GÜNDEM - 23 Eylül 2024 Pazartesi 10:32

Üretici çiftçilere kanola tohumu dağıtıldı

A
A
A
Üretici çiftçilere kanola tohumu dağıtıldı

Bilecik’te "Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesi Projesi" (TAKEP) üreticilere kanola tohumu dağıtarak, "Yaklaşık 2 bin dekarlık alan için yüzde 50 hibe desteği" dedi.


Vali Şefik Aygöl, Bilecik’in Pazaryeri ilçesine bağlı Ahmetler Köyü’nde Bilecik İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ’nünde içinde olduğu TAKEP projesi kapsamında üretici çiftçilere kanola tohumu dağıtıldı. Vali Aygöl burada yaptığı açıkalamda, "Yaklaşık 2 bin dekarlık alan için yüzde 50 hibe destekli kanola (kolza) dağıtılması planlanmaktadır. Kanola torbaları 6 kilogram olup, bir adet kanola torbası yaklaşık 20 dekar alan ekilebilmektedir. Çitçilerimizin tohumu aldıkları firmaya, hasat ettikleri ürünü de bulunduğu köyde yüksek fiyatlara teslim etme imkânı tanınarak sözleşmeli üretime destek olmak hedeflenmiştir. Çiftçilerimiz hasat ettikleri kanola tohumlarını için merkezi Tekirdağ’da bulunan bir kooperatife satışını yapabilmektedir" dedi.



“Türkiye yüzyılı’ üretim ve üreticinin yüzyılı”


Vali Aygöl açıklamasının devamında, "İlimiz merkez köyleri olan Cumalı, Necmiye ve Şükraniye köyleri ile birlikte, özellikle Ahmetler Köyünde bin 500 dekarlık alanda ekimi yapılacak kanola bitkisi ile ‘Türkiye Yüzyılı’ üretim ve üreticinin yüzyılı ile birlikte üretim projelerine güzel bir örnek olacağı hedeflenmektedir” ifadelerini kullandı.


Kanola tohumu dağıtım programına Vali Aygöl’ün yanı sıra Pazaryeri Kaymakamı Ahmed Tayyib Kahraman, Belediye Başkanı Zekiye Tekin ve çiftçiler katıldı.



Üretici çiftçilere kanola tohumu dağıtıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Arnavutluk’ta ’Bektaşi Devleti’ kurulacağı açıklamasına Türkiye Bektaşilerinden tepki Türkiye Bektaşileri, Arnavutluk Başbakanı Edi Rama tarafından Amerikan New York Times gazetesine yapılan açıklamada yer alan ’Bektaşi Devleti kurulacağı’ iddiasına tepki gösterdi. Bektaşi Postnişini Ali Haydar Ercan Dedebaba’nın talimatıyla kamuoyunu bilgilendiren Halifebaba Hacı Dursun Gümüşoğlu, "Siyasi olarak birileri tarafından bilinmeyen emperyal baskı ve hesaplarla böyle bir yapılanma kabul edilse ve resmi kimlik kazansa bile bizler için manevi anlamda geçersiz bir girişimdir" ifadelerine yer verdi. Arnavutluk Başbakanı Edi Rama’nın, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) gazetesi The New York Times’ın sorularını yanıtlarken, başkent Tiran’da ’Bektaşi Tarikatı Egemen Devleti’ olarak adlandırılacak bir oluşum kuracaklarını, bu yapının planlarını yakın gelecekte açıklayacağını ifade etmesi tartışmaya yol açtı. Türkiye Bektaşilerinin en üst temsil makamı olan Ali Haydar Ercan Dedebaba’nın talmatıyla, Halifebaba Hacı Dursun Gümüşoğlu tarafından yapılan açıklamada, Arnavutluk’taki girişimin başına geçeceği konuşulan Baba Mondi için, "Baba Mondi, dedebabalık sistemine bağlı olmadığı için Bektaşilik yolunun da dışındadır ve yok hükmündedir" ifadeleri kullanıldı. "Baba Mondi’nin kendisini Dünya Bektaşilerinin lideri olarak iddia etmesi asla kabul edilemez" Ali Haydar Ercan Dedebaba’nın talimatı ile Halifebaba Hacı Dursun Gümüşoğlu tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Arnavutluk’ta bugün itibarıyla uzun zamandır kıpırtılarını hissettiğimiz gizli faaliyetlerden biri medyaya düşmüştür. Habere göre; Arnavutluk devleti sınırları içinde Tiran’da Baba Mondi (Edmond Brahimaj) başkanlığında bir Bektaşi Devleti kurulması için çalışmalar başlamıştır. Öncelikle Arnavutluk’ta ikamet eden Baba Mondi’nin kendisini Dedebaba ilan etmesi, Bektaşilik erkanına göre geçersizdir. Enver Hoca döneminden sonra Arnavutluk’tan Reşat Bardi Baba’ya, Bektaşi camiasının lideri rahmetli Doç. Dr. Bedri Noyan Dedebaba tarafından İzmir’de halifebabalık verilmiş ve kendisi halifebaba olarak Arnavutluk’a gönderilmiştir. O zaman derviş olan Mondi, Reşat Bardi Halifebaba’dan babalık almıştır. Reşat Bardi Halifebaba’nın vefatından sonra kimse halifelik erkanı görmediği için Bektaşi erkanına göre Arnavutluk’ta bırakın dedebabayı, halifebaba bile yoktur. Baba Mondi’nin dedebabalığı bir yana; dedebabalığın bir alt mertebesi olan halifebabalık erkanı dahi kendisine uygulanmamıştır. Bu durum inkar edilmez bir gerçektir. Başka bir söylemle bir yüzbaşının albay olmadan general rütbesi takması kadar abes bir durumla karşı karşıyayız. Yüzyıllardır devam eden geleneğe ve kurala göre dedebabanın Türkiye sınırları içinde ikamet etmesi şarttır. Türkiye’de bu hiyerarşik sistem, tarih boyunca devam ettiği gibi kesintisiz bir şekilde bugün de devam etmektedir. Bugün dedebabalık makamını Ali Haydar Ercan Dedebaba temsil etmektedir. Onun yönetsel alt kurumları ise halifebabalar, dabalar, dervişler, muhipler şeklinde bir hiyerarşiye sahiptir. Dedebaba makamının alacağı kararlar, Bektaşiliğin yönetim kurulu sayılabilecek Halifebabaların onayı ve dedebabanın tasdiki ile hayata geçer. Bu bağlamda Baba Mondi’nin kendisini Dünya Bektaşilerinin lideri olarak iddia etmesi asla kabul edilemez. Bu karar ve ’Bektaşi Devleti’ gibi kavramlar Bektaşilik yolunu temsil eden bizler için yok hükmündedir. Yüzyıllardır kendi ülkesine devletine bağlı olan, maddi hiçbir beklentisi olamadan yaşamını sürdüren, gönül bağı ile birbirlerine bağlı bulunan, Bektaşilik inancını sürdüren bizler için Baba Mondi’nin son girişimi hiçbir anlam ifade etmemektedir. Baba Mondi, dedebabalık sistemine bağlı olmadığı için Bektaşilik yolunun da dışındadır ve yok hükmündedir." "Emperyal devletlerin Alevilik inancı üzerinden menfaat temin edebilmesi için açtıkları bir tuzaktan ibarettir" Aleviliğin İslamiyet dışında olduğu iddialarına da yanıt verilen açıklamada, "İkinci konu ise özellikle Avrupa merkezli olarak oluşan Aleviliği ve dolayısıyla Bektaşiliği, İslam dışında gösterme çabalarıdır. Bunun kabulü kesinlikle mümkün değildir. Bu girişim Türkiye’nin gelecekte yeni sorunlara muhatap olmasını beraberinde getirecektir. Çünkü ’Ali’siz Alevilik’ olarak adlandırılan bu proje, emperyal devletlerin Alevilik inancı üzerinden menfaat temin edebilmesi için açtıkları bir tuzaktan ibarettir. Baba Mondi’nin sözde Bektaşi Devleti girişimi, bu uzun vadeli hesapların ayak seslerinden başka bir şey değildir. Alevilik, Anadolu ve Balkan coğrafyasında yayılan İslam’ın ahlak ve irfan temelli bir yorumudur. Kuran-ı Kerim kutsal kitabı, Hazret-i Muhammed peygamberi, Hazret-i Ali’yi Şah-ı Velayet yani velilerin ilk halkası olarak kabul eder. Bunun dışındaki iddiaların inançsal, tarihsel veya bilimsel hiçbir dayanağı yoktur. Bu temel inanç kavramları aynı şekilde Bektaşilik için de geçerlidir" denildi.
Denizli Aile içi sorunlara ‘Modern Ebeveynlik’ ile çözüm üretin DENİZLİ (İHA) – Aile içi sorunların çözümü için ‘Modern Ebeveynlik’ konusunda önemli çalışmalar yapan Eğitim Bilimci Kamil Vüsal Paşayev, “Anne baba arasındaki tutarsızlık çocuklarda kararsızlığa, itaatsizliğe ve saygısızlığa neden olur. Çocuklarda akademik başarıdan önce her zaman mental ve kişisel gelişim ön planda tutulmalıdır” uyarısında bulundu. Anne babaların sıklıkla dile getirdiği aile içi sorunlarla ilgili bilimsel çalışmalar yapan Eğitim Bilimci – Psikolog Kamil Vüsal Paşayev, düzenlenen bireysel seanslarda o sorunların kaynağına inerek, çözümlerin bulunabilmesi ve ‘Modern Ebeveynlik’ için tavsiyelerde bulunuyor. Anne babaların aile içinde en sık yaşadıkları sorunlar hakkında önemli bilgiler veren Kamil Vüsal Paşayev, “Çocuklarınıza asla hiçbir şeyi yasaklamayın, kısıtlayın. Çünkü yasak olan her şey insanoğluna cazip gelir. Çocuklarınızın her isteğine ‘evet’ demeyin ‘hayır’ duymayı öğrensinler. Her isteğine evet ile karşılık verilen çocuklar ilerde tembel, sorumsuz, şımarık bireyler olurlar. Ayrıca hayatta her şey her zaman istediğimiz gibi olamayabilir. ‘Hayır’ kelimesini duymuş bir çocuk, yetişkinlik çağında sorunlarla karşılaştığı zaman ayakta durabilmeyi, sorunlarla nasıl baş edebileceğini öğrenmiş olur. Sorun karşısında bocalamaz. Mümkün olduğunca koşul cümlelerinden kaçınılmalıdır. Koşul cümleleri çocuklarda çıkar ilişkisini pekiştirir. Böyle bir ortamda büyüyen çocuklar; çıkarcı, agresif, saldırgan, içedönük bireyler olurlar” dedi. “Ceza bir aşağılama biçimidir” Mümkün olduğunca ceza ve ödüllerden kaçınılması gerektiğinin altını çizen Psikolog Paşayev, “Ödüller, çıkarcı bir kişilik yetiştirir. Böyle ortamlarda yetiştirilmiş çocuklar ilerde iş ve kariyerlerinde rüşvet alan ve acımasız bireyler olurlar. Cezalar ise topluma, aileye, insanlara karşı öfkeyi, nefreti, şiddeti, hakareti tetikler. Cezalarla büyütülen bir çocuk toplum ve aile için en tehlikeli bireylerdir. Unutmayın; ceza bir aşağılama biçimidir. Aşağılanarak eğitilen çocuklarda asla sağlıklı bir kişilik gelişemez. Çocuk karşısında kararlı tutumlar sergilenmeli; anne eğer bir şeye hayır diyorsa baba tarafından hayır olarak desteklenmeli ya da baba bir şeye evet diyorsa anne tarafından evet olarak desteklenmelidir. Anne baba arasındaki tutarsızlık çocuklarda kararsızlığa, itaatsizliğe ve saygısızlığa neden olur. Kıyaslanmalardan kesinlikle kaçınılmalıdır. Çünkü kıyaslama yetersizliğe, kendini eksik hissetmeye ve özgüven kaybına neden olur. Hatta Hz. Ali; ‘Kardeşe kardeşin yanında öğüt bile vermeyin’ demiştir. “İnsan, özgürlüğe yatkındır” Çocukların fikirlerine bir birey olarak önem verilmesi ve saygı gösterilmesi gerektiğine vurgu yapan Paşayev; ailelere şu tavsiyelerde bulundu: “Bugün çocuk olarak konuştuğunuz çocuklar yarın geleceğin yetişkin iş insanları, geleceğin sizin gibi anne babaları olacaklar. Çocuklara hep bu düşünceyle yaklaşılmaya özen gösterilmelidir. Aşırı denetim çocuğu pasifleştirirken aşırı hoşgörü çocuğu şımartır. Denge sağlanmaya çalışılmalıdır. Çocukların ihtiyaçlarını siz değil, bırakın onlar kendileri karşılasın. Bırakın çocuklarınız yaptığı eylemlerin sonuçlarıyla yüzleşsin. Evdeki sorumluluklar belirlenmelidir. Herkes sorumluluğunu bilmeli ve sorumlu davranmayı öğrenmelidir. Düzenli olarak çocuklara teşvik edici sorumluluklar verilmelidir. Düzenli olarak ‘Aile Toplantıları’ ve ‘Aile Etkinlikleri’ yapılmaya dikkat edilmelidir. Çünkü bu iki şey aile içi sorumlulukları ayakta tutar, aile bağlarını güçlendirir ve aile kavramını mukaddes kılar” “Akademik başarıdan önce her zaman mental ve kişisel gelişim” “Çocuklarda akademik başarıdan önce her zaman mental ve kişisel gelişim ön planda tutulmalıdır” Paşayev; “Çünkü hiç kimse kendisine kaba davranan bencil bir kişinin başarısını asla takdir etmez. Çevremiz güvenli değil diye çocukları toplumdan uzak tutmamız sorunu çözmez, erteler. Bu yüzden çocukları sorunlardan uzak tutmayı değil, onlara sorunlarla nasıl baş edebilecekleri öğretilmelidir. Çünkü her zaman anne baba çocuğun yanında olmayabilir. Evde zaman zaman ‘Çözüm Üretme’ veya ‘Hayal Et ve Yorulma’ egzersizleri yapılabilir. Adına da ‘oyun’ deyin, çünkü adına oyun denilen her şey çocuklar için eğlence vaat eder. Unutmayın, çocuğun edindiği olumlu ve olumsuz tüm davranışların kaynağı anne babaya uzanır. Sorun varsa kızılmamalı nedeni öğrenilmeli ve çözümler üretilmelidir. Savaşı kaybedeceğinizi düşünüyorsanız başta teslim olun, böylece tutumunuzdan taviz vermemiş olursunuz. Yasaklama değil, kısıtlama en güzel yönetim şeklidir. Çocuklar övülmemeli, takdir edilmeli. Eğer çaba ve emek değil çocuk övülürse söz dinlemeyen, kural tanımayan, itaat etmeyen ve sorumluluk bilincinden uzak bir kişilik ortaya çıkmış olur”
Gaziantep Yedi Başak Derneği, kuban bağışlarını konserve olarak Gazzelilere ulaştırdı Yedi Başak Derneği, Kurbanım Kardeşliğe sloganıyla kesilen kurbanları konserve haline getirerek Gazzeli mazlum ve mağdurlara ulaştırdı. Yedi Başak Derneği, Kurbanım Kardeşliğe sloganıyla yürütülen 2024 kurban krganizasyonu kapsamında bağışçılarının desteğiyle Hindistan’da kesilen kurbanları Dubai’de konserve haline getirerek, Ürdün üzerinden Gazze’ye ulaştırdı. Titizlikle hazırlanan bu konserveler, savaşın ağır yükünü omuzlarında taşıyan Filistin halkının sofralarına bir nebze olsun umut oldu. 2 yıl raf ömrü olan, yüzde 95’i saf etten oluşan konserveler, 50 derece sıcaklığa kadar dayanabilmekte. Özellikle yerlerinden edilmiş ve çadırlarda yaşamaya zorlanan Filistinlilerin ihtiyaçlarına cevap verebilmek için üretilen sağlıklı ve uzun ömürlü gıdalar, mevcut duruma önemli bir çözüm sunuyor. Yedi Başak Derneği Başkanı Mustafa Bulut, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Bağışçılarımızın güveniyle bu hayırlı çalışmayı gerçekleştirdik. Gazze’deki kardeşlerimize ulaşabilmek ve onların yanında olabilmek bizim en büyük motivasyon kaynağımızdır. Rabbimizin izniyle, desteklerinizle ulaştırdığımız her bir konserve umut ve kardeşlik taşıyor. Bu çalışmaların devamı için her zaman desteğinizi yanımızda hissetmek istiyoruz” dedi. Mustafa Bulut, Yedi Başak Derneği’nin bağışçıların destekleriyle mazlum coğrafyalardaki ihtiyaç sahiplerine ulaşmayı kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğini de vurguladı.