ASAYİŞ - 17 Ekim 2024 Perşembe 14:00

TSK’nın kimyasal silah kullandığını iddia eden Fincancı, 50 bin lira tazminat ödeyecek

A
A
A
TSK’nın kimyasal silah kullandığını iddia eden Fincancı, 50 bin lira tazminat ödeyecek

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Yönetim Kurulu üyesi ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi’nin eski Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın ’’Türk Silahlı Kuvvetleri’nin askeri operasyonlarda kimyasal silah kullandığı’’ iddiaları nedeniyle Milli Savunma Bakanlığı’nın talebiyle açılan 100 bin liralık manevi tazminat davasında karar çıktı. Mahkeme, davayı kısmen kabul ederek, Fincancı’nın Bakanlığa 50 bin lira tazminat ödemesine hükmetti.


Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen 100 bin liralık manevi tazminat davasına eski TTB Merkez Konseyi Başkanı davalı Şebnem Korur Fincancı ile taraf avukatları katıldı. Mahkeme hakimi, bu celsede kararın açıklanacağını belirtti.



“Manevi tazminata hükmedilecek bir durum bulunmamaktadır”


Söz alan davalı Fincancı’nın avukatı, “Müvekkilimiz bilimsel hir değerlendirme yapmıştır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) sözleşmesi kapsamında bir hak kullanılmıştır. Bir bilim insanının kendi alanında görüş beyan etmesi hususunda tartışılacak bir durum bulunmamaktadır. Videoyu izleyerek bilimsel anlamda bir değerlendirmede bulunulabilir. Bu ön değerlendirme olarak adlandırılır. Müvekkilim video kaydında dijital verilere bakarak toksik gaz kullanılmış olabileceğini söylemiştir. Bağımsız heyetlerle yerinde inceleme yapılması gerektiğini belirtmiştir. Toplam 7 dakikalık çözümleme dosyaya iletilmiştir. Burada manevi tazminata hükmedilecek bir durum bulunmamaktadır. Davanın reddini talep ediyoruz, müvekkilim emeklidir. Belirlenecek tazminatın bu husus çerçevesinde değerlendirilmesini talep ediyoruz” dedi.


Kararı açıklayan mahkeme hakimi, Şebnem Korur Fincancı’nın TSK’nın terör operasyonlarında kimyasal silah kullandığını iddia ettiğine dair açıklamaları nedeniyle Milli Savunma Sakanlığına 50 bin lira manevi tazminat ödemesine hükmetti.


Eski TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, 19 Ekim 2022 tarihinde Medya Haber isimli televizyon kanalındaki yayında TSK’nın askeri operasyonlarda kimyasal silah kullandığı iddialarına ilişkin yayınlanan videoları izlediğini ve adli tıp uzmanı olarak videodaki görüntülerin sinir sistemini etkileyen bir kimyasal silahın kullanılmış olabileceğini gösterdiğini söylemişti. Fincancı, 26 Ekim 2022’de İstanbul’daki evine yapılan baskınla gözaltına alınmıştı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Bursa’dan Antalya ve Çukurova uçuşları başlıyor, biletler bin liradan satışa sunulacak Bursa Turizm Tanıtma Birliği, Yenişehir Havalimanı iç ve dış hat uçuşları bilgilendirme toplantısı gerçekleşti. Yenişehir’den Antalya ve Adana’ya bin liradan fiyatlarla seferler başlıyor. Bursa Turizm Tanıtma Birliği Yenişehir Havalimanı iç ve dış hat uçuşları bilgilendirme toplantısı Bursa’da özel bir otelde düzenlendi. “Kentimiz adına mutluluk kaynağı” Yeni eklenen iki tarifeli seferin kent adına önemli bir kazanım olduğunu söyleyen Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, "Lojistik ve kargo anlamında da havaalanının kullanılması önemli. Turizmin bel kemiği insan hareketliliğidir. Kesintisiz ulaşımın sağladığı rahatlık ve hız, her geçen gün daha da gerekli hale geliyor. Hava ulaşımı, bu hareketlilikte rakipsiz konumdadır. Araçla 10 saatte gideceğiniz bir yolu, hava yoluyla 1 saatte kat etmek mümkündür. Bursa Yenişehir Havalimanı’ndan Adana ve Antalya’ya tarifeli uçuşların başlaması, kentimiz adına büyük bir mutluluk kaynağı. Artık Bursa ve Antalya arasında konforlu bir seyahat imkanı sağlanacak" şeklinde konuştu. “Bursa’yı tanıtmak için el birliği ile çalışmalıyız” Yakın bir süre zarfında yurtdışı seferlerinin de kazandırılacağını belirten Yıldırım Belediye Başkanı ve Bursa Turizm Tanıtma Birliği Başkanı Oktay Yılmaz, “Biz tüm sektör temsilcileriyle bir araya gelerek sektörün ihtiyaçlarını, taleplerini daha iyiye taşımak için bir yol haritası oluşturuyoruz. Önümüzdeki bir yıl içerisinde ulusal ve uluslararası fuarlarda kentimizi tanıtmaya devam edeceğiz. Bursalılık bilincinin gelişmesini önemsiyoruz. Hepimiz gönül rahatlığıyla Bursalıyız diyebilmeli, Bursa’yı tanımalıyız. Bu büyülü şehri tanıtmak adına el birliğiyle çalışmamız gerekiyor. Geçmişten bugüne Bursa’nın tanıtılması adına çok çalışmalar yapıldı. Tarihi kimliğin ortaya çıkarıldığı restorasyon çalışmaları, turistik oteller yapıldı. Çok iyi şeyler yapıldı fakat elbette yetmez. Biz daha ileriye taşımak zorundayız. Kurucu akla sahip bir şehri temsil ediyoruz. Hak ettiğimiz yere gitmek için beraber hareket etmeliyiz. Biz bugün Antalya ve Çukurova destinasyonlarının tanıtılması için buradayız, bilgilendirmeler yapacağız. Çok yakın zamanda yurt dışı destinasyonlarda açılacak. Hızlı bir ivmeyle daha ulaşılabilir kent olma yolunda ilerleyeceğiz” dedi. Toplantıya Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Bursa Turizm Tanıtma Birliği Başkanı ve Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan, Yenişehir Belediye Başkanı, Ercan Özel, Keles Belediye Başkanı Ali Doğru, Orhaneli Belediye Başkanı Ali Osman Tayir, Kestel Belediye Başkanı Ferhat Erol ve Yenişehir Havalimanı Müdürü Mustafa Bozkurt katılım gösterdi.
İstanbul Türkiye Karate Federasyonu Başkan Adayı Ercüment Taşdemir’den ‘Karate Adası’ projesi Türkiye Karate Federasyonu Başkan Adayı Ercüment Taşdemir, ‘Karate Adası’ projesiyle Türkiye’deki karate camiasına yeni bir vizyon sunmayı ve karate sporunun gelişimini hızlandırmayı hedeflediğini dile getirdi. Türkiye Karate Federasyonu’nun 6. Olağan Genel Kurulu ve 8. Mali Genel Kurulu, 22 Ekim Salı günü Ankara’da gerçekleşecek. Başkanlığa aday olan Ercüment Taşdemir de Karate Adası adını verdiği projesiyle dikkat çekiyor. Taşdemir, bu projeyle Türkiye’deki karate camiasına yeni bir vizyon sunmayı ve karate sporunun gelişimini hızlandırmayı hedeflediğini söyledi. Başkan Adayı Taşdemir, “Karate sadece bir spor değil, aynı zamanda disiplin, kültür ve yaşam tarzıdır. Karate Adası projesiyle bu değerleri sporcularımıza ve tüm Türkiye’ye aşılamayı amaçlıyoruz. Türkiye genelinde karate sporunu okullara entegre ederek genç yetenekleri keşfetmek ve sporcuların küçük yaşlardan itibaren profesyonel eğitime başlamalarını sağlamak amacıyla Güneydoğu ve Doğu Anadolu illerinde yapılacak olan Ulusal ve Uluslararası karate şampiyonlarıyla bölgede sporcu taramaları yapılarak Türk karatesinin alt yapısının oluşmasını sağlamak en büyük hedefimiz” dedi. "Sporcular için hem eğitim hem de uluslararası yarışmaların merkezi olacak" Projenin detayları hakkında da bilgiler veren Ercüment Taşdemir, “Antalya kıyılarındaki 41 ada arasından biri, 29 yıllığına devir alınarak yap-işlet-devret modeliyle Türkiye Karate Federasyonu ve Karate Vakfı destekleriyle inşa edilecek. Bu adanın sadece karate sporuna özel olarak değil tüm bireysel spor branşlarında faydalanması için tasarlanması, ayrı bir özellik olacak, Türk karate camiasına benzersiz bir spor merkezi kazandırmayı amaçlıyor. İş insanı desteğiyle hayata geçirilmesi planlanan bu proje, sporcular için hem eğitim hem de uluslararası yarışmaların merkezi olacak. Proje, yap-işlet-devret modeliyle gerçekleştirilecek ve 29 yıl boyunca Türkiye Karate Federasyonu’nun bünyesinde işletilecek. Bu süre boyunca, hem karate federasyonu hem de Karate Vakfı’nın desteğiyle finansal olarak sürdürülebilir hale getirilecek. Proje tamamlandığında ise ada, federasyonun kontrolünde kalacak ve Türk karate camiasına kalıcı bir miras olarak devredilecek” ifadelerini kullandı.
İstanbul Bakan Tunç "Darbecilerin yazdığı bir anayasa ile Türkiye yüzyılına başlamak, bizim için bir yüzkarasıdır" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Darbecilerin yazdığı bir anayasa ile Türkiye yüzyılına başlamak, bizim için bir yüzkarasıdır. Sadece darbeci tarafından yazdırılmış olması bile değiştirilmesi için yeter sebeptir” dedi. İstanbul Aydın Üniversitesi 2024-2025 Akademik Yılı açılış töreni, Florya yerleşkesi Sosyal Bilimler Kampüsü Oditoryumu’nda gerçekleştirildi. Törene; Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Mustafa Aydın, İstanbul Aydın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Hakkı Aydın, akademisyenler, davetliler ve öğrenciler katıldı. Törende konuşan Bakan Tunç, eğitime verdikleri önemi vurgulayarak, “Adalet mülkün temelidir, adalet ve eğitim kalkınmanın ön şartıdır. Bu iki unsur olmadıktan sonra bir ülkenin kalkınması mümkün olamaz. Son yıllarda 22 yıldan bu yana en fazla bütçede payı eğitime ayırdık. Sınıflardaki 50-60 sayılarını 30’lara kadar indirdik. Öğretmen sayısını iki katına yükselttik. Üniversite sayıları 208’e ulaştı. 2 milyon öğrenciden bugün 7 milyon öğrenciye ulaşmış durumdayız. Kızlarımızın üniversitelerde oranı yüzde 50’yi geçti. Kız öğrencilerimizi özellikle hukuk fakültelerini seçmelerinden de çok memnuniyet duyuyoruz” ifadelerini kullandı. "Temel kanunlarımızın tamamını son yıllarda yeniledik" Hukuk alanında devrim niteliğinde reformlar gerçekleştirdiklerini anlatan Bakan Tunç, “Mevzuatımızı tamamen yeniledik. Bizim okuduğumuz yıllarda hukuk fakültesinde 80 yıllık kanunlar vardı önümüzde ve artık çağın ihtiyaçların cevap veremez hale gelmişti. Temel kanunlarımızın tamamını son yıllarda yeniledik. Ceza kanunumuzu, borçlar kanunumuzu, ticaret kanunumuzu hepsinin tamamını yenilemiş durumdayız. Şu anda yeni mevzuata göre genç kardeşlerimiz dersleri görüyorlar” şeklinde konuştu. Yeni hazırlanan Türkiye Yüzyılı Yargı Reformu Strateji Belgesi’nde de mevzuatta önemli değişiklikler olacağını söyleyen Bakan Tunç, “Özellikle ceza adaleti sistemi ile ilgili, sistemin soruşturma, kovuşturma, infaz yasasını daha da güçlendiren, soruşturmanı etkinliğini artıran, suç işlenmesini önleyen, suç ve suçlu ile mücadeleyi daha etkin hale getirecek mevzuat değişikliklerini gerçekleştireceğiz. Yine yargılamaların uzun sürmemesi konusunda da dava aşamasını hızlandıran, adalete güveni daha yükseklere çıkaran önemli düzenlemeler olacak. Yine infaz aşaması özellikle suçlunun ıslahı, topluma karıştığında bir daha suç işlememesi ile ilgili olarak alınması gereken tedbirlerle ilgili önemli düzenlemeler olacak. Bunu masa başında hazırlamış değiliz. Özellikle bilim insanlarımız, hukuk fakültesi akademisyenlerimiz ile üzerinde 1.5 yıldır çalışmamız söz konusu. Uygulayıcılar, hakim savcılarımızla çok sayıda toplantı yaparak bunları toparladık. Ayrıca internet yoluyla vatandaşlarımızdan gelen görüşleri de dikkate aldık. Önümüzdeki birkaç gün içinde Yargı Reformu Strateji Belgemizi sayın Cumhurbaşkanımız paylaşacak” diye konuştu. "Türkiye’nin demokratik, sivil, katılımcı bir anayasaya kavuşmasını sağlayabiliriz" Yeni anayasa konusunda da değinen Tunç, “10 yılda bir darbelerle önü kesilen ülkemizin bir daha darbelerle karşılaşmaması için önemli yapısal reformlar yaptık. Hakimler savcılar kurulu yapısının, anayasa mahkemesi yapısının daha demokratik hale getirilmesi ile ilgili önemli düzenlemeleri hayata geçirdik. Askeri yargının kaldırılması, yüksek askeri şura yapısının demokratik hukuk devleti ilkesine uygun hale getirilmesi gibi önemli reformları hayata geçirdik. Anayasada ‘sıkıyönetim gerektiğinde ilan edilebilir’ diye bir madde vardı. ‘Darbeci yargılanamaz’ diye madde vardı. Tüm bunlar değiştirildi. Bunlar yeterli mi elbette değil. Onun için yeni anayasa diyoruz. Katılımcı anayasa diyoruz. Bu toplum sözleşmesini eğer biz Türkiye yüzyılının başında farklı fikirlerin bir araya gelerek, TBMM’de gurubu bulunan bulunmayan bütün siyasi partilerin bir araya gelerek bir uzlaşmayla yeni bir anayasa yapma konusunda başta usulde anlaşarak adım atması, başarmanın yarısıdır. Sonrasında konuşarak, tüm görüşleri alarak Türkiye’nin demokratik, sivil, katılımcı bir anayasaya kavuşmasını sağlayabiliriz. Darbecilerin yazdığı bir anayasa ile Türkiye yüzyılına başlamak, bizim için bir yüzkarasıdır. Sadece darbeci tarafından yazdırılmış olması bile değiştirilmesi için yeter sebeptir. Bunu Türkiye inşallah başarırsa gelecek için önemli bir ilerleme sağlamış oluruz” açıklamalarında bulundu. Kadına ve çocuklara yönelik şiddet konusunda da açıklamalarda bulunan Yılmaz Tunç, şunları söyledi; “Çocuklarımız korunması bizim için önemli. Onların her türlü kötülükten, istismardan korunması başta ailelerin ve devletin görevi. Anayasal bir görev bu. Geleceğimizi garanti altına almak durumundayız. Bunun için önemli çabalar var. Çocuklarımız geleceğimiz onlar çevresindeki tehlikelere karşı en korunmasız kişiler. Onlara gözümüz gibi bakmak durumundayız. Yeni çağda, sosyal medya düzeninde maalesef uyuşturucunun dünyada ve ülkemizde yaygınlaştığı dönemde özellikle çocuklarımız ve gençlerimizi bu kötülükten korumak için elimizden geleni yapmalıyız. Kadınlarımızı korumalıyız. Kadına şiddet kırmızı çizgimiz. Bir kadının bile şiddete uğraması, cinayete kurban gitmesi yüreğimizi yaralar. Milletçe bu konuda mücadeleyi sürdürmeliyiz. Kanunlarımızda bir takım değişikler yaptık, kadına karşı işlenen suçları ağırlaştırdık. İnfaz sürelerini de yukarıya taşıdık. Burada topyekün bir mücadele etmemiz gerekiyor. Bu anlamda inşallah önümüzdeki süreçte kadınlarımızı koruyacak, çocuklarımızı koruyacak önemli yasal düzenlemeleri hayata geçirmenin gayreti içerisinde olacağız”. İsrail’in Filistin’de uyguladığı vahşete dikkat çeken Bakan Tunç, “400 yıl boyunca her dinden insanın barış içinde yaşadığı Filistin bugün kan gölü. Bu sadece 7 Ekim’den bu yana olanlar değil 1 asırdan bu yana zulüm var. O işgale karşı Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin sayısız kararları var. Bu kararların hiçbirisine uymayan bir devlet var karşımızda. Adeta bir örgüt, bir terör devleti gibi hareket eden bir yapı var. Buna dur diyecek uluslararası sistem maalesef yok. Sayın Cumhurbaşkanımız ‘dünya 5’ten büyüktür’ derken birileri ülkemizde bile ‘ne faydası var ki bu konuşmanın’ diyordu. Bugün dünya liderlerini birçoğu BM yapısının reforma tabi tutulması gerektiğini savunuyor. Uluslararası Adalet Divanı’nda bir yargılama başladı. Biz müdahillik talebinde bulunduk. Beyanlarımızı ilettik. Suç delillerini de ibra ettik. En kapsamlı dosyayı biz takdim ettik. Sonrasında da müdahale dilekçesi verdik. Uluslararası Adalet Divanı tedbir kararları verdi. Bunların içinde ateşkes var, insani yardımlara izin vermek var. ‘Bunlara uymanız gerekir’ dedi. ‘Esas hakkında karar vermiyorum ama burada soykırıma giden bir durum var, BM soykırım sözleşmesinin ihlali kanaatindeyim’ dedi. Tedbir kararları verildi. Kim uygulayacak bunları. BM Güvenlik Konseyi. Güvenlik Konseyi’nde tüm dünyayı temsil eden bir yapı var mı yok. Orada bir veto hakkı kullanıldığında karar uygulanamıyor. BM Güvenlik Konseyi, tamamen görünürde bir güvenlik konseyi. Dünyanın güvenliği tehdit edilirken eğer bu konsey mahkeme kararını icra edemiyorsa onun bir anlamı yok” dedi.