KÜLTÜR SANAT - 26 Mart 2025 Çarşamba 11:40

AŞT oyunlarını kapalı gişe oynuyor

A
A
A
AŞT oyunlarını kapalı gişe oynuyor

Antalya Şehir Tiyatroları (AŞT), 8 yeni oyunuyla birlikte sezonu dolu dolu sürdürüyor. Yeni oyunlarla birlikte sezona hızlı bir giriş yapan AŞT, tüm oyunları kapalı gişe oynuyor.


Antalya Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, sanatseverleri tiyatronun büyülü dünyasıyla buluşturmaya devam ediyor. Uzun yıllardır şehirdeki sanat yaşamına sağladığı katkıyla ve köklü tiyatro geleneğiyle adından sıkça söz ettiren AŞT, bu sezon sahnelediği 8 yeni oyunla birlikte sezonu dolu dolu sürdürüyor. AŞT, güçlü oyuncu kadrosu, sahne arkası ekibi ve etkileyici dekor tasarımlarıyla tiyatro sanatına yepyeni bir soluk getiriyor.



Toplam 23 oyun sahneleniyor


Bertolt Brecht’in meşhur oyunu "Mezbahaların Kutsal Johannası" ile birlikte sezonu açan Antalya Şehir Tiyatroları’nın bu sezon ilk defa sahneye koyduğu oyunlar arasında: "Antigone, Akide Şekeri, Kafatası, Romeo + Juliet = Aşk(?), Kuş Adımları, Parçacık ve Marangozun Köpeği Kaştanka" gibi oyunlar da bulunuyor. Toplamda 23 oyunu Doğu Garajı Kültür ve Ticaret Merkezi’nde bulunan Büyük Sahne ve Performans Sahne ile birlikte, Karaalioğlu Parkı içerisinde bulunan Yıldız Kenter Sahnesi’nde seyirciyle buluşturan Şehir Tiyatroları, neredeyse tüm oyunlarını kapalı gişe oynuyor.



İzleyiciden tam not


Antalya Şehir Tiyatroları, birbirinden yetenekli ve alanında deneyimli oyuncularıyla birlikte yerli ve yabancı klasiklerden, günümüz modern tiyatrosuna uzanan geniş bir repertuar sunarak sanatseverlere unutulmaz deneyimler yaşatıyor. Sadece yetişkinlere yönelik değil, aynı zamanda çocuklara yönelik olarak da oyunlar sahneleyen Antalya Şehir Tiyatroları, her yıl düzenlediği tiyatro festivalleri, atölyeler ve özel gösterimlerle şehrin kültürel dokusunu güçlendirip, izleyicilerden tam not alıyor.



AŞT oyunlarını kapalı gişe oynuyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Prof. Dr. Yücel Namal, "Macaristan’da Osmanlı Döneminde dini hoşgörü hüküm sürmüştür" Türk-Macar ilişkileri üzerine çalışmalar yapan Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Yücel Namal, Macaristan’da İslam’ın resmi din olarak kabul edilmesinin 109. yılı dolayısıyla açıklamalarda bulundu. Osmanlı Devleti’nin 150 yıl süren Macaristan hakimiyeti döneminde dini hoşgörünün hâkim olduğunu belirten Prof. Dr. Yücel Namal, Macaristan’daki en önemli İslam eserlerinden birinin Gül Baba Türbesi olduğunu ifade etti. Namal, "Gül Baba, Osmanlı ordusuyla birlikte Macaristan’a gelmiş ve Budin’in fethi sırasında hayatını kaybetmiştir. Bu süreçten sonra türbesi, Macaristan’daki ve çevre bölgelerdeki Müslümanlar için önemli bir merkez haline gelmiştir" ifadelerine yer verdi. Berlin Antlaşması ile Müslüman nüfusun Bosna-Hersek, Avusturya-Macaristan tarafından işgal edildiğini ifade eden Namal, "93 Harbi dediğimiz 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonrasında imzalanan Berlin Antlaşmasıyla (13 Temmuz 1878) Müslüman nüfusun yoğun olduğu Bosna-Hersek’in, Avusturya-Macaristan tarafından işgal edilmiştir. Böylece birçok Müslüman geçici ya da sürekli olarak Macaristan’a yerleşmiştir. Macaristan’daki ve Bosna-Hersek’teki Müslümanlar dini bayramlar vesilesiyle Budapeşte’de bulunan Müslümanların tek kutsal yeri olan Gül Baba türbesinde buluşuyorlardı" dedi. 1909 yılında Osmanlı Hükümeti tarafından Macaristan’a gönderilen imam Abdüllatif Tanrısever’in Türk öğrenciler için öğretmen olarak görevlendirildiğini belirten Prof. Dr. Yücel Namal, Abdüllatif Efendi’nin Gül Baba Türbesi’nde cuma ve bayram namazları kıldırarak hutbeler verdiğini söyledi. Namal, "Birinci Dünya Savaşında yapılan müttefiklik ve bunun sonucunda doğan dostluğun neticesi olarak 5 maddelik İslamiyetin Macaristan da resmi din olarak kabulünü içeren yasa 30 Mart 1916 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu yasa Avrupa kıtasında müstesna bir örnek olarak tarihteki yerini almıştır. Bu yasanın çıkmasında başta Macaristan’daki Başşehbender Ahmet Hikmet Müftüoğlu ve Bosna-Hersekli Müslümanların önemli katkısı olmuştur. Bu yasa Avrupa kıtasında çoğunluğu Müslüman olmayan bir ülkede kabul edilmesi açısından da önemlidir" diye konuştu.