GÜNDEM - 02 Ekim 2024 Çarşamba 15:07

Müzisyen Onur Şener ölümünün ikinci yılında anıldı

A
A
A
Müzisyen Onur Şener ölümünün ikinci yılında anıldı

Ankara’nın Çankaya ilçesinde bir eğlence mekanında çıkan tartışma sonucunda öldürülen müzisyen Onur Şener, ailesi ve sevenleri tarafından mezarı başında anıldı.


Eğlence mekanında çıkan tartışma sonucunda öldürülen müzisyen Onur Şener, ölümünün ikinci yılında ailesi ve sevenleri tarafından mezarı başında anıldı. Kur’an-ı Kerim okunarak, dualar edilen törende sevenleri, Şener’in mezarına çiçekler bıraktı. Edilen duaların ardından açıklamalarda bulunan Şener ailesinin Avukatı Meltem Banko, “Bugün burada sevgi dolu insan müzisyen Onur Şener’i anmak için toplanmış bulunmaktayız. Onur Şener, hayatını kızına, ailesine, sevdiklerine, sahiplendiği 3 köpeğine ve müziğine adamış bir sanatçıydı. Onur’umuzun bir grup cani tarafından vahşice öldürülmesinin üzerinden iki yıl geçti. Hukuki mücadelemiz ilk günkü kararlılıkla devam ediyor. İki sene önce bugün bir evlat, bir kardeş, bir can dost, bir kız çocuğunun babası ve nice sevenlerinin gönlünde taht kurmuş müzisyen Onur hayattan koparıldı. Değerli Leyla Hanım ve Erhan Bey, evlatlarını akla gelebilecek en vahşi şekilde ne yazık ki kaybettiler. O zamanlar henüz 5 yaşında olan biricik prensesi Ceylası ile paylaşacakları anılar, hayaller yarım kaldı. Ceyla büyümeye devam ettikçe babasının yokluğunu anlamaya, sorgulamaya ve acısını daha derinden hissetmeye başladı. Onur’un zamansız ölümü geride kızına nasıl cevaplar vereceğini bilmeyen bizleri bıraktı. Babasının bir kavgada caniler tarafından acı çektirilerek öldürüldüğünü bilen bir kız çocuğunun soruları nasıl yanıtlanabilirse öyle yanıt vermeye çalıştık. Ancak bir an geldi isyanımızı susturamadık. İçimize bir nebze de olsa su serpecek tek şey Onur Şener için adaletin sağlanması olacaktır. Babasını son bir kere daha görme umuduyla mezarına gitmek isteyen, gözlerimizin içine merakla bakan, ’İnşallah o yumruklar canını çok yakmamıştır’ diyen bir kız çocuğu için adaletin sağlanmasında öncülük etmeye devam edeceğiz" dedi.



“Bildiğimiz bir şey var ki asla korkmayacağız, yılmayacağız”


Onur’un eksikliğinin sadece ailesinde değil, onu tanıyan herkesin hayatında derin bir boşluk oluşturduğunu belirten Banko, “Onur’u en az bir kez o sahnede izlemiş olan, şarkılarını dinlemiş, onunla bir kez oturup konuşmuş, müzikle ilgili yaptığı tutkulu sohbetlere kulak misafiri olmuş, Onur’un o gerçekten karıncayı incitmez tavrını görmüş olan herkes için bu süreç çok uzun ve acılı geçti. Bu acı öyle büyüktü ki, onu hiç tanımamış, onunla hiç konuşmamış, sesini dahi duymamış binlerce insanın yüreğine de ateş düşürdü. Daha da kötüsü, geçen bu iki yılda nice Onurlar, nice Cihanlar, nice Şeydalar, nice Narinler verdik toprağa. Hepsinin ortak özelliği masum ruhları ve o gün karşılaştıkları kötü insanlardı. İki yıl önce ellerinde içki bardaklarıyla bir insanı gözlerini kırpmadan katleden canilerle, 5 yaşındaki Narin’imizi katledenlerin, polisimize gözünü kırpmadan ateş eden o canavarların önüne nasıl ve ne zaman geçeceğiz bilmiyoruz. Ama bildiğimiz bir şey var ki asla korkmayacağız, yılmayacağız ve usanmayacağız. Dünyada Onurlar güvenle şarkı söyleyebilsin, Ceylalar babasız kalmasın, Narinler yaşayıp okullarına gidebilsin diye biz hukukçular her gün canla başla mücadele edeceğiz. Çünkü yine biliyoruz ki bu dünyada hala iyi insanlar var ve onlar çoğunlukta” ifadelerini kullandı.


Her sanatçının özgürce şarkı söyleme, her çocuğun güvenli sokaklarda oyun oynama, her kadının istediği saatte istediği yere gidebilme, kısacası her insanın özgürce yaşama hakkı olduğunu dile getiren Banko, “Hep birlikte daha güvenli bir dünya oluşturmak için sesimizi yükseltmeliyiz. Çocukların gülüşlerinin, kadınların özgürlüğünün, sanatçıların fikir üretme ve hayvanların yaşam hakkının güvence altına alınması için mücadele etmeliyiz. Gelecek nesillere bırakacağımız mirasın sevgi ve anlayış üzerine inşa edilmiş bir dünya olmasını istiyoruz. Bu uğraşta yalnız olmadığımızı biliyoruz; yanımızda olan, adalet için çabalayan herkese ihtiyacımız var. Umudumuzu kaybetmeyeceğiz” dedi.



Müzisyen Onur Şener ölümünün ikinci yılında anıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Sinemanın geleceği için bir araya geldiler Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü, Muğla Büyükşehir Belediyesi ve Bodrum Belediyesi destekleriyle, DenizBank ana sponsorluğunda Bodrum Sinema ve Kültür Derneği (BSKD) ev sahipliğinde gerçekleştirilen 12. Bodrum Türk Filmleri Haftası ve CineBodrum Sinema Sektör Zirvesi kapsamında düzenlenen çalıştay ve sunumlar, Bodrum’da yapıldı. Türk sinemasının sürdürülebilir büyümesine katkı sağlamak amacıyla düzenlenen etkinliklerde sektör profesyonelleri bir araya geldi. "Sinemanın Kalbi Bodrum’da Atıyor" sloganıyla düzenlenen etkinlikte, sunumlar ve çalıştaylar gerçekleştirildi. CineBodrum Sinema Sektör Zirvesi’nde, oyuncu Hakan Bilgin’in moderatörlüğünde, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Birol Güven, BSKD Başkanı Cenk Sezgin, Prof. Dr. Serdar Öztürk ve sektörün önde gelen isimlerinin katılımıyla “Gişe ve Nitelik” çalıştayı düzenlendi. Çalıştayda, sinemanın yerel ve uluslararası gişe performansı değerlendirildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Birol Güven, çalıştayda yaptığı konuşmada, Türkiye’deki sinema kültürüne dikkat çekerek, “Sinemaya gitmek, bilet almak kültürümüzün bir parçasıydı, ancak bu alışkanlığı kaybettik. Öncelikli hedefimiz Türkiye’de salonları doldurmak olmalı” dedi. Zirve kapsamında yapılan diğer sunumda, yapımcı Mustafa Uslu, “Bu yıl vizyona girecek filmlerimizi üç yıl boyunca dijital platformlara vermeyeceğiz” açıklamasında bulundu. Sinema izleyicilerini tekrar salonlara çekmek için bu kararı aldıklarını belirtti. Ayrıca, Ali Erhan Tamer tarafından yapay zeka ve sinema ilişkisi üzerine bir sunum gerçekleştirildi. Tamer, yapay zekanın sinemadaki etkilerini dört ana perspektifte değerlendirdiğini ifade ederek, “Yapay zeka, sanatın yeni bir versiyonunu hayata geçirebilmek için önemli bir araç” dedi. "Kültür Yolu Festivalinin içinde önümüzdeki yıllarda festivale dönüşecek olan Bodrum Festivali de yer alırsa çok mutlu oluruz" Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Birol Güven, “Bodrum’da yapılan eşi benzeri olmayan Türk Filmleri Haftası ve bir sektör buluşması var. Henüz bir festival değil ama inşallah önümüzdeki yıllarda bir festivale dönüşür. Kültür Yolu Festivali’nin de eşi ve benzeri yok. Dünyada büyük bir ihtimalle şu anda bir rekor kırılıyor. Binlerce sanatçı, yüzbinlerce eser ve milyonlarca sanatseverin bir teması söz konusu. Muğla’da önümüzdeki yıllarda Kültür Yolu Festivali yapılırsa, bakanımız şehirleri her yıl arttırıyor. Bu yıl 4 şehrimiz daha ilave ediliyor. Kültür Yolu Festivali’nin içinde önümüzdeki yıllarda festivale dönüşecek olan Bodrum festivali de yer alırsa çok mutlu oluruz. Bodrum üzerinde bazı beklentilerimiz var, Bodrum’dan kaynaklanan bir nedenle Bodrum Film Festivali’nin dünyada marka olacağını düşünüyoruz. Burada ana akım sinemanın gösterildiği, sektörümüzün büyük bir endüstriye dönüşmesinde çok önemli katkısı olduğunu düşünüyorum. Salon işletmecileri burada başka hiçbir festivalde salon işletmecileri yok o yüzden bizim için önemlidir Bodrum Türk Filmleri Haftası. Bodrum’da çok film çekiliyor, bende burada film çektim. Bodrum’un sinemada bir mekan olarak kullanılmasının yanı sıra Uluslararası Bodrum Film Festivali’nin turizme çok büyük etkisinin olacağını düşünüyorum. Bunun örnekleri Cannes, Venedik, Berlin’de görüyoruz. Dünya markasına dönüştüğünde sinemanın çok yan etkisi vardır, turist gelir ve yurt dışında da gösterimler olur. Sinemanın paha biçilmez bir etkisi olur. Türkiye aynı zamanda bir plato, herkes burada film çekmek istiyor, biz çekim izinlerini de veriyoruz” dedi. BSKD Başkanı Cenk Sezgin, “Biz bu etkinliğe hazırlanırken farklı bir hedef koyduk. Bodrum’a uluslararası film kazandırmamız gerektiğini düşündük. Bu sene yaptığımız gelecek sene yapacağımızın bir provasıydı. Biz Türk sinemasına ve sinema izleyicilerine katkı sağlamayı amaçladık. Sinemada ya da cep telefonunda dijital ortamlarda film izlemek aynı şey değil. Burada yaptığımız etkinlik ve gösterimlerle bunu anlatmaya çalıştık” dedi. Yapımcı Mustafa Uslu ise, “Komedi biliyorsunuz maalesef Kapıkule sınırlarını geçemiyor. Çünkü komedi, insanların uluslararası mizah anlayışları farklı ama drama dünyanın her yerinde drama. Geçtiğimiz hafta Madagaskar’da Ayla yayınlandı. İşte Endonezya’da Müslüm yayınlanıyor, önümüzdeki aylarda Malezya’da ve Letonya’da Ayla vizyona girecek. Şu anda dünya çapında İsrail ve Ermenistan hariç bütün ülkelerde Ayla kalplere dokunmaya ve Türk askerinin, Türk insanının merhametini en güzel dille birinci ağızdan anlatmaya arşın arşın devam ediyor. Gurur verici bir şey, Madagaskar büyükelçimiz aradı beni sağ olsun, oradaki Madagaskar’daki seyircilerin seyrettiklerinde ne kadar duygulandıklarını ne kadar etkilendiklerini, hatta Madagaskar’da küçük bir gündem olduğunu söyledi. Bu bizim için gurur verici bir şey. Bu serüvene şimdi mesela Naim de başlayacak. Aynı yolculuğa çıkacak. Dünyayı dalga dalga dolaşacak. Uluslararası evrensel filmler yapmaya çalışıyoruz. Hayat Sevince Güzel de öyle bir film. Protez ayaklı bir çocukla, üçayaklı bir köpek insanlık dersi verecekler. Aslında unuttuğumuz değerlerimizi hatırlayacağız, o filmle. Hep birlikte ailecek böyle keyifle izlenecek bir film” diye konuştu.
Çorum Çorum’da “Gıdanı Koru” eğitimleri devam ediyor Milli Eğitim Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı arasında imzalanan protokol doğrultusunda, Çorum’da okullarda gıdanının korunması, gıda israfı ve gıda hijyeni ile ilgili farkındalık eğitimleri tüm hızıyla devam ediyor. İl Tarım ve Orman Müdürü Hayrullah Göktekin, Çorum’da devam eden ’Gıdanı Koru’ kampanyası ile ilgili bilgi verdi.Gıda israfını önlemek, gıda hijyenini teşvik etmek ve sürdürülebilir tarım uygulamaları hakkında farkındalık oluşturmak amacıyla bakanlık olarak Milli Eğitim Bakanlığı ile önemli bir iş birliğine imza attıklarını belirten Hayrullah Göktekin, protokol çerçevesinde yıl boyunca eğitimler verileceğini açıkladı. Eğitimlerin genç kuşakların bilinçlenmesi açısından kritik bir rol oynadığına dikkat çeken Göktekin, “Gelecek nesillerin sağlıklı, sürdürülebilir ve israf etmeyen bireyler olarak yetişmesi hem ülkemizin gıda güvenliği hem de küresel anlamda çevresel sürdürülebilirlik açısından büyük bir öneme sahiptir. Bu eğitimlerle, öğrencilerimize gıda israfını önlemenin yanı sıra hijyen kurallarına uymanın ve sağlıklı beslenmenin yaşam kalitesi üzerindeki etkilerini de öğretmeyi amaçlıyoruz. Yıl boyunca devam edecek eğitim programlarında gıdanı koru hareketinin prensipleri, gıda israfının ekonomik ve çevresel etkileri, gıda hijyeni ve güvenliği, sürdürülebilir beslenme ve tarım konularında öğrencilerimizi bilinçlendireceğiz. Gıdaya sahip çıkmak, onu israf etmeden değerlendirmek ve gelecek nesillere temiz bir çevre bırakmak hepimizin sorumluluğudur. Bu noktada her bireyin üzerine düşeni yapması gerektiğine inanıyoruz. Gıdamızı koruyalım, geleceğimizi garanti altına alalım” dedi.