EĞİTİM - 23 Nisan 2021 Cuma 14:51

BANÜ 6 yaşında

A
A
A
BANÜ 6 yaşında

23 Nisan 2015 tarihinde “Geleceğe Açılan Köprü” sloganı ile yola çıkmış olan Bandırma On Yedi Eylül Üniversitesi 6 ncı kuruluş yılını kutluyor.

23 Nisan 2015 tarihinde “Geleceğe Açılan Köprü” sloganı ile yola çıkmış olan Bandırma On Yedi Eylül Üniversitesi 6 ncı kuruluş yılını kutluyor.


Balıkesir’in Bandırma ilçesinde 2015 yılında Türkiye’deki üç ilçe üniversitesinden biri olarak kurulan ve kuruluşunun 6 ncı yılında hızla gelişip büyümeye devam eden Bandırma On Yedi Eylül Üniversitesi 6 ncı kuruluş yılını kutluyor.


Bugün itibariyle 506’sı akademik, 266’sı da idari kadroda görev yapmak üzere toplamda 772 personeli ve 15.721 öğrencisi bulunan BANÜ’de 10 fakülte; 9 meslek yüksekokulu; ayrıca Yabancı Diller Yüksekokulu ve Rektörlük bünyesinde 2 bölüm bulunuyor. Diğer yandan, lisansüstü eğitim veren Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Fen Bilimleri Enstitüsü ve Gönen Jeotermal Enstitüsü olmak üzere 4 enstitü de yine BANÜ bünyesinde faaliyet gösteriyor.


10 yerleşkede eğitim-öğretim faaliyetlerini sürdürmekte olan Üniversitede, 88 ön lisans ve lisans, 43 lisansüstü olmak üzere toplamda 131 bölüm ve programda eğitim-öğretim faaliyeti devam ediyor.


Üniversitedeki uluslararası çalışmalar kapsamında, ERASMUS+ ve Mevlâna öğrenci değişim programları çerçevesinde, bugüne kadar 100’ün üzerinde uluslararası anlaşma yürürlüğe girerken, her yıl bu üniversiteler ile öğrenci ve akademik - idari personel değişimi gerçekleştiriliyor. Farabi Öğrenci Değişim Programı çerçevesinde ise ülkemizdeki tüm devlet üniversitelerinde öğrenciler belirli bir süre öğrenim görme olanağına sahip oluyor. Bunların yanı sıra, BANÜ 63 ülkeden yaklaşık 1.750 civarında uluslararası öğrenciye de ev sahipliği yapıyor.


Osmanlı Hariciye Nezaretine ait 353 esere ev sahipliği yapıyor


Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi, Kütüphanelerinde, Osmanlı Hariciye Nezareti’ne ait 353 adet nadir eser, 58.624 adet basılı kitap, 12.126 adet basılı dergi, 787.689 adet elektronik kitap ve 51 adet veri tabanı ile hizmet veriyor.


Spor Kompleksi 2022’nin ilk çeyreğinde tamamlanacak


Rektör Prof. Dr. Süleyman Özdemir BANÜ’nün 6 ncı yılına girmesi nedeniyle kampüs çalışmalarında gelinen son noktayı paylaştı. Özdemir, “Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ile Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nün destekleriyle merkez yerleşkede yer alan açık spor alanı, çok amaçlı kapalı spor salonu haline dönüştürülerek öğrencilerin hizmetine sunuldu. Üniversite Merkez Yerleşkesinde Gençlik ve Spor Bakanlığının destekleriyle, sadece öğrencilerin değil, aynı zamanda Bandırma’da yaşayan vatandaşların da yararlanabileceği, içinde Spor Bilimleri Fakültesi, yüzme havuzu, kapalı spor salonu, antrenman alanları, açık saha ve kortlar ile bir stadın da yer aldığı çok amaçlı spor kompleksinin yapımı hızla devam ediyor. 2021 yıl sonunda kısmen hizmete açılması, 2022 yılının ilk çeyreğinde ise tamamlanması planlanıyor” dedi.


Rektör Prof. Dr. Süleyman Özdemir kampüs içindeki devam eden ve tamamlanan inşaat çalışmalarını da aktararak, “2018 yılının başında 27 bin 500 m2 ‘lik Merkezi Derslik Binası ve 11 bin m2’lik Öğrenci Yaşam Merkezi Binası ihaleleri gerçekleştirilmiş ve inşaatlarına başlanmış bulunulmaktadır. Her iki projenin de inşaatları devam etmekte olup, Merkezi Derslik binamızın 5 bin m den oluşan birinci etabı geçen yıl hizmete açılmış bulunmaktadır. Bu etap içerisinde, Sağlık Bilimleri Fakültemiz ve Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulumuzun çok sayıda, donanımlı ve modern laboratuvarları, derslikleri ve akademik personel odaları ile TÖMER sınıflarının bir kısmı bulunmaktadır. Ayrıca, 2021 yılı sonuna doğru Merkezi Derslik binamızın 10.000 m2’lik ikinci etabının da açılabilmesi için çalışmalarımız sürmektedir. İnşaatı devam eden kısım bittiğinde 50 yeni sınıf, 200 kişilik ofis, 750 kişilik profesyonel tiyatro salonu ve çeşitli büyüklüklerde konferans salonları hizmete girecektir. Diğer yandan, Öğrenci Yaşam Merkezi’nin ilk etabı olan ve 3.100 m’den oluşan “Öğrenci ve Personel Yemekhanesi” bölümü 2020 yılında tamamlanarak hizmet vermeye başlamıştır. Öğrenci Yaşam Merkezi inşaatı % 85 oranında tamamlanmış olup iç dekorasyon çalışmaları devam etmektedir. 2021-2022 eğitim-öğretim yılıyla birlikte Öğrenci Yaşam Merkezimizin hizmete girmesi planlanmaktadır. Tümüyle öğrenciye hizmet verecek olan ve Türkiye’de çok örneği bulunmayan bu bina, Üniversitemizde öğrenci memnuniyetini daha da artıracaktır. Binamızda, öğrencilerimizin boş vakitlerini keyifle geçirecekleri çok geniş oyun alanları, okuma salonu, topluluk odaları ve toplantı salonları, etkinlik odaları, sinema salonları, 5 bölümden oluşan bir stüdyo, Aile Sağlık Merkezi, öğrenci ve personel yemekhanesi, çeşitli kafe, restoran vb. dükkanlar yer almaktadır. Üniversitemizin en hızlı gelişen akademik birimlerinden biri olan ve kısa sürede büyük başarılara imza atan Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültemizin yeni derslikler, laboratuvarlar, akademisyen odaları ve idari ofislerden oluşan 5.250 m2 kapalı alana sahip yeni binası da tamamlanmış ve kullanıma açılmıştır. Üniversitemizin deniz kenarında zeytin ağaçlarıyla çevrili Edincik Yerleşkesinde ise H. Avni Kocaman Deniz Bilimleri Öğrenme Merkezi ile Deniz Müzesi, Deniz Akvaryumu ve Eğitim ve İdari Bloklardan oluşan 1.250 m2’lik yeni prefabrik binaların inşaatı tamamlanmış bulunmaktadır” dedi.


“Öğrencilerin barınma sorunu yok”


Rektör Prof. Dr. Süleyman Özdemir kampüs çalışmaları kapsamında devam ve tamamlanan yurt çalışmalarının da bulunduğunu dile getirerek, “Hızlı bir gelişim süreci gösteren Üniversitemizde yeni bölüm ve programların açılması ile birlikte öğrenci sayımız da hızlı bir şekilde artmaktadır. Bu hızlı artış, barınma ihtiyacını gündeme getirmiştir. Bu doğrultuda Gençlik ve Spor Bakanlığımız ve Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü ile yapmış olduğumuz görüşmeler neticesinde tüm yerleşkelerimize hizmet veren mevcut 2.200 öğrenci kapasiteli 5 adet kız ve erkek öğrenci yurduna ilave olarak 1.300 kişilik yeni kız öğrenci yurdumuz hizmete girmiştir. Mevcut durumda Üniversite öğrencilerimizin herhangi bir barınma sorunu olmamakla birlikte önümüzdeki eğitim-öğretim yılında öğrenci artışına paralel olarak bir barınma problemi yaşanması ihtimaline karşın yeni yurt projelerinin


hayata geçirtilmesi hususunda Gençlik ve Spor Bakanlığı Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü ve Yatırımlar Genel Müdürlüğü ile görüşmelerimiz sürmekte olup, Bakanlık tarafından 2021 yılında merkez yerleşkede 2.000 kişilik yeni bir yurt yatırımının başlatılmasına karar verilmiştir. Manyas’ta da bir erkek öğrenci yurdunun yapımı konusunda görüşmeler devam etmektedir” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Erzincan çiftçisi Tokat’ta Erzincanlı çiftçiler modern tarım teknikleri ile üretim noktasında yaşanan gelişmeler ile ilgili olarak araştırma enstitülerinin düzenlediği eğitim programlarına ve tarım fuarlarına katılım göstermeye devam ediyor. Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Koordinasyon ve Tarımsal Veriler Şube Müdürlüğü’nün organizasyonu ile 20 kişilik grup, Tokat ilinde bulunan Orta Karadeniz Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’nde düzenlenen "Sulama Sistemleri ve Suyun Etkin Kullanımı" konusundaki eğitime katıldılar. Orta Karadeniz Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü ve Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü iş birliği ile düzenlenen "Sulama Sistemleri ve Suyun Etkin Kullanımı" Eğitimi teknik personellerimiz tarafından verildi. Eğitime Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Koordinasyon ve Tarımsal Veriler Şube Müdürü Ahmet Çelikkol ile 19 çiftçi katıldı. Eğitim programında tarım sektöründe kullanılan modern sulama sistemlerinin avantajları, verim ve kaliteye olan etkisi anlatıldı. Erzincan’da son dönemlerde özellikle sebzecilik ve meyvecilik başta olmak üzere tarım sektörünün birçok bölümünde modern sulama sistemi kullanımı yaygınlaşıyor. Çiftiler Orta Karadeniz Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’nde düzenlenen "Sulama Sistemleri ve Suyun Etkin Kullanımı" eğitiminin ardından Tokat’taki Tarım Fuarına katılarak sektördeki yeni gelişmeleri yakından görme fırsatı buldular. Tarımsal Yayım Projesi kapsamında gerçekleştirilen çiftçi gezisine katılan Erzincanlı çiftçiler, sulama eğitimi ve tarım fuarı gezisinin kendileri açısından son derece yararlı olduğunu ifade ettiler.
Erzurum Geleneksel Erzurum evlerinde kitabeler Atatürk Üniversitesi’nden Zerrin Köşklü ve Muhammet Lütfü Kındığılı, Sanat Tarihi Dergisi’nde yayınlanan araştırmalarında Erzurum evlerindeki kitabeler üzerine ilgi çeken sonuçlara ulaştılar. Anadolu konut mimarisinde plan, mimari ve süsleme özellikleri ile dikkat çeken Erzurum evlerinin kitabeleri üzerine odaklandığı araştırmada, “Erzurum evlerinde tespit edilen kitabeler XVIII. -XX. yüzyıllara aittir. Çalışmada 65 evin kitabesi incelenmiş, bu kitabeler konum, istif-form, metin içeriği, hat, malzeme-teknik ve süsleme özellikleri açısından değerlendirilmiştir. Kitabelerde dikdörtgen (kare) çerçeveli ya da kartuş şeklinde, damla, nar, armudi ve ibrik formlu örnekler tespit edilmiştir. İncelenen 65 kitabeden 37 örnekte “Mâşâallâh” ibaresine yer verilmiştir. Yanı sıra aynı formlarda tekil uygulamalarla diğer metin içeriklerine de rastlanmıştır. Erzurum evleri kitabelerinde ana malzeme taş olup, içeride ahşap üzerine işlenmiş örnekler de mevcuttur. Kitabelerde istifli yazılarla birlikte palmet, çiçek, dal ve yaprak motifleri, ay-yıldız, hilal motifleri ile S kıvrımları ve yelpazelerle oluşturulan süslemeler kompoze edilmiştir. Erzurum evi kitabeleri yapıldıkları dönemin tarihi belge niteliği, nazar ve nazara karşı korunma inancı ile verdiği mesaj ve bu mesajın farklı istif çeşitliliği ve diğer bezemesel ayrıntılarıyla korunması gereken önemli değerlerimizdendir.” denildi. Erzurum evleri kitabelerinde ana malzeme taş İncelenen 65 ev kitabesinden ancak 29 günümüze ulaştığı vurgulanan araştırmanın sonuç kısmında, “Diğerleri günümüze ulaşmayan kitabelerdir. Erzurum evlerinde kitabeler ön cephede ve iç mekânda olmak üzere farklı yerlerde karşımıza çıkmaktadır. Kitabelerin inşa kitabesi işlevi ile birlikte nazara karşı koruyucu bir güç olarak kullanılması dış cephede ve iç mekânda ilk bakışta rahatlıkla görülebilir yerlerin seçiminde etkili olmuştur. Erzurum evleri kitabelerinde daha çok celi sülüs hatla “Mâşâallâh” ibaresinin dikdörtgen (kare) çerçeveli ya da kartuş şeklinde, damla, nar, armudi ve ibrik formlu örnekleri tespit edilmiştir. Yanı sıra aynı formlarda tekil uygulamalarla diğer metin içeriklerine de rastlanmaktadır. Bu çeşitlilik bölgeye özgü tandırevi geleneğine bağlı unsurlarda kitabelere yer verilmesi ile de zenginleştirilmiştir. Erzurum evleri kitabelerinde ana malzeme taştır, yanı sıra ahşap kullanılmıştır. Taş kitabeler genellikle bölgeye özgü kamber taşındandır. Taş kitabelerin biri hariç tamamında kabartma tekniği uygulanmıştır. Ahşap üzerine işlenen kitabeler evin iç donatılarında olup, bunlarda oyma ve kabartma tekniği uygulanmıştır.” tespitlerine yer verildi. Kitabelerde sade tasarımlar kullanıldı Erzurum evlerinin kitabelerinin sade tasarımları olduğu dile getirilen araştırmada daha sonra şöyle denildi, “Kitabeler üzerinde istifli yazılarla birlikte palmet, çiçek, dal ve yaprak motifleri, ay-yıldız, hilal motifleri ile S kıvrımları ve yelpazelerle oluşturulan bezemeler dikkat çekmektedir. Kitabeli evler, Anadolu mimarisinde olduğu gibi Erzurum evlerinde de plan, mimari ve bezeme özelliklerinin yapıldıkları dönemlere ait özelliklerle tanımlanmasında etkili olmuştur. Kitabelerle tarihi belirlenen evlerin dönemsel değişimleri ve bu değişimlerin süreç içerisindeki görünürlüğü de dikkate değerdir. Erzurum ev kitabeleri tarih bilgisi, nazara karşı korunma inancıyla yazılmış metin içerikleri, istif çeşitliliği ve diğer bezemesel özellikleriyle korunması gereken değerlerimizdendir. Bununla birlikte geleneksel evlerin kitabeleri günümüzde çok az örnekle temsil edilmektedir. Çeşitli nedenlerle sorgulanabilecek (yıkımlar, kaybolma, çalınma, yer değiştirme) bu durum, belge niteliğini estetikle buluşturan ev kitabelerinin de özelliklerinin bilinmesi, tanıtılması ve gelecek nesillere aktarılması gerekliliğini bir kez daha ortaya koymaktadır.”
Erzincan Akciğer kanseriyle mücadelede birincil koruma tütün ve tütün ürünlerini bırakmak! Aile Hekimliği Uzmanı Uzm. Dr. Elif Pala Gün akciğer kanserinin kanser türleri arasında görülme sıklığının ve hastaların ölüm sayısının fazla olması nedeniyle ciddi sağlık problemlerinden biri olduğunu söyledi. Uzm. Dr. Elif Pala Gün, 1- 30 Kasım Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı nedeniyle açıklamalarda bulundu. Kanserler arasında akciğer kanserinin dünyada erkeklerde 1. sırada kadınlarda ise 3.sırada yer aldığını belirten Gün, görülme sıklığının Türkiye’de yine erkeklerde 1. sırada kadınlarda ise 5. sırada olduğunu ifade etti. Görülme sıklığının fazla olması, tanı ve tedavisinin yüksek maliyet gerektiren işlemler olması ve süreçte ek sağlık hizmetlerine duyulan ihtiyacın fazla olması sebebiyle akciğer kanserinin hem dünyada hem Türkiye’de önemli bir sağlık yükü olduğunu kaydeden Gün, akciğer kanseriyle mücadelede birincil korumanın tütün ve tütün ürünleriyle mücadele etmek olduğunun altını çizdi. Akciğer kanserinin risk faktörleri! Akciğer kanserinin birçok risk faktörü olduğunu dile getiren Gün, “Faktörler arasında yüzde 90 oranla tütün ve tütün ürünleri karşımıza çıkıyor. Yani akciğer kanseriyle mücadelede birincil korumada temel hedefimiz tütün ve tütün ürünleriyle mücadele etmek.” dedi. Sigara bırakma poliklinikleri olarak vatandaşlara tütün tüketimini bırakma noktasında yardımcı olduklarını belirten Gün, süreci şöyle anlattı; “Bizler bize başvuran danışanlarımızın analizlerini alıyoruz, gerekli muayene ve tetkiklerini istiyoruz. Sonrasında hastalıklarında kullandıkları ilaçlar ve bağımlılık düzeylerine göre de bir tedavi planı uyguluyoruz. Tedavi sürecimizde gerek yüz yüze gerek telefonla görüşmeleriniz oluyor ve bu şekilde ilerliyoruz.” “Sigarayı bırakmakta hiçbir ilacı, hiçbir konuşmayı, hiçbir tedavi yöntemini yeterli görmüyoruz!” Sigarayı bıraktırma noktasında önceliğin kişinin kendisinin bırakmayı istemesi olduğunu aktaran Gün, “Sigarayı bırakmakta hiçbir ilacı, hiçbir konuşmayı, hiçbir tedavi yöntemini yeterli görmüyoruz. İlaç başladığımız hastalara da bunu belirtiyorum her zaman. Önemli olan kişinin kendisinin istemesi. Çünkü hastanın kendisi istemediği sürece hiçbir şey buna engel değil.” şeklinde konuştu. “ Erzincan’da 2024 yılı içerisinde 194 kişi sigarayı bırakmak için başvurdu!” Erzincan’da 2024 yılı içerisinde sigara bırakmak için 194 kişiden başvuru aldıklarını açıklayan Gün, “Bunların yaklaşık yüzde 60’nda başarıya ulaştık. Başarıya ulaşamadığınız kitlemizin bir kısmında ilaç kullanımına uyum sağlamayan hastalarımız oldu, yaş sebebiyle. Bir kısmı takip etmekte zorlandığımız, geri dönüş alamadığımız, telefonla veya yüz yüze görüşmeyi kabul etmeyen hastalarımız oldu. Bunların dışında yüzde 60 bir başarı oranımız var.” dedi.