KÜLTÜR SANAT - 12 Ocak 2025 Pazar 09:56

Unutulmaya yüz tutmuş ’Âşıklık Geleneği’ Bayburt’un soğuk kış akşamlarında yaşatılıyor

A
A
A
Unutulmaya yüz tutmuş ’Âşıklık Geleneği’ Bayburt’un soğuk kış akşamlarında yaşatılıyor

Hava sıcaklığının akşam saatlerinde sıfırın altına düştüğü, termometrelerin eksi 20 dereceleri gösterdiği Bayburt’ta, aşıklar atışması soğuk kış akşamlarının vazgeçilmez eğlencelerinden biri oluyor. Soba başında bir araya gelen vatandaşlar, söylenen türkülerle keyifli anlar yaşarken, unutulmaya yüz tutmuş aşıklık geleneği, Bayburt’un kış gecelerinde de yaşatılıyor.


Sözlü gelenekten öğrendiklerini, gelecek kuşaklara aktaran, Bayburt’un önemli hikaye anlatıcılardan biri olan İsmail Öksüz’ün davetiyle Erzurum’dan gelen İsrafil Daştan ve Ertuğrul İmamoğlu isimli aşıklar, söyledikleri birbirinden güzel türkülerle kulakların pasını sildiler.


Bayburt’ta faaliyet gösteren atlı spor kulüplerinden biri olan Can Bayburt Atlı Spor Kulübünün misafirhanesinde düzenlenen programda, asırlara meydan okuyan bir geleneğin temsilcileri olan ozanlar, yaptıkları atışmalarla izleyenleri eğlendirdiler.


Gelenlere taze demlenmiş çayın yanında sobada közlenmiş patatesin ikram edildiği gecede, Erzurumlu ozanlar türkülerini Bayburtlular için seslendirdiler. Dışarının soğuğundan kendilerini sıcak odaya atan vatandaşlar söylenen türkülerle bir nebze olsun ısındılar. Yer yer renkli görüntülere sahne olan aşıkların atışması büyük beğeni toplarken, Bayburtlular türkülere hep bir ağızdan eşlik ederek, alkışlarla destek verdiler.



"Bayburt’un bu soğuk gecelerinde, soğuk akşamlarında sohbet etmek istedik"


Uzun yıllar köy odalarında hikaye anlatan, Bayburt genelinde yaşayan en önemli hikayecilerden biri olan ve aşık gecesini düzenleyen İsmail Öksüz, soğuk Bayburt akşamlarını sohbetle, muhabbetle, türküyle geçirdiklerini söyleyerek, "Bayburt’un bu soğuk gecelerinde, soğuk akşamlarında sohbet etmek istedik. Bayburt’un geleneğinde, töresinde olan aşıklık geleneğini yürütmek istedik ve Erzurum’dan aşık dostlarımızı davet ettik. Onlar da sağ olsunlar bizi kırmayıp, geldiler. Aşıklık, tarih bilmektir, başta İslam tarihini bilmek gerekir. Aşıklık, nüktedanlıktır, fıkracılıktır. Aşıklık, meddahlıktır, hikayeciliktir. Bütün bunları aşıklardan dinlemek için bir araya geldik. Soğuk Bayburt akşamlarını sohbetle geçirmek maksadıyla toplandık" ifadelerini kullandı.



40 seneyi aşkın süredir aşıklık geleneğine katkıda bulunan aşık Ertuğrul İmamoğlu, teknolojinin zirve yaptığı dönemde bu gibi geleneklerin yaşatılmasının son derece önemli olduğunu vurgulayarak, Bayburt’ta olmaktan mutluluk duyduğunu ifade etti.



"Biz ne kadar Erzurumlu isek, o kadar da Bayburtluyuz" diyerek konuşan bir diğer aşık İsrafil Daştan, "Gücümüzün yettiğince, dilimizin döndüğünce buradaki dostlarımıza çalıp, söyleyeceğiz. Biz, ne kadar Erzurumluysak, o kadar da Bayburtluyuz. Biriz, ayrı gayrımız olmaz" dedi.



Unutulmaya yüz tutmuş ’Âşıklık Geleneği’ Bayburt’un soğuk kış akşamlarında yaşatılıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Uzmanından kritik uyarı: “Telefonlar çenenizi, bilgisayarlar dişlerinizi tehdit ediyor” Teknolojik gelişmelerin ağız ve diş sağlığına etki ettiğini söyleyen Uzman Diş ve Çene Cerrahı Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, “Telefonlar çenenizi, bilgisayarlar dişlerinizi tehdit ediyor” dedi. Günümüzde akıllı telefonlar ve bilgisayarlar, günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Uzman Diş ve Çene Cerrahı Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, dijital ekran başında uzun süreli kötü boyun duruşu, çene eklemine ve dişlere ciddi zararlar verdiğini açıkladı. Prof. Dr. Özkan, çene eklem sorununun Türk toplumunda ortalama 6 milyon kişiyi ilgilendirdiğini söyledi. Dijital ekran bağımlılarına uyarılarda bulunan Uzman Diş ve Çene Cerrahı Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, “Uzun süreli dijital ekran bağımlılığında, öne doğru baş duruşu, çeneyi de önde pozisyonlandırmakta, bu durum da çenenin hizasında yapısal değişiklik ve dişlerde kayma gibi birçok rahatsızlığı da beraberinde getirmektedir. Ekran süresiyle bağlantılı öne doğru baş duruşu, çene eklemine aşırı baskı yaparak sadece ağrıya değil, aynı zamanda ciddi çene hizası problemlerine yol açabilir. Çene Eklemi, vücudun en karmaşık eklemlerinden biridir ve bu yapının sağlıklı çalışması, doğru ayak sırt boyun ve çene duruşuyla doğrudan ilişkilidir. Çene Eklem Bozuklukları, yaşam tarzı seçimlerinden ve çene hizasını bozan alışkanlıklardan da kaynaklanır. İnsanların teknolojik cihazlarla geçirdiği zamanın artması, bu sorunların daha yaygın hale gelmesine neden olmuştur” şeklinde konuştu. “Eklem bozukluklarının tetikleyicisi haline gelir” Hastalığın nasıl meydana geldiği hakkında açıklamalarda bulunan Özkan, “Başın sürekli aşağı doğru eğilmesi, çene eklemine gereksiz yük bindirir. Zamanla, bu baskı çene ekleminde aşırı stres oluşturur ve çene eklem bozukluklarının tetikleyicisi haline gelir. Başınız öne doğru eğildiğinde, çene kaslarınız dengeyi sağlamak için fazla mesai yapar. Bu da çene ekleminde zorlanma ve ağrıya yol açabilir. Genellikle fark edilmeyen bir diğer alışkanlık ise ekrana odaklanırken dişleri sıkmak veya gıcırdatmaktır. Cihaz kullanımına bağlı stres, çenenizi bilinçsizce sıkmanıza neden olabilir. Bu, Çene eklem bölgesinde kronik sorunlara yol açabilir. Zamanla, bu zorlanmalar çene ekleminin doğal işlevselliğini bozar. Çene eklemindeki baskı ve gerilim, diş etlerinin de zarar görmesine neden olur. Stres ve yanlış çene pozisyonu, diş etlerinde çekilmeye ve diş köklerinde hassasiyete yol açabilir. Çene eklemindeki dengesizlik, alt ve üst çenenin doğal kapanışını bozarak dişlerde hizalanma sorunlarına neden olur. Bu, dişlerin yanlış yüklenmesiyle birlikte dişte aşınma kırılma ve çiğneme zorluklarına yol açabilir. Çene Eklemi bozukluğu ilerlediğinde dişlere binen aşırı yük, dişlerin yerlerinden oynamasına, diş kök iltihaplanmasına veya diş kaybına neden olabilir. Özellikle diş sıkma alışkanlıkları bu süreci hızlandırır ve dişlerin erken yaşta kaybedilmesine yol açabilir. Belirtileri sıraladı Dijital ekran uzun süreli yanlış duruşa bağlı çene ve diş sorunlarının belirtileri sıralayan Prof. Dr. Özkan, “Yan profilden bakıldığında alt çene öndeliği, çene hareketlerinde kısıtlılık, ağrı veya klik sesleri, sabahları çenede ve dişlerde ağrı veya hassasiyet, dişlerde çatlama, kırılma veya aşınmaya bağlı hassasiyet, diş etlerinde çekilme ve kanama, çiğneme sırasında ağrı ve çene yorgunluğu, dişlerle öğütmede çiğneme kaybına bağlı sindirim güçlüğü, baş ağrısı ve kulak çınlaması olmaktadır” dedi. “Kas gerginliğini azaltır ve çene eklemi üzerindeki baskıyı hafifletir” Çene Eklem Sorunlarını önlemek ve iyi çene duruşunu korumak için günlük alışkanlıkların düzenlenmesi için önerilerde bulunan Prof. Dr. Birkan Özkan, “Telefon, tablet veya bilgisayar ekranını göz hizasında tutarak çenenizi doğal pozisyonda, başınızı eğmeden koruyabilirsiniz. Bu, çene ve boyun üzerindeki gereksiz baskıyı azaltır. Her 20 dakikada bir kısa molalar verin. Çenenize masaj yapmak ya da çene esneme hareketleri yapmak, kas gerginliğini azaltır ve çene eklemi üzerindeki baskıyı hafifletir. Çalışma alanınızı ergonomik bir şekilde düzenleyin. Sırtınızı destekleyen bir sandalye kullanarak omurganızı dik tutun. Çevrenizi doğru hizalamak çenenizdeki baskıyı da azaltacaktır. Çene kayması riskine bağlı olarak diş kayma riski olduğundan, dişlerinizin çeneler arası kapanışta anahtar kilit ilişkisinde yani muntazam ilişkide olması için diş çene yüz muayenesi olun. Kişiye özel diş ve çene tedavisi için detaylı klinik ve radyografik muayenenizi, diş hekiminize veya çene cerrahına yaptırın. Erken teşhis ve kişiye özel tedavi seçenekleri oldukça önemli” ifadelerini kullandı. “Çene eklemi bozuklukları yalnızca eklemle sınırlı kalmaz, dişlerinizi de tehdit eder” Son olarak Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, “Teknolojik cihazların yaşamımıza olan katkısı garipsenemez, ancak bilinçsiz ve uzun süre bağımlılık oranında kullanımı, çene ve diş sağlığınız üzerinde kalıcı etkiler oluşturabilir. Çene eklemi bozuklukları yalnızca eklemle sınırlı kalmaz, dişlerinizi de tehdit eder. Dijital çağda çene ve diş sağlığınızı koruyarak hem yaşam kalitenizi artırabilir hem de diş kaybı gibi ciddi sonuçların önüne geçebilirsiniz. Gerekli durumlarda uzman desteği almayı ihmal etmeyin. Çünkü sağlıklı bir çene, sağlıklı bir yaşamın anahtarıdır” diye konuştu.
Kastamonu Ayıların ekosistemdeki rolü araştırılacak Kastamonu Üniversitesi’nin yürütücülüğünde bozayıların ekosistemdeki rolü araştırılacak. Kastamonu Üniversitesi Araç Rafet Vergili Meslek Yüksekokulu Ormancılık Bölümü Avcılık ve Yaban Hayatı Programı Öğretim Üyesi Dr. Alper Ertürk’ün Türkiye ayağının yürütücüsü olduğu ve Doç. Dr. Anıl Soyumert Ertürk’ün araştırmacı olarak yer aldığı “Bozayı-İnsan Bir Arada Yaşamına İlişkin Farklı Senaryolar Altında Boz Ayının Ekosistemin Biyoçeşitliliği Üzerindeki Rolü” projeis, TÜBİTAK-Slovakya Bilimler Akademisi (SAS) İkili İş Birliği Programı kapsamında desteklenmeye hak kazandı. Projenin Türkiye’deki saha ve laboratuvar çalışmaları, Prof. Dr. Emre Keskin’in baş araştırmacı olduğu Ankara Üniversitesi Evrimsel Genetik Laboratuvarı ile ortak yürütülecek. Slovakya ayağının yürütücülüğünü ise Dr. Peter Kauch üstlenecek. Biri Slovakya’da, ikisi Türkiye’de olmak üzere üç bilimsel kurumun uzman araştırmacılarının katılımıyla yürütülecek bu uluslararası iş birliği proje ile bozayıların orman biyolojik çeşitliliğinin şekillenmesindeki rolünü araştırılması hedefleniyor. Proje çerçevesinde, habitat farklılıkları ve insan faaliyetlerinin boz ayıların besin arama davranışları üzerindeki karmaşık etkileri incelenecek. Üç yıl sürecek proje çalışmaları boyunca yaban hayatı ekolojisi alanında modern genomik yöntemler, saha endokrinolojisi ve fotokapan teknikleri birleştirilerek kapsamlı araştırmalar gerçekleştirilecek. Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, uluslararası iş birliği çerçevesinde desteklenmeye hak kazanan bu projeyi Kastamonu Üniversitesi adına değerli bir çalışma olarak nitelendirerek, projede emeği geçen tüm araştırmacılara teşekkür etti. TÜBİTAK ve Slovakya Bilimler Akademisi (SAS) tarafından sağlanan desteğin bilimsel araştırmaların uluslararası düzeyde ilerlemesine önemli katkılar sunacağını belirten Rektör Topal, proje çalışmalarında kurumlarını teşvik eden yaklaşımlarından dolayı TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Orhan Aydın’a şükranlarını iletti.