GÜNDEM - 12 Aralık 2024 Perşembe 11:07

Bilecik’te ‘Geçmişten Günümüze Botanik Bahçeleri’ söyleşisi düzenlendi

A
A
A
Bilecik’te ‘Geçmişten Günümüze Botanik Bahçeleri’ söyleşisi düzenlendi

Bilecik Şeyh Edebali Üniversite Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi, İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü tarafından düzenlenen ‘Mimari Söyleşiler’ etkinliği düzenlendi.


Etkinlikte, Düzce Üniversitesi Süs ve Tıbbi Bitkiler Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Necmi Aksoy, ‘Geçmişten Günümüze Botanik Bahçeleri: Hortus Botanicus’ başlıklı sunumu ile konuk oldu. Programın açılış konuşmasını Rektör Yardımcımız ve Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Yurdakul ile İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölüm Başkanı Doç. Dr. Parisa Güneş yaptı. Konuşmalarda, programın, öğrencilerimizin mesleki ve akademik bilgi birikimlerini artırmayı amaçlayan çalışmalar arasında yer aldığı vurgulandı.



Botanik bahçelerinin tarihi ve tasarım izleri


Açılış konuşmasının ardından söz alan Prof. Dr. Necmi Aksoy, botanik bahçelerinin tarihi gelişim sürecini, tasarım özelliklerini ve ülkemizde bulunan botanik bahçelerinin mevcut durumunu ele aldı. Özellikle botanik bahçelerinin bilimsel, kültürel ve peyzaj tasarımındaki önemi üzerine çarpıcı bilgiler sundu.



Yoğun katılım ve teşekkür belgesi takdimi


Öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği etkinlik, katılımcıların sorularının yanıtlanması ve Prof. Dr. Aksoy’un verdiği teşvik edici mesajlarla devam etti. Program, Rektör Yardımcımız ve Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Yurdakul ve Doç. Dr. Parisa Güneş tarafından Prof. Dr. Necmi Aksoy’a teşekkür belgesi takdim edilmesiyle sona erdi.


Program, öğrencilere ve akademik personele ilham veren bir atmosferde tamamlanarak, büyük beğeni topladı.



Bilecik’te ‘Geçmişten Günümüze Botanik Bahçeleri’ söyleşisi düzenlendi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum İşgücü uyum programı kapsamında kura çekimi yapıldı Aile ve Sosyal Hizmetler (ASH) İl Müdürlüğünde İşgücü Uyum Programı kapsamında çalışacak personel için kura çekimi yapıldı. 130 kişinin katıldığı kura çekilişinde 50 kişi işe başlama hakkı elde etti. ASH İl Müdürlüğü Konferans salonunda düzenlenen programın açılışında konuşan ASH İl Müdürü Hasan Aykut, 50 kişi için kura çekimi yapıldığını ifade etti. Projenin önemine değinen Aykut, ‘’Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü olarak, vatandaşlarımızın sosyal hayata ve iş gücü piyasasına kazandırılması adına hayata geçirdiğimiz projelerden bir yenisini bugün birlikte gerçekleştirmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Bu program, bireylerin mesleki becerilerini artırarak, toplumun her kesiminde daha güçlü ve üretken bir istihdam yapısının oluşmasına katkı sunmayı hedeflemektedir. İşgücü Uyum Programı, özellikle dezavantajlı gruplar gibi özel politika gerektiren bireyleri desteklemekte ve onların hayatlarına yeni bir yön vermektedir. Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü olarak, bu bireylerin topluma kazandırılması ve ekonomik bağımsızlıklarını sağlamaları için çalışmalarımızı büyük bir hassasiyetle sürdürüyoruz. Programda noter huzurunda tamamen şeffaf bir şekilde gerçekleştireceğimiz kura çekimiyle adil bir seçim süreci gerçekleştireceğiz. Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü olarak, yalnızca bireylerin ekonomik hayata katılımını değil, aynı zamanda onların sosyal hayatta da daha güçlü bir şekilde yer almalarını hedefliyoruz. Bugün burada gerçekleştirdiğimiz bu etkinlik, bireylerimize yeni fırsatlar sunarken, toplumsal dayanışma ve sosyal adalet anlayışımızın bir yansımasıdır. Bu anlamlı programın hayata geçirilmesinde başta Erzurum Valimiz Sayın Mustafa Çiftçi ’ye, Türkiye İş Kurumu’na, noter temsilcimize ve emeği geçen çalışma arkadaşlarıma teşekkürlerimi sunuyorum. Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü olarak vatandaşlarımızın yanında olmaya, onların hayatlarına dokunmaya ve destek olmaya devam edeceğiz. Bugünkü kura çekiminin, katılımcılarımız için hayırlı bir başlangıç olmasını temenni ediyor, sizlere başarılar diliyorum’’ dedi. Konuşmaların ardından noter huzurunda kura çekimi yapıldı.
Sivas Ebeveynlere PFAPA sendromu uyarısı: Yüksek ateşe dikkat Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Mahmut Ekici, PFAPA sendromu hakkında ebeveynleri uyardı. Sivas Medicana Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Mahmut Ekici, genellikle çocukluk döneminde görülen, tekrarlayan ateş ataklarıyla kendini gösteren ve iyi huylu bir hastalık olan PFAPA sendromu hakkında bilgiler verdi. İlk kez 1987 yılında tanımlanan bu hastalığın genellikle 1,5-6 yaş aralığındaki çocuklarda görüldüğünü belirten Ekici, “Bu hastalıkta ateş dirençli olur ve bildiğimiz klasik ateş düşürücülerle zor düşer. Ateş atakları genelde 3-6 haftada bir meydana gelir ve 3-6 gün sürer. Ateş atakları sırasında bademcik ve boğaz bölgesinde bir kızarıklık, iltihaplanma olur ve genelde boyunda lenf bezlerinde şişlikler meydana gelir. Herhangi bir bakteriyel ya da viral enfeksiyon söz konusu değildir. Dolayısıyla bu hastalık ataklarında herhangi bir antiviral dediğimiz virüs zıddı ajanı ya da antibiyotik dediğimiz bakteri zıddı antibiyotik ilacı kullanmamıza gerek yok. Bu hastalığın ciddi bir komplikasyonu yoktur. Bu hastalığa sahip çocukların büyüme ve gelişmeleri normaldir” dedi. “Hastalığın ciddi bir komplikasyonu yoktur” Ekici, atakların gayet normal olduğunu söyleyerek, “Bu hastalığın kısa ismi PFAPA sendromu. Özellikle 1,5-6 yaş arası çocuklarda gördüğümüz tekrarlayan ateş ataklarıyla bilinen bir hastalık. Bu hastalıkta ateş dirençli olur ve bildiğimiz klasik ateş düşürücülerle zor düşer. Ateş sıklığı 3-6 haftada bir meydana gelir. Ateş atakları sırasında genelde boğaz ve bademcik bölgesinde bir kızarıklık, iltihaplanma olur. Herhangi bir bakteriyel ya da viral enfeksiyon söz konusu değildir. Dolayısıyla bu hastalık ataklarında herhangi bir antiviral dediğimiz virüs zıddı ajanı ya da antibiyotik dediğimiz bakteriye karşı bir antibiyotik ilacı kullanmamıza gerek yok. Çok nadiren de olsa atak esnasında ağız içinde aft denilen yaralar meydana gelir. Genelde 3-6 gün süreyle seyreden yüksek ateşle karakterizedir. Bu hastalığın ciddi bir komplikasyonu yoktur. Bu hastalığa sahip çocukların büyüme ve gelişme süreçleri normaldir” şeklinde konuştu. “Yüksek ateşte hekime başvurulması gerekir” Bu hastalığın ateşli havaleyi özel olarak tetiklemediğini belirten Ekici, “Diğer ateşli hastalıklara göre özel olarak ateşli havaleyi tetiklemeyi artıracak bir bilgi yok. Ancak her ateşli durumda nasıl ki ateşli havale tetikleniyorsa, bu hastalıkta meydana gelen ataklarda ortaya çıkan yüksek ateş esnasında da ateşli havale meydana gelebilir. Çocukta meydana gelen yüksek ateşte hekime başvurulması gerekir. Bu hastalığın en önemli tedavisi; herhangi bir antibiyotik kullanılmaksızın sadece atak esnasında kortizon içeren bir ilacı damar yolundan veya tablet şeklinde vererek ateşi düşürebiliriz. Böylelikle dramatik şekilde ateş düşmeye başlar ve bir sonraki atağa kadar ateşi görmeyiz” ifadelerini kullandı.
Kayseri Altun: "Bilimsel araştırma projelerinde 250 milyonluk fona sahip olan bir üniversiteyiz" Erciyes Üniversitesi (ERÜ) 6. Araştırma ve İnovasyon Çalıştayı’nda konuşan ERÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Altun, üniversitenin araştırma projelerinde 250 milyon TL’lik bir fona sahip olduğunu söyleyerek, "Bu fonları artırmak istiyoruz" dedi. Erciyes Kültür Merkezi’nde düzenlenen ERÜ 6. Araştırma ve İnovasyon Çalıştayı, ’Öncelikli alanlar ekseninde üniversite-sanayi işbirliği’ teması ile başladı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından konuşma yapan KAYSO Yönetim Kurulu Üyesi İlhan Baloğlu; “Ar-Ge ve inovasyon bir ülkenin ekonomik ve sosyal kalkınmasının temelini oluşturmaktadır. Bu iki alan şirketlerin ve kurumların sadece rekabet gücünü artırmakla kalmayıp aynı zaman da yeni iş alanları da oluşturmaktadır. Verimliliği artırmakta ve sürdürülebilir bir kalkınma sağlamaktadır. Ar-Ge sadece bir laboratuvar çalışması değildir. Bu bir vizyon meselesidir. Bu vizyon bizlere geleceği bugünden şekillendirme sorumluluğu veriyor. Yarınımızı hazırlamak, gelecek nesillerimize iyi bir ülke bırakabilmek için bugünden adımlarımızı atmak zorundayız. Ülke ve şehir olarak teknoloji ve sanayideki dönüşümü yakalamak istiyorsak hem kamu hem özel sektör ortak bir anlayışla çalışması gerektiğine inanıyorum. Birlikte ve uygun adımla hareket etmek zorunda olduğumuzu düşünüyorum" dedi. "Bilimsel araştırma projelerinde 250 milyonluk fona sahip olan bir üniversiteyiz" ERÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Altun da; "Araştırma süreçlerine genel bir perspektiften baktığımız zaman üniversitemizin sahip olduğu alt yapı ve bunun da ötesinde sahip olduğu iyi insan kaynağı akademik manada son derece ön plana çıkan başlık olarak duruyor. Bu süreçleri yöneltmek, buralardan sonuçlar elde etmek, bunları yaparken sadece istatistiki olarak sonuç çalışmalarını değil, aynı zamanda o araştırmacıların istatistiğin dışında gönlüne de hitap edebilmek, onlarla birlik içerisinde olmak ve yüksek bir motivasyona ulaşarak bu araştırmaları yapabilmek son derece önemli bir sanatı gerektiriyor. Üniversite olarak bizim yapmaya çalıştığımız da bu birlikteliği daha da artırarak şehrimize, ülkemize ve insanlığa katkı sağlamaya çalışıyoruz. Bunları yaparken karşımıza çıkan en önemli parametrelerden bir tanesi yapılan araştırmaların fon destekleridir. Burada her daim devletinden destek alarak gitmek istemiyoruz. Bizlerde bazı imkanlarımızı değerlendirmek ve bunları Ar-Ge’ye aktarmak için gayret ediyoruz. Üniversitemizin geldiği an itibariyle özellikle bilimsel araştırma projelerinde 250 milyonluk fona sahip olan bir üniversiteyiz. Araştırma üniversitelerindeki sıralamada önümüzdeki 7 üniversiteyi incelediğimiz zaman karşımıza çok farklı detaylar çıkıyor. Sahip oldukları fonlar 700 milyonu bulmaya başlıyor. Aslında bizim akademik insan kaynağında hiçbir yetersizliğimiz yok. Son derece üst düzey bir insan kaynağına sahibiz. Bizim üzerimize düşen en önemli görevde burada başlıyor. Bu fonları artırabilmek istiyoruz. Neler yapabileceğimizi her daim değerlendiriyoruz ve bugün ki rakamlarla 500 milyona ulaşan Erciyes Üniversitesinin Türkiye araştırma üniversiteleri arasında ilk 5’te olması kaçınılmaz bir süreç olarak karşımıza çıkıyor" diye konuştu. "Üniversitemiz bizi gururlandırıyor" Kayseri Valisi Gökmen Çiçek ise; "Erciyes Üniversitemizin son zamanlarda aldığı başarılar, araştırma üniversiteleri içerisinde ilimize getirdiği hareket herkes gibi ilin valisi olarak beni de gururlandırmaktadır. Birçok şehre gittiğimizde Erciyes Üniversitesi ile ilgili bir konu geçtiğinde gururla dinlemekteyim. Özellikle hocalarımıza bizi gururlandırdıkları için teşekkür ediyorum. bütün dünyada istenilen üniversitelerin şehirle bütünleştirmesidir. Şehrin sorunlarına el atmalarıdır. Sadece öğrenci yetiştirmek değil, şehrin bütününün meselelerine yaklaşımları çok önemlidir. Üniversitemizde bu noktada örnek teşkil etmektedir" ifadelerini kullandı.
Mardin Mardin’de gebe okulunda anne adayları ve annelere eğitim Mardin Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesinde hizmet veren gebe okulu, anne adayları ve yeni doğum yapmış annelere eğitim veriyor. Gebelik süreci ve doğum öncesi hazırlıklar için anne adaylarına sağlanan rehberlik, ailelerin daha sağlıklı bir doğum süreci geçirmelerine yardımcı oluyor. Mardin Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesindeki gebe okulunda da gebeler doğum öncesi, doğum ve doğum sonrası dönemle ilgili bilgilendirilerek, anne adayları doğuma hazırlamak, bilinçlendirmek ve doğum korkularını gidermek hedefleniyor. Doğum öncesinde gebe okulunda eğitim alıp normal doğum sürecini atlattıktan sonra bebeği ve eşiyle okulu ziyaret eden Fatma Güvenç, ikinci çocuğu için gebe okuluna başvurduğunu söyledi. Gebe okulunda aldığı eğitimlerin doğum sürecini çok daha sağlıklı ve verimli kıldığını belirten Güvenç, "İlk çocuğumda bu eğitimlere katılmamıştım ama ikinci çocuğum için eğitim almaya karar verdim. Eğitimler çok yardımcı oldu ve memnun kaldım. Gebelik sürecim de çok güzel geçti. Herkese burayı tavsiye ediyorum” dedi. Mardin Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Ahmet Yeşil, 6 Aralık itibarıyla ‘Anne Dostu Hastane’ unvanını alan hastanelerinin anne adaylarına sunduğu eğitimlerle gurur duyduğunu ifade etti. Yeşil, "Gebe okulu, anne ve baba adaylarının doğum sürecine sağlıkla ve uygun bir zeminde hazırlanmalarını sağlayan bir uygulama olarak tamamen ücretsiz hizmet veriyor. Hastanede uzman fizyoterapist, diyetisyen, ebe ve hekimlerin oluşturduğu bir ekip, anne ve baba adaylarına doğum öncesi eğitim vermek için sürekli olarak aktif bir şekilde çalışıyor” şeklinde konuştu. Geçen yıl 2 bin 500 anne adayı sertifika alırken, bu yıl sayının 3 bine yaklaşmasının beklendiğini belirten Yeşil, “Eğitimlere katılımın daha da artmasını ve daha fazla anne adayının faydalanmasını istiyoruz. Anne adaylarının eğitim süreçlerine katılımı, hem fizyolojik hem de metabolik olarak daha sağlıklı bir doğum süreci için oldukça önemlidir. Bizimle birlikte ebelerimiz, hekimlerimiz, fizyoterapistlerimiz ve diyetisyenlerimizle bu süreçte yer alacak tüm aileleri bekliyoruz” diye konuştu.