GÜNDEM - 09 Mart 2025 Pazar 14:10

Sincan Belediyesi’nden 8 Mart Kadınlar Gününe özel iftar yemeği

A
A
A
Sincan Belediyesi’nden 8 Mart Kadınlar Gününe özel iftar yemeği

Sincan Belediyesi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne özel iftar yemeği düzenledi. Sincan Belediye Başkanı Murat Ercan ve eşi Emine Ercan’ın katılımlarıyla gerçekleşen iftar yemeğinde Dünya Kadınlar Günü ilgi ile kutlandı.


Sincan Belediyesi 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne özel bir iftar yemeği düzenledi. İftar yemeğine; Sincan Belediyesi çalışanları, AK Parti Kadın Kolları üyeleri ve Sincanlı hanımlar davet edildi. Yoğun katılımla gerçekleşen yemekte kadınların toplumdaki önemine vurgu yapıldı.


Başkan Ercan, misafirlere tek tek çiçek takdim ederek hanımların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutladı.


Düzenlenen iftar yemeğinde konuşan Başkan Ercan, "Kadının gücünü bir kez daha gösterdiniz bize. Ailenizle, sevdiklerinizle güzel bir Ramazan, güzel bir bayram nasip olsun. Kadın olmak zor. Kadın olmak sabır ister, emek ister. Güçlü kadın; güçlü aile, güçlü toplum, güçlü gelecek demektir. Hepinizin 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününüz kutlu olsun" diye konuştu.


Yemeğin ardından Sincan Türk Musiki Konservatuvarı öğrencileri, misafirlere sunduğu müzik dinletisi ile kulakların pasını sildi.



Sincan Belediyesi’nden 8 Mart Kadınlar Gününe özel iftar yemeği

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yozgat Akdağmadeni tarihinin en büyük yatırımında inşaat çalışmaları başlıyor Akdağmadeni Belediyesi tarafından ilçede gerçekleştirilen büyük yatırımlar hız kesmeden devam ediyor. Akdağmadeni tarihinin en büyük yatırımı olan Atık Su Arıtma Tesisi projesinin inşaat çalışmalarının kısa süre içerisinde başlayacağını belirten Belediye Başkanı Dr. Nezih Yalçın, göreve geldiği 2019 yılından beri merkezinde insan ve çevre olan çalışmalarına bir yenisini daha eklemenin mutluluğunu yaşadığını ifade etti. Atık su arıtma tesisi yapımı için ihale sürecinin tamamlanarak yüklenici firmaya yer tesliminin yapıldığını belirten Başkan Yalçın, yapmış olduğu açıklamasında "Göreve geldiğimiz 2019 yılından beri yaptığımız, merkezinde insan ve çevre olan çalışmalarımıza bir yenisini daha ekliyoruz. Bildiğiniz üzere yer altı çöp konteynerleri, bölgesinde ilk ve tek lisanslı atık getirme merkezi- sıfır atık tesisi daha önce tamamlanmıştık. 2024 yılı içerisinde ‘Şahlanış Dönemi’mizin ilk eseri, yenilenebilir enerji kaynaklarından Güneş Enerji Santralimizi tamamladık ve üretime başladık. Kamulaştırma çalışmalarını, fizibilite ve proje çalışmalarını tamamladığımız Atık Su Arıtma Tesisi’ni, Akdağmadeni İçin Şahlanış Dönemimizin ikinci eseri olarak vatandaşlarımıza takdim etmenin gururunu yaşıyoruz" dedi. "Proje belediye tarihimizin en yüksek bütçeli yatırımı olacaktır" Başkan Yalçın, "Proje, 96 milyon liraya ihale edilmiş olup belediye tarihimizin en yüksek bütçeli yatırımı olacaktır. Bu bedelin 48 milyon TL olan yüzde 50’lik kısmı İller Bankası’ndan belediyemize hibe olarak tahsis edilmiştir. Kalan kısım ise belediyemiz bütçesinden karşılanacaktır. Bu tutar, ilçemize bir defada yapılan en büyük yatırım tutarıdır. Yapım işi, İller Bankası Genel Müdürlüğü tarafından ihale edilmiş olup, kontrolörlüğünü İller Bankası Kayseri Bölge Müdürlüğü yapacaktır. Yaklaşık 25.000 metrekare alan üzerine yapılacak olan tesis için yüklenici firmaya yer teslimi yapılmış olup Nisan 2025 itibariyle çalışmalar başlayacak, yılsonuna kadar da inşallah tamamlanacaktır. Tesisin tamamlanmasıyla Akdağmadeni’mizin çevre ve insan sağlığı açısından çok büyük bir ihtiyacı karşılanmış olacaktır" şeklinde bilgi verdi. "Milletimize verdiğimiz sözümüzü tutmak için gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz" Proje hakkındaki ayrıntılara değinen Yalçın, "Projenin hazırlanmasında görev alan Akdağmadeni Belediyesi ve İller Bankası teknik ekibine, yatırım programına alınmasında bizleri yalnız bırakmayan Yozgat’ın ve Yozgatlı’nın vekili Sayın İbrahim Ethem Sedef’e, Mahalli İdarelerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız ve Ankara Milletvekilimiz Sayın Sadir Durmaz Başkanımıza, ikinci kez birlikte çalışma imkanı bulduğumuz, hakkaniyetine ve gayretine bizzat şahit olduğumuz Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Sayın Murat Kurum’a şahsım ve ilçe halkım adına canı gönülden teşekkür ediyorum. Milletimize verdiğimiz her bir sözümüzü gerçekleştirmek için yağmur çamur demeden, gece gündüz dinlenmeden aşkla, şevkle, muhabbetle çalışmaya devam edeceğiz. Dua ve destek hizmetlerin en güzeline layık Akdağmadeni halkından, gayret bizden, tevfik Cenab-ı Hak’tandır’’ cümlelerini sözlerine ekledi.
Antalya Yapı Malzemeleri Laboratuvarı 6 yılda 500 milyon TL’lik kamu zararını önledi Antalya Büyükşehir Belediyesi Su ve Atıksu İdaresi (ASAT) Genel Müdürlüğü, bünyesinde kurulan Yapı Malzemeleri Laboratuvarı ile altyapı ve üstyapı da kullanılan malzemelerin kalite kontrol deneyleri yapılarak, son 6 yılda yaklaşık 500 milyon TL’lik kamu zararının önüne geçildi. Antalya Büyükşehir Belediyesi ASAT Genel Müdürlüğü bünyesinde 2019 yılında kurulan ve Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) ile Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından onaylanan Yapı Malzemeleri Laboratuvarı, altyapı ve üstyapı projelerinde kullanılan malzemelerin kalite kontrolünü sağlayarak kamu kaynaklarının korunmasına katkı sağlıyor. Termoplastik, taze beton, betonarme çelik, zemin-agrega, sıcak asfalt ve yapı malzemeleri olmak üzere 5 ana bölümden oluşan laboratuvarda 150’ye yakın deney yapılıyor. "Yapı malzemeleri laboratuvarında kamu kaynakları korunuyor" Antalya Büyükşehir Belediyesi ASAT Genel Müdürlüğü bünyesinde kurulan Yapı Malzemeleri Laboratuvarı’nda görev yapan inşaat teknikeri Volkan Esertaş "2019 yılında kurulan laboratuvarımız, Türk Standartları Enstitüsü (TSE) ve Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) tarafından belgelendirilmiş, uluslararası standartlarda hizmet veren bir laboratuvardır. Laboratuvarımızda 5 ana bölümden 150 farklı deney gerçekleştiriyoruz. Bunlardan 21 tanesi TÜRKAK tarafından akredite edilmiş durumda. Yaptığımız testlerin asıl amacı, hem kendi kurumumuz olan ASAT’ın hem de diğer kamu kurum ve kuruluşlarının altyapı ve üstyapı yatırımlarında kullanılan malzemelerin standartlara uygun olup olmadığını belirlemektir. Hizmet verdiğimiz kamu kurumlarından gelen malzeme örneklerini, onların teknik şartnamelerine göre inceliyor ve standart dışı malzemelerin kullanılmasını engelliyoruz" dedi. "500 milyon TL’lik kamu zararının önüne geçtik" Laboratuvarın açıldığı günden bu yana yaklaşık 450 km’lik boru ve birçok standart dışı malzemenin projelerde kullanılmasını önlediklerini aktaran Laboratuvar Şefi Volkan Esertaş, "500 milyon TL’lik kamu zararının engellendi. Yapılan çalışmaların altyapı projelerinde kaliteyi artırarak kamu kaynaklarının en verimli şekilde kullanılmasına katkı sunuyoruz" diye konuştu.
Antalya Türkiye’de tüberküloz oranı düşüşte Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nurgül Bozkurt, Türkiye’de tüberküloz oranının sıklığının azaldığını ifade ederek 100 bin kişiden 14’ünde görüldüğünü söyledi. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nurgül Bozkurt, 24 Mart Dünya Tüberküloz Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, halk arasında verem olarak bilinen tüberkülozun insanlık tarihi kadar eski ancak tamamen tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu vurgularken, Türkiye’de tüberküloz oranının sıklığının azaldığını belirtti. "Tüberküloz tarih boyunca önemini korudu" Tüberkülozun milattan önceki dönemlerden itibaren bilinen bir hastalık olduğunu belirten Bozkurt, "18. yüzyılın sonlarına kadar hastalığın nedeni bilinmiyordu. Ancak bu dönemde basil tespit edilerek tüberkülozun bir enfeksiyon hastalığı olduğu anlaşıldı. Tarih boyunca kan tükürme gibi dramatik semptomları nedeniyle pek çok filme ve esere konu olmuştur. Hastalığın en yaygın belirtileri, öksürük, balgam, ateş, gece terlemesi ve özellikle öğleden sonra yükselen ateş. Bu belirtiler hastalar tarafından genellikle üşütme ya da basit bir enfeksiyon gibi algılanıyor. Ancak erken teşhis edilmezse tüberküloz akciğerde kalıcı hasara neden olabilir" dedi. Türkiye’de tüberküloz oranı Doç. Dr. Bozkurt, dünya genelinde tüberkülozun hala yaygın olduğunu belirterek, "Tüm Dünyada olduğu gibi ülkemizde de hala güncelliğini koruyor. 1970’li yıllarda sağlık çalışanlarının özverili çalışmalarından sonra biraz daha sıklığı azalmıştır. 100 bine 14 kadar bir sıklığı var. Dünyada da Güney Afrika gibi geri kalmış ülkelerde sıklık biraz daha fazla. Ama gelişmiş ülkelerde çok fazla sıklığı görülmüyor. Bizim de ülkemiz buna paralel gidiyor." ifadelerini kullandı. "Tedavi ücretsiz ve devlet kontrolünde" Tüberkülozun günümüzde tamamen tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu vurgulayan Bozkurt, tedavi sürecine ilişkin, "Tüberküloz tanısı konulduktan sonra hastalar Sağlık Bakanlığı’na bağlı Verem Savaşı Dispanserlerine yönlendirilir. Tedavi tamamen ücretsizdir ve hastalar herhangi bir katkı payı ödemez. Hastalar sadece ilaçlarını almakla bırakılmaz; mutlaka bir sağlık çalışanı ya da aileden bir gönüllü tarafından ilaç kullanımı takip edilir. Bu yönteme ‘Doğrudan Gözetimli Tedavi’ (DGT) denir ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından önerilmektedir. Önceden iki yıla kadar sürebilen tedavi, günümüzde Sağlık Bakanlığı tarafından altı aya indirildi. İlk iki ay daha yoğun ilaç kullanımı gerektirirken, sonraki dört ayda tedavi iki ilaçla devam ediyor. Ancak ilaçların düzenli kullanılmaması durumunda dirençli tüberküloz gelişebiliyor ve bu, tedaviyi daha da zorlaştırıyor" şeklinde konuştu. "Bulaşıcı bir hastalık, önlem şart" Tüberkülozun solunum yoluyla bulaştığını ve özellikle aynı evi paylaşan kişilerde yüksek bulaş riski bulunduğunu belirten Bozkurt, "Tüberküloz hastası olan bir kişinin yakın temaslıları da mutlaka sağlık kontrolünden geçirilmeli. Ülkemizde bu muayeneler Verem Savaşı Dispanserlerinde ücretsiz olarak yapılıyor" dedi. "Verem aşısı bebeklikte koruma sağlıyor" Verem aşısının bebeklik döneminde uygulandığını hatırlatan Bozkurt, erişkin yaşta bu aşının koruyuculuğunun düşük olduğunu söyledi. Doç. Dr. Bozkurt, "Erişkinlerde korunmanın en etkili yolu, tüberküloz hastalarının erken teşhis edilip tedavi edilmesidir. Uzun süren öksürük, balgam, öğleden sonra yükselen ateş ve gece terlemesi gibi belirtileri olan kişilerin vakit kaybetmeden bir doktora başvurması gerekir. Tüberküloz, erken teşhis ve düzenli tedavi ile tamamen iyileşebilen bir hastalıktır" ifadelerini kullandı.
Kütahya AK Parti Kütahya İl Kadın Kolları Başkanı Sevde Nur Karabacak Çakıcı’dan, Filistin için boykot çağrısı AK Parti Kütahya İl Kadın Kolları Başkanı Sevde Nur Karabacak Çakıcı, Ramazan ayının manevi atmosferinde Filistin’de yaşanan zulme dikkat çekerek, İsrail’e karşı boykot çağrısında bulundu. Karabacak Çakıcı, Filistin halkının maruz kaldığı zulme karşı sessiz kalmanın soykırıma ortak olmak anlamına geldiğini vurgulayarak, "Bizler dünyanın dört bir yanında sesimizi yükseltiyor, Filistin’in yeniden özgürlüğüne kavuşacağı bir dünya için mücadele ediyoruz" dedi. Boykotun önemine değinen Karabacak Çakıcı, "Elimiz kolumuz bağlı bekleyemeyiz. Belki büyük sonuçlar alamayacağız ama safımız belli olsun istiyoruz" ifadelerini kullandı. Ayrıca, İsrail’in ateşkesi kalıcı kılmak yerine insanlık dışı planlar yaptığını belirterek, "Gazze’si, Batı Şeria’sı, Doğu Kudüs’üyle Filistin, Filistinlilerindir. Bölgeye barış ve huzur ancak Filistin halkına haklarının teslim edilmesiyle gelecektir" şeklinde konuştu. Filistinli çocukların özgür olana dek mücadeleye devam edeceklerini belirten Karabacak Çakıcı, "Sesimizle, sözümüzle, eylemlerimizle onlara destek olacağız. Yaşasın Filistinli çocuklar, yaşasın Özgür Filistin" diyerek sözlerini tamamladı. Başkan Sevde Nur Karabacak Çakıcı’nın basın açıklamasına AK Parti Genel Merkez MKYK Üyesi Funda Ozan Akyol, AK Parti Kütahya İl Başkanı Ceyda Çetin Erenler, AK Parti Kütahya milletvekilleri Adil Biçer, İsmail Çağlar Bayırcı ve Mehmet Demir ile AK Parti Kütahya İl Gençlik Kolları Başkanı Ali Göktürk ve teşkilat mensupları da katıldı. Partililer, basın açıklamasının ardından Filistin’in özgürlüğü için yazdıkları notları bağladıkları balonlarla gökyüzüne bıraktılar.