ASAYİŞ - 12 Aralık 2024 Perşembe 12:08

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya: "5 ilde DEAŞ Terör Örgütüne yönelik düzenlenen ’Gürz-29’ operasyonlarında 47 şüpheli yakalandı."

A
A
A
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya: "5 ilde DEAŞ Terör Örgütüne yönelik düzenlenen ’Gürz-29’ operasyonlarında 47 şüpheli yakalandı."

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya: "5 ilde DEAŞ Terör Örgütüne yönelik düzenlenen ’Gürz-29’ operasyonlarında 47 şüpheli yakalandı."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mardin Mardin’de gebe okulunda anne adayları ve annelere eğitim Mardin Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesinde hizmet veren gebe okulu, anne adayları ve yeni doğum yapmış annelere eğitim veriyor. Gebelik süreci ve doğum öncesi hazırlıklar için anne adaylarına sağlanan rehberlik, ailelerin daha sağlıklı bir doğum süreci geçirmelerine yardımcı oluyor. Mardin Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesindeki gebe okulunda da gebeler doğum öncesi, doğum ve doğum sonrası dönemle ilgili bilgilendirilerek, anne adayları doğuma hazırlamak, bilinçlendirmek ve doğum korkularını gidermek hedefleniyor. Doğum öncesinde gebe okulunda eğitim alıp normal doğum sürecini atlattıktan sonra bebeği ve eşiyle okulu ziyaret eden Fatma Güvenç, ikinci çocuğu için gebe okuluna başvurduğunu söyledi. Gebe okulunda aldığı eğitimlerin doğum sürecini çok daha sağlıklı ve verimli kıldığını belirten Güvenç, "İlk çocuğumda bu eğitimlere katılmamıştım ama ikinci çocuğum için eğitim almaya karar verdim. Eğitimler çok yardımcı oldu ve memnun kaldım. Gebelik sürecim de çok güzel geçti. Herkese burayı tavsiye ediyorum” dedi. Mardin Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Ahmet Yeşil, 6 Aralık itibarıyla ‘Anne Dostu Hastane’ unvanını alan hastanelerinin anne adaylarına sunduğu eğitimlerle gurur duyduğunu ifade etti. Yeşil, "Gebe okulu, anne ve baba adaylarının doğum sürecine sağlıkla ve uygun bir zeminde hazırlanmalarını sağlayan bir uygulama olarak tamamen ücretsiz hizmet veriyor. Hastanede uzman fizyoterapist, diyetisyen, ebe ve hekimlerin oluşturduğu bir ekip, anne ve baba adaylarına doğum öncesi eğitim vermek için sürekli olarak aktif bir şekilde çalışıyor” şeklinde konuştu. Geçen yıl 2 bin 500 anne adayı sertifika alırken, bu yıl sayının 3 bine yaklaşmasının beklendiğini belirten Yeşil, “Eğitimlere katılımın daha da artmasını ve daha fazla anne adayının faydalanmasını istiyoruz. Anne adaylarının eğitim süreçlerine katılımı, hem fizyolojik hem de metabolik olarak daha sağlıklı bir doğum süreci için oldukça önemlidir. Bizimle birlikte ebelerimiz, hekimlerimiz, fizyoterapistlerimiz ve diyetisyenlerimizle bu süreçte yer alacak tüm aileleri bekliyoruz” diye konuştu.
İstanbul İstanbul’da yapılan dev uyuşturucu operasyonundan çarpıcı detaylar İstanbul polisi tarafından düzenlenen “NARKOKAPAN-2” operasyonunda ele geçirilen uyuşturucu maddeler emniyette sergilendi. İl Emniyet Müdürü Selami Yıldız uyuşturucu çetelerine göz açtırmayacaklarını belirterek, “Devletimizin gücü, kadife eldiven içinde bir çelik yumruk gibi” dedi. Şebekenin Esenyurt’taki “tır garajı” görünümlü uyuşturucu lojistik üssü polis tarafından deşifre edilirken, toplam daralı ağırlığı 169 kilo 260 gram gelen metamfetamin işaretli 6 kovada bulundu. Alınan bilgiye göre, Büyükçekmece ve Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılıkları tarafından yürütülen soruşturma çerçevesinde, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce zehir tacirlerine karşı 6 Aralık’ta Esenyurt ve Başakşehir ilçelerinde “tır garajı” görünümlü uyuşturucu lojistik üssüne ve bir depoya operasyon düzenlenmiş, baskınlarda 2’si yabancı uyruklu 8 şüpheli yakalanmıştı. İçişleri Bakanlığı tarafından “NARKOKAPAN-2” adı verilen ve İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya tarafından duyurulan operasyonda, 95 kilo 500 gramı metamfetamin, 73 kilo 760 gramı kokain olmak üzere toplam daralı ağırlığı 169 kilo 260 gram uyuşturucu madde ile 1 milyon 16 bin 400 uyuşturucu hap ele geçirilmiş, yakalanan 8 zehir tacirlerinin tamamı çıkarıldıkları mahkemece tutuklanmıştı. “Devletimizin gücü, kadife eldiven içinde bir çelik yumruk gibi” İstanbul İl Emniyet Müdürü Selami Yıldız, talimatını verdiği operasyonda ele geçirilen uyuşturucuların başında gazetecilere açıklamalarda bulundu. Yıldız, “Esenyurt ve Başakşehir ilçelerinde gerçekleştirdiğimiz iki ayrı operasyonda, bir adreste toplam 95 kilo 500 gram metamfetamin, 73 kilo 760 gram kokain ve 1 milyon 16 bin 400 adet sentetik hap ele geçirilmiştir. Daha önce de belirttiğimiz gibi, zehirle mücadelemiz kararlılıkla devam edecektir. İstanbul sokaklarında uyuşturucu ticaretine asla müsaade etmeyeceğiz. Devletimizin gücü, kadife eldiven içinde bir çelik yumruk gibi zehir tacirlerinin karşısında duracak. Tabii ki İstanbul halkımızın desteği bizim için çok değerli. Halkımızın desteğiyle bu mücadeleyi daha güvenli ve huzurlu bir İstanbul için sürdüreceğiz” dedi. Uyuşturucu kaçakçılarına karşı yürütülen operasyonda tırın yakıt tankında ve depoda dedektör köpekle yapılan aramalarda ele geçirilen maddeler İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün Fatih’teki Vatan Yerleşkesinde sergilendi. Operasyondan çarpıcı ayrıntılar İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce zehir tacirlerine yönelik Esenyurt ve Başakşehir ilçelerinde yapılan operasyonun detaylarına ulaşıldı. Polisin teknik ve fiziki takibinde olan bir şebekenin, Esenyurt’ta “tır garajı” görünümlü uyuşturucu lojistik üssü teknik ve fiziki takip altına alındı. Şebekenin, söz konusu uyuşturucu aktarma merkezine her tırı içeri sokmadığını fark eden polis, bölgeyi tamamen mercek altına aldı. Operasyon timleri, bir süre sonra kendi kontrollerindeki bir tırı park etmesi için adrese gönderdi. Gönderilen tır şebeke tarafından kabul edilmeyince operasyonun düğmesine basıldı. Uyuşturucu üssüne ani baskın yapan narkotik polisi, 2’si yabancı uyruklu 5 şüpheliyi gözaltına aldı. Depoda dedektör köpekle yapılan aramalarda tırda uyuşturucu madde olduğu bilgisine ulaşıldı. Köpeğin yakıt tankına yoğunlaşması üzerine özel yapılmış tank elektrikli testereyle kesildiğinde içine zulalanmış 73 kilo 760 gram kokain ele geçirildi. Çalışmalarını sürdüren polis, aynı deponun bir başka bölümünde ise 1 milyon 16 bin 400 adet uyuşturucu hap daha ele geçirdi. 2 bin 500 kovanın içindeki sır, işaretli 6 kovada saklı 2’si yabancı uyruklu 5 zehir taciri emniyete götürülürken, polis aynı gün Başakşehir’de bir başka operasyonun düğmesine bastı. Burada bir depoda uyuşturucu saklandığı istihbaratını alan polis, belirlenen adrese baskın düzenledi. Operasyonda 2 bin 500 boya kovası incelendi. Binlerce boya kovasının içinde uyuşturucu arayan polis, saatlerce uğraştı. Toplam daralı ağırlığı 169 kilo 260 gram gelen metamfetamin işaretli 6 kova içinde bulundu. Gizlenen uyuşturucu, 6 kovanın kenarına yapılmış işareti fark eden bir kadın narkotik polisi tarafından ortaya çıkarıldı. El konulan uyuşturucu maddeler, emniyete götürülürken, burada 3 şebeke mensubu gözaltına alındı. İki ayrı soruşturma kapsamında yakalanan 2’si yabancı uyruklu toplam 8 şüpheli 7 Aralık’ta çıkarıldıkları mahkemelerce tutuklanarak gözaltına alındı.
Erzurum Kuyruksuz köpek yavruları sahiplerini şaşırttı Erzurum’un Oltu ilçesinde dünyaya gelen köpek yavrularının bazılarında kuyruk olmaması sahiplerini şaşırttı. Oltu İbrahim Bey Çiftliği’nde, İsmail Hakkı Ekinci’ye ait dişi Kangal köpeği, 15 gün önce sağlıklı altı yavru dünyaya getirdi. Ancak geçtiğimiz günlerde yavruları kontrol etmek için çiftliğe giden Ekinci, büyük bir hayret yaşadı. Zira yavruların dördünün kuyruğunun olmadığını fark etti. Ekinci, durumu şu sözlerle anlattı: “Yavru köpeklerimi kontrol etmeye gittim, baktım dört tanesinin kuyruğu yok. Babalarının kuyruğu kesikti ancak bu yavruların kuyruksuz olması beni çok etkiledi.” Kangal ırkında, özellikle köpeklerin kuyruk kesimi, bazı yetiştiriciler tarafından yaygın bir uygulama olarak biliniyor. Ancak İsmail Hakkı Ekinci’nin yavrularında gözlemlenen bu durum köpekseverler tarafından hayretle karşılandı. Kuyruğun doğuştan eksik olması ise genetik bir durum olabileceği ihtimalini gündeme getirdi. Veteriner Hekim Barış Işıldak, yavruların sahibi tarafından bir kısmında kuyruk olmadığı, bir kısmında da kuyruk olduğundan haberdar edildiklerini belirterek, "Bunun sebebini merak etmiş yetiştiricimiz. Biz de gerekli bilgileri verdik. Mutasyon sonucu olabileceğini veya anne ile baba ırk yakınlığından dolayı olabileceğini tahmin ediyoruz. Kuyruksuz ırklar var. Bundan dolayı olabileceğini bilgisini verdik. Ya da nörolojik bir problem olabilir. Yavruları biz de takip edeceğiz. Buna göre tekrardan bir değerlendirme yapacağız" dedi.
İstanbul Gebelik süreçlerinde dikkat: “Risk tarama testleri ve takiple ortaya çıkıyor” Gebelik süreçlerine ilişkin uyarılarda bulunan Perinatoloji Uzmanı Doç. Dr. İbrahim Polat, “Gebelerin riskinin değerlendirilmesi; bir gebe kalmadan önce yapılabilir bir de gebe kaldıktan sonra riskli gebelik haline dönüşenler var. Gebe kalmadan önce örneğin; kişide hipertansiyon, diyabet, tiroit gibi bir hastalık varsa doğrudan riskli gruba giriyor. En önemlilerinden biri; romatizmal hastalıklar, anne hayatı bile tehlikeye girebiliyor, hipertansiyon mutlaka gebe kalmadan önce kontrol altına alınmalı. Anne karnında tedavi edebildiğimiz durumlar var. Risk, aslında düşük riskli kişilerde tarama testleri ve takiple ortaya çıkıyor. 35 yaşından sonra hele ilk gebelikse çok önemli hale geliyor” dedi. Gebelik düşünen anne ve anne adaylarının hastalıkları veya gebelik sürecinde anne ya da bebek kaynaklı oluşabilecek durumlar hamileliği riskli hale getirebiliyor. Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Perinatoloji Bölümü Eğitim ve İdari Sorumlusu Doç. Dr. İbrahim Polat ile Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Doç. Dr. Semra Yüksel ile Uzm. Dr. Ali Selçuk Yeniocak da gebelik planlaması, gebelik sürecinde takip ve tarama testleri gibi konularda bilgi verdi. Uzmanlar, sezaryen oranı ve vajinal doğum süreçlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. “Anne karnında tedavi edebildiğimiz durumlar var” Risk değerlendirmesinin çok önemli olduğunu sürecin buna göre şekillendiğini aktaran Perinatoloji Uzmanı Doç. Dr. İbrahim Polat, “Gebelerin riskinin değerlendirilmesi; bir gebe kalmadan önce yapılabilir bir de gebe kaldıktan sonra riskli gebelik haline dönüşenler var. Gebe kalmadan önce örneğin; hipertansiyon, diyabet, tiroit gibi bir hastalık varsa zaten bu doğrudan riskli bir gruba giriyor. Hiç risk grubunda olmayan gebelerimiz var. Bunları nasıl tanıyoruz; yaptığımız tarama testileriyle. Anne hastalığı ya da çocukta bir anomali çıkarsa bunları da riskli gruba alıyoruz. Risk, aslında düşük riskli hastalarda tarama testleri ve takiple ortaya çıkıyor. En önemlilerinden biri; romatizmal hastalıklar, anne hayatı bile tehlikeye girebiliyor, hipertansiyon mutlaka gebe kalmadan önce kontrol altına alınmalı. Diyabetik hastalarda özellikle bebek açısından çok önemli, bunlar sık görülenler. Akraba olmak eğer genetik olarak altta yatan bir taşıyıcılık veya hastalık varsa o açıdan çok önemli hale geliyor. SMA, kistik fibrozis gibi bu hastalıkların da daha gebe kalmadan önce taranmasında mutlaka fayda var. Sigaranın kesilmesini, içiyorsa gebelikte içilmemesini isteriz. 35 yaş üstü Sağlık Bakanlığı’mızın da rehberlerinde vardır, riskli gebe olarak alınır ve takip edilir çünkü çıkabilecek hastalıklar artıyor. 35 yaşından sonra hele ilk gebelikse çok önemli hale geliyor. Anne karnında tedavi edebildiğimiz durumlar var. Testler yapıldı, bir de 11-14’üncü haftada görülmesi gerekiyor, özellikle 12-13’üncü haftayı daha çok tercih ediyoruz, yüzde 50’ye yakın, hatta bazı kaynaklar 65’e yakın bu çocukların anormal olup olmadığını tespit edebiliriz diyorlar. Bir de 22’nci haftada ayrıntılı olarak fetüsün anatomisine bakmak zorundayız” dedi. “Sezaryeni bir doğum alternatifi olarak görmek yanlış” Türkiye’deki sezaryen oranına yönelik değerlendirmelerde bulunan Doç. Dr. Polat, “Sezaryen olduğunuz zaman karnınızın açıldığını, ileride ikinci bir ameliyat gerektiğinde orada yapışıklıklar olabileceğini ve çok daha zor ameliyat olabileceğinizi unutmamak lazım. Anestezi alıyorsunuz, epidural, genel olsun fark etmez, ayrı komplikasyonları var. Dolayısıyla sezaryeni bir doğum alternatifi olarak görmek yanlış, alternatif değildir. Nedene yönelik sezaryen olunması lazım. İri bebek, bebek 4,5-5 kilo bir neden, ters duruyor. Dünyada ters duran çocuğu doğurtan ülke sayısı artık çok az çünkü komplikasyonlar çıkıyor. En çok ülkemizde olan sezaryen nedeni çocuğun doğum anında çocuğun kalp seslerinin bozulması. Biz makine ile saptıyoruz, ’Bu çocuk tehlikede, sezaryene alalım diyoruz’, bunlar tamam. Endikasyon dışı, istem ya da başka sosyal nedenler, bunu azalmamız lazım. Vajinal doğumu teşvik etmeliyiz, doğumdan sonra toparlanması çok daha kolay. Emzirmesi, çocuğuna süt verebilmesi daha kolay, daha çabuk sütü geliyor. Sezaryen sonrası çocuklarda problemler daha çok görülüyor. Kişiler vajinal doğurmalı ama mümkün değilse sezaryen olmalı” ifadelerini kullandı. “Ne tür bir risk taşıdıklarını bilirsek takibini buna göre yapıyoruz" “Gebelik takibinde anne ve bebeğin sağlıklı olarak sürecine devam etmesi için oldukça kontrollü bir şekilde takip etmemiz gerekiyor” diyerek kontrollerin önemine vurgu yapan Doç. Dr. Semra Yüksel sözlerine şöyle devam etti: “Ne tür bir risk taşıdıklarını özellikle genetik hastalıklar açısından bilirsek takibini buna göre yapıyoruz. Geçirilmiş sezaryenlerin yüksekliğimden dolayı bu oran yükseliyor. İlk sezaryenler azaldığı takdirde bu oran zamanla düşecektir. Diyelim ki; bebekte yüksek risk var, bebeğin kalp atımı bozuldu ya da anne vajinal doğum için uygun değil, böyle durumlarda sezaryen olması gerekiyorsa da hastanın doktora uyması gerekiyor. Tabi ki vajinal doğumda ayağa kalkma, toparlanma, bebeğe bakma süreci anne bebek bağı sezaryene göre oldukça iyi. Sezaryen oranlarını azaltmamız için hastaların takibe düzenli gelmesi gerekiyor. Şeker taramalarının düzenli yapılması bebeğin daha kabul edilebilir vajinal doğum için uygun olan ağırlıkta doğmasına yardımcı oluyor. Gebelerin düzenli takipler, tarama testleriyle takip edilmesi önem taşıyor” “Gebe okullarında akıllarına takılan her soruya cevap bulacaklar” Gebelikte planlama sürecine yönelik konuşan Uzm. Dr. Ali Selçuk Yeniocak ise, “Gebelik planlıyorum’ dediği zaman randevusunu alıp doktoruyla bunu birebir tartışmasını öneriyorum. Ailevi özellikleri, kullandığı ilaçlar olabilir, yemesinden, içmesinden belirli bir planlama yapıyoruz. İstediğimiz tetkikleri var, genel takip planlaması açısından önerilerimizde bulunuyoruz. Gebe okullarımızı öneriyoruz, burada gebelik sürecinde akıllarına takılan her soruya cevap bulacaklar. Fizyoterapistinden diyetisyenine kadar nefes egzersizinden eşiyle birlikte olan eğitimine kadar interaktif, çok güzel bir şekilde süreci sonlandırabilirler. Gebeyken gribal enfeksiyonlar daha ağır seyrediyor. Aşılarımızı olalım, hekimlerimizin takibinde olalım. Önümüz kar kış, gebeler çok fazla geliyor ‘Kaydım, düştüm’ diye lütfen kaydırmayan ayakkabılarla gezelim. Doğal şeyler tüketmeye, işlenmiş şeyler tüketmemeye çalışalım” şeklinde konuştu.