POLİTİKA - 17 Mart 2025 Pazartesi 21:00

Bakan Tunç: "Terörsüz bir Türkiye’yi hep birlikte inşa edeceğiz"

A
A
A
Bakan Tunç: "Terörsüz bir Türkiye’yi hep birlikte inşa edeceğiz"

Ankara’da basın mensuplarıyla iftarda bir araya gelen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Etnik kökeni ne olursa olsun herkesin kardeşçe, hiçbir ayrım yapmadan terörsüz bir Türkiye’yi inşallah hep birlikte inşa edeceğiz" dedi.


Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Dikmen Hakimevi’nde düzenlenen iftar programında basın mensuplarıyla bir araya geldi. Basın mensuplarıyla iftar programında bir araya gelmekten memnuniyet duyduğunu belirten Bakan Tunç, Ramazan ayının birlik, dayanışma ve kardeşlik ayı olduğuna değindi. Tunç, bu ayda kardeşlik duygularının daha da doruğa çıktığını ifade ederek, "Ben öncelikle mübarek Ramazan-ı Şerif’inizi tebrik ediyorum. Tabii birlik ve beraberlik deyince içinden geçtiğimiz günler önemli. 40 yıldan beri ülkemizin önünde engel olan, ayak bağı olan terör belasından da kurtulma eşiğindeyiz. İnşallah başarıya ulaşır. Tabii İmralı ve DEM heyetinin birkaç görüşmesi sonrasında ortaya çıkan çağrı; terör örgütünün feshine, silahların bırakılmasına yönelik bir çağrı. Bu çok önemli bir çağrı. Etnik kökeni ne olursa olsun herkesin kardeşçe, hiçbir ayrım yapmadan terörsüz bir Türkiye’yi inşallah hep birlikte inşa edeceğiz. Bundan şüphemiz yok. Geçtiğimiz gün Van’daydım. Çok büyük bir heyecan içerisinde insanlar. İnşallah bu heyecanlar yarım kalmaz, terör örgütü kendini fesheder, silahlar bırakılır. Bu anlamda da yapılan çalışmaları özellikle takip ediyoruz. Herkese düşen sorumluluklar var" dedi.



"Ülkemiz 23 yıldan bu yana güvenilir adalet sisteminin tesisi anlamında çok önemli aşamalar kaydetti"


Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğundan bahseden Bakan Tunç, "Adaletin tesisi, toplumsal barış ve huzurun sağlanmasının ön şartı; adalet varsa orada huzur, barış olur. Bir yerde adalet varsa her şey yerli yerine konulur. Bu anlamda da ülkemiz 23 yıldan bu yana hukuk devletinin tahkimi, adaletin tesisi ve güvenilir adalet sisteminin tesisi anlamında çok önemli aşamalar kaydetti. Anayasa değişiklikleri yapıldı, sessiz devrim sayılan ülkemizi yüksek standartta bir demokrasiye kavuşturma noktasında çok önemli mesafeler aldık. Tabii ki özellikle anayasamızda vesayetçi anlayışın ortadan kaldırılması, Türkiye’nin demokratik hukuk devleti yolunda daha da ileri adımlar atması noktasında çok önemli reformlara imza attık" ifadelerine yer verdi.



"Çok önemli reformları hayata geçirdik"


Yönetim sistemindeki değişiklikler, yargı birliğinin sağlanması gibi reformlara imza attıklarını belirten Tunç, "Yargı alanında devlet güvenlik mahkemelerinin kaldırılması, askeri yargının kaldırılması, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun, Anayasa Mahkemesi’nin yapısının daha demokratik, hukuk devleti ilkesine uygun hale getirilmesi gibi çok önemli reformları hayata geçirdik. Tabii düşünce ve ifade özgürlüğü anlamında, basın özgürlüğü anlamında da ülkemiz önemli mesafeler kat etti" diye konuştu.


Tunç konuşmasını şöyle sürdürdü:


"Çok önemli reformları hayata geçirdik. Tabii adaletin tesisi önemli dedik, hukuk devleti için adil olmak önemli ama adil olmak kadar adil görünmek de önemli. Dolayısıyla adaleti sağlayan adaletin olmazsa olmaz şartı olan tarafsız ve bağımsız yargının uygulamalarının topluma doğru bir şekilde aktarılması çok önemli. Gerçekten basın demokratik hukuk devleti için olmazsa olmaz şart. Dijital medyanın Basın Kanunu kapsamına alınması gibi özellikle birçok yenilikler hayata geçirildi. Sosyal medyanın etkisiyle dezenformasyonla artık yoğun bir şekilde karşı karşıya kaldığımız bir durum. Dezenformasyon aslında basın özgürlüğünü de tehdit eden bir durum. O nedenle dezenformasyonla mücadele noktasında da mevzuatımızda bazı yenilikler, düzenlemeler gerçekleştirildi. Sosyal medyada dezenformasyonun yazılı basına da teşkil etmesi nedeniyle birtakım sorunlar ortaya çıkabiliyor. O nedenle basın özgürlüğünü korumanın, fikir ve düşünce, ifade özgürlüğünü korumanın en önemli yollarından birisi de yine internet ve sosyal medyanın belli düzene sokulmasıdır."



"Türkiye’yi basın özgürlüğü endekslerinde İsrail’in de gerisinde göstermek Türk basını için bir insafsızlıktır"


Basın özgürlüğü ile ilgili gelen eleştirilere yanıt veren Tunç, "Basın ülkemizde özgürdür dediğimiz zaman birtakım eleştirilerle karşı karşıya kalıyoruz. Gazetecilerin tutuklandığı vesaire ifadeler söz konusu oluyor. Açıklıkla söyleyelim Türkiye’de herhangi faaliyeti nedeniyle tutuklanan bir gazeteci yoktur. Mesleği gazeteci olabilir ama farklı bir suç nedeniyle yargının soruşturması söz konusu olabilir. Hiçbirimiz bir gazetecinin bir suç soruşturmasına tabi tutulmasını elbette ki istemeyiz. Ama Türkiye’yi basın özgürlüğü endekslerinde gerilerde göstermek, hatta İsrail’in de gerisinde göstermek bir kere Türk basını için bir insafsızlıktır. Dolayısıyla İsrail son bir yılda 200’den fazla gazeteci katleden bir ülkedir. Nasıl Türkiye’nin önünde basın özgürlüğünde yukarıda gösterilebilir, bu mümkün olabilir mi?" ifadelerini kullandı.


Ceza adaleti sisteminin artırılmasına yönelik alınacak tedbirler olduğundan bahseden Tunç, "Bu konudaki yargı paketini de hazırlamış durumdayız. Önümüzdeki günlerde milletvekillerimizin takdirine arz edeceğiz. Hukuk yargılamalarındaki etkinliği artırmak, vatandaşlarımızın uzun süren yargılamalardan kurtulması için alacağımız tedbirler var. O da hukukla ilgili paketimiz, o da hazır. Meclis yaz dönemine girmeden ikisi de milletvekillerinin takdiriyle Meclisten geçmiş olacak" dedi.


Tunç konuşmasını şöyle noktaladı:


"Önümüzde bir Yargı Reformu Strateji Belgesi konumuz var. Özellikle yargının hızlandırılması konusunda çok önemli hedeflerimiz var. Meclis yaz dönemine girmeden milletvekillerimizin takdiri ile geçmiş olacak. Tüm hedefimiz vatandaşlarımızın yargıya güvenini en üst noktaya çıkarmak. Ülkemizin en önemli hedeflerinden bir tanesi de demokratik bir anayasa. Baştan sona yeni yazılmış, sivillerin yazdığı bir anayasa ile yeni Türkiye yüzyılına gireriz. Anayasamızdaki vesayetçi ruhu ortadan kaldırmak için çok önemli reformları hayata geçirdik. Ama çok sayıdaki değişiklikler, yeni kurumların ilave edilmiş olması, anayasadaki iltisaklıyı da bozmuş durumda. Bu noktada yeni bir anayasa, baştan sona yeni yazılmış, sivillerin, milletin temsilcilerinin yazdığı bir anayasa ile Türkiye yüzyılına başlamamız lazım. İnşallah bu konuda Mecliste uzlaşma sağlanır. Meclis Başkanımızın bu konuda başlatmış olduğu bir çalışma var. O çalışma terörsüz Türkiye için yapılan çalışmalar. İnşallah ülkemiz yeni Türkiye yüzyılına başlarken bütün prangalarından kurtularak, demokratik hukuk devleti yolunda emin adımlarla yoluna devam eder."


Programın ardından Adalet Bakanı Yılmaz Tunç basın temsilcileriyle sohbet ederek, çay içti.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Rektör Karamustafa: "Nevruz, Türk’ün yeni günü, bolluk ve bereketin sembolüdür" Kayseri Üniversitesi (KAYÜ) Rektörü Prof. Dr. Kurtuluş Karamustafa, 21 Mart Nevruz Bayramı nedeniyle bir mesaj yayımladı. Geleneksel olarak kutlanan ve insanlar arasındaki kardeşlik ve dostluğun pekiştirilmesine vurgu yapan nevruzun, kadim Türk kültüründe önemli bir yere sahip olduğunu kaydeden Rektör Karamustafa, mesajında şu ifadeleri kullandı; "Anadolu ve Orta Asya Türklerinde Nevruz, Göktürklerin Ergenekon’dan çıkışı ile birlikte baharın gelişi olarak da kutlanmaktadır. Baharın başlangıcı olarak yeniden doğuşu simgeleyen Nevruz, Türk’ün yeni günü, bolluk ve bereketin sembolüdür. Geleceğe dair umut, arzu ve temennileri de içinde barındıran Nevruz, doğada baharla birlikte uyanışın, iyi duyguların, huzurun, güvenin ve coşkunun adıdır. Orta Asya’dan Balkanlara uzanan geniş gönül ve kültür coğrafyamızda kutlanan Nevruz’un başta ülkemiz ve Türk dünyası ile tüm dünyaya sağlık, huzur ve mutluluk getirmesini dileriz. Nevruz Bayramı vesilesiyle; Bakü’ye, Tebriz’e, Aşkabat’a, Merv’e, Taşkent’e, Semerkant’a, Buhara’ya, Almatı’ya, Türkistan’a, Bişkek’e, Oş’a, Urumçi’ye, Kabil’e, Mezarı Şerif’e, Kazan’a, Bahçesaray’a, Nalçık’a, Kerkük’e, Bayır Bucak’a, Kırcali’ye, Razgard’a, Köstence’ye, Komrat’a, Batı Trakya’ya, Üsküp’e, Ohri’ye, Gostivar’a, Resne’ye, İştip’e, Banitsa’ya, Prizren’e, Priştine’ye, Yeni Pazar’a, Saraybosna’ya ve tüm Türk yurtlarına selam olsun. Türk’ün bayramı Nevruz kutlu olsun."
Bursa Işıltılı bir cilt için su tüketimi önemli Sağlıklı bir cilt için ona iyi bakmak ve onu zararlı etkenlerden korumak gerektiğini belirten uzmanlar, kişiye uygun cilt bakım ürünleri kullanmanın yanı sıra sağlıklı beslenmek, yeterince su tüketmek ve güneş ışınlarından korunmanın da önemli olduğunu söyledi. Bahar aylarıyla birlikte daha sağlıklı bir cilt için önerilerde bulunan uzmanlar, cildin daha parlak görünmesi için günde 10-12 bardak kadar su içilmesi gerektiği, omega-3 içeren besinleri tüketerek cildin daha parlak görünmesini yardımcı olmanın mümkün olduğuna dikkat çekti. Bahar mevsiminde cilt sağlığı için alınacak önlemleri sıralayan Medicana Bursa Hastanesi Dermatoloji Bölümü Uzm. Dr. Gülbiye Güler, "Bahara girerken ışıltılı bir cilt için, cilt temizliği çok önemlidir. Bunun için çeşitli peelingler ve cilt bakımlarıyla cilt ölü dokulardan, yabancı maddelerden arındırılmalıdır. Bu işlemler cildin yapısına göre yapılmalıdır. Bu şekilde temizlenen cilt, siyah noktalardan arındırılır ve böylece daha ışıltılı olur. Kış boyunca kuruyan cildin nemlendirilmesi gerekmektedir. Nemlendiriciler, cildin tipine uygun olarak seçilmeli, paraben, alkol gibi ürünleri içermemeli, komedojenik olmamalıdır. Nemlendiriciler ise kuru ciltlerde özellikle yenileyici, onarıcı, su tutucu olmalı; kollajen, aminoasitler, keratin ve hyalüronik asit içermelidir’’ şeklinde konuştu. Alınan gıdaların da cilt üzerinde etkisi olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Gülbiye Güler, "Cilt sağlığında beslenmenin de önemi büyüktür. Bol antioksidan, A, B, C ve E vitaminlerini içeren sebze ve meyvelerle beslenerek cildin onarılması ve tazelenmesi sağlanabilmektedir. Ayrıca, Omega-3 içeren balık ve ceviz tüketmek cildin daha parlak görünmesine destek olur" dedi. Günde 10-12 bardak su içilmeli Cildi matlaştıran ve kırışıklıklar ile lekelenmeler yapan sigara, alkol ve kafeinden uzak durulması ve günde 2 fincan yeşil çay tüketilmesi gerektiğini belirten Uzm. Dr. Gülbiye Güler, şunları söyledi; "Cildin daha parlak görünmesi için günde 10-12 bardak kadar su içilmelidir. Kan dolaşımını artırmak ve böylece cilde ışıltı kazandırmak için günde 40-45 dakika açık havada yürüyüş yapılmalıdır. Yorgunluk, uykusuzluk ve stres ciltte mat, soluk ve şiş bir görünüme sebep olduğundan uyku düzenine dikkat edilmemeli, yüzde yatak kaynaklı çizgilerin oluşmaması için sırt üstü yatılmalıdır. Stresten uzak durulmalıdır. Evden çıkmadan en az 20 dakika önce güneş gören bölgelere cilt tipine uygun güneş koruyucu faktörlü kremlerden sürülmelidir. Kişisel bakım ürünleri dışında bahar aylarında dermatolog desteği alınabilir. Vitamin karışımlarından oluşan mezoterapi, kişinin kendi kanıyla hazırlanan PRP, cilde nem veren ve kırışıklıkları azaltan hyalüronik asit enjeksiyonları ile ışıltılı bir cilde sahip olunabilir."
İstanbul Gaziosmanpaşa’da Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü için iftar programı düzenlendi Gaziosmanpaşa Belediyesi, 21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü dolayısıyla down sendromlu bireyler ve aileleri için iftar programı düzenledi. Gaziosmanpaşa Belediyesi tarafından 21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü dolayısıyla iftar programı düzenlendi. Su Kemeri Sosyal Tesisleri’nde düzenlenen programa Gaziosmanpaşa Belediye Başkan Yardımcısı Murat Topaloğlu, Türkiye Down Sendromu Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Gün Bilgin ve birçok davetli down sendromlu birey ile aileleri katıldı. 10 yıl boyunca bir bankada çalışan down sendromlu İrem Arslan, sahneye çıkarak "Burada olduğum için çok mutluyum. Ben başardım. Siz de başarabilirsiniz" dedi. Programda protokol konuşmaları sonrası iftar yapıldı. Programda konuşan Gaziosmanpaşa Belediye Başkan Yardımcısı Murat Topaloğlu, "Down sendromu, artı bir kromozomla hayata bambaşka bir renk, bir zenginlik katan özel bir farklılıktır. Down sendromlu kardeşlerimiz, yüzlerindeki o eşsiz gülümsemeyle, kalplerindeki o kocaman sevgiyle, hepimize yaşam enerjisi veriyor. Bizler farklılıklarımızı bir ayrılık değil bir zenginlik olarak görüyoruz. Ramazanın o kucaklayıcı ruhunda dayanışmamızı büyütüyor, birbirimize daha sıkı sarılıyoruz. Çünkü biliyoruz ki bir toplum ancak herkesin kendisini eşit, değerli ve ait hissettiği ölçüde güçlü olabilir. İşte tam da bu yüzden Gaziosmanpaşa’yı herkes için daha eşit, daha kapsayıcı, daha erişilebilir bir ilçe haline getirmek en büyük hedefimiz. İlçemizde belediyemize kayıtlı 7 bin 200 özel gereksinimli vatandaşımız bulunuyor. Onların yaşamını kolaylaştırmak, toplumsal hayata tam katılımı sağlamak bizim önceliğimizdir. Engelsiz yaşam merkezimizde sunduğumuz ergoterapi, fizyoterapi, dil ve konuşma terapisti, diyetisyenlik ve bunun gibi hizmetlerle özel gereksinimli bireylerimizin sağlık ve gelişim süreçlerine destek oluyoruz. Spor ve sanat kurslarımızla yetenekleri ortaya koyabilecek alanlar sunuyor, onların hayata daha sıkı tutunmalarını sağlıyoruz. Ayrıca sosyal ve ekonomik destek programlarımızla özel gereksinimli bireylerimizi ve ailelerini öncelikli olarak değerlendiriyoruz. Önümüzdeki süreçte bu hizmetlerin kapsamını genişletmek, daha fazla bireye ulaşmak ve Gaziosmanpaşa’yı herkes için daha eşit, kapsayıcı ve erişilebilir bir ilçe haline getirmek için var gücümüzle çalışacağız" dedi. Etkinliğe eşi ve kızı Beyzanur Erdoğan ile gelen Fatma Erdoğan, "21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü için geldik. Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Sayın Hakan Bahçetepe’nin davetiyle geldik. Program çok güzel. Ailelerin bir araya gelmesi en azından bizim genç bireylerimizin, çocuklarımızın, down sendromlu ailelerin hatırlanıp davet edilmesi çok güzel" şeklinde konuştu.