SAĞLIK - 07 Kasım 2024 Perşembe 10:15

BTÜ’de diyabet hastalarına özel gıda kaplaması geliştirildi

A
A
A
BTÜ’de diyabet hastalarına özel gıda kaplaması geliştirildi

Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) akademisyenleri, diyabet hastalarının şeker oranı yüksek meyveleri tüketmesine yardımcı olacak özel gıda kaplaması materyali geliştirdi. Dut yaprağı ve ipek kozasından yapılan kaplama sayesinde üzüm, hurma gibi şeker oranı yüksek meyvelere, antidiyabetik özellik kazandırılmış oldu.


Bursa Teknik Üniversitesi akademisyenleri hazırladıkları, geliştirdikleri ve hayata geçirdikleri ulusal ve uluslararası çaplı projelerle pek çok sorunun çözümcüsü olmaya devam ediyor. Bu kapsamda sektörlere ve topluma yönelik projeler geliştiren BTÜ’lü akademisyenler bu kez diyabet hastaları ve şeker hassasiyeti olan bireyler için harekete geçti. TÜBİTAK 1002-A kapsamında desteklenen "Dut Yaprağı (Folium Mori) Ekstraktından Yenilebilir Fibroin Bazlı Kaplama Geliştirilmesi ve Taze Meyvelerde Uygulanarak In-Vitro Antidiyabetik ve Antimikrobiyal Aktivitesinin Araştırılması" başlıklı proje ile yenilebilir kaplama materyali geliştirildi. Yürütücülüğünü Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nden Araştırma Görevlisi Fatma Tuba Kıraç Demirel’in üstlendiği proje ekibinde, BTÜ Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Adnan Fatih Dağdelen ve Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Yasemin Şahan bulunuyor.


Taze meyveye raf ömrü etkisi araştırılacak


Proje hakkında bilgi veren Araştırma Görevlisi Fatma Tuba Kıraç Demirel, “Yenilebilir ambalaj malzemelerine, antidiyabetik özellik kazandırmak amacı ile dut yaprağı ekstresi dâhil edilmesiyle yenilebilir ambalajlar konusuna yeni bir yaklaşım getirdik. Kaplanan meyvelerin antidiyabetik özelliğinin yanı sıra kaplandığı ürünün kalite özellikleri araştırılacak ve ilgili uygulamanın taze meyvede raf ömrü üzerine etkisi değerlendirilecek” dedi.


Çözelti ile ürün kaplanacak, şeker oranı düşecek


Dut yaprağının içeriğindeki bileşenlerin antidiyabetik özelliklere sahip olmasından dolayı, bu bileşenlerin ipek kozasındaki proteinler ile birleştirilerek bir kaplama materyali geliştireceklerini belirten Kıraç Demirel, “Bu kaplama çözeltisi içerisine meyveler daldırıldığında yüzeyleri kaplanabiliyor ve bu sayede üzüm gibi meyvelerdeki şekerin, diyabet hastaları tarafından sorun yaşanmadan tüketilecek hale dönüşmesi sağlanabiliyor” ifadelerini kullandı.


Laboratuvar çalışmaları başarılı


Çalışmanın laboratuvar aşamasında ön denemelerin başarılı sonuç verdiğinin altını çizen Proje Yürütücüsü Fatma Tuba Kıraç Demirel, “Projemiz tamamlandığında, üzüm, hurma gibi glisemik indeksi yüksek meyveleri, diyabet hastası veya şeker oranına dikkat eden bireyler, üzerine kapladığımız materyal sayesinde şekeri fazla yükselmeden tüketmiş olacak. Projemiz meyve, meyve bar ya da şeker oranı yüksek farklı bir gıdaya da rahatlıkla uygulanabilecek” dedi.


Patent başvuruları yapıldı


Araştırma Görevlisi Fatma Tuba Kıraç Demirel, kaplama materyalinin yanında bir de yenilebilir film üreteceklerini belirterek, ürünlerle alakalı patent başvurusunda bulunduklarını belirtti. Kıraç Demirel, projenin özel beslenme gereksinimi olan bireyler için büyük fayda sağlayacağını umduklarını ifade etti.



BTÜ’de diyabet hastalarına özel gıda kaplaması geliştirildi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Osmaniye Konteyner kentte yaşayan yaşlı kadının son isteğini Vali Yılmaz gerçekleştirdi Osmaniye’de zor şartlar altında çadırda yaşarken 1 yıl önce konteyner kente yerleştirilen 72 yaşındaki Gülderen Çetin’in son isteğini Vali Erdinç Yılmaz gerçekleştirdi. Osmaniye’nin Çardak köyünde 1 yıl önce 72 yaşındaki Gülderen Çetin’in zor şartlar altında çadırda yaşadığını öğrenen Vali Erdinç Yılmaz, ilgili kurumlara talimat vererek Çetin’in konteyner kente yerleştirilmesini sağladı. Konteynere yerleşen Gülderen Çetin, video çekerek Vali Erdinç Yılmaz’a teşekkür edip kendisini görmeyi çok istediğini bildirdi. Bunun üzerine Vali Yılmaz, Gülderen Çetin’i ziyaret etti. Ziyarette Çetin’in Vali Erdinç Yılmaz’a, "Benim sizden isteğim, beni kimsesizler mezarlığına koymayın" dedi. Bunun üzerine Vali Yılmaz, "Ben hep senin yanında olacağım" diyerek söz verdi. Vali Yılmaz ziyareti sırasında yaptığı konuşmada, “Gülderen Teyzem beni görmek istemiş, dünya gözüyle bir görebilir miyim demiş. Ben de Gülderen Teyzemin isteğini kırmadım, bugün yanına geldim. Bana çok güzel dualar etmiş. Biz Gülderen Teyzemin duasını aldığımız için çok mutluyuz. Hep yanındayız. Artık yanında hep biz varız” dedi. Vali Erdinç Yılmaz’ın ziyaretinden dolayı çok mutlu olduğunu söyleyen Gülderen Çetin, "Beni o çadırdan kurtardı Sayın Valim, Allah bin kere razı olsun. Valim bambaşka bir insan gerçekten, hepimizin babası, ağabeyi oldu. Hepimize destek oldu. Valim bana söz verdi, bana sahip çıkacak" diye konuştu. Ziyarette Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Tolga Nacar ile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Müdürü Abdurrahman Sefa Akkoyunluyer yer aldı.
Adana Bahar yorgunluğu ile karıştırılan 6 hastalık Bazen basit gibi görünen şikâyetlerin altında önemli hastalıkların yatabildiğini ve bunun özellikle mevsim geçişlerinde bahar yorgunluğu ile karıştırılarak ihmal edilmesinin ciddi sonuçlar doğurabildiğini söyleyen Medline Adana Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Aktaş, ”Eğer bireyin bahar yorgunluğu yakınmaları 1 ayı aşmış ise bunun altında yatan sebeplerin dikkatlice araştırılması gerekir” dedi. Güneşli havaların azalarak gökyüzünün gri tonlara bürünmesi, git gide uzayan geceler, kısalan gündüzler ve havaların serinleyerek yağışların başlaması ile beraber sonbaharın kendini iyiden iyiye hissettirdiği şu günlerde birçok insan bahar yorgunluğundan muzdarip olduğunu düşünüyor. Ancak bazen kimi hastalıklar bahar yorgunluğu ile karıştırılabiliyor. Bu konuda açıklama yapan Doç. Dr. Aktaş, bahar yorgunluğu ile karıştırılan hastalıkları şöyle açıkladı: "Anemi ya da halk arasında bilinen ismi ile kansızlık, vücutta organ ve dokulara yeterli düzeyde oksijen taşımak için gerekli miktarda sağlıklı kırmızı kan hücresi bulunmaması olarak tanımlanır. Yorgunluk, enerji kaybı, halsizlik, ciltte solgunluk gibi kansızlık belirtileri, vücut dokularına yeterince oksijen götürülememesi sonucunda gelişir. Bu belirtiler bahar yorgunluğu ile karıştırılabildiğinden ihmal edilmemelidir. Aksi durumda vücutta ağrılara, duygu durum bozukluklarına, unutkanlığa, el ve ayaklarda da uyuşmalara sebep olur. Tiroid, nefes borusu üzerinde yer alan, 15-20 gram ağırlığında 2 ana loptan oluşan ve hormon üreten bezlerdir. Sağlıklı çalışamadığında bireylerde bazı fiziksel ve duygusal belirtiler ortaya çıkar. Bunlar arasında yer alan sıcak basması, yorgunluk ve halsizlik hissi bahar yorgunluğu ile sıkça karıştırılabilen benzer belirtilerdir. Ancak ihmal edilen tiroid sorunu ilerde kalp hastalıkları, kemik erimesi, adet düzensizliği ve kısırlığa yol açabilir. Yazın aldığınız birkaç kilo fazlayı vermek isteseniz bile tam tersine yavaş yavaş kilo almanız bahar yorgunluğunun verdiği tembellik hissi veya havaların spor yapmanızı engellemesinden olmayabilir. Bununla birlikte canınız geçmişe göre daha çok şekerli gıdalar çekiyor ise insülin direncinizi kontrol ettirmek için bir doktora görünmenizin zamanı gelmiş olabilir. Çünkü zamanında fark edilmeyen insülin direnci tedavi edilmediğinde başta diyabet olma üzere kanser, obezite, tansiyon ve felç gibi pek çok ciddi hastalığa davetiye çıkartır. Vitaminler vücudumuzun sağlıklı ve dengeli bir şekilde çalışmasını destekleyen önemli besin öğeleri olduğundan eksiklikleri ciddi sağlık sorunlarına kapı aralayabilir. Eksik olmaları veya yetersiz alınmaları durumunda fiziksel ve zihinsel yorgunluk, kemik ağrıları ve saç dökülmesi görülür. Bazen göz ardı edilebilen veya başka sağlık sorunlarıyla ilişkilendirilebilen bu belirtilerin farkında olmak ve gereken tedaviyi zaman yitirmeden almak yaşam kalitesini artırmak açısından önemlidir. Ancak özellikle takviye olarak alınacak vitaminlerin doktor kontrolü altında olması gerekir. Sonbahar aylarında sıkça rastlanan ‘mevsimsel alerjik rinit’, doğada bulunan alerjen maddelere karşı burun mukozasının verdiği alerjik reaksiyon olarak ortaya çıkar. Hastalık kendini sık hapşırma, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, kaşıntı yakınmaları ile gösterir ve ataklar şeklinde gelişir. Ancak alerji kişide bahar yorgunluğuna benzer bir tablo ortaya çıkararak halsizlik ve isteksizliğe de sebep olabilir. Hastanın alerjik reaksiyon verdiği maddelerin tespit edilmesi alınacak önlemleri ve uygulanacak tedaviyi belirlemeye yardımcı olur. Sonbahar kimi zaman yorgunluk ve depresyonla birlikte gelebilir. Hatta yorgunluk sandığınız depresyon da olabilir. Güneşli havaların azalması ve gökyüzünün gri tonlarla kaplanması, uzayan geceler, kısalan gündüzler, açık havada daha az vakit geçirilmesi insanlarda hem fizyolojik hem de psikolojik değişimlere yol açar. Tembellik, iştahsızlık, yorgunluk, umutsuzluk, değersiz hissetme gibi belirtilerin 1 aydan daha uzun sürmesi halinde bunun bir depresyon işareti olabileceği göz önünde bulundurularak ilgili uzmana danışmakta fayda bulunur."
Düzce Düzce pilot bölge oldu, 306 okulda artık afet eğitimleri verilecek Türkiye genelinde öğretmenlerin afet eğitimi vermesi için Düzce pilot il oldu. İl genelinde 306 okuldan belirlenen farklı branşlarda ki öğretmenlere ’Afet Eğitici Eğitmenliği’ belgesi verildi. 2025 yılında ülke genelinde uygulanması planlanan proje de 75 bin okulda milyonlarca öğrenciye afet eğitimi verilecek. AFAD Başkanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı arasında imzalanan protokol ile öğretmenlere ’Afet Farkındalık Eğitmen Eğitimi’ verilmesinde Düzce pilot il oldu. İl genelinde bulunan 306 okulda farklı branşlardaki öğretmenlere 2 gün boyunca Afet eğitimi verildi. AFAD Başkanlığı eğitim uzmanları tarafından verilen eğitimler sonrasında 306 öğretmene sertifikaları teslim edildi. Projenin Düzce’de pilot il olarak uygulandığını 2025 yılın tüm Türkiye’ye yayılacağını belirten Milli Eğitim Bakanlığı Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nde şube müdürü Metin Tayyarer, “Afetler maalesef hayatımızın bir gerçeği ve ne zaman nerede karşımıza çıkacağını bilmediğimiz bu olaylar karşısında bilinçli, hazırlıklı ve dayanıklı bir toplum inşa etmek zorundayız. Bu doğrultu da eğitim afetlerde başa çıkabilmemiz için en güçlü araçlardan birisidir. Bilgi ve farkındalık afetlere karşı koruyucu bir kalkan oluşturmamızı sağlar. Sadece bilgiyi anlamak değil bilgiyi aktarma becerisine sahip olmak bu bilinci geniş kitlelere ulaştırabilmek eğitmenlerin vasıtası ile olacaktır. Bu amaçla ülkemizde her okulumuzdan bir afet lideri yetiştirmek istiyoruz. Düzce’de pilot bölge olarak başlattığımız bu proje çalışması ile Türkiye’de 75 bin okulumuzda afet lideri yetiştirmek istiyoruz. Afet farkındalık eğitmen eğitimi işte bu amaçla hayata geçiyor. Afetler hakkında bilgi en etkili doğru bir şekilde aktarabileceğinize inanıyoruz” şeklinde konuştu. Programda Düzce İl Milli Eğitim Müdür yardımcısı Taha Cebeci, AFAD İl Müdürü Ali Kartal, AFAD Eğitim ve Farkındalık Daire Başkanı Recep Şalcı İl Vali Vekili Ömer Yıldız, programa katılım sağlayanlara teşekkür ederek sertifika dağıtımını gerçekleştirdi.
İstanbul Atatürk Ataşehir’de sergi, söyleşi ve konserden oluşacak etkinliklerle anılacak Ataşehir Belediyesi hazırladığı etkinliklerle, Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü, ebediyete intikalinin 86. yıl dönümünde özlem ve minnetle anacak. Sergi, söyleşi ve konserden oluşacak etkinlikler, 9 Kasım Cumartesi günü İnal Aydınoğlu Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek. Etkinlikler kapsamında; saat 14.30’da “O Günün Gazeteleri” sergisinin açılışı, saat 15.00’te Emre Kongar’ın “Toplumbilim Açısından Atatürk” konulu söyleşisi ve saat 16.00’da Erdem Özgen’in “Atatürk’ü Anma Konseri” düzenlenecek. Efemera (doküman) Koleksiyoncusu Dt. Ulvi Sulaoğlu ve Prof. Dr. Turgut Göksoy tarafından hazırlanan “O Günün Gazeteleri” başlıklı sergide, Atatürk’ün vefatının gerçekleştiği o dönemdeki gazetelerin yansımaları sergilenecek. Sergi, 22 Kasım 2024 tarihine kadar ziyaretçilere açık olacak. 10 Kasım Atatürk’ü anma söyleşi programında; Toplum Bilimci, Akademisyen ve Yazar Prof. Dr. Emre Kongar, “Toplumbilim Açısından Atatürk” konulu söyleşiyle Ataşehirlilerle buluşacak. Prof. Dr. Emre Kongar bu söyleşide, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün komutan, siyasetçi ve devrimci yönlerini toplumbilim açısından ele alacak. Mustafa Kemal Atatürk’ün “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir” sözünden ilhamla hazırlanan, Kültür ve Turizm Bakanlığı Ses Sanatçısı Emre Özgen’in solistliğindeki “Atatürk’ü Anma Konseri”nde de Atatürk’ün sanata verdiği önemi yansıtan bir repertuvar sunulacak. Konserde, Atatürk’ün en sevdiği Rumeli Türküleri ve Köçekçeler yer alacak. Etkinlikte; Keman, Kanun, Klarnet, Ney, Ud ve Ritim sazlardan oluşan orkestrayla Alaturka Türk Müziği Topluluğu da sahne alacak.