GÜNDEM - 18 Şubat 2024 Pazar 09:20

Binlerce Bayburtlu vatandaş Kop Şehitleri için yürüdü

A
A
A
Binlerce Bayburtlu vatandaş Kop Şehitleri için yürüdü

Bayburt’un düşman işgalinden kurtuluşunun 106’ncı yıl dönümü etkinlikleri dahilinde ’Şühedaya Saygı Yürüyüşü’ düzenlendi, Bayburt Belediyesi organizasyonu ile Kop Dağı’nda gerçekleşen saygı yürüyüşüne binlerce vatandaş katıldı.


2 bin 400 rakımlı Kop Dağı’nda toplanan çok sayıda vatandaş, metrelerce uzunlukta bayrağın gölgesinde Kop Şehitliği önüne kadar yürüyerek, marşlar okuyup, kahramanlık ezgileri söylediler.


Bayburt halkı tarafından yoğun ilgi gösterilen yürüyüş öncesi vatandaşlara Bayburt Belediyesi tarafından üzerinde ay yıldız motifli kırmızı renkli atkı, bere ve Türk bayrakları dağıtıldı. Açılan dev Türk Bayrakları yaklaşık 2 kilometrelik güzergâh boyunca katılımcılar tarafından omuzlarda taşındı.


Bayrak ve flamalar eşliğinde yürüyen kortejin şehitliğe ulaşmasının ardından törende şehitler için saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının sonrasında Vali Mustafa Eldivan, Belediye Başkanı Hükmü Pekmezci ve Garnizon Komutanı Topçu Albay Gürol Akkaya tarafından şehitliğe çelenk bırakıldı. Daha sonra İl Müftülüğü görevlilerince Kur’an-ı Kerim okunarak şehitler için dualar edildi.



Dua sonrası konuşan Bayburt Belediye Başkanı Hükmü Pekmezci, “Bugün burada bundan 106 yıl önce Kop Dağları’nda verilen mücadelenin ruhunu hissetmek adına düzenlediğimiz Şühedaya Saygı Yürüyüşü ile onları yad etmek üzere toplandık. Mareşal Fevzi Çakmak’ın ifadesiyle “Kazanılmış ikinci Plevne Destanı”nı yazanları rahmetle anıyoruz. 16 Şubat 1916’da Osmanlı İmparatorluğu’nun en büyük üslerinden biri Erzurum’un işgali ile başlayan harekâtta Rusların Komutanı Yudenic sayısı yaklaşık 200 bin kişiyi bulan ordusuna şöyle diyor: “Artık bundan sonra önümüzde Türk askeri, Türk ordusu yok. Çar’ın emri gereği haziran başlarında İstanbul önlerinde olacağız.” Ama dedikleri gibi olmadı. Kop Dağı’ndan bugün geçerken hürriyetine susamış bir milletin evlatları olarak o günleri ihtiramla yâd ediyoruz.


Bu topraklar için can veren, kan veren aziz şehitlerimizi ve ebediyete irtihal eden gazilerimizi rahmetle anıyor, hayatta olan gazilerimize ise hayırlı ve sağlıklı bir ömür diliyorum" ifadelerini kullandı.


Bayburt Valisi Mustafa Eldivan ise Şühedaya saygı yürüyüşü ile başlayan anma programlarının büyük bir milletin zaferinin habercisi durumunda olduğunu belirterek, “Al bayrağımız dalgalandığı sürece, bu topraklar bizlere vatan olmaya devam edecektir. Bu toprakları bizlere vatan eden başta aziz şehitlerimizi rahmetle, kahraman gazilerimizi minnetle, şükranla anıyorum. Bu soğukta bizleri yalnız bırakmayarak, buraya gelen değerli hemşerilerimize teşekkürlerimi iletiyorum. Allah devletimizi var etsin, milletimizi bir etsin" dedi.


Konuşmaların ardından yürüyüşe katılan askeri birliklerin okuduğu Komando Andı ve Remzi Çavuldak’a ait “Kop Dağı Oldu Duman” isimli türkünün sözleri alanda bulunanlar tarafından büyük bir coşku ve gururla izlendi.


Program, Bayburt Belediyesi tarafından katılımcılara şehrin geleneksel lezzetlerinden olan kavut çorbası ikram edilmesiyle sona erdi.


Programa, Bayburt Valisi Mustafa Eldivan, Bayburt Milletvekili Prof. Dr. Orhan Ateş, Belediye Başkanı Hükmü Pekmezci, Garnizon Komutanı Topçu Albay Gürol Akkaya, İl Genel Meclis Başkanı Bülent Yardımcı, İl Emniyet Müdürü Nihat Uzun, İl Jandarma Komutanı Albay Dr. Talha Övet, Belediye Başkan Yardımcısı Süreyya Türkmenli, Kurum Müdürleri, Belediye Meclis Üyeleri, İl Genel Meclisi Üyeleri, Siyasi Parti Temsilcileri, Bayburt Belediyesi birim müdürleri, Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları, emniyet teşkilatı, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, öğrenciler ve binlerce vatandaş katıldı.



Binlerce Bayburtlu vatandaş Kop Şehitleri için yürüdü

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Geleneksel Erzurum evlerinde kitabeler Atatürk Üniversitesi’nden Zerrin Köşklü ve Muhammet Lütfü Kındığılı, Sanat Tarihi Dergisi’nde yayınlanan araştırmalarında Erzurum evlerindeki kitabeler üzerine ilgi çeken sonuçlara ulaştılar. Anadolu konut mimarisinde plan, mimari ve süsleme özellikleri ile dikkat çeken Erzurum evlerinin kitabeleri üzerine odaklandığı araştırmada, “Erzurum evlerinde tespit edilen kitabeler XVIII. -XX. yüzyıllara aittir. Çalışmada 65 evin kitabesi incelenmiş, bu kitabeler konum, istif-form, metin içeriği, hat, malzeme-teknik ve süsleme özellikleri açısından değerlendirilmiştir. Kitabelerde dikdörtgen (kare) çerçeveli ya da kartuş şeklinde, damla, nar, armudi ve ibrik formlu örnekler tespit edilmiştir. İncelenen 65 kitabeden 37 örnekte “Mâşâallâh” ibaresine yer verilmiştir. Yanı sıra aynı formlarda tekil uygulamalarla diğer metin içeriklerine de rastlanmıştır. Erzurum evleri kitabelerinde ana malzeme taş olup, içeride ahşap üzerine işlenmiş örnekler de mevcuttur. Kitabelerde istifli yazılarla birlikte palmet, çiçek, dal ve yaprak motifleri, ay-yıldız, hilal motifleri ile S kıvrımları ve yelpazelerle oluşturulan süslemeler kompoze edilmiştir. Erzurum evi kitabeleri yapıldıkları dönemin tarihi belge niteliği, nazar ve nazara karşı korunma inancı ile verdiği mesaj ve bu mesajın farklı istif çeşitliliği ve diğer bezemesel ayrıntılarıyla korunması gereken önemli değerlerimizdendir.” denildi. Erzurum evleri kitabelerinde ana malzeme taş İncelenen 65 ev kitabesinden ancak 29 günümüze ulaştığı vurgulanan araştırmanın sonuç kısmında, “Diğerleri günümüze ulaşmayan kitabelerdir. Erzurum evlerinde kitabeler ön cephede ve iç mekânda olmak üzere farklı yerlerde karşımıza çıkmaktadır. Kitabelerin inşa kitabesi işlevi ile birlikte nazara karşı koruyucu bir güç olarak kullanılması dış cephede ve iç mekânda ilk bakışta rahatlıkla görülebilir yerlerin seçiminde etkili olmuştur. Erzurum evleri kitabelerinde daha çok celi sülüs hatla “Mâşâallâh” ibaresinin dikdörtgen (kare) çerçeveli ya da kartuş şeklinde, damla, nar, armudi ve ibrik formlu örnekleri tespit edilmiştir. Yanı sıra aynı formlarda tekil uygulamalarla diğer metin içeriklerine de rastlanmaktadır. Bu çeşitlilik bölgeye özgü tandırevi geleneğine bağlı unsurlarda kitabelere yer verilmesi ile de zenginleştirilmiştir. Erzurum evleri kitabelerinde ana malzeme taştır, yanı sıra ahşap kullanılmıştır. Taş kitabeler genellikle bölgeye özgü kamber taşındandır. Taş kitabelerin biri hariç tamamında kabartma tekniği uygulanmıştır. Ahşap üzerine işlenen kitabeler evin iç donatılarında olup, bunlarda oyma ve kabartma tekniği uygulanmıştır.” tespitlerine yer verildi. Kitabelerde sade tasarımlar kullanıldı Erzurum evlerinin kitabelerinin sade tasarımları olduğu dile getirilen araştırmada daha sonra şöyle denildi, “Kitabeler üzerinde istifli yazılarla birlikte palmet, çiçek, dal ve yaprak motifleri, ay-yıldız, hilal motifleri ile S kıvrımları ve yelpazelerle oluşturulan bezemeler dikkat çekmektedir. Kitabeli evler, Anadolu mimarisinde olduğu gibi Erzurum evlerinde de plan, mimari ve bezeme özelliklerinin yapıldıkları dönemlere ait özelliklerle tanımlanmasında etkili olmuştur. Kitabelerle tarihi belirlenen evlerin dönemsel değişimleri ve bu değişimlerin süreç içerisindeki görünürlüğü de dikkate değerdir. Erzurum ev kitabeleri tarih bilgisi, nazara karşı korunma inancıyla yazılmış metin içerikleri, istif çeşitliliği ve diğer bezemesel özellikleriyle korunması gereken değerlerimizdendir. Bununla birlikte geleneksel evlerin kitabeleri günümüzde çok az örnekle temsil edilmektedir. Çeşitli nedenlerle sorgulanabilecek (yıkımlar, kaybolma, çalınma, yer değiştirme) bu durum, belge niteliğini estetikle buluşturan ev kitabelerinin de özelliklerinin bilinmesi, tanıtılması ve gelecek nesillere aktarılması gerekliliğini bir kez daha ortaya koymaktadır.”
Erzincan Akciğer kanseriyle mücadelede birincil koruma tütün ve tütün ürünlerini bırakmak! Aile Hekimliği Uzmanı Uzm. Dr. Elif Pala Gün akciğer kanserinin kanser türleri arasında görülme sıklığının ve hastaların ölüm sayısının fazla olması nedeniyle ciddi sağlık problemlerinden biri olduğunu söyledi. Uzm. Dr. Elif Pala Gün, 1- 30 Kasım Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı nedeniyle açıklamalarda bulundu. Kanserler arasında akciğer kanserinin dünyada erkeklerde 1. sırada kadınlarda ise 3.sırada yer aldığını belirten Gün, görülme sıklığının Türkiye’de yine erkeklerde 1. sırada kadınlarda ise 5. sırada olduğunu ifade etti. Görülme sıklığının fazla olması, tanı ve tedavisinin yüksek maliyet gerektiren işlemler olması ve süreçte ek sağlık hizmetlerine duyulan ihtiyacın fazla olması sebebiyle akciğer kanserinin hem dünyada hem Türkiye’de önemli bir sağlık yükü olduğunu kaydeden Gün, akciğer kanseriyle mücadelede birincil korumanın tütün ve tütün ürünleriyle mücadele etmek olduğunun altını çizdi. Akciğer kanserinin risk faktörleri! Akciğer kanserinin birçok risk faktörü olduğunu dile getiren Gün, “Faktörler arasında yüzde 90 oranla tütün ve tütün ürünleri karşımıza çıkıyor. Yani akciğer kanseriyle mücadelede birincil korumada temel hedefimiz tütün ve tütün ürünleriyle mücadele etmek.” dedi. Sigara bırakma poliklinikleri olarak vatandaşlara tütün tüketimini bırakma noktasında yardımcı olduklarını belirten Gün, süreci şöyle anlattı; “Bizler bize başvuran danışanlarımızın analizlerini alıyoruz, gerekli muayene ve tetkiklerini istiyoruz. Sonrasında hastalıklarında kullandıkları ilaçlar ve bağımlılık düzeylerine göre de bir tedavi planı uyguluyoruz. Tedavi sürecimizde gerek yüz yüze gerek telefonla görüşmeleriniz oluyor ve bu şekilde ilerliyoruz.” “Sigarayı bırakmakta hiçbir ilacı, hiçbir konuşmayı, hiçbir tedavi yöntemini yeterli görmüyoruz!” Sigarayı bıraktırma noktasında önceliğin kişinin kendisinin bırakmayı istemesi olduğunu aktaran Gün, “Sigarayı bırakmakta hiçbir ilacı, hiçbir konuşmayı, hiçbir tedavi yöntemini yeterli görmüyoruz. İlaç başladığımız hastalara da bunu belirtiyorum her zaman. Önemli olan kişinin kendisinin istemesi. Çünkü hastanın kendisi istemediği sürece hiçbir şey buna engel değil.” şeklinde konuştu. “ Erzincan’da 2024 yılı içerisinde 194 kişi sigarayı bırakmak için başvurdu!” Erzincan’da 2024 yılı içerisinde sigara bırakmak için 194 kişiden başvuru aldıklarını açıklayan Gün, “Bunların yaklaşık yüzde 60’nda başarıya ulaştık. Başarıya ulaşamadığınız kitlemizin bir kısmında ilaç kullanımına uyum sağlamayan hastalarımız oldu, yaş sebebiyle. Bir kısmı takip etmekte zorlandığımız, geri dönüş alamadığımız, telefonla veya yüz yüze görüşmeyi kabul etmeyen hastalarımız oldu. Bunların dışında yüzde 60 bir başarı oranımız var.” dedi.