ASAYİŞ - 12 Ekim 2024 Cumartesi 08:11

Bakan Yerlikaya: “Bursa’da ambulansın önünü kesen şüpheliler yakalandı”

A
A
A
Bakan Yerlikaya: “Bursa’da ambulansın önünü kesen şüpheliler yakalandı”

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya Bursa’da ambulansın önünü keserek 112 çalışanlarını darp eden 2 şahsın yakalandığını açıkladı.


İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya Bursa’da ambulansın önünün kesilmesi hakkında yaptığı paylaşımda, “Sosyal medyada yer alan ve Bursa’da kalp krizi geçiren hastayı hastaneye yetiştirmeye çalışan 112 çalışanlarının darp edilmesiyle ilgili olarak; Ambulans kamerasının görüntüleri Emniyet birimlerimizce incelenmiş, ambulansın önünü kesen şüpheli şahısların S.Y. ve M.Y. olduğu tespit edilmiştir. Doktor ve Acil Tıp Teknisyenin hastayla ilgilendiği sırada ambulansın önünü keserek ambulans şoförünü darp eden şüpheliler yakalanmıştır” ifadelerine yer verdi.


Şüphelilerden M.Y. tutuklanırken, S.Y. hakkında ise adli kontrol kararı verildi. Bakan Yerlikaya hareketin kabul edilemez olduğunu belirttiği paylaşımında, “Ambulansın önünü kesmek, ambulansa bilerek yol vermemek, ambulansın içine hasta var mı? diye bakmaya çalışmak zorbalığı asla ve asla kabul edilemez. Gereği yapılır” ifadelerini kullandı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hakkari Yüksekova köyleri uzun yıllar sonra asfalta kavuştu Hakkari Valisi Ali Çelik, köy ve mezralarda yıllar sonra yapılan asfalt çalışmalarını yerinde inceledi. Vali Ali Çelik, Yüksekova ilçesine bağlı Keçili köyü ile Bağdaş ve Dilektaşı mezralarında devam eden asfalt yol yapım çalışmalarını yerinde inceledi. Burada çalışmalar hakkında bilgi alan Vali Çelik, Hakkari İl Özel İdaresi tarafından kurulan asfalt plenti sayesinde yürütülen 15 kilometrelik asfalt çalışmalarında sona yaklaşıldığını ifade etti. Vali Çelik, "Geçen sene altyapı çalışmalarını bitirdiğimiz bu güzergâhta, bu yıl kalan iş ve işlemlerle birlikte asfaltlama çalışmalarını da tamamladık. Vatandaşlarımızla sohbet ettik, onların memnuniyeti bizler için çok kıymetli. Zorlu şartlara rağmen bitümlü sıcak karışım standartlarında yol hizmeti sunabiliyor olmamız, bize büyük bir mutluluk kattı. Allah, devletimize zeval vermesin, birlik ve beraberliğimizi daim kılsın" dedi. Uzun yıllar sonra asfalt yoluna kavuşmanın memnuniyetini dile getirerek Vali Çelik’e teşekkür eden köy sakinleri ise bu çalışmalar sayesinde köyler arasındaki ulaşımın rahatlayacağını ve yaşam standartlarının yükseleceğini belirttiler. Öte yandan, Vali Çelik’i gördükten sonra hızlı adımlarla yanına gelen Halime Onuş isimli teyze ise Vali Çelik’i Kürtçe ’ser sera, ser çava’ (başım, gözüm üstüne geldiniz) sözleri ile karşıladı. Vali Çelik de Halime teyzeye Kürtçe ’ser sera, ser çava’ diye cevap verdi. Çay eşliğinde Abdurrahman Yılmaz ve Halime Onuş ile sohbet eden Vali Çelik, sıcak misafirperverliklerinden dolayı kendilerine teşekkürlerini iletti.
Gaziantep Yeni nesil plaklar, antika gramofonlara ilgiyi azalttı Gaziantep’te 35 yıldır antika gramofonları yenileyerek eski haline getiren 58 yaşındaki Ahmet Zihni Marangozoğlu, gelişen teknoloji nedeniyle antika gramofonlara ilginin azaldığını söyledi. Gaziantep’te yaşayan 58 yaşındaki Ahmet Zihni Marangozoğlu, babasından öğrendiği tamircilik mesleğini 35 yıldır devam ettiriyor. Mesleğini aşka sürdüren Marangozoğlu, Tarihi Yeni Han’da 50 ila 150 yıl arasında değişen, unutulmaya yüz tutmuş antika gramofonları tamir ederek günümüze kazandırıyor. 30 yılı aşkın tamir edilmemiş gramofonların tamirini yaparak ses veren ve ahşaplarını yenileyerek yeni tasarımlar ekleyen Marangozoğlu, yenilediği gramofonlarla koleksiyon ve antikaseverlerin gözdesi haline geliyor. Antika gramofonlara fiyatından dolayı ilginin azaldığını belirten Marangozoğlu, 8 ila 10 bin TL gibi makul fiyatlara antika gramofonlara benzer gramofonlar yaparak her kesime hitap ettiğini söyledi. “Tamircilik mesleği ölmeye başladı” İnsanların gramofona olan ilgisinin azaldığını belirten Ahmet Zihni Marangozoğlu, mesleğin ölme noktasına geldiğini söyleyerek, “İnsanlarımız antika gramofonlardan sıkıldı. Antikaların yerini elektrikli plaklar devralınca tamircilik mesleği de ölmeye başladı. Buraya tamir için getirilen ortalama 50 ila 150 yıllık gramofonları yeniliyoruz, mobilya dizaynlarını da yapıyoruz. Sahiplerine öyle teslim ediyoruz” dedi. “İnsanların unuttuğu, hatıra olarak sakladığı gramofonları tamir ediyoruz” İnsanların unuttuğu, hatıra olarak sakladığı gramofonları tamir eden ve mesleği gençlere öğreterek ileriye taşımak isteyen Marangozoğlu, “Antika gramofonlar revaçta ama çok pahalı. İyi bir antika gramofon ortalama 70-80 bin TL ama biz onun kadar kaliteli olabilecek ve fiyat olarak da çok makul olabilecek gramofonlar satıyoruz. Biz bu mesleği severek yapıyoruz. İnsanların unuttuğu, hatıra olarak sakladığı gramofonları tamir ediyoruz. Bu mesleği ileriye taşımak için gençlere öğretmek istiyorum fakat herkes fabrikada çalışmak istiyor. Bu mesleğin geleceğinin olmadığını zannediyorlar” ifadelerini kullandı. “8 bin TL’den başlayan fiyatla gramofon üretiyorum” Marangozoğlu her kesimin alabileceği gramofonlar ürettiğini söyleyerek, "Burada bu atölyede, antika gramofonların yanı sıra 8 bin TL gibi makul fiyattan gramofonlar üretiyoruz. Tasarımlarıyla birlikte, mobilyalarıyla birlikte yapıp satıyoruz. Böylelikle herkes alıp kullanabiliyor. Herkes birbirine hediye edebiliyor” diye konuştu.
Trabzon Türkiye’de doğal afetlerde ilk sırayı heyelanlar alıyor Türkiye’de son 50 yılda yaşanan doğal afetlerde ilk sırayı heyelanların aldığı ve en fazla heyelanın da Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki illerde yaşandığı belirtildi. Trabzon’daki Hamamizade İhsanbey Kültür Merkezi’nde düzenlenen "Trabzon’da sel ve heyelan kader mi?” konulu panelde konuşan Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Arzu Fırat Ersoy, son 20 yılda küresel ölçekli meydana gelen yaklaşık 7 bin doğa kaynaklı afetlerde bir milyon 250 bin insanın hayatını kaybettiğini hatırlattı. Türkiye’nin dünyada doğal afetlerin en çok yaşandığı ülkeler arasında yer aldığını belirten Prof Dr Arzu Fırat Ersoy, “Heyelan ve taşkınlar özellikle son yıllarda iklim değişikliği ile birlikte daha sık ve yıkıcı hale gelmiştir. Ani yağışların neden olduğu su baskınları alt yapı yetersizliği ve insan eliyle doğanın tahrip edilmesi bu afetlerin olumsuz etkilerini artırmaktadır. Ülkemiz bu tür afetlerin en çok yaşandığı coğrafyalardan biridir. Geçmişte bölgemizde yaşadığımız bir çok trajedik olay heyelan ve taşkın riskinin ne kadar ciddi olduğunu bizlere göstermektedir. Afetlerle mücadelede en önemli unsurlardan biri bireylerin ve toplumların bu konuda bilinci olmasıdır. Afetler yalnızca meydana geldiklerinde değil öncesinde alınacak önlemlerle ve sonrasında izlenecek stratejilerle yönetilebilir. Toplumun her kesiminin afet yönetiminde bilinçlenmesi güvenli bir gelecek inşa etmemizin en önemli adımıdır” dedi. "Dünyada son 20 yılda afetlerde bir milyon 250 bin insan öldü" Dünya genelinde son 20 yılda bir milyon 250 bin insanın hayatını kaybettiğine işaret eden Ersoy, "2004 ile 2024 yılları arasındaki 20 yıllık dönemde küresel ölçekte meydana gelen yaklaşık 7 bin doğa kaynaklı afetin bunlar deprem sel fırtına kütle hareketleri olarak tanımlanabilir. Bu afetlerde bir milyon 250 bin insanımız hayatını kaybetmiştir. Sadece 2021 yılında 432 adet doğa kaynaklı afet meydana gelmiş, bunların yüzde 50’sini de taşkınlar oluşturmuştur. Dünya ölçeğinde verilen bu rakamlar dikkate alındığında heyelanların sadece yüzde 3’lük paya sahip olduğunu görüyoruz. Meydana gelen afetlere baktığımız zaman dünya ölçeğinde en fazla afetin sel, taşkınlar ve fırtınalar şeklinde meydana geldiğini görüyoruz. Yine insan kaybı da en çok depremler, sel ve taşkınlarda meydana gelmiş. Etkilenen insan sayısında taşkınlar ve bunun yanı sıra kuraklık etkili olmuş. Ekonomik kayıplarda da yine en çok sel taşkınlar ve fırtınalar etkili olmuştur. Kümülatif olarak yine dünya ölçeği üzerinde incelediğimizde dünya etkili olan afetlerin aşırı hava olayları sel ve taşkın olarak veya kasırga olarak tanımlayacağımız hava olayları ve taşkınlar olduğunu görüyoruz” diye konuştu. “Doğu ve Batı Karadeniz en riskli bölgeler" “Türkiye haritasını il ve ilçeler bazında incelediğimiz zaman özellikle Doğu ve Batı Karadeniz bölgelerinde sıklıkla sel, su baskınları ve heyelanlar meydana geldiğini görüyoruz" diyen Ersoy "Türkiye olarak dünya ülkelerinden daha farklı olarak son 50 yılda meydana gelen doğa kaynaklı afetleri incelediğimizde heyelanların yüzde 45’lik bir oranla ilk sırada, depremlerin yüzde 18’lik bir oranla ikinci sırada taşkınların ise yüzde 14’lük bir sırayla üçüncü sırada yer aldığını görüyoruz. Dolayısıyla iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin giderek arttığını göz önünde bulundurduğumuzda sadece 2019 yılında ülkemizde taşkın ve heyelanların diğer afetler içerisindeki oranının yüzde 70 olduğunu görüyoruz. Heyelan envanter haritasını incelediğimizde yine Türkiye’de aslında Doğu Anadolu fay hattı ile Güney Doğu Anadolu fay hattını artık son büyük depremden sonra hepimiz öğrendik ve Kuzey Anadolu fay hattına paralellik gösterecek şekilde heyelanların da oldukça sık tekrarlandığını görüyoruz ülkemizde. Ama Doğu Karadeniz ve Batı Karadeniz bölgeleri her hangi bir aktif fay hattı üzerinde bulunmamasına rağmen yine heyelanlardan maalesef çokça etkilenen bölgelerimiz. Bizler dünya ülkelerinden daha farklı doğa kaynaklı afetlerle maalesef mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Ülkemizin kuzey doğu kesiminde bulunan Doğu Karadeniz bölgesi sel, taşkın ve heyelanlarla sık sık karşı karşıya kalmakta ve bunun sonucunda da can ve mal kayıpları meydana gelmektedir. 1950’den itibaren Türkiye’de meydana gelen heyelanların beşte biri Trabzon, Rize, Erzurum ve Giresun’da meydana gelmiş. Bu illeri takip eden Artvin, Kastamonu, Bingöl, Malatya, Sivas ve Erzincan’da da heyelanların çok meydana geldiğini görüyoruz” ifadelerini kullandı.