SAĞLIK - 15 Ocak 2025 Çarşamba 09:35

Meme kanserinde ‘koruyucu ameliyatların’ faydası kanıtlandı

A
A
A
Meme kanserinde ‘koruyucu ameliyatların’ faydası kanıtlandı

Ünlü oyuncu Angelina Jolie, annesini yumurtalık kanserinden kaybetmesinin ardından kendisinin de meme ve yumurtalık kanseri riski taşıdığını öğrenip her iki memesini de aldırmasıyla tüm dünyanın dikkatini çekmişti. Konuyla ilgili ‘risk azaltıcı ameliyatların faydasının kanıtlandığını' söyleyen Doç. Dr. Ahmet Özveren, “Bu kanıtlar San Antonio Meme Kanseri Sempozyumu'nda (SABCS) sunuldu. Artık hastalarımızın koruyucu ameliyatlar konusundaki sorularına bu veriler üzerinden cevap verebileceğiz” dedi.

  Acıbadem Kent Onkoloji Merkezi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Özveren, geçen 10-13 Aralık tarihlerinde ABD'nin San Antonio şehrinde düzenlenen, 11 binden fazla kişinin yüz yüze ve çevrimiçi katıldığı San Antonio Meme Kanseri Sempozyumu'nda sunulan çalışmaların sonuçlarını değerlendirdi. Doç. Dr. Özveren, meme ve yumurtalık kanseri yatkınlık genleri olarak bilinen BRCA mutasyonu olan ve erken başlangıçlı meme kanseri öyküsü olan hastaların risk azaltıcı cerrahilerden fayda görüp görmediği konusunda yapılan çalışmalardan ‘yol gösterici' sonuçlar alındığını söyledi. Doç. Dr. Özveren şunları kaydetti:

  “Bu çalışmalarda BRCA mutasyonu taşıyıcısı olup 40 yaşından küçük ilk kez meme kanseri tanısı almış olanlarda risk azaltıcı mastektomi veya salpingo-ooferektomi (yumurtalıklardan ve fallop tüplerinden birinin (tek taraflı) veya her ikisinin (çift taraflı) çıkarılması işlemi) yaptırmanın genel sağ kalım ve hastalıksız sağkalım açısından anlamlı düzeyde iyileşme ile ilişkili olduğu görülmüş. Bu küresel çalışma, erken başlangıçlı meme kanseri öyküsü olan genç BRCA mutasyon taşıyıcıları arasında risk azaltıcı ameliyatların sağkalım sonuçlarını iyileştirdiğine dair kanıt sağlıyor.”

  “Genç yaşta meme kanseri olanlarda da cerrahi müdahalelerin etkisi tespit edildi”
  BRCA mutasyon taşıyıcısı olup kanser öyküsü olmayan kişilere, risk azaltıcı cerrahi müdahaleler de dahil olmak üzere çeşitli risk azaltıcı stratejilerin önerilmekte olduğunu aktaran Doç. Dr. Özveren, “Ancak erken başlangıçlı meme kanseri öyküsü olan daha genç popülasyonlarda bu cerrahi müdahalelerin etkisine ait elimizde net bir veri yoktu. Çalışma muhtemel patojenik/patojenik germ hattı BRCA1 ve/veya BRCA2 mutasyonları olan ve 40 yaşından küçük evre I-III meme kanseri tanısı konmuş 5 bin 290 hastayı kapsayan uluslararası, çok merkezli, retrospektif bir kohort (kayıtlardan geriye dönük izlemler yapılan araştırmalar) çalışmasıdır” diye konuştu.

  Mastektomi analizi sonuçları
  Doç. Dr. Özveren, risk azaltıcı mastektomi analizinin, tanıdan itibaren 1 yıldan kısa bir süre içinde ameliyata giren 2 bin 910 hasta ile ameliyat olmamayı tercih eden 2 bin 380 hastayı kapsadığını söyledi. 5,1 yıllık medyan (bir veri kümesindeki orta değer) takip süresince, risk azaltıcı mastektomi geçiren hastaların ölme riskinin yüzde 35 daha düşük bulunduğunu kaydeden Doç. Dr. Özveren, “Ayrıca hastalıksız sağ kalımda yüzde 42'lik bir risk azalması olduğu görüldü” dedi.

  “Bu analiz de 5 bin 290 hasta ile yapıldı”
  Doç. Dr. Özveren, risk azaltıcı salpingo-ooferektomi analizinin de tanıdan itibaren 3 yıl sonra bu ameliyatı geçiren 2 bin 782 ve geçirmeyen 2 bin 508 hasta olmak üzere toplam 5 bin 290 hastayı kapsadığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

  “Ortalama 4,9 yıllık takip süresince, risk azaltıcı salpingo-ooferektomi yüzde 42 daha düşük ölüm riski ve hastalıksız sağ kalımda yüzde 32 risk azalması ile ilişkilendirildi. Bu tür veri kümelerine sahip olmak, hastalara ‘ameliyat olarak sahip oldukları riski azaltma miktarına dair potansiyel olarak en iyi tahminimizi' vermemize yardımcı oluyor. Ayrıca bu çalışma verilerine dayanarak bu mutasyonları tespit ettiğimiz meme-over kanserli hastalarımızda ‘yine de koruyucu ameliyat olmasam olur mu?' sorusuna daha net cevap verebilmekteyiz.”

  “İlk duyduğumda şok oldum”
  2020 yılında elle muayene sırasında memesinde kitle hisseden ve ardından muayene olan Neslihan Ergin (42), “Meme kanseri olduğum tanısıyla ameliyat oldum. Kitle hemen alındı. İlk duyduğumda şok oldum çünkü ailemde ve akrabalarımda hiç kimsede meme kanseri yok. İlk defa bende çıktığı için bunun olabileceğine inanmadım. Muayene ve erken tanıyla birlikte operasyon geçirdim. Kemoterapilerim oldu. Şu an gayet iyiyim” ifadelerine yer verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Adapazarı’nın mesleklerini fotoğrafladılar SUBÜ Sakarya MYO, Öğretim Görevlisi Ersin Berk’in düzenlediği ve öğrencilerin çektikleri fotoğrafların sergilendiği ‘Toplumsal Bellek: Meslekleriyle Adapazarı’ başlıklı fotoğraf sergisine ev sahipliği yaptı. Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) Sakarya Meslek Yüksekokulu, ‘Toplumsal Bellek: Meslekleriyle Adapazarı’ başlıklı fotoğraf sergisine ev sahipliği yaptı. Fotoğraf Sanatçısı ve Akademisyen Öğretim Görevlisi Ersin Berk ile yaklaşık 40 öğrencisi tarafından düzenlenen sergide, Adapazarı’nın geleneksel ve modern meslekleri 200 fotoğraf ile sergilendi. Fotoğraflanan meslekler arasında kaybolmaya yüz tutmuş sepetçilik, süpürgecilik ve televizyon-radyo tamirciliği gibi meslekler ile kumaşçılık, züccaciyecilik, düğmecilik, çorapçılık ve terzilik gibi canlılığını sürdüren meslekler yer aldı. Öğrenciler Adapazarı’nda Uzun Çarşı, Katlı Pazar ve Çark Caddesi’ndeki esnaflar ile oto sanayi sitelerindeki işçilerin fotoğraflarını çekti. Açılışını Sakarya MYO Müdürü Doç. Dr. Recep Kılıç ve Adapazarı Belediyesi Kültür İşleri Müdürü Murat Acar’ın yaptığı sergiye akademisyenler ve öğrenciler katılım gösterdi. Fotoğraf sergisinin Adapazarı’nın toplumsal belleğine önemli bir katkı sağladığını belirten SUBÜ Sakarya MYO Müdürü Doç. Dr. Recep Kılıç, “Sergiye katılan tüm öğrencilerimize ve Ersin hocamıza gayretleri nedeniyle teşekkür ediyorum. Öğrencilerimiz bu proje sayesinde emek ve el işçiliğinin önemini kavradılar. Fotoğraf çekim sürecinde sosyalleşerek ikili ilişkilerini güçlendirdiler. Okudukları şehri ise daha yakından tanıma fırsatı buldular. Biz de bundan memnuniyet duyduk” dedi. Öğretim Görevlisi Ersin Berk ise; Adapazarı’nın kültürel mirasını, kaybolan mesleklerini ve bu minvalde toplumsal dönüşümünü fotoğraf sanatı aracılığıyla gelecek nesillere aktarmaya devam etmek istediğini belirtti.