ÇEVRE - 25 Ağustos 2024 Pazar 11:30

Bakan Kurum: “Anadolu’nun en nazlı misafirleri bize emanet”

A
A
A
Bakan Kurum: “Anadolu’nun en nazlı misafirleri bize emanet”

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’nün Tuz Gölü Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde (ÖÇKB) su takviyesi flamingolara can suyu oldu. Bu yıl kreş ve yuva noktasında toplu yavru ölümüne rastlanmadı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “Anadolu’nun en nazlı misafirleri bize emanet. Flamingo yavrularına gözümüz gibi baktık. Bu yıl 4 bin 300 misafirimizi uğurluyoruz” dedi.


Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Türkiye’deki flamingo popülasyonunun devamlılığı için Tuz Gölü’ndeki üreme kolonilerinin korunmasına yönelik çalışmalarını sürdürüyor. Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü, Tuz Gölü ÖÇKB’de 2022 yılında kuyu açma projesini başlattı. Bu kuyular sayesinde flamingo yavrularının susuzlukla mücadele ettiği dönemlerde 4 kilometrelik boru hattından ’kreş’ olarak bilinen yavru alanlarına su takviyesi yapıldı. Motopomplarla yapılan takviye sırasında güneş enerjisinden faydalanıldı. Özellikle sıcaklığın yükseldiği ve susuzluğun arttığı temmuz ayında saha personelleri bölgeyi taradı. 2 yıldır uygulanan proje sayesinde bu yıl susuzluk sıkıntısına bağlı toplu yavru ölümleri yaşanmadı.


“Tuz Gölü Özel Çevre Koruma Bölgesi Tür ve Habitatların Araştırılması, Korunması ve İzlenmesi Projesi” ile de nesli tehdit ve tehlike altında olan türleri yaşatmak, korumak ve gelecek nesillere aktarmak için çalışmalar yapılıyor. Kuluçka süreleri tamamladıktan sonra temmuz ayı içerisinde, Tuz Gölü’ndeki üreme alanlarından Konya Kanalı’na beslenmeye gelen flamingo yavruları, havadan fotoğraflarla sayılıyor. Ayrıca, başta flamingolar olmak üzere toy kuşu ve bozkır kartalı gibi nesli tehlikede olan türler de izleniyor.



“Flamingo yavrularına gözümüz gibi baktık”


Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, bu yıl kreş olarak bilinen bölgede 4 bin 300 yavru flamingo tespit edildiğini açıkladı. Bölgenin görüntülerini sosyal medya hesabından paylaşan Bakan Kurum, “Anadolu’nun en nazlı misafirleri bize emanet. Kuyu açıp, 4 kilometrelik boru hattı çektik, Tuz Gölü Özel Çevre Koruma Bölgesi’ne su getirdik. Sonra gün gün izledik. Flamingo yavrularına gözümüz gibi baktık. Bu yıl 4 bin 300 misafirimizi uğurluyoruz” dedi.



4 bin 300 yavru flamingo tespit edildi


Proje koordinatörü Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Karataş, çalışmanın doğal hayata katkısını şöyle anlattı:


“Flamingolar tıpkı insan çocukları gibi kreş şeklinde yavru büyütüyorlar. Kreşte biliyorsunuz birkaç yetişkin kişi bulunuyor. Flamingo kreşinde de aynı durum söz konusu. Diğerleri avlanırken bazı erginler yavruların başlarında durup onları yönlendiriyor, su veya besin konusunda yardımcı oluyor. O yüzden yuvadan çıkan, artık yürümeye başlayan yavrular eski yıllarda Konya Kanalı ağzındaki üreme bölgesine gidiyordu. Ama 4 yıl önce, toplu ölümlerin yaşandığı dönemde, su bulamamışlardı. Civardaki yerlerden de su arar hale gelmişlerdi. Çünkü ölen hayvanları çok geniş bir alanda bulmuştuk.”



“Doğanın korunması anlamında da bilinç artıyor”


Bu proje sayesinde bölgede hiç toplu ölüm yaşanmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Karataş, “Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’ne özellikle teşekkür ediyorum. Onların yoğun gayretleriyle bu imkanlar sağlandı ve son yıllarda flamingolarımız ölmeden hemen hepsini uçurduk. Bu yıl da büyük bir kısmı uçtu. Sadece bir öğretim üyesi, bir biyolog olarak değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir vatandaşı olarak da yapılanlar beni son derece mutlu ediyor. Ülkemizde olumlu anlamda bir şeyler değişiyor. Doğanın korunması anlamında da bilinç artıyor” ifadelerini kullandı.



Bakan Kurum: “Anadolu’nun en nazlı misafirleri bize emanet”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa İtalya’da Türkiye’nin parlayan yıldızı olacak İZFAŞ tarafından düzenlenen Marble İzmir Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarının ana sponsoru olan ÇEMAR Mermer San. ve Tic. A.Ş., 23-27 Eylül tarihleri arasında İtalya’nın Verona şehrinde sektörün dünyadaki en önemli fuarı olarak gösterilen Verona Marmomac Fuarının da ana sponsoru oldu. Katıldıkları fuarlarda hem ihracata yönelik çalışmalar yapan firma Türkiye’nin de tanıtımına da büyük katkı sağlıyor. Manisa’dan tüm dünyaya açılan ÇEMAR Mermer San. ve Tic. A.Ş., hem ülke tanıtımına hem de ihracata önemli katkılar sağlamaya devam ediyor. Geçtiğimiz aylarda İzmir’de düzenlenen Marble İzmir Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarının ana sponsoru olan ÇEMAR şimdi de sektörün dünyadaki en önemli fuarlarından biri olan Verona Marmomac Fuarının da ana sponsoru oldu. ÇEMAR Traverten-Mermer Genel Müdürü Yusuf Yalçın, sadece şirketlerinin tanıtımı değil hem sektörün hem de Türkiye’nin tanıtımına da katkı sağladıkları için mutlu olduklarını söyledi. İtalya’daki fuarın ana sponsoru oldular İtalya’da verimli bir fuar geçirmeyi hedeflediklerini anlatan ÇEMAR Traverten-Mermer Genel Müdürü Yusuf Yalçın, “Sektördeki herkes biliyor ki biz İzmir’de çok verimli bir fuar geçirdik. Gerçekten çok çalıştık. Emeğimizin de karşılığını fazlasıyla aldığımız gördük. Şimdi İtalya’daki Verona Fuarı için var gücümüzle çalışıyoruz. Nitekim fuar malzemeleri de yüklenmeye başlandı. Harıl harıl çalışıyoruz. İzmir Fuarından çok daha verimli bir fuar geçirmek için ekibimizle birlikte gayret ediyoruz. Biz iki fuarın da ana sponsoruyuz. Bu ana sponsorluğun vermiş olduğu sorumluluk duygusu ve edinmiş olduğumuz tecrübe ile çok verimli bir fuar geçireceğimize inanıyorum” dedi. “Sadece şirketimizi değil ülkemizi de temsil ediyoruz” Yurtdışı fuarlarında sadece şirketlerini değil Türkiye’yi temsil etme gibi önemli bir misyonları olduğunu da belirten Yalçın şunları söyledi: “Beklentimiz ciromuzun daha da yükselmesi, müşteri ilişkilerimizin daha da gelişmesi, ülkemizin ihracat rakamlarına önemli bir katkıda bulunmak. Bizim fabrikamızda yaptığımız çok ciddi yatırımlar var. Bunların karşılığını alabilmek için var gücümüzle çalışıyoruz. İki fuarın da ana sponsoru olarak sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Biz sadece şirketimizi temsilen İtalya’ya gitmiyoruz. Aynı zamanda sektörü ve ülkemizi de temsil etmenin mutluluğu ve sorumluluk duygusu ile iyi bir iş çıkarmaya çalışıyoruz. Bütün gayretimiz ve duamız bu yönde.”
Elazığ KBB Uzmanı Özbay: "Sosyal medya kullanımının artmasıyla birlikte estetik burun ameliyat talepleri de arttı" Sosyal medyanın sık kullanılmaya başlamasından sonra burun ameliyatlarının arttığını belirten Kulak Burun ve Boğaz Uzmanı Op. Dr. Ahmet Sacit Özbay, “Kemik gelişim yaşı tamamlanmadan yapılan ameliyatlarda burunda şekil bozukluğu olabileceğini söyledi. Elazığ Medilines Hastanesi Kulak Burun ve Boğaz Uzmanı Op. Dr. Ahmet Sacit Özbay, son zamanlarda artan burun ameliyatları hakkında değerlendirmelerde bulundu. Burun ameliyatlarının sık bir şekilde yapılığını aktaran Op. Dr. Ahmet Sacit Özbay, “Özellikle sosyal medyanın sık kullanılmasından sonra bütün dünyada ve ülkemizde rinoplasti ameliyatlarına aşırı bir talep olmaya başladı. İnsanların estetik kaygıları her geçen gün daha da artmaktadır. Eskiden sadece nefes alma problemiyle ilgili talepler varken bugün nefes alma problemlerinin yanında burun şekliyle ilgili talep de oldukça yoğunlaştı. Buna bağlı olarak insanlar bir an önce hayal ettikleri burunla yaşamak istediklerinden dolayı rinoplasti ameliyatlarını olabilecek en erken yaşta olmaya çalışıyorlar. Burada da önemli olan şahsın kemik gelişmesini tamamlamış olması gerekiyor. Bu kemik yaşı erkeklerde 17 yaş sonu kadınlar da ise 16 yaş sonudur. Eğer nefes almada ciddi bir sıkıntı varsa ailenin onayıyla burun ameliyatı bir sene daha öne alınabilir. Onun dışında kemik gelişiminin tamamlanmasını beklemek gerekmektedir” dedi. "Kemik yaşı tamamlanmayan ameliyatlarda şekil bozuklukları görülebilir" Bu ameliyatlarda ister istemez burunda ki gelişme noktalarına müdahalelerin olduğunu da belirten Op. Dr. Özbay, “Bu müdahaleler sonucunda burunun istenilen büyüklüğe ulaşamama problemlerinin yanında büyüme noktalarının kayması nedeniyle ileride burun da eğilmeler ve istenmeyen şekil bozukluklarına neden olabilir. Bu nedenle en güzeli kemik gelişiminin ve burun iskelet yapısının tamamlandıktan sonra ameliyat yapılması daha uygundur” cümlelerini kullandı.
Bursa Şevval Sam yeni plağını Bursa’da tanıttı Downtown Yaşam ve Eğlence Merkezi’nde hayranlarıyla bir araya gelen Sanatçı Şevval Sam, yeni plağının tanıtımını da gerçekleştirdi. Sanatçı Şevval Sam, Bursa’da Downtown Yaşam ve Eğlence Merkezi’nde yeni plağı olan “Rock’ı severiz” tanıtımı için hayranlarıyla buluştu. Söyleşiden önce şarkı söyleyen Sam, hayranlarına ufak bir resital sundu. Hayranlarından büyük ilgi gören Sam, basın mensuplarına yeni çıkan plağı ve ileriki zamanlarda gerçekleştirmek istediği projelerden bahsetti. Yeni çıkardığı albümü ’Rock’ı Severiz’ hakkında konuşan Sam, "Normalde Rock şarkılarında bas gitar klavye varken ben aynı dörtlüyü en klasik ve en minimal halleriyle kanun, keman, klarnet ve ritimle denemek istedim. Hepsini çarkların karizmasını asla çizmeden alaturka formunda deneyimlemek istedim. Şarkıların içine girdim, çıktım. Benim için inanılmaz bir deneyim oldu. Çünkü hangi kıyafeti giydirirseniz giydirin iyi bir şarkı olduğunu düşünüyorum. Bütün prodüksiyonu başından sonuna kadar üstlendiğim, hayatımdaki en gurur duyduğum projelerden bir tanesi oldu. Umarım dinleyiciler de benim gibi düşünür ve ’Rock’ı Severiz’in keyfini çıkarır" ifadelerini kullandı. Bursa’yı sevdiğini ve burada yaptığı her konserin kendisi için büyük anlam ifade ettiğini söyleyen Sam, "Bursa’yı seviyorum çünkü sanata değer veren, kültürel hassasiyetleri olan insanların yaşadığı bir şehir. Burada yapmış olduğum her konser, her etkinlik benim için ayrı bir anlam ifade ediyor. Temmuz ayının ortasında aşkı bulacaksınız konseri ile burada bulunmuştuk. Umarın yakın zamanda Rock’ı Severiz konseri ile buralarda oluruz" şeklinde konuştu. İmza günlerini ve hayranlarıyla bir araya gelmeyi sevdiğini söyleyen Sam, "İmza günleri benim için çok kıymetli. D&R bunun öncüsü oldu. Ben göz göze gelmeyi seven bir insanım. Her imza gününde dinleyiciyle temasa geçiyoruz. İmza günlerimiz devam edecek. D&R’ın bugün kurdelesini keseceğiz. Ülke çapında 224 tane dükkanı olan, 8.’sini Bursa’da olan 3 tane de kafe açmış bir kurumdur. Bana vermiş oldukları destek için hepsine çok teşekkür ediyorum" diye konuştu. Son olarak yapmak istediği projeler hakkında da konuşan Sam, "Ben genelde konsept projeleri yapmayı seviyorum ama iki farklı büyük proje arasında ufak tefek sürprizler olabilir. Bazen bir şarkı söylemek istiyorum. Günümüz internet ve teknoloji dünyası bize bu imkanı veriyor. Önümüzdeki günlerde ufak ufak bir şarkı paylaşabilirim. Onun dışında benim artık kendi şarkılarımı paylaşmam gerektiğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde yapay zekâ ile yenilikçi yaklaşımlar konuşuldu Atatürk Üniversitesi, yenilikçi teknolojilerin konuşulduğu önemli bir konferansa ev sahipliği yaptı. Yapay Zekâ ile Yenilikçi Yaklaşımlar konulu konferans, üniversitenin Kültür Merkezi Prof. Dr. Kemal Bıyıkoğlu Salonu’nda düzenlendi. Konferansın moderatörlüğünü Mühendislik Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Emin Argun Oral üstlendi. Gazi Üniversitesi’nden Öğr. Gör. Dr. Resul Tugay ve Kyushu Teknoloji Enstitüsü’nden Dr. Ahmet Karacalı’nın sunumlarıyla zenginleşen etkinlikte, yapay zekâ alanındaki son gelişmeler ele alındı. Dr. Tugay, “Yapay Zekâ Çağında Mühendislik: Üniversite ve Endüstriden Projeler” başlıklı sunumunda, mühendislik ve endüstriyel uygulamalarda yapay zekânın rolünü ve önemini vurguladı. Dr. Karacalı ise “Materyal Zekâ: Nanomateryallerin Rezervuar İşleme Uygulamaları” başlıklı konuşmasında, nanomateryallerin yapay zekâ ile nasıl optimize edilebileceğini ve rezervuar işlemelerinde bu teknolojinin nasıl devrimsel nitelikte olacağını anlattı. Konferansta ayrıca Yapay Sinir Ağı (YSA) ve Rezervuar Bilişimi arasındaki farklara dikkat çekildi. YSA uygulamalarında, tüm katmanların bağlantı ağırlık fonksiyonları ürün toplama işlemi için kullanılırken, bu durum yüksek enerji tüketimine sebep olduğu vurgulandı. Buna karşılık, Rezervuar Bilişiminde gizli katman doğrusal olmayan rastgele bağlı nöronlardan oluştuğu ve eğitim süreci yalnızca okuma katmanında gerçekleştiğini ifade edildi. Bunun sonucunda da Rezervuar Bilişiminin, YSA’ya kıyasla daha az enerji tüketimine neden olduğu aktarıldı. Katılımcılar, sunumların ardından yapay zekâ teknolojilerinin geleceği üzerine interaktif bir tartışma gerçekleştirdiler. Desteklerinden dolayı Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu’na teşekkür eden etkinlik sorumlusu Prof. Dr. İbrahim Yücel Özbek ise Atatürk Üniversitesinin kendilerine, bu tür etkinliklerle akademik ve endüstriyel gelişmelerin bir araya geldiği bir platform sunarak, yenilikçi yaklaşımların yaygınlaşmasına katkıda bulunmaya devam ettiğini belirtti.