POLİTİKA - 11 Nisan 2025 Cuma 18:54

MHP Lideri Bahçeli: "Cumhurbaşkanımızın DEM Parti ile görüşmesi takdire şayandır"

A
A
A
MHP Lideri Bahçeli: "Cumhurbaşkanımızın DEM Parti ile görüşmesi takdire şayandır"

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Sayın Cumhurbaşkanımızın dün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde DEM Parti heyetiyle yaptığı görüşme hem içerik hem ilerleyiş hem de simgesel ifade bakımından takdire şayandır. Meselenin sahibi Türkiye Cumhuriyeti devletidir" dedi.


MHP Lideri Bahçeli, "Terörsüz Türkiye" hedefi kapsamında yazılı açıklama yaptı. Bahçeli, "Dünya çapında artan ve aşırılaşan gerilim ve cepheleşme ortamı insanlık vicdanını her zaviyeden zedelediği gibi küresel nitelikli barış ve huzur ümitlerini de maatteessüf zayıflatmaktadır. Bu karışık ve karanlık muhtevada krizlerin biri biterken diğeri başlamaktadır. Devamlı surette tahrik ve tahkim edilen ekonomik, diplomatik ve ticari cepheleşmeler askeri, siyasi ve stratejik boğuşmaları bir yanda canlı tutup diğer yanda yaygınlaştırırken gelecekle ilgili iyimser ve iyi niyetli bekleyişleri de sekteye uğratmaktadır" ifadelerini kullandı.



"Belirsizliğin sis bulutu hakim ve havi bir durumdadır"


Dünyada belirsizliğin sis bulutu hakim ve havi bir durumda olduğunu ifade eden Bahçeli, "Ortak akıl, olgun anlayış, olgusal bilinç ve sağduyu mefluç haldedir. Gümrük tarifelerinin silah gibi kullanılmasına eşzamanlı olacak şekilde yayılmacı heveslerin kabaran iştahı, yeni haritaların çizimine duyulan kaba ve kaotik iddia gün geçtikçe sertleşmektedir. İnsanlık ve uluslararası toplum kalıcı huzura susamakla beraber, her bakımdan adil, eşit haklarla ihata edilmiş adaletli bir yaşama tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar hasrettir" açıklamasında bulundu.



"Böyle bir cinnet, böylesi bir zincirleme cinayet ve vahşet hiçbir dönemde, hiçbir devirde vuku bulmamıştır"


Gazze’nin, İsrail tarafından vandalizmin boyunduruğu altında olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Gazze tepeden tırnağa felaketin kapsamında ve buna neden olan yeni vandalizmin boyunduruğu altındadır. Hain ve haydut devlet İsrail 2 Mart 2025 tarihinden itibaren Gazze’ye insanlık dışı bir tecrit uygulamış, tüm yardım kanallarını tıkamış, dehşet verici bir ablukayla sayıları 2 milyonu aşkın Filistinli kardeşimizi açlığa ve sefalete mahkum etmiştir. Böyle bir cinnet, böylesi bir zincirleme cinayet ve vahşet hiçbir dönemde, hiçbir devirde vuku bulmamıştır" dedi.



"Katliama uğrayan sadece Gazzeli mazlumlar değil, insanlığın topyekun miras, emanet ve değerler hazinesidir"


İsrail’e karşı bir eylem ve yaptırım programı teşkil edilmesi gerektiğini belirten Bahçeli, "Ahlaki, insani ve hukuki caydırıcılığı kalmamış cılız kınama mesajlarına bel bağlamanın, bundan bir yarar ummanın, bununla mündemiç bir sonuç beklemenin artık hiçbir önem ve önceliğinden bahsedilemeyecektir. İsrail’in anladığı ve anlayacağı dil bellidir. Bu dilin terennüm ve tedavülünü derhal sağlayacak malum irade, eğer bağlayıcılık, haysiyet, itibar ve şeref seviyesini kaybetmemişse Birleşmiş Milletler Teşkilatı’dır. Seri ve sistematik katliama uğrayan sadece Gazzeli mazlumlar değil, insanlığın topyekun miras, emanet ve değerler hazinesidir. İsrail’e karşı bir eylem ve yaptırım programı teşkil edilmeli, askeri, siyasi ve ekonomik müdahalelerle bu program eşgüdüm içinde hayata geçirilmelidir. Beklemeye tahammül kalmamıştır" ifadelerini kullandı.



"Netenyahu hükümeti ateşle oynadığını ağır bedeller ödemeden idrak etmek zorundadır"


Netenyahu hükümetinin ateşle oynadığını aktaran Bahçeli, "İsrail Başbakanı’yla birlikte soykırım suçuna karışan canilerin Lahey Adalet Divanı’nda vereceği hesap gecikmemeli, daha fazla sürüncemede bırakılmamalıdır. Bunun yanında terör devleti İsrail’in, Suriye topraklarında ayağımızın altında dolaşması, zaman zaman nokta hedeflere saldırılar düzenlemesi, provokasyon ortamını diri tutması ve tehdit mesajlarını sıralaması kaçınılmaz akıbetin ağlarını günbegün örmektedir. Suriye özelinde, Türkiye ile İsrail arasında kurulması düşünülen çatışmasızlık alanlarının belirlenmesine dair teknik görüşmelere ihtiyaç duyulup bunun ilki gerçekleşmiş olsa da, Netenyahu hükümeti ateşle oynadığını ağır bedeller ödemeden idrak etmek zorundadır" dedi.



"Yunanistan’ın da çizmeyi aşmaması lazımdır"


"Türkiye’nin ve komşu ülkelerin bağımsızlığı, egemenlik hakları, siyasi ve toprak bütünlüğü asla tartışma kabul etmeyecek hassas, kritik ve yakıcı konulardır" diyen Bahçeli, "Bu kapsamda Yunanistan’ın da çizmeyi aşmaması lazımdır. Atina yönetiminin Lozan Antlaşması’na taammüden muhalefet ederek işgal ettiği adalarda egemenlik haklarımıza meydan okuyup ülkemizin sabrını zorlaması, Güney Kıbrıs’ta Türk ve Türkiye düşmanlığından beslenen paramiliter örgütlerin faaliyete geçmesi dikkat ve uyanık bir şuurla takip ettiğimiz muhasım gelişmelerdir. Türk milleti bölgesel ve küresel husumet senaryolarına teslim olacak, boyun eğecek, alttan alacak, tamam diyecek aciz ve atalette değildir" ifadelerini kullandı.



"27 Şubat İmralı çağrısı karşılık bulmalıdır"


27 Şubat İmralı çağrısının karşılık bulması gerektiğini belirten Bahçeli, "Türkiye Cumhuriyeti bütün değer ve emanetleriyle müdafaa edilecektir. Cumhur İttifakı bu azim, amaç ve kararlılıktadır. Çevremizde cesamet düzeyi yoğun menfi hareketlilik ve tehdit dalgası karşısında Türk ve Türkiye Yüzyılına terörün kökünü kazıyarak mühür vurmak müşterek sorumluluğumuzdur. Terörsüz Türkiye gayesi tavsamadan ve daha fazla uzamadan gerçekleşmeli, on yıllara sari bu melanet ortadan kalkmalıdır. 27 Şubat İmralı çağrısı karşılık bulmalıdır" ifadelerini kullandı.



"Meselenin sahibi Türkiye Cumhuriyeti devletidir"


Bahçeli, "Cumhur İttifakı olarak samimi, sabırlı, duyarlı, dürüst, yapıcı mahiyetli siyasi ve milli duruşumuzun son etabı ülkemizin terör kamburundan tamamen kurtulmasıdır. Sayın Cumhurbaşkanımızın dün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde DEM Parti heyetiyle yaptığı görüşme hem içerik hem ilerleyiş hem de simgesel ifade bakımından takdire şayandır. Meselenin sahibi Türkiye Cumhuriyeti devletidir. DEM Parti’nin tutarlı açıklamalarına ve gerçekçi adımlarına Sayın Cumhurbaşkanımızın müstesna, muteber ve mütekâmil şekilde muamelede bulunması terörsüz Türkiye umutlarını çok daha güçlendirmiştir" açıklamasında bulundu.



"Şu günler oldukça kırılgan ve naziktir"


PKK terör örgütünün kongresini toplayarak Siyonist ve emperyalist komploların devreye girmesine fırsat vermemesi gerektiğini vurgulayan Bahçeli, "Elbette PKK terör örgütünün kongresini toplayarak Siyonist ve emperyalist komploların devreye girmesine fırsat vermeden silah bırakması ve örgütsel feshi sonuçlandırması kısa süre içinde temin edilmelidir. Üçüncü tarafların suyu bulandırmasına, akılları çelmesine, nifak kazanını ateşlemelerine azami düzey ve ölçüde hazırlıklı olmanın yanında tedbir ve temkini elde bırakmamak esasen ve usulen zorunluluktur. Şu günler oldukça kırılgan ve naziktir. Karşılıklı güven, empati ve hoşgörü çemberinde terörsüz Türkiye vuslatının şafağı sökmelidir" dedi.



"Türkiye’nin iç barış ve huzur ortamı sağlam esaslara bağlanmalı"


CHP’nin içine düştüğü yolsuzluk batağında çırpındığını belirten Bahçeli, "Türkiye’nin iç barış ve huzur ortamı sağlam esaslara bağlanmalı, aziz milletimizin her evladı kardeşlik ve kucaklaşma faziletiyle vatanına, bayrağına, mukaddesatına, dokunulmaz hayat ve varlık haklarına sahip çıkmalıdır. CHP, içine düştüğü yolsuzluk batağında çırpına çırpına dibe inerken, hukukun karşısında mücrim siyasetçiler hesaba çekilirken, bu zihniyetin Türkiye’ye muhalefet çıtasını yükseltmesinin elbette demokratik bir karşılığı olacaktır. Tek adam rejimi söylemini maksatlı ve marazi şekilde diline dolayan CHP Genel Başkanı’yla siyasi ve ideolojik yandaşlarının, hakkında vahim iddialar bulunan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde soygun düzeni kurduğu tanık ve delillerle ifade edilen tek bir şahsı aklama ve arkalama girişimi derin bir çelişki, anti demokratik bir savrulmadır" açıklamasında bulundu.



"Onların kabusları Türk ve Türkiye Yüzyılının müjdesidir"


CHP Genel Başkanı ve yönetiminin terörsüz Türkiye hedefinden dolayı bunaldığını söyleyen Bahçeli, "İç cephemizin gücüne güç katmasını, milli birlik ve dayanışma ruhumuzun muktedir ve muvafık yapısını bir türlü kabullenemeyen, en küçük hazım belirtisi gösteremeyen CHP Genel Başkanı ve yönetiminin terörsüz Türkiye hedefinden dolayı bunaldığı, korkuya kapıldığı da açıkça anlaşılmaktadır. Onların korkuları Türkiye’nin baharıdır. Onların kabusları Türk ve Türkiye Yüzyılının müjdesidir. Terörsüz Türkiye aynı zamanda süper güç Türkiye’nin mukaddimesidir" dedi.


"Siyasi bir konudan öte vatan görevi, çiğnenmesi mümkün olmayan milli bir yemin bahsidir"


Terörsüz Türkiye konusunun, siyasi bir konudan öte vatan görevi olduğunun altını çizen Bahçeli, "Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı egemenliğin kayıtsız şartsız milletimizde olduğuna tam inanç ve bağlılık göstererek küllerinden doğan Anka Kuşu’nun cihana kanat açmasına, kutlu ülkülerimize adım adım ulaşılmasına sonuna kadar hizmet edecek, destek olacaktır. Bu bizim için siyasi bir konudan öte vatan görevi, çiğnenmesi mümkün olmayan milli bir yemin bahsidir" açıklamasında bulundu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Gülnar’da öğrenciler için sessiz ve konforlu okuma salonu Mersin Büyükşehir Belediyesinin Gülnar ilçesinde hayata geçirdiği okuma salonu, özellikle sınavlara hazırlanan öğrenciler için ideal bir çalışma ortamı sunuyor. Haftanın 6 günü sabah 08.00 ile akşam 17.00 saatleri arasında hizmet veren salon, gençlerin yoğun ilgisini görüyor. Mersin Büyükşehir Belediyesinin Gülnar ilçesinde hayata geçirdiği Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığına bağlı okuma salonu, özellikle sınavlara hazırlanan öğrenciler için ideal bir çalışma ortamı sunuyor. Salon içerisinde ücretsiz internet erişimi, çay ve kahve ikramı ile öğrencilere destek olunurken, salon sessiz, ferah ve motive edici yapısıyla öne çıkıyor. Kütüphanede, gençlerin faydalanabileceği yaklaşık 250 kitap bulunuyor. Gülnar’daki öğrencilerin daha iyi şartlarda ders çalışabilmesi için oluşturulan bu alan, gençlerin sınav sürecine katkı sağlarken, öğrencilerin ilgisi de her geçen gün artıyor. "İlçemiz küçük, ama okuma oranı oldukça yüksek" Okuma Salonunda görev yapan Fatma Cingöz, salonun sunduğu imkânlara değinerek, "Öğrencilerimize sessiz ve sakin bir ortam sunuyoruz. Ayrıca ücretsiz çay, kahve ve sınırsız internet gibi imkanlarda yararlanabiliyorlar. İlçemiz küçük olabilir ama okuma oranı oldukça yüksek. Öğrencilerimiz için haftanın 6 günü hizmet veriyoruz" dedi. Öğrenciler konforlu bir ortamda geleceğe hazırlanmanın keyfini yaşıyor Salonun müdavimi olan öğrencilerden Mehmet Ay, okuma salonunun öğrenciler için büyük bir ihtiyaç olduğunu belirterek, "Okuma salonuna sıklıkla geliyorum. Ev ortamında ders çalışma olanağımız çok olmadığı için okuma salonları bize bu avantajı sağlıyor. Aynı zamanda bilgisayar ve internet gibi, öğrencilerin verim alabileceği araçlar mevcut. Burada bize çay ve kahve ikramında da bulunuluyor. Öğrenci dostu olan Başkanımız Vahap Seçer’e çok teşekkür ederim" şeklinde konuştu.
Kastamonu Kastamonu Üniversitesi, KBRN projesiyle afet müdahalesine bilimsel katkı sunacak Kastamonu Üniversitesi, hazırladığı KBRN projesiyle afet ve acil durumlarda sahada görev yapan ilk müdahale ekiplerinin koruyucu donanımları kullanımına bağlı olarak karşılaştıkları fizyolojik yükler ve kalp hızındaki parasempatik yanıt değişikliklerini araştıracak. Kastamonu Üniversitesi Bozkurt Meslek Yüksekokulu Sivil Savunma ve İtfaiyecilik Programı Dr. Öğretim Üyesi Nuray Demiralp’in yürütücülüğündeki Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik, Nükleer (KBRN) Kişisel Koruyucu Donanımların İlk Müdahale Ekiplerinde Kardiyak Parasempatik Yanıtlar ve Fizyolojik Adaptasyon Etkisi" başlıklı proje, TÜBİTAK 1002-B Hızlı Destek Programı kapsamında desteklenmeye hak kazandı. Projede, afet ve acil durumlarda sahada görev yapan ilk müdahale ekiplerinin KBRN kişisel koruyucu donanımları (KKD) kullanımına bağlı olarak karşılaştıkları fizyolojik yükler ve kalp hızındaki parasempatik yanıt değişiklikleri bilimsel olarak incelenecek. Proje ile ayrıca bu donanımların fizyolojik adaptasyon üzerindeki etkilerinin değerlendirilmesi ve operasyonel performansı etkileyen temel sağlık parametrelerinin belirlenmesi amaçlanıyor. Proje ekibinde, Dr. Öğretim Üyesi Serdar Akyel ve Prof. Dr. Hürmüz Koç araştırmacı olarak yer alırken, Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nden Prof. Dr. Levent Kenar ise danışman olarak projeye katkı sunuyor. Ayrıca projede bir lisans öğrencisi de bursiyer olarak görev alacak. Proje çıktılarının, KBRN olaylarında görev alan personelin iş sağlığı ve güvenliği standartlarının geliştirilmesine, eğitim programlarının yeniden yapılandırılmasına ve KKD kullanımına bağlı fizyolojik etkilerin azaltılmasına katkı sağlaması bekleniyor. Bu yönüyle proje, afet yönetimi kapasitesinin bilimsel temelde güçlendirilmesine yönelik bir adım olarak değerlendiriliyor. Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, proje ekibini tebrik ederek, "Üniversitemizin bilimsel araştırma potansiyeline sağladıkları katkılardan dolayı araştırmacılara teşekkür ediyorum" dedi.
Diyarbakır Diyarbakır’da başıboş sokak köpeği saldırıları güvenlik kamerasında: 12 saldırgan köpek belediye tarafından toplatıldı Diyarbakır’ın Kayapınar ilçesinde sokak köpeklerinin saldırıları ve toplanıp tedirginlik oluşturmaları kameralara yansıdı. Vatandaşların şikayet üzerine saldırgan 12 başıboş köpek, Büyükşehir Belediyesi ekiplerince toplatılıp barınağa alındı. İlçenin Talaytepe Mahallesi’nde başıboş sokak köpeklerinin saldırıları ve toplanıp tedirginlik oluşturması mahalle sakinlerinde korku ve endişeye neden oldu. Güvenlik kameralarına yansıyan görüntülerde bir kadını yere düşüren çok sayıda köpeğe, son anda güvenlik görevlisince müdahale edildi. Bir diğer görüntüde ise markete gitmek isteyen anne ve oğluna sokak köpekleri saldırıda bulunarak paniğe neden oldu. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ekipleri ise, 26 Mart-14 Nisan tarihlerinde 12 saldırgan köpeği toplayarak barınağa götürdü. Site sakinlerinden Ferhat Ateş, uzun zamandır bu çevrede çok fazla köpeğin olduğunu ve çocuklara saldırdığını söyledi. Çocukları markete gönderemediklerini, misafir ağırlayamadıklarını, gece karanlıkta veya gündüz vaktinde sürekli burada 10-15 köpeğin insanlara saldırır hale gelmeye başladığını belirten Ateş, yetkililerden bir çözüm beklediklerini ifade etti. Ateş, "Biz, bu hayvanlara zarar verilsin istemiyoruz. Barınaklara bir şekilde götürülüp ıslah edilebilir, barınaklarda tutulabilir. Bu hayvanların kontrol altına alınması ve halka, çocuklara zarar gelmemesi adına bir önlem alınmasını istiyoruz. Çocuklarımız sabah erken saatte okula gidiyor, akşam vaktinde okuldan dönüyor. Biz aile olarak tedirgin oluyoruz. Akşam inip burada saatlerce servisi bekliyoruz, çocuklar servisten inince bir saldırıya maruz kalmasın" ifadelerinde bulundu. Eşine ve oğluna köpeklerin saldırdığını söyleyen Fikri Yıldırım, defalarca şikâyet etmelerine rağmen sadece birkaç tane köpeğin toplatıldığını öne sürdü. Yıldırım, "Ben belediyeye 3 aydır mesaj atıyorum ama mesajları hiç dikkate almıyorlar. 1 veya 2 kişi gelip bir tur atıyor. Burada 30 taneden fazla köpek var ve belediye yetkilileri zaten hiç ilgilenmiyor, CİMER‘e de yazdık. Oğlum 20 yaşından büyük, askerliği bitirmiş. Gece geldiği zaman peşine takıldılar, caddeye fırladı. Allah’tan araba son anda fren yaptı çarpmadı. Başka bir gün de küçük oğlum annesiyle markete gitti aniden otların içinden köpekler çıkıp saldırdı. Kendilerini direkt caddeye attılar. Çocuk annesinin elini bıraktı, şans eseri araba o esnada geçmedi. Yardımlarına son anda kurye yetişti. Şanlıurfa’da olanları gördük. İlla birisinin başına bir şey gelmesi mi lazım, ondan sonra mı müdahale edeceksiniz?" dedi. Site sakinlerinden Süleyman Toprak ise, eşinin çığlık atmasıyla uyandığını ve sabah saatlerinde küçük bir çocuğa sitenin altında köpeklerin saldırdığını dile getirdi. Toprak, "Kız kardeşim, bu köpeklerin korkusundan sabah işe gidemiyor. CİMER‘e şikâyet dilekçesinde bulunduk, belediyeyi defalarca aradık hiçbir sonuç alamıyoruz. Geçenlerde de bir tane ablaya burada tekrar köpekler saldırıda bulunmuş. Geçen işe gidiyordum bir abla yine köşede bekliyordu. ’Ağabey, seninle beraber durağa gelebilir miyim? Köpeklerin korkusundan işe gidemiyorum’ diyor. Gerçekten çok zor durumdayız ve hiçbir yetkili de el atmıyor, hiçbir sonuç alamıyoruz. Çocuklarımız okula gidemiyor. Çağrımız sonuçsuz kalıyor. Belediyeyi aradım, belediye bir ekip göndermiş. Ekip zaten 1-2 tane genç şahıs. Bir iki köpeği alıp ondan sonra gittiler" diye konuştu. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nce konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklama, "Sağlık İşleri Daire Başkanlığı Veteriner İşleri Şube Müdürlüğü Hayvan Barınağı Birimimiz olarak çalışmalarımıza aralıksız devam etmekteyiz. Vatandaşlarımızdan gelen şikayetler doğrultusunda, ALO 153 hattına bildirilen Talaytepe Mahallesi -Winston AVM çevresi - 4015. Sokak civarında yaşanan hayvan saldırısı vakaları üzerine bölgede ekiplerimiz tarafından kapsamlı bir çalışma yürütülmüştür. Gerçekleştirilen müdahaleler sonucunda, 26 Mart-14 Nisan arasında toplam 12 yetişkin saldırgan köpek, ekiplerimiz tarafından güvenli bir şekilde bölgeden alınarak Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezimize nakledilmiştir. Saldırgan hayvanlarla ilgili şikayetlere büyük bir hassasiyetle yaklaşmakta, vatandaşlarımızın can güvenliğini öncelikli olarak gözetmekteyiz. Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi olarak 7/24 vatandaşlarımızdan gelen her türlü talep ve şikâyeti değerlendirmeye devam etmekteyiz" denildi.
Ordu Başkan Güler: "Kaz kuluçkahanesinde yıllık 10 bin civciv üretimi yapmayı hedefliyoruz" Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, tarım ve hayvancılığa büyük önem verdiklerini, bu kapsamda hayata geçirdikleri kaz kuluçkahanesinde yıllık 10 bin civciv üretimi yapmayı hedeflediklerini söyledi. Başkan Güler’in 2019 yılında göreve gelmesi ile başlayan tarım ve hayvancılık hamlesi ile yeni bir soluk kazandırdı. Sayısız projenin gerçekleştirildiği Ordu’da farklı alanlarda yapılan üretimlerle Ordu ekonomisine yeni girdiler eklendi. Bu projelerden bir tanesi olan ve ilgi gören kaz yetiştiriciliği, Büyükşehir Belediyesinin ‘alım garantisi’ ile üreticilerin güvenini kazandı. Kaz etinin restoran menülerine eklendiği Ordu’da yetiştirilen kazlar için yine Ordu Büyükşehir Belediyesi tarafından kanatlı kesimhanesi kurulurken, tesis yetiştiricilere ücretsiz hizmet verdi. "Kars’a kaz satışı yaptık" Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, Fatsa ilçesindeki kaz kuluçkahanesini ziyaret ederek, incelemelerde bulundu. Burada kaz yetiştiriciliği ile ilgili açıklamalarda bulunan Başkan Güler, Ordu’dan Kars’a kaz satışı yapıldığını söyledi. Büyükşehir Belediyesi’nin alım garantisinin yetiştiricilere güven verdiğinin altını çizen Başkan Güler, "Göreve geldiğimiz ilk günden beri hep söyledik; ‘siz üretin, satamazsanız ben alacağım.’ Bu söze sadık kalarak geçtiğimiz yıl alım garantili kaz yetiştiriciliği sürecini yeniden başlattık. Alım garantisi üreticilerimizden yoğun ilgi gördü. Yıl sonunda, Belediyemizin kanatlı hayvan kesimhanesinde herhangi bir ücret almadan kesimleri tamamlanan kazlardan 860 adedi Kars iline toplu olarak satıldı. Geri kalanlar ise ilimiz sınırlarında ve restoranlarımıza doğrudan satış ile tüketildi" dedi. "Yılda 10 binden fazla kaz civcivi üretmeyi hedefliyoruz" Kaz yetiştiricilerinin en önemli sorunlarından olan civciv tedariği konusunda çalışmalar başlatarak, kaz kuluçkahanesini kurduklarını aktaran Başkan Güler, şunları kaydetti: "Kaz yetiştiriciliği için ülkemizde merkez olarak gösterilen birçok ilden çok daha fazla yeşil alana sahip olan ve yayla sezonları daha uzun süren Ordu’da bu avantajları değerlendiriyor, hayvansal üretim modellerini destekleyerek büyütmeye devam ediyoruz. Ancak üreticilerimizin en büyük sıkıntılarından biri, kaz civcivlerinin başka illerden yüksek maliyetlerle ve zaman zaman tedarik zorluklarıyla temin edilmesi oldu. İşte tam da bu sebeple hem maliyeti düşürmek hem de erişimi kolaylaştırmak amacıyla Fatsa’da modern bir kaz kuluçkahanesi kurduk. Kuluçka dolapları, çıkım makineleri ve ana kucağı makinelerinden oluşan bu merkezde yılda yaklaşık 5 bin adet kaz civcivi üretim kapasitesi bulunuyor. Bu yıl birlikte yol yürüyeceğimiz üreticilerimizle birlikte önümüzdeki yıl 10 binden fazla civciv üretimini rahatlıkla gerçekleştirecek altyapıya sahip olacağız. Kaz yetiştiriciliğini yerinde görmek, öğrenmek ve üretmek isteyen herkese kapımız açık. Bu projeyle sadece üreticimizi değil, Ordu ekonomisini ve Türkiye’nin tarım geleceğini destekliyoruz."