GÜNDEM - 21 Ekim 2024 Pazartesi 12:40

Efeler Belediyesi’nden anlamlı etkinlik

A
A
A
Efeler Belediyesi’nden anlamlı etkinlik

Efeler Belediyesi, çevre bilinci oluşturmak ve iklim değişikliğiyle mücadeleye dikkat çekmek amacıyla 24 Ekim 2024 Perşembe günü ’Şehri Temiz Tut, İklimi Koru, Geleceğe Yön Ver!’ sloganıyla kapsamlı bir farkındalık etkinliği düzenleyecek .



Organizasyon kapsamında çevre kirliliğinin şehirler ve doğal alanlar üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekilerek, daha temiz bir çevre ve sağlıklı bir gelecek için atılması gereken adımlar vurgulanacak. Vatandaşlar, çöp toplama ve yürüyüş gibi aktivitelerle hem fiziksel olarak çevre temizliğine katkıda bulunacak hem de geri dönüşüm ile atık yönetimi konusundaki farkındalıklarını artıracaklar. Bu kapsamda katılımcılara, çevreyi koruma konusunda bireylere düşen sorumluluklar hatırlatılacak. Ayrıca, doğaya zarar veren atıkların ortadan kaldırılması ve geri dönüşümün teşvik edilmesi amacıyla çeşitli atölye çalışmaları da yer alacak.



Kemer Mahallesi AYKO 1 Caddesi Yürüyüş Parkuru’nda saat 11.00’de başlayacak olan etkinliğe katılmak isteyen vatandaşların saat 10.00’da Efeler Belediyesi hizmet binası önü veya 10.30’da Bey Cami önünden hareket edecek servis araçlarıyla alana ulaşabileceklerini belirten Efeler Belediye Başkanı Anıl Yetişkin, tüm Efeler halkını etkinliğe davet etti.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Balık tezgahlarında son 3-4 senenin en bol palamut sezonu yaşanıyor İstanbul’daki balık tezgahlarında son 3-4 senenin en bol palamut sezonu yaşanıyor. Balıkçı esnafı tutulan palamutların 1 kilonun üzerinde olduğunu söyledi. Yaklaşık 1 kilogram olan palamutlar 150 liradan satılıyor. Balık tezgahlarında palamut bolluğu yaşanıyor. Son 3-4 yılın en bol ve en iri palamut sezonu olduğu belirtiliyor. Palamudun tanesi 1 kiloyu geçiyor. Balıkçılar, tanesi 150 liradan satılan palamutların 20 gün daha bol olacağını belirtiyor. 20 gün sonra palamudun azalmasıyla, çinekop, hamsi, mezgit ve lüfer balığının bollaşacağı belirtiliyor. Balık tezgahlarında mezgit balığının kilosu 250 lira, deniz levreği 500 lira, deniz çuprası 500 lira, çinekop 700 lira, lüfer balığının tanesi ise 400 liradan satılıyor. “Bu senenin favorisi palamut” Bu sene palamudun bol olduğunu belirten balıkçı Şafak Gün, “Bu sene tezgahın ve vatandaşın sofrasının favori balığı palamut. 3-4 senede bir palamut bolluğu oluyor. Bu sene de o senelerden birisi. Palamut şu anda bolca var. Vatandaşa tek diyeceğim şey palamut bolluğu varken çokça alıp dolaplarına koysunlar. Bu bolluk 10-15 gün sonra azalacak. Şu anda palamudun 1 tanesi 150 liradan satılıyor. Ayrıca bu sene tutulan palamutlar 1 kilonun üzerinde. Öyle küçük palamut yok. Palamut bu sene ayrı bir lezzetli” dedi. “Palamut için son 20 gün” Gün, “Palamut 10-20 güne azaldığı zaman diğer balıkların dönemi başlayacak. Deniz bu sene baya verimli. Tezgahlarda palamuttan sonra çinekop, hamsi, mezgit ve lüfer balığı bolca görülecek. Mezgit balığının şu anda kilosu 250 lira. Deniz levreğinin tanesi 500 lira, deniz çuprası 500 lira, çinekopun kilosu 700 lira, lüfer balığının tanesi 400 lira, barbun balığı ise 700 lira. Diğer balıklarda şu anda fiyat biraz yüksek fakat 10 ile 20 gün sonra bu balıkların da fiyatları yarı yarıya düşecek. Şu an deniz biraz sıcak. İlerleyen günlerde hava soğuduğunda balıklar yüzeye çıkacaktır ve tutulacaktır. O zaman fiyatlar yarıya düşecek. Bu sene denizde her tür balık bol” ifadelerini kullandı. “Palamutlar bu sene çok iri ve etli” Palamutların bu sene oldukça iri olduğunu belirten balıkçı Erkan Sarıyaprak, “Şu anda çok yoğun bir palamut bolluğu var. Şu an tam Palamut mevsimi. 15 gün sonrada çinekop, sarı kanat ve lüfer başlayacak. Son 4 - 5 yılın en yoğun palamut bolluğunu yaşıyoruz. Palamudun tanesi 150 liradan satılıyor, 1 tanesi 1 kilonun üstünde geliyor. 1 Palamut 3 kişiyi rahat doyurur. Bu bolluk yaşanmadan önce 500 gramı 150 liraydı, şu anda balık büyüdü 1 kiloyu geçti fakat bollaştı fiyat da ucuzladı. Hamsi biraz kendini gösteriyor ama şu anda tam bolluk var diyemeyiz. 15 gün sonra palamut azalınca diğer balıkları görmeye başlayacağız. Hamsiyi de bu sene yoğun bekliyoruz” şeklinde konuştu.
Aydın Didim’de çiftçiler zirai ilaç ambalajlarını getirerek sıvı gübre kazanıyor Çevre koruma bilincini artırmak amacıyla başlatılan Zirai İlaç Ambalaj Atıklarının Toplanması ve Bertaraf Projesi kapsamında Didim İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü zirai ilaç ambalajlarını geri getiren çiftçilere sıvı gübre hediye ederek, çevreye duyarlılık gösteren üreticileri ödüllendiriyor. Zirai İlaç Ambalaj Atıklarının Toplanması ve Bertaraf Projesi kapsamında çiftçiler kullanılmış zirai ilaç ve gübre ambalajlarını toplamaları teşvik edilerek getirilen boş zirai ilaç ve gübre ambalaj kutusu karşılığında ödüllendiriliyor. Uygulama çerçevesinde İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerine 10 adet ambalaj getiren üreticiye 1 litrelik sıvı gübre hediye ediliyor. Ödüllendirme sistemiyle çiftçilere çevre bilincini artırma ve atık yönetimi konusunda farkındalık oluşturma hedeflenirken, aynı zamanda tarımsal faaliyetlerde kullanılan ambalaj atıklarının çevreye zarar vermesinin önüne geçilmesi amaçlanıyor. Didim İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından bu tarz teşvik programlarının çevre bilincinin yaygınlaştırılması ve sürdürülebilir tarımın desteklenmesi açısından önemli olduğu belirtilirken, atıkların toplanmasıyla birlikte çevre koruma bilinci arttırılarak tarım alanlarında da daha sağlıklı bir çevre oluşturulması hedefleniyor. Didim İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü yetkilileri, "Atık ambalajlarını duyarlılık göstererek getiren çiftçilerimize teşekkür ediyoruz" ifadelerini kullanarak çiftçileri projeye katılmaya çağırdı.
Kayseri E-kitaba talep artıyor Bilişim Uzmanı Hakan Topuzoğlu, e-kitabın kullanım kolaylığından dolayı artık daha fazla tercih sebebi olduğunu söyleyerek, “E-kitap piyasasının dünya çapında hacmi 388 milyar dolara ulaştı” dedi. Basılı kitapların fuarlar sayesinde okuyuculara ulaştığını fakat dijital mecralar ile e-kitabın da ortaya çıktığını söyleyen Hakan Topuzoğlu, “Elbette yapılan fuarlar sayesinde bası kitaplar okuyucularına ulaşıyor. Ancak dijital mecranın gelişmesiyle birlikte e-kitap dediğimiz elektronik kitaplar, dijital kitaplar da ortaya çıkmış durumda. Şu anda dünyada 388 milyar dolarlık bir hacme sahip. Her geçen gün de bu hacim daha da büyümekte. Aslında e-kitap yazım süreci çok daha avantajlı durumdadır. Yani bir konuda bilgisi olan, araştırma yapabilen kişiler bunları geleneksel bildiğiniz programlarla ya da özel e-kitap yazmakla ilgili kullanılan bir takım programlar var. O programlarla hemen yazılı hale getirebiliyorlar ve hızlı bir şekilde bunları PDF formatında Google ve kitaplar gibi ya da buna benzer mecralarda da çok rahat bir şekilde okuyucuyla buluşturabiliyorlar. E-kitapların en büyük avantajı maliyet anlamında çok daha uygun fiyatlara mal olması. Bu sebeple çok da uygun fiyatlarla da satışa sunulmaktadır. Elbette burada bir baskı süreci olmadığı için de matbaa giderleri ortadan kalkmış durumda. Aynı zamanda bir e-kitap milyonlarca kez satılabildiği için telif maliyetleri de çok düşük hale gelmektedir. Hem yazarlar için büyük bir avantaj oluşturmakta hem de okuyucular için de bilgiye daha ekonomik bir şekilde ulaşmak gibi bir imkan sağlamaktadır” Topuzoğlu, e-kitapların pazardaki gücünü günden güne arttırdığını söyleyerek, “Elbette aslında incelediğimiz zaman e-kitaplar her geçen gün pazardaki gücünü daha da artırmaktadır. Bizim dünya çapında bildiğimiz platformlarda bir e-kitap binlerce, yüz binlerce, on binlerce kez satılmakta. Hal böyle olunca yazarlar da bu tarafa daha fazla eğim göstermekte. Aynı zamanda okuyucu da aradığı her kitabı dijital mecralarda daha kolay bulabildiği için; örnek veriyorum biz yeni bir teknolojiyle tanışmak, buluşmak istediğimiz zaman belki de Türkçe kaynaklara ulaşamıyoruz ya da basılmış kaynaklar bulamıyoruz. Ancak internet üzerinden bahsettiğim mecralar ya da farklı platformlarda bunları çok daha rahat ulaşarak hatta böyle global anlamda 1 dolar, 2 dolar gibi Türk Lirası’na çevirdiğimiz zaman ise 50-100 TL arasında bir ücret ödeyerek çok önemli bilgilerin olduğu kitapları da satın alabiliyoruz. Aslında şöyle söyleyebiliriz; e-kitaplarla ilgili imza günü olmuyor ama yine kitap yazarlarının da bildiğimiz programlar üzerinden toplantıları ya da sohbetleri, seminerleri oluyor. Bunlara katılıp soru sorabiliyoruz. Biz de bu anlamda bu mecrayı çok fazla kullanmaya çalışıyoruz. Aynı zamanda şunu söylemek istiyorum.1998 yılında yayınlanmış bir kitabım var. Şu an buna ben bile zor ulaşıyorum ama bu dijitalde olmuş olsaydı belki de asırlarca buna ulaşılabilecekti. Aslında bu açıdan da geleneksel kitap yayınevi anlayışının kendini revize ederek, kendini güçlendirerek en kısa zamanda e-kitap sektörüne, e-kitap mecrasına geçmesini de tavsiye ediyorum” ifadelerini kullandı.