KÜLTÜR SANAT - 16 Aralık 2024 Pazartesi 14:34

Doğaseverler, Aydın’ın Göbeklitepe’sini yeniden keşfetti

A
A
A
Doğaseverler, Aydın’ın Göbeklitepe’sini yeniden keşfetti

Aydın’ın Çine ilçesinde 2 bin 600 yıllık olduğu değerlendirilen tapınak, çeşmeler ve kayadan yapılmış heykellerin bulunduğu, Madran Dağı arkasındaki Gerga Antik Kenti’ni gezen doğaseverler, gerçekleştirdikleri gezi ile bölgenin bilinmeyenlerini keşfetti.



Aydın’ın tarihi ve doğal güzelliklerinin korunması adına önemli çalışmalar yapan Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği’nin (EKODOSD) her hafta düzenledikleri gezi turlarının bu haftaki durağı Gergakome Kutsal Alanı (Gerga Antik Kenti) oldu. Çine ilçesinde yer alan antik kenti gezen doğaseverler, Aydın’ın Göbeklitepe’si olarak da bilinen bölgede incelemelerde bulundu. Rehber eşliğinde gerçekleştirilen gezide doğaseverler antik kentin ve bölgenin bilinmeyenlerini keşfetti. Adeta dünyada benzeri olmayan ve gizemi çözülememiş bir kutsal alan olan Gergakome’deki tapınak ve kayadan yapılmış heykelleri, dikkatle inceleyen doğaseverler, bölgede yapılan kaçak kazılara da dikkat çekti.



Her zaman olduğu gibi doğa ve kültür gezilerinin devam edeceğini ifade eden EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, gezi ile ilgili bilgi vererek “Aydın’ın dünyaca ünlü bilinen antik kentlerinin yanında pek fazla bilinmeyen gizemli ve heyecan uyandıran Aydın’ın Göbeklitepe’si diyebileceğimiz Gergakome Kutsal Alanını ziyaret ettik. Profesyonel turist rehberi Hakan Bahçecioğlu tarafından alanla ve Marsyas hikayesiyle ilgili bilgi verildi. Batı Anadolu’daki seyahati sırasında buraya gelerek ‘Bana göre daha büyüleyici bir yer yoktur. Gerga’yı görmek için çaba sarf eden hiç kimse, gününü boşa harcadığını düşünmeyecektir.’ diyen George E. Bean’ın ne kadar haklı olduğunu Gerga’yı gezerken düşündük. 2008 yılında Gerga’ya geldiğimizde, kaçak kazı yapanlar tarafından bazı alanların kazıldığını ve kutsal yapının arkasındaki blokların bazılarının yerinden çıkarıldığını ve define arandığını görerek, taşların yerine konulmadığı takdirde kutsal yapının çökme ihtimali olduğunu belirtip Aydın Arkeoloji Müzesi’ni bilgilendirmiştik. İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Murat Çekilmez’in bilimsel danışmanlığında Aydın Arkeoloji Müzesi ile birlikte 2020 yılından beri temizlik ve kurtarma kazıları devam ettiriliyor. Kutsal yapının arkasındaki taşlar yerine oturtuldu ve yıkılma tehdidi ortadan kalktı” dedi.



“Aydın turizmine kazandırılması çok önemlidir”


Gerga’nın geniş coğrafyasında yürürken heyecan uyandıran birçok sürprizle karşılaştıklarını da sözlerine ekleyen Sürücü; “Türkiye’nin başka yerlerinde pek fazla görülmeyen ilginç yazı tiplerinin devasa boyuttaki gnays kayaların üzerine kazındığını gördük. İlginç coğrafyadaki bu yazılarının kayaların üzerine yazılmasının sırları bir gün açığa çıkacak ve Gerga Kutsal Alanı’ndaki çözülmeyi bekleyen soruların yanıtı netleşecektir. Kutsal yapının yanındaki aslan ayaklarının ve boğa başının olduğu heykelin büyük ölçüde korunmuş olarak günümüze kadar geldiği, taş stellerin, çeşme yapılarının hala ayakta olduğunu hayranlıkla izledik. Gerga’nın ne kadar geniş bir coğrafyaya yayıldığını yakınındaki köylerde bulunan ve devşirme olarak kullanılan malzemelerden de gördük. Görülmesi pek mümkün olmayan yerlerde bile yazıların bulunduğu bu gizemli kutsal alanın korunması ve korunarak kullanılması için yeterli önlemlerin alınarak Aydın turizmine kazandırılması çok önemlidir. Zeytin zamanı haricinde yerel halkın bile pek uğramadığı bu ıssız alan kaçak kazılarla tehdit altındadır. Alanın bazı yerlerine mutlaka fotokapan yerleştirilmelidir” şeklinde konuştu.



“Göbeklitepe gibi ışık tutacak çok önemli kültür varlıklarının meydana çıkacaktır”


Aydın’ın coğrafyasının bütüncül olarak korunması gerektiğinin altını çizen Sürücü; “Aslında Latmos (Beşparmak) Dağları’nın devamı olan bu bölgeye bütüncül bir şekilde bakmak lazımdır. Latmos Dağları, Gökbel Dağı ve Madran Dağları hem doğal kaynak türleri açısından hem de günümüze kadar gelmiş eşsiz güzellikteki kültür varlıkları açısından zenginliklerle dolu çok önemli yerlerdir. Bu alanlarda henüz keşfedilmemiş belki de insanlık tarihine Göbeklitepe gibi ışık tutacak çok önemli kültür varlıklarının meydana çıkacağını tahmin ediyoruz. Aydın’ın bu çok önemli coğrafyası bütüncül olarak korunmalı ve sürdürülebilir bir şekilde ülkemiz turizmine kazandırılarak tüm dünyaya tanıtılmalıdır” dedi.



Doğaseverler, Aydın’ın Göbeklitepe’sini yeniden keşfetti

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu ’Cinsel istismar’ suçundan 16 yıl hapis cezasına çarptırıldı, duruşma salonunda tutuklandı Kastamonu’da 16 yaşındaki çocuğa cinsel istismarda bulunduğu iddiası ile açılan davada 16 yıl hapis cezasına çarptırılan sanık, duruşma salonunda tutuklanarak cezaevine gönderildi. Kararın açıklanmasıyla birlikte sanık ve mağdurun yakınları, birbirleriyle kavga etti. Olay, geçtiğimiz yıl Kastamonu’da il merkezinde meydana geldi. İddialara göre, A.U., aile yakınlarının kız çocuğu olan 16 yaşındaki D.G.’yi okula bırakmaya başladı. Bir süre sonra D.G., ailesine A.U.’nin kendisine birkaç kez cinsel istismarda bulunduğunu anlattı. Bunun üzerine D.G.’nin ailesi, A.U.’dan şikayetçi oldu. Ailenin şikayeti üzerine A.U., Gözaltına alınarak tutuklandı. 1 ay cezaevinde kalan A.U., daha sonra tahliye edildi. A.U. hakkında “çocuğun cinsel istismarı” suçundan Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı. Davanın karar duruşması görüldü. Tutuksuz yargılanan A.U., hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, kendisine iftira atıldığını söyledi. A.U., “Mütalaaya katılmıyorum. Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum. Çirkin bir iftira atılıyor. Suçsuzum, beraatımı talep ediyorum” dedi. Mahkeme heyeti, sanık A.U.’yu 16 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırarak, duruşma salonunda tutuklanmasına karar verdi. Kararla birlikte sanık A.U., polis ekiplerince cezaevine teslim edilmek üzere gözaltına alındı. Duruşmanın ardından sanık ve mağdurun aileleri, duruşma salonu önünde ve adliye bahçesinde birbirleriyle kavga etti. Kavgayı, polis ayırdı. (Vİ-MK-
Ankara Mevlüt Çavuşoğlu: “Suriye’yi bölmek için herkesin hamlesini Türkiye boşa çıkarmıştır” TBMM NATO Parlamenter Asamblesi Türk Delegasyonu Başkanı ve eski Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Terör ve göç konusunda biz de çok ciddi sorunlarla karşı karşıya kaldık ama bölgede mevcudiyet gösteren yabancı ve yerel devlet ve devlet dışı pek çok aktörün, Suriye üzerinde ABD, Rusya, İran ve İsrail gibi ülkelerin rekabeti de bölgedeki güvenlik tehdidini daha da artırmıştır” dedi. TBMM NATO Parlamenter Asamblesi Türk Delegasyonu Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Kariyer Yönetimi Uygulama ve Araştırma Merkezi’nce düzenlenen “Uluslararası İlişkilerde Güncel Gelişmeler” başlıklı programa katıldı. Burada konuşan Çavuşoğlu, Suriye’nin 2011’den bu yana hem Türkiye için hem de bölge için tehdit ve istikrarsızlık unsuru olduğunu kaydetti. Terör ve göç konusunda Türkiye’nin çok ciddi sorunlarla karşı karşıya kaldığını belirten Çavuşoğlu, “Bölgede mevcudiyet gösteren yabancı ve yerel devlet ve devlet dışı pek çok aktörün Suriye üzerinde ABD, Rusya, İran ve İsrail gibi ülkelerin rekabeti de bölgedeki güvenlik tehdidini daha da artırmıştır” dedi. Çavuşoğlu, Türkiye’nin en başından beri Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve egemenliğini savunduğunu söyleyerek, şunları kaydetti: “Suriye’yi bölmek için terör örgütleri dahil herkesin hamlesini ve çalışmasını Türkiye bugüne kadar Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde boşa çıkarmıştır. Özellikle de Suriye sorununun, Suriye halkının meşru talepleri çerçevesinde çözülmesi gerektiğini Türkiye hep vurgulamıştır. Şu anda geldiğimiz noktada Suriye’de geniş çaplı çatışmaların başlaması ve muhalefetin başta Şam ve Halep olmak üzere önemli bölgeleri ve şehirleri ele geçirmesiyle birlikte hızlı ilerleyişinin ve zalim Esad rejiminin yıkılmasının 10 gün gibi kısa bir süre içerisinde yıkılmasının nedeni bu ülkenin 2011’den bu yana birbirine girmiş sorunlarının çözülememesidir.” “Türkiye olarak biz risklerin ortadan kaldırılması için çaba sarf ediyoruz” Suriye’nin geleceğini Suriye halkının şekillendirmesi gerektiğini ifade eden Çavuşoğlu, bu anlamda da Suriye halkının desteklenmesi gerektiğini söyledi. Çavuşoğlu, uluslararası toplumun Suriye halkına destek vermesi gerektiğini belirterek, “Esad rejiminin sona ermesi önemli bir fırsat. Bundan da büyük bir memnuniyet duyduk ama risklerin tamamen ortadan kalktığını da söyleyemeyiz. Hatta ilave riskler de oluşturma potansiyeline sahip bir ülkeden bahsediyoruz. Dolayısıyla Türkiye olarak biz risklerin ortadan kaldırılması için çaba sarf ediyoruz” diye konuştu. Geçiş sürecinin sükunet ve güven içinde tamamlanması için tüm uluslararası, bölgesel ve küresel aktörlere de yapıcı, ılımlı tutum sergilemesi konusunda gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gerekse Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve ilgili kişilerin bu önerilerde bulunduklarını ifade eden Çavuşoğlu, “Türkiye olarak biz nasıl bir Suriye istiyoruz? Yeni kurulacak iradenin hiç kimseyi dışlamaması gerekiyor. Kökeni, etnik kökeni, dini inancı ne olursa olsun herkesin dahil edilmesi gerekir. Ülkenin birliği ve bütünlüğü de bu şekilde temin edilir diye düşünüyoruz. Yine ülkenin birliğinin ve toprak bütünlüğünün korunması bizim için de hayati derecede önemlidir” dedi.