ASAYİŞ - 26 Mart 2025 Çarşamba 11:51

Akaryakıt istasyonunu savaş alanına çevirmişti

A
A
A
Akaryakıt istasyonunu savaş alanına çevirmişti

Aydın’ın Kuşadası ilçesinde akaryakıt istasyonunu savaş alanına çeviren ve alkollü olduğu iddia edilen minibüs şoförünün, öncesinde alışveriş merkezinde trafiği tehlikeye düşürdüğü, bir kadının ise ölümle burun buruna geldiği anlar vatandaşlar tarafından cep telefonu kamerasıyla kaydedildi.


Olay, Yavansu Mahallesi Karaova Sokak üzerinde bulunan bir akaryakıt istasyonunda dün akşam saatlerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, alkollü olduğu iddia edilen minibüs şoförü K.L. (32), akaryakıt istasyonunda bir otomobil sürücüsü ile tartışmaya başladı. Otomobil sürücüsünün bölgeden uzaklaşmasının ardından K.L. ve etraftaki kişiler arasında yaşanan tartışma kavgaya dönüştü. K.L. kavgayı bırakıp 09 M 3573 plakalı minibüse binerek benzin istasyonuna dalıp aracını çalışanların üstüne sürdü. Minibüs, önce akaryakıt pompalarına çarptı ardından bir motosikleti altına alarak sürükledi. Minibüs şoförü K.L. ortalığı savaş alanına çevirdi. Yapılan ihbarın ardından bölgeye polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Polis ekipleri K.L.’yi gözaltına aldı. Olayda yaralanan bir kişi hastaneye kaldırılırken, akaryakıt istasyonunda ve motosiklette büyük çapta maddi hasar meydana geldi.



Alışveriş merkezini de karıştırmış


Polis tarafından gözaltına alınan ve 179 promil alkollü olduğu tespit edilen minibüs şoförü K.L.’nin akaryakıt istasyonunu savaş alanına çevirmeden önce, Kuşadası’ndaki bir alışveriş merkezinde trafiği ve yayaları tehlikeye düşürdüğü ortaya çıktı. Minibüs şoförü K.L.’nin alışveriş merkezi içinde hızlı bir şekilde manevra yapması, yayaları tehlikeye düşürmesi ve bir kadının ölümle burun buruna geldiği anlar ise çevredeki vatandaşlar tarafından cep telefonu kamerasına yansıdı. K.L.’nin emniyette işlemlerinin devam ettiği ve adliyeye sevk edilmesi bekleniyor.



Akaryakıt istasyonunu savaş alanına çevirmişti

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Prof. Dr. Yücel Namal, "Macaristan’da Osmanlı Döneminde dini hoşgörü hüküm sürmüştür" Türk-Macar ilişkileri üzerine çalışmalar yapan Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Yücel Namal, Macaristan’da İslam’ın resmi din olarak kabul edilmesinin 109. yılı dolayısıyla açıklamalarda bulundu. Osmanlı Devleti’nin 150 yıl süren Macaristan hakimiyeti döneminde dini hoşgörünün hâkim olduğunu belirten Prof. Dr. Yücel Namal, Macaristan’daki en önemli İslam eserlerinden birinin Gül Baba Türbesi olduğunu ifade etti. Namal, "Gül Baba, Osmanlı ordusuyla birlikte Macaristan’a gelmiş ve Budin’in fethi sırasında hayatını kaybetmiştir. Bu süreçten sonra türbesi, Macaristan’daki ve çevre bölgelerdeki Müslümanlar için önemli bir merkez haline gelmiştir" ifadelerine yer verdi. Berlin Antlaşması ile Müslüman nüfusun Bosna-Hersek, Avusturya-Macaristan tarafından işgal edildiğini ifade eden Namal, "93 Harbi dediğimiz 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonrasında imzalanan Berlin Antlaşmasıyla (13 Temmuz 1878) Müslüman nüfusun yoğun olduğu Bosna-Hersek’in, Avusturya-Macaristan tarafından işgal edilmiştir. Böylece birçok Müslüman geçici ya da sürekli olarak Macaristan’a yerleşmiştir. Macaristan’daki ve Bosna-Hersek’teki Müslümanlar dini bayramlar vesilesiyle Budapeşte’de bulunan Müslümanların tek kutsal yeri olan Gül Baba türbesinde buluşuyorlardı" dedi. 1909 yılında Osmanlı Hükümeti tarafından Macaristan’a gönderilen imam Abdüllatif Tanrısever’in Türk öğrenciler için öğretmen olarak görevlendirildiğini belirten Prof. Dr. Yücel Namal, Abdüllatif Efendi’nin Gül Baba Türbesi’nde cuma ve bayram namazları kıldırarak hutbeler verdiğini söyledi. Namal, "Birinci Dünya Savaşında yapılan müttefiklik ve bunun sonucunda doğan dostluğun neticesi olarak 5 maddelik İslamiyetin Macaristan da resmi din olarak kabulünü içeren yasa 30 Mart 1916 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu yasa Avrupa kıtasında müstesna bir örnek olarak tarihteki yerini almıştır. Bu yasanın çıkmasında başta Macaristan’daki Başşehbender Ahmet Hikmet Müftüoğlu ve Bosna-Hersekli Müslümanların önemli katkısı olmuştur. Bu yasa Avrupa kıtasında çoğunluğu Müslüman olmayan bir ülkede kabul edilmesi açısından da önemlidir" diye konuştu.