POLİTİKA - 02 Aralık 2024 Pazartesi 16:36

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Engelli kardeşlerimizin hiçbir zorlukla karşılaşmadan hayatın her alanında güçlü şekilde var olabildiği bir ülke, Türkiye Yüzyılı’nda ulaşmak istediğimiz hedeflerden biridir”

A
A
A

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Engelli kardeşlerimizin hiçbir zorlukla karşılaşmadan hayatın her alanında güçlü şekilde var olabildiği bir ülke Türkiye Yüzyılı’nda ulaşmak istediğimiz hedeflerden biridir” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkez Konferans Salonu’nda, Sosyal Politikalar Başkanlığınca düzenlenen Dünya Engelliler Günü Buluşması’na katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nü kutladı. Erdoğan, Birleşmiş Milletler öncülüğünde tüm dünyada kabul görmüş 3 Aralık Dünya Engelliler Günü engellilerin sorunlarıyla ilgili farkındalığın artmasına engelli insanların hayatlarını kolaylaştıracak yeni adımlar atılmasına vesile teşkil ettiğini belirtti. Şurası bir gerçek ki engellilerle ilgili ne kadar farkındalık oluşturabilir, mesuliyet duygusunu ne kadar yaygınlaştırabilirsek bu süreçte o kadar fazla yol alabilir, o derece başarılı olabileceklerini ifade eden Erdoğan, “Bu bakımdan siyaset, sivil toplum ve hükümet olarak sosyal aktivitelerle, kültürel projelerle, toplumsal bilinci artıran kampanyalarla hep beraber engelli kardeşlerimizin gündemine sahip çıkmamız, bu yönde atılan adımlara iştirak etmemiz samimi destek vermemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.

22 yıldır Türkiye’de değişimin ve dönüşümün öncülüğünü yapan AK Parti toplumun her kesimini bu mücadeleye dahil etmek için öncü örnek ve sürdürülebilir politikalar oluşturmaya devam ettiğini kaydeden Erdoğan, "Partimizin düzenlediği bu programın da engelli kardeşlerimizin hayatlarını daha da kolaylaştırma ve toplumla bütünleşmelerini sağlama çabalarımıza katkı sunacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Engelli kardeşlerimizin hiçbir zorlukla karşılaşmadan hayatın her alanında güçlü şekilde var olabildiği bir ülke,  Türkiye Yüzyılı’nda ulaşmak istediğimiz hedeflerden biridir”

Gölgesinde yaşamaktan bahtiyarlık duydukları medeniyet çınarı köklerinin yüzlerce yıl ötesine uzandığını bildiren Erdoğan, "Merkezine insanı ve insanlık değerlerini alan bu medeniyet çınarıyla biz farklı coğrafyalara iyiliği, adaleti, şefkat ve merhameti taşıdık. ’İnsan insanın kurdudur’ yerine ’insan insanın yurdudur’ dedik ve ’insanı yaşat ki devlet yaşasın’ anlayışıyla hareket ettik. Bugün gönül coğrafyamızda hangi evi ziyaret etseniz orada mutlaka Türkiye’ye dua eden bu millete selam gönderen bizleri ve ecdadı hayırla yad eden insanlarla karşılaşırsınız. ’Türk beklenendir, Türk yolu gözlenendir’ tespitinin kuru bir hamaset değil, tam aksine güçlü bir hakikat olduğuna pek çok yerde şahitlik edersiniz. Biz de buna yurtdışı ziyaretlerimizde defalarca şahitlik ettik. Bu elbette ki parayla, güçle, zorla elde edilebilecek bir paye değildir. Kalplerin kilidini açmak, iyiliğe giden yolu bulmak ve tertemiz bir mazinin taşıyıcısı olmak inanın ki her millete nasip olacak bir onur değildir. Türkiye adına, Türkiye’nin istiklal ve istikbal mücadelesi adına, Türkiye Yüzyılının inşası adına çok büyük bir kazanımdır, önemli bir referanstır" dedi.

“’Ecdat, engellilerin topluma kazandırılmasına müthiş hassasiyet göstermiştir’”

Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şu şekilde devam ettirdi:

"Selçuklu döneminde sultanlar Darüşşifa Kurumları’yla Ahi Teşkilatı Orta Sandıkları’yla vakıflarımız Hankah ve Şifahaneler ile engellilerin ve hastaların daima yanında olmuştur. Engelliler askeri ve idari görevlere getirilmiş, titizlikle himaye edilmiş, sosyal hayata katılımları teşvik edilmiştir. Bir vakıf medeniyeti olan Osmanlı’da engellilere dönük hizmet ve faaliyetler devletin siyasetinde önemli bir yer tutmuştur. Müsahiplik yani Padişah Müşavirliği dahil engellilerin Osmanlı Devleti’nin farklı kademelerinde mühim vazifeler üstlendiği, çoğu zaman göz ardı edilen bir gerçektir. Hırka-i Saadet Dairesi’nde görev alan, Dar’ül Huffaz gibi kurumlarla yetişip hafızlık yapan, farklı din hizmetlerinde bulunan nice engellinin hayatın her alanında güçlü bir şekilde var olduğunu biliyoruz. Ecdat, vakıflar eğitim ve sağlık kurumları Bimarhaneleri ile engellilerin topluma kazandırılmasına müthiş bir hassasiyet göstermiştir. Ülkemizde kimi marjinal çevrelerin bitmeyen bir kinle özellikle hedef aldığı Sultan 2’nci Abdülhamit Han 1889’da açtırdığı bir mekteple işitme ve konuşma engelli kişilerin çağın üzerinde bir eğitim almalarını sağlamıştır. Bu okulun öğrencileri ata arabalarının ve diğer araçların kendilerini fark etmeleri için kırmızı renkli bir kıyafet giyerlerdi. Sultan Abdülhamit Han bu öğrencilere özel bir ihtimam gösterirdi. Bir gün dönemin Maarif Vekaleti bu talebeler için bir talimatname hazırlamış ve mahalli idarelere göndermiştir. Bu talimatnamede kırmızı renkli elbise giyen öğrencilere dikkat etmeyen tüm arabacıların amirleri tarafından uyarılmaları, gerekirse cezai işleme tabi tutulmaları emredilmiştir. Yine o günlerde işitme ve görme engelliler okulu talebeleri Abdülhamit Han’a bir mektup yazarak kendilerine yönelik hizmetlerinden ötürü sultana şükranlarını ifade etmişlerdir. İşte biz böyle bir geçmişten, böyle bir devlet geleneğinden, hamdolsun böyle erdemli ve kapsamlı bir sosyal politika tecrübesinden geliyoruz. Açık söylüyorum; bundan da iftihar etmemiz gururlanmamız gerekiyor. Başkaları gibi devletimizin ve milletimizin tarihini bir asır öncesinden başlatıp geçmişi reddetmek yerine tarihimizi bir bütün olarak kucaklıyor, maziden bugüne ve geleceğe güçlü köprüler kurmaya gayret ediyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Engelli kardeşlerimizin hiçbir zorlukla karşılaşmadan hayatın her alanında güçlü şekilde var olabildiği bir ülke,  Türkiye Yüzyılı’nda ulaşmak istediğimiz hedeflerden biridir”

“Türkiye cumhuriyeti devleti’nin sahibi millettir””

Ecdattan miras kalan ne kadar değer, ne kadar uygulama varsa hepsini muhafaza etmenin, daha ileri seviyelere taşımanın çabasında olduklarını vurgulayan Erdoğan "Sosyal adaleti güçlendirmeyi, eşitsizliği gidermeyi hedefleyen kuşatıcı insan odaklı yaklaşımlarımızın gerisinde işte bu tasavvur bulunuyor. Biz her zaman şunu savunduk; bugün de aynı hassasiyeti taşıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sahibi millettir, 85 milyonun tamamıdır. Köken, inanç, mezhep, meşrep ayırmaksızın milletimizin tüm fertleri devletimizin nazarından aynı derecede hizmete ve hürmete layıktır" diye konuştu.

“Engelli vatandaşlarımıza yönelik adaletsizliklerin ortadan kaldırılmasını da devletimizin asli vazifesi olarak görüyoruz”

Tek parti faşizmini ve darbe dönemlerindeki gibi makbul olan ve olmayan vatandaş ayrımını asla tasvip etmediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sırf inancından, başörtüsünden, sakalından dolayı insanların kamusal hayatın dışına atıldığı o kara günler artık geride kalmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nde hangi sebeple olursa olsun kimse dışlanamaz, ikinci sınıf vatandaş olarak görülemez, sosyal, siyasal ve iktisadi noktada kesinlikle geri görülemez. Bunların en başında da engelli vatandaşlarımız yer almaktadır. Biz engelli vatandaşlarımızla güçlüyüz ve 21’inci yüzyılı Türkiye Yüzyılı yapma hedefine giden yolda engellilerimizle kol kolayız, omuz omuzayız. Milletimizin farklı kesimlerine yönelik ayrımcı uygulamalara son vermeyi nasıl görev biliyorsak engelli vatandaşlarımıza yönelik adaletsizliklerin ortadan kaldırılmasını da devletimizin asli vazifesi olarak görüyoruz" dedi.

2002 yılından beri aile ve sosyal hizmetler sahasının bu konular titizlikle eğildikleri alanların başında geldiğini kaydeden Erdoğan, "Bir yandan toplumun temeli olan aile kurumunu güçlendirmeye çalıştık. Diğer yandan yaşlılarımızın bakıma muhtaç ve engelli kardeşlerimizin geniş bir sosyal hizmet havuzundan yararlanmalarını sağladık. Engelli kardeşlerimize dönük hizmetlerimizi lütfeden, bahşeden, küçümseyici bir tarzda değil geç kalmış hakların teslimi yaklaşımıyla hayata geçirdi. 2005 yılında çıkardığımız ve temel politikamızı ortaya koyduğumuz engelliler hakkında kanun bunun en açık göstergelerinden biridir. 2008’de Birleşmiş Milletler engellilerin haklarına ilişki sözleşmeyi imzalayan ilk ülkelerden biri olduk. Engellilerin hak ve hizmetlere doğrudan ulaşabilmeleri adına erişilebilirlik ilkesini kendimize rehber edindik. Bu kapsamda kamu kullanımına açık binaların kaldırım, yaya geçidi ve park gibi açık alanların toplu ulaşım araçlarıyla bilgi ve iletişim sistemlerin erişilebilir olmasını zorunlu hale getirdik. Engellilerimizin yoğun şekilde kullandıkları 3 bin 500’ün üzerinde bina, açık alan ve toplu taşıma aracına erişilebilirlik belgesi verdik" ifadelerini kullandı.

2020 yılını erişilebilirlik yılı ilan ederek bu alandaki çalışmalara daha da hız kazandırdıklarını ifade eden Erdoğan, “Birazdan çalışmalarıyla erişilebilirlik ödüllerine layık görülen isimlere ödüllerini takdim edeceğiz. Tabii biliyorsunuz erişilebilirlik yalnızca fiziki yapılarla sınırlı değil. Teknolojinin tüm unsurlarıyla hayatımızı hem de doğrudan etkilediği bugünlerde çoğu ürün ve hizmete erişim dijital yollarla sağlanıyor” diye konuştu.

Engellilere ilişkin müjdeyi paylaşan Erdoğan, “Engelli kardeşlerimizin dijital temelli hizmetlere daha kolay ulaşabilmeleri amacıyla web siteleri ve mobil uygulamaların erişilebilirliği genelgesini İnşallah yakın zamanda yayınlayacağız. Genelgemiz tüm engelli kardeşlerimiz için şimdiden hayırlı uğurlu olsun diyorum” ifadelerini kullandı.

İşitme engelliler için tüm işaret dili tercümesinden yararlanabilecekleri engelsiz iletişim merkezi 2022 yılında kurduklarını bildiren Erdoğan, “2013 yılında hayata geçirdiğimiz ücretsiz seyahat uygulamasına devam ediyoruz. Bu çerçevede engelli bireyler ve refakatçileri için belediyeciler aracılığıyla yaptığımız gelir desteği ödemelerimizi sürdürüyoruz. Bugüne kadar yaklaşık bir buçuk milyar liralık ücretsiz seyahat gelir desteği ödemesi gerçekleştirdik. Engelli öğrencilerimiz ev, okul arası ulaşımlarını hiçbir ücret ödemeden yapabiliyorlar. Erişilebilirlik bilincinin toplumun tüm kesimlerinde yaygınlaşması adına 2011 yılından beri bilgilendirme ve farkındalık çalışmaları yürütüyoruz. Bugüne kadar 28 bine aşkın kamu personelimiz erişilebilirlik eğitimlerine katıldı. Burada şunu da memnuniyetle ifade etmek isterim. Engelli vatandaşlarımızın çalışmak ve üretmek için ne kadar istekli, azimli, özverili olduğuna yıllardır bizzat şahitlik ediyorum. İş yerlerine engelli personel çalıştırma zorunluluğu getiren kota sistemini devreye aldık. Engelli kamu personeli seçme sınavıyla kamuda engelli memur atamalarının önünü yine biz açtık. Böylece son yıllarda kamudaki engelli memur sayısında önemli artış sağladık” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Engelli kardeşlerimizin hiçbir zorlukla karşılaşmadan hayatın her alanında güçlü şekilde var olabildiği bir ülke,  Türkiye Yüzyılı’nda ulaşmak istediğimiz hedeflerden biridir”

2002 yılında 5 bin 777 olan engelli memur sayısının şu an 81 bine yaklaşmış durumda olduğunu söyleyen Erdoğan, “Kamuda çalışan engelli memurlarımızın verimliliğini arttırmasına büyük önem veriyoruz. Engellilerimizin özel sektörde istihdam edilmelerini de güçlü bir şekilde destekliyoruz. Bu kardeşlerimizin becerileri dikkate alınarak istihdam edilmeleri için iş koçluğu uygulamamızı 2014 yılında başlatmıştık. Bu uygulamayı iş ve meslek danışmanlığı sistemi olarak yaygınlaştırmaya ve güçlendirmeye devam ediyoruz. İş bulmakta zorlanan zihinsel engelli vatandaşlarımızı ücret desteği, vergi indirimleri ve çeşitli muafiyetler sağladığımız korumalı iş yerlerinde istihdam ediyoruz. Halihazırda bu yardımdan 17 korumalı iş yerinde 133 engelli kardeşimiz çalışmaya üretmeye devam ediyor” dedi.

Erken teşhis ve müdahale birçok alanda olduğu gibi engellilikle mücadelede de önemli bir yer tuttuğuna dikkat çeken Erdoğan, “ 0-8 sekiz yaş aralığındaki özel gereksinimli evlatlarımızın ihtiyaç duydukları hizmetleri etkili bir şekilde alabilmeleri için aile temelli ulusal erken müdahale sistemimizi yıl bitmeden pilot olarak hayata geçireceğiz. Şu anda 2 şehrimizde uyguladığımız otizmli bireylerin ailelerine yönelik bireysel sosyal hizmet danışmanlığını da yakın zamanda 16 ilimize daha taşıyoruz. Üzerinde önemli durduğumuz bir diğer konu ise engelli vatandaşlarımızın ailelerinin yanında sosyal çevrelerinden kopmadan bağımsız bir biçimde yaşamlarını sürdürebilmeleridir. Bunun için evde bakım yardımı, gündüzlü bakım hizmetleri, umut evleri gibi toplum temelli bakım hizmetlerini önceliyor ve yaygınlaştırıyoruz” şeklinde konuştu.

2007 yılında yaklaşık 29 bin vatandaşın evde bakım yardımı aldığını belirten Erdoğan, “Halihazırda bu yardımdan yaklaşık 547 bin vatandaşımız yararlanıyor. Engellilerimizin kültürel ve sportif faaliyetlere katılabilme gündüz bakım evlerimizin sayısını yüz otuz yediye yükselttik. Ülkemizin dört bir yanındaki 145 umut evinde engelli vatandaşlarımıza ev ortamında hizmet sunmaya devam ediyoruz. 2002 yılında yirmi bir olan engelli bakım merkezlerimizin sayısını 106’ya çıkardık. Bu merkezlerdeki 6 bin 832 vatandaşımızın her türlü ihtiyacı ücretsiz bir şekilde karşılanıyor. 2024 yılı Ekim ayı itibariyle farklı şehirlerdeki 317 özel bakım merkezinde hizmet alan 30 bin 165 engelli vatandaşımızın yüzde 94’nün bakım maliyetlerini devlet olarak biz karşılıyoruz. Diğer taraftan otizm alanında ihtisaslaşmış taşmış gündüzlü ve yatılı bakım merkezlerinin de yaygınlaştırılması önceliklerimiz arasında yer alıyor. Otizm spektrum bozukluğu olan bireylere ikinci ulusal eylem planımızı da uygulamaya başladık” açıklamalarında bulundu.

Erdoğan, “Engelli kardeşlerimizin hiçbir zorlukla karşılaşmadan hayatın her alanında güçlü şekilde var olabildiği bir ülke Türkiye Yüzyılı’nda ulaşmak istediğimiz hedeflerden biridir. Türkiye Yüzyılı sadece barışın, huzurun, kardeşliğini engellilerin de yüz yılı olacaktır” ifadelerini kullandı.

2030 ‘Engelsiz Vizyon’ belgesini bundan 3 yıl önce yine Dünya Engelliler günü vesilesiyle ilan ettiklerini ve milletle paylaştıklarını hatırlatan Erdoğan, “Vizyon belgesinin 3 yıllık uygulama aracı olan engelli hakları ulusal eylem planının ilk iki yılını neredeyse geride bıraktık. Eylem planımızın hedeflerine tam anlamıyla ulaşabilmesi için hepimizin daha gayretli, daha hevesli, daha özverili çalışması gerekiyor. Engelsiz bir Türkiye istiyorsak tüm kurumlarımızın uyum ve iş birliği içinde buna katkı sağlaması şarttır. Bu noktada sorumluluk üstlenen tüm birimlerimizin gereken özeni, titizliği, hassasiyeti göstereceğine yürekten inanıyorum. Burada şu gerçeği tekrar hatırlatmak durumundayım. Gerçek manada engellilik hali, azmini ve idealini kaybetmişler içindir. Azmini ve idealini kaybetmemiş olanlar için engel yoktur. Azim varsa hedef varsa inanç varsa ülkü varsa başarı vardır. Zafer vardır, galibiyet vardır, hedeflere ulaşmak vardır. Bir başka engellilik hali de zihinlerde ve yüreklerde olandır. Yani asıl engellilik kendine engel olmaktır. Kendini sınırlamak, hayatın içerisinden geri çekmektir. Davası, hedefi, gayesi ve azmi olan parmağıyla mermeri deler tırnağıyla kale surlarında geri kaçar” diye konuştu.

Erdoğan sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Spordan siyasete iş dünyasından hayatın diğer alanlarına kadar engelli kardeşlerimizin hepimizi gururlandıran, hepimize umut ve ilham veren başarılarının gerisinde zihinlerdeki engelleri yıkmaları vardır. Engelli kardeşlerimizle el ele gönül gönüle verdik. Hamdolsun bugün 22 sene önce hayal dahi edilemeyen seviyelere geldik. Ama önümüzde daha gitmemiz gereken çok ciddi mesafe olduğunun da farkındayız. Engelli kardeşlerimizin hayatın her safhasında daha fazla görünür olmaları, daha fazla yer almaları için çalışmalarımıza devam edeceğiz. Başta mahalleli idareler olmak üzere kamu yahut özel her kurum ve kuruluşun engellilerin hayatına olumlu manada dokunmak noktasında elini taşın altına koymasını özellikle beklediğimizi burada vurgulamak istiyorum.”

Programda, Bağcılar Belediyesi Feyzullah Kıyıklık Engelliler Sarayı Müzik Korosu şarkılar seslendirdi, engellilerden oluşan folklor ekibi gösteri sundu. AK Parti iktidarında, engelli vatandaşlara yönelik hayata geçirilen projeler ve kolaylıkların anlatıldığı video izletildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Erişilebilirlik Ödüllerine hak kazanan Türkiye Teknoloji Takımı, Halkbank, İGA, Bağcılar Belediyesi ve Orka Otellerine ödüllerini takdim etti. Görme engelli ressam Eşref Armağan, resmettiği milli muharip uçak KAAN’ın tablosunu Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hediye etti. İşitme engelli çocuklar, Gazze’de yaşanan insanlık dramını vurgulamak amacıyla ’Ses Ver’ şarkısını işaret diliyle seslendirildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan da sahnede çocuklara eşlik etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, programa katılan engelli çocuklarla fotoğraf çektirdi, ailelerin taleplerini dinledi. Programa, AK Parti genel başkan yardımcıları, milletvekilleri ile çok sayıda davetli katıldı.

Mehmet Kalay - Gazi Taş

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Vali Aksoy’dan Eskişehir’deki engelli girişimcilere ziyaret Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayasıyla İş ve İşçi Bulma Kurumu’ndan (İŞKUR) hibe desteği alarak iş kuran girişimciler Esin Demirel ve Cüneyt Büyükeren’i ziyaret etti. Vali Aksoy, Eskişehir’de İŞKUR’dan hibe desteği alan engelli girişimcileri ziyaret etti. Aksoy’a ziyareti sırasında İŞKUR İl Müdürü Fatih Acar da eşlik etti. İŞKUR tarafından sağlanan hibe desteğinin önemine değinen Aksoy, hastalığından dolayı yüzde 80 engeli bulunan ve İŞKUR’dan 150 bin TL destek alan giyim dükkanı işletmecisi Esin Demirel’i başarısından dolayı tebrik etti. Eskişehir’de toplam 17 işletmenin İŞKUR desteğiyle faaliyetlerini sürdürdüğünü aktaran Aksoy, engelli bireylerin ekonomik hayatın içerisinde yer almaları ve ayaklarının üzerinde durabilmelerini amaçladıklarını dile getirdi. Devlet olarak engelli vatandaşların hayatlarını kolaylaştırmak ve onların topluma katılımlarını sağlamak için her türlü desteği vermeye devam edeceklerini belirten Aksoy, İŞKUR hibe desteği sayesinde engelli bireylerin kendi işletmesini kurmasının ülke için önemli bir kazanım olduğunu ifade etti. Butik sahibi Esin Demirel, “Engelli hibe desteğiyle böyle bir proje gerçekleştirdik. Bu süreç içinde çok yardımcı oldular sağ olsunlar” diyerek Vali Aksoy’a teşekkür etti. “Eskişehir genelinde 17 engelli girişimci İŞKUR’un hibe desteğinden yararlanarak işletme açtı” Aksoy, bir sonraki ziyaretini yüzde 50 oranında işitme engeli bulunan ve İŞKUR’dan 90 bin TL destek alan Cüneyt Büyükören’in işletmesine gerçekleştirdi. Aksoy, “Eskişehir genelinde baktığımızda 17 engellinin İŞKUR desteğinden yararlanıp işletme açtığını görüyoruz. Sadece 2024 yılında 6 işletmemiz bu desteklerden yararlandı. Amacımız bunların sayısının artması ve toplumda daha fazla engelli işletmelerin olmasının sağlanması. Bu anlamda arkadaşlarımızı tebrik ediyoruz, kutluyoruz. Kendilerinin bu anlamdaki faaliyetlerinin diğer engelliler için de örnek oluşturmasını temenni ediyorum” diyerek Büyükören’den işletmesiyle ilgili bilgiler aldı. Ziyaretin sonunda Büyükören, Vali Hüseyin Aksoy’a isminin yazılı olduğu kutuda kendi üretimi olan parfümü hediye etti.
Ankara Yaşama Tutunan Patiler Derneği Başkanı Buket Özgünlü tutuklandı Ankara’da ’Yaşama Tutunan Patiler Derneği’ adı altında sokak hayvanları için toplanan yardım paralarını amacı dışında kullanıp, 20 milyon lira haksız kazanç elde ettikleri iddiasıyla gözaltına alınan 8 kişiden aralarında dernek başkanı Buket Özgünlü’nün de bulunduğu 3 kişi tutuklanarak cezaevine gönderildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Kaçakçılık ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından ’Yaşama Tutunan Patiler Derneği’ adı altında toplanan yardımları uhdelerine geçirerek, mal edinmek suretiyle haksız kazanç elde ettikleri iddia edilen dernek yöneticileri ve ilgili diğer kişilerden oluşan toplam 18 şüpheli hakkında soruşturma başlatılmıştı. Toplanan deliller ve Sayıştay uzman denetçilerinden alınan bilirkişi raporuna göre yaklaşık 20 milyon lira haksız kazanç sağladıkları iddia edilen 9 şüpheli hakkında gözaltı kararı verilirken, diğer 9 şüpheli ifadeye çağrılıp, işlemlerin ardından serbest bırakılmıştı. Gözaltı kararı verilen 8 şüpheli eş zamanlı operasyonla gözaltına alınırken, 1 şüphelinin ise yurt dışında olduğu belirlenmişti. Aralarında dernek başkanı Buket Özgünlü ile eniştesi ve ablasının da olduğu 8 şüpheli, bugün sağlık kontrolünün ardından adliyeye getirildi. Savcılık sorguları tamamlanarak Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edilen şüphelilerden Yaşama Tutunan Patiler Derneği Başkanı Buket Özgünlü, Özgünlü’nün kardeşi Demet K. ve ’Papağan Evi’ isimli dükkanın sahibi Ertan I., ’görevi kötüye kullanma’ ve ’mal varlığı değerlerini aklama’ suçlarından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Diğer 4 şüpheli ise adli kontrol tedbirleri uygulanarak serbest bırakıldı.
Muğla Motosiklet kullanıcılarına ‘Kask’ uyarısı Muğla İl Güvenlik ve Asayiş Toplantısı Muğla Valisi Dr. İdris Akbıyık Başkanlığında yapıldı. Muğla’daki huzur ve güven ortamının korunması ve sürdürülmesi için alınacak tedbirlerin görüşüldüğü toplantıda, motosiklet sürücülerine yönelik geliştirilen ve kaskın önemini vurgulayan ‘Kaskın Kapalı, Yolun Açık Olsun’ projesi hakkında Muğla İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Emrullah Büyük ve Trafik Şube Müdürü Astsubay Kıdemli Başçavuş Cengiz Cantekin bilgi verdi. ‘Kaskın Kapalı, Yolun Açık Olsun’ projesiyle motosiklet, motorlu bisiklet ve elektrikli bisiklet sürücülerinin karıştıkları kazalardaki yaralanma ve ölüm oranlarının aşağıya çekilmesi hedefleniyor. Yapılan bilimsel çalışmalarda sürücü ve yolcuların en fazla darbeyi çene kısmı ile kaş ve yüz bölgesinden aldıklarını ve çene kısmı kapalı (sabit veya çene kısmı kilitlenmek suretiyle sabitlenen) kask kullanımının önemli olduğu vurgulanırken kabuk kask veya chopper kaskı olarak tabir edilen kaskların koruyuculuğunun ise neredeyse olmadığı ifade edildi. Motosiklet ve motorlu bisiklet sürücülerinin koruyucu mont, koruyucu pantolon, omuzluk, dizlik, dirseklik, eldiven ve koruyucu kask kullanmalarının meydana gelen kazalarda sürücü ve yolcuyu büyük oranda koruduğu ve ağır yaralanmaları engellediği belirtildi. Geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin çok değerli olduğunu belirten Vali Dr. İdris Akbıyık, özellikle motosiklet tutkunu gençler başta olmak üzere tüm vatandaşları motosiklet kullanımında yeterli koruyuculuk özelliği bulunan kalite belgeli ekipmanları kullanmaya davet etti.
Ankara HAK-İŞ 13. Uluslararası Kısa Film Yarışması’nda ödüller sahiplerini buldu Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) tarafından bu sene 13’üncüsü düzenlenen ‘HAK-İŞ 13. Uluslararası Kısa Film Yarışması’nda ödüller törenle sahiplerini buldu. HAK-İŞ 13. Uluslararası Kısa Film Yarışması ödül töreni, Ankara’da bir otelde gerçekleştirildi. Türkiye’den 257 filmle başvuruda bulunulan yarışmaya İran’dan 525, Hindistan’dan 251, Çin’den 149, Rusya’dan 148, Amerika’dan 136, Fransa’dan 124 ve İtalya’dan 113 kısa filmle başvuruda bulunuldu. Uluslararası ve ulusal kategoride 4 dalda 8 ödül verilen törende, bazı sanatçılara "Emeğe Saygı" plaketi takdim edildi. HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan yaptığı konuşmada, "Katil Netenyahu’nun 400 küsür gündür Gazze’ye yağdırdığı bombalar, tanklardan, uçaklardan, helikopterlerden yapılan her türlü saldırıya karşı Filistin halkının, Gazze halkının direnişini buradan bir kez daha selamlıyoruz. Uluslararası sendikal hareketin gündemine taşınmasını sağladığımız için gurur duyuyorum. Ne yazık ki 7 Ekim’den sonra dünyanın sustuğu, görmezden geldiği, kulaklarını tıkadığı katliamlara karşı HAK-İŞ olarak dünya sendikal hareketinin liderliğini yaptık ve olup bitenlerin bütün dünya sendikal hareketinin gündemine soktuk. Bugün çok şükür üye olduğumuz konfederasyon İsrail’in soykırım yaptığı noktasına geldi. HAK-İŞ bundan sonra da bu tür zulümlerin, haksızlıkların, işgallerin, katliamların karşısında yer almaya devam edecek" dedi. Bu seneki değerlendirmelerinde Filistin odaklı filmlere öncelik vermeye çalıştıklarını belirten Arslan, "Biz sanatın ve kültürün ne kadar etkili olduğunun farkındayız ve onun için de sanatı sendikal hareketle, emek hareketiyle buluşturmak istiyoruz. Sendikalarımızı bütün çabalarımıza rağmen, bütün desteklerimize rağmen ne yazık ki büyük bir aile olan HAK-İŞ ailesinden daha fazla film bekliyorduk. Geçmişle kıyaslanamayacak kadar önemli adımlar attık. Sendikalarımızdan, üyelerimizden pek çok arkadaşımız bu konuda kısa film çekerek bizimle paylaşıyorlar ama daha fazlasını istiyoruz. Emekçilerin alın teri akıtan, ülkemizin geleceği için canla başla çalışan 200’den fazla ülkeye ihracat yaptığımız malları üreten emekçilerin daha fazla söyleyecek sözü olduğunu biliyorum. Daha fazla konuşacaklarını ve bunu da sanatla, kültürle taçlandıracaklarının farkındayız ama bunu hayata geçirmekte hala zorlanıyoruz" diye konuştu. "Yaşadığımız toplumsal sorunları beyaz perde aracılığıyla bir kez daha gördük" HAK-İŞ Kültür Sanat Komitesi Başkanı Birsen Çiçek Odabaşı ise, "Bugüne kadar yarışmamıza 40 bine kadar filmle başvuruda bulunuldu. Yapımcısı, yönetmeni ve oyuncusuyla binlerce, on binlerce sinema sanatçısı ’Emeğe Saygı’ teması altında HAK-İŞ Uluslararası Kısa Film Yarışması’nda bulundu. Her geçen yıl emek temalı daha çok filmin yarışmamıza katılmasından büyük mutluluk duyuyoruz. Komitemiz ve yarışma ekibimizin yoğun çalışması sayesinde bu yıl da 117 ülkeden 4 bin 410 film yapımcısı ve yönetmeni ’Emeğe Saygı’ teması altında yarışmamızda buluştu. Türkiye’den 257 filmle başvuruda bulunulan yarışmaya İran’dan 525, Hindistan’dan 251, Çin’den 149, Rusya’dan 148, Amerika’dan 136, Fransa’dan 124 ve İtalya’dan 113 kısa filmle başvuruda bulunuldu. Kültür sanat komitesi olarak binbir emekle yapılan filmleri izlerken ne kadar doğru yolda olduğumuzu bir kez daha gördük. Dünyanın dört bir yanında var olan, her gün hepimizin şahit olduğu emeği ve yaşadığımız toplumsal sorunları beyaz perde aracılığıyla bir kez daha gördük" dedi.