YEREL HABERLER - 24 Mart 2012 Cumartesi 14:18

BEYAZ ALTIN İÇİN SÖKE`DE ÇALIŞTAY

A
A
A
BEYAZ ALTIN İÇİN SÖKE`DE ÇALIŞTAY

Türkiye`de pamuğun ana vatanı olarak bilinen Söke, pamuk çalıştayına ev sahipliği yapacak.
Söke Ticaret Borsası Başkanı Bertan Balçık 9 Nisan`da yapılacak olan Çalıştay`a Ulusal Pamuk Konseyi Başkanı Barış Kocagöz, Tariş Pamuk Birliği Başkanı M. Beliğ Azbazdar`ın yanı sıra bölge ziraat odası yöneticilerin katılacağını söyleyerek; ``Bölgemizin olduğu kadar ülke ekonomisi içinde önemli bir ürün olan pamukta maalesef bu sezon hayal kırıklığına uğranıldı. Pamuk üretiminden kaçış başlaması yaşanılan tehlikeyi ortaya koymakta. Bu nedenle 9 Nisanda Söke de ev sahipliğini yapacağımız pamuk çalıştayına önemsiyoruz`` dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sinop Sinop’ta doğanın renk cümbüşü mest etti Türkiye’nin en kuzeyi Sinop’ta sonbaharda denizle kesişen eşsiz ormanların oluşturduğu renk cümbüşü, kartpostallık görüntüler oluşturuyor. Karadeniz’in gözde kenti Sinop’ta sonbaharın gelmesiyle ağaçlar yeşil rengini sarı tonlarına bıraktı. Yüzölçümünün yüzde 64’ü ormandan oluşan Sinop’ta Boyabat ve Erfelek bölgesindeki ormanlarda oluşan kartpostallık manzaralar dron ile havadan görüntülendi. Sinop Kültür ve Turizm Derneği Başkanı Ahmet Çobanoğlu, Sinop’un sonbahar turizmine uygun olduğunu belirterek, “Sonbahar, Sinop’un bence en güzel zamanlarından birisi. Biz genellikle yaz turistlerini bekliyoruz ama aslında sonbahar ve ilkbahar da çok özel. Şu anda sonbahar yaprakları ve renkleri, bütün ormanlarımızı sardı. Sinop, ormanlarla çevrili bir şehir. Çünkü, hem batıya doğru olan yollarında, yani Ayancık-Erfelek tarafında, hem de Gerze yolunda çok güzel manzaralar var. Bir tarafı deniz, diğer tarafı ormanla çevrili bu yollar, harika doğa görüntüleri sunuyor. Yürüyüş yollarımız da oldukça fazla. İnceburun, Akliman, Erfelek ve Ayancık gibi bölgelerde, bu rotaların her biri şu anda renk cümbüşüyle dolmuş durumda. Sonbahar, Sinop’un bence en güzel zamanı. Ayrıca, eğer biraz dikkatli bakarsanız, arkamızda balıkçı teknelerinin de renk cümbüşünü görebilirsiniz. Şu anda balıklarımız da avlanıyor, bu da Sinop’umuzun sonbahar turizmi için ne kadar uygun olduğunu gösteriyor. Misafirlerimiz için harika bir deneyim sunuyoruz” dedi.
Ankara Yeniden Refah lideri Erbakan: "İsrail ile ticaretimiz yoksa İstanbul ve Mersin’de İsrail şirketlerine ait gemiler ne arıyor” Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Gazze’de soykırım uygulayan İsrail’le ticaretin devam ettiğine dair iddialara ilişkin, "İsrail ile ticaretimiz yoksa İstanbul ve Mersin’de İsrail şirketlerine ait gemiler ne arıyor" dedi. Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, sosyal medya hesabından bir video paylaştı. Erbakan, son günlerde tartışma konusu olan İsrail ile ticaretin devam ettiğine dair iddialara ilişkin konuştu. “Soykırıma karşı hayatta kalmaya çalışan Filistinliler bu kadar malzemeyi ne yapacak?” İktidarın "İsrail ile ticareti kestik, ticaret Filistin ile yapılıyor" açıklamalarına inanmadıklarını ve ticaret adı altında çelik, çimento ve ham madde, maden ürünleri ve elektronik ürünlerin, soykırıma ve açlığa karşı savaşan Filistinlilerin ne işine yarayacağını soran Erbakan, şunları kaydetti: "Filistinliler bu kadar çimentoyu, ham maddeyi, kimyevi ürünleri, elektronik ürünleri ne yapacak? Böyle bir şey akla ve mantığa uygun değil. Tabi bununla beraber iki ülke arasında ticaret son bir yılda bin katına, on bin katına çıkması mümkün değildir. Maalesef Yeniden Refah Partisi olarak uzun zamandan beri şüphelenmekte ne kadar haklı olduğumuz husus gelişmelerle bir kez daha ortaya çıkmış durumdadır. Bir defa Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine baktığımızda ne görüyoruz? Filistin ile çelik ihracatımız bir yılda yüzde 5 bin 400 oranında, çimento ve toprak ürünleri ihracatımız bir yılda birden bire yüzde 2 bin 500 oranında artış gösteriyor. Elektrik ve elektronik ürünleri ihracatımızdaki artış bir yılda yüzde 21 bin oranında, kimyevi maddeler ve mamulleri ihracatımız yılda yüzde 8 bin 575 oranında artış gösteriyor madencilik ürünleri ihracatımız yüzde 1 milyondan fazla artış gösteriyor. Makine ve makine aksamları ticaretimiz bir yılda yüzde 31 bin oranında artış gösteriyor.” "İki ülke arasında ticaretin 1 senede bin katına çıkması mümkün değildir" Erbakan, iki ülke arasındaki ticaretin 1 senede bin katına, 10 bin katına çıkmasının mümkün olmayacağını ve bu durumun hayatın olağan akışına aykırı bir durum olduğunu belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu gerçekler karşısında yetkililer sürekli olarak ‘biz İsrail’e herhangi bir şey göndermiyoruz bu yapılan ticaret tamamen Filistin’e yapılan bir ticarettir’ diyorlar. Biz de diyoruz ki evet resmi olarak evrak üzerinde bu ticaret Filistin’e yapılıyor gözüküyor ama doğal olarak bu noktada şu soruları soruyoruz; “Yıllardır ambargo altında yiyecek ekmek bile bulmakta zorlanan bir Filistin bu kadar çeliği bu kadar çimentoyu bu kadar hammaddeyi, kimyevi ürünleri, maden ürünlerini, elektrik ve elektronik ürünlerini ne yapacak? ‘İsrail’le herhangi bir ticaret yoksa İstanbul Ambarlı ve Haydarpaşa limanlarında, Mersin limanında İsrail bayraklı ve İsrail şirketlerine ait gemiler ve konteynırlar ne arıyor? Eğer İsrail’le herhangi bir ticaretimiz yoksa bu İsrail gemileri neden sürekli bizim limanlarımıza suçüstü yakalanıyor, hatta konteynırların üzerinde İsrail’in Hayfa limanına gideceğine dair damgaların ve işaretlerin yazıları olduğu başına da yansımış durumda? ‘Efendim bu gemiler İsrail üzerinden Filistin’e gidiyor’ böyle bir açıklama da akla ve mantığa da uygun değildir. Çünkü İsrail basını da defalarca yazdı İsrail Gazze’ye giden malzemeleri dahi Hamas’a yardım oluyor diye engelliyor. Yardım malzemelerine engel olan İsrail bu kadar çelik bu kadar çimento malzemesine nasıl izin verecek akla ve mantığa aykırı." "Neden bebekleri öldüren İsrail ordusunun yakıtının kendi topraklarımız üzerinden geçmesine izin veriyoruz?" Erbakan, aylardır aralıksız bir şekilde Azerbaycan petrolünün Türkiye üzerinden İsrail’e ulaştırıldığını öne sürerek, şunları kaydetti: "Neden Azerbaycan petrolünün Türkiye üzerinden İsrail’e ulaştırılması, Bakü-Ceyhan petrol boru hattı üzerinden bu petrolün aylardan beri bizim topraklarımız üzerinden İsrail’e niçin gidiyor? Bebekleri öldüren, çocukları öldüren, kadınları öldüren, aylardır katliam yapan İsrail ordusunun tanklarının savaş uçaklarının yakıtını kendi topraklarımız üzerinden geçmesine izin veriyoruz. Kendi topraklarımız üzerinden onlara bu Azerbaycan petrolünü neden gönderiyor niye hala daha duvarları kapatmıyoruz. Bu da çok önemli bir konudur bütün bu gerçekler ışığında bu noktada merhum Erbakan’ın hocamızın meşhur bir sözü aklımıza geliyor. Ne diyordu gerçek öyle bir şeydir ki yerine hiçbir şey koyamazsın eğer koymaya kalkarsan 40 yerden açık verir diyor. Bu yaşadığımız olaylarda her bakan hocamızın bu sözünün aslında bir yansıması olarak gözükmektedir.”
Manisa Başkan Zeyrek: "Bizim ayrışmaya değil birleşmeye ihtiyacımız var" Manisa’da basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, "Bir yumuşama normalleşme sürecinin bu ülkenin vazgeçilmezi, olmazsa olmazı olduğunu düşünüyorum. Artık ülkenin birlik beraberliğe ve ortak akılla çözüm üretmeye geçmesi gerekiyor” dedi. Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek’in aylık olarak gerçekleştireceği basın buluşmalarının ilki gerçekleştirildi. Manisa’da görev yapan basın mensupları, Manisa Büyükşehir Belediyesi hizmet binasında Başkan Ferdi Zeyrek’in misafiri oldu. Her ayın ilk Salı günü basın mensupları ile bir araya geleceklerini söyleyen Başkan Zeyrek, “Hem sizin merak ettiğiniz soruları hem Manisa’mda konuşulan konuları en doğru kişiden öğrenmeniz için bu toplantıyı yapmak istedim. İstediğiniz her soruyu sorun, doğruları bizlerden öğrenin. İlk günden beri özgür kalemlerin olması gerektiğini, özgür düşüncenin hakim olması gerektiğini her platformda dile getiriyorum” dedi. “Cumhuriyet Halk Partisi’nin 6 okundan bir tanesi milliyetçiliktir” Bir basın mensubunun bazı belediyelere kayyum atanmasını nasıl değerlendirdiği sorulması üzerine Başkan Zeyrek, “Öncelikle Esenyurt’taki Ali başkandan başlayabiliriz bu konuya. Öncelikle seçilmiş bir başkandır. Seçilmişe herkesin saygı duyması gerektiğini düşünüyorum. Eğer ki bir suç unsuru varsa, 10 yıldır takip edilen bir süreçse keşke temiz kağıdı verilirken bunlar bu sürece işlenseydi. Keşke sabahın 5 buçuğunda bir kişi yatağında uyurken değil de bir davetle ve ya kolluk güçlerinin daha nazik davranışlarıyla evinden ayrılsaydı. Bu özellikle insanı olarak bu yaklaşımı çok doğru bulmuyorum. Milliyetçilik tartışmaları çok oluyor. Cumhuriyet Halk Partisinin 6 okundan bir tanesi milliyetçiliktir. Biz Atatürk milliyetçisiyiz. Bu vatanın, milletin Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının bize emanet ettiği bu vatanın her bir karış toprağına Atatürk milliyetçileri sahip çıkıyor. Bu konuda kimsenin kuşkusu olmasın. Bu şekilde kayyum atamalarının çok yanlış olduğunu düşünüyorum. Dün seçilmiş olan belediye meclis üyesi ya da belediyeye vergisini ödemek isteyen vatandaşın belediyeye alınmamasını antidemoktatik olduğunu düşünüyorum. Güvenin adaletin olmadığı bir ortamda bu tip ayrışmalar her zaman olacaktır. Bizim ayrışmaya değil birleşmeye ihtiyacımız var” dedi. “Genel Başkanımız Özel’in politikalarını doğru buluyorum” Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel öncülüğünde hükümet kanadı ile yumuşama, normalleşme ve diyalog süreci olarak bahsedilen süreçle kayyum atamalarının ilgisi olup olmadığı yönündeki bir soruya Başkan Zeyrek şöyle cevap verdi: “Atanan kayyumların bununla alakalı olduğunu düşünmüyorum açıkçası. Ama bir yumuşama normalleşme sürecinin de bu ülkenin vazgeçilmezi olmazsa olmazı olduğunu düşünüyorum. Artık ülkenin birlik beraberliğe ve ortak akılla çözüm üretmeye geçmesi gerekiyor. Özgür özelin izlediği politikanın çok doğru olduğunu ve bunun da meyvelerinin önümüzdeki süreçte vatandaşlarımız açısından da çok olumlu etkilere yol açacağını düşünüyorum. Kavga ederek maalesef bir şeyin çözümüne ulaşamıyorsunuz. Yıllarca kavga ettik, yıllarca bizi ocu bucu diye ayırdılar. Onun sıkıntısını vatandaşlar olarak hepimiz çektik. Birleşerek uzlaşarak ortak aklı oluşturarak ama kendi bildiğimizden asla şaşmadan bunu sağlayabildiğinizde meyvelerini bütün vatandaşlar yiyor. Genel Başkanımız Özgür Özel’in çizdiği bu politikanın çok doğru olduğunu ve bunun meyvelerinin de ilk genel seçimde vereceğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı. Görevden uzaklaştırılan Kula Belediye Başkanı Hikmet Dönmez ile ilgili de değerlendirmede bulunan Başkan Zeyrek, “Hikmet başkan her ay göreve dönebilmek için mahkemeye yasal olarak başvurusunu yapıyor. Mahkeme de sürecin devam ettiğini bu süreçten dolayı da tekrardan mahkeme koltuğa iade edilmemesi gerektiği hakkında bir görüş sunuyor. Sürecin takipçisiyiz. Bence Hikmet başkanın da bir an önce görevine geri dönmesi gerekiyor. Hikmet başkan orada yağma ile suçlanıyor. Ben oradaki sürecin her aşamasında içindeydim. Burada bir yağma değil devletin malını koruma vardır. Devlete sahip çıkma vardır. Bu kararlara siyasi gözle bakarsak sonuçları Ahmet başkana ve ya Hikmet başkana olduğu gibi oluyor. Ama bunlar siyasi oluşumlar değillerdir. Bunları olayı olduğu gibi gerçekliğiyle yargılansaydı şu an hikmet başkan görevinde olurdu. Umarım en kısa sürede görevine döner” diye konuştu. “Hızlı tren geldikten sonra tren hattını toplu taşımada kullanmak istiyorum” Manisa’da ulaşım sorununu ve tramvay projesinin hangi aşamada olduğu sorusu üzerine Başkan Dönmez, “Ulaşımın çilesi ben dahil Manisam’da yaşayan herkes tarafından ortak bir sorun halinde. Bunun bir tane çözümü var o da toplu ulaşımdır. Zamanında vizyon olarak görülen tramvay projesi bugün vazgeçilmezi. Keşke bizden önceki başkanlarımız buna öncülük etseydi biz bu sorunla yaşamak zorunda kalmasaydık. Bununla ilgili İstanbul Metro A.Ş. ile çalışmalara 2 buçuk ay önce çalışmalara başlandık. Güzergahlar ve durak yerleri belirlendi. Bunun fizibilitesi yapılıyor. Ondan sonra bizi şu bekliyor; ART diye bir sistem var. Dünyada yeni gelişen bir teknoloji bu ART sisteminde tramvay konforunda ama bir rayda değil kendi tekerlekleri üzerinde giden bir sistem. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu ile görüştük, İstanbul yaklaşık 250 adet alacak. Manisa’ya 20 tane lazım. Denizli büyükşehir belediyemiz 18 tane uşak belediyemiz 5 tane Kocaeli belediyemiz de bu sisteme geçmek istiyor. Manisanın tek başına bu sistemi alması kırmızı otobüslerde çektiğimiz gibi teknolojik sıkıntılar yaşayabiliriz. Kırmızı otobüslerde yedek parça bulamıyoruz. Diğer tramvaydan farkı da şuı; bir rayda gitmemesi güzergah esnekliği sağlıyor. Tramvay yaklaşık 22 metre çapta dönerken bu 13 metre çapta dönebiliyor. İstenildiği zaman güzergahı değiştirilerek başka hatlara verilebiliyor. Dünya bunu kullanıyor ama Manisa olarak ben buna tek başıma geçememe. Ülkenin böyle bir talebi olsun ki yedek parça teknik servis sağlansın. ART hayata geçmezse tramvay için de oluşumumuz yapılıyor. Dünya bankası iller bankası ile birlikte bir kredilendirilme sürecine gireceğiz. Manisa’da tramvayın olmazsa olmaz olduğunu biliyorum. Devlet demir yollarından bir hat istedim. Hızlı tren gelmesiyle beraber bize bir hat verebileceklerini söylediler. Hızlı tren geldikten sonra tren hattını toplu taşımada kullanmak istiyorum” dedi. “Siyasi söylemden çıkıp kol kola verelim” Kendisini, halk mandıra ve "Günaydın Çorbası" üzerinden eleştiren ve bu projelerin daha önceden AK Partili belediyelerce yapıldığını belirten AK Parti Manisa Milletvekili Mücahit Arınç’a yanıt veren Zeyrek, "Mücahit beyin böyle bir şey söylediğinden haberim yoktu. Madem Manisa Büyükşehir Belediyesinde bugüne kadar halk mandırası vardı da biz mi oradan peynir almadık. Sıcak çorba vardı da ben mi içemedim. Kendisi herhalde Manisa’da fazla dolaşmıyor ya da Manisa Büyükşehir Belediyesinin yaptığı hizmetlerden haberi yok. Kent lokantası ülkenin her yerinde vardı. Sosyal belediyeciliğin en ana özelliklerinden bir tanesi ama Manisa’da yoktu. Halk ekmek bazı ilçelerimizde vardı ama Manisa genelinde yoktu. Sıcak çorba dağıtımı bazı ilçelerimiz kısmen uyguluyordu ama Manisa Büyükşehir Belediyesinde maalesef yoktu. Anne kart bir çok büyükşehirde vardı ama Manisa’da yoktu. Mücahit vekilin Manisa’da daha çok kalması lazım. Siyasi bir söylemden çıkıp da gelip kol kola verelim Manisa’nın ileriye dönük projelerinde onunla birlikte olalım" dedi. “Kardeşim de olsa Manisa’nın bir kuruş hakkını kimseye yedirmeyeceğim” Manisa Futbol Kulübü’nün kaçak su kullanımı iddialarına yönelik soruları yanıtlayan Başkan Zeyrek, “Manisa Futbol Kulübü’nün yıllardan beri belediyemizin kaynaklarından resmi ve gayri resmi yıllarca bizim paramızı almışlar. Sayıştay raporlarında yaklaşık 1,5 sayfa Manisa FK’ya yapılanların yanlışlıklarını ve kamuya ne şekilde zarar verdiği yazmış. Geldiğimde önümde böyle bir rapor vardı. Günün şartlarını yansıtmayan bir kira bedeli ile tesisimizi kullanıyorlar. Bizim personelimizi kullanıyorlar. Basını bizden kullanıyor. Yemeği Manisa Büyükşehir Belediyesi’nden gidiyor. Otobüsü, benzini, çimi bütün hepsini Manisa Büyükşehir Belediyesi yapıyor. Manisa FK bildiğiniz gibi bir şirket. Bu şirketin yüzde 50 ortağı Mevlüt Aktan isimli şahıs. Diğer yüzde 50 ortağı ise benden önceki başkan Cengiz Ergün’ün damadı. 2019 yılında Büyükşehir Belediye Meclis Üyesiyken Manisa Büyükşehir Belediyespor Kulübü’nün neden Mevlüt Aktan’a satılığını mecliste önerge olarak veren kişi benim. O gün cevabını alamamıştım. Maalesef o gün bana o cevabı vermeye zül gören kişiler Sayıştay raporlarında benim sorduğum soruların aynısını gördüler” diye konuştu. “90 kişinin oy birliği ile karar alındı” Başkan Ferdi Zeyrek, “Sayıştay raporu doğrultusunda Manisa Büyükşehir Belediyesi’nden kamu zararını ortadan kaldırabilmek için Manisa FK’ya sözleşme fesih ve tesisi boşaltması gerektiği kararını Büyükşehir Belediye Meclisi’nde 90 kişinin oy birliğiyle aldık. Bu süreci başlattıktan sonra Kaymakam Bey’e ilettik. Kamu zararı var, Manisa FK’nın buradan çıkması gerekliliğini söyledi. Daha sonra Vali bey devreye girdi. Orada siyasi oluşum başladı. Siyaset hiçbir zaman kamu yararının önüne geçmemeli. Siyaseten şu anda Manisa Futbol Kulübü’nün tesislerden çıkmasını durduruyorlar” dedi. “Tespitimiz 10 milyon liraya yakın bir zarar” Uncubozköy deposunda su basınç eksikliğinin yaşandığını belirten Başkan Zeyrek, “Bu basınç düşüklüğünün iki tane sebebi olabilir. Bir tanesi altyapıda oluşabilecek patlaklar. İkincisi ise fazla kullanımdan kaynaklı olan sıkıntı. Biz bunu scada sistemi üzerinden görüyorduk. Hattı takip ettik, bir kaçağın olmadığını gördük. Daha sonra hatta ait olan eğitim ve spor yapılarına bakmaya başladık. Eğitim yapılarından bir sorun çıkmadı. Orada Manisa FK’nın kullandığı tesisler vardı. Oraya giden boru hattını kazdık, problem yoktu. Ama kazarken ikinci bir boru gördük. İkinci boruyu takip ettiğimizde Manisa FK bu şehrin suyunu da haksızca ve kaçak bir hatla birlikte kullandığı ortaya çıktı. Bu hatta dair de yasal işlemleri başlattık. Şu anda süreç yargıdadır. Yargının doğru karar vereceğine inanıyorum. Bizim tespitimiz 10 milyon liraya yakın bir zarar. Manisa FK’da şunu söylüyor. 10 milyon lira değil, 6 küsur milyon lira bu zarar, onu verelim uzlaşalım diyor. Bunların hepsi bizim paramız. Ben bu bir kuruşu ne Manisa Futbol Kulübü’ne, ne bu şehre, bu belediyeye zarar veren bir müteahhitte asla ve asla yedirmeyeceğim. Karşımda kim olursa olsun ben bir kuruşu yedirmeyeceğim. Bu konuda da kimse şahsi algılamasın. O yolsuzluğu yapanın adı Ahmet’tir, Mehmet’tir, Ayşe’dir, Fatma’dır karşılarında hep aynı Ferdi Zeyrek olacak. O yolsuzluğu yapanın partisi odur, budur, onun tanıdığıdır, bunun tanıdığıdır. Kendi kardeşim de olsa Manisa’nın bir kuruş hakkını kimseye yedirmeyeceğim. Bunu herkes bilecek. Bu şehrime bu kadar zarar verenler adli mercilerde yargılanacaklardır. Adaletin olduğu bir ülkede adaletin olduğu bir Manisa’yı hayal ediyorum. İnşallah bunlar bir daha asla ve asla Manisa’da olmayacak”