EKONOMİ - 02 Ekim 2024 Çarşamba 12:59

Yöresel lezzetleri geleceğe taşıyan YÖREX’te bu yıl, 72 kente özgü el emeği ürünler sergilenecek

A
A
A
Yöresel lezzetleri geleceğe taşıyan YÖREX’te bu yıl, 72 kente özgü el emeği ürünler sergilenecek

Antalya’da, 16 yıl önce “Sizin oraların nesi meşhur?” sloganıyla düzenlenmeye başlanan ve yöresel değerlerin gelecek nesillere taşınmasını sağlayan Yöresel Ürünler Fuarı’nda (YÖREX), bu yıl 72 kentin ürünleri görücüye çıkacak. Antalya Ticaret Borsası (ATB) Başkanı Ali Çandır, Türkiye’de YÖREX’e başlandığında 109 coğrafi işaretli ürün olduğunu, bugün ise bin 637 ürünün coğrafi işaretle tescillendiğini söyledi. Çandır, 600’e yakın ürünün de başvurusunun kabul edildiğini ifade etti.


Yöresel ürünlerin katma değerini artırmak, kırsal alanda ekonomik kalkınmayı desteklemek amacıyla hayata geçirilen YÖREX, bu yıl 13’üncü kez 9-13 Ekim’de ANFAŞ Fuar Merkezi’nde ziyaretçilerine kapılarını açacak.


Antalya Ticaret Borsası (ATB) Başkanı Ali Çandır, ATB’de düzenlenen basın toplantısında da fuar hakkında bilgi verdi. Toplantıya, Antalya Fuarcılık İşletme ve Yatırım A.Ş. (ANFAŞ) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bıdı, Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı İdris Taş ve Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Yardımcısı Hakan Pakalın da katıldı.


ATB Başkanı Ali Çandır, 2008’de yöresel ürünlerin ticarileşme süreçlerine desteklemek, markalaşmayı sağlamak, katma değerini artırmak amacıyla fuara sosyal sorumluluk projesi olarak başladıklarını belirterek, “Fuarla ilgili ilk günden itibaren çok güzel dönüşler aldık. "Sizin oraların nesi meşhur?" sloganıyla ülkenin her bir noktasına ulaştık. Karşılaştığımız ürünlerle heyecanımız daha da arttı. YÖREX ile ürünlerin markalaşmasını ve katma değerinin artmasını sağlayan coğrafi işaret tescil belgesine de ağırlık verdik. Türkiye’de YÖREX’e başladığımızda 109 coğrafi işaretli ürünümüz vardı, bugün itibarıyla 1639 ürünümüz coğrafi işaretle tescillenmiş durumda. 600’e yakın ürünümüzün de başvurusu kabul edildi. Ayrıca, Avrupa Birliği’nden de coğrafi işaretli ürünlerimiz tescillenmeye başladı. 27 ürünümüz coğrafi işaret tescilini AB’den aldı, 61 ürünümüz de almak için gün sayıyor. İnşallah bu ürünlerimizin de sayısını artıracağız. İlk başlarda Türkiye’de 3 bin 500 ürünümüzün coğrafi işaret tescil belgesini alabileceğini hedefliyorduk. Şu an başvurularla beraber bu ürünlerin üçte ikisinin coğrafi işaretli tescilleri gerçekleşti" dedi.


Coğrafi işaret tescil belgesinin ekonomik katkısının yüksek olduğuna işaret eden Çandır, "Dünyadaki coğrafi işaretler piyasasına baktığımızda 200 milyar dolarlık bir pazardan bahsediyoruz. Türkiye’nin bu pazardan hak ettiği payı alamadığını düşünüyoruz” diye konuştu.


Başkan Çandır, bu yılki fuarda 400 firmanın 72 kente özgü el emeği, göz nuru ürünlerini yerli ve yabancı ziyaretçilerle buluşturacaklarını sözlerine ekleyerek, şunları söyledi:


“Özellikle çocukları fuarda daha fazla görmek istiyoruz. Bu ürünleri geleceğe taşıyacak çocukların, ürünleri görmeleri, tatmaları ve hissetmeleri gerekiyor.”


Toplantıya katılan ANFAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bıdı da fuarın gerek kent gerekse ülke açısından önemli bir değer olduğunu vurgulayarak, “YÖREX, Antalya, Türkiye markası. Fuarlar içinde en fazla desteği ATB’ye yapıyoruz. Fuara elimizden geleni yapmaya devam ediyoruz. ANFAŞ dünya markası. Bu fuarı da yaşatmamız lazım. Sadece Antalya değil, tüm Türkiye’yi YÖREX’e davet ediyoruz. Sağlıklı ve markalı ürünleri herkesin tatmasını bekliyoruz” dedi.


Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı İdris Taş ise YÖREX’in Antalya’nın marka değerine değer kattığını ifade ederek, “Biz gazeteciler olarak bu fuarın gönüllü danışma kurulu üyesiyiz. Biz de her zaman kente katma değer katan tüm kurumlara desteğimiz tamdır. Marka değerlerimize sahip çıktığımız gibi bu yıl da 2 milyon ziyaretçinin olması kent adına çok önemli. Dün olduğu gibi, bugün de yarın da Antalya’mız adına bizim son derece önemli bir görevimiz var. Böylesi önemli bir fuara değer katan Ali Çandır başkanıma ve emeği geçenlere teşekkür ediyoruz” diye konuştu.


Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Yardımcısı Hakan Pakalın da fuarın Antalya’nın markası haline geldiğini ve ülkenin her yerinde bilindiğini belirterek, “Fuarların asıl amacı farkındalık oluşturmaktadır. İlk günden beri YÖREX’i destekliyoruz. Onu bir çocuk gibi büyüttük. Biz de ATSO olarak gerekli desteği veriyoruz. Vermeye de devam edeceğiz” dedi.



Yöresel lezzetleri geleceğe taşıyan YÖREX’te bu yıl, 72 kente özgü el emeği ürünler sergilenecek

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bitkilerin Profesörü; "Ispanak, içerdiği A, C, K ve diğer vitaminler, mineraller ve antioksidanlar bakımından oldukça faydalı bir sebze" Ispanağın demir açısından zengin olduğuna dair yanlış bir inanışın 1930’larda yapılan bir bilimsel hataya dayandığını ifade eden Bitkilerin Profesörü Aysun Bay, “Temel Reis çizgi filminin etkisiyle bu yanlış bilgi hızla yayıldı. Ancak, ıspanak yine de içerdiği A, C, K vitaminleri ve minerallerle sağlıklı bir diyetin önemli bir parçası olmaya devam ediyor” dedi. Temel Reis (Popeye) karakteriyle dünya çapında ünlenen ıspanak, Türkiye’de geniş bir üretim ağına sahip. Serin iklimleri seven bu besleyici sebze, başta Marmara, Ege, İç Anadolu, Karadeniz ve Akdeniz bölgeleri olmak üzere birçok şehirde yetiştiriliyor. Ispanağın demir açısından zengin olduğuna dair yanlış bir inanış, 1930’larda yapılan bir bilimsel hataya dayanıyordu. Temel Reis çizgi filminin etkisiyle bu yanlış bilgi hızla yayıldı. Ancak, ıspanak yine de içerdiği A, C, K vitaminleri ve minerallerle sağlıklı bir diyetin önemli bir parçası olmaya devam ediyor. Özellikle sonbahar ve ilkbahar dönemlerinde yoğun ekim yapılan ıspanak, Türkiye’nin birçok bölgesinde sofraların vazgeçilmezi olmaya devam ediyor. Ispanağın yanlışlıkla şöhret kazanması 19. yüzyılın sonlarına doğru, bilim insanlarının besinlerin içeriklerini araştırmaya başladıklarını ifade eden Prof. Dr. Aysun Bay, 1870’lerde yapılan bir laboratuvar çalışmasında, ıspanağın demir oranının analiz edildiğini ve sonuçların yanlışlıkla kaydedildiğini söyledi. Bir hata sonucunda, ıspanağın içerdiği demir miktarının olduğundan 10 kat fazla olarak kayıtlara geçtiğini söyleyen Karabulut, “O dönemde bilimsel bir hata fark edilmedi ve uzun yıllar boyunca ıspanak, demir bakımından olağanüstü zengin bir sebze olarak bilindi. Bu yanlışlık, ıspanağın sağlığa olan faydalarının abartılmasına neden oldu ve besleyici özellikleriyle efsaneleşti. 1930’lara gelindiğinde bu hatanın farkına varılmış olsa da, ıspanağın şöhreti çoktan yayılmıştı ve kamuoyundaki algı kolayca değişmedi. İşte tam bu dönemde, ıspanağın yanlış anlaşılmasından doğan şöhreti daha da artıran bir figür ortaya çıktı: Temel Reis” dedi. Temel Reis (Popeye) ve Ispanak 1929 yılında Amerikalı çizer Elzie Crisler Segar tarafından oluşturulan Temel Reis karakterinin, kısa sürede dünya çapında popüler hale geldiğini belirten Prof. Dr. Bay, “Temel Reis, her zayıf düştüğünde bir kutu ıspanak yer ve anında büyük bir güç kazanarak düşmanlarını alt ederdi. Bu, çocuklar arasında ıspanağın bir "süper yiyecek" olarak tanınmasına yol açtı. Temel Reis’in her ıspanak yediğinde güç kazanması, aslında çizgi romanın geliştiricilerinin ıspanaktaki demir miktarına atıfta bulunuyorlardı. Bu durum, ıspanağın bir güç sembolü olarak daha da popülerleşmesini sağladı ve dünya genelinde çocuklar, bu sebzeyi tüketmeye teşvik edildi. 1930’lu yıllardan itibaren Temel Reis’in popülaritesi, Amerika’daki ıspanak tüketimini yüzde 30 oranında artırdı” ifadelerine yer verdi. Ispanak tüketimi ve şehir efsaneleri Temel Reis karakterinin ıspanakla güç kazanmasının çok etkili olduğunu anlatan Bitkileirn Profesörü Aysun Bay, “ABD’de Crystal City, Texas gibi yerleşim yerleri, kendilerini ‘Ispanak Başkenti’ ilan etti. Bu kasabada Temel Reis’e bir heykel dikildi ve ıspanağın Amerikan kültüründeki yeri pekiştirildi. Bugün bile Crystal City, Temel Reis’e ithaf edilen festivaller düzenlemektedir” dedi. Bilimsel Doğrulama 1937’de yapılan daha hassas laboratuvar analizleri ile ıspanağın içerdiği demir miktarının aslında o kadar yüksek olmadığını ortaya çıkardığını anlatan Prof. Dr. Bay, “Bir hata sonucunda bu durumun abartıldığı ortaya çıktı. Ancak bu noktada ıspanağın şöhreti çoktan kalıcı hale gelmişti. Yine de ıspanak, içerdiği diğer vitaminler, mineraller ve antioksidanlar bakımından hala oldukça sağlıklı bir sebze olarak kabul edilmektedir. Özellikle folik asit, C vitamini ve beta-karoten açısından zengin bir besin olarak önemini korur. Ispanak, Anadolu topraklarında uzun bir geçmişe sahip olmasa da, bu bölgede hızla kabul görmüş ve mutfak kültürünün önemli bir parçası haline gelmiştir. Orta Asya kökenli olduğu düşünülen ıspanak, İslam dünyası aracılığıyla önce İran’a, ardından Anadolu’ya getirilmiştir. Osmanlı döneminde daha fazla yaygınlaşmış ve zamanla hem kırsal hem de şehir yaşamında sevilen bir sebze olmuştur” şeklinde konuştu. Ispanağın efsanevi gücü Anadolu’nun bazı bölgelerinde ıspanağın insanlara olağanüstü güçler kazandırdığına dair efsanelerin var olduğunu ifade eden Prof. Dr. Bay, “Bu hikayeler, özellikle tarım işçileri ve çiftçiler arasında yaygındı. Ispanak yiyen insanların, tarlada daha fazla çalışabildikleri ve daha az yoruldukları söylenirdi. Özellikle kas gücüne dayalı işlerde çalışanların, işlerini bitirdikten sonra bir kase ıspanak çorbası içmeleri, onlara ekstra kuvvet vereceği inancıyla yapılırdı. Bu hikaye, muhtemelen ıspanağın demir içeriği hakkındaki yanlış anlaşılmalarla da ilişkili olabilir. Bazı Anadolu masallarında, bir kadın figürü ıspanağın gücüyle ilişkilendirilir. Bu hikayelerden birinde, yaşlı bir kadın, hasta bir çocuğa iyileşmesi için sihirli bir tarif verir: “Toprağın en derininden çıkardığın ıspanağı kaynat, suyunu içir ve yapraklarını ezip çocuğun göğsüne koy.” Bu tarif, çocuğu iyileştirir ve o zamandan beri ıspanak şifalı bir bitki olarak anılır “ dedi. Ispanak ve Anadolu sofraları Anadolu’nun mutfak kültüründe, ıspanak hem basit hem de lezzetli yemeklerin temel malzemesi olduğunu dile getiren Bitkilerin Profesörü Aysun Bay, “Bazı geleneksel Anadolu ıspanakları olarak Ispanaklı Gözleme, Ispanaklı Borani, Ispanaklı Börek, Ispanaklı Yahniler ve Çorbalar, Zeytinyağlı ve Yoğurtlu Ispanak, Ispanaklı Pilav ve Ispanak Çorbasını söyleyebiliriz. Günümüzde Ispanak Her ne kadar ıspanağın demir içeriği başlangıçta yanlış kaydedilmiş olsa da, bu durumun ıspanağın genel sağlığa faydalarını gölgede bırakmadığını ifade eden Bay, “Bugün, ıspanak hala dünya genelinde birçok kültürde önemli bir besin maddesi olarak tüketilmektedir. Demir açısından nispeten mütevazı olsa da, bağışıklık sistemini güçlendiren ve genel sağlığı destekleyen diğer pek çok besin maddesi içermesi nedeniyle modern beslenmenin vazgeçilmez sebzeleri arasındadır. Besleyici değeri yüksek, soğuk mevsim sebzesi olarak bilinen bir bitkidir. İçerdiği vitaminler, mineraller ve antioksidanlar, sağlık açısından çok faydalı olan ıspanak, çeşitli yemeklerde kullanılır ve hem pişmiş hem de çiğ tüketilebilir. Ispanak, dünyanın birçok yerinde yetiştirilebilen bir sebze olup, Türkiye’de de yaygın olarak üretilir” diye konuştu.
İstanbul İstanbul Adliyesi’ndeki terör saldırısına ilişkin davada DHKP-C’nin sözde halkın hukuk bürosu yöneticisi hakim karşısında İstanbul Adalet Sarayı’ndaki polis noktasına düzenlenen silahlı terör saldırısına ilişkin 19 sanığın ayrı ayrı yargılandığı davalar çerçevesinde, DHKP-C terör örgütünün sözde halkın hukuk bürosu yöneticisi olduğu iddia edilen sanık Seda Şaraldı hakim karşısına çıktı. Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’nın C kapısındaki polis kontrol noktasına 6 Şubat 2024’de DHKP-C silahlı terör örgütü tarafından silahlı saldırı düzenlenmiş, saldırıyı gerçekleştiren teröristler Emrah Yayla ve Pınar Birkoç etkisiz hale getirilirken olay sonrası 1 vatandaş hayatını kaybetmiş ve 3’ü polis 6 kişi yaralanmıştı. Saldırıya ilişkin tespit edilen 19 sanığın ayrı ayrı yargılandığı davalar çerçevesinde örgütün sözde halkın hukuk bürosu yöneticisi olduğu iddia edilen sanık Seda Şaraldı’nın ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapis talebiyle yargılanmasına başlandı. İstanbul 26.Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuklu sanık Seda Şaraldı ve avukatları hazır bulundu. Duruşmaya Fransa Barosundan bazı avukatlar da izleyici olarak katıldı. "Lütfen kapıları açın sorgu vereceksem herkesin duymasını istiyorum’’ Duruşmada savunma yapması istenen sanık Şaraldı, duruşma salonu dışında da izleyicilerin olduğunu, avukatların duruşma salonuna alınmasının kendisinin adil yargılanması için güvence olduğunu belirterek, ‘’Onları biz çağırdık buraya. Çevik kuvvetin buradan alınmasını meslektaşlarımın buraya alınmasını istiyorum. Lütfen kapıları açın sorgu vereceksem herkesin duymasını istiyorum" dedi. Salondan dışarı çıktılar Mahkeme başkanı, güvenlik gerekçesiyle izleyiciler bölümü dışında salona başka kimsenin alınmayacağını söyledi. Bunun üzerine sanık Şaraldı’nın avukatları da duruşma salonu dışındaki avukatların salona alınmaması nedeniyle savunma yapmayacağını söyleyerek salondan dışarı çıktı. Tutukluluk halinin devamına hükmedildi Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık Şaraldı’nın tutukluluk halinin devamına ve eksik hususların giderilmesine hükmederek duruşmayı erteledi.
Adana Karaisalı biberi tescillendi Adana’nın Karaisalı ilçesinde yetiştirilen ve bölgenin simgesi haline gelen Karaisalı Biberi, 1 Ekim günü 182 sayılı Resmi Coğrafi İşaret ve Geleneksel Ürün Adı Bülteninde ilan edilerek, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından coğrafi işaret alarak resmen tescillendi. Akdeniz mutfağının vazgeçilmez lezzeti olan ve özellikle salça üretiminde kullanılan kırmızı biber hem lezzeti hem de yüksek verimiyle dikkat çekiyor. Adana’nın ve Karaisalı’nın tarımsal kimliğinin bir sembolü olarak öne çıkan Karaisalı Biberi tescil ile birlikte, bu biberin ulusal ve uluslararası pazarlarda da hak ettiği yeri bulması bekleniyor. Karaisalı’nın bereketli topraklarında yetişen bir miras olarak geleceğe taşınacak. 7-17 cm uzunluğundaki bu biberler, salça üretiminde yaygın olarak kullanılıyor. Üretimde, ata tohumlarının kullanılması, bu biberi yerel mirasın önemli bir parçası haline getiriyor. 3 aylık hasat dönemi boyunca 6 kez toplanan Karaisalı Biberi, bölgenin en önemli tarımsal gelir kaynaklarından biri olarak öne çıkıyor. Karaisalı Belediye Başkanı Bekir Şimşek, biberin tescil edilmesiyle ilgili şunları söyledi: "Karaisalı’mızın değerli simgelerinden biri olan ‘Karaisalı Biberi’nin Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescillenmesi hem tarımımızın gücünü hem de kültürel mirasımızın zenginliğini bir kez daha gözler önüne serdi. Bu biber, yalnızca lezzetiyle değil, emeğimizin bir sembolü olarak dünyaya tanıtılacak. Emeği geçen tüm çiftçilerimize ve bu sürece katkı sağlayan herkese yürekten teşekkür ediyorum." Adana’nın tarım potansiyelini dünyaya tanıtan Karaisalı Biberi’nin bu önemli tescili, bölge çiftçileri ve Karaisalı halkı tarafından büyük bir memnuniyetle karşılandı. Karaisalı’nın kırmızı altını olarak anılan bu biber, ülke çapında büyük bir marka haline gelme yolunda ilerliyor.
Antalya Antalya’da cami imamı 6 dilde İslamiyet’i tanıtıyor Antalya’nın Kaleiçi semtinde bulunan tarihi Şehzade Korkut Camii’nde imamlık yapan Muhammet Deniz Tanrıverdi, 6 dil ile yerli ve yabancı turistlere İslam dinini tanıtıyor. Bu çabaları sayesinde toplamda 6 turisti Müslüman ettiğini belirterek, “Müslüman olan bir Alman vatandaşa Musa ismini verdik ve çok mutlu oldu” dedi Antalya’nın tarihi Kaleiçi bölgesinde bulunan Şehzade Korkut Camii, zengin tarihi ve kültürel yapısıyla dikkat çekiyor. Diyarbakırlı imam Muhammet Deniz Tanrıverdi, camide hem imamlık hem de müezzinlik yaparak, yerli ve yabancı turistlere İslam dinini tanıtma görevini üstleniyor. Tanrıverdi, toplamda 6 dil konuşabilmesi sayesinde gelen ziyaretçilere kendi dillerinde bilgi vererek caminin tarihi hakkında farkındalık oluşturuyor. “Rusça, Arapça, İngilizce, Kürtçe, Türkçe ve Zazaca dillerini biliyorum” Eğitim geçmişiyle ilgili de bilgi veren imam Muhammet Deniz Tanrıverdi, "Doğu kökenli olduğum için Kürtçe ve Zazaca’ya hâkimdim. Arapçayı medrese eğitimi ile öğrendim. İngilizce ve Rusçayı ise kendi çabamla öğrendim. Şu anda Türkçe de dâhil toplamda 6 dil biliyorum. Ziyaretçiler genellikle İslamiyet hakkında ön yargılı geliyor, ancak onlara doğru bilgiyi verince bu ön yargıların kırıldığını görüyorum" dedi. “Şehzade Korkut Camisi Türkiye’nin 2. Ayasofya Camisi” İmam Muhammet Deniz Tanrıverdi, Antalya İl Müftüsü Nazif Fethi Yalçınkaya ve Muratpaşa İlçe Müftüsü İshak Göksel’e teşekkürlerini sunarak, "Burada genellikle turist ağırlıklı olduğu için İngilizce, Rusça ve Arapça konuşarak, camimizi tanıtıyorum ve gelen ziyaretçilere çeşitli kitaplar hediye ediyorum. Caminin tarihi hakkında bilgi vermem gerekirse bu yapı, 2. yüzyıldan kalma bir Roma tapınağı olarak inşa edilmiştir. 6. yüzyılda ‘Aya İrina’ kilisesi olarak faaliyet göstermiştir. Camimiz, bir bakımdan Türkiye’nin 2. Ayasofya’sı ve tarihi olarak Ayasofya’dan daha eskidir. 7. yüzyıldaki Arap fetihleriyle zarar görse de, Anadolu Selçukluları döneminde tekrar camiye dönüştürülmüştür" şeklinde konuştu. “6 turistin İslam dinine geçmesine vesile oldum” İki yıldır burada görev yaptığını belirten Tanrıverdi, "Gelen turistlerin çoğu Rus kökenli ve onlarla iletişime geçerek, camimiz hakkında bilgi veriyoruz. Bu sayede 6 turistin İslam dinine geçmesine vesile oldum. Bunlardan 5’i Rus, son olarak da 2 hafta önce bir Alman vatandaşı Müslüman oldu, kendisine Musa ismini verdik ve o da çok sevindi" dedi. “Biz hoşgörü dinine sahip olduğumuz için tüm dinlere saygılıyız” Caminin tarihî yapısında haç işaretlerinin olduğuna da dikkat çeken Tanrıverdi, "Şehzade Korkut Camisi tarihi bir müze olarak sergileme fikri edinilmiş. Yer altındaki kalıntılar, turistlerin ilgisini çekiyor. Eski bir kilise olduğu için burada haç işareti simgeleri de sergileniyor. Biz hoşgörü dinine sahip olduğumuz için tüm dinlere de saygılıyız. Bu bizim için sadece bir sembol ve ibadetimizi engellemiyor" şeklinde konuştu. “Hizmetimizin takdir edilmesi beni motive ediyor” Cemaat ve esnaf tarafından da memnuniyetle karşılandığını belirten Tanrıverdi, "Hizmetimizin takdir edilmesi beni motive ediyor. İşimi en iyi şekilde yapmak için elimden geleni yapıyorum" şeklinde konuştu. "Çok ilim sahibi hocaya sahip bir cami ve çok şanslılar" İstanbul’dan misafir olarak geldiğini ve tarihi yapıları gezdiğini belirten Ömür Ünal, "Buradaki camiyi ziyaret etmeye geldim ve camimiz çok güzel, tarihi bir cami. Zemine kurulan cam terasları harika bir bir görüntü oluşturuyor. Buraya ilk defa geliyorum ve hocası çok dikkatimi çekti. Mükemmel bir namaz kıldırdı ve ben çok beğendim. Söylenecek çok bir şey yok, her şey çok mükemmel. Burası çok tarihi bir yer olduğu için Ayasoyfa Camisi’ne benziyor. Yapısı çok nezih görünüyor. Çok ilim sahibi hocaya sahip bir cami ve çok şanslılar. Bu zamanda 6 dil konuşabilen ve bunları aktarabilen bir imam benim için çok değerlidir. Tanışmak bile isterdim" şeklinde konuştu. Şehzade Korkut Camii, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle Antalya’nın önemli simgelerinden biri olduğunu belirten imam Muhammet Deniz Tanrıverdi, dinler arası diyalog ve hoşgörüye katkı sunmaya devam ediyor.