POLİTİKA - 03 Aralık 2011 Cumartesi 22:28

ARINÇ: "AK PARTİ`DE BİAT KÜLTÜRÜ YOKTUR"

A
A
A
ARINÇ: "AK PARTİ`DE BİAT KÜLTÜRÜ YOKTUR"

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "AK Parti’de biat kültürü yoktur. Biat edecek bir insan varsa bunu benim Erbakan Hocaya yapmam lazımdı. Ama aklımdan bile geçmedi" dedi.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Osmangazi İlçesi 4. Olağan Kongresi’ne katıldı. Programda konuşan eski AK Parti Osmangazi İlçe Başkanı Refik Özen, yoğun süreçlerin ardından kongre sürecine girdiklerini belirterek, "Bu dönemde gözler hep Osmangazi’nin üzerinde oldu. Bütün hesaplar Osmangazi’nin üzerinden yapıldı. Bizler başbakanımıza biat eden insanlardık. Bize düşen vazifemizi yapmaktı. Bizler tüm arkadaşlarımızla 16 ay boyunca
bu inançla çalıştık. Tek derdimiz partimiz, Osmangazi’de daha başarılı olmaktı. Halel getirmedik. Bu emaneti hep namusumuz bildik. Kimseyi mahcup etmedik. Hakkım helal olsun. Ankara’ya davet edildik. Yapılan istişareler sonucunda genel merkezimizin şahsımla alakalı verdiği karara saygı duyarız. Birileri bunun adına biat dedi belki, ama zaten bizler başbakanımıza biat etmiş insanlardık" diye konuştu.
"BAŞBAKAN ERDOĞAN PAZARTESİ GÜNÜ BAKANLAR KURULUNA KATILACAK"
Daha sonra konuşan Bülent Arınç ise, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın sağlık durumunun çok iyi olduğunu belirterek, "3 gündür İstanbul’dayım. Kendisiyle telefonla görüştüm. Başbakanımız bugün evlerinde ABD Başkan Yardımcısı ile bir araya geldi. Allah kısmet ederse. pazartesi günü yapacağımız bakanlar kurulu toplantısında başkanlık edecekler. Sabırsızlıkla bekliyoruz Allah ona ve bütün hastalarımıza iyilikler versin" diye konuştu.
ARINÇ’TAN SEZER’E GÖNDERME
AK Parti kadrolarında kime ne görev verilinse olumlu karşılaması gerektiğini belirten Arınç, "Bize hangi görev verilirse inancımıza da odur. Verilmediği zaman da bağırılıp çağırılmaz. Burada ne yapılıyorsa 10 yıldır o yapılıyor. Ahmet Necdet Sezer cumhurbaşkanıydı. Ayrılmak üzereydi. Onu çok seven gazeteleri bilirsiniz. ’Sezer siyasete atılacak’ dediler. Bana sordular ’valla çok iyi olur’ dedim. Keşke siyasete atılsa. Çünkü siyaset insanı eğitir. Siyaset insanı terbiye eder" dedi.
ARINÇ’TAN ’BİAT’ ELEŞTİRİSİ
Refik Özen’in ’Bizler başbakanımıza biat etmiş insanlarız’ demesini eleştiren Arınç, "Sistemi disiplin üzerine kurmak gerek. Birbirimize görev anlayışı üzerine kurmalıyız. Refik kardeşimin bütün sözlerine katılıyorum ama bir yanlışını düzeltmem lazım. Onu düzeltemezsem, kendisine ve AK Parti’ye zarar verir. Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a biat ettiğini söylüyor. Biat kelimesi dini bir kavramdır. Biat kelimesini birileri için kullanabilirsiniz. Ama genel başkanı için kullanmamalı. Böyle bir
inanıyorsa bile kullanmamalı. Hakkımıza tüm davaların iddianamesinde Milli Selamet Partisi’nden bu yana kadar biliyorum. O zamanlar yeni doğmuş veya kısa pantolonlar duysun diye söylüyorum; biat kelimesi üzerine partiler kapatıldı. Refik kardeşim ’ben genel başkanımı çok seviyorum. O ne derse yaparım’ diye düşünüyor. Refik bunu söylemek istedi. Biat anlamında kullanamayız" açıklamalarında bulundu.
"ERBAKAN HOCAYA BİAT ETMEDİM"
Erbakan hocaya karşı sevgi ve saygıyı asla kaybetmediğini belirten Arınç, "Biat edecek bir insan varsa Erbakan Hocaya yapmam lazımdı. 19 yaşındayken odalar birliğindeki mücadelesinde tanıdım. Yanına gittim ve hiçbir zaman ayrılmadım. Milli Selamet’i kurdu, koştum. 24 yaşında Manisa’da il başkanı oldum. Kapatıldı, yasaklı oldum. ’Refah kurulacak’ dendi, koştum. Fazilet kapandı, 4 saat konuştum, daha sonra ayrıldım. Erbakan Hocaya biat ediyorlardı. Kendisine şunu söyledim, ’hocam çok seviyorum, ama davamı
daha çok seviyorum. Davama hizmet ettiğin sürece senin arkandan gelirim. Öl dediğin yerde ölürüm. Çizgiden saparsan arkandan gelmem’ dedim. 28 Şubat sürecine girdik. Bazı yanlışlıklar oldu. Sevgimi ve saygımı asla kaybetmedim. Ama biat etmek aklımdan bile geçmedi. Onun için Ben Recep Tayyip Erdoğan’a biat etmemiş bir adamım. Bizim partimizde biat kültürü yok" diye konuştu.
"GEREKİRSE GENEL MERKEZDE TELEFONLARA BAKARIM"
AK Parti’de herkesin her göreve girebileceğini belirten Arınç, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Ben meclis başkanıyken protokolde 10 adım öndeyim. Başbakanımıza, ’ben meclis başkanıyım ama sen benim genel başkanımsın. Ne emredersen görevim odur’ dedim. 5 sene sonra ayrıldım. Kimse bana ’ayrıl’ demedi. Kendisine gittim, ’Ben ayrıldım. Nerede bana hizmet düşüyorsa söyle. Gerekirse genel merkezin telefonlarına bakacak bir adama ihtiyaç varsa, ben orada hazırım’ dedim. Hiç kimseye kırmak, gücenmek yok. Bizim tüzüğümüzde böyle yazıyor. Bizim yönetimimiz şudur. İl yönetim kurulu toplantılar karar
alacaklar. Ortaya başkan bir karar alacak. Herkes kendince doğru bildiğini söyler. ’Yapalım’ diyen olur ’yapmayalım’ diyen olur. Türkiye’nin en demokrat partisi; Adalet ve Kalkınma Partisi’dir. Yeri gelir kritik bir konuda gizi oylama yaparız. Yeri gelir herkes fikrini söyler. Başbakanımız not alır. Ondan sonra kararını açıklar. Ona göre karar verilir".
"HAYATTA EN ZOR İŞ SEÇMEKTİR"
Bursa’da son seçimlerde 181 aday adayı olduğunu, 18 adayın milletvekili olduğunu hatırlatan Arınç, "Hayatta en zor iş seçimdir. Kötünün içinde iyisini seçmek kolaydır. İyinin içinden en iyisini seçmek zordur. Eline kağıt versem herkesin birinci sıraya kendisini yazacağından eminim. Genel Merkez bunun için ne yapıyor. Bizim yaptığımız usul özgürlükçü ve demokrat. Bu adayları ilçe ve il teşkilatımız bir değerlendiriyor. Genel merkez kamuoyu yoklamaları yapıyor, ’kimi görmek istersiniz’ diye soruyor. Herkes
aklına gelen ilk ismi söylesin diye. Sonra aday adaylarını çağırılıyor. Mülakat yapılıyor. Bir anketi dört defa tekrarladığımızı biliriz. Siz kendinize göre çok önemli bir insansınız. Oyu verecek olan kim; seçmenler. Seçmenlere de sormak lazım. Tabi bundan farklı olanlar da vardır" dedi.
"SİYASETİ KONUŞARAK VE ARAŞTIRARAK Yat kelimesini birileri için kulAPACAĞIZ"
Alimlerin ve ariflerin mukayesesinden örnek veren Arınç, "Arif insan ne olduğunu hiç konuşmadan bilirmiş. Bu ikisinin arsında ne fark var. Gel, ben sana göstereyim. Bu gece bilginlerin toplantısı var. On kişi gelecek. Herkese soracaksın. Birinciye sormuşlar, size göre toplantının en bilgini kimmiş. ’Benden başka birisi olabilir mi’ demiş. onuncusu da ’benden fazla bilgini yok’ demiş. Başka bir yerde de ariflerin toplantısı var. Birinciye sormuşlar ’bu toplantıya gelen en arif zat kimdir’? ’Benden
sonraki’ diyor adam. Şimdi onuncuya soruyorlar. Verdiği cevaba bak. ’Hepsi benden önce girdi’. Siz iyisiniz yine, Allah Faruk Çelik’e yardım etsin. Beyler siyaset kolay iş değil. Sonunda doğru ve yanlış bir karar çıkıyor. Benim söylediğim doğru diyor. Hangisi doğru bunlar. Mutlak doğruyu Allah bilir. Bizim inancımız da böyledir. Ama ortada bir karar çıkacak. Bir sonuca doğru gideceğiz. İnancımız açısından Allah’ın dediği doğrudur. Siyasette bunu nasıl yapacağız. Konuşacağız ve araştıracağız. Sonuçta
birileri karar verecek. O karara karşı beğenmezlik etmeyeceğiz. Siz benden daha iyisiniz. Benim günahlarım sizden çok daha fazla. Ama bu sistemi böyle yürütmeye mecburuz. Bu sistem günün birinde en adil sonuçları verir" ifadelerini kullandı.
"AK PARTİ, BİR GRUBUN PARTİSİ DEĞİL"
AK Parti İl Başkanı Sedat Yalçın, Bursa’da hiçbir şeyin 9 yıl öncesi gibi olmadığını savunarak, "AK Parti sınırlı bir grubun partisi değildir; milletin partisidir. Hizmet aşkı ve motivasyon, istikrar bu anlayış üzerine gerçekleşti. Siyaset, hepimizin ortak yararına tek yol ve araçtır. Bu yolun titizlik ve sorumlulukla, yozlaştırılmadan yönetilmesi gerek. Bu dönemde demokrasi çok yönlü gelişiyor. Ekonomik kalkınma çok yönlü gelişiyor. Şehirler hızla dönüşüyor. Ülkemiz bölgesinde modern olmaya başladı.
Temel hak ve özgürlüklerde evrensel standartlara ulaştırılıyor. Bölgesinde güçlü ve etkisi hissedilen bir Türkiye’nin varlığı kabul ediliyor. Ülkemizin yakaladığı güven ve istikrar ortamı daha büyük değişimlere imza atacaktır" açıklamalarında bulundu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Sel ve heyelandan torunları ile birlikte mağaraya sığınarak kurtuldu Trabzon’da 20 Eylül Cuma günü etkili olan şiddetli yağışlar 4 ilçede bir çok noktada sel ve heyelanlara yol açarken, Arsin ilçesinin Yeşilköy mahallesinde yaşayan Gençağa Yetim, sel, su baskını ve heyelanlardan en fazla etkilenen vatandaşlardan biri oldu. Evinin kolonları kaya parçaları nedeniyle yıkılan, 2 otomobili kullanılamaz hale gelen ve 2 hayvanı telef olan Gençağa Yetim (67), yaşadıkları korku dolu anları anlatırken torunları ile birlikte evlerinin yakınındaki bir mağaraya sığınarak hayatta kaldıklarını söyledi. Trabzon’da 20 Eylül Cuma günü etkili olan şiddetli yağışlar Araklı, Sürmene ve Yomra ilçesi gibi Arsin ilçesinde de sel ve heyelanlara neden oldu. Metrekareye 165 kilogramlık yağışın düştüğü Arsin’de Fındıklı, Yeşilköy ve Yolüstü mahalleleri sel ve heyelandan en çok etkilenen mahalleler oldu. Selin önüne kattığı taş, kaya ve ağaç parçaları ile çok sayıda hasara yol açarken, şiddetli yağışların ardından korkarak evlerini terk eden ve ilçe merkezlerindeki misafirhanelerde konaklayan mahalle sakinleri, tekrar evlerine dönerek selin izlerini silmeye başladı. İlkokul ve sağlık evinin birinci katı toprağın altında kaldı Arsin ilçesinde belediye, karayolları ve DSİ ekiplerince çalışmalar sürürken, Yeşilköy mahallesinde bulunan Şehit Haydar Arslan ilk ve ortaokulu ile sağlık evinin birinci katı sel sularının getirdiği rusubat nedeniyle toprağa gömüldü. Sel suları ile gelen taş ve toprak ile dolan okulda heyelan nedeniyle eğitime ara verildi. Okulda belediye ekiplerince temizleme çalışmalarını sürdürürken, mahallede selden en çok etkilenen vatandaşlar biri de Gençağa Yetim oldu. Evinin kolonları kaya parçaları nedeniyle yıkılan, 2 otomobili kullanılamaz hale gelen ve 2 hayvanı telef olan Yetim, torunları ile bir mağaraya sığınarak sel sularında kurtulmaya başardı. Dev kaya parçalarının yamaçtan koparak evinin kolonlarını kırdığını belirten Yetim, “Dere kendi yatağında akmadı. Yoldan gelerek arabalarımı aldı. Yukarı da toprak kayması sonucu dev kayalar yuvarlanarak evimi yıktı. Evin altındaki ahırda hayvanlarım vardı. Onlardan 2 tanesi telef oldu. Torunlarımı aldım yukarıda bir mağara vardı oraya sığınarak kurtulduk. Önceden de sel olmuştu ama bu kadar büyük değildi. 2 araba, evimiz yıkıldı. Bunların yanında 500 bin liralık eşyamız da sele kapıldı. Şuanda kendi imkanlarımızla temizlik yapıyoruz” dedi. “Malzemelerin su altında kaldığını görünce ağladım” Mahalle sakinlerinden Kezban Özbakır ise büyük korku yaşadıklarını kaydederek, “Mağdur olduk. Selden kaçtık. Büyük bir korku yaşadık. Geldi geçti. Kapımızı kilitleyerek gittik. Hayvanlarımızı da burada bıraktık. Evimizin girişini de su bastı. Bütün malzemelerim evin altında onların su altında kaldığını görünce ağladım. 20 sene önce 2 kez sel olmuştu. Onlarda 1 saat yağmur yağmıştı, bu sefer 4 saat aralıksız yağmur yağdı” şeklinde konuştu. Fındıklı mahallesinde yaşayan ve 3 çocuğunu alarak eski evlerine kaçtıklarını dile getiren Havva Özbakır da, “Aniden başlayan yağmuru görünce yukarıda bir eski evimiz vardı. Çocuklarımı alarak oraya kaçtık. Tekrar uyarı yapıldı. İlçe merkezine gitmeyi düşünüyoruz. Maddi zararımız var. Evin içerisi su ve çamur ile doldu. Okulumuzda toprak altında kaldı. Çaresiziz Allah yardımcımız olsun. Şükür olsun rabbimize ki can kaybımız yok” ifadelerini kullandı.
İstanbul Ümraniye esnafı polisin şehit olduğu geceyi anlattı Ümraniye’de 26 adet suç kaydı bulunan Y.E.Ç. (19) isimli şahıs polis ekipleri tarafından gözaltına alındığı esnada polis memurunun silahını alarak polislere ve etrafa ateş açtı. 1 polis memurunun şehit olduğu olayın izleri gün ağarınca ortaya çıkarken, Ümraniye esnafı ise olayla ilgili konuştu. Olay, dün gece saat 23.00 sıralarında Ümraniye Ihlamurkuyu Mahallesi Petrol Yolu Caddesi üzerinde yaşandı. Edinilen bilgiye göre, çeşitli suçlardan 26 adet suç kaydı bulunan Y.E.Ç. (19) isimli şahıs polis ekipleri tarafından gözaltına alındığı esnada bir polis memurunun silahını alarak polislere ve etrafa ateş açtı. Polis memurlarının da karşılık verdiği silahlı çatışmada ağır yaralanan polis memuru Ş.Y. (27) kaldırıldığı hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit oldu. Olayın yaşandığı alan savaş alanına dönerken olayın izleri gün ağarınca ortaya çıktı. Ümraniye esnafı ise yaşanılan olayı anlattı. Olayı gören esnaf Ozan Bıçakçı, "Gece 11 buçuk arasında arbede sesi geldi. Böyle bir sıkıntı oldu. Sonra tabii ister istemez geldik. Biz de burada esnafız. Arkadaş polis arkadaşın elinden silahı alıyor, sıkıyor. Diğer polis arkadaşı da münakaşa edince ona da sıkıyor. Daha sonra buradan kaçıyor gidiyor. Herhalde aranması varmış. Annesini de vuruyor bu arada. Maalesef şehit oluyor polis. Bu mahallede yaşıyormuş. Ama tabii tanımıyoruz. 19 yaşlarında bir arkadaşmış. Zaten bir aranması falan varmış. Polis kontrol noktasında soru falan sorarken şüpheli hareketleri dikkat çekmiş. Bodrum sokağa doğru kaçmış. Bodrum sokak yukarı tarafta kalıyor. Orada sokak arasında yakalanmış. Ambulans hemen geldi. Yaralı polisi hemen aldılar, götürdüler. Olay yeri inceleme ekipleri etrafı çevirdi. Bayağı bir geniş kapsamlı aramalar yaptı. Gece bir ikiye kadar bayağı hareketliydi buralar. Polis başından vuruldu. Ben de gördüm. Yerde yatıyordu. Çok kan kaybetmişti. Allah rahmet eylesin" dedi.
Hatay Yıllarca hac yolundaki kervanların güzergahında olan tarihi köprüde restorasyon çalışması Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan ve yaklaşık 450 yıllık olduğu düşünülen İpekyolu köprüsünde restorasyon çalışmaları başladı. Geçmişte hac ve ticari kervanların kullandığı köprü, adeta tarihe ışık tutuyor. Anadolu’yu Arap yarımadası ve Afrika’yla birleştiren Hatay, tarihte kervanların yol güzergahındaydı. İstanbul – Halep – Şam – Hicaz yolu üzerinde Payas ilçesinde bulunan ve tarihte kervanların uğrak noktası konumunda olan Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi, yıllardır ayakta durarak tarihe ışık tutuyor. Külliye çevresinde bulunan ve ulaşımı sağlayan yaklaşık 450 yıllık İpekyolu köprüsü de yıllara meydan okuyor. Yıllar içerisinde deforme olan köprünün ayakta kalabilmesi için Karayolları Bölge Müdürlüğü tarafından restorasyon çalışması başlatıldı. Tarihi köprüdeki restorasyon çalışmalarının bir yıllık bir sürede tamamlanması planlanıyor. Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi’nde görevli 32 yaşındaki Mehmet İsarettin Altan, tarihi köprü hakkında bilgi vererek, “1565-1577 yılları arasında yapıldığı söylenen tarihi bir köprü var burada, İpekyolu Köprüsü de deniyor. Külliyeye gelen ticari ve hac kervanları buradan geçermiş. Külliyenin arasta bölümünün güney kapısından çıktığında Payas çayının üzerine yapılan bir köprü ve 3 kemerli bir köprü. O tarihte yapıldıktan sonra kullanılan İpekyolu Köprüsü olarak söyleniyor. Şu anda restorasyon çalışmasına başladılar. Restorasyon çalışması bittikten sonra ziyaretçilere de tamamen açılacak. Restorasyon zamanının altı ay veya bir yıl süreceği söyleniyor ama altı ay içerisinde bitirileceğini tahmin ediyoruz. Altı ay sonra inşallah ziyaretçilere de açılacağını düşünüyoruz. O tarihte buraya gelen hac kervanları ve ticari kervanları Halep, Şam ve Hicaz yolundan bu taraftan geçiş yapıyorlar. Burası külliye olduğu için konaklama merkezi de olarak kullanıldığı için üç gün burada konaklama yapıyorlar. Hacılar tekrar dönüşte yine bu köprüyü kullanarak buradan tekrar Anadolu’ya payitahta doğru yol alıyorlar. Bu köprü içinde şöyle bir söylem var Hatay’ın dünyaya açılan kapısı olarak da söyleniyor çünkü o tarihte o tarafa giden tüm kervanlar buradan geçtiği için başka bir geçiş yolu yok uğrak yerleri sadece burası, onun için Hatay’ın dünyaya açılan bir kapısı olarak da geçiyor” ifadelerine yer verdi.