POLİTİKA - 03 Aralık 2011 Cumartesi 22:28

ARINÇ: "AK PARTİ`DE BİAT KÜLTÜRÜ YOKTUR"

A
A
A
ARINÇ: "AK PARTİ`DE BİAT KÜLTÜRÜ YOKTUR"

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "AK Parti’de biat kültürü yoktur. Biat edecek bir insan varsa bunu benim Erbakan Hocaya yapmam lazımdı. Ama aklımdan bile geçmedi" dedi.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Osmangazi İlçesi 4. Olağan Kongresi’ne katıldı. Programda konuşan eski AK Parti Osmangazi İlçe Başkanı Refik Özen, yoğun süreçlerin ardından kongre sürecine girdiklerini belirterek, "Bu dönemde gözler hep Osmangazi’nin üzerinde oldu. Bütün hesaplar Osmangazi’nin üzerinden yapıldı. Bizler başbakanımıza biat eden insanlardık. Bize düşen vazifemizi yapmaktı. Bizler tüm arkadaşlarımızla 16 ay boyunca
bu inançla çalıştık. Tek derdimiz partimiz, Osmangazi’de daha başarılı olmaktı. Halel getirmedik. Bu emaneti hep namusumuz bildik. Kimseyi mahcup etmedik. Hakkım helal olsun. Ankara’ya davet edildik. Yapılan istişareler sonucunda genel merkezimizin şahsımla alakalı verdiği karara saygı duyarız. Birileri bunun adına biat dedi belki, ama zaten bizler başbakanımıza biat etmiş insanlardık" diye konuştu.
"BAŞBAKAN ERDOĞAN PAZARTESİ GÜNÜ BAKANLAR KURULUNA KATILACAK"
Daha sonra konuşan Bülent Arınç ise, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın sağlık durumunun çok iyi olduğunu belirterek, "3 gündür İstanbul’dayım. Kendisiyle telefonla görüştüm. Başbakanımız bugün evlerinde ABD Başkan Yardımcısı ile bir araya geldi. Allah kısmet ederse. pazartesi günü yapacağımız bakanlar kurulu toplantısında başkanlık edecekler. Sabırsızlıkla bekliyoruz Allah ona ve bütün hastalarımıza iyilikler versin" diye konuştu.
ARINÇ’TAN SEZER’E GÖNDERME
AK Parti kadrolarında kime ne görev verilinse olumlu karşılaması gerektiğini belirten Arınç, "Bize hangi görev verilirse inancımıza da odur. Verilmediği zaman da bağırılıp çağırılmaz. Burada ne yapılıyorsa 10 yıldır o yapılıyor. Ahmet Necdet Sezer cumhurbaşkanıydı. Ayrılmak üzereydi. Onu çok seven gazeteleri bilirsiniz. ’Sezer siyasete atılacak’ dediler. Bana sordular ’valla çok iyi olur’ dedim. Keşke siyasete atılsa. Çünkü siyaset insanı eğitir. Siyaset insanı terbiye eder" dedi.
ARINÇ’TAN ’BİAT’ ELEŞTİRİSİ
Refik Özen’in ’Bizler başbakanımıza biat etmiş insanlarız’ demesini eleştiren Arınç, "Sistemi disiplin üzerine kurmak gerek. Birbirimize görev anlayışı üzerine kurmalıyız. Refik kardeşimin bütün sözlerine katılıyorum ama bir yanlışını düzeltmem lazım. Onu düzeltemezsem, kendisine ve AK Parti’ye zarar verir. Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a biat ettiğini söylüyor. Biat kelimesi dini bir kavramdır. Biat kelimesini birileri için kullanabilirsiniz. Ama genel başkanı için kullanmamalı. Böyle bir
inanıyorsa bile kullanmamalı. Hakkımıza tüm davaların iddianamesinde Milli Selamet Partisi’nden bu yana kadar biliyorum. O zamanlar yeni doğmuş veya kısa pantolonlar duysun diye söylüyorum; biat kelimesi üzerine partiler kapatıldı. Refik kardeşim ’ben genel başkanımı çok seviyorum. O ne derse yaparım’ diye düşünüyor. Refik bunu söylemek istedi. Biat anlamında kullanamayız" açıklamalarında bulundu.
"ERBAKAN HOCAYA BİAT ETMEDİM"
Erbakan hocaya karşı sevgi ve saygıyı asla kaybetmediğini belirten Arınç, "Biat edecek bir insan varsa Erbakan Hocaya yapmam lazımdı. 19 yaşındayken odalar birliğindeki mücadelesinde tanıdım. Yanına gittim ve hiçbir zaman ayrılmadım. Milli Selamet’i kurdu, koştum. 24 yaşında Manisa’da il başkanı oldum. Kapatıldı, yasaklı oldum. ’Refah kurulacak’ dendi, koştum. Fazilet kapandı, 4 saat konuştum, daha sonra ayrıldım. Erbakan Hocaya biat ediyorlardı. Kendisine şunu söyledim, ’hocam çok seviyorum, ama davamı
daha çok seviyorum. Davama hizmet ettiğin sürece senin arkandan gelirim. Öl dediğin yerde ölürüm. Çizgiden saparsan arkandan gelmem’ dedim. 28 Şubat sürecine girdik. Bazı yanlışlıklar oldu. Sevgimi ve saygımı asla kaybetmedim. Ama biat etmek aklımdan bile geçmedi. Onun için Ben Recep Tayyip Erdoğan’a biat etmemiş bir adamım. Bizim partimizde biat kültürü yok" diye konuştu.
"GEREKİRSE GENEL MERKEZDE TELEFONLARA BAKARIM"
AK Parti’de herkesin her göreve girebileceğini belirten Arınç, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Ben meclis başkanıyken protokolde 10 adım öndeyim. Başbakanımıza, ’ben meclis başkanıyım ama sen benim genel başkanımsın. Ne emredersen görevim odur’ dedim. 5 sene sonra ayrıldım. Kimse bana ’ayrıl’ demedi. Kendisine gittim, ’Ben ayrıldım. Nerede bana hizmet düşüyorsa söyle. Gerekirse genel merkezin telefonlarına bakacak bir adama ihtiyaç varsa, ben orada hazırım’ dedim. Hiç kimseye kırmak, gücenmek yok. Bizim tüzüğümüzde böyle yazıyor. Bizim yönetimimiz şudur. İl yönetim kurulu toplantılar karar
alacaklar. Ortaya başkan bir karar alacak. Herkes kendince doğru bildiğini söyler. ’Yapalım’ diyen olur ’yapmayalım’ diyen olur. Türkiye’nin en demokrat partisi; Adalet ve Kalkınma Partisi’dir. Yeri gelir kritik bir konuda gizi oylama yaparız. Yeri gelir herkes fikrini söyler. Başbakanımız not alır. Ondan sonra kararını açıklar. Ona göre karar verilir".
"HAYATTA EN ZOR İŞ SEÇMEKTİR"
Bursa’da son seçimlerde 181 aday adayı olduğunu, 18 adayın milletvekili olduğunu hatırlatan Arınç, "Hayatta en zor iş seçimdir. Kötünün içinde iyisini seçmek kolaydır. İyinin içinden en iyisini seçmek zordur. Eline kağıt versem herkesin birinci sıraya kendisini yazacağından eminim. Genel Merkez bunun için ne yapıyor. Bizim yaptığımız usul özgürlükçü ve demokrat. Bu adayları ilçe ve il teşkilatımız bir değerlendiriyor. Genel merkez kamuoyu yoklamaları yapıyor, ’kimi görmek istersiniz’ diye soruyor. Herkes
aklına gelen ilk ismi söylesin diye. Sonra aday adaylarını çağırılıyor. Mülakat yapılıyor. Bir anketi dört defa tekrarladığımızı biliriz. Siz kendinize göre çok önemli bir insansınız. Oyu verecek olan kim; seçmenler. Seçmenlere de sormak lazım. Tabi bundan farklı olanlar da vardır" dedi.
"SİYASETİ KONUŞARAK VE ARAŞTIRARAK Yat kelimesini birileri için kulAPACAĞIZ"
Alimlerin ve ariflerin mukayesesinden örnek veren Arınç, "Arif insan ne olduğunu hiç konuşmadan bilirmiş. Bu ikisinin arsında ne fark var. Gel, ben sana göstereyim. Bu gece bilginlerin toplantısı var. On kişi gelecek. Herkese soracaksın. Birinciye sormuşlar, size göre toplantının en bilgini kimmiş. ’Benden başka birisi olabilir mi’ demiş. onuncusu da ’benden fazla bilgini yok’ demiş. Başka bir yerde de ariflerin toplantısı var. Birinciye sormuşlar ’bu toplantıya gelen en arif zat kimdir’? ’Benden
sonraki’ diyor adam. Şimdi onuncuya soruyorlar. Verdiği cevaba bak. ’Hepsi benden önce girdi’. Siz iyisiniz yine, Allah Faruk Çelik’e yardım etsin. Beyler siyaset kolay iş değil. Sonunda doğru ve yanlış bir karar çıkıyor. Benim söylediğim doğru diyor. Hangisi doğru bunlar. Mutlak doğruyu Allah bilir. Bizim inancımız da böyledir. Ama ortada bir karar çıkacak. Bir sonuca doğru gideceğiz. İnancımız açısından Allah’ın dediği doğrudur. Siyasette bunu nasıl yapacağız. Konuşacağız ve araştıracağız. Sonuçta
birileri karar verecek. O karara karşı beğenmezlik etmeyeceğiz. Siz benden daha iyisiniz. Benim günahlarım sizden çok daha fazla. Ama bu sistemi böyle yürütmeye mecburuz. Bu sistem günün birinde en adil sonuçları verir" ifadelerini kullandı.
"AK PARTİ, BİR GRUBUN PARTİSİ DEĞİL"
AK Parti İl Başkanı Sedat Yalçın, Bursa’da hiçbir şeyin 9 yıl öncesi gibi olmadığını savunarak, "AK Parti sınırlı bir grubun partisi değildir; milletin partisidir. Hizmet aşkı ve motivasyon, istikrar bu anlayış üzerine gerçekleşti. Siyaset, hepimizin ortak yararına tek yol ve araçtır. Bu yolun titizlik ve sorumlulukla, yozlaştırılmadan yönetilmesi gerek. Bu dönemde demokrasi çok yönlü gelişiyor. Ekonomik kalkınma çok yönlü gelişiyor. Şehirler hızla dönüşüyor. Ülkemiz bölgesinde modern olmaya başladı.
Temel hak ve özgürlüklerde evrensel standartlara ulaştırılıyor. Bölgesinde güçlü ve etkisi hissedilen bir Türkiye’nin varlığı kabul ediliyor. Ülkemizin yakaladığı güven ve istikrar ortamı daha büyük değişimlere imza atacaktır" açıklamalarında bulundu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Batum Başkonsolosu Altınörs’ten Avrasya Üniversitesi’ne ziyaret Bir süre önce Türkiye’nin Batum Başkonsolosu olarak göreve başlayan Adnan Altay Altınörs, Avrasya Üniversitesi’ni ziyaret etti. Avrasya Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Ömer Yıldız ve Genel Sekreter Gülay Yeniçeri ile makamında görüşen Altınörs “Akrabalık bağlarımızın da bulunduğu görev bölgemizle ülkemiz arasındaki ekonomik, ticari ve kültürel ilişkileri daha ileriye taşımak, yatırımcılarımızın hak ve çıkarlarını korumak, ayrıca bölgemizi ziyaret eden vatandaşlarımızın karşılaşabilecekleri sıkıntıların üstesinden gelmek önceliklerimiz arasındadır. Kapımızın sizlere her zaman ve her durumda açık olduğunu belirtmek isterim. Birlikte düşünüp, beraber çalışarak alacağımız sonuçların daha etkin ve kalıcı olmasını sağlayacaktır ” dedi. Avrasya Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Ömer Yıldız ise “Yakın komşumuz ve stratejik ortağımız Gürcistan’ın önemli şehri Batum’a Başkonsolos olarak görevlendirilmenizden dolayı tebriklerimizi arz ediyorum. Dış İşleri Bakanlığımız bünyesindeki deneyiminiz ile ülkemizi en iyi şekilde temsil edeceğinize inancımız tamdır. Dost ve komşu ülkemiz Gürcistan ile ülkemiz arasındaki ekonomik, ticari ve kültürel ilişkilerin yanı sıra eğitimde de işbirliği ilişkilerini ileri bir seviyeye taşıyabilmek için Avrasya Üniversitesi olarak her zaman destekçiniz olacağız” diye konuştu. Yıldız ziyarette Başkonsolos Altınörs’e plaket ve kitap takdim etti.
Muş Karla mücadele ekipleri köy yollarını açmak için seferber oldu Muş’ta iki gün önce etkisini gösteren yoğun kar yağışı nedeniyle kapanan köy yollarının ulaşıma açılması için çalışmalar sürüyor. İl Özel İdaresi Yol ve Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğü ekipleri, yüksek rakımlı bölgelerde karla kaplanan köy yollarını temizlemek için yoğun mesai harcıyor. Yoğun kar yağışı nedeniyle kapanan 70 köy yolundan şu ana kadar 42’si ekiplerce ulaşıma açıldı. Kapalı kalan 28 köy yolunun temizlenmesi için ise çalışmalar aralıksız sürdürülüyor. Özellikle Varto ilçesindeki Seferek grup köy yolunda görev yapan ekipler, zorlu hava ve yol şartlarına rağmen vatandaşların mağduriyetini gidermek için mesailerine devam ediyor. 39 yıldır iş makinesi operatörü olarak görev yapan Kasım Akar, "Yıllardır bu görevi yapıyorum. Karla mücadelemiz başladı. Sezonun ilk karı yağdı. Kayadelen köyü Muş’un son köyü. Şu an orayı açmaya çalışıyoruz. Kar yağışı devam ediyor. Kar yağışı geçen yıla göre 1 ay erken yağdı. Geçen yıl bu zamanlarda kar yoktu. 39 yıldır karla mücadele ediyorum" ifadelerini kullandı. İl Özel İdaresi Varto Şantiye Şefi Hakan Çolak ise, “Dün yağan karla birlikte kapanan köylerimizi açmaya başladık. Çalışmalarımız devam ediyor. İnşallah bütün vatandaşlarımızın yolunu açacağız. Köyde bulunan vatandaşlarımızın yollarını açmaya devam edeceğiz. Şantiyemizde bulunan arkadaşlarımızla birlikte çalışmalarımız devam ediyor. Bütün yollarımızı açacağız. 7/24 çalışmalarımız devam ediyor. Yolları açmak için gece gündüz çalışıyoruz” dedi.
Balıkesir Balıkesir’de geleceğin müzik dehaları yetişiyor Balıkesir’in Bandırma ilçesinde, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Bandırma Konservatuarı, eğitimdeki yüksek standartlarıyla, öğrencilerini dünya çapında başarılı sanatçılar olarak yetiştiriyor. Büyükşehir Belediyesi Bandırma Konservatuarı öğrencilerinden Erva Bilge Şengören ve Masal Erdan, ulusal ve uluslararası alanda önemli başarılar elde etti. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Bandırma Konservatuarı’nın eğitmenlerinden Hazal Saraçoğlu’nun öğrencileri olan Erva Bilge Şengören (7) ve Masal Erdan (9) ulusal ve uluslararası alandaki başarılarıyla dikkat çekerek, konservatuarın eğitim ve rehberlik kalitesini bir kez daha gözler önüne serdiler. Konservatuar öğrencilerinden Erva Bilge Şengören, Londra Kraliyet Akademisi’ndeki (ABRSM) 1. yılını, en yüksek derece olan “Distinction” ile tamamlayarak büyük bir başarıya imza attı. Henüz 7 yaşında olmasına rağmen, 4 yaşında piyano çalmaya başlayan Erva Bilge Şengören, 3 yıldır düzenli ve disiplinli bir şekilde çalışarak bu başarıyı elde etti. Büyükşehir Belediyesi Konservatuarı ve öğretmeni Hazal Saraçoğlu’nun kendisinin bu seviyeye ulaşmasına büyük katkı sağladığını ifade eden Erva Bilge Şengören’in hedefi ise 8. Grade’den mezun olarak dünyanın dört bir yanında piyano çalmayı ve piyano pedagogu olarak kariyer yapmayı sürdürmek. Erva Bilge Şengören, “Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Konservatuarı bana sadece müzik öğretmedi, aynı zamanda hayatta nasıl ilerleyeceğimi de gösterdi. Öğretmenim Hazal Saraçoğlu’nun yardımıyla bu kadar ilerledim. Konservatuar bana çok güzel fırsatlar sundu ve burada çok şey öğrendim. Büyükşehir Belediyesine ve bütün öğretmenlerime bana yardımcı oldukları için çok teşekkür ediyorum” diye konuştu. Masal Viyana yolunda Konservatuarın başarılı öğrencilerinden bir diğeri olan Masal Erdan ise 1. Uluslararası Ankara Piyano Yarışması’nda kazandığı mansiyon ödülüyle dikkatleri üzerine çekti. Masal Erdan, gerçekleştirilecek ödül törenine katılmak üzere Mart 2025’te Viyana’ya gidecek. 4 yıl önce piyano çalmaya başlayan Masal Erdan, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Konservatuarı’nda aldığı eğitim ile kısa sürede büyük bir gelişim göstererek London College of Music sınavında 1. Grade sertifikasına sahip olmayı da başardı. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Konservatuarı, öğrencilerinin sadece müzikal yeteneklerini geliştirmekle kalmayıp, aynı zamanda onların geleceğe dair doğru adımlar atabilmeleri için kapsamlı bir rehberlik hizmeti de sunuyor. Eğitmen Hazal Saraçoğlu, konservatuar öğrencilerinin yalnızca teknik becerilerle ve müziğe olan tutkularını besleyerek yetiştirilmediğini, aynı zamanda hayatlarına yön veren değerli bir rehberlik aldıklarını vurguladı. Saraçoğlu, “Eğitim sürecinde her öğrencinin kişisel hedeflerine uygun bir yol haritası çiziliyor ve böyle onların gerçek potansiyellerine ulaşmalarına yardımcı olunuyor. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Konservatuarı, her öğrencisinin hem sanatçı hem de güçlü bir birey olarak yetişmesini hedefleyerek, sadece müzik eğitimi değil, yaşam boyu sürecek başarılar için sağlam temeller atıyor” dedi.
Denizli Kış aylarında artan kalori miktarıyla baş etmenin 6 püf noktası Merkezefendi Sağlıklı Hayat Merkezi Diyetisyen Betül Arslanoğlu kış aylarıyla birlikte su tüketiminin azalması, sürekli yemek yeme isteği ve hareketsiz yaşam ile birlikte günlük kalori miktarında artış yaşandığını belirterek bu durumla baş etmenin yollarını 6 maddede açıkladı. Merkezefendi Sağlıklı Hayat Merkezi Diyetisyen Betül Arslanoğlu kış aylarıyla birlikte su tüketiminin azalması, sürekli yemek yeme isteği ve hareketsiz yaşam ile birlikte günlük kalori miktarında artış yaşandığını belirterek bu durumla baş etmenin yollarını 6 maddede açıkladı. Havaların soğumasıyla birlikte su tüketimin ve egzersiz seviyesinin azaldığı ve buna bağlı olarak evde geçirilen vakitler artmaya başladığını belirtti. Ayrıca gün ışığından ise daha az yararlanmaya başladıklarını haliyle bu durum sürekli atıştırmalıklara, duygusal yemeye, tatlı ve karbonhidrat tüketiminde artış gösterdiğini belirten Diyetisyen Arslanoğlu bu durumla baş etmenin yollarını 6 maddede açıkladı. “Soğuk havalarda kas oranımızı artırmamız gerekiyor” Soğuyan havalarda metabolizmanın önemli olduğunu vurgulayan ve kas oranının ne kadar fazla olursa metabolizmanın daha da hızlanacağını belirten Diyetisyen Arslanoğlu, “Soğuyan hava ile vücudumuzun ısı üretme isteği artacak ve buna bağlı olarak da kalori ihtiyacı artacaktır. Bu durumda iştahımızın artması çok normaldir ancak havaların soğumasıyla birlikte egzersiz seviyemizin de düştüğünü göz önünde bulundurursak kilomuzu korumamız ve eğer fazla kilomuz varsa ideal kiloya gelmemiz oldukça önemlidir. İdeal kiloda olmanızı ve metabolizmanızı hızlandırmak için de kendinizi aç bırakmayın ve yaşam tarzınıza göre bir öğün düzeni oluşturun. Yazdan kilo alarak çıktıysanız hızlı kilo vermeyi vaat eden şok diyetlerden uzak durun, bu tarz diyetler vücudunuzu kıtlık bilincine sokar ve metabolizmanız yavaşlar. Kas oranınızı arttırmayı hedefleyin. Kas oranınız ne kadar fazla olursa metabolizmanız o kadar hızlı olacaktır ve kilo vermeniz ya da kilonuzu korumanız daha kolay olacaktır. Düzenli uyku metabolizmanın can damarıdır. Doğru melatonin sentezi ve kortizol seviyelerinin azaltılması için karanlık bir ortamda kaliteli bir uyku oldukça önemlidir” dedi. “Kaliteli besinleri günlük beslenme planına dahil edilmesi gerekiyor” Kaliteli besinleri günlük beslenme planına dahil edilmesi gerektiğini ve bağırsak sistemini beslenmesi gerektiğini belirten Arslanoğlu, “Tahıllı ürünler (yulaf, esmer pirinç, tam buğday ekmeği), yüksek kaliteli protein kaynakları (tavuk, balık, yumurta, baklagiller) ve zeytinyağı, avokado, ceviz ve badem gibi sağlıklı yağlar; enerjinizi dengeler, daha uzun süre tok kalmanızı sağlar. Bağırsaklar, yalnızca sindirim ve besin emilimini sağlamakla kalmaz, aynı zamanda bağışıklık sistemini destekler, ruh halini etkiler ve hatta metabolizmayı düzenler. Bağırsak sağlığımızda önemli rol oynayan probiyotik ve prebiyotikleri beslenme planımıza dâhil etmek oldukça önemlidir” diye konuştu. Tatlılar ve karbonhidratlar mutluluk hormonunun artırarak ruh halini iyileştirebileceğini ve geçici bir mutluluk hissi oluşturabilir ama yoğun karbonhidrat tüketiminin de uzun vadede kilo alımına, beslenme dengesizliğine ve mutsuzluğa sebep olabileceğini dile getiren Arslanoğlu, “Hepimiz hayatın koşturmacısı içerisinde birçok stres faktörüyle baş etmek zorunda kalıyoruz. Stres, kaygı veya mutsuzluk durumunda tatlı yeme isteğimiz artar. Tatlılar, kısa vadede rahatlatıcı bir etki yaparak kişiyi geçici olarak mutlu edebilir. Bu nedenle, “duygusal yeme” dediğimiz fiziksel olarak aç olmasak bile bir şeyler yeme istediğimiz durum ortaya çıkar. Ayrıca kışın günlerin kısalması, ışık eksikliği ve genel olarak daha kapalı hava şartları, vücutta serotonin seviyelerini düşürebilir. Serotonin, “mutluluk hormonu” olarak bilinir ve ruh halimizi düzenler. Tatlılar ve karbonhidratlar, serotonin üretimini artırarak ruh halini iyileştirebilir ve geçici bir mutluluk hissi oluşturabilir. Ancak yoğun karbonhidrat tüketimi uzun vadede kilo alımına, beslenme dengesizliğine ve mutsuzluğa sebep olabilir” şeklinde konuştu. “Su tüketilmesine özen gösterilmelidir” Kış aylarında soğuyan hava nedeniyle su içme alışkanlıkları genellikle azabildiğini ancak su tüketiminde özen gösterilmesini ve vitamin, mineral seviyelerini ölçtürülmesi gerekildiğini vurgulayan Arslanoğlu, “Kış aylarında soğuyan hava nedeniyle su içme alışkanlıkları genellikle azalabilir. Ancak, vücut yine de her mevsimde yeterli suya ihtiyaç duyar. Çünkü su, vücut ısısının düzenlenmesinden sindirim ve beslenmeye kadar pek çok hayati fonksiyona katkı sağlar. Mutlaka bir kan tahlili yaptırıp vitamin-mineral seviyelerimizi ölçtürelim. Vücutta bazı vitamin-minerallerin eksiklikleri (özellikle demir, d vitamini, B12, magnezyum gibi) daha halsiz hissetmemize neden oluyor olabilir. Buna bağlı olarak daha hareketsiz oluyor ve kilo alıyor olabiliriz. Bunu göz ardı etmeyelim” dedi.
Bursa Yeni aile hekimliği yönetmeliği hekimlere ve hastalara birçok fayda sağlıyor Sağlık Bakanlığı’nın yürürlüğe koyduğu yeni yönetmeliğe göre aile hekimliklerine kayıtlı vatandaş sayısının 4 binden 3 bin 500’e düşürüldüğüne dikkat çeken Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Orkun Yıldırım, bu değişiklik ile hekimlerin vatandaşlara daha fazla zaman ayıracağını ve kronik hastalığı olan vatandaşların yüz yüze takiplerinin daha düzenli yapılacağını belirtti. Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Orkun Yıldırım, geçtiğimiz ay Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ndeki değişiklikler hakkında açıklamalarda bulundu. Aile hekimliğinin, sağlık sisteminin temel yapı taşlarından biri olduğunu dile getiren Dr. Yıldırım, Sağlık Bakanlığı’nca yapılan yeni düzenlemenin hem vatandaşlar hem de sağlık çalışanları açısından önemli değişiklikler ve iyileştirmeler sunduğunun altını çizdi. Aile hekimliklerinin vatandaşların sağlıkla ilgili durumlarında ilk başvurmaları gereken yer olduğunu hatırlatan Dr. Yıldırım, “Aile hekimleri hastayı; mevcut diğer sağlık sorunları ile birlikte dış şartlar ve hastalık risk yönetimini bir bütün olarak değerlendirir. Sorumluluğunu üstlendiği kişinin hastalıklardan korunması için gerekli tedbirleri alır. Hastalık halinde ise tedaviyi gerçekleştirir ya da ihtiyaçlara yönelik rehberlik yapar. Her durumda düzenli kontrolleriniz için aile hekiminizle iletişim halinde olmanız önemlidir. Yeni düzenleme, bu kontrollerin daha sistemli yapılmasını teşvik etmektedir. Bu sayede, muhtemel riskler önceden fark edilip müdahale edilebilir. Aile hekimleri, vatandaşlarımızın hastalık durumlarında ilk tercihi olmalıdır” dedi. Yeni düzenleme ile aile hekimlerinin orta vadede her bireye daha fazla zaman ayırmasının hedeflendiğini vurgulayan Dr. Yıldırım, “Bu düzenlemelerin en dikkat çeken noktası, her bir aile hekimine kayıtlı kişi sayısının 4 binden 3 bin 500’e düşürülmesidir. Kayıtlı kişi sayısının azalması, hekimlerimizin size ayırdığı süreyi artıracaktır. Böylece görüşmelerinizde daha fazla detaylı konuşma imkânı bulabileceksiniz. Ayrıca düzenli takiplerle sağlık ihtiyaçlarınız proaktif şekilde ele alınacaktır” şeklinde konuştu. Yönetmelikteki yeni değişiklikler ile kronik hastalara, anne ve çocuklara yönelik koruyucu sağlık hizmetlerinin çok daha etkin bir şekilde sunulacağını öne süren Dr. Yıldırım, “Özellikle doğum sonrası anne ve bebek sağlığı takibini içeren lohusa izlemlerine daha fazla dikkat çekilmiştir. Doğum sonrası dönemde aile hekimleri düzenli olarak anne ve bebeğini takip edecek, ihtiyaç duyduğu tüm sağlık hizmetleri için yönlendirecektir. Düzenleme, kronik hastaların özellikle de 65 yaş üstü hastaların etkin takibiyle hastalığın seyrindeki problemlerin azaltılmasını ve akılcı ilaç kullanımının özendirilmesini amaçlamaktadır. Ayrıca kronik hastalıklar ve kanserlerin erken teşhisi için aile hekimlerimiz, kayıtlı bireylerle düzenli iletişim kuracak ve sağlık durumlarını takip edecektir. Bu yaklaşım toplum sağlığının korunması ve hastalıkların erken teşhis edilmesi açısından büyük önem taşımaktadır” diye konuştu. Yönetmelikle aile hekimlerinin ve aile sağlığı çalışanlarının çalışma şartlarında da düzenlemeye gidildiğini ifade eden Dr. Yıldırım, “Yeni yönetmelik ile; gebelik takibi, bağışıklama, çocuk izlemleri gibi koruyucu sağlık hizmetlerinde belirlenen hedeflere ulaşan ve ayrıca kronik hastalık takibi yapan hekimlerimize yönelik teşvik ödemeleri de arttırılacak şekilde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerin, sağlık hizmetlerimizin kalitesini yükselteceğine ve sağlık çalışanlarımızın mesleki tatmin ve memnuniyetini arttıracağına inanıyoruz” ifadelerini kullandı.