EĞİTİM - 08 Ekim 2024 Salı 19:59

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan BARÜ’ye “Yerel Kalkınmaya Katkı” ödülü

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan BARÜ’ye “Yerel Kalkınmaya Katkı” ödülü

Bartın Üniversitesine (BARÜ) Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezinde gerçekleştirilen törenle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ‘Yerel Kalkınmaya Katkı Ödülü’ verildi.


Yükseköğretim Kurulu (YÖK) 2024-2025 Akademik Yılı Açılış Töreni, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Törene Bartın Üniversitesi (BARÜ) Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun ile birlikte dünyanın en etkili bilim insanları listesinde yer alan Prof. Dr. Ramazan Yılmaz ve Prof. Dr. Osman Gençel, Dr. Öğr. Üyesi Şeyma Çağlar Özhan, BARÜ’lü öğrenciler Yaren Yerlikaya, Metehan Şahin, Selim Doğukan Yolcu ve Taha Enes Baykurt katıldı.


BARÜ’nün kalkınma odaklı stratejisi ödül getirdi


Her yıl geleneksel olarak düzenlenen törende bilimsel çalışma ve uygulamaları teşvik etmek amacıyla verilen “YÖK Üstün Başarı Ödülleri” de sahiplerini buldu. Bu kapsamda BARÜ Mühendislik, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümünden Doç. Dr. Ersin Alaybeyoğlu danışmanlığında, TEKNO-MAR Yönetim Kurulu Başkanı İlker Köklü’nün başvuru sahibi olduğu “Akıllı Elektronik Çit” başlıklı proje kurumsal kategoride ‘Yerel Kalkınmaya Katkı’ ödülüne layık görüldü. Ödülü, BARÜ Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun ile birlikte Doç. Dr. Ersin Alaybeyoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden aldı.


“Türk eğitim sisteminin iyileştirilmesi temel önceliğimiz oldu”


Törende konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, okul öncesinden başlayarak yükseköğrenime kadar her aşamada Türk eğitim sisteminin iyileştirilmesini temel öncelik olarak belirledikleri ifade ederek “Biz medeniyetler beşiği bin yıllık Anadolu coğrafyasının sakinleriyiz. Biliyoruz ki ilme, araştırmaya, bilime ve düşünceye verilen değer ne kadar büyükse bir ülkenin istikbali o kadar hayırlıdır. Akademi sadece bilgi aktarımı değil, bir ülkenin ihtiyacı olan pozitif ve sosyal bilimlerin can damarıdır. Milletin teveccühüyle ülkeyi yönetme görevini devraldığımız günden beri gündemimizin en başına eğitimi yerleştirdik. Okul öncesinden başlayarak yükseköğrenime kadar her aşamada Türk eğitim sisteminin iyileştirilmesini temel önceliğimiz olarak belirledik. Çok geniş bir yelpazede bugün geriye doğru baktığımızda imkânsız görünen nice düzenlemeyi kararlılıkla hayata geçirdik. 2002 yılında 76 olan yükseköğretim kurumu sayısı bugün itibarıyla 208’e ulaştı” açıklamasında bulundu.


“Mazi ile ati arasında kuracağımız köprünün en önemli ayaklarından biri üniversitelerdir”


Üniversitelerin kanunda yazan görevlerini yaparken gençlerin karakter gelişimlerini ihmal etmemeleri gerektiğini de aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özgüvenli nesiller ile yarınlarımıza sahip çıkarken gençlerimizin iyi eğitim almaları kadar vicdanlı olmalarını da aynı derecede önemsiyoruz. Milletimizi asırlardır sarsılmadan ayakta tutan milli değerlerimiz için üniversitelerin daha fazla sorumluluk alması ve sahip çıkması gerektiğine inanıyoruz. Mazi ile ati arasında kuracağımız köprünün en önemli ayaklarından biri üniversitelerdir” dedi.


“Türkiye’yi küresel etkiye sahip bir araştırma ülkesi haline getirmek istiyoruz”


Törende konuşan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ise yükseköğretimdeki stratejik hedeflerden bahsederek “Yükseköğretim Kurulu olarak 5 stratejik hedefimiz var: Erişilebilirlik, Kalite ve Üretkenlik, Araştırma ve Yenilikçilik, Uluslararasılaşma ile Hayat Boyu Öğrenme ve İstihdam. Bu kapsamda her yıl yenilikçi çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Yükseköğretimde Türkiye’yi küresel etkiye sahip bir araştırma ülkesi haline getirmek amacıyla çalışıyoruz. Araştırma ve uygulama merkezlerinin kapasitesini artırmak için örnekler geliştiriyoruz. YÖKAK nezaretinde program akreditasyonunu güçlü bir şekilde destekliyoruz. Uluslararasılaşma hedefimiz ise akademik hareketliliği, bölgesel ve küresel bir gücümüz haline getirmektedir. Ülkemiz üniversiteleri, uluslararası eğitimde cazibe merkezi haline gelmiştir” diye konuştu.


“Gayretlerimizin ödülle taçlandırılmasından gurur duyuyoruz”


Üniversitede oluşturulan bilim ekosistemi neticesinde pek çok başarıya imza attıklarını vurgulayan BARÜ Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun, “Özgün, yenilikçi ve nitelikli bilimsel çalışmaları teşvik etmek amacıyla YÖK tarafından verilen üstün başarı ödüllerinde, Üniversitemizin ‘Yerel Kalkınmaya Katkı’ ödülüne layık görülmesinin gururunu yaşıyoruz. Cumhurbaşkanımızın elinden aldığımız bu ödülü, eğitime ve bilime verilen önemin en anlamlı göstergesi olarak görüyoruz. Tüm bileşenlerimizi motive edeceğine inandığım ödülü kazanan projesiyle yerel kalkınma üzerine önemli çalışmalar gerçekleştiren Doç. Dr. Ersin Alaybeyoğlu’nu ve tüm bileşenlerimizi tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum. Proje ile geliştirilen ürünün, enerji ihtiyacını yenilenebilir enerji kaynağı güneşten sağlaması sayesinde sürdürülebilirliğe, tarım faaliyetlerine ve elde etmiş olduğu ihracat başarısıyla ülke ekonomisine katkı sağlamaya devam edeceğine yürekten inanıyorum” şeklinde konuştu.


“Ülkemizin yarınları için çalışmaya ve üretmeye devam edeceğiz”


Milli teknoloji hamlesine yönelik ülkemizin stratejik hedef ve öncelikleri doğrultusunda çalışmalarını sürdüreceklerini belirten Rektör Uzun, “Bölgesel kalkınma odaklı çalışmalar yürüten üniversitelerden biri olarak bulunduğumuz yerden başlayarak bölgemize ve ülkemize değer katacak çalışmaları hayata geçiriyoruz. Bu düşüncelerle yarınlara olan yürüyüşümüzde yaptığı liderlikle önümüzü açan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a şükranlarımı sunuyorum. Kuruluşumuzdan bu yana yanımızda olarak destekleri ile güç veren Adalet Bakanımız Sayın Yılmaz Tunç’a teşekkürlerimi sunuyorum. Ayrıca daima daha iyiye ulaşmamız noktasında teşvik eden YÖK Başkanımız Prof. Dr. Sayın Erol Özvar’a ve YÖK üyelerimize teşekkür ediyorum. Ayrıca şehrimizin kurum ve kuruluşları arasındaki yüksek uyum ve iş birliğinin yanı sıra ve mevcut ekosistemin oluşturulmasındaki katkıları için Bartın Valimiz Dr. Sayın Nurtaç Arslan’a, yakın ilgileri için milletvekilimiz Sayın Yusuf Ziya Aldatmaz’a ile kamu kurum ve kuruluşlardan tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum. Bu itibarla yeni akademik yılın ülkemize ve yükseköğretim kurumlarımıza hayırlı olmasını temenni ediyorum” ifadelerini kullandı.


“Üniversitemizdeki ekosistem bizi daha iyisini yapmak için teşvik ediyor”


BARÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alaybeyoğlu ise ödül dolayısıyla duyduğu mutluluğu dile getirerek “Üniversitemizde ‘Üreten Üniversite’ anlayışıyla oluşturulan proje üretme ekosisteminde çalışmalarımızı gerçekleştiriyoruz. Üniversitemizin ihtisaslaşmış olduğu alanda dijitalleşme, akıllı teknolojiler, nesnelerin interneti uygulamalarının bölgesel kalkınmaya entegrasyonunun sağlanması amacıyla bölgede gerçekleştirilen ticari ve ekonomik faaliyetlere katkı sunmaya gayret gösteriyoruz. Katma değeri yüksek ürünler üretip ihracatı konusunda büyük mesafe kat ediyoruz. Bu düşüncelerle proje üretme ve üretileni hizmete sunma noktasında bizleri teşvik ederek yüreklendiren Rektörümüz Prof. Dr. Sayın Orhan Uzun’a teşekkürlerimi sunuyorum. Ayrıca destekleri için Dekanımız Prof. Dr. Sayın Bülent Cengiz’e ve iş birliği içerisinde hayata geçirdiğimiz proje dolayısıyla TEKNO-MAR Yönetim Kurulu Başkanı Sayın İlker Köklü’ye teşekkür ediyorum” dedi.



Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan BARÜ’ye “Yerel Kalkınmaya Katkı” ödülü

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Tekin: “(Mülakat puanları) Türkiye genelinde 60 bin kişide toplam bin 100 kişinin yeri değişmiş” Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, öğretmen adaylarına yönelik yapılan mülakat sonrasında bazı komisyonların yüksek, bazı komisyonların düşük not verdiğine yönelik eleştirilere ilişkin “Türkiye genelinde 60 bin kişide toplam bin 100 kişinin yeri değişmiş” dedi. AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplanan TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda Milli Eğitim Bakanlığının 2025 yılı bütçesinin yanı sıra Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK), Yükseköğretim Kalite Kurulu Başkanlığı, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı (ÖSYM) ve üniversitelerin 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifleri ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifleri, 2023 Yılı Sayıştay Raporu görüşüldü. Bütçe görüşmelerinin ardından Bakan Tekin, komisyonda yer alan milletvekilleri tarafından kendisine yöneltilen soruları cevapladı. Bütçe görüşmeleri sırasında muhalefet milletvekillerinin şahsına yönelik kullandıkları ‘kepazelik, ikiyüzlülük, sefalet, otoriter rejim, talimatla hareket eden Bakan’ gibi ifadeleri tek tek not aldığını ifade eden Tekin, “Bizler de burada bu tür ifadelerden etkileniyoruz ve doğal olarak tepki koymuş olabiliriz. O yüzden biz de orantısız cevap verdiğimiz arkadaşlar varsa ben de onlardan özür diliyorum ama bu ifadeler normal ifadeler değil” ifadelerini kullandı. “İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı mülakatları önce CHP’liler değerlendirsin” Tekin, yine bütçe görüşmeleri sırasında mülakatla ilgili eleştiriler geldiğini kaydederek, “Kabul ediyorum, ‘Mülakatla ilgili ben öğretmenliği çok önemsiyorum ve vatandaşlarımızın çocuklarını emanet edecekleri öğretmenleri mülakatla almak istiyorum’ dedim. Kamuoyuna da şu açıklamayı yaptım; bu mülakat komisyonlarında alacağımız tedbirleri sıralıyorum. Kamera kaydından tutanağa kadar bir sürü başlıkta tedbir aldık. CHP’liler itiraz ediyorlar, bir taraftan mülakata karşıyız diyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı mülakatları önce siz bir değerlendirin. Eğer, ‘İtfaiye memurluğu, öğretmenlikten daha önemlidir’ diyorsanız, bir şey demeyeceğim. Benim öğretmenlik mülakatı ile ilgili yaptığım budur” ifadelerini kullandı. CHP’lilerin mülakat konusunda geçmişlerinden dolayı endişeli olduklarını söyleyen Tekin, “Ben 1994 yılı Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunuyum. Mezun olur olmaz girdiğim ilk iş sınavı, Adalet Bakanlığı’nın açtığı Adli Yargı Hakim ve Savcı Adaylığı yazılısıydı. İstanbul’da bir kongrede CHP’nin Adalet Bakanı ‘Bu kadroyu örgütüme vermeyip de milliyetçileri mi verseydim? Yaptığım suçsa suç işlemeye devam edeceğiz’ dedi” şeklinde konuştu. “Türkiye genelinde 60 bin kişide toplam bin 100 kişinin yeri değişmiş” Tekin, öğretmen adaylarına yönelik yapılan mülakat sonrasında bazı komisyonların yüksek, bazı komisyonların düşük not verdiğine yönelik eleştirilere de değinerek, şu cevabı verdi: “Benim elimde bütün komisyonların raporları var. Benim elimdeki rakamlar, 3-5 arkadaşın bir araya getirdiği toplam rakam içerisinde istatistiksel anlamı olmayan veya doğru analiz sağlayacak rakamlar değiller. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği ile ilgili konuşuldu. Mesela bir komisyonda 193 kişi mülakata girmiş, 3 kişinin yeri değişmiş. Bir başka ilimizde 682 kişi girmiş, 11 kişinin yeri değişmiş. Türkiye genelinde 60 bin kişide toplam bin 100 kişinin yeri değişmiş.” Bakan Tekin, muhalefet vekillerinden 5 bin kişinin yerinin değişti iddiasının dile getirilmesi üzerine “Yanlış, benim elimde il bazlı rakam” diye karşılık verdi. “KPSS puanı ile bu işi yapacak olsaydım, hiç mülakat yapmazdım” Milli Eğitim Bakanlığının geçen yıl gerçekleştirilen TBMM Plan Bütçe Komisyonu toplantısını hatırlatan Bakan Tekin, “KPSS puanı ile değil mülakatla öğretmen ataması yapacağız. Bunun kavgasını verdik, tartışmasını yaptık. Geçen yıl burada adaletsizlik ve torpilin olmayacağı bir mülakat taahhüt etmiştim. Şimdi size ‘Bu ülkede hiç kimsenin verdiği herhangi bir isimle ilgili mülakatta torpilin olmadığı bir sistem kuruldu’ dedim. Söylediğiniz doğru şeyler var. Bir ildeki öğretmenimiz yüksek not almış, mülakata girmiş. Başka bir öğretmenimiz ‘Ben yüksek aldım ama bir başkası benden daha yüksek aldı. Dolayısıyla, ben sıralamanın dışında kaldım’ diyor ama ben zaten KPSS puanı ile bu işi yapacak olsaydım, hiç mülakat yapmazdım” dedi. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği mülakatlarına değinen Tekin, “Bursa’da 197 kişi, İstanbul’da 688 kişi girmiş. Bursa’da mülakata girip sıralamanın dışında kalan kişi 23 kişi, İstanbul’da ise 51 kişi sıralamanın dışında kalmış” ifadelerini kullandı. “Tüzel kişiliği olmayan cemaat ve tarikatlarla hukuken protokol imzalama şansımız yok” Cemaat ve tarikatlarla protokol yapıldığı eleştirilerine de cevap veren Bakan Tekin, “Hukuki olarak cemaat ya da tarikat diye bir tüzel kişilik var mı? Tüzel kişilik olmayınca bakanlık olarak ya gerçek kişiyle ya da tüzel kişilikle protokol imzalayabilirim. Hukuken başka kimseyle protokol imzalama şansımız yok. Bizim 5 bin civarında bu türden protokolümüz var. Burada isimlerini saymak istemediğim çok farklı sivil toplum örgütleri ile protokolümüz var. Bunların hiçbirisiyle de protokol imzalarken siyasi ya da ideolojik hiçbir şeye bakmıyoruz. Bir tek İçişleri Bakanlığı Dernekler Masası tarafından legal olarak kabul edilmiş bir sivil toplum kuruluşu mudur? Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından onaylanmış bir vakıf mıdır, diye bakıyoruz. Onun dışındaki konular beni ilgilendirmez. Herhangi bir sivil toplum örgütüyle, dernek, vakıf ya da meslek örgütü olmak üzere imzaladığımız protokolde tüzel kişiliğe ödenmiş tek bir kuruş kamu kaynağı yoktur” açıklamasında bulundu. “Protokollerin tek taraflı fesih hakkı bakanlıkta” Protokollerin tek taraflı fesih hakkının bakanlıkta olduğunun altını çizen Bakan Tekin, “Protokolde yazılan ilkelere aykırı davranan sivil toplum örgütü varsa protokolümüzü hemen iptal ederiz. Protokol kapsamında protokol yaptığımız kuruluşlar eğer okullarımıza bir eğitim verecekse, bu eğitim kimin vereceği, hangi diplomaya sahip kişilerin vereceği ve hangi içerikte eğitim verecekleri bizim protokolümüzde tanımlanmıştır” dedi. “ABB 2 bin 300 okuldan 13’ünü sadece bir kere temizliyor sonra bütün okulları temizledim diyor, bu olmaz” Türkiye’de 65 bin civarında okul olduğunu ve 55 bin civarında kadrolu temizlik elemanının olduğunu söyleyen Bakan Tekin, “Kadrolu temizlik elemanlarımız, bu okullardaki temizlik açısından yeterli olmadığından biz her yıl Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Toplum Yararına Programlar (TYP) diye tanımladığı istihdam türü ile bakanlığımızda temizlik ve güvenlik personeli istihdam ediyorduk. Yaz aylarında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, TYP kapsamındaki istihdam türü ile ilgili dünyada özellikle kovidden sonra gelişen istihdam türleri açısından farklı bir model deneyeceklerini ifade etti. Biz de bu konuda kendisiyle konuştuk ve bize ‘kısmi zamanlı çalışma usulü getireceğiz ve bu çalışmayla da size 120 bin kadro vereceğiz, haftada 3 gün çalışacaklar’ dedi. Biz de kendileriyle uzlaştık. Biz hangi belediye olursa olsun kaç okul temizleyeceğini, kimlerle yapacağını ve hangi tür malzeme kullanacağını öğrenmek ve bilmek zorundayız. Bunun yolu şudur; gidersiniz valiliklere biz böyle bir protokol yapmak istiyoruz dersiniz. Nobran bir tavırla, ‘Ben geldim, okulu temizleyeceğim beni içeri alın’ derse ve benim görevlilerim de alırsa bunun karşılığı olur. Bir büyükşehir belediye başkanı çıkıyor. Yaklaşık 2 bin 300 tane okulumuz var. Bu okullardan 13 tanesini sadece bir gün temizliyor. Sonra çıkıyor ekrana ve ‘Ben Ankara’daki bütün okulları temizledim’ diyor. Bu olmaz, bu iyi niyetli değil” değerlendirmesinde bulundu. “Çocuklar anadillerini öğrensinler ama bizim ülkemizde resmi dil Türkçe” Bazı muhalefet vekillerinin çocukların anadil öğrenmesiyle ilgili beyanlarına katıldığını söyleyen Tekin, şu ifadeleri kullandı: “Çocuklar anadillerini öğrensinler ama bizim ülkemizde resmi dil Türkçe, çocuklarımız Türkçe’nin dışında bir dil öğrenmek istiyorsa bizim devlet olarak üstümüze düşen vazife çocuklara bu alanın sağlanmasıdır. Bu AK Parti iktidarıyla sağlandı. 2003 yılında Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığımızın aldığı bir kararla, özel anlamda kursların açılmasının önü açıldı. Biz MEB olarak üstümüze düşeni yapıyoruz.”
Düzce Düzce’de "yağma ve yaralama" suçlarından adliyeye sevk edilen 5 kişi tutuklandı DÜZCE (İHA) – Düzce’de "nitelikli yağma, kasten yaralama" olayından gözaltına alınan 7 kişiden 5’i tutuklandı, 2 kişi adli kontrol şartıyla serbest kaldı. Edinilen bilgiye göre, Şerefiye Mahallesi’nde bir iş yerine gelen 2 şahıs kendilerini O.T.’nin gönderdiğini ve 100 bin TL para istediğini söylemelerinin ardından iş yeri sahibi parayı vermeyeceğini söyleyerek şahısları gönderdi. Bunun üzerine 26 ayrı suç kaydı bulunan O.T.(39) ile birlikte 7 şüpheli, iş yerine gelerek mekan sahibi A.Ç. ile tartıştı. Yaşanan tartışmada bir kişi pala tabir edilen bıçak ile iş yeri sahibinin arkadaşı Ö.İ.’yi sırtından yaralarken, iş yeri sahibini de darp edildi. Olay üzerine Düzce Cumhuriyet Başsavcılığı geniş çaplı soruşturma başlattı. Soruşturmada Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Polisleri tarafından 7 adrese yönelik operasyon düzenledi. Yapılan operasyonda, 2 adet ruhsatsız tabanca ve 571 şişe muhtelif marka ve miktarlarda bandrolsüz kaçak alkol ele geçirildi. Nitelikli yağma, kasten yaralama, ruhsatsız ateşli silah bulundurmak ve kaçakçılık suçundan 7 kişi emniyette sorgularının ardından adli makamlara sevk edildi. Şüpheli şahıslardan M.B., O.T., B.C.G., A.A. ve F.Y. tutuklanırken, T.Ö. ve N.Ö. hakkında yurtdışı çıkış yasağı ve konutunu terk etmeme şartıyla adli kontrol tedbir kararı verildiği bildirildi.