SAĞLIK - 28 Ekim 2024 Pazartesi 11:54

Dünyadaki ilk rahim naklinin sürecini anlattı: “Yüreğimiz ağzımızda yaklaşık on hafta hastayı takip ettik”

A
A
A
Dünyadaki ilk rahim naklinin sürecini anlattı: “Yüreğimiz ağzımızda yaklaşık on hafta hastayı takip ettik”

Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan ve Organ Nakli Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ömer Özkan, alanlarında ilk olarak yaptıkları başarılı çalışmaları kurultayda paylaştı.


Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği’nin 46’ncı Ulusal Kurultayı Antalya’da düzenlendi. Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan ve Akdeniz Üniversitesi Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ömer Özkan’ın da konuşmacı olarak katıldığı kurultay, plastik cerrahinin farklı alanlarından uzmanları bir araya getirdi. Bilimsel programda estetik ve rekonstrüktif cerrahide en yeni teknikler ile multidisipliner yaklaşımlar ele alındı.



“Kadınların anne olma isteği”


Rahim Nakli: İlk Başarılı Olgudan Dünyadaki Son Duruma başlıklı bir sunum yapan Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, konuşmasında rahim naklinde yaşanan süreci anlattı. Rahim naklinin, rahme bağlı infertilite gibi jinekolojik endikasyonlara yönelik olarak gerçekleştirildiğini belirten Prof. Dr. Özkan, bu operasyonların Türkiye’de taşıyıcı annelik gibi yasal olmayan alternatiflerin yerine önemli bir çözüm sunduğunu ifade etti. Rahim nakli ile ilgili sürecin nasıl başladığını anlatan Rektör Prof. Dr. Özkan, “Bizim 200-300 tane kadın hastamız vardı farklı nedenlerle tedaviye gelen ve rahimleri olmayan. Evli olan hastalarımız bize çocuk istemiyle geliyorlardı. Tek çare de taşıyıcı annenin yasal olmaması nedeniyle rahim nakliydi. Bunun ardından rahim nakli aklımıza geldi ve prosedürle uğraşmaya başladık” ifadelerini kullandı.



“Yüreğimiz ağzımızda takip ettik”


Dünyada ilk olan rahim nakliyle ilgili yaşadıklarını da anlatan Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan, “İlk hastamızda yedi kez gebelik elde ettik ama bir şekilde sekiz ve dokuzuncu haftalarda sorun ortaya çıktı. Nedenini düşünürken, fetüsün oturduğu yerde bir defekt olduğunu fark ettik. Onu ortadan kaldırdık. Bunu ortadan kaldırdık ve bu ameliyat sonrasında yapılan embriyo transferinden hemen sonrasında hasta gebe kaldı. Yüreğimiz ağzımızda yaklaşık on hafta kadar hastayı takip ettik. Ve ilk bebeğimiz Ömer Özkan Sert bebek dünyaya geldi” açıklamasında bulundu.



"İsveç ekibi başardı"


Dünyada ilk rahim naklinin Suudi Arabistan’da 2000 yılında yapıldığını ancak rahmin daha sonra geri alınması gerektiğini anlatan Rektör Prof. Dr. Özkan, 11 yıl boyunca bu anlamda klinik bir gelişmenin olmadığını belirterek, “2011 yılında bizim ekibimiz dünyada kadavradan ilk rahim naklini başarıyla gerçekleştirdi. Bununla en çok uğraşan ekip İsveç ekibiydi. Başarımız sonrası İsveç ekibi şaşırdı. Bir hafta sonrasında bizim yanımıza geldi ve onlara yardımcı olduk. Döndükten sonra 9 hastalık bir deneme yaptılar. 2 tanesini başarısız oldu. Daha sonra başka ülkelerden de tecrübe paylaşımı için ekipler geldi. İsveç’in ardından Çin, ABD, Brezilya ve Almanya da bu serüvene dahil oldu. Şu ana kadar 20’nin üzerinde ülke rahim naklini gerçekleştirdi. Özellikle 2015 yılından sonra dünyada yapılan nakil sayısı arttı” ifadelerini kullandı. ABD’nin bu anlamda veri paylaşmadığını dile getiren Prof. Dr. Özlenen Özkan, ABD hariç ülkelerde yapılan toplam nakil sayısının 81’e ulaştığını, 43 hastanın da anne olduğunu açıkladı. Rektör Özkan ABD dahil edildiğinde ise şu anda 120’ye yakın hastaya rahim nakli yapıldığını ve ellinin üstünde de bebeğin dünyaya geldiğini söyledi. Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan, “Tüm bu nakillerde, tüm dünyada Özkan tekniği kullanılıyor. Bunu gururla da söylemek istiyorum” diye konuştu.



“39 yaşına kadar uygun”


Prof. Dr. Özkan, rahim naklinin başarısının, uygun yaş grubundaki alıcı ve donör seçimi ile sağlandığını ve yapılan operasyonlarda yüzde 50’ye varan canlı doğum oranlarına ulaşıldığını belirtti. Rahim nakli ile ilgili uygun hasta profili hakkında da bilgi veren Rektör Prof. Dr. Özkan, “Dünyadaki bakış açısı şöyle, alıcının 39 yaş altında olması ideal. Bunun üzerinde olursa biraz şansı azalıyor. Bizim gerçekleştirdiğimiz nakillerde de hastalar 24 yaşındaydı” dedi. Son olarak, Akdeniz Üniversitesi’nde rahim naklinin yanı sıra yüz ve kol nakilleri gibi farklı alanlarda da öncülük ettiklerini belirten Özkan, rahim naklinin Türkiye’deki kadınlara yeni bir umut kapısı açtığını ve bu alanda süregelen başarıların motivasyon kaynağı olduğunu ifade etti.



Prof. Dr. Ömer Özkan yenilikçi yaklaşımları anlattı


Dünyanın ilk rahim nakli, Türkiye’nin ilk yüz ve kol nakillerini gerçekleştiren ekibe liderlik eden Prof. Dr. Ömer Özkan, çeşitli ileri düzey vaka örnekleri ve cerrahi tekniklerle ilgili bilgi verdi. Konuşmasında farklı bölgelerde gerçekleştirilen kapsamlı onarımlardan örnekler sunan Prof. Dr. Ömer Özkan, dokuz yaşındaki bir kız çocuğunun kamyon altında kalarak ağır yaralanması gibi durumlarda, greftlerle başarılı sonuçlar elde ettiklerini belirterek, “Kamyon üzerinden geçen çocuklarda bile birçok şekil değişikliği ile yürüme kabiliyeti kazandırabiliyoruz” dedi. Prof. Dr. Ömer Özkan’ın sunduğu ilginç vakalardan biri de daha önce ameliyat edilemez olarak kabul edilen geniş yüz tümörü olan bir hastaydı. Prof. Dr. Ömer Özkan, hastanın yüz tümörünü geniş bir cerrahi girişimle çıkartarak hastaya daha iyi bir yaşam kalitesi sunduklarını, hastanın 17 yıldır tüp beslenmeye ihtiyaç duymadan sağlıklı bir şekilde yaşadığını belirtti. Bir diğer örnek ise Avustralya’dan gelen bir hastada, kolon segmenti ile beslenmeyi mümkün kılan yenilikçi bir yöntem geliştirmesi oldu. “Her şey üstesinden gelebilir” diyerek rekonstrüktif cerrahinin gücüne inancını dile getiren Özkan, “Fonksiyonel kas transferi ve sinir onarımı gibi birçok inovatif yöntem sayesinde hastaların yaşam kalitesini iyileştiriyoruz” dedi.



Meme kanserinde cerrahi müdahalenin önemi


Prof. Dr. Ömer Özkan, Meme Kanseri Farkındalık Ayı’nda olduğumuzu hatırlatarak, meme kanseri vakalarında cerrahi müdahalelerin önemini vurguladı. Meme kanserinde yapılan cerrahinin çok önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ömer Özkan, “Hastalar bunu ilk etapta anlamıyorlar. Meme kanseri uzun sürede metastaz yapıyor. Bu anlamda yapılan ameliyatın güvenliği çok önemli. Burada iki konu var, sağlık ve estetik. Maalesef estetik kaygılar nedeniyle bazen yapılan ameliyatlarda sağlık ikinci plana atılıyor. Estetik yapacağım derken hastanın hayatını tehlikeye atmamak gerekiyor. Bu örneği ne yazık ki çok görüyoruz.” ifadelerini kullandı.



Genç araştırmacılara ödüller


Ana teması, estetik cerrahinin yüz, meme ve burun gibi bölümlerine yönelik yenilikçi teknikler ve gelişmeler olan kurultayın oturumlarında, en güncel cerrahi teknikler ve bu alanlarda karşılaşılan zorluklarla ilgili vaka analizleri yapıldı. Genç araştırmacılara yönelik Asistan Bildiri Yarışması ve uzman seviyesindeki araştırmacılara açık Uzman Araştırma Yarışması, kurultay kapsamında önemli yer tuttu. Yenilikçi fikirleri destekleyerek geleceğin plastik cerrahlarına bilgi birikimi ve deneyim kazandırmayı hedefleyen yarışmalarda başarı kazanan asistanlar ödüllerini sektörün duayen isimlerinden aldı.



Dünyadaki ilk rahim naklinin sürecini anlattı: “Yüreğimiz ağzımızda yaklaşık on hafta hastayı takip ettik”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Kastamonu Üniversitesi, URAP Türkiye sıralamasında 18 basamak yükseldi Kastamonu Üniversitesi, 2024-2025 URAP Türkiye sıralamasında bu yıl 18 basamak yükselme kaydederek 63. sırada yer aldı. Kastamonu Üniversitesi, 2024-2025 URAP Türkiye sıralamasında 63. sıraya ilerledi. Bir önceki yıl 81. sırada bulunan Kastamonu Üniversitesi, bu yıl 18 basamak yükselme sağladı. 2024-2025 URAP Türkiye sıralamasında 2000 yılından sonra kurulan 74 devlet üniversitesi arasında ise Kastamonu Üniversitesi, 18. sırada yer aldı. Bu yıl Türkiye genelinde 190 üniversitenin dahil olduğu URAP sıralamasında, Tıp Fakültesi bulunan 106 üniversite arasında da önemli bir yer edinen Kastamonu Üniversitesi, 48. sırada bulunuyor. Kastamonu Üniversitesi’nin "Makale Puanı, Atıf Puanı, Bilimsel Doküman Puanı, Doktora Puanı, Öğretim Üyesi/Öğrenci Puanı, Uluslararası İş birliği Puanı, Yurtiçi İş birliği Puanı ve TÜBİTAK Proje Puanı" akademik göstergelerinde kaydedilen artış, bu başarının temelinde yer alıyor. Üniversitelerin akademik performanslarının sıralandığı "2024-2025 Türkiye Sıralaması"nda, Clarivate Analytics/InCites ve YÖK tarafından yayımlanan veriler kullanıldı. URAP Türkiye sıralamasında, üniversitelerin akademik başarılarını daha kapsamlı değerlendirebilmek amacıyla 2009’dan bu yana kullanılan gösterge sayısı 9 iken, son iki yılda bu sayı 15’e yükseltildi. Yeni göstergelerle birlikte, öğretim üyesi başına düşen makale ve atıf sayıları, toplam bilimsel yayın miktarı, ulusal ve uluslararası iş birliği projeleri, TÜBİTAK tarafından desteklenen proje sayısı gibi ölçütler sıralamaya eklendi. Ayrıca, doktora öğrenci oranı gibi ölçütler, üniversitelerin akademik performanslarının çok yönlü analizini sağlamak amacıyla değerlendirilen faktörler arasında yer alıyor. Geçmiş yıllardaki URAP sıralama sonuçlarına bakıldığında, 2019-2020 döneminde 166 üniversite arasında 87. sırada yer alan Kastamonu Üniversitesi, 2020-2021 yılında yine 166 üniversite arasında 73. sıraya yükselmişti. 2021-2022 yılında 179 üniversite arasında 76. sırada, 2022-2023 yılında 183 üniversite arasında 89. sırada, 2023-2024 döneminde ise 188 üniversite arasında 81. sırada yer aldı. “Üniversitemizi daha ileriye taşımak için azimle çalışmaya devam edeceğiz” Konuyla ilgili konuşan Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, “Akademik kadromuzun özverili çalışmaları, öğrencilerimize sağladığımız kaliteli eğitim ortamı ve araştırma-geliştirme faaliyetlerimize yaptığımız yatırımlar sayesinde her yıl başarı çıtamızı daha da yukarı taşıyoruz. URAP sıralamasında yakaladığımız bu ivme, Üniversitemizin bilimsel araştırma, yayın ve iş birliği alanlarında ulusal ve uluslararası düzeyde önemli bir noktaya geldiğinin göstergesidir. Üniversitemizi daha ileriye taşımak için azimle çalışmaya devam edeceğiz” dedi. Hem ulusal hem de uluslararası başarıların elde edilmesinde her türlü desteği sağlayan herkese ayrı ayrı teşekkür eden Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, bu desteğin Kastamonu Üniversitesi’nin ulusal ve uluslararası alanda tanınmasına büyük katkı sağladığının altını çizdi.