POLİTİKA - 07 Eylül 2024 Cumartesi 13:06

CHP Genel Başkanı Özel: “Erdoğan, ben kendime güveniyorum derse Kasım ayına adar erken seçim yapmaya hazırız”

A
A
A
CHP Genel Başkanı Özel: “Erdoğan, ben kendime güveniyorum derse Kasım ayına adar erken seçim yapmaya hazırız”

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, "Gelecek sene kasım ayı, Erdoğan’ın 5 yıllık bu döneminin tam ortasıdır. “Erdoğan, 2,5 yılı geçirmeden ben kendime güveniyorum derse kasım ayına adar erken seçim yapmaya hazırız” dedi.


Sembolik açılışı Sivas Kongresi’nin 105’inci yıl dönümü nedeniyle Sivas’ta yapılan 20. Olağanüstü Kurultayı, ATO Congresium’da ikinci gün çalışmaları başladı. Kurultay’ın açılış konuşmasını CHP Genel Başkanı Özgür Özel yaptı.



“Şüphesiz herkes, bir an önce seçimler olsun bu iktidar değişsin istiyor”


CHP’nin ikinci yüzyılının ilk genel seçimlerine dünden daha yakın olunduğuna dikkati çeken Özel, “Şüphesiz herkes, parti 31 Mart tarihinde birinci parti oldu, artık iktidar bizim hakkımız, bir an önce seçimler olsun bu iktidar değişsin istiyor. Aile geçindirmek zorunda olan asgari ücretlinin, çiftçilerin, esnafların, atanmayan öğretmenlerin, toplumun tüm kesimlerinin bir erken seçim istemeleri kadar doğal bir şey yok” değerlendirmesinde bulundu.



“31 Mart’ta erken seçim demeyeceğiz dedik ama geçim olmazsa seçim olur dedik”


Özel, 31 Mart Yerel Seçimlerinde alınan yüzde 38’lik oyun oranına güvenerek hemen bir erken seçim çağrısı yapıldığı taktirde duyulan güvene dair kırılma tehlikesinin var olduğuna vurgu yaparak, “O gece dedim ki bu seçim sonuçlarını araçsallıştırarak bir erken seçim talebinde bulunmayacağız ama bu ülkenin sorunları var, emeklisi, emekçisi, esnafı, çiftçisi ve işçisi çare bekliyor, bu sorunları çözün dedik. Sarı kartı gördünüz, aksi takdirde bu millet kırmızı kartı da göstermesini de bilir dedik. O günden sonra bizden bir erken seçim çağrısı bekleyen bazı çevreler bundan rahatsızlık duydu ama ben seçmenle kurduğumuz ilişkinin çok sağlıklı olduğunu, sahadaki il, il ve belediye başkanlarından her görüşmemizde teyit ediyorum ama bir gerçek var. Biz 31 Mart’ta aldığımızı gösterip hadi erken seçim demeyeceğiz dedik ama geçim olmazsa seçim olur dedik” açıklamasında bulundu.



“Erken seçim beklentisi anket sonuçlarına göre yüzde 50’leri geçmiştir”


“CHP olarak geçim olmazsa seçim olur dememiz boşa bir laf değildir” diyen Özel, sözlerine şöyle devam etti:


“Erken seçim konusunda toplumda seçimin ertesi günü yüzde 25’lerde olan beklenti dün ve ivedi gün gelen iki saygın anket şirketinin sonuçlarında yüzde 50’leri geçmiştir. Bu şartlar bize adım adım bir sandığı getirecektir. Bu konuda CHP iradesi tamdır, tüm hazırlıkları tam olmalıdır.”



“Erdoğan, ben kendime güveniyorum derse kasım ayına adar erken seçim yapmaya hazırız”


Erken seçim olduğu taktirde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın anayasaya göre son bir kez aday olabileceğini ifade eden Özel, “6 ay ya da 1 sene kaldığında hadi seçimleri yenileyelim denirse biz orada yokuz. Bu konuda akıllarda bir şüphe varsa net olarak söylüyoruz ama bu milletin 5 yıl yanacak gücü olmadığı gibi bizim de iktidarı 4 yıl daha bekleyecek sabrımız yoktur. Bu gücümüzle, dinamizmle ve bu örgütsel birlikteliğimizle birlikte millet artık CHP’nin iktidar olmasını beklemektedir. Gelecek sene kasım ayı, Erdoğan’ın 5 yıllık bu döneminin tam ortasıdır. İnat eder, millet aç, sefil, yoksul, işsiz ve mutsuzken 2,5 sene daha durursa asla bir daha aday olamaz ama 2,5 yılı geçirmeden ‘ben kendime güveniyorum, çıkarım’ derse biz Meclis’te gelecek sene kasım ayına kadar seçimleri yenilemeye, erken seçim yapmaya, bu milletin karşısına çıkmaya ve bu yönetime son vermeye hazırız. Eğer cesaretiniz varsa kararı bugünden alalım ya da 8 ay sonar alalım. Gelecek sene kasım ayında seçim yapmaya, bizim karşımıza çıkmaya varsanız, CHP buradadır, seçime girecektir ve sonuç değişmeyecektir. CHP, Türkiye’nin birinci partisidir” ifadelerini kullandı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ordu Ordu’da kahverengi kokarcaya karşı 200 bin nokta ilaçlandı Ordu’da son 2 yıldır yaygın olarak görülen istilacı kahverengi kokarcaya karşı geçen yıl 200 bini aşkın noktada ilaçlama çalışması yapıldı. Ordu’nun önemli geçim kaynağı olan fındık, istilacı kahverengi kokarca böceğinin tehdidi altında. Bu çerçevede il ve ilçe tarım müdürlükleri ve sektör paydaşlarının ortak çalışmalarıyla 2023’te 40 bin noktada ilaçlama çalışması yapıldı, 2024 yılı için 15 ilçede 280 bin nokta belirlendi. Ekim ayında başlatılan çalışmalarla şimdiye kadar 200 bini aşkın noktada ilaçlama yapıldı. Hızla çoğalabilen böcek için yüksek kesimli bölgelerden başlayarak, orta ve sahil kesimlerde yapılan mücadele çalışmalarının 10 gün içerisinde tamamlanması hedefleniyor. “Son 2 yıldır ilimizde ciddi zararlara neden oluyor” Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Arslan Soydan, kahverengi kokarcanın Ordu’da son 2 yıldır yaygın bir şekilde görüldüğünü, bu süreçte ciddi zararlar verdiğini kaydetti. Kokarca ile son 1 yıldır önemli bir mücadele yapıldığını aktaran Soydan, “Her şeye rağmen özellikle bahar döneminde o kışlaklardan bahçeye dönen kokarcalar, ciddi zararlar verdi. Bununla ilgili yapılan toplantılar neticesinde bir eylem planı hazırlandı. Bu kapsamda kışlak mücadelesi yapılması kararı alındı ve Ordu’nun tamamında 280 bin noktanın ilaçlanması gerektiğine dair tespitler gerçekleştirildi. Bu çalışmalar 15 ilçeyi kapsadı ve bu süreçte Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ilaç desteği ile birlikte, ilgili kurumların da desteğiyle ekipler kurularak, 280 bin nokta için ekim ayının ortasında çalışmalar başladı” dedi. Yürütülen ilaçlama mücadelelerinin önemine değinen Soydan, “Bu mücadelelerin sonucunda 2024 yılında 200 binden fazla noktada ilaçlama yapıldı. Bu ilaçlama çalışmalarının yapıldığı noktalarda bu zararlının ciddi oranda imha olduğunu gördük. Kışlaklarını geçirmek için bekleyen kahverengi kokarcalar burada imha edildi, aslında bu dünyada örnek gösterilecek bir çalışma” diye konuştu. “Bahar döneminde de mücadele gerekiyor” Soydan, kahverengi kokarca ile mücadele çalışmalarının devam ettiğinin ancak bahar döneminde havaların ısınması ile yeniden bir mücadele yapılacağını kaydederek, şunları söyledi: “İlaçlamama çalışmalarının son anlarına gelindi, en fazla 10 gün içerisinde kışlak mücadelesi bitmiş olacak. Kışlak mücadelesi bittikten sonra belki ilaçlanmayan noktalar kalabilir, tamamı imha olmayanlar olabilir, bu nedenle kokarcalar hava ısınını yakaladığı zaman yani 17-18 derece hava ısısını bulduğu zaman yeniden kışlaklardan bahçelere dönmeye başlayacaktır. Bu süreç başlamadan yeniden bir mücadele planlaması yapılıyor. Böylelikle kahverengi kokarca ile ciddi bir mücadele yapmış olacağız. Bu mücadele temmuz ve haziran aylarında, kokarcaların yumurtlama dönemlerinde de devam edecektir. Tüm kurumlarımız popülasyonunun artmaması ve zararın en aza inmesi için seferber oldu ve ciddi bir mücadele yapılıyor.”
İzmir Meme kanserinde ‘koruyucu ameliyatların’ faydası kanıtlandı Ünlü oyuncu Angelina Jolie, annesini yumurtalık kanserinden kaybetmesinin ardından kendisinin de meme ve yumurtalık kanseri riski taşıdığını öğrenip her iki memesini de aldırmasıyla tüm dünyanın dikkatini çekmişti. Konuyla ilgili ‘risk azaltıcı ameliyatların faydasının kanıtlandığını’ söyleyen Doç. Dr. Ahmet Özveren, “Bu kanıtlar San Antonio Meme Kanseri Sempozyumu’nda (SABCS) sunuldu. Artık hastalarımızın koruyucu ameliyatlar konusundaki sorularına bu veriler üzerinden cevap verebileceğiz” dedi. Acıbadem Kent Onkoloji Merkezi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Özveren, geçen 10-13 Aralık tarihlerinde ABD’nin San Antonio şehrinde düzenlenen, 11 binden fazla kişinin yüz yüze ve çevrimiçi katıldığı San Antonio Meme Kanseri Sempozyumu’nda sunulan çalışmaların sonuçlarını değerlendirdi. Doç. Dr. Özveren, meme ve yumurtalık kanseri yatkınlık genleri olarak bilinen BRCA mutasyonu olan ve erken başlangıçlı meme kanseri öyküsü olan hastaların risk azaltıcı cerrahilerden fayda görüp görmediği konusunda yapılan çalışmalardan ‘yol gösterici’ sonuçlar alındığını söyledi. Doç. Dr. Özveren şunları kaydetti: “Bu çalışmalarda BRCA mutasyonu taşıyıcısı olup 40 yaşından küçük ilk kez meme kanseri tanısı almış olanlarda risk azaltıcı mastektomi veya salpingo-ooferektomi (yumurtalıklardan ve fallop tüplerinden birinin (tek taraflı) veya her ikisinin (çift taraflı) çıkarılması işlemi) yaptırmanın genel sağ kalım ve hastalıksız sağkalım açısından anlamlı düzeyde iyileşme ile ilişkili olduğu görülmüş. Bu küresel çalışma, erken başlangıçlı meme kanseri öyküsü olan genç BRCA mutasyon taşıyıcıları arasında risk azaltıcı ameliyatların sağkalım sonuçlarını iyileştirdiğine dair kanıt sağlıyor.” “Genç popülasyonlarda cerrahi müdahalelerin etkisi daha az belirgin” BRCA mutasyon taşıyıcısı olup kanser öyküsü olmayan kişilere, risk azaltıcı cerrahi müdahaleler de dahil olmak üzere çeşitli risk azaltıcı stratejilerin önerilmekte olduğunu aktaran Doç. Dr. Özveren, “Ancak erken başlangıçlı meme kanseri öyküsü olan daha genç popülasyonlarda bu cerrahi müdahalelerin etkisi daha az belirgindir. Çalışma muhtemel patojenik/patojenik germ hattı BRCA1 ve/veya BRCA2 mutasyonları olan ve 40 yaşından küçük evre I-III meme kanseri tanısı konmuş 5 bin 290 hastayı kapsayan uluslararası, çok merkezli, retrospektif bir kohort (kayıtlardan geriye dönük izlemler yapılan araştırmalar) çalışmasıdır” diye konuştu. Mastektomi analizi sonuçları Doç. Dr. Özveren, risk azaltıcı mastektomi analizinin, tanıdan itibaren 1 yıldan kısa bir süre içinde ameliyata giren 2 bin 910 hasta ile ameliyat olmamayı tercih eden 2 bin 380 hastayı kapsadığını söyledi. 5,1 yıllık medyan (bir veri kümesindeki orta değer) takip süresince, risk azaltıcı mastektomi geçiren hastaların ölme riskinin yüzde 35 daha düşük bulunduğunu kaydeden Doç. Dr. Özveren, “Ayrıca hastalıksız sağ kalımda yüzde 42’lik bir risk azalması olduğu görüldü” dedi. “Bu analiz de 5 bin 290 hasta ile yapıldı” Doç. Dr. Özveren, risk azaltıcı salpingo-ooferektomi analizinin de tanıdan itibaren 3 yıl sonra bu ameliyatı geçiren 2 bin 782 ve geçirmeyen 2 bin 508 hasta olmak üzere toplam 5 bin 290 hastayı kapsadığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Ortalama 4,9 yıllık takip süresince, risk azaltıcı salpingo-ooferektomi yüzde 42 daha düşük ölüm riski ve hastalıksız sağ kalımda yüzde 32 risk azalması ile ilişkilendirildi. Bu tür veri kümelerine sahip olmak, hastalara ‘ameliyat olarak sahip oldukları riski azaltma miktarına dair potansiyel olarak en iyi tahminimizi’ vermemize yardımcı oluyor. Ayrıca bu çalışma verilerine dayanarak bu mutasyonları tespit ettiğimiz meme-over kanserli hastalarımızda ‘yine de koruyucu ameliyat olmasam olur mu?’ sorusuna daha net cevap verebilmekteyiz.” “İlk duyduğumda şok oldum” 2020 yılında elle muayene sırasında memesinde kitle hisseden ve ardından muayene olan Neslihan Ergin (42), “Meme kanseri olduğum tanısıyla ameliyat oldum. Kitle hemen alındı. İlk duyduğumda şok oldum çünkü ailemde ve akrabalarımda hiç kimsede meme kanseri yok. İlk defa bende çıktığı için bunun olabileceğine inanmadım. Muayene ve erken tanıyla birlikte operasyon geçirdim. Kemoterapilerim oldu. Şu an gayet iyiyim” ifadelerine yer verdi.
Ordu Ordu’da kahverengi kokarcaya karşı 200 bin nokta ilaçlandı Ordu’da, fındık başta olmak üzere tarım ürünlerine ciddi zararlar veren kahverengi kokarca ile mücadele kapsamında, 2024 yılında 200 bini aşkın noktada mücadele çalışması gerçekleştirildi. Karadeniz Bölgesi’nin en önemli geçim kaynağı olan fındık, istilacı kahverengi kokarca böceği ile tehlikede. İl ve ilçe tarım müdürlükleri ve sektör paydaşlarının ortak çalışmalarıyla 2023 yılında 40 bin noktada ilaçlama çalışması yapılırken, 2024 yılı için 15 ilçede 280 bin nokta belirlendi. Belirlenen bu noktalar için ekim ayında başlatılan çalışmaların ardından şimdiye kadar 200 bini aşkın noktada çalışmalar tamamlandı. 200 kattan daha fazla çoğalabilen böcek için yüksek kesimli bölgelerden başlayarak, orta ve sahil kesimlerde yapılan mücadele çalışmalarının 10 gün içerisinde tamamlanması hedefleniyor. “Son 2 yıldır ilimizde ciddi zararlara neden oluyor” Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Arslan Soydan, kahverengi kokarcanın Ordu’da son 2 yıldır yaygın bir şekilde görüldüğünü, bu süreçte ciddi zararlar verdiğini kaydetti. Kokarca ile son 1 yıldır önemli bir mücadele yapıldığını aktaran Soydan, “Her şeye rağmen özellikle bahar döneminde o kışlaklardan bahçeye dönen kokarcalar, ciddi zararlar verdi. Bununla ilgili yapılan toplantılar neticesinde bir eylem planı hazırlandı. Bu kapsamda kışlak mücadelesi yapılması kararı alındı ve Ordu’nun tamamında 280 bin noktanın ilaçlanması gerektiğine dair tespitler gerçekleştirildi. Bu çalışmalar 15 ilçeyi kapsadı ve bu süreçte Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ilaç desteği ile birlikte, ilgili kurumların da desteğiyle ekipler kurularak, 280 bin nokta için ekim ayının ortasında çalışmalar başladı” dedi. Yürütülen ilaçlama mücadelelerinin önemine değinen Soydan, “Bu mücadelelerin sonucunda 2024 yılında 200 binden fazla noktada ilaçlama yapıldı. Bu ilaçlama çalışmalarının yapıldığı noktalarda bu zararlının ciddi oranda imha olduğunu gördük. Kışlaklarını geçirmek için bekleyen kahverengi kokarcalar burada imha edildi, aslında bu dünyada örnek gösterilecek bir çalışma” diye konuştu. “Kışlak mücadelesinin ardından bahar döneminde de mücadele gerekiyor” Soydan, kahverengi kokarca ile mücadele çalışmalarının devam ettiğinin ancak bahar döneminde havaların ısınması ile yeniden bir mücadele yapılacağını kaydederek, şunları söyledi: “İlaçlamama çalışmalarının son anlarına gelindi, en fazla 10 gün içerisinde kışlak mücadelesi bitmiş olacak. Kışlak mücadelesi bittikten sonra belki ilaçlanmayan noktalar kalabilir, tamamı imha olmayanlar olabilir, bu nedenle kokarcalar hava ısınını yakaladığı zaman yani 17-18 derece hava ısısını bulduğu zaman yeniden kışlaklardan bahçelere dönmeye başlayacaktır. Bu süreç başlamadan yeniden bir mücadele planlaması yapılıyor. Böylelikle kahverengi kokarca ile ciddi bir mücadele yapmış olacağız. Bu mücadele temmuz ve haziran ayların, kokarcaların yumurtlama dönemlerinde de devam edecektir. Tüm kurumlarımız popülasyonunun artmaması ve zararın en aza inmesi için seferber oldu ve ciddi bir mücadele yapılıyor.”