Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Ak Parti Bayburt dördüncü olağan kongresine katıldı. Bayburt il sınırında Vali Hasan İpek tarafından karşılanan Bakan Eroğlu, kongrenin düzenlendiği Şair Zihni Kültür Merkezi`nde partililere hitaben bir konuşma yaptı.
Bakan Eroğlu burada yaptığı konuşmada, Bayburt`ta, Bayburt`un yiğit insanları arasında bulunmaktan, buluşmaktan büyük memnunluk duyduğunu ifade ederek, ``Bayburt, her seçimde destan yazdı. Türkiye`de her üç kişiden birisi Ak Partili. Bayburt`ta ise her üç kişiden iki kişi Ak Partili. Son verilen şehitlerimizden dolayı büyük üzüntü yaşadık. Bu şehitlerimizden Özel Harekat Polisi Recep Topaloğlu da Bayburtlu. Kendisine Allah`tan rahmet diliyorum. Milletimizin ve bütün Bayburt`un başı sağ olsun. Düşmanlar şunu unutmasın; bu topraklarda bu bayrak inmeyecek, bu ezanlar susmayacaktır. Bizim idealimiz tek bayrak, tek millet, tek devlettir. İlelebet bu topraklarda bu bayrak dalgalanacaktır.`` Dedi.
Bayburt`un tek değil iki milletvekili olduğunu, bunlardan bir tanesinin de Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olduğunu ifade eden Bakan Eroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
``Ben Sayın Başbakanımızın selam ve sevgilerini getirdim. Başbakanımız gerçekten dünya lideri. Hatırlarsınız 2003 yılından önceki Türkiye`nin halinin nice olduğunu. Hatırlatmakta fayda var. İnsan hafızası çok çabuk unutuyor. Atalarımız, `hafızayı beşer nisyan ile maluldur` demişler. İnsan hafızası çabuk unutur. 2002 yılında dünyada kriz olmamasına rağmen beceriksiz yönetimlerin sebep olduğu krizi unutmadık. 50 milyar dolar hortumlandı, uçtu gitti. Ayrıca paramız pul mesafesindeydi. Geçmişte yurt dışına konferans vermeye gittiğim zaman 10 dolar yerine cebimden 10 milyon çıktığı zaman yanındaki profesör `hocam bu kadar çok parayı yanında nasıl taşıyorsun` diye sorardı. Paramız pul mesafesinde itibarımız yoktu. Türkiye böyle bir durumdaydı. Enflasyon canavarı unutmadık, bir gecelik faizin yüzde 500 olduğu hatırlardadır. Enflasyonun yüzde 80, yüzde 100`lere ulaştığı dönemleri gördük. Hatta bütün gazetelerde manşet `enflasyon canavarı hortladı` diye yazıyordu. Ama onlar artık geride kaldı. Tarihin derinliklerine gömüldü. Allah`a şükür şu anda enflasyon canavarı diye bir şey yok, neredeyse tek rakamlı hanelere indi. Nereden nereye. Herkese soruyorum, 2002 yılında bir Recep Tayyip Erdoğan gelecek, enflasyonu tek rakamlı hanelere indirecek, devletin borçlanma faizini yüzde 63`den tek rakamlı hanelere çekecek, paradan altı sıfırı atacak, dünya ekonomisinde Türkiye`yi 26 sıradan alıp 16 sıralara yükseltecek deseydik, herkes buna çok büyük hayal derdi. Bugün bütün bunlar gerçekleşti mi, gerçekleşti. Şunu unutmayalım, bir şeyi başarmak için önce niyet gerekiyor. Daha sonra iyi niyet, şevk ve heyecanla çalışılınca başarılamayacak hiçbir şey yoktur. Çözülemeyecek hiçbir problem yoktur. Başbakanımız da bu inançla bu şevkle başladı ve neticede dünyada 16 sıradayız. Büyümede dünyada 2 sıraya yükseldik. Unutmayalım, IMF`den bir memur geldiği zaman devlet başkanı gibi karşılanır, bir takım taleplerini dikte ettirir ve mağrur bir şekilde ülkeyi terk ederdi. Aynı numarayı Başbakanımıza yapmak istedikleri zaman, Başbakanımız yumruğunu masaya vurur. Biz, büyük bir milletiz. Şanlı bir tarihimiz var. Ya bizim taleplerimiz kabul edilir, ya da onlara `güle güle` demekten başka çare yok diye söyleriz. Onlar, sanıyorlardı ki, dünyada kriz var, Türkiye de taleplerimizi kabul edecek. Hayır, kabul etmek mecburiyetinde değiliz, değildik. IMF`nin dediği olmadı, biz IMF`siz yolumuza devam ettik. O zaman geçmiş hükümetin bize bıraktığı 23.5 milyar dolar borç vardı. IMF, `borcunuzu ödeyin` dediği zaman, başkanımız `vadesi gelen borçlar tıkır tıkır ödenecek` dedi. 23.5 milyar dolardan şu anda yaklaşık 2 milyar dolar borcumuz kaldı, borçlarımızı tıkır tıkır ödüyoruz. Hatta Merkez Bankası`nın kasasında şu anda 90 milyar dolar dövizimiz var. Nereden nereye. Geçmişte devletin millete borcu vardı. Tasarruf sahiplerinin paralarını ödemek zorunda kaldık. İmar Bankası soygunundan dolayı 8 milyar dolar ödedik. 13.5 katrilton zorunlu tasarruf ödemelerini yaptık. Devletin millete borcu olmaz, kul hakkı vardır. kul hakkı yiyemeyiz. KEY ödemelerinden de 2.5 katrilyon ödedik.
Bunları yapan bir parti elbette ki oylarını artıracaktır. Bir taraftan borçları ödüyor, bir taraftan yatırım yapıyor, kasayı dolduruyor. Bundan daha güzel bir yönetim olabilir mi? Nasıl ki, Bayburt Bayburt olalı böyle bir yatırım görmediyse, Türkiye de böyle yatırımları görmemiştir. 16 bin kilometre bölünmüş yol, hastaneler, ambulans helikopterler, daha neler neler, saymakla bitmeyecek yatırımlar. 58 milyon olan bir antibiyotik ilaç bugün kaç liraya inmiş hepimiz biliyoruz. Ak parti olmasaydı 220 liraya çıkacaktı. Şimdi bu ilaç 8 lira. Fark bu, farkımız bu işte. Ak Parti milletten aldığını millete sunan, tüyü bitmemiş yetimin hakkını en iyi koruyan partidir. Bunu da gerçekleştirdik. İSKİ`nin 2.5 milyar dolar borcu vardı, temizledik ve yatırım yaptık. DSİ`de 3.2 katrilyon o zamanın parasıyla tasarruf ettik. Fazla ödemeleri kestik, hizmete sunduk. Sadece, sağlıkta değil, TOKİ, Milli Eğitim, üniversiteler. Bugün üniversitesi olmayan ilimiz kalmadı. Millet hizmete susamıştı. Bakanlık olarak biz de 1128 tesisi açarak milletimizin hizmetine sunduk. unlar öyle küçük hizmetler değil. 218 metre yüksekliğinde olan dünyada 6 sırada bulunan barajların yapımını gerçekleştirdik, temelini attık. Çoruh Vadisindeki Derner Barajında su tuttuk. 249 metre, dünyada beşinci sırada. Ağaçlandırmada, içme suyunda, KÖYDES, BELDES kapsamında muhteşem yatırımlar yaptık. 49 şehre Bayburt da dahil olmak üzere içme suyu verdik. 34 milyon kişiye içme suyu verdik. Ağaçlandırmaya büyük önem verdik. Bu yıl sonuna kadar Belçika`nın yüz alanına yakın yaklaşık 2.5 milyon hektarlık alanda ağaçlandırmayı tamamlamış olacağız. 2 milyon hektarı bitti.``
Bakan Eroğlu, konuşmasının sonunda ise Bayburt`a yapılan yatırımlar ve yapılacak olan yatırımlarla ilgili olarak açıklamada bulundu.