EKONOMİ - 17 Ekim 2024 Perşembe 17:34

Söke Pamuğu için sorumluluk alma ve acil denetim çağrısı

A
A
A
Söke Pamuğu için sorumluluk alma ve acil denetim çağrısı

TARİŞ 131 No.lu Pamuk ve Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifi Başkanı İsmail Özer, Söke Pamuğu’nun marka değerini tehdit eden ciddi bir duruma dikkat çekerek acil denetim çağrısında bulundu. Özer, yaptığı açıklamada, Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinden Söke’ye kontrol mührü bulunmayan pamukların getirildiğini belirtti. Bu durumun hem yasa dışı olduğunu hem de Söke Pamuğu’nun AB Coğrafi İşareti tesciline sahip olmasına rağmen marka değerine zarar verdiğini vurguladı.



Özer, geçtiğimiz günlerde üreticilerden gelen şikayetler üzerine Tarım ve Orman İl Müdürlüğü, Söke Ticaret Borsası ve Söke Ziraat Odası yetkililerine denetim çağrısında bulunduklarını ifade etti. Ancak bu süreçte üreticilerden gelen tepkilerin ve şikayetlerin artarak devam ettiğini belirten Özer, Söke Pamuğu’nun korunması adına acil somut adımlar atılması gerektiğini söyledi.



"Yasa dışılık iddiaları"


“Pamukların Kontrolüne Dair Tüzük” uyarınca, preseli pamukların alım satımının kontrol belgeleriyle yapılmasının zorunlu olduğunu hatırlatan Özer, buna rağmen bölgedeki bazı firmaların yasa dışı yollarla kontrol mührü olmayan pamukları Söke’ye getirdiğini iddia etti. Bu durumun Söke Pamuğu’nun kalitesini ve sürdürülebilirliğini tehdit ettiğini belirterek, yetkilileri ivedi bir şekilde denetim yapmaya çağırdı.



"Sorumluluk çağrısı"


Özer, İzmir ve Söke Ticaret Borsası’na da seslenerek, Ege Bölgesi’nin en değerli ürünlerinden olan Söke Pamuğu’nun marka değerinin korunması için sorumluluk almaya davet etti. Aydın Valiliği ve diğer sektör paydaşlarının da bu konuda acil bir denetim süreci başlatması gerektiğini vurgulayan Özer, yasa dışı faaliyetlere göz yumulmaması gerektiğini dile getirdi.



Başkan Özer; Söke Pamuğu’nun marka değerinin korunması ve üreticilerin haklarının savunulması adına yetkililerin bir an önce harekete geçmesini istedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Atatürk Üniversitesi yeni akademik yıla merhaba dedi Atatürk Üniversitesi’nde yeni Akademik Yılı Açılışı, Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin’in katılımıyla gerçekleşti. Kültür Merkezi 15 Temmuz Milli İrade Salonunda, Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu’nun ev sahipliğinde gerçekleşen programa; Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin, Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Erzurum Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak ile Rektör olarak görev yapan Prof. Dr. Hikmet Koçak ile Prof. Dr. Ömer Çomaklı, şehrin idari ve bürokrasi erkânı ile çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Koçak: “Atatürk Üniversitesi, Bölgenin Lokomotifi Konumunda” İstiklal Marşı ve Saygı Duruşunun ardından Öğr. Gör. Dr. Derya Eroğlu ile orkestra ekibinin müzik dinletisi ile başlayan 2024-2025 Akademik Yılı Açılış Töreni, Atatürk Üniversitesi Kuruluş Belgeseli ile devam etti. Üniversitenin 15. Rektörü olarak 2008-2016 yılları arasında görev yapan Prof. Dr. Hikmet Koçak’ın konuşması ile süren programda Prof. Dr. Koçak, Atatürk Üniversitesinin Erzurum için taşıdığı öneme vurgu yaparak, üniversite kuran üniversite misyonunu taşıyan, bölgenin lokomotifi konumunda bir eğitim yuvası olduğuna dikkat çekti. Böylesine güzel bir etkinliğe davet edilmiş olmaktan duyduğu memnuniyeti de dile getiren Prof. Dr. Koçak, yeni akademik yılın hayırlara vesile olmasını diledi. Prof. Dr. Çomaklı: “Üniversitemizi Daha İleriye Taşımanın Gururunu Yaşıyoruz” Üniversitenin 16. Rektörü olarak görev yapan Prof. Dr. Ömer Çomaklı ise ülkemizin köklü ve büyük yükseköğretim kurumlarından birisi olan Atatürk Üniversitesini hep birlikte bulunduğu noktanın çok ilerisine taşımanın haklı gururunu ve mutluluğunu yaşadıklarını ifade etti. Üniversitenin uluslararası alanda önde gelen yükseköğretim kurumları arasında yer alma sürecinin istikrarlı bir şekilde devam edeceğine yürekten inandığını belirten Prof. Dr. Çomaklı, nezaketinden dolayı Rektör Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu’na teşekkür ederek, akademik yılın başarılı geçmesi temennisinde bulundu. Rektör Hacımüftüoğlu: “Dünya Çapında Bir Araştırma Üniversitesi Olma Yolunda Emin Adımlarla İlerliyoruz” Kürsüye çıkan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, 67 yıllık köklü geçmişiyle üniversitenin bugün dünya çapında bir araştırma üniversitesi olma yolunda ilerlediğini vurguladı. Kurumsal hafızayı diri tutmak ve köklerinden güç almak amacıyla böylesine önemli bir etkinliği tertip ettiklerini belirten Rektör Hacımüftüoğlu, üniversitenin 2 fakülte ve 135 öğrenciyle başladığı yolculuğunun, bugün 23 fakülte, 13 yüksekokul, 1 yüksekokul ve 1 konservatuvarı ile 2 bin 750 akademisyen ve 7000 idari personel ile sürdüğünü belirtti. Atatürk Üniversitesinin yarım milyondan fazla öğrencisi ve 750 bini aşkın mezunuyla Türkiye’nin eğitim sistemine ciddi katkılar sunduğunu ifade eden Hacımüftüoğlu, ülkenin pek çok sektöründe üniversitenin mezunlarının hizmet verdiğini söyledi. Geçmişten bugüne görev yapmış tüm akademik ve idari kadrolara minnetlerini sunarken, devlet büyüklerinin üniversiteye verdiği destek için teşekkür eden Prof. Dr. Hacımüftüoğlu, Atatürk Üniversitesini gelecekte daha da ileriye taşımak için uluslararası iş birlikleri, araştırma ve geliştirme çalışmaları, toplumsal katkı ve girişimcilik gibi birçok alanda önemli projeler yürüttüklerini ifade etti. Ayrıca üniversiteye yeni katılan öğrencilere seslenen Hacımüftüoğlu, üniversiteli olmanın bir ayrıcalık olduğunu vurgulayarak, öğrencilerin bu süreçte akademik bilgi ile donatılacağını ve kardeşlik ruhunu pekiştirecek bir eğitim alacaklarını ifade etti. Açılış törenine katılan tüm misafirlere teşekkür eden Hacımüftüoğlu, ilim üretmeyi ve öğrenciye hizmeti şiar edinen Atatürk Üniversitesinin tüm mensuplarına yeni dönemin hayırlı olması temennisinde bulundu. Başkan Sekmen: “Ülke Yükseköğretiminin Önde Gelen Bilim Merkezlerinden Birisine Sahibiz” Atatürk Üniversitesinin nitelikli akademik kadrosu ve son teknolojiye sahip alt yapısı ile ülke yükseköğretiminin önde gelen bilim merkezlerinden birisi olduğuna dikkat çeken Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, eskiye göre çok daha geniş imkanlara sahip olunduğunu ifade ederek son yıllarda elde edilen başarıların bunun en önemli göstergesi olduğunu vurguladı. Küllerinden doğan bir toplumun geleceğe umutla baktığını ve bu başarının mimarlarının, donanımlı ve parlak nesiller olduğunu belirten Başkan Sekmen, törende emeği geçen herkese teşekkür ederek, gençlerin bu imkanları en iyi şekilde değerlendirmeleri gerektiğini ifade etti. Atatürk Üniversitesinin eğitimdeki öncü rolüne dikkat çekerek, üniversitenin sadece Erzurum için değil, tüm Türkiye için önemli bir bilim merkezi olduğunun altını çizen Sekmen, üniversite yönetimi ve öğrencilerin bu süreçte elde edecekleri başarıların, ülkenin kalkınmasına büyük katkı sağlayacağını kaydetti. Vali Çiftçi: “Atatürk Üniversitesi, Bölgesi İçin Büyük Bir Önem Taşıyor” Atatürk Üniversitesinin 2024-2025 Akademik Yılı Açılış Töreninde konuşan Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, üniversitelerin, ülkemizin dünya ile rekabet edebilecek düzeye gelmesi ve refaha ulaşması için hayati bir rol üstlendiğini vurguladı. Vali Çiftçi, bu bağlamda Atatürk Üniversitesinin önemli bir sorumluluk üstlendiğini ve gerek bilimsel altyapısı, gerekse yetiştirdiği mezunları ile ülkesine hizmet etmeye devam ettiğini söyledi. Vali Çiftçi, Atatürk Üniversitesinin sadece bölgesi için değil, çevre ülkeler için de vazgeçilmez bir konumda olduğunu belirterek, üniversitenin uluslararası alandaki önemine dikkat çekti. Yeni akademik yılın tüm öğrenci ve akademisyenler için hayırlı olmasını dileyen Çiftçi, Atatürk Üniversitesinin başarılarının artarak devam edeceğine olan inancını katılımcılarla paylaştı. Bakan Tekin: “Atatürk Üniversitesi, Uluslararası Düzeyde Kabul Gören Bir Üniversite” Son olarak kürsüye çıkan Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin, Atatürk Üniversitesinin akademik açılış yılı dolayısıyla aralarında bulunmaktan duyduğu mutluluğu dile getirerek, üniversitenin 1957’den bu yana ülkemizin ve dünyanın önemli eğitim kurumlarından biri haline geldiğini vurguladı. Atatürk Üniversitesinin akademik, sosyal ve kültürel alanlarda uluslararası düzeyde kabul gören bir bilim merkezi olduğunu belirten Tekin, üniversitenin mezun ettiği öğrenciler aracılığıyla Türkiye’nin insan kaynağına önemli katkılar sağladığını dile getirdi. Konuşmasında üniversitelerin misyonuna değinen ve bu kurumların akıl ile bilimi merkeze alan kadim medeniyet değerleri üzerine inşa edilmesi gerektiğini söyleyen Bakan Tekin, eğitim sisteminin sürekli değişim ve yenilenmeye ihtiyaç duyduğunu belirterek Türkiye’deki eğitim sisteminin geçmişte daha çok konjonktürel taleplerle değiştirildiğini, ancak günümüzde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde bu sistemin daha kalıcı ve verimli hale getirildiğini ifade etti. “Yeni Müfredat, Teknoloji ile Milli Değerleri Harmanlayan Bir Modele Sahip” Prof. Dr. Tekin, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli adı verilen yeni müfredatın temel amacının, milli değerlerle harmanlanmış bir eğitim sistemi oluşturmak olduğunu, bu modelin aynı zamanda teknolojiyi merkeze alarak öğrencilerin 21. yüzyıl becerilerini kazanmalarına katkı sağlayacağını belirtti. Son olarak, üniversitelerin bu süreçteki katkılarının büyük önem taşıdığını vurgulayan Tekin, Atatürk Üniversitesinin bu anlamda örnek bir rol üstleneceğine olan inancını dile getirerek yeni akademik yılın, bu program nezdinde tüm ülke yükseköğretimine hayırlı olması temennisinde bulundu. Program; Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu’nun, Rektör olarak görev yapan Prof. Dr. Hikmet Koçak ile Prof. Dr. Ömer Çomaklı’ya hizmetlerinden dolayı, Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin’e ise ziyareti dolayısıyla hediye takdimiyle sona erdi.
Samsun Üniversite öğrencilerinden kadın cinayetlerine tepki Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Vezirköprü Meslek Yüksekokulu(MYO) öğrencileri kadına yönelik şiddete ve kadın cinayetlerine karşı tepki göstererek yürüyüş düzenledi. Samsun’un Vezirköprü ilçesinde bir grup öğrenci, kadın cinayetlerini ve kadına uygulanan şiddeti protesto etti. Vezirköprü Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan öğrenciler kadın cinayetlerine karşı bir basın açıklaması yaptı, daha sonra yürüyüş düzenlendi. Grup adına konuşan üniversite öğrencileri Beyzanur Bayır ve Zeynep Özbağ yaptıkları konuşmada, "Ne yazık ki yüreğimizi parçalayan kadın katliamları dolayısıyla bu yürüyüşü gerçekleştirmiş olacağız. Bize verilen tüm desteklerden dolayı tüm yetkililere teşekkür ederiz. Ülkemizde yıllar önce kadına seçme ve seçilme hakkı verilirken, içinde olduğumuz bu dönem kadınlara yaşama hakkı verilmiyor. Sesi olan kadın dik duruşuyla tüm dünyayı fethedebilir. Kadınlardan korkmayın, kadınlarımıza güzel sözler söylemek onların ruhunu okşamayı sağlar. Kadınlarımız naif olmasının yanında yeri geldiğinde haksızlıklara boyun eğmeyen cesur ve dirençli bir yapıya sahiptirler. Kadınlarımızı hep el üstünde tutalım. Onların yeri en güzel yıllarında toprağın altı değil sevdiklerinin yanıdır. Kadın canına kast edilmeye, zulüm uygulanmaya değil, sevilmeye değer bir varlıktır. Onu korumak ve ona gereken değeri göstermek tüm insanların görevi olmalıdır. Son olarak bu ülkeye saçlarına çiçek takılan kadınlar dileriz, mezarına toprak atılan değil. Atatürk’ün şu sözleriyle bitirmek istiyoruz: Ey Kahraman Türk Kadını sen yerlerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklerde yükselmeye layıksın" dediler. Açıklama sonrası öğrenciler ellerinde pankart ve dövizlerle sloganlar eşliğinde Vezirköprü’de yürüyüş gerçekleştirdiler.
Ankara MEB, tüm il valiliklerine okulların başlama bitiş saatlerine ilişkin genelge gönderdi Milli Eğitim Bakanlığınca gönderilen genelgede, il bazlı ders saati başlangıç saatlerini belirlemeye valiliklerin yetkili olduğunu, okullardaki ders saatleri planlanırken gün doğumu ve batımı saatleri ile toplumsal şartların göz önünde bulundurulması gerektiği vurgulandı. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in imzasıyla tüm il valiliklerine "okul ve ders saati uygulaması" konulu genelge gönderildi. Genelgede, derslerin başlangıç ve bitiş saatlerinin eğitim ve öğretimi aksatmayacak şekilde düzenlenmesi ve öğrencilerin herhangi bir olumsuzlukla karşılaşmamaları istendi. Mevzuatlarla gün ışığından daha fazla yararlanmak amacıyla bütün yurtta uygulanan mevcut ileri saat uygulamasının sürdürülmesinin kararlaştırıldığı hatırlatılan genelgede, Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nde de ders yılının 180 iş gününden az olmamasının esas olarak belirlendiği aktarıldı. İlk ve ortaöğretim okullarındaki derslerin başlama ve bitiş saatleri ile ilgili olarak Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği ile Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nde yer alan ilgili hükümlere yer verilen genelgede, ayrıca 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda da bölgelerin ve hizmetin özelliklerine göre günlük çalışma saatlerini belirleme yetkisinin illerde valiliklere verildiği anlatıldı. Genelgede, mevzuat hükümleri uyarınca yaz saati uygulamasının devam ettirilmesi nedeniyle "kış saati" şeklinde düzenleme talebine ilişkin olarak il bazlı mesai ve ders saati başlangıç saatlerini belirlemeye valiliklerin yetkili olduğu hatırlatıldı. Gün doğumu ve batımı ile toplumsal şartlar göz önünde bulundurularak okullardaki ders saatlerinin planlanmasının derslerin başlangıç ve bitiş saatlerinin eğitim ve öğretimi aksatmayacak şekilde düzenlenerek öğrencilerin herhangi bir olumsuzlukla karşılaşmamaları için gerekli tüm tedbirlerin alınması istendi.