cezaevlerinde 4 bine yakın çocuğumuz var, 18 yaşından küçük. Bunların hepsi okuyorlar. Meslek sahibi olabilmek için de orada mesleki eğitim merkezlerinde vakitlerini geçiriyorlar. Hedefimiz onlar tahliye olduktan sonra bir daha suç işlememelerini sağlamak” dedi. “170 adli görüşme odasında 126 bin adli görüşme gerçekleştirildi” Çocukların ayrı olan anne ve babası tarafından eşya gibi alınıp verilmesinin önüne geçmek için 81 ilde adli görüşme odalarının hazırlandığını söyleyen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Diğer yandan özellikle çocuklarımızın hepimizi derinden yaralayan bu icra mahkemelerindeki anne ve babayla kişisel ilişki kurulması sırasında bir eşya gibi alınıp verilmesiyle ilgili sorunu da çözdük. O görüntüleri ortadan kaldırdık. Çocuk görüşme merkezlerinde bunlar artık devletimiz tarafından ücretsiz gerçekleştiriyor. Orada yine uzmanlar eşliğinde bu teslimler ya da kişisel ilişki kurulması sağlanıyor. Yine bu Çocuk Adalet Merkezimizin en alt kasımda da bir çocuk görüşme merkezimiz bulunuyor. O hizmetler burada yapılıyor. Gerek Milli Eğitim Bakanlığımızdan, gerek Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızdan, rehber öğretmenler, sosyologlar, pedagoglar eşliğinde çocuklar ikna edilerek, anneler, babalar ikna edilerek bu süreçler gerçekleştirilmiş oluyor. Şu ana kadar Çocuk Görüşme Merkezlerinde 3 bin 362 çocuk teslimi ve 33 bin 9 kişisel ilişki sağlanmış. Toplamda 36 bin dosyada 361 bin işlem gerçekleştirilmiş. Suç mağduru çocukların faillerle bir araya gelmemesi önemliydi. Çocuk Adalet Merkezleri öncesinde de adliyelerimizde çocuk görüşme odaları, adli görüşme odaları hem kadınlarımız için hem çocuklarımız için faaliyete geçirdik. Bugün itibariyle 81 ilde 164 adliyemizde 170 adli görüşme odasında 126 bin adli görüşme gerçekleştirilmiş oldu. Ayrıca 81 ilimizde kurduğumuz sayısı 171 olan Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüklerimiz başta çocuklar, kadınlar, engelli ve yaşlı bireyler olmak üzere tüm mağdurların adli süreçte yalnız olmadıklarını hissettiriyorlar. Suç mağdurları müdürlüklere başvurarak adli süreç boyunca bilgilendiriliyorlar. İhtiyaç duydukları hizmetlere yönlendiriliyorlar ve psikososyal destek hizmetlerinden yararlanıyorlar. Özellikle burada kadına şiddet konusunda da kadına şiddetin önlenmesi konusunda da çok hassasız, gerek Adalet Bakanlığımız gerek Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız bu konuda kadına şiddetin önlenmesi konusundaki kararlılığımızı da sürdürüyoruz” diye konuştu. “Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüğü’nde 131 bin 29 ifadeye eşlik edildi” Çocuklara ve mağdurlara ifade esnasında da psikolojik destek sağlandığını belirten Tunç, “Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüklerinde 2019 uygulama başlamıştı. 509 bin 916 sosyal inceleme raporu bugüne kadar hazırlanmış. 131 bin 29 ifade işlemine eşlik edilerek çocuk ve mağdurlara psikososyal destek sağlanmış ve böylece adaletin kapısı olan adliyenin kapısından giren çocuklarımız ve kadınlarımız adliyede yanında Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüklerinde çalışan uzmanlarımızı görmüş oluyorlar” dedi. “Çocuk İzlem Merkezleri, devlet üniversitelerinde de yer alacak” İlk olarak Sağlık Bakanlığı’na bağlı alanlarda oluşturulan Çocuk İzlem Merkezlerinin devlet üniversitelerinde de açılacağını belirten Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, şu ifadeleri kullandı: “Ayrıca suç mağduru olduğundan şüphelenilen çocuklarımızın adli süreçlerde ikinci örselenmelerinin önüne geçmek için de Çocuk İzlem Merkezleri faaliyete geçmişti. Onların hem ifadelerinin alınması hem de muayenelerinin yapılması konusunda Sağlık Bakanlığı bünyesi içerisindeki yerlerde Çocuk İzlem Merkezlerimiz oluşturulmuştu. Şu anda 70 adet Çocuk İzlem Merkezimiz faaliyet gösteriyor. Dün yasalaşan yine kanun teklifinde devlet üniversitelerinin bünyesinde de Çocuk İzlem Merkezlerinin faaliyete geçmesinin de yolu açılmış oldu.” "Çocuklarımız yalnız olmadıklarını ve devletimizin şefkati elinin her daim yanlarında olduğunu hissedecektir” Çocuk Adalet Merkezi açılışında konuşan AK Parti Eskişehir Milletvekili Fatih Dönmez ise “Çocuk Adalet Merkezimizin çocuklarımıza güven verici ve adalete ulaşımı kolaylaştırıcı bir ortam sunmasını bekliyoruz. Anayasamızın 41’inci maddesi gereğince devletimizin çocukların korunması ve üstün yararlarının gözetilmesi sorumluluğu üstlenmiştir. Bu merkez sayesinde suça sürüklenen veya mağdur olan çocuklarımız adalet sistemine güvenle yaklaşabilecek, adliye ortamına girmeden uzman personelimizin rehberliğinde güvenli. Bir ortamda işlemlerini gerçekleştirebilecektir. Merkezimizde çocuklarımızın yaşadıkları olumsuz deneyimlerin etkisini en aza indirmek amacıyla psikologlar, pedagoglar, sosyal hizmet ve diğer meslek mensuplarından uzmanlar destek sağlayacaktır. Böylece çocuklarımız yalnız olmadıklarını ve devletimizin şefkati elinin her daim yanlarında olduğunu hissedecektir” dedi. “Adalete erişime ihtiyacı bulunan çocuklara ayrı bir özen gösterilmesi gerekmektedir” Çocukların psikolojik olarak kötü etkilenmemesi için yargılanma alanının özelleştirilmesi gerektiğini belirten Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy da yaptığı açılış konuşmasında, “Sosyal hizmetlerin müdahale alanının odağında yer alan temel gruplardan biri çocuklardır. Kendine has gelişim özellikleri nedeniyle yetişkinlerden farklı gereksinimleri bulunan çocukların hak, özgürlük ve sorumluluk açılarından özel olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle adli sosyal hizmet bağlamında çocukların adli mekanizmalarla ilişkisini ele alan yeni birimlerin oluşturulması ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Çocuk Adalet Merkezi, ana amacı çocuğu toplumla bütünleştirerek yeniden mağdur olmasının ya da suç işlemesinin önüne geçmek olan Çocuk Adalet Sistemi’nin önemli bir uygulama sahasıdır. Zorunlu zaman geçirilen kamusal mekânlar, yaşamın öznel ve psikolojik süreçlerinin geçtiği, algı ve deneyimlerin bilince, kişiliğe ve anılara dönüştüğü yerlerdir. Muhataba uygun kamusal mekânlar ve bu mekânlara yüklenen anlamlar, bireyler ve toplum, vatandaşlar ve devlet arasındaki etkileşimin en önemli unsurlarından birisidir. Mekanların algısı kadar psikolojimizde bıraktığı iz de önemlidir. Hukuki süreçlerle karşı karşıya gelen çocuklar, zaman zaman olumsuz etkilenebilmekte ve çocuklar da bu süreç içerisinde seslerini duyurmak konusunda zorluklarla karşılaşabilmektedir. Adalete erişime ihtiyacı bulunan çocuklara ayrı bir özen gösterilmesi gerekmektedir. Çocuklara daha iyi hizmet sunmak için böylesi özel alanlar oluşturmak, çocukları daha çok koruma düşüncesinin sonucudur” ifadelerini kullandı. Açılış törenine Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yanı sıra Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy, Muharip Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İsmail Güneykaya, AK Parti Eskişehir Milletvekilleri Fatih Dönmez, Ayşen Gürcan ve Nebi Hatipoğlu, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Ali Yeldan, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcısı Üzeyir Karakülah, Eskişehir İl Emniyet Müdürü Tolga Yılmaz, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Erhan Demir, Adalet Bakan Yardımcısı Ramazan Can, AK Parti MKYK Üyesi Ali Demirel, Eskişehir Baro Başkanı Barış Günaydın, AK Parti İl Başkanı Gürhan Albayrak katıldı.
Manisa Emeklilik döneminde sağlıklı yaş almayı anlattılar Manisa Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü ve Celal Bayar Üniversitesi tarafından “Emeklilik Döneminde Sağlıklı Yaş Alma” konulu konferans düzenlendi. Celal Bayar Üniversitesinden Doç. Dr. Hüseyin Elbi, Dyt. Hale Aslantaş, Öğr. Gör. Kenan Tozak ile Manisa Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünden Y. Gıda Mühendisi Yağmur Yıldırım’ın konuşmacı olarak katıldığı konferans Manisa Tarım İl Müdürlüğü Konferans Sosyal Salonunda düzenlendi. Programa Manisa İl Tarım ve Orman Müdürü Metin Öztürk, Manisa Sosyal Güvenlik İl Müdürü Buket İnce, Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Beyhan Cengiz Özyurt, idare amirleri, misafirler ve emekliler katıldı. İl Müdürü İnce açılış konuşmasında, “Ülkemizin kalkınmasına emekleri ile katkıda bulunmuş olan emeklilerimize verilen değeri ortaya koymak için Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2024 yılı, ‘Emekliler Yılı’ olarak ilan edilmiştir. Büyüklerimizin sahip olduğu bilgi birikimi ve tecrübelerin, genç nesiller için birer hazine olduğunun farkındayız. Bu nedenle, Cumhurbaşkanımızın gösterdiği yolda Sayın Bakanımızın destekleri ile bizde Manisa Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü olarak yıl boyunca emeklilerimize yönelik etkinliklerimize devam edeceğiz. Bu tür etkinliklerin, toplumsal dayanışmayı ve kuşaklar arası bağı güçlendirdiğine inanıyorum. Bugün burada Celal Bayar Üniversitesi ile hazırladığımız programın hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Ayrıca konuşmacı olarak katılan öğretim görevlilerimize, etkinliklerimize katılım gösteren değerli misafirlerimize ve emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum” şeklinde konuştu. Moderatörlüğünü Dr. Mithat Temizer’in yaptığı konferansın ardından katılımcıların soruları cevaplandı.