2. Ege Bölgesi Dilcileri Sürekli Çalıştay`ı Adnan Menderes Üniversitesi`nin ev sahipliğinde gerçekleştirildi.
ADÜ Atatürk Kongre Merkezinde gerçekleştirilen 2. Ege Bölgesi Dilcileri Sürekli Çalıştay`ına ADÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Birincioğlu, ADÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Belge, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.
2 gün boyunca devam eden 2. Ege Bölgesi Dilcileri Sürekli Çalıştay`da yüzüü aşan bilim adamı ağırlandı. İki gün boyunca 23 konferans verildi. Akşam oturumunda ise ADÜ Sosyal Tesislerinde dokuz genç araştırmacı, değişik seviyelerdeki tez çalışmalarını sunup hocaların tavsiyelerini aldı.
İstiklâl Marşı ve saygı duruşundan sonraki ilk konuşmayı Yrd. Doç. Dr. Şahin Baranoğlu yaptı. Baranoğlu sözlerine, Google`de ``baba, oğul, serçe`` yazınca izlenen anne babaya sadakat konulu İngilizce filmin metninin Kerderli Mahmut`un eseri Nehcü`l-Ferâdis`te yer aldığını, dünyanın her yerinde konuşulan Türkçe`nin bunun için çok güçlü olduğunu anlatarak başladı. Konuşmasına onur konuğu Prof. Dr. Ahmet B. Ercilasun`un Türk Dili Tarihi adlı eserinin sonundaki Türk tarihinin 5500 yılının kronolojisinin öğrencisi Özge Büyüklüoğlu tarafından ezberlenip sınav kağıdına yazıldığını ve bunun fotokopisinin kendisine takdim edilmek üzere yanında olduğunu belirterek son veren Şahin Baranoğlu, katılımcılara teşekkür etti.
Düzenleme Kurulu Başkanı olarak Prof. Dr. Ayşe İlker de, çalıştayın nasıl düşünüldüğünü, Prof. Dr. Gürer Gülsevin ve Yrd. Doç. Dr. Nergis Biray ile birlikte ilkinin Uşak`ta nasıl gerçekleştirdiklerini anlattı. İlkinde Vedat Yeşilçiçek ve bu çalıştayda da Ali İhsan Yapıcı ile birlikte Özgür Ay`ın emeklerine teşekkür etti. Aydın`daki bu görkemli açılışın çalıştayın iyi yolda ilerlediğinin göstergesi olduğunu, bilim insanlarının ancak dört yılda bir gerçekleşen kurultaylarda bir araya gelebilirken bu tür etkinlikler sayesinde daha sık görüşüldüğünü kaydeden İlker, söz konusu iletişimin özellikle genç araştırmacılar için faydalı olduğunu vurguladı. İlker, katılan ve emeği geçen herkese teşekkür etti.
ADÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Birincioğlu ise; konuşmasıyla izleyenleri büyüledi. Gana Cumhuriyeti`nde bir doktora ihtiyaçları olduğunu ve uzun yolculuktan sonra bir doktora ulaştıklarını ifade eden Birincioğlu, dertlerini İngilizceyle anlattıkları zenci doktorun kendilerine ``Hallederiz abi. Durun bakalım telaşlanmayın, hoş geldiniz`` deyince dilin, anadilin ne demek olduğunu hissettiğini anlattı. Doktorların gençlik günlerinin ülser, kanser araştırmalarıyla geçtiğini dilcilerin ise şiirler, sözler, kelimelerle uğraştıklarını bildiren Birincioğlu, bu bakımdan dilcilere ve tarihçilere imrendiğine değinerek, ``Etkinliklerin devamı konusunda kaynak sıkıntısı asla olmayacak. Bu tür etkinliklerin sürekli yapılması gerektiğini ifade ederek katılımcılara hoş geldiniz`` dedi.
Prof. Dr. Ahmet B. Ercilasun`un ``Oğuznameler ve Oğuz Kağan Destanı Üzerine`` adlı konferansı, haberdar olmanın tarihiyle başladı. Ercilasun, ``Eskiden şimdiki gibi kültür vasıtaları yoktu. Seyyahlar, dervişler, hancılar, tüccarlar, ozanlar ve ozanların da katıldığı kervanlar vasıtasıyla haberleşilirdi. Türk tarihi, halkın hafızasında sözlü tarih biçiminde yaşamış ve zamanla daha yazıya geçmeden destanlaşmıştır. İşte bu destanların biz Oğuzları anlatanlarına ``˜Oğuzname` diyoruz`` diye konuştu.
Konferansın soru cevap bölümünde Ercilasun, Türk tarihinin özellikle 5 bin yıllık bölümündeki örtüşmeleri, zıtlıkları ve paralellikleri, Altayistik konusundaki görüş ayrılıklarını veya Doğu Batı Türklüğü arasındaki çekişmelere dair soruları ``Yavuz, Mısır`ı Araplardan değil Türklerden aldı.`` gibi çarpıcı örneklerle açıklayıp görüş farklılıklarının olabileceğini örneklerle aktardı.
Prof. Dr. Ahmet B. Ercilasun konuşmasına şu sözlerle son verdi: ``He-Man`i çocuklarımıza çok görmeyelim; onu da sevsin Yunan`ın Hint`in bütün dünya milletlerinin destanlarını, kültürlerini bilelim, öğretelim, bunun zararı yok``¦ Ama bütün bunları yaparken Oğuznameleri de okutalım, Oğuz Kağan`ı da tanıtalım. Çocuklarımızın kıyafetlerinde, çantalarında, kalemlerinde Oğuz Kağan`ın da resmi olsun``
Sonrasında açılış dersleri, öğle yemeği, Yrd. Doç. Dr. Dilşen İnce Erdoğan`ın yönettiği ``Evliya Çelebi Yolu Projesi: Edebî ve Tarihsel bakış Açıları`` adlı panel ve altı öğretim üyesinin dersleriyle devam edildi.
Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. M. Kemal Şahin`in rehberliğiyle Cihanoğlu Camisi ve Nasuh Paşa Külliyesi`nin gezilmesi sonrasındaki akşam yemeğinde Turkish Studies dergisinin Prof. Dr. Gürer Gülsevin için hazırlanan ``Prof. Dr. Gürer Gülsevin Armağanı`` adlı sayısı kendisine Prof. Dr. Erdoğan Boz tarafında sunuldu. Aynı yemekte Doç. Dr. Talip Kabadayı ile Yrd. Doç. Dr. Dilşen İnce Erdoğan da Çalıştay Onur Konuğu Prof. Dr. Ahmet B. Ercilasun`a Adnan Menderes Sempozyumu Bildirleri`ni takdim etti. Yemek, genç bilim insanlarının sunumları ve Prof. Dr. Ahmet B. Ercilasun`un yaptığı değerlendirme konuşmasıyla sona erdi.
Türkçenin hep ileri gittiği, bütün çekim eklerinin hep ileriye doğru yöneldiği sadece iyelikle birlikte şahıs ekinin geriye baktığını ``Yüklem komutan, diğer öğeler asker; hep ileriye doğru bitmeyen bir yürüyüş. Arada komutan geri bakıyor kaç kişiyiz diye`` şeklinde açıklayan Prof. Dr. Ahmet B. Ercilasun, ``Sakın ola ki hocalarınızla yetinmeyin; onları geçmeli, yeni metotlar bulmalısınız. Belli hocaların arkasındaki gruplaşmalardan kaçının; hepiniz bir olun, eserlerinizde şahsen sevmediklerinizin eserlerini de kaynak gösterin -eğer hak ediyorsa - ki ancak öyle ileri gidebilirsiniz`` dedi.
ADÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Birincioğlu`nun himayelerinde gerçekleşen 2. Ege Bölgesi Dilcileri Sürekli Çalıştay`a Aydın Ticaret Borsası ile Halk Bankası Sanayi Şubesi maddi olarak destek verirken, İl Millî Eğitim Müdürü Pervin Töre`de Aydın`ın pek çok yerinden öğretmen ve idarecilerin katılımını sağlayarak etkinliğe destek verdi.