ASAYİŞ - 15 Kasım 2024 Cuma 10:05

VIP araçlı botoks mağduru Hicran Çukur: “Tek hatam diplomalarına bakmamak oldu”

A
A
A
VIP araçlı botoks mağduru Hicran Çukur: “Tek hatam diplomalarına bakmamak oldu”

VIP araçta seyyar olarak botoks, yağ aldırma, yüz gençleştirme ve diş beyazlatma işlemleri yaptığı gerekçesiyle gözaltına alınan Raşit G.’nin adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına mağdur ettiği Hicran Çukur tepki gösterdi. Çukur, “Tek hatam diplomalarına bakmamak oldu” dedi


Antalya’nın Manavgat ilçesinde kurduğu internet sitesi ve sosyal medya üzerinden kendisini doktor olarak tanıtarak evinde ve VIP aracında seyyar olarak botoks, yağ aldırma, yüz gençleştirme ve diş beyazlatma işlemleri yaptığı gerekçesiyle gözaltına alınan şüpheli Raşit G.’nin adliyedeki işlemlerin ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına 2 yıl önce mağduru olan Hicran Çukur tepki gösterdi. İki yıl önce Raşit G.’ye işlem yaptıran ve yüzünde kalıcı izler kaldığını belirten Hicran Çukur, tek mağdurun kendisinin olmadığının, yurt dışından insanların da tehdit nedeniyle sessiz kaldığını ileri sürdü.


“Tutuklu yargılanması lazım”


Raşit G.’nin kendisini dermatolog olarak tanıttığını ve güven verdiğini söyleyen Çukur, “İki yıl önce bir işlem yaptırmıştım, kendisini bana doktor, dermatolog olarak tanıtmıştı. Bende inanmıştım. Güzellik merkezi olarak VIP bir araç kullanıyor. Bunun içinde işlemler yapıyor. Bende işlem yaptırdım ve kalıcı hasarlar oluştu. Tedavi gördüm, ama geçmeyen birkaç lekem kaldı. Ben kendisinden suç duyurunda bulunmuştum. Dün gözaltına alındığını duydum, ama bugün adli kontrol şartı ile serbest bırakıldığını öğrendim. Ben eminim ki adalet yerini bulacak. Bence tutuklu olarak yargılanması lazım” dedi.


Başkalarının da canını yakabilir”


Raşit G.’nin tutuklu olarak yargılanması gerektiğini dışarda olmasının başka insanlar için risk teşkil ettiğinin söyleyen Çukur, “Böyle bir insanın bu şekilde bir iş yapmasının kesinlikle yasaklanması lazım. Şu anda benim davam sürüyor, avukatıma ve adalete sonuna kadar güveniyorum. Eminim yaptığı cezasız kalmayacak. Aslında tutuklu yargılanması gerekiyor, serbest kaldığı zaman başkalarının da canını yakabilir. Bana Plazma Pen, Dudak dolgusu, botoks, birde benimi aldı. Bu işlemleri bir güzellik uzmanının yapmayacağını çok iyi biliyorum” ifadelerini kullandı.


“Tek hatam diplomalarına bakmamak oldu”


Seyyar olarak VIP araçta işlem yapan Raşit G.’nin kendisini dermatolog olarak tanıttığını ve Doktor olduğunu söylediğini vurgulayan Hicran Çukur, “Ankara Üniversitesi’nde okuduğunu söyledi. Ama benim tek hatan onun diplomalarına bakmamak oldu.İşlemleri yaptı ve cildim berbat oldu. Ve ben özel bir hastanede tedavi görerek tekrar cildimi yenilemeye çalıştım. Ama yine de kalıcı izler var. Alın bölgemde ve elmacık kemiklerimde izler kaldı” dedi.


“Başkalarının da canı yanmasın”


Raşit G.’nin genelde Almanlara işlem yaptığını söyleyen Çukur, “Türklere yapmıyorum, Türkler sorunlu oluyor’ demişti. Ama ben şunu anladım, benim cildim mahvolduktan sonra Almanlara yapıyor çünkü onlar yurt dışına gidiyor. Birdaha geri dönmüyor, nasıl şikayetçi olacağını bilmiyor. Birkaç Alman bize yazdı, bize yardımcı olun, bize de böyle şeyler yaptı. Ama bizi tehdit ettiği için biz suç duyurusunda bulunamıyoruz. Bizim Türkçemiz yok, bize yardımcı olur musunuz dediler. Bana yaptığı işlem nedeniyle ben kendisinde şikayetçi oldum. Ve eminim ki adalet yerini bulacak. Türk veya Alman fark etmez, başkalarının da canı yanmasın” ifadelerini kullandı.


“Eşimin psikolojisi bozuldu”


Raşit G.’nin yaptığı işlemler nedeniyle çok sayıda mağdur olduğunu ve birçoğunu tehdit ettiğini öğrendiklerini belirten Serkan Çukur ise, “VIP lüks bir araç yapmış kendisine milleti öyle bir kandırıyor ki, tabi bizi de kandırdı, bizde mağdur olduk. Hatta çok kötü yorumlar aldık. Kendisini dermatolog, doktor olarak tanıttı. Bizde güvendik, yaptırdık. Ama yaptırdıktan sonra eşimde lekeler kaldı. Hamının psikolojisi falan çok bozuldu. Bayağı bir süreç gerekti kendisine gelmesi için. Hala zaman zaman aynanın karşısında psikolojisi bozuluyor” dedi.


“Bize ulaşan çok sayıda mağdur var”


Raşit G.’nin gözaltına alındığını duyduklarında sevindiklerini söyleyen Serkan Çukur, “Aracı falan aranmış. Sevindik, ama bugün adli kontrol ile serbest bırakıldığını öğrendik. Olmaması gereken bir şey, tutuklu olarak yargılanması gerekiyor. İnsan dahi öldürebilecek şekilde bir insan diye düşünüyorum. Bir doktor uzman olmadan bu tür işlemlere giriliyor. Bu kişinin tutuklu yargılanıyor olması gerekir. Ama adalet yerini bulacak, avukatımıza, hakim ve savcılarımıza güveniyoruz. Umarım bu karar değişir” ifadelerini kullandı.


“Mağdurları tehdit etmiş”


Sosyal medya üzerinde kendisine çok sayıda mağdur Alman vatandaşının ulaştığını belirten Serkan Çukur, “Bana sosyal medyadan da çok fazla mesaj geldi. Alman vatandaşları ulaştı bana, kendileride mağdur olmuşlar. Tehdit edildiklerini söylüyorlar. Yaptırdıkları işlemleri falan gönderdiler. Bu kişiyi kendisini şikayet ederse veya sosyal medyada paylaşırsa canıyla tehdit etmiş. Benden de yardım istediler. Bunun gibi birkaç kişi bize ulaştı. Korktuklarından artık Türkiye’ye de gelemiyorlar. Umarım, adalet yerini bulur, tutuklanır ve cezasını alır” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Bu da ‘kızarmış kuymak’ TRABZON (İHA) – Karadeniz Bölgesi’nin yüzyıllık lezzetlerinden biri olan kuymağın farklı bir lezzeti çeşidi ortaya çıktı. Altı yakılarak dışı çıtır bir görünüme sahip olan kızarmış kuymak sadece Trabzon’un Vakfıkebir ilçesinde yapılıyor. Karadeniz Bölgesi’nin geleneksel mutfağında yer alan kuymağın farklı bir lezzeti sadece Trabzon’un Vakfıkebir ilçesinde yapılıyor. Tereyağı, mısır unu ve peynir üçlüsünün birleşerek oluşturduğu kuymak ilçede ters çevrilerek yeniliyor. Kısık ateşte altı yakılan ve bu sayede çıtır bir görünüme kavuşan kızarmış kuymak ilçede sabah kahvaltılarının vazgeçilmezi olurken, kızarmış kuymak olarak bilinen lezzetin tarifi ise sır olarak saklanıyor. Vakfıkebir ilçesindeki sadece 2 işletmede yapılan kızarmış kuymağı müşterileri ile buluşturan Kadife Sofra isimli işletme sahibi Kadem Sağlam, “Köylerde bakır tavalarda kara ateşlerde kuymak yapılır. Bunun da en lezzetli kısmı altında yanan kısmıydı. Doğal olarak altını kazıma noktasında çocuklar arasında kavgalar olurdu. O çıkarmış şeklini herkesin paydaşı olacağı şekle çevirmek noktasında bir düşünme oluştu. O düşünceden hareketle bu çıktı. Bu şuanda iki yerde yapılıyor. Bu yörenin tereyağı ve telli peynirinin ön plana çıktığı, yine yerli mısır ununun ön plana çıktığı bir üretimdir” dedi. “Yara almaması için tam tarifini veremiyoruz” Kızarmış kuymağın tarifini öğrenmek isteyenler olduğunu kaydeden Sağlam, “Çok reklamı yapılmış değil ama öğrenen mutlaka buradan geçerken kızarmış kuymağımızı yemeye geliyor. İnsanlar bunu çok tercih ediyor. Bu yaz kızarmış kuymak lezzetini deneyen Arap turistlerde oldu. Onların da hoşuma gitti. Tarifini soranlar oluyor ama malum işletmelerde bunların bir kısmını saklamak gerekiyor ki size ait olsun. Aynı ürünü başka yerler de görebilirler. Ama yağ konusunda bu yörenin yağını kullanmamışlardır veya Vakfıkebir telli peyniri kullanmamış olabilir. Aynı kaliteyi ve tadı alma sonuçları olmaz. Görüntü olsa bile lezzet olmaz. Yara almaması için tam tarifini veremiyoruz. Ama bunu organik bir şekilde yapacaklarını bildiğimiz herkese yardımcı oluruz” diye konuştu. “Farklı bir lezzet” Kızarmış kuymağın yapılışını anlatan Emine Şen ise, her ürünün organik olması gerektiğinin altını çizerek, “Normal kuymak yaparken kızarmış kuymağın daha güzel fark ettiğimizde bunu yapmaya başladık. Vakfıkebir’in özel telli peynirinden kuymak yaptığımız zamanlarda bunu ters çevirince kızarmış kuymağı keşfettik. O günden beri kızarmış kuymağı hem biz tercih ediyoruz hem de müşterilerimize sunuyoruz. Farklı bir lezzet. Vakfıkebir’in özel tereyağından yapılıyor. Tereyağını erittikten sonra mısır unu katıyoruz. O da Karadeniz Bölgesi’ne has. Mısır ununu kavurduktan sonra bir miktar su ekliyoruz. Ondan sonra tuzunu atıp sonra Vakfıkebir’in meşhur telli peynirini ekliyoruz. Onu da erittikten sonra biraz kızarmaya bırakıyoruz. Sonrasında ters çevirerek kızarmış kuymağımızı müşterilerimizle buluşturuyoruz. Tarifini öğretmek isteyen çok oluyor. Ama herşeyin organik olması lazım” ifadelerini kullandı.
Mersin Salatalık üreticisinin yüzünü güldürdü Türkiye’nin sebze ve meyve üretim merkezlerinden Mersin’de örtü altında yetiştirilen sonbaharla birlikte hasada başlanan salatalık bahçede 30-35 TL bandında alıcı bulması üreticisinin yüzünü güldürdü. Salatalık üretiminde ülke genelinde ilk sıralarda yer alan Mersin’de, açıkta hasadın bitmesinin ardından örtü altında yetiştirilen ürünlere geçildi. Seralarda Ağustos ve Eylül aylarında fideleri dikilen salatalıklar Ekim ile Kasım aylarında hasat edilirken, üreticisini de sevindirdi. Havaların soğuması nedeniyle 2 günde bir toplanan salatalık, haftada 2 gün hasat edilmeye başlandı. Güzlük salatalıkta hasat sonunun da yaklaşmasıyla birlikte ürün azaldığı için fiyatlar bahçede 35 TL’ye kadar çıktı. 30-35 TL bandında bahçeden alınan salatalık ise pazarlarda 50, marketler de ise 60 ile 75 TL arasında satılması dikkat çekti. Üreticiler, geçen yıl para etmeyen bu yazda 10-15 TL bandında satılan salatalığın güz döneminde üreticisini sevindirdiğini ancak tüketicinin ise aracılar nedeniyle pahalıya aldığını söyledi. "10 senede ilk defa bu kadar kazandık" Erdemli ilçesinde örtü altında salatalık üretimi yaptıklarını belirten Ömer Çerçi," Haftada 2 gün hasat ediyoruz. Hasat ettiğimiz ürünü Mersin’e gönderiyoruz. Biz emek verip, masraf ederek ürettiğimiz salatalığı bahçeden 30-35 TL’ye satıyoruz. Marketlere ise 75-80’e satıyor. Onlar bizden iki kat daha fazla para kazanıyor. Biz salatalık üretimini 10 senedir yapıyoruz. 10 senede ilk defa bu kadar para kazandık. Bu sene bizim için fiyatlar iyi oldu" dedi. Mersin’in salatalık üretiminde önemli bir yere sahip olduğunu aktaran üretici İsmet Ateş," Güzlük salatalığı Ağustos ayında örtü altına diktik. Geçen yıl ürünlerimiz para etmedi, masraflarımız artmıştı. Bu yıl çok şükür para ediyor" diye konuştu. Havaların soğuması ile birlikte gün aşırı hasadın haftada ikiye indiğine değinen Ateş, güzlük hasada 15-20 gün daha devam edeceklerini ardından da yeni ekim yapılacağını kaydetti. Şuanda salatalığın bahçeden çıkış fiyatının 30-35 TL bandında olduğunu dikkat çeken, pazarda 50 TL, marketlerde ise 65-70 TL’den başladığını, kendilerini fide ve gübre gibi masrafları nedeniyle onlar kadar kazanamadıklarına da vurgu yaptı.
Bilecik 40 yıl önce emekli olmasına rağmen öğrencileri onu unutmuyor Bilecik’in Bozüyük ilçesinde yaşayan ve severek yaptığı öğretmenlik mesleğinden 40 yıl önce emekli olan 77 yaşında İbrahim Yazar, ilkokul çağlarında öğrencisi olan kişilerin kendisini hala tanıyarak selam vermesiyle yaşadığı mutluluğu dile getirdi. Bozüyük’te yaşayan 77 yaşındaki İbrahim Yazar, Bolu Öğretmen Lisesi’ndeki eğitiminin ardından 1964 yılında öğretmenliğe başladı. Uzun yıllar öğretmenlik yaptıktan sonra 1984 yılında emekli oldu. Mesleğini büyük bir aşkla yaptığını ifade eden Yazar, yetiştirdiği binlerce öğrencinin şu dönemde iş ve aile sahibi bireyler olarak karşısına çıkmasının büyük bir gurur kaynağı olduğunu belirtti. Karşılaştığı öğrencilerinin selam vermesinden dahi çok büyük mutluluk yaşadığını belirten emekli öğretmen Yazar, yıllar geçse de öğrencilerinden saygı gördüğünü ifade etti. "İlkokul Öğretmenliği diplomamı aldıktan sonra ilk tayinim Bitlis’e çıktı" Öğretmenlik görevi yaptığı dönemleri anlatan İbrahim Yazar; “1947 yılında Bozüyük’te doğdum. İlkokulu Necatibey İlkokulunda bitirdim. Ortaokulu Bozüyük Ortaokulunda bitirdim. Daha sonra Öğretmen Okulunu kazanarak Bolu’ya gittim. Bolu’da İlkokul Öğretmenliği diplomamı aldıktan sonra ilk tayinim Bitlis iline çıktı. 1964 yılının Eylül ayında Bitlis’e gittim. Bitlis’in Tatvan ilçesi Küçüksu’da 2 yıl öğretmenlik yaptım. 2 yıl sonra askerlik çıktı. Manisa’da kısa dönem 4 aylık askerlik yaptım. İzmir Narlıdere’de okuma yazma okuluna tayinim çıktı. Orada okuma yazma bilmeyen askerleri eğiten okul vardı. 1 yıl orada öğretmenlik yaptım. Daha sonra Bilecik Gölpazarı ilçesine tayinim çıktı. Burada 1 yıl çalıştıktan sonra rapor alarak Bozüyük ilçesine tayinim çıktı. Bozüyük Bekir Aral İlkokulunda öğretmenlik yaptım. Eğitim Endüstrisini bitirmiştim. Daha sonra ortaöğretime tayinim çıktı. 1984 yılında ortaöğretimden emekli oldum” dedi. “Yolda yürürken selam verip elimi öpmeye kalkan insanlar oluyor" Arandan geçen uzun yıllara rağmen eğitim verdiği öğrencilerinin kendisini tanıyarak elini öpmek istediğini belirten İbrahim Yazar, şu ifadeleri kullandı: “Öğretmenlik mesleği o kadar kutsal ki! o kadar değerli ki, onu yaşadıkça görüyoruz. Yolda yürürken selam verip elimi öpmeye kalkan insanlar oluyor. Hatta tanıyamadığım halde kendilerini öğrencileri olduğunu tanıtıyorlar. O kadar mutlu oluyor ki insan. Hatta çocuklarının torunlarını göstermeye başladılar. Büyük bir mutluluk. Bir emekli öğretmen olarak saygı görüyoruz. Tüm öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutlar, sağlıklı günler diliyorum."
İzmir 700 öğrenci ‘sevgiyi çiziyorum’ temasıyla öğretmenlerine olan duygularını resmetti İzmir’in Bayraklı ilçesinde bir ortaokulda eğitim gören yaklaşık 700 öğrenci, öğretmenlerine olan duygu ve düşüncelerini yaklaşık 30 metre uzunluğunda olan dev resim kağıdına çizdi. İzmir’in Bayraklı ilçesinde bulunan Sabiha Ahmet Tabak Ortaokulu’nda eğitim gören yaklaşık 700 öğrenci, öğretmenlerine olan duygu ve düşüncelerini ‘sevgiyi çiziyorum’ temasıyla dev resim kağıdına çizdi. Minik öğrenciler, okulun kat koridorlarına serilen ve toplamda yaklaşık 30 metre uzunluğunda olan resim kağıtlarına; ‘öğretmen, okul’ gibi görsel ögelerin yanı sıra, ‘Öğretmenler Günü kutlu olsun’, ‘sevgi’, ‘öğretmenimi çok seviyorum’ gibi sevgi kelimelerini de çizdi. El birliğiyle tamamlanan çizimler, sergilenmek üzere koridor duvarlarına asıldı. Okul Müdürü Zeki Yaşar, öğrencilerin öğretmenlerine olan duygularını resmetmesinden dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirdi. ‘Öğretmen, öğrenci ve sevgi çemberi’ vurgusu 22 yıllık Görsel Sanatlar Öğretmeni Derya Poyraz, “40 öğretmen ve 700’e yakın öğrenci resim etkinliğine katıldı. Okul, eğitim, öğretim, sınırlı bir kavram değildir. Okul sınırlarla çevrildi değildir. Öğretmenlik de sadece 40 dakika sınıfın içerisinde ders yapmaktan ibaret değildir. Bunu düşünerek öğretmen ve öğrencilerimizi, ortak bir sevgi çemberinin içerisinde resim yapma etkinliğine davet ettik. Keyif alınan güzel bir ürün ortaya çıktı. Öğrenciler çok eğlendi. Öğretmen, öğrenci ve sevgi çemberini, sanat çatısı altında birleştirmiş olmak bizim için çok onur verici oldu. Bunu da Öğretmenler Günü kapsamında gerçekleştirmiş olmak da ayrıca bir güzellik” diye konuştu. “Öğretmenlerimi çok seviyorum” 5. sınıf öğrencisi Berra Öztürk “Dünya, güneş, çocuklar ve öğretmenlerimi çizdim. Öğretmenlerimi çok seviyorum, o yüzden onları çizdim” dedi. Bir başka 5. sınıf öğrencisi Yusuf Parmaksız ise “Öğretmenlerimi çizdim ve kalpler yaptım. Ben bu etkinliği çok sevdim. Öğretmenlerimi çok seviyorum. Duygularımı çok güzel bir şekilde çizdim” şeklinde konuştu.