GENEL - 09 Mart 2018 Cuma 16:45

Alanya’da kadın ve turizm konulu konferans

A
A
A
Alanya’da kadın ve turizm konulu konferans

Antalya’nın Alanya ilçesi’nde turizm sektörü içinde kadınların yeri, önemi, yaşanan sorunlar ve çözüm yolları Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi’nde (ALKÜ) düzenlenen “Kadın ve Turizm” konulu konferansta konuşuldu.

Antalya’nın Alanya ilçesi’nde turizm sektörü içinde kadınların yeri, önemi, yaşanan sorunlar ve çözüm yolları Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi’nde (ALKÜ) düzenlenen “Kadın ve Turizm” konulu konferansta konuşuldu.


Alanya Turistik İşletmeciler Derneği (ALTİD) ve ALKÜ Turizm Fakültesi işbirliğinde yapılan konferansta konuşmacı olarak SKAL International 2009 Dünya Başkanı Hülya Aslantaş ve ALTİD eski başkanı Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Yönetim Kurulu Üyesi Gülçin Güner katıldı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye kadın nüfusunun yüzde 49.8’inin kadın olduğunu hatırlatan Gülçin Güner, bu dilimin 40 milyon 275 bin kişiye tekabül ettiğini belirtti. Bu oransal dengenin kadınların daha uzun yaşaması nedeniyle 65 ve daha yukarı yaş grubunda kadınların lehine değiştiğinin altını çizen Güner, bu yaş grubundaki nüfusun yüzde 56’sının kadınlardan oluştuğunu dile getirdi.



“Kadınların yaş ortalaması yüksek”


Türkiye’de kadınların yaşam süre ortalamasının erkeklerden daha yüksek olduğunu söyleyen ve rakamsal değerleri açıklayan Güner, “Türkiye’de erkeklerin yaş ortalaması 75.3 iken kadınların ortalaması 80.7’dir. Eğitim ve iş gücü anlamında verilere baktığımızda ise kadınların oranında büyük bir düşüş görüyoruz. 25 yaş üzerinde okuryazar olmayan erkeklerin oranı yüzde 1.6 iken kadınların oranı 8.5 olarak 2016 yılı istatistiklerinde dikkatleri çekiyor. Yüksekokul veya fakülte mezuniyet oranlarında ise erkekler yüzde 18.8 iken kadınlarda bu rakam 14.2 olarak göze çarpıyor. 15 yaş üzeri istihdam rakamlarına baktığımızda erkek nüfusunun çalışan oranı yüzde 65 iken çalışan kadın nüfusunun oranı ise yüzde 28. Hane halkı işgücü araştırması sonuçlarına göre şirketlerde üst düzey ve orta kademe yönetici pozisyonundaki kadın oranı 2012 yılında yüzde 14.4 iken 2016’da yüzde 16.7 oldu. Evlenme istatistiklerine göre resmi olarak ilk evliliğini 2017 yılında yapmış olan kadınların ortalama ilk evlenme yaşı 24,6 iken bu yaş erkeklerde 27,7 oldu. İlk evlenme yaşının en yüksek olduğu il, erkeklerde 30,6, kadınlarda 28,2 ile Tunceli oldu. İlk evlenme yaşının en düşük olduğu il ise erkeklerde 25,8 ile Niğde ve Şanlıurfa, kadınlarda 21,6 ile Ağrı illeri oldu. Aslında turizm sektörü tüm dünyaya ve kültürel etkileşmeye açık, insanı merkez alan, memnuniyet hedefli, hoşgörü barındıran, iletişim ve empati ağırlıklı bir sektör. Bu yüzden de cinsiyet, din, dil, ırk ayrımını en rahat ortadan kaldırılabilecek bir sektör. Kadınlar kendilerine daha fazla güvenmeli ve basmakalıp yargılardan uzaklaşarak bu sektörde daha fazla yer almalı. Turizm sektörü dişil sektördür” dedi.



Aslantaş: “Türk kadını olarak dünyada saygınlık kazandım”


Türk kadınının tarihte önemli haklara ve başarılara sahip olduğunu vurgulayan Aslantaş ise iş yaşamı ve sivil toplum kuruluşlarında kadınların daha aktif yer alması gerektiğini söyledi. Ülkemizin adını duyurmak için SKAL Dünya Başkanlığı gibi büyük bir hedefi kendine seçtiğini ve yıllar süren emekleri sonucunda bunu başardığını, dünya turizm sektöründe Türk kadını olarak saygınlık kazandığını ve bununla guru duyduğunu anlatan Aslantaş, “Türk kadınının omuz omuza vermesi durumunda daha da büyük hedeflere imza atması kaçınılmazdır” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Yüksel: "Bu kararlar, Filistin halkının çektiği ızdırabın ve insanlık onuruna yapılan saldırıların artık cezasız kalmayacağına dair güçlü bir beyandır" TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, “Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin verdiği kararlar, insanlık adına mücadele eden herkesin sesi, adaletin sarsılmaz bir zaferi ve sessiz bırakılmış milyonların çığlığıdır. Bu kararlar, Gazze’de yankılanan acının, Filistin halkının çektiği ızdırabın ve insanlık onuruna yapılan saldırıların artık cezasız kalmayacağına dair güçlü bir beyandır” dedi. TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, soykırımcı İsrail’in Gazze’nin kuzeyindeki Beyt Layha bölgesindeki bir hastanede düzenlediği hava saldırısı sonucunda çoğu çocuk ve kadın olmak üzere onlarca Filistinlinin katledilmesini şiddetle kınadıklarını ve lanetlediklerini belirtti. Yüksel, “Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından yapılan basın açıklamasında, UCM 2. Ön Yargılama Dairesi’nin İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında oybirliğiyle tutuklama emirleri çıkardığı bildirilmiştir. Açıklamada; 2. Daire’nin İsrail tarafından 26 Eylül 2024 tarihinde yapılan, Roma Statüsü’nün 19. maddesinin 2. fıkrasına dayanarak, UCM’nin Filistin’deki olaylarla ilgili ve özel olarak İsrail vatandaşları hakkında yargı yetkisi bulunmadığı iddiası ile Daire’nin Başsavcılığa, Statü’nün 18. maddesinin 1. fıkrası (ki taraf devletlere soruşturma bildiriminde bulunulması hususunu düzenler) kapsamında, soruşturma başlatıldığına dair İsrail makamlarına yeni bir bildirimde bulunulması talebini reddettiği kaydedilmiştir. Sözkonusu basın açıklamasında; Başbakan Netanyahu ve eski Bakan Gallant’ın en erken 8 Ekim 2023 tarihinden, 20 Mayıs 2024 tarihine (Başsavcılığın tutuklama kararlarının çıkarılması yönünde başvuruda bulunduğu tarih) kadarki süreçte insanlığa karşı suç ve savaş suçları işledikleri iddiasıyla tutuklama kararlarının çıkarıldığı, Daire’nin, Başbakan Netanyahu ve Gallant’ın bir savaş yöntemi olarak aç bırakma eylemini içeren savaş suçunu ve cinayet, zulüm ile diğer insanlık dışı fiilleri içeren insanlığa karşı suçları işlediklerine, ayrıca adı geçenlerin kasti biçimde, sivil yönetici sıfatlarıyla sivil halka yönelik savaş suçu teşkil eden saldırıların talimatlarını verdiklerine dair makul dayanaklar bulunduğunu tespit ettiği, tutuklama kararları ’gizli’ olarak sınıflandırılmakla birlikte, kararlara konu fiillerin devam ettiği izlenimi edinildiğinden ve kararların çıktığından haberdar edilmelerinin kurbanlar ile ailelerinin lehine olduğu değerlendirildiğinden dolayı bu bilgilerin kamuoyuyla paylaşıldığı belirtilmektedir” ifadelerini kullandı. "Bugün, uluslararası hukuk ve insanlık adına tarihi bir ana tanıklık ediyoruz: Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin 21 Kasım 2024 tarihinde verdiği tutuklama emri kararları, adaletin sınır tanımadığını ve mağdurların sesi olmayı sürdüreceğini bir kez daha göstermiştir" diyen Yüksel, "Tabii ki bu kararın icrası kararın verilmesinden daha önemlidir. Bu nedenle, her aşamada takip ettiğimiz gibi bu kararın icrasının da takipçisi olacağımızı vurgulamak istiyorum. UCM, İsrail Devleti’nin itirazlarını oybirliğiyle reddederek, Roma Statüsü’nün adalet mekanizmalarını kararlılıkla uygulamıştır. Aynı zamanda, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emirleri çıkarılmıştır. Bu, uluslararası toplumun, savaş suçlarına ve insanlığa karşı işlenen suçlara karşı sıfır tolerans yaklaşımının güçlü bir kanıtıdır. Bugün burada, adaletin sesinin yükseldiği, insanlık onurunun savunulduğu bir dönüm noktasını konuşmak için bir aradayız. Tarih kitapları bugünü sadece hukuki bir kararın verildiği bir gün olarak değil, evrensel insan haklarının ve adaletin ne kadar güçlü bir temel üzerine inşa edilmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatan bir an olarak yazacaktır. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin verdiği kararlar, insanlık adına mücadele eden herkesin sesi, adaletin sarsılmaz bir zaferi ve sessiz bırakılmış milyonların çığlığıdır. Bu kararlar, Gazze’de yankılanan acının, Filistin halkının çektiği ızdırabın ve insanlık onuruna yapılan saldırıların artık cezasız kalmayacağına dair güçlü bir beyandır” dedi.
Diyarbakır Narin Güran cinayeti davasında Dara bölgesine ait görüntüler Ulusal Kriminal Büro tarafından incelenecek Diyarbakır’da 8 yaşındaki Narin Güran cinayetine ilişkin tutuklu 4 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılandığı davada, Dara bölgesine (Şehit Jandarma Uzman Onbaşı Bilal Dicle Gözetleme Noktası) ait görüntüler Ulusal Kriminal Büro tarafından incelenerek bilirkişi raporu hazırlanacak. Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesince alınan ara kararda, dava dosyasına eklenen Dara bölgesine ait görüntüler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilerek, resen Ulusal Kriminal Büro bilirkişi olarak seçildi. Diyarbakır’a gelen Ulusal Kriminal Büro’da görevli bilirkişiye usulüne uygun yemin ettirildikten sonra bölgeye ait görüntüler flaş bellek üzerinden teslim edildi. Mahkeme tarafından hazırlanan teslim tutanağında, dosyanın eklerine ilişkin olarak şunlar yer aldı: "Dosya ekinde Dara-2 askeri üs kamerasına ait görüntüler (söz konusu görüntülerde yer alan saatin normal zaman dilimine göre yaklaşık 6 dakika 45 saniye ileride olduğu), dosya ekinde yer alan kamera çıktısında sanıklar ve maktulün evinin neresi olduğunun işaretlendiği, sanık Nevzat Bahtiyar’a ait ifadelerin bir örneğinin ve soruşturma aşamasında alınan daraltılmış baz verilerinin eklendiği, söz konusu verilerde sanıkların iddia edilen suç saatinde nerede olduklarının belirtildiği ve okul kamerasında Narin’in ne zaman geçtiğinin gösterildiği (söz konusu görüntülerde okul saatinin normal zaman dilimine göre yaklaşık 4 dakika ileride olduğu)." Tutanakta mahkemenin kurum tarafından araştırılması istenen konular da yer alırken şu ifadeler yer aldı: "Maktul Narin’in okul kamerasında görüldükten sonra kendi evinin bulunduğu patikaya doğru yol aldığı bilinmekle, Arif Güran’ın evine veya ahırına gidip gitmediği ya da patika yolu üzerinde bulunan sanık Nevzat Bahtiyar’ın evine doğru gidip gitmediği veya sanık Bahtiyar’ın patika yol üzerinde Narin’i karşılayıp karşılamadığı hususlarının araştırılması, inceleme yapılırken Narin’in en son okul kamerasına yansıyan görüntüsünde siyah kıyafetli olduğunun anlaşılması karşısında özellikle siyah kıyafetli bir kız çocuğunun tespit edilip edilemediğinin dikkatlice incelenmesi, ayrıca inceleme yapılırken güncel saat olan 15.10 ile 15.30 arasının değerlendirilmesi istenilmektedir." Tutanakta, "sanık Bahtiyar’ın aşamalardaki beyanları dikkate alınarak Arif Güran’ın evine gidip gitmediği, evden çıkıp çıkmadığı, kendi evine ya da ahırına bir şey taşıyarak gidip gitmediği, ahırına ya da evine girip girmediği, daha sonra kırmızı renkli bir araba ile kendi evinden ya da ahırında ayrılıp ayrılmadığı hususlarının incelenmesi, bu hususların ya da başkaca hususların tespiti halinde özellikle saat diliminin belirtilmesi" talep edildi. Olay yeri olarak iddia edilen yerlerin özellikle incelenerek, kırmızı ve beyaz renkli bir arabanın tespit edilip edilmediği, arabaların bir araya gelip gelmediği ya da peşi sıra hareket edip etmediklerinin incelenmesinin istendiği tutanakta, şunlar yer aldı: "Bu hususların tespiti halinde saat diliminin ne olduğu, araçların nerede bir araya geldikleri, birlikte ya da ayrı ayrı hangi yöne ya da hangi istikamete hareket ettiklerini belirtilmelidir. Olay yeri olarak iddia edilen Arif Güran’ın evinde veya ahırında bir insan hareketliliğinin olup olmadığı, ev, ahır veya evin etrafında yer alan bahçelere giriş çıkış yapan insanların bulunup bulunmadığı, bu alanlara herhangi bir arabanın gelip gelmediğini tespit edilerek belirtilmelidir. Bu hususların ayrı ayrı değerlendirilerek ayrıntılı bilirkişi raporun hazırlanmasına oy birliğiyle karar verilmiştir." Olay Merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta kaybolan Narin Güran’ın 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde cansız bedenine ulaşılmıştı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan 23 şüpheliden aralarında amca Salim, anne Yüksel ve ağabey Enes Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar’ın da bulunduğu 12 kişi tutuklanmıştı. Salim, Yüksel ve Enes Güran ile Nevzat Bahtiyar hakkında yürütülen soruşturma tamamlanmış, 4 sanık hakkında "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle hazırlanan iddianame, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesince 23 Ekim’de kabul edilmişti. Sanıkların yargılanmasına 7 Kasım’da başlanmış, 3 gün süren ve sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilen duruşma 26 Aralık’a ertelenmişti.