POLİTİKA - 21 Ocak 2012 Cumartesi 19:58

MİLLETVEKİLİ HAVUTÇA`DAN EĞİTİM-İŞ SENDİKASI`NA ZİYARET

A
A
A
MİLLETVEKİLİ HAVUTÇA`DAN EĞİTİM-İŞ SENDİKASI`NA ZİYARET

CHP Balıkesir Milletvekili Namık Havutça ve Bandırma Belediye Başkanı Sedat Pekel, Eğitim-İş Sendikası Bandırma Şubesi’ni ziyaret etti.
Ziyarette bir konuşma yapan Milletvekili Havutça, "12 Eylül referandumunda kamu çalışanlarına toplu iş sözleşmesi sözü veren iktidar, bu gün kamu çalışanlarına ilk defa yeni yıla zamsız girme süreci yaşattı" dedi. Sendikalar yasasının Avrupa Birliği standartlarında düzenlenmesi gerektiğini söyleyen Havutça, "CHP olarak siyasi rant peşinde değiliz. Toplu iş sözleşmesi, kamu çalışanlarının ihtiyacıdır. Parlamentoda AK parti konuyu gündeme getirip sunsun, biz de CHP olarak destekleyelim. Parlamentodan
yasanın çıkması için iktidarın dediği oluyor. En kısa sürede kamu çalışanlarının hak ettiği sendikal haklar verilmeli" diye konuştu.
Belediye Başkanı Sedat Pekel ise, "Hükümet kamu çalışanlarının sendikal haklarını kısa sürede vermeli. Biz ilk defa memurlarıyla toplu iş sözleşmesi yapan belediyeyiz, memurlarımıza haklarını verdik" dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri "YKS hazırlığını sona bırakmayın" Eğitim Koçu ve Aile Danışmanı Selver Yazıcı, Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na (YKS) hazırlanan öğrencilere uyarılarda bulunarak, "Çalışmaya geç başlanması psikolojik olarak anksiyete ve kaygı bozukluğu gibi sorunları ortaya çıkarıyor" dedi. Öğrencilerin sınava çalışmaya geç başlaması sonucunda kendilerini psikolojik olarak rahatsız hissettiklerini söyleyen Eğitim Koçu ve Aile Danışmanı Selver Yazıcı, “YKS’ye 5 buçuk ay kaldı ve bu çok ciddi bir zaman gibi görünse de aslında çok az bir zaman. Çünkü YKS içeriği gerçekten geniş bir içerik. O yüzden biz öğrencilere genel olarak en az Ağustos-Eylül gibi ders çalışmalarını tavsiye ettik. Fakat ders çalışmayan öğrenciler son zamana sıkıştırdıkları için ciddi anlamda psikolojik olarak kendilerini rahatsız hissediyorlar. Bu anlamda da biz her zaman öğrencilere erkenden ders çalışmaya başlayıp, sınava yaklaşan dönemde hazır bulunmuşluklarının yeterli olmasını tavsiye ediyoruz. Eğer öğrencilerimiz sınava çalışmayı son dakikaya bırakırsa ilk olarak konular yetişmeyecek, daha sonra soru çözemeyecekler. Deneme sınavlarına da zaten yetişemeyecekler. Bizim bu konuda en büyük tavsiyemiz şubat sonuna kadar TYT konularını, nisan sonuna kadar da AYT konularını tamamen bitirmiş olup, sonrasında da deneme çözümlerine başlamak olacaktır" dedi. "Çalışmaya geç başlanması psikolojik olarak anksiyete ve kaygı bozukluğu gibi sorunları ortaya çıkarıyor" Yazıcı, sınava geç başlamanın daha sonraki dönemde öğrencilerde anksiyete ve kaygı bozukluğu gibi psikolojik sorunları ortaya çıkardığını söyleyerek, “Öğrenci eğer geç başlamış olursa, hala başlamamış olursa son dakikaya konuları yetiştirmeye çalışırsa bu ciddi anlamda öğrencilerde psikolojik olarak anksiyete, kaygı bozukluğu, yapamayacağım korkusu, birtakım uykusuzluk problemleri gibi sebepleri ortaya çıkarıyor. O yüzden bizim en büyük tavsiyemiz olabildiği kadar erkenden başlayıp planlı bir şekilde konuları bitirip, soru bankalarından soruları bitirip sonrasında da denemelere geçmeleridir. Bu anlamda öğrencilere tavsiyemiz erkenden başlamaları olacaktır. Çünkü erkenden başlayan öğrenci zaten konuları halletmiş, sorularını çözmüş, denemelerde de netlerini artırmaya başlamış olacaktır. Eğer erkenden başlamamışsa bir öğrenci, sınava 5 buçuk ay kala nereden başlayacağını bilemiyor. Nasıl hareket edeceğini bilemiyor. Plan ve programını oturtamıyor. Günde 10-15 saat ders çalışmaya çalışıyor ve psikolojik olarak hem uyku anlamında hem sosyal aktivite anlamında hem de güncel hayatın kalitesi anlamında ciddi anlamda olumsuz etkileniyor. O yüzden kaygı ve anksiyeteye yer bırakmadan erkenden başlamak psikolojik açıdan her zaman daha olumludur” ifadelerini kullandı.
Diyarbakır Sebze ve meyveler üzerindeki zirai ilaçlar erken menopoz riskini artırıyor Diyarbakır’da Kadın Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı olan Prof. Dr. Hakan Çoksüer, 40 yaş altı kadınlarda erken menopozun nedenlerini sıralayıp sebze ve meyveler üzerindeki pestisit denilen zirai ilaç kalıntılarının zararlarına dikkat çekti. Prof. Dr. Hakan Çoksüer, erken menopozun 40 yaş altı kadınlarda yumurtalıkların tükenmesine denildiğini, hormonal ımbalance bağlı olarak yumurtalıkların artık fonksiyonlarını tamamen kaybettiği, olduğunu söyledi. Vücudun gebeliğe sebep olacak yumurta üretimini sağlayamadığını belirten Prof. Dr. Çoksüer, “40 yaş altı kadınlarda son zamanlarda gittikçe artmaya başladı. Bunların sebeplerine baktığımızda ailevi nedenler olabilir, genetik faktörler, çevresel faktörler, aldığı ilaç kullanımı, hava kirliliği, kötü beslenme alışkanlıkları ve özelikle tükettiğimiz sebze meyvelerin üzerindeki pestisit dediğimiz tarım ilcalarının kalıntılarının olması erken menopoz riskini artırmaktadır. Sebze ve meyveyi tüketirken dikkat etmiyoruz” dedi. Bunlara da belli başlı önerileri olduğunu ve önerileri sıralayan Çoksüer, şöyle konuştu: “Özelikle meyve ve sebzeleri yıkarken önce durulamak gerekiyor. Daha önceleri sirkeli su da bekletip yıkayarak tüketiyorduk. Fakat son yıllarda yapılan çalışmalarda karbonatlı suyun içerisinde 15 dakika bekletilmesi önerilmektedir. Artık hastalara şunu öneriyoruz. 1 litre suya 1 çay kaşığı karbonat ekleyip 15 dakika beklettikten sonra tüketmelerini öneriyoruz. Bu hastalarda son zamanlarda tedavi olarak eksozom tedavisi öneriyoruz. Eksozom tedavisi de göbek kordonundan elde edilen hücrelerin özel ortamda saflaştırılarak elde edilen protein kesecikleridir. Bu protein kesecikleri yumurtalıklara enjekte ediyoruz. Buradaki yumurtalıkların içerisinde hücre yenilenmesi sağlamakta. Eksozon dışında PRP uygulaması da yapılmakta. Hem yumurtalıklara hem de rahmin içerisine eksozon ve PRP aynı zanda yapılabilmekte. Diğer bir uygulama akupunktur tedavisi. Çin’de 3 bin yıldan beri uygulanmakta. Yan etkisi olmayan bir tedavi.” Akupunktur tedavisindeki mantığa değinen Çoksüer, “Hastalarda stresi azaltmakta, hem hormon balansını düzene sokarak yumurtalıkların aktivitesini artırmakta ve aynı zamanda rahim ve yumurtaların iyi güçlenmesini sağlamakta. Diğer bir uygulamamız fitoterapi. Bitkisel bir tedavi. Bunu kullanırken mutlaka bir fitoterapi uzmanı tarafından verilmesi önerilir. Hastalarımız bazen sosyal medya üzerinden bu bitkisel ürünleri kullandığını görmekteyiz. Bu, kesinlikle çok yanlış bir uygulama. Herhangi bir tedavi alınırken internet ortamında ezbere ilaç kullanılmaması lazım. Eğer kontrolsüz kullanıldığında bu bitkisel ilaçların yan etkileri çok ciddi sonuçlara neden olabilmektedir” diye konuştu. Prof. Dr. Çoksüer, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Erken menopozdan korunmak birazda bilinçli olmayla alakalıdır. Bütün hastalarımdan rica bilinçlensinler. Hem gıdalarına dikkat etsinler, sağlıklı doğal gıdalar tüketmek önemli. Günümüzde hormonlu gıdalar, hazır gıdalar, salam, sosis, sucuk gibi işlenmiş gıdalar zarar vermekte.”
Kayseri Odakır’dan 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü mesajı Kayseri Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği (KESOB) Başkanı Şeyhi Odakır, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla yayımladığı mesajında, “Yaptıkları haberlerle esnaf ve sanatkârlarımızı da unutmayıp onların sesi olan, fedakâr ve emektar gazetecilerimizin bu özel ve anlamlı gününü kutluyorum” dedi. KESOB Başkanı Şeyhi Odakır, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Başkan Şeyhi Odakır açıklamasında, basın mensuplarının kamuoyu oluşturmada önemli bir rol oynadığına, demokrasilerin vazgeçilmez bir unsuru olduğuna ve halkın sesi olmak noktasında kamu görevi yürüttüklerine değindi. “Basın mensubu kamu görevi yürütür” Vatandaş adına kamu görevi yürüten basın mensuplarının kıymetli bir mesleği icra ettiklerini vurgulayan Başkan Odakır, mesajında şu ifadelere yer verdi: “Basın ya da daha kapsayıcı ve genel ifadesiyle medya, vatandaşın gözü kulağıdır. Devletin, kurumların faaliyetlerini vatandaş adına takip eder ve kamu görevi yürütürler. Çok sesli bir ortamın sağlanmasına katkı sağlarlar, demokrasiye güç katarlar. Bugün basın mensupları, ister gazete veya dergide, ister televizyonda veya radyoda isterse internet sitelerinde veya dijital mecralarda görevlerini yapsın mecrası fark etmeksizin basın meslek ilkelerini gözeterek faaliyetlerini yürüttüklerine inanıyoruz. Objektif bir yaklaşımla faaliyetlerini yürüten basın mensuplarımızın işlerini yaparlarken fedakârca davrandıklarını biliyoruz. Basın olmadan olmaz çünkü şehrimizin, vatandaşımızın ve bizlerin sesi olması yeri geldiğinde yapıcı eleştirilerle uyarması noktasında vazgeçilmezdir. Bu düşüncede fedakâr ve emektar basın mensuplarımızın 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü içtenlikle kutluyorum. Yayınlarında esnaf ve sanatkârlarımızın da sesi oldukları için ayrıca teşekkür ediyorum. Görevlerini yaparlarken vefat eden basın mensuplarına Allah’tan rahmet diliyorum. Hayatta olup mesleğini sürdüren basın mensuplarımıza sağlıklı ve başarılı bir ömür geçirmelerini temenni ediyorum.”