GENEL - 11 Ekim 2017 Çarşamba 09:19

(Özel Haber) Yaşayan ölü: Mustafa Yılmaz

A
A
A
(Özel Haber) Yaşayan ölü: Mustafa Yılmaz

Balıkesir’in Bigadiç ilçesine bağlı Adalı köyünde yaşayan Mustafa Yılmaz’ın (64) hikayesi duyanları şaşırtıyor.

Balıkesir’in Bigadiç ilçesine bağlı Adalı köyünde yaşayan Mustafa Yılmaz’ın (64) hikayesi duyanları şaşırtıyor. 1979 yılında ölü olarak kayıtlara geçen ve Bigadiç’e defnedilen Yılmaz’ın, 3-4 yıl sonra yaşadığı köye tekrar döndüğü iddia ediliyor. Köylüler için ’yaşayan ölü’ olan Mustafa Yılmaz’a şimdi nüfus kağıdı çıkartılıyor.


Balıkesir’in Bigadiç ilçesine bağlı Adalı köyünde ’meczup’ olarak anılan ve 38 yıl önce öldüğü iddia edilen Mustafa Yılmaz yeniden kimlik sahibi oluyor. 15 yıl boyunca ona evinde bakan ve çiftçilik yapan 69 yaşındaki İbrahim Dede, Yılmaz’a devletin el uzatması için durumu Bigadiç Kaymakamlığı’na anlattı. Harekete geçen Bigadiç Kaymakamlığı nüfus verilerinden elde ettikleri bilgilerle Mustafa Yılmaz’ın 20.02.1979 tarihinde öldüğünü tespit etti. Kaymakamlık çalışanlarının da şaşkınlık yaşadığı olay sonrası Mustafa Yılmaz’a kimlik çıkartılması için resmi yazışmalar yapıldı.


Bigadiç Kaymakamlığı’nda görevli memur Yakup Şahin, kendilerine ulaşan konuyla ilgili işlemleri Kaymakam Altuğ Çağlar’ın talimatı ile hemen başlattıklarını ifade ederek, "Bigadiç Adalı Mahallesi’nde yaşayan İbrahim Dede amcamız Kaymakamlığımıza 38 yıl önce vefat etmiş fakat halen yaşayan bir amcaya baktığını söyleyerek Bigadiç Kaymakamlığı’na getirdi. Beyanları doğrultusunda ilçe nüfus müdürlüğümüzle irtibata geçerek kendisinin aile kütüğünde 1979 yılında ölü olduğunu öğrendik. Daha sonra Kaymakam beyin talimatı doğrultusunda kendisine nüfus cüzdanı çıkarabilmek için işlemlere başladık. Bigadiç Cumhuriyet Savcılığı ile irtibata geçtik ve vatandaşımızın doğum yerinin Sındırgı Devletlibaba Mahallesi olduğundan dolayı yetkinin Sındırgı’nın Başsavcılığında olduğunu öğrendik. Ve Sındırgı’ya giderek gerekli işlemleri başlattık" dedi.


Amaçlarının bir an önce Mustafa Yılmaz’a kimlik kazandırmak olduğunu söyleyen Şahin, "Bu amcamız hayatını kendi başına idame ettirememekte. Sağ olsun İbrahim amcamız da hiçbir karşılık beklemeden kendisine bakmış. Biz de buna nüfus cüzdanı çıkarabilirsek bu bizim için en büyük kazanç ve mutluluk olacaktır. Kendisine yaşlılık maaşı bağlamayı ve bakım parası vermeyi de gerçekleştireceğiz" dedi.


Konuşmada zorluk çeken Mustafa Yılmaz ise ’mezardan nasıl çıktınız’ sorusuna ’oruç tuttum’ diye cevap verirken, 15 yıldır evinde baktığı Mustafa Yılmaz’ın değişik bir kişiliği olduğunu söyleyen İbrahim Dede ise, "Bu yağmurda karda devamlı bayırlardaydı. Bir gün birinin evinde yatıyor, bir gün cami avlusunda yatıyordu. Üst başı hep ıslaktı. Yaz kış öyleydi. Ben bunu buraya 15 sene evvel yanıma getirdim. 15 senedir ben bakıyorum. Kadıköy’de ölmüş bu. Bu öldüğü zaman bizim köyden iki ormancıyı götürdüler onun yanına kimlik tespiti için. O ormancılar da bununla aynı köydeydi. Bunlara ’tanıyor musunuz’ diye sormuşlar. Köyden birkaç kişiyi daha götürüyorlar. Hepsi ölenin Mustafa olduğunu söylemiş. Sonra Bigadiç’e defnettiler" dedi.


Mustafa Yılmaz’ın sürekli oruç tuttuğunu söyleyen Dede, "Devamlı oruç tutar bu. Yemek vermezsen de yemez. Yemeğini ben yediriyorum. Ben eve aldığım beri oruçlu hep. Ağzına tutmadan yemek yemiyor. Bunun kendine göre hareketleri var. Çok sayıda dua isteyen kişi geliyor buraya. Gelirler bunun duasını alırlar" diye konuştu.


Köyde yaşayan Bayram Karanfil ise Mustafa Yılmaz’ın önceden camilerde takunya yaptığını belirterek, "Buralarda camide takunya yapardı. Ondan sonra buralardan gitti. Kadıköy’de bir adam ona bakmaya başlamış camide. Sonra bu bir gün bayırlara gitmiş ve orada soğuktan ölmüş. Öldükten sonra buradan iki kişi bunu tanıyor. İkisi de ormancı. Bunları buradan karakol götürdü. Mustafa’ya baktırmışlar kimlik tespiti için. Bu adam Mustafa demişler. Ondan sonra bunu Bigadiç’e gömmüşler. Hatta Sındırgı’dan onların köyünden Yaşar Akkuş diye de birini getirmişler kimlik tespiti için. O da Mustafa olduğunu doğrulamış. Mustafa amca gömüldükten 3-4 sene sonra buralara geldi. Hatta otopsi çizgileri bile var dediler" dedi.


Kendisinin Mustafa Yılmaz ile birebir yaşadığı anısını anlatan Hüseyin Karanfil isimli vatandaş ise, 10-15 yıl önce köye 20 kilometre uzaklıkta bir alanda ağaç kestiklerini ve ormanlık alanda Mustafa Yılmaz’ı gördüklerini belirterek, "Akşam ezanı oldu ya da olacak hava yağmurlu bir gündü. Ormandan köye dönerken Mustafa meydanda dönüp duruyor. ’Mustafa kardeşim akşam oluyor gel traktöre bindirelim köye gidelim’ dedik. ’Ben gitmeyeceğim’ dedi. Sonra biz oradan 15 kilometre kadar traktörle gittikten sonra orman deposuna geldiğimizde Mustafa orman deposunda duruyordu. ’Sen bundan yarım saat önce orada değil miydin, sen nasıl geldin buraya’ diye sordum, ’ben gelirim’ dedi" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul Havalimanı’nda kaçak altın operasyonu: 16 kilo altına el konuldu İstanbul Havalimanı’nda yapılan operasyonda, Türkiye’ye kaçak sokulmaya çalışılan 16 kilo altın ele geçirildi. Kendini ‘avukat’ olarak tanıtan bir şüpheliyle ortak hareket ettikleri ileri sürülen biri kadın 2 güvenlik görevlisinin, ülkeye soktukları 1 kilogram altın karşılığında 1000 dolar aldığını tespit etti. Güvenlik kaynaklarından elde edilen bilgilere göre, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube ekipleri, analiz ve istihbari çalışmalar doğrultusunda bir altın kaçakçılığı şebekesini ortaya çıkardı. Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma çerçevesinde İstanbul Havalimanı’nda yaşanan altın kaçakçılığının önlenmesi ve şüphelilerin yakalanması için 8 ay süren teknik ve fiziki takibin ardından operasyon için düğmeye basıldı. Emniyet ekipleri, illegal yollarla Türkiye’ye kaçak altın sokmaya çalışan şebekenin, özel güvenlik görevlileri ve kuryeleri kullanarak izlediği yol haritasını ve suça ortak olan şüphelileri tek tek belirledi. Kaçakçılık polisi, iddiaya göre kendini ‘avukat’ olarak gösteren bir kişiyle ortak hareket eden havalimanında 2 güvenlik personelinin, yurda illegal yollarla soktukları 1 kilogram altın karşılığında 1000 dolar para aldığını saptadı. - Buluşma ve takas havalimanı tuvaletinde Biri kadın 2 özel güvenlik görevlisi şüpheliye, altınla birlikte uçaktan inen söz konusu kişinin irtibat bilgilerini bu sözde avukatın verdiği belirlendi. Yapılan çalışmanın devamında, yurt dışından gelen söz konusu kişiyle havalimanının uluslararası bölgesindeki buluşma yerleri olan tuvaletlerde bir araya gelen 2 zanlının, kaçak altınları teslim aldıkları anlaşıldı. Polis ekipleri, 2 şüphelinin daha sonra giysilerinin içine sakladıkları ve vücutlarına sararak gizledikleri altınları kendilerine “aile” süsü vererek havalimanı dışında bekleyen kuryelere teslim ettiklerini, bu yolla da altınların sözde avukat olan kişiye ulaştırıldığını belirledi. Yurda sokulan altınların sonrasında da Azerbaycan uyruklu bir iş insanına elden teslim edildiği saptandı. Şebekeye yönelik sürdürülen çalışmaların ardından şüphelilerce ülkeye kaçak altın getirileceği bilgisini alan İstanbul Polisi, operasyon için düğmeye bastı. Kaçakçılık ekipleri, piyasa değeri 50 milyon liraya ulaşan 16 kilo altını yurt dışından getiren kişiden teslim alan biri kasın 2 özel güvenlik görevlisini, İstanbul Havalimanı Şube Müdürlüğü birimlerince düzenledikleri ortak operasyonla yakalayarak gözaltına aldı. Soruşturmanın devamında, kendilerine “aile” görüntüsü katarak kuryelik yapan 4 şüpheli ile yine kendini avukat olarak gösteren şebeke üyesini de yakaladı. Soruşturma çerçevesinde hakkında yakalama kararı bulunan Azerbaycan kökenli iş insanının da yurt dışında olduğu, bununla ilgili yakalama çalışmalarının sürdüğü belirtildi. Gözaltına alınıp emniyette sorguya alınan şüpheliler, ifade işlemlerinin tamamlanmasının ardından Gaziosmanpaşa Adliyesi’ne götürüldü. Mahkemeye çıkarılan 7 şüpheli, “altın kaçakçılığı” suçundan tutuklandığı öğrenildi. Diğer taraftan emniyet ekipleri tarafından yapılan çalışmalarda, altın kaçakçılığıyla soruşturmasında tutuklanan özel güvenlik görevlisi kadının, cezaevine girdikten üç gün sonra babası aracılığıyla Esenyurt ilçesinden 4 milyon liraya daire satın altığı saptandı. Savcılık, suçtan elde edildiği değerlendirilen parayla alınan eve de el koyduğu öğrenildi.
Bursa Başkan Yılmaz: "Kentsel dönüşüm projeleri iklim dostu bir gelecek için önemli" Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin (UNFCCC) 29. Taraflar Konferansı’na (COP29) katılan Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, "Gerçekleştirdiğimiz kentsel dönüşüm çalışmalarında konut stoklarımızın yalnızca deprem dirençli değil aynı zamanda iklim dirençli olmasını da önemsiyoruz” diye konuştu. COP29 kapsamında düzenlenen "İklim Eylemine Öncülük Eden Şehirler" oturumu, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de, Türkiye Pavilyonu’nda gerçekleştirildi. Yerel yönetimlerin küresel iklim eylemindeki stratejik rolüne ışık tutan panelde Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “Kentsel Dönüşüm ve İklim Değişikliğine Uyum” üzerine konuştu. İklimlendirme, yağmur suyu toplama ve peyzaj sulama, yaya ulaşımının desteklenmesi, alt yapı geliştirme ve ısınma sistemleri, sürdürülebilir malzeme kullanımı ve dönüşüm projelerine katılımcılık üzerine sunum gerçekleştiren Başkan Oktay Yılmaz, Yıldırım’da gerçekleştirdikleri model kentsel dönüşüm çalışmalarından bahsetti. Kentsel dönüşüm uygulamalarıyla iklim değişikliği ile mücadelede atılması gereken kritik adımları ele alan Başkan Oktay Yılmaz, “Kentsel dönüşüm projeleri sadece yapısal yenilenme değil aynı zamanda sürdürülebilir ve iklim dostu bir gelecek için önemli bir fırsattır. İklim değişikliğinin olumsuz etkilerinden en fazla kentler etkilenmektedir. Kentsel dönüşüm faaliyetleriyle, iklim değişikliğiyle mücadele eylemlerinin karşılıklı ilişkilerinin çok yönlü olduğunu bilinmelidir. Kentsel dönüşüm çalışmalarının iklim değişikliği ile mücadelede önemli fırsatlar sunmaktadır. Gerçekleştirdiğimiz kentsel dönüşüm çalışmalarında konut stoklarımızın yalnızca deprem dirençli değil aynı zamanda iklim dirençli olmasını da önemsiyoruz” dedi. Azerbaycan programı kapsamında Yıldırım’ın kardeş belediyesi olan Hırdalan Belediyesi’ni ziyaret eden Başkan Oktay Yılmaz, Hırdalan Belediye Başkanı Orhan Musayev ve Bakü Vali Yardımcısı Fuat Cebraliyov ile buluştu. Kentler arasında dayanışmayı güçlendirmek, tecrübe paylaşımını artırmak ve yeni iş birliği imkânlarını değerlendirmek adına sağlanan görüşmede gerçekleştirilecek çalışmalar gündeme alındı. İki devlet tek millet anlayışıyla yerel yönetimlerde de deneyim alışverişinde bulunmayı ve iş birliğini geliştirmeyi amaçladıklarını ifade eden Başkan Oktay Yılmaz, “Gerçekleştirdiğimiz tecrübe paylaşımlarıyla çok verimli ve faydalı bir program geçirdik. Hemşehrilerimize en iyi hizmeti sunabilmek için iş birliklerimiz ve gönüldaşlığımız devam edecek” diye konuştu.