POLİTİKA - 07 Kasım 2024 Perşembe 12:06

Bakan Kacır: “Orta yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin ihracatını 10,3 milyar dolardan 97,2 milyar dolara çıkardık”

A
A
A
Bakan Kacır: “Orta yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin ihracatını 10,3 milyar dolardan 97,2 milyar dolara çıkardık”

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Orta yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin ihracatını 10,3 milyar dolardan 97,2 milyar dolara çıkardık” dedi.


Bakan Kacır, 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerinin sürdüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Bakanlığı ve Bakanlığa bağlı ilgili kuruluşlarla ilgili sunum yaptı. Türkiye’nin yatırım, istihdam, üretim ve ihracat rotasında kalkınma yolculuğunda ilerlediğini ifade eden Kacır, "16 çeyrektir büyümeyi sürdürüyoruz. Pandemi sonrasında küresel tedarik zincirlerindeki rolümüzü perçinledik. Sanayi üretim endeksi pandemi öncesi döneme göre Almanya’da yüzde 10,3, İtalya’da yüzde 6,1, Fransa’da yüzde 3 ve İspanya’da yüzde 1,4 aşağıda seyrederken, Türkiye’de aynı dönemde yüzde 19,7 yükseldi. Bu yılın ilk 10 ayında ihracatımız 209,7 milyar dolardan 216,4 milyar dolara çıktı. İhracatımız savunma ve havacılık sanayiinde yüzde 17,8, çelikte yüzde 8,8, otomotivde yüzde 6,4, halıda yüzde 5,8, kimya ürünlerinde yüzde 2,5 arttı. Bu başarı kuşkusuz son 22 yılda elde ettiğimiz kazanımların sonucudur. Bu dönemde sanayide çalışan sayımız 3 milyon 900 binden 6 milyon 700 bine çıktı. Sanayi üretimimiz 3,2 katına yükseldi” diye konuştu.



“Orta yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin ihracatını 10,3 milyar dolardan 97,2 milyar dolara çıkardık”


Türkiye’nin imalat sanayi katma değerinde dünyadaki payının yüzde 0,70’den 1,33’e ulaştığını dile getiren Bakan Kacır, “Yıllık ihracatımızı 36 milyar dolardan 262 milyar dolara çıkardık. İhracatımızın dünyadaki payı yüzde 0,55’den 1,07’ye yükseldi. Orta yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin ihracatını 10,3 milyar dolardan 97,2 milyar dolara çıkardık. Türkiye bugün Çin’den Orta Avrupa’ya kadar uzanan kuşakta en fazla ürünü rekabetçi şekilde en fazla ülkeye ihraç edebilen ülkedir. 2002 yılından bu yana Türkiye’nin Ar-Ge harcamalarını 1,2 milyar dolardan 16,1 milyar dolara yükselttik. Aynı dönemde tam zaman eşdeğer Ar-Ge personeli sayımız 29 binden 291 bine çıktı. Bin 327 Ar-Ge ve 332 Tasarım Merkezinde gerçekleştirilen 96 binden fazla Ar-Ge projesini destekledik” ifadelerini kullandı.


Türkiye’yi üst gelir grubu ülkeler arasına taşımak ve Türk milletini daha müreffeh kılmak için teknoloji devriminin fırsatlarını değerlendirerek, atılımları hızlandırdıklarını dile getiren Kacır, 12. Kalkınma Planı doğrultusunda 2028’e kadar yüksek ve orta-yüksek teknolojili ürünlerin ihracatını 97 milyar dolardan 176 milyar dolara çıkaracaklarını söyledi.



“Ülke genelinde 24 bin 400 halka açık şarj bağlantısı sayısı ile araç başına düşen şarj noktası sayısında Avrupa’da lideriz”


Elektrikli araçlar çağrısıyla ihracat lideri otomotiv sektörünü tedarik zinciriyle birlikte geleceğe hazırlayacaklarının altını çizen Kacır, “Bu hedefe yönelik ilk ve en güçlü adımımızı Togg ile attık. Geçtiğimiz yıl nisan ayında ilk teslimatlarına başlayan yerli ve milli elektrikli otomobil markamız Togg, üretimine hız kesmeden devam ediyor. Bugüne kadar 40 binden fazla Togg sahiplerine teslim edildi. Dünyanın en değerli elektrikli araç markasının 6’ıncı yılında ulaştığı üretim adedine biz 1,5 yılda eriştik. Elektrikli araç şarj istasyonlarını 81 şehrimizde sunduğumuz desteklerle yaygınlaştırdık. Ülke genelinde 24 bin 400 halka açık şarj bağlantısı sayısı ile araç başına düşen şarj noktası sayısında Avrupa’da lideriz. Ülkemizi elektrikli araç ve batarya üretiminde dünyanın önde gelen oyuncularından biri hâline getirmek adına mevcut üreticilerimizi teşvik etmenin yanında, henüz ülkemizde yatırımı bulunmayan markalarla da temaslarımızı sürdürüyoruz. Dünyanın en büyük elektrikli araç üreticisi BYD, yıllık 150 bin elektrikli araç kapasiteli tesisini ve yenilikçi teknolojilere yönelik Ar-Ge merkezini Manisa’da kuracağını ilan etti. Yüksek katma değerli bu yatırım doğrudan 5 bin, oluşturacağı değer zinciriyle 25 bine yakın vatandaşımıza istihdam sağlayacak” dedi.



“Panel üretimi ile Avrupa’da lideriz”


Yenilenebilir enerjide stratejik değerlendirmesi olumlu tamamlanan 25 proje ile 226 milyar liralık nitelikli yatırımın önünü açtıklarını söyleyen Kacır, “Ülkemizde ve ihracat pazarlarımızda önümüzdeki dönemde yenilenebilir enerji yatırımlarının artacak olmasını fırsata dönüştürmeyi amaçlıyoruz. Panel üretimi ile Avrupa’da lideriz. 15 Gw’lık hücre kapasitesi ile sektörde değer zincirimizi güçlendireceğiz. Rüzgâr enerjisinde ise kritik bileşenlere ve deniz üstü türbinler gibi pazarı büyüyen ürünlere yönelik yatırımları destekleyeceğiz. Ar-Ge çağrımızla da lider firmaların yatırımlarını Türkiye’ye kazandıracağız. Dış ticaret açığımızın yüzde 85’ini oluşturan 284 yüksek teknoloji ürününe yönelik yatırımları hızlandırmak amacıyla Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi Programı’nda Merkez Bankası ile iş birliği gerçekleştirdik. Merkez Bankamızın 3 yıllık dönemde 300 milyar liralık kaynak tahsis ettiği program ile ülkemiz için stratejik öneme sahip yatırımlara uzun vadeli ve uygun koşullarda finansman imkânı tanıyoruz. Yüksek teknoloji yatırımlarına Ar-Ge’den yatırıma uçtan uca destek sağlayan ’Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı’na başarıyla devam ediyoruz” diye konuştu.


Temiz enerji kaynaklarına yönelik çalışmaları hızlandırdıklarının altını çizen Kacır, Güney Marmara Kalkınma Ajansının desteğiyle sürdürülen yeşil hidrojen üretimi projesinde ilk yerli elektrolizör üretimini TÜBİTAK enstitülerinde gerçekleştirdiklerini dile getirdi. Millî ve özgün ürünleri önceleyen uzun dönemli Ar-Ge, yatırım, tedarik planlamaları ve nitelikli insan kaynağı ile savunma sanayiinde “Milli Teknoloji Hamlesi”nin öncüsü olduklarını belirten Kacır, “3 bin 500 firmada 90 bin çalışan ile savunma sanayimiz bugün ülkemizin iftihar kaynağıdır. Yerli ürünlerimizin payını yüzde 20’lerden yüzde 80’lerin üzerine çıkardık. Savaş paradigmalarını değiştiren insansız hava araçlarımız Bayraktar TB2, Bayraktar TB3, AKINCI, ANKA, AKSUNGUR; insansız savaş uçaklarımız ANKA-3, KIZILELMA; yüksek manevra kabiliyeti ve düşük radar izine sahip beşinci nesil savaş uçağımız KAAN, eğitim uçaklarımız HÜRKUŞ, HÜRJET; helikopterlerimiz ATAK ve GÖKBEY; mavi vatanda özgürce yol alan MİLG EM, TCG ANADOLU; seyir füzelerimiz SOM ve ATMACA, süpersonik hızlarda çalışan hava-hava füzelerimiz GÖKDOĞAN, BOZDOĞAN; dünyanın her noktasından hiçbir kısıt olmadan görüntü almamızı sağlayan uydumuz İMECE, her biri dünyada ancak birkaç ülkenin sahip olduğu teknolojik kabiliyetlerimizin ispatıdır. Havacılık ve uzay alanında turbojet, turbofan, turboşaft ve ramjet gibi yüksek teknolojiye sahip itki sistemlerinde milli çözümler geliştiriyoruz. SOM, ATMACA ve ÇAKIR gibi füze sistemlerimizde kullanılan turbojet motorlarını Kale Havacılık üretiyor. TEİ tarafından helikopterler için geliştirilen TS1400 turboşaft motoru ilk uçuş testlerini başarı ile tamamladı. GÖKBEY, yerli motorumuzla uçtu” dedi.



"704 milyon 389 bin 340 liralık kısmı ise 2024 yılı bütçesine devretti"


Konuşmasının sonunda KOSGEB, TÜRKPATENT ve TUA ile ilgili 2023 yılı Sayıştay denetim raporlarında herhangi bir bulgunun yer almadığını ifade eden Kacır, “GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2023 yılı denetim programında yer almadığı için rapor düzenlenmedi. Bakanlığımız ile bu kurumlarımız dışındaki bağlı ve ilişkili kuruluşlarımız, koordine ettiğimiz kalkınma ajansları ve döner sermaye işletmemizin 2023 yılı Sayıştay denetim raporlarında bazı bulgulara yer verilmiş olmakla birlikte, mali tablo ve raporların önemli yönleriyle doğru ve güvenilir bilgi sunduğu görüşü mevcut. Denetim raporlarında yer alan bulgular; herhangi bir kamu zararına neden olmayan, uygulamaya dönük bazı hususlar ile muhasebe işlemlerindeki hatalara ilişkin. Bunları da Sayıştay Başkanlığı’nın tespitleri çerçevesinde düzeltiyoruz. Bakanlığımız ile bağlı ve ilgili kuruluşlarımıza 2023 yılında Bütçe Kanunu ile 63 milyar 820 milyon 469 bin lira ödenek verildi. Yıl içerisinde yapılan eklemelerle 108 milyar 78 milyon 299 bin 989 liraya ulaşan ödeneğin 99 milyar 539 milyon 510 bin 729 liralık kısmı bütçe giderine dönüştü. 704 milyon 389 bin 340 liralık kısmı ise 2024 yılı bütçesine devretti” ifadelerini kullandı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Mühendislik fakültesi yakıt analiz laboratuvarı, TÜRKAK tarafından akredite edildi Atatürk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Yakıt Analiz Laboratuvarı, Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) tarafından yapılan denetim sonucunda, 14 Ekim 2024 tarihi itibarıyla TS EN ISO/IEC 17025:2017 standardı ve ilgili yönetmelikler çerçevesinde akredite edildi. Laboratuvar, bu akreditasyon ile 14 Ekim 2028 tarihine kadar geçerli olmak üzere, ulusal ve uluslararası kalite standartlarına uygunluk sertifikasını aldı Laboratuvar, Geniş ve Kapsamlı Araştırma Yapılmasına Olanak Tanıyor Enerji sektöründeki kalite standartlarının hızla yükseldiği günümüzde, doğru ve güvenilir analiz hizmetlerinin önemi giderek artıyor. Atatürk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi bünyesinde faaliyet gösteren Yakıt Analiz Laboratuvarı, bu ihtiyaca yanıt vererek, yüksek teknolojili ve yüksek doğruluk hassasiyetine sahip cihazlar ile başta bölgesel ve ulusal kamu kurum ve kuruluşları olmak üzere özel sektöre de hizmet sunuyor. Katı ve sıvı yakıt analizleri yaparak, sektördeki ihtiyaçlara uygun geniş ve kapsamlı araştırma yapılmasına zemin hazırlayan laboratuvar; bu hizmetler aracılığıyla, enerji üretiminde verimliliği artırmayı, çevresel etkileri minimize etmeyi ve sektöre dair bilimsel verilerin elde edilmesini sağlamayı amaçlıyor. Akreditasyon sürecinin, laboratuvarın kalite yönetim sistemlerinin ve teknik yeterliliklerinin uluslararası standartlarla uyumlu olduğunu belgelediğini aktaran Kimya Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Taner Tekin, güvenilir ve doğru analiz sonuçları sağlama konusunda önemli bir adım atıldığını dile getirdi. Atatürk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Yakıt Analiz Laboratuvarının, akreditasyon sürecinin ardından, enerji sektöründe yapılan araştırmaların daha kaliteli ve güvenilir verilerle desteklenmesinde öncü olacağını aktaran Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İhsan Efeoğlu ise laboratuvarın, enerji verimliliği ve çevresel sürdürülebilirlik alanlarındaki projelere de önemli katkılar sunacağını belirtti. Rektör Hacımüftüoğlu: “Laboratuvarımızın Akredite Edilmesi, Kalite Standardına Uygunluğunun En Önemli Göstergesidir” Atatürk Üniversitesinin hem akademik hem de sanayi iş birlikleriyle sektöre yönelik çözüm odaklı çalışmalarının yoğun bir şekilde devam edeceğini aktaran Rektör Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, laboratuvarın akreditasyon sürecine dair yaptığı değerlendirmede: “Atatürk Üniversitesi olarak, bilimsel çalışmalarımızı sadece akademik camiada değil, aynı zamanda toplumsal fayda sağlayacak şekilde de yönlendirmeye büyük önem veriyoruz. Yakıt Analiz Laboratuvarı, üniversitemizin bu stratejik amacına hizmet eden önemli bir yapıdır. TÜRKAK tarafından verilen akreditasyon belgesi, laboratuvarımızın sektöre olan katkısını ve uluslararası düzeyde kabul edilen kalite standartlarına uygunluğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Bu akreditasyon, sadece üniversitemiz için değil, aynı zamanda bölgesel ve ulusal ölçekte enerji sektörü ve çevre koruma alanlarında önemli bir gelişmedir” ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Hacımüftüoğlu, ayrıca laboratuvarın, akademik bilgi ve araştırmaları pratik çözümlerle harmanlayarak enerji sektörüne sağladığı katkıların, üniversitenin toplumsal sorumluluk projelerine de yansıdığını belirtti. “Toplumsal katkı” anlayışı çerçevesinde, üniversitenin bilimsel altyapısını, yerel ve ulusal kalkınma hedefleri doğrultusunda kullanmaya devam edeceğini vurgulayan Hacımüftüoğlu, bu önemli adımın, Atatürk Üniversitesinin bilimsel mükemmeliyet ve toplumsal sorumluluk anlayışının bir göstergesi olarak, hem akademik dünyada hem de sektörde takdirle karşılandığını sözlerine ekledi.
İstanbul Örgütlerin Yönetimi Uluslararası Kongresi’nde ‘mali disiplin’ mesajı Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Dr. İsmail İlhan Hatipoğlu 3. Örgütlerin Yönetimi Uluslararası Kongresi’nde önemli açıklamalarda bulundu. İstanbul Arel Üniversitesinin de iş birliğiyle düzenlenen kongrede konuşan Hatipoğlu, mali disiplinden ödün verilmeyeceğinin altını çizdi. Türk Telekom sponsorluğunda İstanbul Beşiktaş’ta düzenlenen kongrede konuşan Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı ve Türk Telekom Yönetim Kurulu Başkanı Dr. İsmail İlhan Hatipoğlu Cumhuriyetin 101. yılını kutlayarak istikrar ve reform programı hakkında bilgiler verdi. Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Dr. İsmail İlhan Hatipoğlu, “İstikrar ve reform programından kısaca bahsetmek istiyorum. Dinamik ekonomisi ve stratejik konumu ile ülkemiz çok önemli bir potansiyele sahip. Ekonomimizin dayanıklılığını daha da arttırmak istikrarını güçlendirmek ve potansiyelimize ulaşmak için çok yoğun bir çalışma yürütüyoruz. Programımızın nihai hedefi sürdürülebilir güçlü ve kapsayıcı büyüme ile vatandaşlarımızın refahını kalıcı olarak artırmak. Bu hedefe ulaşmak için; fiyat istikrarı, mali disiplin, sürdürülebilir cari açık ve yapısal dönüşümü sağlayacak politikaları uyguluyoruz. Politikalarımızın büyümesinin büyümemizin güçlü, sağlıklı ve kapsayıcı olmasını amaçlıyoruz” açıklaması yaptı. “Enflasyonu kalıcı olarak tek haneye düşürmeye kararlıyız” Kalıcı refah artışı için fiyat istikrarının tesis edilmesinin önemli olduğunu belirten Bakan Yardımcısı Hatipoğlu enflasyonu tek haneye düşürmede kararlı olduklarını ifade etti. Hatipoğlu, “Enflasyonu kalıcı olarak tek haneye düşürmeye kararlıyız. Biliyoruz ki enflasyonu düşürmeden fiyat istikrarı tesis edilmeden kalıcı refah artışını sağlayamayız. Güçlü büyüme ve istihdam boşluğu politikalarımız sayesinde içgüdü göstergelerinde önemli iyileştirmeler kaydedildi. Genelde dezenflasyon programları uygulandığı dönemlerde ekonomilerde bir miktar daralma ve işsizlikte de bir miktar dar artış görünür ama bir taraftan dezenflasyon programını uyguluyoruz ama işsizlikte bir kayıp olmamasıyla ilgili de özel bir çaba gösteriyoruz. Sonuçlar da bunu gösteriyor. Maliye politikasında disiplinli duruşumuzu sürdürüyoruz. Böylece bütçe açığı tahminlerimizin de altında gerçekleşiyor” şeklinde konuştu. “Mali disiplinden ödün vermeyeceğiz” Konuşmasının devamında fiyat istikrarını sağlamak için mali disiplinden ödün verilmeyeceğinin altını çizen Bakan Yardımcısı Dr. İsmail İlhan Hatipoğlu şu ifadeleri kullandı: “Kalıcı fiyat istikrarını tesis etmek, yapısal dönüşüm ve doğal afetlere kaynak sağlamak, risk primimizi azaltmak ve önümüzdeki yıllara ilave yük oluşturmamak için mali disiplinden ödün vermeyeceğiz. Vergili adalet ve etkinlik gözetilirken kayıt dışı ekonomi ile mücadelemizde kararlılıkla devam edecek. Son yıllar ülkemizin risk primi puandan baz puanın altına gerilemiş finansal piyasalarda oynaklık önemli ölçüde azalmış ve dış borçlanma maliyetlerimize de önemli bir düşüş gözlemlenmiştir. Rezervlerimizde çok ciddi bir artış gerçekleştirdik. Merkez Bankası brüt rezervleri 157.4 milyar dolara ulaştı. Bu yıl üç büyük kredi derecelendirme kuruluşundan ilk artırımı alan tek ülke olduk.” “Yeşil ve dijital dönüşümü sağlamaya yönelik çalışmalarımızı hızlandıracağız” Bakan Yardımcısı Dr. İsmail İlhan Hatipoğlu, “Rekabet gücümüzü artırmak için yüksek teknolojili tasarım odağında sanayide yapısal dönüşümü gerçekleştirmek de önemli hedeflerimiz arasında. Beşerî sermaye, AR-GE ve yenilik ekosistemini güçlendirecek politikaları hayata geçirecek yeşil ve dijital dönüşümü sağlamaya yönelik çalışmalarımızı da hızlandıracağız. İş ve yatırım ortamını daha da iyileştirmeye çaba gösteriyoruz. Türkiye ekonomisi bu bağlamda ortalama bir kurumdan gördüğümüz hedeflere doğru ilerliyor. Sürdürülebilir, dengeli ve kapsayıcı büyümeyi sağlayarak sosyal refahı kalıcı olarak artıracak güçlük programımızı eş güdüm içinde uygulamaya devam etmek önemli hedeflerimiz arasında” dedi. “Liderlik ve ekibin birlikte hareketinin en örneklerinden birisi Cumhuriyettir” Bakan Yardımcısı Dr. İsmail İlhan Hatipoğlu sözlerini şöyle sonlandırdı: “Cumhuriyetimizin 101. Yılını kutladık. Bu vesileyle cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını rahmetle ve minnetle anıyorum. Liderlik ve takım oyununun en önemli örneklerinden birisi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün cumhuriyetin kurucusu ve kurucu kadronun, liderliğin ve ekibin birlikte hareketinin örgütlerin başarısında önemli olduğunun en net ifadelerinden bir tanesi. Liderlik örgütlerin vizyonunu belirleme, stratejik hedefler koyma ve o hedeflere ulaşmak için rehberlik etme süreci bir taraftan liderleri çalışanlar motive eder, kaynakları yönetir. Örgütlerin başarısında liderler çok kritik rol oynar. Diğer yandan bir örgütteki tüm bireyler stratejik hedeflere ulaşmak için bir araya gelerek takım çalışması, bireysel yeteneklerin bir araya getirilmesi ve bir sinerji oluşturması açısından örgütlerin sürdürülebilir başarıları için olmazsa olmaz önemdedir. Takım çalışması olmadan liderlerin stratejilerini uygulayarak hedeflerine ulaşması mümkün olmaz. Bu bağlamda liderlik ve takım oyununun iç içe olduğuna ben inanıyorum. Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde düzenlenen açılış töreni ile başlayan 3. Örgütlerin Yönetimi Uluslararası Kongresi’ne, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı ve Türk Telekom Yönetim Kurulu Başkanı Dr. İsmail İlhan Hatipoğlu, İstanbul Arel Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Özgür Gözükara, İstanbul Arel Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ersin Göse, İstanbul Gedik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kesik, İstanbul Arel Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Güngör, İstanbul Arel Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Başkanı ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Ali Akdemir, Örgütlerin Yönetimi ve Yöneticileri Derneği Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Osman Yılmazcan, Doğanlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan, Eski Devlet Bakanı ve TUMBİKON Başkan vekili Prof. Dr. Yüksel Yalova, A Milli Takım Eski Menajeri ve Beşiktaş Belediyesi Kültür Sanat Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Can Çobanoğlu, çok sayıda akademisyen, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı. “Örgütler için yönetim, liderlik midir, takım oyunu mudur?” teması kapsamında gerçekleşen kongre kapsamında; 18 oturum, 3 konferans ve 6 panel düzenlendi.
Yozgat 65 yıldır bu anı bekliyordu, hayaline kavuştu Yozgat’ın Sorgun ilçesinde huzurevinde yaşayan Fermuş Ataman’ın 65 yıllık polislik hayali temsili bir törenle gerçekleştirildi. Sorgun Huzurevi sakinlerinden 70 yaşındaki Fermuş Ataman, 5 yaşından beri polis olmak istiyordu. Bu talebini ilettiği Sorgun Huzurevi yetkilileri Ataman’ın isteğini geri çevirmedi. Sorgun Huzurevi’nden alınarak Yozgat Polis Meslek Eğitim Merkezi’nde temsili olarak derslere girdi. Ataman, Şehitler Polis Merkezi Amirliği’nde temsili görevini yerine getirmesinin ardından emekli oldu. Büyük bir sevinç yaşayan Ataman, "Türk kadını ve bir anne olarak bu üniformayı temsil etmekten gurur duyuyorum" dedi. “Üniformanın içinde gerçekten polis olduğumu hissediyorum” Hayallerinin gerçekleştiğini vurgulayan Ataman, “5 yaşındaki hayalimi gerçekleştirmiş olmaktan dolayı çok mutluyum. Üniformayı giydiğimden beri kendimi gerçekten polis olmuş gibi hissediyorum. Türk kadını ve bir anne olarak bu üniformayı temsil etmekten gurur duyuyorum. Polislik çok güzel bir meslek” diyerek hislerini belirtti. “Yıllar sonra ders görmek bambaşka bir duygu” Polis Meslek Eğitim Merkezi’nde ilk olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti hakkında ders aldığını söyleyen Ataman, "Türk polislerinin arasında bulunmak gurur verici bir duygu. Buradan polis olmak isteyen gençlere tavsiyem okusunlar, mantıklarını kullansınlar ve Türk toplumuna hizmet etsinler. Bugün burada bana bu imkânı tanıyan müdürlerimize, polislerimize çok teşekkür ediyorum. Hayallerim gerçek oldu” dedi. "Hayalini gerçekleştirdik" Yozgat Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Arif Topal ise, “Yozgat Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü olarak ‘Ertelenmiş Hayaller’ adı altında daha önce Alparslan Türkeş Huzurevi’nde kalan ulu çınarlarımızla iki kez proje yapmıştık. Bir kişi öğretmen olmuştu, diğeri de tır kullanmıştı. Esenli Bilal Şahin Huzurevi’nde kalan bir teyzemizle ilgili kına gecesi yapmıştık. Şimdi de teyzemiz polis olmak istemişti. Hayalini gerçekleştirdik. Polis okulu müdürümüz, emniyet müdürümüz ve amirimize çok teşekkür ediyoruz. Teyzemize polisliği hayırlı olsun. Allah bundan sonraki hayatınızda sağlıklı ve uzun ömür versin” ifadelerine yer verdi.
İzmir İzmir’de güzellik merkezlerine kaçak botoks ürünü operasyonu İzmir’de gümrük kaçağı tıbbi dolgu ve botoks ürünleri temin eden ve yasa dışı ürün satışı gerçekleştiren güzellik merkezlerine gerçekleştirilen operasyonda, çok sayıda kaçak botoks ürünü ele geçirilirken, olayla ilgili 18 şüpheliye adli işlem yapıldı. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde, gümrük kaçağı tıbbi dolgu ve botoks ürünleri ile güzellik merkezi sarf malzemelerinin, güzellik merkezlerine satışının yapılarak kullanıldığı yönünde gelen ihbar doğrultusunda Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü harekete geçti. 2 Kasım günü belirlenen adreslere gerçekleştirilen operasyonda 3 bin 750 adet botoks dolgu ürünü, bin adet kırışıklık giderici soğuk zincir botoks ürünü, 319 adet botoks sarf malzemesi (botoks uygulama şırıngası, dolgu malzemesi) ele geçirilirken, olayla ilgili 5 şüpheliye adli işlem yapıldı. Yasa dışı ürün satan güzellik merkezi çalışanı 13 kişiye işlem Aynı ihbar çalışmalarının devamında, Sağlık Bakanlığı Tıbbı İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Müfettişlerince gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda, İzmir’de yasa dışı ürün satışı gerçekleştiren güzellik merkezlerinin bilgileri, Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğüne gönderdi. Şüpheliler ve adresleri tespit edilirken, gümrük kaçağı tıbbi dolgu ve botoks ürünleri ile güzellik merkezi sarf malzemelerinin satışını gerçekleştiren şahıslara yönelik İl Sağlık Müdürlüğü görevlilerinin de katılımıyla arama yapıldı. 7 Kasım günü, 11 ilçede 7 ikamet, 25 iş yeri, 40 ekip, 90 personel ile gerçekleştirilen eş zamanlı aramalarda, 302 adet botoks dolgu ürünü, 191 botoks iğne ucu, 142 adet boş enjektöre, 19 adet boş botoks kutusu, 1 adet botoks cihazı ele geçirildi. Olayla ilgili 13 şüpheliye adli işlem yapıldı.