ASAYİŞ - 12 Aralık 2024 Perşembe 12:37

Köşk Ödemiş karayolunda heyelan

A
A
A
Köşk Ödemiş karayolunda heyelan

Köşk-Ödemiş dağdan kopan dev kayalar büyük bir gürültü ile karayoluna yuvarlandığı heyelanda faciadan dönülürken, olayda can kaybı ve yaralananın olmaması teselli kaynağı oldu.



Olay, Aydın’ın Köşk ilçesine bağlı Akçaköy ile İzmir’in Ödemiş ilçesine bağlı Çayırköyü arasında kalan Çingenuçtu mevkiinde saat 11.30 sıralarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, bölgede birkaç gündür etkili olan yağışların ardından bugün öğle saatlerinde dağlık alanda bulunan dev kayalar büyük bir gürültü ile karayoluna doğru yuvarlanmaya başladı. Zeytin hasat sezonu olması ve Aydın ile Ödemiş arasındaki en kestirme yol olması dolayısıyla oldukça işlek olan yolda meydana gelen heyelan sırasında kimsenin olmaması teselli kaynağı oldu. Heyelanın ardından kayaların yolu tamamen kapatması dolayısıyla karayolu ulaşıma kapandı. Bölgede bulunan vatandaşlar durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine bölgeye ilgili ekipler yönlendirilirken, yolda uzun araç kuyrukları oluştu.



Köşk Ödemiş karayolunda heyelan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Avrupa’da yapay kalp nakli yapan ilk kadın cerrah Dr. Dilek Gürsoy,“Türkiye kendi yapay kalbini ve destekleyen pompalarını üretsin istiyorum” Take Off Girişim Zirvesi için Avrupa’da yapay kalp nakli yapan ilk kadın cerrah Dr. Dilek Gürsoy, İstanbul’da düzenlenen Take Off Girişim Zirvesi’ne katıldı. Türkiye’nin de yapay kalp üretme konusunda iyi olduğunu belirten Kalp Cerrahı Dr. Dilek Gürsoy, “Türkiye kendi yapay kalbini ve destekleyen pompalarını üretsin istiyorum. Çünkü Fransızlar, Amerikalılar, Çinliler, İsveçliler bu konuda önderler. Neden Türkiye olmasın diyorum. Ben eminim ki çok çabuk bir şekilde iyi bir pompa üreteceklerinden. Cerrahi anlamda tecrübeye ihtiyaçları varsa ben zaten buradayım” dedi. Avrupa’da yapay kalp nakli yapan ilk kadın cerrah olarak tarihe geçen Dr. Dilek Gürsoy, Take Off Girişim Zirvesi’ne katıldı. Almanya’da kalp hastalıkları alanında yaptığı başarılı çalışmalarla tanınan Türk Kalp Cerrahı Dr. Dilek Gürsoy, BAYKAR Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar’ın daveti üzerine geldiğini ifade ederek, “Ben ilk başta doktorum, cerrahım, yapay kalp uzmanıyım ve yaptığım işte de bayağı başarılıyım. Aynı zamanda da bu senin başında girişimci oldum. Kendi şirketimi kendi kliniğimi kurdum. Sağ olsun Selçuk Bayraktar burada bir sunum yapmamı uygun gördü. Seve seve geldim. Yapay kalpçi olunca teknikle bir bağlantım var zaten. Benim burada olmamın en büyük sebebi zaten kendisinin azmi, başarısı ve dürüstlüğüdür. Ben böyle insanları severim. Vatana millete hayırlı olan insanları severim. Hizmet sahibi insanları severim. Biz doktor olarak zaten bunu yapıyoruz. Burada gördüklerim ve duyduklarımla beraber çok daha fazla gurur duyuyorum” dedi. “Türkiye kendi yapay kalbini ve destekleyen pompalarını üretsin istiyorum” Türkiye’nin de yapay kalp üretmesini istediğini belirten Gürsoy, “Aselsan ile biz bundan iki sene önce bir tıp fuarında görüşmüştük yapay kalbi anlatmıştık. Ben burada bunu anlatmaya geldim. Türkiye’de hem mühendis hem maddi açıdan imkanlar var. Türkiye kendi yapay kalbini ve destekleyen pompalarını üretsin istiyorum. Çünkü Fransızlar, Amerikalılar, Çinliler, İsveçliler bu konuda önderler. Neden Türkiye olmasın diyorum. Ben eminim ki çok çabuk bir şekilde iyi bir pompa üreteceklerinden. Cerrahi anlamda tecrübeye ihtiyaçları varsa ben zaten buradayım” ifadelerini kullandı. Yapay Kalpten bahseden Gürsoy, “Son evrede kalp yetmezliği yaşayan hastalarımız kalp nakline ihtiyacı olan hastalarımız yakın zamanda kalp nakli bulunamazsa devreye yapay kalpler geçiyor, özellikle tam yapay kalpler, özellikle sol kalbi destekleyen cihazlar. Piyasada şu anda bir tane sol kalbi destekleyen cihaz var. Bir tane de Avrupa’da yapay kalp var. Yani bu da Fransızların. Biri Amerikalıların biri Fransızların. Dünyada 30 milyona kadar kronik kalp yetmezliği hastamız var. Avrupa’da bu 10 milyon. Almanya’da bu 2-3 milyon civarında. Yani sadece iki pompaya muhtacız düşünün yani. Doktor olarak çok endişe halindeyim. Çünkü çok daha fazla olması lazım. Ve her ülkenin de kendi pompası olması şart diye düşünüyorum. Özellikle Türkiye gibi bir devletin, nüfusu zaten belli. Dış devletlere bağımlı kalmamak amacıyla. O yüzden bu girişimler bence önemli. İlla hasta olmayı beklemeyin. Yakınınız da böyle bir problem yaşamasını beklemeyin. Ama şöyle bir gerçek var. Kalp nakli çok önemlidir. Organ bağışı reklamı çok önemlidir. Çünkü şimdiye kadar en iyi standart terapi kalp yetmezliği hastalarımızda organ naklidir. 2024 yılında insanları uzaya uçuruyoruz. Ama tam bir yapay kalp yapamıyoruz. Bu mümkün. Bütçe olduğu müddetçe bu olur. Yeni nesil yapay kalpler Fransızların pompaları var. İsveçlerin pompalarında hayvan denemesi sürecindeyiz. Avusturalyalı bir mühendis pompasını piyasaya çıkardı. 5 tane hastaya takıldı. Gelecekte kablosuz gürültüsüz olacak. Tabi bu biraz zaman alacak. 10-15 sene gibi bir süreç lazım. Pompayı üretmek 2 senelik bir durum değil. Parasızlıktan 20 seneye kadar bir zaman alabiliyor bu süreçler. Araştırmalar iyi gidiyor. Kalp nakline alternatif olacak pompalar da geliyor inşallah” diye konuştu. “Yapay kalbin uzamanı olmanız için 1,2 sene yetmiyor” Yapay kalp uzmanı olmakta 2,3 sene yeterli olmuyor diyen Gürsoy, “Asistan doktor olarak Avrupa’nın en büyük kalp merkezinde çalışmaya başladım. Kalp nakilleri yapılan yapay kalpler yapılan implante edilen bir hastane de başladım. Ameliyatlarına girdim. Derken tecrübe kazandım. Ameliyatları ben yapmaya başladım. Bu 10-15 senelik bir süreç. Yapay kalbin uzamanı olmanız için 1,2 sene yetmiyor. Hatta cerrahi anlamda impilante etmeye yeteneğiniz de yetmiyor. Buna çok büyük bir tecrübe lazım. Uzun vadeli bir tecrübe lazım. Ameliyat sonrası süreç çok önemli. Pompayı 2, 3 saatin içinde takıyorsunuz ama öncesi ve sonrası çok çok daha önemli burada. Çok üzülüyorum bazen bazı cerrahlar var sadece egolarını tatmin etmek için bir tane pompa takalım ikincisini de takalım haberimiz yapılsın bitsin olay diyenler var. Bunlar verimli bir şey değil. Hastane içinde hasta içinde asla verimli değil” dedi. “Tam yapay kalpte 5 yıl yaşayan bir hastamız var” Hastaları sıkı takip altında tutuklarını ifade eden Gürsoy, “Genellikle ameliyat sonrası 4 hafta sonra biz hastalarımızı taburcu ediyoruz. Devamlı takipte tabi. 24 saat telefonla ulaşabilir şekilde hem bize hem de pompa firmalarına hafta da bir bizi ziyarete geliyorlar. Hasta ya nakil olasıya kadar ya da tam teknik bir pompa üretilene kadar bizim takibimizin altında. Tam yapay kalpte 5 yıl yaşayan bir hastamız var. Sol kalbi destekleyen cihazda da 15 seneye 20 seneye ulaşan hastalarımız var. Tam yapay kalp nakil olasıya kadar takılan bir alettir. O yüzden en uzun yaşayan hastamız 5 senelik. 10,15 senelik idare edecek bir pompa yapabilirsek eğer ki plan program bu o zaman da kalp nakline de ihtiyaç kalmayacak” dedi. Girişimlere kendilerine inanıyorlarsa asla vazgeçmesinler diyen Gürsoy, “Ben bir kalp cerrahı olarak kendi kliniğimi kuruyorum. Muayenehane kuran, estetik hastaneler kuran çok insanlar var. Kadın girişimcilerimi de var. Ama benim alanım çok özel. Yapa bildiklerim ortada. Bunları bilerek de sadece birkaç kişi seni engelliyor diye istemiyor diye bu hedeflerden ben vazgeçmem. Bu konuda inat etmek çok önemli kendine inanmak çok önemli ve yılmamak çok önemli. Arada sırada konfor alanından çıkmakta önemli. Paralar harcamak zorundasın. Düşmanlarla bir savaşa girmek zorundasın. Buna mental bir gücün de olması şart. Hastalara faydamın farkında olduğum için asla vazgeçmedim. Kendine güvenen de asla vazgeçmesin” şeklinde konuştu.
Elazığ Elazığ’da ‘Aile Şirketlerinde Kurumsallaşma’ Konferansı Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası tarafından ‘Aile Şirketlerinde Kurumsallaşma’ Konferansı düzenlendi. Elazığ TSO, kentin ekonomisinin gelişmesi adına çalışmalar yürütürken, bir yandan da üyeler ve girişimciler için ihtiyaç duyulan birçok alanda eğitim faaliyetlerini sürdürüyor. Bu amaçla aile şirketlerinin kendi anayasalarını oluştuğuma adına ‘Aile Şirketlerinde Kurumsallaşma’ adlı konferans düzenledi. Konferans konunun uzmanı yazar Onur Yeşilcavdar’ın sunumuyla gerçekleştirildi. Birçok alanda eğitim programları düzenlediklerini dile getiren Elazığ TSO Başkanı İdris Alan, “Geçmiş dönemde yatırımcıların ihtiyaç duyduğu teşvik mevzuatları, ekonomi, hukuk gibi birçok konuda eğitim programları düzenleyen odamız bugün de son yıllarda eksikliğinden kaynaklı çok sayıda olumsuz örneklerini görüp yaşadığımız önemli bir konuyu işlemek istedik. Konunun uzmanı olan ve bu konuda çok sayıda eser kaleme alıp seminerler veren Onur Yeşilçavdar hocamızı sizlerle buluşturmayı planladık ve bugün hayata geçirdik. Son yıllarda aile şirketlerinin kurumsallaşma ilkeleri ve kendi şirket anayasalarını oluşturmamaları sebebiyle sorunlar yaşandığını biliyor, hatta yaşıyoruz. Şirketlerimizin daha sağlam ve ilkeleri oluşturulmuş bir zeminde hizmet vermek amacıyla üyelerimize yönelik düzenlediğimiz aile şirketlerinde kurumsallaşma teknikleri konusunda semineri ben de sizler gibi dikkatle takip edecek ve kendime düşen payı alacağım. Konferansın şahsınız, şirketiniz ve şehrimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum” dedi. Onur Yeşilçavdar ise “Rasyonalize olan şey nedir. Akılcı olan şey kar etmek ve sürdürülebilir kar etmektir. Çünkü bugün yaptığımız iş, bizim çocuklarımıza, çocukları geçtik torunlarımıza onu da geçtik torunlarımızın çocuklarına kadar başarıyla gitmeyecekse neden biz iş kurduk? Firmalarımız, bugün yaptığımız yatırımlar ülkeye hizmet edecek, namerde ve merde muhtaç etmeyecek ve alnımız açık başımız dik olmasını sağlayacak bir yapı değilse bugün itibariyle neden biz bu ömrümüzü harcıyoruz. O zaman bizim şirketteki asıl hedefimiz sürdürülebilir olmaktır. Fakat burada Amerika’yı yeniden keşfetmeye lüzum yok. Şimdi bizim en büyük sorunumuz şu. Amerika’yı yeniden keşfetmiyoruz. Dünyada çok sayıda firma var ve bu iş insanların da sorunları da hep aynı. Bugün ülkemizde yeni kurulan işletmelerin yüzde 73’ü ilk 3 yıl içerisinde kapanıyor. İşletmeleri birer insan gibi düşünürseniz adeta bebek mezarlığı gibi görebilirsiniz Türkiye’yi. Dünyada bu oran daha fazla belki ama girişimciliği bol fakat nihai sonuca az ulaşabilen bir ülke konumundayız. Bunun için şirketlerimizin her şart ve zemine göre hazırlanmışla bir şirket anayasalarının olması ve buna ciddiyetle uyulması gerekiyor” diye konuştu. Başkan Alan, konferansın ardından yazar Yeşilçavdar’a günün anısına plaket takdim etti.
Ordu Halk kütüphanesi, 2 yılda yaklaşık 80 bin kişiye hizmet verdi Ordu Büyükşehir Belediyesi tarafından yaklaşık 2 yıl önce hayata geçirilen halk kütüphanesi, kültür ve kitap dünyasına önemli katkı sunmaya devam ediyor. Her gün onlarca öğrenciye ev sahipliği yapan, ücretsiz internet, bilgisayar ile çay ve çorba gibi ikramlarında bulunduğu kütüphane, şu ana kadar 78 bin 525 kişiye kitap okuma ve ders çalışma imkanı sundu. Büyükşehir Belediyesi, şehirde okuma kültürünün yaygınlaştırılması ve çocukların erken yaşlarda kültür ve sanat eğitimine yönlendirilmeleri amacıyla kütüphane projelerini hayata geçirmeye devam ediyor. Bunlardan bir tanesi olan Altınordu Bahçelievler Mahallesi’ndeki Ulu Camii Halk Kütüphanesi. Modern kullanım alanları ile çocukların ve gençlerin yanı sıra yetişkinlerinde beğenisini kazanıyor. 78 bin 525 kişi yararlandı 2022 yılında açılan ve 430 metrekare kapalı alan içerisinde grup çalışma alanı, tekli çalışma alanı, ofis, arşiv, danışma, kitaplıklar, klimalı ortam, internet imkanı ve lavaboları bulunan modern kütüphane her kesime hitap ediyor. Sosyal aktivite alanı olarak kafe, teras, masa tenisi alanı ve geniş bir bahçe de yer alan kütüphaneyi öğrenciler sıklıkla kullanıyor. Soğuk havalarda da dolup taşan kütüphane gençlere sıcak bir ortam imkanı sunuyor. Açıldığı günden bu yana hizmet veren kütüphane şimdiye kadar 78 bin 525 kişiye ev sahipliği yaptı. “Günümüzün büyük bir bölümü kütüphane de geçiyor” Ordu Büyükşehir Belediyesi Ulu Camii Halk Kütüphanesi ve Millet Kıraathanesi kullanan öğrenciler kütüphaneyi ve ortamını çok beğendiklerini söylediler. Sıcak ve tüm imkanların olduğu bir ortamda ders çalıştıklarını ve kitap okuduklarını aktaran öğrenciler, günlerinin büyük bir kısmını burada geçirdiklerinin kaydettiler. Öğrenciler ayrıca bu imkanı sunan Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler’e de teşekkürlerini ilettiler. Çocuklarını ders çalışmaya getiren veliler de sıcak bir ortamda çocuklarını beklediklerini belirttiler. Kütüphanenin kendilerini de çok etkilediğini aktaran veliler, bekledikleri süre zarfında da emanet kitaplar alarak okuduklarını sözlerine eklediler. Ücretsiz ikramlar veriliyor Öte yandan kütüphane ve aynı zamanda alan içerisinde bulunan Millet Kıraathanesi’ne ücretsiz çay ve su ikramı ile öğle saatlerinde çorba ikramı yapılıyor. Ayrıca kullanıcılara ücretsiz internet hizmeti de sunuluyor.
Konya Konya’da ’Telamiz-i Konevi-4 Sergisi’ açıldı Hazreti Mevlana’nın 751. Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Etkinleri çerçevesinde Konya’nın merkez Meram İlçe Belediyesi ile Hattat Hüseyin Öksüz (Konevi) ve talebeleri iş birliğiyle düzenlenen "Telamiz-i Konevi-4 Hat Sergisi" düzenlenen törenle açıldı. Tantavi Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen serginin açılışında konuşan Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş, "Bugün burada 4. sergimizi açıyoruz. Her geçen gün eser ve öğrenci sayısı artıyor. Zenginleşerek, daha doğrusu bereketlenen Telamiz-i Konevi sergilerimiz var. İlk başladığımız günü hatırlıyorum, bu yıl 4’ncüsünü yapmışız. Allah uzun yıllar yine burada sağlıkla bu sergileri yapmayı nasip etsin. Tabii ki eser ve öğrenci sayısı bereketlenerek olsun. Hüseyin hocamın burada 73 tane eseri var. 2 tanesi kendisinin yazdığı ve 71 öğrencisinin eserleri var. Bilirim ki eser sadece ortaya koyduğunuz ürün değildir, onunla beraber mesleğinizi ya da uğraştığınızı bir başkasına aktarmışsanız, onlar da eserdir. Onlar kendisinin hem öğrencisi, aynı zamanda da eseridir. Burada hocamın tam tamına 73 tane eseri var. Nasıl kendi eliyle yazdığı eserler birbirinden kıymetli ise sergilenirken hem paha olarak, hem görsel olarak, hem kıymet olarak ne kadar değerliyse, yetiştirip el vermiş olduğu öğrencileri de aynı o eserler gibi birbirinden kıymetlidir" dedi. 29 Aralık tarihine kadar açık olacak olan sergide, 2’si Hüseyin Öksüz’e ve 113’ü 71 öğrencisine ait olmak üzere toplam 115 eser yer alıyor. Serginin açılışına Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş, Hattat Hüseyin Öksüz, Öksüz’ün öğrencileri ve vatandaşlar katıldı.