POLİTİKA - 11 Ekim 2024 Cuma 11:43

İlk yerli ve milli elektrikli ana hat lokomotifi 2025 yılında raylara inecek

A
A
A
İlk yerli ve milli elektrikli ana hat lokomotifi 2025 yılında raylara inecek

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye’nin ilk yerli ve milli elektrikli ana hat lokomotifi Eskişehir-5000 projesinde sona yaklaştıklarını duyurarak, yol testlerinde lokomotifin saatte 140 kilometre hıza ulaştığını açıkladı. Bakan Uraloğlu, 2025 yılı Eylül ayında raylara inmesi beklenen 95 adet lokomotifin seri üretimine de devam ettiklerini söyledi.


Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye Raylı Sistem Araçları Sanayii A.Ş. (TÜRASAŞ) tarafından üretilen Türkiye’nin ilk yerli ve milli elektrikli ana hat lokomotifi Eskişehir-5000 projesinin test sürecinin devam ettiğini belirtti. Bakan Uraloğlu, "Yerli ve milli imkanlarla geliştirdiğimiz lokomotifimizin yol testlerine Ekim 2024 itibarıyla TCDD Hasan Bey depo sahası içinde başladık. Lokomotifimiz bu testlerde saatte 140 kilometre hıza ulaşarak büyük bir eşiği aştı. İnşallah 2025 yılı Eylül ayı içerisinde lokomotifimizi raylara indirmeyi planlıyoruz" dedi.



Türkiye’nin ilk yerli elektrikli ana hat lokomotifi


Bakan Uraloğlu, TÜRASAŞ’ın Eskişehir fabrikasında geliştirilen 5 megavat gücündeki lokomotifin hem yük hem de yolcu taşımacılığı yapabileceğini ve Avrupa Birliği Demiryollarında Karşılıklı İşletilebilirlik (TSI) sertifikasına sahip olacağını belirtti. Uraloğlu, "Türk mühendisliğiyle tasarlanan Eskişehir-5000 projemizde 115 yerli firma ile işbirliği yaparak, yüzde 65 yerlilik oranına ulaştık. Seri üretimde bu oran yüzde 80’e ulaşacak. Bu sayede demiryolu sektöründeki dışa bağımlılığın önüne geçeceğiz" ifadelerini kullandı.



İlklerin ve enlerin projesi


Eskişehir-5000 projesinin birçok ilki barındırdığına dikkat çeken Bakan Uraloğlu, “Lokomotifin cer motorları her biri bin 280 kilovat gücünde olup, Türkiye’de bugüne kadar tasarlanan en yüksek güçlü cer motorlarıdır. Ayrıca 2.5 megavat gücündeki cer konvertörleri de ülkemizde tasarlanan en güçlü yüksek gerilim cer konvertörleridir. Ana hat lokomotifler için ilk defa araç gövdesi, boji ve Tren Kontrol Yönetim Sistemi de tamamen yerli tasarımla üretildi. Eskişehir-5000 ile elde ettiğimiz bilgi birikimi, diğer projelerimizde de kullanılacak. Bundan sonra ihtiyaca uygun lokomotiflerin üretiminde yurtdışına bağımlılık kalkacak ve ihracat imkanlarına kavuşacağız” şeklinde konuştu.



Üniversite ve sanayi işbirliğiyle geliştirilen teknoloji


Eskişehir-5000 projesinin Türkiye’deki üniversiteler ve sanayi kuruluşlarının ortak çalışmasıyla hayata geçtiğini belirten Uraloğlu, "Projemiz üniversite ve sanayi iş birliğinin en güzel örneklerinden biri. TÜRASAŞ, TÜBİTAK RUTE, ASELSAN ve İstanbul Teknik Üniversitesi gibi önemli paydaşlar bu projede yer aldı. Türkiye’nin raylı sistemlerdeki yerlilik oranını artırmak adına önemli bir dönüm noktası yaşanıyor" açıklamasında bulundu.



TÜRASAŞ, 95 lokomotifin seri üretimine son hız devam ediyor


Proje kapsamında TCDD Taşımacılık A.Ş.’ye teslim edilecek 95 adet Eskişehir-5000 lokomotifinin seri üretimine son hız devam ettiklerini belirten Uraloğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:


“Eskişehir-5000 lokomotif için geliştirilen tüm ana bileşenler ayrı birer ürün olarak ihraç edilebilir kritik teknolojiye sahip ürünlerdir. Bu ürünler, TCDD Taşımacılık bünyesindeki mevcut lokomotiflerde de hem yedek parça hem de modernizasyonları kapsamında kullanılabilecektir.”



İlk yerli ve milli elektrikli ana hat lokomotifi 2025 yılında raylara inecek

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Iğdır Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu: "Iğdır’da 400 yataklı hastanemizin yapımına çok yakında başlıyoruz" Bir dizi programa katılmak ve incelemelerde bulunmak üzere Iğdır’a gelen Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, Iğdır Dr. Nevruz Erez Devlet Hastanesini ziyaret etti. Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, bir dizi programa iştirak etmek ve incelemeler yapmak için Iğdır’a geldi. Bakan Memişoğlu, İl Değerlendirme Toplantısı’na katıldıktan sonra Iğdır Dr. Nevruz Erez Devlet Hastanesini ziyaret etti. Bakan Memişoğlu, hastanede yaklaşık iki yıldır yapılması planlanan hastane ile ilgili açıklamada bulundu. Bakan Memişoğlu konuşmasında, "Serhat şehri Iğdır’ımıza geldik ve sağlık hizmetlerini değerlendiriyoruz. Gerçekten Iğdır hem Aras’ı hem Ağrı Dağı’yla Türkiye’mizin en güzel illerinden bir tanesidir. Bizi misafir ettikleri için hepsine çok teşekkür ediyorum. Iğdır’da sağlık hizmetleri anlamında değerlendirmemiz neticesinde şunu gördük ki Iğdır çok daha iyi sağlık hizmetini yapabilecek kapasiteye sahip. Bunun için de inşallah projesini bitirdiğimiz, çok yakında ihalesini yapıp inşaatına başlayacağımız 400 yataklı hastanemizi bir an önce Iğdırlılara kazandıracağız. Bunun burada sözünü veriyoruz. Ve çok yakında herkes görecek ki Iğdır’ı sadece kendisine değil, kendi iline değil, çevresindeki illere, hatta uluslararası anlamda sağlık hizmeti verebilecek kapasiteye inşallah ulaştıracağız. Bunun yanında özellikle sağlık ve hayat merkezi olmayan Iğdır’ımızda bir proje hazırladık. Onun da çok yakın zamanda inşaatına başlayacağız. Temel sağlık hizmetlerini biliyorsunuz önemsiyoruz, aile hekimliklerini önemsiyoruz. Ve onları kuvvetlendirmeye çalışıyoruz. Emin olun birinci basamak temel sağlık hizmetleri hastalanmadan sağlığımızı korumak esas hedeflerimizden bir tanesi. Bununla ilgili de inşallah iyi hekimlik uygulamalarını ödüllendireceğimiz, aynı zamanda onların toplumla beraber daha iyi kaynaşması sağlayacağımız bir sistem ile üstlerine çalışıyoruz. Dezenformasyonlara, yanlış haberlere toplumun itibar etmemesini, hekim arkadaşlarımın itibar etmemesini özellikle istirham ediyorum. Emin olun biz özellikle aile hekimliğini, temel sağlığı ön planda almış, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderinde sağlığın dünyanın en iyi sunulduğu ülkelerinden bir tanesiyiz ve sadece sağlık hizmetini değil aynı zamanda sağlık teknolojisini, sağlık bilimini de üretecek çalışmalar içindeyiz. Onun için ben herkese özellikle sağlık ekiplerine, sağlık çalışanlarına ve tüm topluma teşekkür ediyorum. Çünkü bizler iyi taraftarız. Bugün medeniyetlerin maalesef kötülüğü güçlü kıldığı güçlünün sanki haklı olduğu bir sistem var. Esasen bizim medeniyetimiz iyilik medeniyeti. Bu iyilik medeniyetini yeniden dünyaya hakim kılabilmemiz için daha çok çalışmamız lazım, daha çok üretmemiz lazım ve birlikte hareket etmemiz lazımdır. Iğdır’da bunu gördüm. Onun için Iğdırlılara, Iğdır’ın yöneticilerine, siyasetçilere teşekkür ediyorum. Sağlık sistemini daha iyi hale getireceğimizi özellikle belirtmek istiyorum" dedi.
Kayseri Çocuklar ailede sosyalleşmeli Psikolog Selver Yazıcı, sosyal medyadaki tehlikeler konusunda ailelerin çocuklarının korkmamalarını ve kendileriyle paylaşım yapmalarını sağlaması gerektiğini söyleyerek, "Çocuklar sosyal hayatta dışlandıkları zaman internette sosyalleşmeye başlıyor” dedi. Ailelerin çocuklarıyla iyi iletişim kurması ve iyi gözlemlemeleri gerektiğini söyleyen Psikolog Selver Yazıcı, "Öncelikle toplum olarak son zamanlarda yaşanan cinayet olaylarıyla ilgili hepimiz çok üzgünüz. Tabii ki bu olayların psikolojik yönü olduğu kadar toplumsal yönü de çok fazla önemli. Bu anlamda şunu söylemek istiyorum. Toplumda eğitim ailede başlar. Aile çocukla iyi iletişim kurar, çocuğu güzel destekler, çocuğun kendilerinden korkmamasını sağlarsa, herhangi bir şeyi gizlememesini sağlarsa ve çocuğun herhangi korkacağı bir ortamda ya da dışlandığı bir ortamda bunu ailesiyle paylaşmasını sağlarsa en azından bu gibi durumların önüne geçebiliriz. Aile içi iletişim burada çok önemli. Çünkü çocuklar genelde sosyal hayatta dışlandıkları zaman internetten buldukları arkadaşlarıyla sosyalleşmeye başlıyorlar ve bu arkadaş her zaman ve faydalı arkadaşlar olmayabiliyor. Arkadaşlık ilerledikçe, samimiyet ilerledikçe farklı yönlere çekilebiliyor bu durumlar. İşte son zamanlarda duyduğumuz zararlı örgütler gibi, çocukları tahrik etme gibi, çocuklara şantaj yapma gibi ya da çocuklara kadın cinayetlerini legal hale getirmeye, kadınları düşmanlaştırma, onların ölmesinin gerektiğini söyleme gibi durumlara itebilecek arkadaşlıklar kurabiliyorlar. Bu anlamda benim velilere ya da ailelere verebileceğim en büyük tavsiye, çocuklarıyla ilişkilerini sağlam tutmaları ve çocuklarını gerçekten iyi gözlemlemeleri gerekiyor. Eğer çocuklar iyi gözlemlenmezlerse, odalarına astıkları posterlerden, girdikleri internet sitelerinden, davranışlarından, bir şeyler gizlediklerinden bile bir şeyler çıkarabiliriz biz. Bu anlamda ailelerin çocukları iyi gözlemlemeleri ve iyi denetlemeleri gerekiyor” diye konuştu. "Dışarıda sosyalleşemeyen çocuk internette örgütlere itiliyor" Yazıcı, ailelerin belli sınırlar içerisinde çocuklarının sosyalleşmesine izin vermesi gerektiğini, aksi takdirde çocukların internetteki örgütlere itildiğini söyleyerek, "Tabii ki eğitim çocuklukta başlıyor. Bu iletişimi lütfen 15-16 yaşlarındayken, çocuk ergenliğe girdikten sonra değil de daha çocukluk yaşlarındayken iletişimimiz güçlü olmaya devam ederse, başlarsak çocuk yaşlarındayken daha sonrasında iletişim kurmanız çok daha rahat olur. Bu anlamda tabii ki sosyal hayatın içerisinde anne-babalar, iş hayatında ya da güncel hayatta çok yorulmuş olabiliyorlar. Akşam eve geldiklerinde çocuklarıyla ilgilenmeye vakitleri olmayabiliyor. Bunu anlayabiliyorum ama o çocukları dünyaya getirmeyi siz istediniz. Bu yüzden lütfen çocuklara kaliteli zaman ayırmayı, onlarla doğru iletişim kurmayı unutmayın. Gün sonunda aman çocuğun eline tablet, telefonu vereyim de işte benden uzak olsun da ben de kafa dinleyeyim, çocuk da kendi halinde sessiz sakin odasında nasıl olsa tehlikeden uzakta diye düşünmemek lazım. Aslında son zamanlardaki olaylardan gördüğümüz kadarıyla da en büyük tehlike aslında o tabletin, telefonun, bilgisayarın içinde bulunuyor. Çünkü örgütlenmeler artık sosyal ortamda, dışarıdaki ortamda değil, internet ortamında, işte Twitch gibi yayınlarda, Discord gibi yayınlarda oluyor. O yüzden internet sağlayıcılarınızı lütfen doğru kontrol edin. Gerekirse çocuklarınızın internetini de kısıtlayın. Her siteye girmesini engelleyebilirsiniz. Lütfen çocuklarınızla doğru iletişim sağlayın. Eğer bir genç gerçekten arkadaş edinemiyorsa, sosyalleşemiyorsa yanlışa düşebiliyor. Bu anlamda çocukların sosyalleşmesi ve arkadaş edinebilmeleri için belli sınırlar içerisinde arkadaşlarını tanıyarak, arkadaşlarının ailelerini tanıyarak lütfen çocuklarınızın dışarıda da sosyalleşmesine izin verin. Çünkü genelde kapalı, izin verilmeyen, kapalı yapıdaki ailelerin içerisinden çıkıyor bu gibi çocuklar. Çünkü dışarıda sosyalleşemedikleri için internetten kötü örgütlere başvurabiliyorlar. Bunun dışında sosyal olarak işte çirkinlik, beğenilmeme, kabul görmeme gibi problemler de bu gibi örgütlere çocukları itebiliyor. Lütfen çocuklarımızın öz güvenleriyle ilgili, çirkinlik ya da güzellik değerleriyle ilgili de çocuklarımıza destekleyici olalım. Yardımcı olalım. Bu anlamda okulların rehberlik hizmetleri, rehberlik servislerinin de ciddi anlamda gözlemleyici ve destekleyici olmasını tavsiye ediyorum ben. Keşke bu durumlar yaşanmasaydı ama bu durumların önüne geçebilmek için de elimizden geleni yapmakla yükümlüyüz biz hepimiz. Umarım bir daha böyle durumlar başımıza gelmez. İnşallah bir daha yaşamayız” ifadelerini kullandı.
Iğdır Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu: "Iğdır’da 400 yataklı hastanemizin yapımına çok yakında başlıyoruz" Bir dizi programa katılmak ve incelemelerde bulunmak üzere Iğdır’a gelen Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, Iğdır Dr. Nevruz Erez Devlet Hastanesini ziyaret etti. Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, bir dizi programa iştirak etmek ve incelemeler yapmak için Iğdır’a geldi. Bakan Memişoğlu, İl Değerlendirme Toplantısı’na katıldıktan sonra Iğdır Dr. Nevruz Erez Devlet Hastanesini ziyaret etti. Bakan Memişoğlu, hastanede yaklaşık iki yıldır yapılması planlanan hastane ile ilgili açıklamada bulundu. Bakan Memişoğlu, konuşmasında; “Serhat şehri Iğdır’ımıza geldik ve sağlık hizmetlerini değerlendiriyoruz. Gerçekten Iğdır hem Aras’ı hem Ağrı Dağı’yla Türkiye’mizin en güzel illerinden bir tanesidir. Bizi misafir ettikleri için hepsine çok teşekkür ediyorum. Iğdır’da sağlık hizmetleri anlamında değerlendirmemiz neticesinde şunu gördük ki Iğdır çok daha iyi sağlık hizmetini yapabilecek kapasiteye sahip. Bunun için de inşallah projesini bitirdiğimiz, çok yakında ihalesini yapıp inşaatına başlayacağımız 400 yataklı hastanemizi bir an önce Iğdırlılara kazandıracağız. Bunun burada sözünü veriyoruz. Ve çok yakında herkes görecek ki Iğdır sadece kendisine değil, kendi iline değil, çevresindeki illere hatta uluslararası anlamda sağlık hizmeti verebilecek kapasiteye inşallah ulaştıracağız. Bunun yanında özellikle sağlık ve hayat merkezi olmayan Iğdır’ımızda bir proje hazırladık. Onu da çok yakın zamanda inşaatına başlayacağız. Temel sağlık hizmetlerini biliyorsunuz önemsiyoruz aile hekimliklerini önemsiyoruz. Ve onları kuvvetlendirmeye çalışıyoruz. Emin olun birinci basamak temel sağlık hizmetleri hastalanmadan sağlığımızı korumak esas hedeflerimizden bir tanesi. Bununla ilgili de inşallah iyi hekimlik uygulamalarını ödüllendireceğimiz aynı zamanda onların toplumla beraber daha iyi kaynaşması sağlayacağımız bir sistem ile üstlerine çalışıyoruz. Dezenformasyonlara, yanlış haberlere toplumun itibar etmemesini, hekim arkadaşlarımın itibar etmemesini özellikle istirham ediyorum. Emin olun biz özellikle aile hekimliğini, temel sağlığı ön planda almış, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderinde sağlığın dünyanın en iyi sunulduğu ülkelerinden bir tanesiyiz ve sadece sağlık hizmetini değil aynı zamanda sağlık teknolojisini sağlık bilimini de üretecek çalışmalar içindeyiz. Onun için ben herkese özellikle sağlık ekiplerine, sağlık çalışanlarına ve tüm topluma teşekkür ediyorum. Çünkü bizler iyi taraftarız. Bugün medeniyetlerin maalesef kötülüğü güçlü kıldığı güçlünün sanki haklı olduğu bir sistem var. Esasa bizim medeniyetimiz iyilik medeniyeti bu iyilik medeniyetinin yeniden dünyaya hakim kalabilmemiz için daha çok çalışmamız lazım daha çok üretmemiz lazım ve birlikte hareket etmemiz lazımdır. Iğdır’da bunu gördüm onun için Iğdırlılara Iğdır’ın yöneticilerine siyasetçilere teşekkür ediyorum biz de sağlık sistemini daha iyi hale getireceğimizi özellikle belirtmek istiyorum” dedi.
İstanbul Bağcılar’da yer fıstığından kahve yaptılar Bağcılar Belediyesi’nin desteğiyle düzenlenen “TÜBİTAK 4007 Bağcılar Bilim Şenliği”nde liseli öğrenciler, konukları yer fıstığından yaptıkları kahvelerle karşılıyor. Ziyaretçiler, öğrencilerin yaptığı kahvenin tadını çok beğendiklerini ifade ediyorlar. Bağcılar Belediyesi, Bağcılar Kaymakamlığı, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, Altınbaş Üniversitesi ve İstanbul Aydın Üniversitesi ortaklığında düzenlenen “TÜBİTAK 4007 Bağcılar Bilim Şenliği” devam ediyor. Kadın ve Aile Kültür Sanat Merkezi’nde gerçekleşen etkinlikte; ilkokul, ortaokul, lise, üniversite olmak üzere 107 okuldan öğrenciler, 35 farklı projenin tanıtımını yapıyor. Evde de rahatlıkla yapılabilir Projeler arasında en çok dikkat çekenlerden biri ise “Yer fıstığından elde edilmiş kahve üretimi” projesi oldu. Yavuz Sultan Selim Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Gıda Teknolojisi Bölümü öğrencileri, kurdukları stantta yer fıstığından kahve üretiyor. Sütle birlikte pişiriliyor Evde de rahatlıkla üretilebilecek olan kahveyi yapmak için yer fıstığı ve süt gerekiyor. Soyulan fıstıklar temizlenmiş halde öğütülerek kıvamlı hale getiriliyor. Yoğun aroma elde etmek için kavurulan fıstıklar daha sonra sütle pişirilerek kahveye dönüştürülüyor. Tadına bakanlar çok beğendi Kendi aralarında iş bölümü yapan öğrenciler, 10 dakika gibi kısa bir sürede kahveyi üretip şenliğe gelenlere ikram ediyorlar. Gençler, tadım yapan ziyaretçilerin yorumlarını almayı da ihmal etmiyor. İki gün içinde kahveyi deneyenlerin çoğunun beğendiği belirtildi. Bütün gençler davetli Bilim Şenliği’nin özellikle çocukların ve gençlerin bilimle iç içe olması, bilimin serüvenine katılmaları adına çok kıymetli olduğuna vurgu yapan Bağcılar Belediye Başkanı Abdullah Özdemir, tüm İstanbul’daki gençlere davette bulundu. (ZA-