KÜLTÜR SANAT - 25 Nisan 2025 Cuma 12:21

Girit’ten Side’ye kültür ve lezzet şöleni coşkulu başladı

A
A
A
Girit’ten Side’ye kültür ve lezzet şöleni coşkulu başladı

Türkiye’nin 61 milyar dolarlık turizm hasılasında 6,65 milyar dolar değer ile yüzde 10’dan fazla pay sahibi olan


Manavgat, kültürel mirasını yansıtan lezzetleriyle gastronomi turizminde dünya sahnesine Uluslararası Manavgat Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali ile iddialı bir giriş yaptı. Manavgat Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen festivalin açılış etkinlikleri birbirinden renkli görüntülere sahne oldu.


26 Nisan Cumartesi akşamına kadar Girit’e özgü yemeklerin tanıtılacağı, müzik etkinlikleri ve halk danslarıyla eşsiz bir atmosfer yaşatacak Uluslararası Manavgat Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali, Side Antik Kenti’nde gerçekleştirilen kortej yürüyüşü ve Apollon Tapınağı’ndaki açılış seremonisi ile başladı.



Yabancı turistler cep telefonlarıyla görüntü çekmek için birbirleriyle yarıştı


Kortej yürüyüşünde festivalin ev sahibi Manavgat Belediye Başkanı Op. Dr. Niyazi Nefi Kara, Girit Hanya Belediye Başkan Yardımcısı Eleni Zervoudaki ve Hanya Belediyesi Kültür Başkan Yardımcısı Ioannis Giannakakis, Girit adasından ve Türkiye’nin dört bir yanından gelen davetliler ile vatandaşlar katıldı. Yaklaşık bir kilometrelik kortej yürüyüşüne katılanlar, bando takımının seslendirdiği şarkılara tempo tutarak ilerlerken Side Antik Kenti’ni gezmeye gelen turistler, coşku dolu anları cep telefonlarıyla görüntüledi ve tüm dünya ile paylaştı.


Apollon Tapınağı’nın hemen yanında kurulan sahnede Uluslararası Manavgat Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali’nin resmi açılış seremonisi gerçekleştirildi. Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Ulu Önder Atatürk ve tüm şehitler için saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından ilk konuşmayı Manavgat Belediye Başkanı Op. Dr. Niyazi Nefi Kara yaptı.



"Manavgat’ı gastronomi turizminde de cazibe merkezi haline getirmeyi amaçlıyoruz"


Başkan Kara, Manavgat’ın sadece yaz destinasyonu değil, yılın her mevsimi keşfedilecek bir kültür ve doğa hazinesi olduğunu vurguladı. Manavgat’ı gastronomi turizminde de cazibe merkezi haline getirmeyi amaçladıklarını belirten Başkan Kara, Uluslararası Manavgat Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali’nin bu hedefe ulaşılmasında büyük önem taşıdığını dile getirdi. Başkan Kara, "Kültür, tarih ve gastronominin iç içe geçtiği çok özel bir festivalin doğuşuna hep birlikte tanıklık ediyoruz. Girit’in denizle yoğrulmuş zarif kültürünü, Side’nin mistik sokaklarıyla buluşturuyoruz. Bu festival yalnızca eğlence değil, aynı zamanda Manavgat’ın kültürel vizyonunun güçlü bir yansımasıdır" dedi.


Başkan Kara, Girit’ten gelen sanatçılar, şefler ve akademisyenler; dans gösterileri, söyleşiler ve lezzet sunumlarıyla iki coğrafya arasındaki tarihî ve kültürel bağları çok daha güçlendirdiklerine dikkati çekti. Mübadele öncesi Girit’in Hanya şehrinden göçüp Side’ye yerleşen hemşehrilerinin Girit’in zengin mutfak kültürünü yaşattığını vurgulayan Başkan Kara, Manavgat Belediyesi ile Hanya Belediyesi’nin kardeş şehir olacağını da ilan etti. Başkan Kara, festivalin ana sponsorları Barut Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Haydar Barut ve Seher Hotelleri Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güneş’e teşekkür etti.



Hanya Belediyesi yöneticileri dostluk ve kardeşlik duygularını pekiştiren mesajlar verdi


Hanya Belediye Başkan Yardımcısı Eleni Zervoudaki ve Hanya Belediyesi Kültür Başkan Yardımcısı Ioannis Giannakakis de konuşmalarında Girit ve Side halkının kültür ve lezzet kaynaşmasının çok değerli olduğunu, dostluk ve kardeşlik duygularının pekişmesine büyük katkılar sağlayacağını dile getiren mesajlar verdi. Hanya Belediyesi Kültür Başkan Yardımcısı Ioannis Giannakakis, konuşmasının ardından sahnedeki piyanoya geçerek sevilen bir Girit şarkısını seslendi.



Apollon Tapınağı’nın silüetinde Manavgat ve Giritli dansçılar gösteri sundu


Açılış seremonisinde Apollon Tapınağı’nın sütunlarının gölgesinde Manavgat Belediyesi Folklor Ekibi ve Girit Halk Dansları Topluluğu’nun gösterilerini hem festival misafirleri hem de yabancı turistler ilgiyle izledi. Usta müzisyenler Georgis Skounakis ve Emmanouil Ntaountakis’in seslendirdiği eserlerle oynayan Giritli dansçılar büyük alkış aldı.



Giritli dansçılar ve müzisyenler yağmura aldırmadılar, neşeli şarkılar söylediler


Coşkulu bir şekilde devam eden açılış seremonisi aniden bastıran yağmur nedeniyle sonlandırıldı, ancak Giritli dansçılar ve müzisyenler, yağmura karşı korunaklı sahnede neşeli şarkılar söylemeye başladı. Yağışa aldırmayan turistler de Giritlilerin kutlamasına alkışlarla eşlik etti.


Yağmura rağmen kutlamaların devam ettiği sahneye gelen Başkan Kara, piyanonun başına geçen kızı İpek Kara ve solist arkadaşı İpek Dizdar’ın seslendirdiği unutulmaz şarkılara davetlilerle birlikte alkışlarla tempo tuttu.



Benzer bir festivalin Girit’te yapılmasına yönelik görüş birliğine varıldı


Daha sonra festival konukları için Manavgat Girit Kültür Evi’nde resepsiyon verildi. Giritli göçmenlerin kültürel mirasını yaşatmak ve tanıtmak amacıyla Manavgat Belediyesi tarafından Side’ye kazandırılan müzede Başkan Kara, Hanya Belediyesi yöneticileri ve festivale ana sponsorluk desteği veren turizm duayenleri dostluk mesajları verdi. Bu buluşmada benzer bir festivalin Girit’te yapılmasına yönelik görüş birliğine varıldı. Başkan Kara, konuk belediye yöneticileri ile festivalin ana sponsoru iş insanlarına teşekkür plaketleri takdim etti.


Festivalin akşam programında yer alan Sofia Vossou konseri elverişsiz hava şartları nedeniyle iptal edildi.



Girit’ten Side’ye kültür ve lezzet şöleni coşkulu başladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.