YEREL HABERLER - 15 Aralık 2011 Perşembe 18:55

KUŞADASI`NIN EN ÖNEMLİ SORUNU ÇÖZÜLÜYOR

A
A
A
KUŞADASI`NIN EN ÖNEMLİ SORUNU ÇÖZÜLÜYOR

Özelleştirildiği 2002 yılından bugüne gündemden düşmeyen ve Kuşadası’nın en önemli sorunu olan kruvaziyer liman ile ilgili önemli gelişmeler yaşanıyor. Limanla ilgili sorunun çözümünde uzlaşma sağlandı.
Kuşadası Belediyesi’nin öncülüğünde kurulan ve liman sorununun çözümü için çalışmaları yürüten Kuşadası Liman Platformu, yaptığı bir dizi toplantının ardından aldığı ilkesel kararlar çerçevesinde yeni bir öneri imar planı geliştirdi. Liman işleten Ege Ports tarafından da kabul gören yeni öneride, imar planı üzerinde gerçekleştirilen çalışmalar sonunda uzlaşma sağlandı. Kuşadası Liman Platformu uzlaşma üzerine bir bildiri yayınlayarak, öneri imar planının ayrıntılarını Kuşadası kamuoyu ile paylaştı. Bu
görüşler çerçevesinde hazırlanan öneri imar planı kamuoyuna açıklandı. Kuşadası Liman Platformu Üyesi olan Kuşadası Belediyesi, Kuşadası Esnaf ve Sanatkarlar Odası, Kuşadası Ticaret Odası, Kuşadası Balıkçılar Derneği, Kuşadası Kuyumcular Derneği, Kuşadası Kent Konseyi ve TÜRSAB Kuşadası Bölgesel Yürütme Kurulu tarafından imzalandı.
"LİMANDA SADECE 5 BİN 200 METREKARE İNŞAAT KALACAK"
Açıklamada, yapılacak planla ilgili şu görüşlere yer verildi:
"Kuşadası Balıkçı Barınağı ticari amaç ve kültürel geçmişine uygun olarak muhafaza edilmelidir, terminal binasının mevcut metrekare ölçüleriyle kalması (2 bin 164 metrekare), üçüncü iskelenin yapımıyla birlikte ihtiyaçlar doğrultusunda 400 metrekareyi geçmeyecek şekilde ilave terminal binasının yapılması sağlanmalıdır, kapasitesinin artırılmasına yönelik çalışmada mevcut iki iskelenin planlanmasında ve yapılacak üçüncü iskelenin planlanmasında çevre, tarihsel kimlik, ekolojik denge, kent silüeti ve
kentsel altyapı sistemlerine getireceği yükler dikkate alınmalıdır; liman içerisindeki ticari alanların sınırlandırılması sağlanmalıdır; Kuşadası esnafıyla haksız rekabete neden olabilecek oluşumlardan kaçınılmalıdır; Halı, deri, kuyum,hediyelik eşya, seyahat acentesi ve benzeri alanlara yönelik ticari ünitelerin sınırlandırılarak Kuşadası esnafının korunması temel alınmalıdır; Bunun yanında, son imar planında B blok olarak yer alan bölümün metrekaresinin sınırlandırılmalı, tek katlı sadece kafeterya ve
restaurant amaçlı ticari üniteler olarak planlanmasında yarar görülmektedir. (Tek kat toplam 988 metrekare); mevcut C blok korunmakla birlikte (alanı 700 metrekareyi, yükseklik 6,50 metreyi geçmeyecek şekilde) işyeri niteliğinde ilave yapı yapılmasının uygun olduğu düşünülmektedir."
12 Aralık tarihinde kamuoyu ile paylaşılan açıklamanın sonuç bölümünde ise, "Yukarıda belirttiğimiz çekinceler ve yargı sürecinde dikkat çekilen konular göz önüne alınarak Kuşadası halkının hak ve çıkarlarının ön planda tutulduğu, belirsizliği ve itilafları giderecek merkezi yönetim-yerel yönetim ve ilgili işlemeci firmanın bu ortak zeminde buluştuğu plan düzenlemesinin kentin yararına olacağı kanısındayız. Bu konudaki çalışmaları destekliyor, sağlıklı çözüme bir an önce ulaşmasını diliyoruz" denildi.
Bu gelişme üzerine Kuşadası Belediyesi olağanüstü toplandı ve konuyu masaya yatırdı. Halit Şakar, Tacettin Özden, Naile Göçen Çukurova, Oğuz Başöz, Yusuf Emik ve Abdullah Gür’ün katılmadığı toplantının açılışında konuşan Kuşadası Belediye Başkanı M. Esat Altungün, yaşanan süreci özetledikten sonra, "Limanda uzlaşma sağlanamaması, Kuşadası’na iddialı olduğu gemi turizmine zarar verir. İzmir ile rekabet şansımız kalmaz. Bugün hazırlanan öneri imar planını oylamayacağız, çünkü yetki zaten Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı’nda. Zaten sivil toplum kuruluşları ile yaptığımız görüşmenin ardından Ankara’ya giderek bakanlık yetkililerine öneri planımızı ve uzlaşma noktalarımızı anlattım. İlçemizin kronikleşmiş en önemli sorununun çözümü için destek istiyorum ve olumlu yanıt aldım" dedi.
Daha sonra Kuşadası Belediye Meclisi İmar Komisyonu tarafından hazırlanan konuyla ilgili rapor okundu ve Kuşadası Liman Platformu’nun hazırladığı öneri imar planı ile ilgili meclis üyelerine bilgi verildi. Ardından söz alan Belediye Meclisi Üyesi Fahri Pancar, "Sivil toplum örgütlerinin hemen hemen tamamı öneri imar planı hakkında mutabık kalmış. Ancak bugüne kadar tüm işyerlerini yıkalım diye uğraştık. Şimdi bir bloğu tamamen yıkıp, bir bloğun bir katını yıkacağız. Bir bloğa ise dokunmayacağız.
İşyerlerinin yarısını yıkmak kendimizle çelişmek değil mi" diye konuştu.
"KUŞADASI’NIN MENFAATİ İÇİN GEREKİRSE YARGILANIRIM"
Seçim öncesi ve seçim sonrası tüm açıklamalarında mahkeme kararlarını uygulayacakları konusunun altını özellikle çizdiğini vurgulayan Kuşadası Belediye Başkanı M. Esat Altungün ise, bunun bir çelişki olduğunu doğruladı. Ancak haziran ayında yıkım için gidildiğini ve mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı üzerine geri dönüldüğünü hatırlatan Başkan Altungün, "O günden bu yana yaşanan süreçte Kuşadası Liman Platformu pek çok toplandı. Yıkım kararının yüzde yüz uygulanmasının Kuşadası’nın yararına olup olmadığı
tartışıldı. Zaten yıkımlar sezon sonuna ertelendi. Terminal binası dahil tüm inşaatları yıkmamız gerekiyordu. Bunu yapsaydık, Kuşadası ve turizm büyük zarar görecekti. Gümrük binası olmayan bir liman olabilir mi? Ayrıca plan yetkisi de zaten bakanlıkta. Amacımız topladığımız 15 bin imzanın gereğini yerine getirerek en önemli sorunumuzun çözümünde etkin olabilmek. Belki yine sonuç alamayacağız ve karşımıza yine Kuşadası’nın aleyhine bir plan gelecek. Ayrıca yıkımlarını tamamını yapmadığımızda, bunun siyasi
ve hukuki bir yönü olabilir. Çünkü mahkeme kararını uygulamayarak suç işliyoruz. Ancak ben Kuşadası’nın menfaatleri için risk alıp, yargılanmaya razıyım. Ben kendimi mahkemede savunurum" dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Demir: "Türkiye tarihi boyunca karşılaştığımız en organize çetedir" AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Yerel Yönetimler Başkanı Mustafa Demir, "İstanbul’da yaşananlar masum bir organizasyon değil. Türkiye tarihi boyunca karşılaştığımız en organize çetedir" dedi. Bursa’ya gelen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Yerel Yönetimler Başkanı Mustafa Demir, belediye başkanları, ilçe başkanları ve partililerle bir araya geldi. Basın mensuplarına yaptığı açıklamada tutuklu Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile ilgili de konuşan Demir, "Ekrem İmamoğlu’nun ve çevresindeki arkadaşlarıyla birlikte maalesef arzu etmediğimiz hem demokrasi açısından hem yerel yönetimler açısından görmek istemediğimiz, duymak istemediğimiz bir sürü gelişmeler ortaya çıktı. Rüşvetler, yolsuzluklar ve bir sürü iddialar kamuoyunu oldukça meşgul etti. Bize en çok gelen sorulardan bir tanesi, ‘Bu kadar yolsuzluk, bu kadar rüşvet, bu kadar suistimal konuşuluyor. Siz bunun neresindesiniz’ oluyor. 1994 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı oldu. 1994’ten 2019 yılına kadar İstanbul Büyükşehir İstanbul’a o kısa dönemde yaptığı olağanüstü geleceğe dönük projelerle birlikte vatandaşlarımızla birlikte başlattığımız bu hizmet hareketini daha sonra merkezi hükümetle bütün ülkeye yaymış olduk. Dolayısıyla baktığımızda 1994 yılından 2019 yılına kadar böylesine bir suistimal ve rüşvetle ilgili herhangi bir şey duydunuz mu? Ülkeyi altüst edecek böylesine korkunç olaylarla karşılaştık mı? Rahmetli Kadir Topbaş ile birlikte tam 15 sene birlikte çalıştık. Hiç kimse onun için de böyle bir şey konuşamaz. 1994 yılından önce de CHP yönetiminde İSKİ skandalıyla karşı kaşıya kaldık. O skandaldan sonra zaten Türkiye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde AK Parti’nin o ileriye dönük belediyeciliğiyle karşılaştı. CHP’nin olduğu dönemde yolsuzlukla maalesef karşılaşıyoruz. Suistimalle maalesef karşılaşıyoruz" dedi. Balıkesir’de dün yaptığı ziyaretlerle ilgili de konuşan Demir, "Büyük şehirlerin yapılanmasını herkes biliyor. Belediye başkanından hemen sonra genel sekreter vardır. Genel sekreterin altında genel sekreter yardımcıları, daire başkanları, genel müdürler, müdürler, şube müdürleri, şefler, memurlar ve işçiler vardır. Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanının hemen altında iki numaralı adamı genel sekreter. Arkadaşlar şimdi baktığımızda Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanının genel sekreteri daha önce Ekrem İmamoğlu’nun belediye başkanlığı yaptığı Beylikdüzü Belediyesi’nde kendi çalışanı, kendi arkadaşını Balıkesir’e genel sekreter olarak tayin etmiş. İstanbul’da Beykoz’a bakıyoruz. Beykoz’da bir yolsuzluk ihbarı var. İhbar yapanlar kendileri. Oraya operasyon yapıldığında ise, Beykoz’un imarından sorumlu şahıs bir önceki dönemde yine İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı dönemindeki çalışanı veya memuru. Şişli’ye yine kayyum atanıyor. Şişli’ye bakıyorsunuz, Şişli’de bu tür imarın başında veya bu para işleriyle uğraşılan yerlerin başındaki adam yine Beylikdüzü Belediyesinden. Dolayısıyla bu böyle masum bir organizasyon değil. Türkiye’nin tarihi boyunca karşılaştığı en organize bir çeteyle karşı karşıyayız. Tabirimi mazur görün. Neticede iş, hukuka sirayet etmiştir, hukuka intikal etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak neticesinde hepimiz bekleyip göreceğiz" ifadelerini kullandı. AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan ise, "Bursalılar, her zaman Türkiye ortalamasının 2-3 puan üzerinde AK Parti’ye destek vermiştir. Maalesef son yerel seçimlerde, farklı bir tercih hakkını kullanmıştır. Biz de bu seçimden sonra vatandaşımızın bizlere vermiş olduğu sorumlulukla çalışmalarımızı sürdürüyoruz" dedi.
Antalya Girit’ten Side’ye kültür ve lezzet şöleni coşkulu başladı Türkiye’nin 61 milyar dolarlık turizm hasılasında 6,65 milyar dolar değer ile yüzde 10’dan fazla pay sahibi olan Manavgat, kültürel mirasını yansıtan lezzetleriyle gastronomi turizminde dünya sahnesine Uluslararası Manavgat Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali ile iddialı bir giriş yaptı. Manavgat Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen festivalin açılış etkinlikleri birbirinden renkli görüntülere sahne oldu. 26 Nisan Cumartesi akşamına kadar Girit’e özgü yemeklerin tanıtılacağı, müzik etkinlikleri ve halk danslarıyla eşsiz bir atmosfer yaşatacak Uluslararası Manavgat Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali, Side Antik Kenti’nde gerçekleştirilen kortej yürüyüşü ve Apollon Tapınağı’ndaki açılış seremonisi ile başladı. Yabancı turistler cep telefonlarıyla görüntü çekmek için birbirleriyle yarıştı Kortej yürüyüşünde festivalin ev sahibi Manavgat Belediye Başkanı Op. Dr. Niyazi Nefi Kara, Girit Hanya Belediye Başkan Yardımcısı Eleni Zervoudaki ve Hanya Belediyesi Kültür Başkan Yardımcısı Ioannis Giannakakis, Girit adasından ve Türkiye’nin dört bir yanından gelen davetliler ile vatandaşlar katıldı. Yaklaşık bir kilometrelik kortej yürüyüşüne katılanlar, bando takımının seslendirdiği şarkılara tempo tutarak ilerlerken Side Antik Kenti’ni gezmeye gelen turistler, coşku dolu anları cep telefonlarıyla görüntüledi ve tüm dünya ile paylaştı. Apollon Tapınağı’nın hemen yanında kurulan sahnede Uluslararası Manavgat Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali’nin resmi açılış seremonisi gerçekleştirildi. Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Ulu Önder Atatürk ve tüm şehitler için saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından ilk konuşmayı Manavgat Belediye Başkanı Op. Dr. Niyazi Nefi Kara yaptı. "Manavgat’ı gastronomi turizminde de cazibe merkezi haline getirmeyi amaçlıyoruz" Başkan Kara, Manavgat’ın sadece yaz destinasyonu değil, yılın her mevsimi keşfedilecek bir kültür ve doğa hazinesi olduğunu vurguladı. Manavgat’ı gastronomi turizminde de cazibe merkezi haline getirmeyi amaçladıklarını belirten Başkan Kara, Uluslararası Manavgat Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali’nin bu hedefe ulaşılmasında büyük önem taşıdığını dile getirdi. Başkan Kara, "Kültür, tarih ve gastronominin iç içe geçtiği çok özel bir festivalin doğuşuna hep birlikte tanıklık ediyoruz. Girit’in denizle yoğrulmuş zarif kültürünü, Side’nin mistik sokaklarıyla buluşturuyoruz. Bu festival yalnızca eğlence değil, aynı zamanda Manavgat’ın kültürel vizyonunun güçlü bir yansımasıdır" dedi. Başkan Kara, Girit’ten gelen sanatçılar, şefler ve akademisyenler; dans gösterileri, söyleşiler ve lezzet sunumlarıyla iki coğrafya arasındaki tarihî ve kültürel bağları çok daha güçlendirdiklerine dikkati çekti. Mübadele öncesi Girit’in Hanya şehrinden göçüp Side’ye yerleşen hemşehrilerinin Girit’in zengin mutfak kültürünü yaşattığını vurgulayan Başkan Kara, Manavgat Belediyesi ile Hanya Belediyesi’nin kardeş şehir olacağını da ilan etti. Başkan Kara, festivalin ana sponsorları Barut Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Haydar Barut ve Seher Hotelleri Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güneş’e teşekkür etti. Hanya Belediyesi yöneticileri dostluk ve kardeşlik duygularını pekiştiren mesajlar verdi Hanya Belediye Başkan Yardımcısı Eleni Zervoudaki ve Hanya Belediyesi Kültür Başkan Yardımcısı Ioannis Giannakakis de konuşmalarında Girit ve Side halkının kültür ve lezzet kaynaşmasının çok değerli olduğunu, dostluk ve kardeşlik duygularının pekişmesine büyük katkılar sağlayacağını dile getiren mesajlar verdi. Hanya Belediyesi Kültür Başkan Yardımcısı Ioannis Giannakakis, konuşmasının ardından sahnedeki piyanoya geçerek sevilen bir Girit şarkısını seslendi. Apollon Tapınağı’nın silüetinde Manavgat ve Giritli dansçılar gösteri sundu Açılış seremonisinde Apollon Tapınağı’nın sütunlarının gölgesinde Manavgat Belediyesi Folklor Ekibi ve Girit Halk Dansları Topluluğu’nun gösterilerini hem festival misafirleri hem de yabancı turistler ilgiyle izledi. Usta müzisyenler Georgis Skounakis ve Emmanouil Ntaountakis’in seslendirdiği eserlerle oynayan Giritli dansçılar büyük alkış aldı. Giritli dansçılar ve müzisyenler yağmura aldırmadılar, neşeli şarkılar söylediler Coşkulu bir şekilde devam eden açılış seremonisi aniden bastıran yağmur nedeniyle sonlandırıldı, ancak Giritli dansçılar ve müzisyenler, yağmura karşı korunaklı sahnede neşeli şarkılar söylemeye başladı. Yağışa aldırmayan turistler de Giritlilerin kutlamasına alkışlarla eşlik etti. Yağmura rağmen kutlamaların devam ettiği sahneye gelen Başkan Kara, piyanonun başına geçen kızı İpek Kara ve solist arkadaşı İpek Dizdar’ın seslendirdiği unutulmaz şarkılara davetlilerle birlikte alkışlarla tempo tuttu. Benzer bir festivalin Girit’te yapılmasına yönelik görüş birliğine varıldı Daha sonra festival konukları için Manavgat Girit Kültür Evi’nde resepsiyon verildi. Giritli göçmenlerin kültürel mirasını yaşatmak ve tanıtmak amacıyla Manavgat Belediyesi tarafından Side’ye kazandırılan müzede Başkan Kara, Hanya Belediyesi yöneticileri ve festivale ana sponsorluk desteği veren turizm duayenleri dostluk mesajları verdi. Bu buluşmada benzer bir festivalin Girit’te yapılmasına yönelik görüş birliğine varıldı. Başkan Kara, konuk belediye yöneticileri ile festivalin ana sponsoru iş insanlarına teşekkür plaketleri takdim etti. Festivalin akşam programında yer alan Sofia Vossou konseri elverişsiz hava şartları nedeniyle iptal edildi.
Düzce Düzce’nin köylerinde inceleme sürüyor Düzce Tarım ve Orman İl Müdürü Esra Uzun ve TARSİM Sakarya Bölge Müdürü Erhan Karakuş, beraberlerinde Akçakoca Ziraat Odası Başkanı Kadir Mutuoğlu ve teknik ekip ile birlikte Akçakoca ilçesine bağlı Kurukavak köyünde zirai dondan etkilenen tarım alanlarında incelemelerde bulundu. İncelemeler sırasında üreticilerin yaşadığı zararı yerinde değerlendiren İl Müdürü Esra Uzun, "İklim değişikliğiyle birlikte tarımsal riskler her geçen gün artıyor. Bu tür afetlerin etkilerini azaltmanın en etkili yolu, tarım sigortalarıdır. Üreticilerimizin TARSİM güvencesinden faydalanmaları büyük önem taşıyor. Devletimizin sağladığı yüzde 70 oranındaki prim desteği sayesinde üreticilerimiz ürünlerini güvence altına alabilir" dedi. TARSİM Sakarya Bölge Müdürü Erhan Karakuş ise sigortalama oranlarındaki artışın sevindirici olduğunu vurgulayarak, "Kurukavak Köyü, Düzce genelinde en fazla TARSİM poliçesi yaptıran köylerimizden biri. Bu bilinçli yaklaşımın tüm köylerimize örnek teşkil etmesini diliyoruz. TARSİM sadece bir sigorta sistemi değil, aynı zamanda tarımsal üretimin sürdürülebilirliği için vazgeçilmez bir koruma mekanizmasıdır" şeklinde konuştu. Kurukavak Köyü Muhtarı Fahri Karslıoğlu ise yaşanan don olayından sonra poliçe sayısında artış beklendiğini ifade ederek, "Köyümüzde TARSİM bilinci her geçen gün artıyor. Yaşadığımız bu tür afetlerin ardından sigortalı üretimin önemi daha iyi anlaşılıyor. Ürünlerimizi TARSİM ile güvence altına almaya devam edeceğiz" dedi. Gerçekleştirilen bu ziyaret, tarımsal afetlere karşı hazırlıklı olmanın ve sigorta sistemlerinin yaygınlaştırılmasının gerekliliğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Kayseri ERÜ, ‘Holmium/Thulium Lazer ve Robotik RIRS Kursu’na ev sahipliği yaptı Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı ile Türk Üroloji Derneği işbirliği ile Holmium/Thulium Lazer ve Robotik RIRS Kursu düzenlendi. ERÜ Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı, Türk Üroloji Derneği tarafından düzenli olarak gerçekleştirilen Retrograde Intrarenal Cerrahi (RIRS) eğitimine ev sahipliği yaptı. Eğitimde çocuk ve erişkin hastalarda Holmium ve Thulium fiber lazer gibi yeni nesil lazer cihazları ile navigasyon özellikli, vakum uyumlu erişim kılıfları kullanılarak böbrek taşı cerrahileri yapıldı. Düzenlenen kurstaki teorik bilgiler ve pratik uygulamalar ise özellikle endoüroloji alanında gelişmek isteyen asistan, kursiyer ve doktorlar için fırsat sunmayı hedefliyor. Doç. Dr. Numan Baydilli, "Burada Retrograde Intrarenal Cerrahi dediğimiz böbrek içindeki taşları minimal inivaziv yöntemlerle kırdığımız güzel bir kurs gerçekleştireceğiz. ERÜ Üroloji Anabilim Dalı olarak bu kursa ev sahipliği yapmayı çok büyük bir onur olarak görüyorum. Ürüner Sistem Taş Hastalığı konusunda ERÜ, bölgenin bir lideri ve Üroloji Anabilim Dalı da bu bayrağı taşıyan bir ünitedir. Kayseri olarak görmeyin. Çevremizde bulunan bütün illere yönelik yaklaşık 10 milyon nüfusa hitap eden bir anabilim dalındayız. Burada yapılan ameliyatlar son 20 yılda teknolojinin gelişmesi ile çok değişti. Özellikle açık ameliyatlar yerini endoskopik cihazlarla yapılan, daha kısa sürede hastanede kalınan, daha az ağrı oluşturan ve daha hızlı daha kolay taştan temizlenen ameliyatlar haline geldi. Burada idarecilerimizin de katkısı ile üniversite envanterinde, havuzunda bulunan lazer cihazları işimizi çok daha kolaylaştırdı. Endoskopik cihazların minyatürize hale gelmesi ile de taş konusunu çok daha iyi deneyimledik. Bundan sonraki süreçte de artık bu deneyimimizi bizden sonraki kuşaklara, genç asistan, uzman arkadaşlarımıza vermeyi düşündük. Bu eğitim kapsamında böbrek içindeki taşların kırılması ile ilgili Retrograde Intrarenal Cerrahi Kursu anabilim dalımız bünyesinde üroloji ameliyathanesinde yapılacak" dedi. Prof. Dr. Deniz Demirci de, "1997’den itibaren ERÜ Üroloji Alanı’nda değişim yaşıyoruz. Burada bu değişimin sürekli olumlu bir şekilde zamanla birlikte hastaların lehine ve asistan arkadaşların lehine sonuçta verilen hizmetlerin de kalitesinin artması anlamında belli bir hedefe doğru gittiğini görüyoruz. Yıllar içerisinde biz ki bizim Üroloji Anabilim Dalı’nın kuruluşu ERÜ Tıp Fakültesi ile beraber. 1997 yılında biz endoskopik ameliyatlarda böbrek taşı cerrahisinde perkütan nefrolitotomi ile başlamıştık. Tabi o günlerden bugüne kadar teknoloji bizi belli bir değişimle beraber belli bir noktaya taşıdı. Numan hocamın da bahsettiği gibi giderek aletler küçüldü. Beraberinde taş kırmadaki etkinliğimiz arttı ve sonuçta herhangi bir tedavi yaparken bizim esas hedefimiz bu noktada başarılı olmaktır ve hasta içerisinde taş bırakmamaktır. Bunu da yaparken hastalarda en az yük getirip en iyi sonucu almaya yönelik bir yoldan gitmemiz gerekiyor. Bu konu Retrograde Intrarenal Cerrahi ve taşların vücuttan temizlenmesi son 10 yılda özellikle çok tartışılır, konuşulur ve sahada uygulanır hale geldi. Bir anabilim dalı dediğimiz zaman Öğretim Üyeleri ve beraberindeki bütün personel elbette ki tıp fakültesi yönetimi ve rektörlüğe kadar uzanan bir süreçtir. Bunlar hepsi bir bütün halinde ve akademi bünyesinde, Üroloji Anabilim Dalı bünyesinde bütün personel ile beraber bir gayret ve çaba içerisindeyiz. Biz sonuçta hepimiz bir vatan evladıyız. Bu yaptığımız işlerin hepsini bulunduğumuz konumları özellikle ülkemize ve insanımıza hizmet etmek anlamında belli bir düzeyde sorumlulukla bir yere getirmek istiyoruz. Biz bildiklerimizi genç kuşaklara, yeni gelen arkadaşlarımıza aktarmak istiyoruz. Geleceğe eğitimle beraber, hep beraber konuşarak, tartışarak, teknolojiyi takip ederek ve kurslar vererek bildiklerimizi yeni nesillere aktarmak belki bilmediğimiz konular varsa da kendimizi geliştirmek istiyoruz. Ben bu süreçte bize destek veren ve katılan herkese çok teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. ERÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Dursun da, "Derste hep söylüyoruz kronik böbrek hastalığının, akut böbrek yetmezliğinin sık nedenlerinden bir tanesidir böbrek taşı hastalığı. Dolayısıyla bu nedeni en azından cerrahi olarak ortadan kaldırmak ve sebeplerine yönelik tedavi edebilmek için yıllar içerisinde yeni teknolojiler gelişiyor. Bu teknolojiyi tedavi olarak bünyesine aktaran belki teknolojiye en hızlı adapte olan üroloji kliniğidir. Bizde de durum böyle. Üroloji kliniğinin güzel bir yanı hemen hemen yılda en az 1-2 defa mezuniyet sonrası eğitimle ilgili ciddi çabaları var. Bunu süregelir hale getirmiş bir klinik. Bugün de bu toplantının bu vizyonun devamı olarak bu kurs yapıldı. Burada eksik olan tek şey var o da akreditasyon. Yani bu kadar hocanın yetiştiği ve bu kadar iyi asistan eğitiminin yapıldığı ve bu kadar süreğen eğitimlerin yapıldığı ve gelenek haline geldiği bir kliniğin eğitiminin mutlaka akredite olması lazım. Bunu belki uluslararası akredite ile de taçlandırmak gerekiyor. Bu anlamda bizim yönetim olarak elimizden gelen katkıyı vereceğimizin sözünü veriyorum" dedi. Düzenlenen kursa ERÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Dursun, Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Deniz Demirci, ERÜ Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Bölüm Başkanı Doç. Dr. Numan Baydilli, doktorlar, asistanlar ve kursiyerler katıldı. Konuşmaların ardından uzmanlar tarafından katılımcı kursiyer ve asistanlara Retrograde Intrarenal Cerrahi hakkında bilgiler verilerek ameliyathanede teknikler hem teorik olarak anlatıldı hem de pratik olarak gösterildi.