GÜNDEM - 28 Ekim 2024 Pazartesi 14:24

Kars’ta Cumhuriyet Bayramı kutlaması

A
A
A
Kars’ta Cumhuriyet Bayramı kutlaması

Kars’ta Cumhuriyet Bayramı kutlamarı çelenk töreni ile başladı.


Hükümet Konağı önündeki Atatürk Meydanı’nda düzenlenen törende, Kars Valisi Ziya Polat, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Şahin Yenilmez ve Belediye Başkanı Ötüken Senger tarafından Atatürk Anıtı’na çelenk sunuldu.


Törene protokol üyeleri, kurum yöneticileri, şehit aileleri, gaziler, siyasi parti ve STK temsilcileri, öğretmenler, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.


Program, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla sona erdi.



Kars’ta Cumhuriyet Bayramı kutlaması

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Bursa’da gerçeği aratmayan tatbikat Bursa’nın Gemlik ilçesinde Bursa Valiliği koordinesinde deprem tatbikatı gerçekleştirildi. Senaryoya göre 6.0 büyüklüğünde meydana gelen deprem sonrası binin üzerinde personel ve 200’ün üzerinde araç bölgeye sevk edilerek, arama kurtarma çalışması yürüttü. Bursa Valiliği İl Afet ve Acil Durum Koordinasyon Kurulu ile birlikte Gemlik’te binin üzerinde personel, 200’ü aşkın araç ve 23 arama kurtarma ekibiyle gerçeğini aratmayan deprem tatbikatı gerçekleştirdi. Bursa Vali Yardımcısı Salih Altun, 6.0’lık deprem senaryosunun canlandırıldığını ifade ederek, 23 çalışma grubunun koordineli bir şekilde çalışarak senaryoyu hayata geçirdiğini kaydetti. Senaryo gereği enkaz altında kalan bir vatandaşın ekiplerin enkaz altı canlı arama dedektörü ve arama kurtarma köpekleriyle yaptığı çalışma sonucu yeri tespit edildi. Koordineli bir çalışma yürüten ekipler, enkaz altında kalan vatandaşı bulunduğu yerden çıkararak en yakın sağlık kuruluşuna sevk etti. “Hazır ve dinç olduğumuzu kamuoyuna göstermiş olduk” Gemlik’te muhtemel bir deprem riskine karşı tüm birimlerle hazır olduklarını söyleyen Bursa Vali Yardımcısı Salih Altun, “Bursa Valisi Erol Ayyıldız’ın talimatıyla Gemlik’te muhtemel bir depreme karşı nasıl müdahale edileceği ile ilgili bir tatbikat gerçekleştiriyoruz. Gemlik Kaymakamlığı ve AFAD Bursa İl Müdürlüğü ile 23 çalışma grubuyla birlikte sanki bir deprem olmuş gibi saat 13.30 itibarıyla hızlı bir şekilde harekete geçtiği ve müdahale ettiği senaryoyu şu an canlandırıyoruz. Bu tatbikata binin üzerinde personel ve 200’ün üzerinde araçla katılım gösterdik. Tamamıyla senaryo gerçekmiş gibi hayata geçiriliyor. AFAD tarafından akredite edilen arama kurtarma derneklerimiz var, bunlardan hafif, orta ve ağır akreditasyona sahip bulunuyor. Bunların da burada koordinasyon içerisinde çalıştığını gözlemliyoruz. Tabii tüm gerçekliği ile beraber arkamızda bulunan yıkıntılar da bu depremde bir enkaz olmuş gibi çalışmalarda kullanılıyor. Tüm birimlerimizle birlikte burada depreme hazırlık çalışmalarını yürütüyoruz. Şu saate kadar büyük bir mutlulukla gözlemliyorum ki gerek 23 çalışma grubumuz gerek kaymakamlığımız, gerek AFAD İl Müdürlüğümüz depreme uyanık durumdalar ve çok yüksek bir tatbikat olsa dahi hızlı bir şekilde müdahale ettiklerini ve koordine edildiklerini gördük. Ayrıca yine arama kurtarma köpeklerimizin başarılarını gördük. Bizim görevimiz hazırlık yapmak. Türkiye deprem bölgesinde yer alıyor. Bu deprem olacağı anlamına gelmiyor ama tüm çalışma gruplarının görevi her an afete hazır olmak. Hazır ve dinç olduğumuzu aynı zamanda kamuoyuna burada göstermiş olduk” şeklinde konuştu. Kamu ve özel arama kurtarma ekiplerinin tatbikatta gün boyu eğitim faaliyetleri başarıyla tamamlandı.
Kastamonu İl Sağlık Müdürü Dr. Derdiyok: "İlimizde yeni aile hekimliği birimlerinin açılması ve nüfus düşürülmesi planlaması hızla devam etmektedir" Kastamonu İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Çağdaş Derdiyok, aile hekimlerinin sorumlu olduğu nüfusun 4 binden 3 bin 500’e düşürüldüğünü belirterek, "İlimizde yeni aile hekimliği birimlerinin açılması ve nüfus düşürülmesi planlaması hızla devam etmektedir" dedi. Kastamonu İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Çağdaş Derdiyok, Aile Hekimliği Sistemi ve yeni yönetmelik değişiklikleri hakkında bilgilendirmede bulundu. Kastamonu İl Sağlık Müdürlüğünde gerçekleştirilen toplantıda konuşan Derdiyok, yeni düzenlemelerle birlikte aile hekimlerinin sorumlu olduğu nüfusun 4 binden 3 bin 500’e düşürüldüğünü belirterek, “Yeni düzenlemelerle birlikte aile hekimlerimizin nüfusları 4 binden 3 bin 500’e düşürüldü, bu sayede nüfus azaltılarak aynı zamanda izlem yelpazesi genişletilerek daha az kişiye daha kaliteli hizmet verilmesi planlanmaktadır. İlimizde de yeni aile hekimliği birimleri açılması ve nüfus düşürülmesi planlaması hızla devam etmektedir. İlimizde de yeni aile hekimliği birimleri açılması ve nüfus düşürülmesi planlaması hızla devam etmektedir. Ayrıca aile hekimlerine verilecek olan hastanelerden randevu alma yetkisiyle aile hekimi hastasını değerlendirecek ve eğer ileri tetkik ve tedavi için üst basamağa sevk gerekirse kişi randevu almaya uğraşmadan aile hekimi tarafından randevusu alınıp üst basamaklarda işlemlerini rahatlıkla yapabilecekler” dedi. Kronik Hastalık Takibi-Hastalık Yönetim Platformu’nda da (HYP) çalışmalar yürüttüklerini söyleyen Derdiyok, “HYP, obezite, tansiyon, diyabet, kalp hastalıkları gibi kronik hastalık takiplerinin ayrıca 65 yaş üzeri vatandaşlar için yaşlı sağlığı izlemlerinin yapılarak aile hekiminin hastalarını daha yakından takip etmesi ve kişilerin hastalığa yakalanmadan sağlıklarını korumalarını öğretmek, hasta olanların ise hastalıklarını kontrol altında tutmalarını sağlamak temel hedeftir” diye konuştu. Aile hekimlerinin ilaç yazma yetkisinin kısıtlanmadığını belirten Derdiyok, “Aile hekimlerinin ilaç yazma yetkisi kısıtlanmadı. Ancak akılcı ilaç kullanımı dediğimiz bir terim var. Burada anlatılmak istenen şudur, her türlü ilaç hekim tarafından gerekli görüldüğü sürece uygun doz ve sürede kullanılmalıdır. Çünkü yanlış ve gereksiz kullanımlar insan sağlığına olumsuz yönde zarar verebilirler. Özellikle antibiyotiklerin uygunsuz kullanımı sonucunda antibiyotik direnci dediğimiz durum gelişmekte ve bu durum ilerleyen dönemlerde antibiyotiklerin işlevselliğini azaltmaktadır. Türkiye antibiyotik kullanımında dünya ortalamasının neredeyse 3 kat üzerinde seyretmektedir. Vatandaşlarımızın da bu noktada üzerine düşen görevler vardır. Hekim kontrolü dışında ilaç kullanılmamalı ve ilaçların uygun görüldüğü süre içinde kullanılmasına özen gösterilmelidir” şeklinde konuştu. “Her yaş grubuna özel hizmet sunulması hedefleniyor” Yeni düzenlemeler ve planlamalarla her yaş gurubuna özel hizmet sunulmasının hedeflendiğini belirten Derdiyok, “Biz, bu hekimlerin yanına yeni aile hekimliği birimleri açarak ve halkımızı bu yeni birimlere yönlendirerek iş yükünü azaltmayı ve hizmeti daha verimli hale getirmeyi planlıyoruz. Bakanlığımızın yeni planlamalarından biri de performans odaklı takip sistemidir. Eskiden aile hekimlerinden gebe, bebek, çocuk izlemeleri ve grip aşıları gibi hizmetler beklenirken, şimdi buna lohusa izlemeleri de eklendi. Gebelik sonrası dönemde kişilerin takibi, performans göstergesi olarak aile hekimlerine bir görev olarak tanımlandı. Bu konuda ilimizin şanslı olduğunu belirtmek isterim. İki yıldır yürüttüğümüz ’Mutlu Anneler ve Sağlıklı Bebekler’ projesi sayesinde Kastamonu’da bir ilki başardık. Bu proje kapsamında, ilimizde doğum yapan annelere doğum sonrası ev ziyaretleri yapıyoruz. Annelerimize, hastanede verilen doğum sonrası eğitimleri evde de sunuyoruz. Çocuklarının nasıl besleneceğinden yatacakları yere kadar tüm detayları annelerin ev ortamında onlara aktarıyoruz. Eğer anneler kabul ederse, bu hizmeti evlerinde sürdürüyoruz. Bu projeye aile hekimlerinin de desteğiyle devam ederek daha mutlu anneler ve sağlıklı bebekler için çalışacağız" ifadelerini kullandı. “Yapılan düzenlemelerle daha verimli ve doğru bir sağlık hizmeti sunulacak” Yapılan düzenlemelerle daha verimli ve doğru bir sağlık hizmeti sunulacağını söyleyen Derdiyok, “Bu yaklaşım, hastaların 2’nci ve 3’üncü basamak hastanelere gitme oranını azaltacak ve gerçekten ihtiyacı olan kişilerin hastanelere daha rahat ulaşmasını sağlayacaktır. Bakanlığımız, aile hekimliği sistemini güçlendirerek, hem ilaç yazımı hem raporlar hem de tetkikler konusunda daha fazla yetki tanımayı planlıyor. Bu sayede, daha verimli ve doğru bir sağlık hizmeti sunulacaktır. Bakanlık, 2’nci ve 3’üncü basamaktaki yükü azaltmayı hedefliyor ve bunun ekonomik açıdan da büyük bir fark oluşturduğunu unutmamalıyız. Bir hastanın aile hekimliğinde bakılması, hastanede bakılmasına göre çok daha düşük maliyetlidir. Bu nedenle, devletin yükünü azaltmak ve doğru yönlendirmeleri sağlamak amacıyla halkımızın da desteğini bekliyoruz. Yeni açılacak aile hekimlikleri ile sizlerin daha rahat ve uygun ortamlarla buluşmanızı sağlayacağız. 2025 yılı itibarıyla, birinci basamağa büyük yatırımlar yapacağız ve her ilçede aile hekimliği hizmetinin yaygınlaşacağını göreceksiniz. Bakanlığımız, bu süreçteki onaylarıyla birlikte, halkın daha erişilebilir ve uygun fiziki ortamlarda hizmet almasını sağlayacak” dedi. Tüm sağlık sistemlerini bir harita üzerinden planlama yaparak yönlendirdiklerine dikkati çeken Derdiyok, “İlçelerimizde 126 aile hekimliği birimimizle aktif hizmet vermekteyiz. Şu an itibarıyla bu bilgiler Slack üzerinden görüntüleniyor. Biz, harita üzerinden her aile hekimliği birimimizin yerini görebiliyoruz. Bu sayede hangi coğrafyada hizmet verdiğimizi ya da hangi bölgelerde eksik olduğumuzu tespit edebiliyoruz. Bu doğrultuda tüm sağlık sistemimizi harita üzerinden planlama yaparak yönlendiriyoruz. Bu yıl aile hekimliği sistemimize yeni arkadaşlarımızı ekledik. Yeni bir politika değişikliği yapıldığını da buradan duyurmak istiyoruz. Yeni aile hekimliği birimleri oluşturma ihtiyacımız doğdu. Bu kapsamda, hem yatırım programlarına eklediğimiz projeler hem de Bakanlığımızdan aldığımız izinlerle yeni aile hekimlikleri açacağız” diye konuştu. Derdiyok, sözlerine şöyle devam etti: “Birinci basamak sağlık sisteminin temel taşlarından olan aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanları sağlığın korunması ve geliştirilmesi için çok önemli role sahipler. Bu noktada Bakanlığımız tarafından yapılan düzenlemelerle daha etkin ve işlevsel bir sistem kurulmaya çalışılıyor. İlimiz aile hekimliği sistemine yeni 2 birim daha ekleyerek Kuzeykent ve Mehmet Akif Ersoy Mahallelerinde de toplam 6 hekimin çalışacağı yeni aile sağlığı merkezleri için çalışmalarımız hızla devam ediyor.”
Bursa Bursa’da gerçeği aratmayan tatbikat Bursa’nın Gemlik ilçesinde Bursa Valiliği koordinesinde deprem tatbikatı gerçekleştirildi. Senaryoya göre 6.0 büyüklüğünde meydana gelen deprem sonrası binin üzerinde personel ve 200’ün üzerinde araç bölgeye sevk edilerek arama kurtarma çalışması yürüttü. Bursa Valiliği İl Afet ve Acil Durum Koordinasyon Kurulu ile birlikte Gemlik’te binin üzerinde personel, 200’ü aşkın araç ve 23 arama kurtarma ekibiyle gerçeğini aratmayan deprem tatbikatı gerçekleştirdi. Bursa Vali Yardımcısı Salih Altun, 6.0’lık bir deprem senaryosunun canlandırıldığını ifade ederek 23 çalışma grubunun koordineli bir şekilde çalışarak senaryoyu hayata geçirdiğini kaydetti. Senaryo gereği enkaz altında kalan bir vatandaş, ekiplerin Enkaz Altı Canlı Arama Dedektörü ve arama kurtarma köpekleriyle yaptığı çalışma sonucu yeri tespit edildi. Koordineli bir çalışma yürüten ekipler enkaz altında kalan vatandaşı bulunduğu yerden çıkararak en yakın sağlık kuruluşuna sevk etti. “Hazır ve dinç olduğumuzu kamuoyuna göstermiş olduk” Gemlik’te muhtemel bir deprem riskine karşı tüm birimlerle birlikte hazır olduklarını söyleyen Bursa Vali Yardımcısı Salih Altun, “Bursa Valisi Erol Ayyıldız’ın talimatıyla Gemlik’te muhtemel bir depreme karşı nasıl müdahale edileceği ile ilgili bir tatbikat gerçekleştiriyoruz. Gemlik Kaymakamlığı ve AFAD Bursa İl Müdürlüğü ile 23 çalışma grubuyla birlikte sanki bir deprem olmuş gibi saat 13.30 itibariyle hızlı bir şekilde harekete geçtiği ve müdahale ettiği senaryoyu şu an canlandırıyoruz. Bu tatbikata binin üzerinde personel ve 200’ün üzerinde araçla katılım gösterdik. Tamamıyla senaryo gerçekmiş gibi hayata geçiriliyor. AFAD tarafından akredite edilen arama kurtarma derneklerimiz var, bunlardan hafif, orta ve ağır akreditasyona sahip bulunuyor. Bunların da burada koordinasyon içerisinde çalıştığını gözlemliyoruz. Tabi tüm gerçekliği ile beraber arkamızda bulunan yıkıntılar da bu depremde bir enkaz olmuş gibi çalışmalarda kullanılıyor. Tüm birimlerimizle birlikte burada depreme hazırlık çalışmalarını yürütüyoruz. Şu saate kadar büyük bir mutlulukla gözlemliyorum ki gerek 23 çalışma grubumuz gerek kaymakamlığımız, gerek AFAD İl Müdürlüğümüz depreme uyanık durumdalar ve çok yüksek bir tatbikat olsa dahi hızlı bir şekilde müdahale ettiklerini ve koordine edildiklerini gördük. Ayrıca yine arama kurtarma köpeklerimizin başarılarını gördük. Bizim görevimiz hazırlık yapmak. Türkiye deprem bölgesinde yer alıyor, bu deprem olacağı anlamına gelmiyor ama tüm çalışma gruplarının görevi her an afete hazır olmak. Hazır ve dinç olduğumuzu aynı zamanda kamuoyuna burada göstermiş olduk” şeklinde konuştu. Kamu ve özel arama kurtarma ekiplerinin tatbikatta gün boyu eğitim faaliyetleri başarıyla tamamlandı.
İstanbul Yenidoğan Çetesi davasının görülmesine devam ediliyor İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 8’nci gününde devam ediyor. Duruşmada savunma yapan tutuksuz sanık Şeyhmus Çelik, “Serdarova, Birinci Hastanesi’nde bebek kardiyolojisi olmadığı bilinmesine rağmen sevk edilmiş. Bebek Türkmenistanlıydı. Hakan Doğukan aileden para almış. İşte bunlarda böyle vicdan yok. Ameliyat olması lazımdı bebeğin. Ailenin durumu yoktu. Bebek orada uzun süre kaldı, kimse almadı. Aile de almadı, parası yoktu nereye götürecek? Çocuğa ilaç veriliyordu ameliyat oluncaya kadar. Bu ilacı biri kestirmiş. Soralım ilacı kimin kestiğini” dedi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 8’nci gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada Kaya ve Serdarova bebeklerin ölmesinde ihmali bulunan, kendi kaşesi ile başka hekimlerin tedavi ve evrak düzenlemesini sağlayarak resmi belgede sahtecilik suçunu işleyen, çalıştığı hastanede 112 sistemi kullanılmaksızın hasta sevki, hastaların basamaklarında oynama yapıp ve gerçeğe aykırı şekilde epikriz düzenleyerek SGK’ya fatura ettirip nitelikli dolandırıcılık yaptığı iddia edilen doktor Şeyhmus Çelik savunma yaptı. “Bunlarda böyle vicdan yok” Birinci Hastanesi’nde doktor olarak çalışan Çelik, “Bu olayın ortaya çıkması için emek veren herkesten Allah razı olsun. Ben yıllardır doktorluk yapıyorum. Fırat Sarı bana düzenli ödeme yaptığını söylemiştir. Bana bu şekilde bir ödeme yapılmamıştır. Ben hiçbir çıkar sağlamış değilim. Hayatımda hiçbir örgüte üye olmadım. Ben ne SGK’yı ne başka bir kurumu dolandırmak için hiçbir belge düzenlemedim. Hiçbir hastanede gerçeğe aykırı belge düzenlemedim. Bebek Kaya ölmeden önce muhasebeci beni aradı, istifa etmemi istedi. İstifa dilekçemi hazırladım elden gelip aldılar. Aynı tarihte başka bir doktor ile sözleşme yapmışlardır. 1 gün sonra bebek Kaya eks olmuştur. Benim bu olayda bir hatam yoktur. Benim üzerimde sistemde kayıt devam etmiş. Niye kaydın devam ettiğini bilmiyorum. Bebek Serdarova, Birinci Hastanesi’nde bebek kardiyolojisi olmadığı bilinmesine rağmen sevk edilmiş. Bebek Türkmenistanlıydı. Ailenin durumu yoktu. Hakan Doğukan aileden para almış. İşte bunlarda böyle vicdan yok. Ameliyat olması lazımdı bebeğin. Ailenin durumu yoktu. Bu nedenle 112’ye haber verdik. 112 araştırdı geri döndü, ‘hocam kimse almıyor’ dedi. Konsolosluğa yönlendirdik. Oradan da bir geri dönüş olmadı. Bir süre sonra Birinci Hastanesi’ne denetime geldiler. Orada yetkili birine durumu anlattım. ‘Türkmenistanlı, kalp hastası, ameliyat olmazsa ölecek’ dedim. Tamam dediler bana. Oradan da geri dönüş olmadı. Bebek orada uzun süre kaldı, kimse almadı. Aile de almadı, parası yoktu nereye götürecek? Çocuğa ilaç veriliyordu ameliyat oluncaya kadar. Bu ilacı biri kestirmiş. Soralım ilacı kimin kestiğini” dedi. Mahkeme başkanı bunun üzerine sanığa “Hasta senin hastan değil miydi? İlacı kimin kestiğini nasıl bilmiyorsun?” dedi. Sanık “Hasta benim değildi. Arada vizite çıktığımda durumu nasıl diye bakıyordum. Bebek kardiyolojisinin hastasıydı. Ailenin ameliyat ettirecek parası yoktu. Başka yere de götüremiyordu. Kimse ücretsiz ameliyat yapmadı. Ben mi 100 bin TL versem diye düşündüm o arada bebeği kaybettik” şeklinde cevap verdi. Mahkeme başkanı: “Herkes başka bir şey söylüyor” Sanık savunmasının devamında “Biz gündüz çalışıyorduk. Geceleri hastaneye gitmiyorduk. Gece bebeklere acil müdahale edilmesi gerektiğinde kim müdahale ediyordu bilmiyorum. Hastanenin gece nöbetçi doktoru olması gerektiğini düşünüyorum. Gece doktor olması ile ilgili bir görüş bildirmedim hastaneye. Hastane sahibi de doktor kendisi bilmiyor mu ?” dedi. Mahkeme başkanı da bu savunma üzerine “Bilmiyorum herkes başka bir şey söylüyor” dedi. Sanık Çelik’in “Hakan Doğukan basit bir lise mezunu hemşireydi, sevmezdim kendisini” demesi üzerine mahkeme başkanı “Koskoca doktorsunuz. Hakan Doğukan’ı gönderemediniz mi hastaneden?” dedi. Sanık bu soruyu “özel hastanelerde bu geçerli değil” diye yanıtladı. Duruşma tutuksuz sanıkların savunması ile devam ediyor.
Sivas SBTÜ’den çağ atlatacak keşif Türkiye’nin önde gelen devlet üniversitelerinden birisi olan Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (SBTÜ), önemli bir teknolojik buluşa imza attı. Işığa hükmederek medikal, savunma sanayi gibi birçok alanda kullanılabilecek Bragg Izgara geliştiren SBTÜ, ürünün patentini aldı. 2018 yılında imzalanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kurulan Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (SBTÜ), yaptığı Ar-Ge çalışmaları ve buluşlar ile dikkatleri üzerine çekmeye devam ediyor. Üniversite-Sanayi işbirliğini ileri bir seviyeye taşıyan ve Savunma Sanayii’ne çok önemli hizmetler veren SBTÜ, bir teknolojik buluşa daha imza attı. Veri iletimi, savunma sanayiinde yer belirleme ve lazer gibi sistemlerde kullanılan ışığa hükmetmeyi başaran SBTÜ akademisyenleri, ışığın sonsuz gücünden faydalanmanın yollarını buldu. Bilkent Üniversitesi ile ortak yürütülen çalışma sonucu ortaya çıkarılan Bragg Izgara ile sağlık sektörünün yanı sıra veri aktarımında ve savunma sanayiinde yeni bir çağa geçiş yapılacak. Alzheimer hastalığının erken teşhisinde de kullanılabilecek Bragg Izgara teknolojisinin lansman toplantısı yapıldı. Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversite Senato Salonu’da düzenlenen toplantıya SBTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Kul, akademisyenler ve basın mensupları katıldı. Sisteme ilişkin bilgiler veren Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi Kurul Üyesi ve Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi yönetim kurulu üyesi Doç. Dr. Timuçin Emre Tabaru, yapmış olduğu çalışmadan bahsetti. ‘Bir Dalga Kılavuzu, Bir Bragg Izgara Üretim Yöntemi ve yöntem ile elde edilen bir Bragg Izgara’ adlı çalışmanın kullanım alanlarından bahseden Tabaru, katılımcılara sunum yaptı. “İnsanlık yararına bir buluş” Yaptığı çalışmalardan ötürü Doç. Dr. Timuçin Emre Tabaru’ya teşekkür belgesi veren Rektör Prof. Dr. Mehmet Kul, “Hocamızın yaptığı çalışmaların nihai sonucu bu patenti almaktı. Bu araştırmanın dünya çapında çok özgün olduğu, ilk defa yapıldığının kanıtı da bu patenttir. Timuçin hocam ve diğer arkadaşlarımız Bilkent Üniversitesi Ulusal Nonoteknoloji Araştırma Merkezi’ndeki (UNAM) bilim insanları ile birlikte yaptıkları çalışmaları sonucunda patent başvurusunda bulundular. Bu patent onaylandı. Timuçin hocamıza ve katkı sağlayan bütün akademisyenlerimize teşekkür ediyoruz. İnsanlık yararına bir buluş. Alzheimer hastalığının erken teşhisinin yanı sıra diğer medikal alanlarda da kullanılabilecek önemli bir buluş. Yeni buluşların da önünü açacak bir çalışma” dedi. “Alzheimer hastalığının erken teşhisinde kullanılabilecek” Işığı kontrol ederek hükmetmeyi keşfettiklerini ifade eden Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi Kurul Üyesi Doç. Dr. Timuçin Emre Tabaru, “Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversite ve Bilkent Üniversite UNAM ile birlikte ortak yapılan çalışmanın ardından patent başvurumuzun sonucu için buradayız. Bu patent ile biz aslında ışığın farklı alanlarda kontrolünü sağlayarak yani ışığa hükmederek; medikal alanlara, lazer sistemlerine, onlar dışında kuantum teknolojilerine doğru yönelecek, her biri insanlık yararına olan farklı sektörlerde kullanılabilecek bir parça ürettik. Yeni çağın fotonik entegre devrelere doğru yöneldiği bir durumda fotonik aygıtları geliştirebileceğiz. Bu da bizi yüksek hızlı haberleşme, kuantum teknolojilerine doğru yönelecek bir kapıyı açacağını düşünüyoruz. Buradan elde edilecek verilerle birlikte hem üniversitemize hem de insanlık yararına katkı sunacağız. Aynı zamanda Alzheimer hastalığının erken tespitine yönelik fiber optik sensörlerin üretimine başlamış bulunmaktayız. Sağlık Enstitüleri Kurumu tarafından bizim projemiz desteklendi. Burada ürettiğimiz malzemeleri orada biyoalgılama için de kullanacağız” ifadelerine yer verdi.