ASAYİŞ - 07 Kasım 2024 Perşembe 14:05

Babaannesi ve dedesinin kaçırdığı iddia edilen 1,5 yaşındaki çocuktan 8 gündür haber alınamıyor

A
A
A
Babaannesi ve dedesinin kaçırdığı iddia edilen 1,5 yaşındaki çocuktan 8 gündür haber alınamıyor

Ankara’da 1,5 yaşındaki çocuğun babaannesi ve dedesi tarafından kaçırıldığı iddia edildi. Hayatından endişe duyduğu çocuğundan 8 gündür haber alamadığını belirten anne, olayın eşinin ailesi ile arasında olan husumetten dolayı yaşandığını söyledi.


İddialara göre, 30 Ekim tarihinde Polatlı ilçesinde Sıla Coşkun’un (20) kayınbabası M.C. (58) ile kayınvalidesi H.C. (46), 1,5 yaşındaki torunları Muhsin Coşkun’u görmek istedi. Akrabaları M.D. (32) isimli kadınla birlikte oğlu ve gelininin yaşadığı eve giden M.C. ile karısı H.C., o sırada evde yalnız bulunan 5 aylık hamile gelinleri Sıla Coşkun’u darp etti. Coşkun’a oğlundan boşanması gerektiğini söyleyen M.C. ile H.C., torunları Muhsin Coşkun’u alarak evden ayrıldı. Kayınpeder ile kayınvalidenin gelinlerine direnmemesi gerektiğini, aksi takdirde kardeşinin öldürüleceğini söyledikleri de ileri sürüldü. Olayın ardından polise şikayette bulunduğunu söyleyen Sıla Coşkun, 8 gündür haber alamadığı oğlunun hayatından endişe duyduğunu ifade etti. Eşiyle arasında hiçbir problem olmamasına rağmen ailesi tarafından istenmediği için bu olayın yaşandığını dile getiren Coşkun, bir an önce oğluna kavuşacağı anı beklediğini söyledi. Eşinin ailesiyle uzun zamandır anlaşamadığını belirten anne Coşkun, sürekli tehditlerine maruz kaldığını ve oğlunun yerinin gizlendiğini kaydetti.



“Çocuğumu alıp gittiler”


Olayla ilgili konuşan Sıla Coşkun, “Ben kayınvalidem ve kayınbabamla görüşmüyorum. Her hafta sonu çocuğumu görmeye geliyorlar. O gün de sıradan bir gün gibi çocuğumu görmeye geleceklerini, yanlarında götüreceklerini ve sabah getireceklerini söylediler. Kendileriyle konuşmadığım için eşimin kuzeniyle birlikte eve geldiler. Kapıyı açtığımda üçü de içeri girdiler ve bana ‘Ya çocuğu bize verirsin ya da kardeşinin peşindeki yabancı uyruklu insanlar onu öldürecek’ dediler. Karşı çıktım, çocuğumu vermek istemedim. O sırada kayınvalidem tarafından darp edildim. Çocuğumu alıp gittiler. Ertesi gün çocuğumu bekledim ama getirmediler. Polise gittim, şikayette bulundum” dedi.



“Bize, ‘Çocuk bende, alabilen varsa gelsin alsın’ diyorlar”


Kayınpederinin oğlunun yerini sakladığını söyleyen Coşkun, “Çocuğum bir haftadır kayıp. Eşimin ailesini aradığımda, çocuğun velayetini onlara vermek gerektiğini, aksi halde bir daha yüzünü göstermeyeceklerini söylediler. Eşimle benim anlaşamadığımı düşünüyorlar ve boşanmamızı istiyorlar. Olayı da bu yüzden yaptılar. Eşimle aramda hiçbir sıkıntı yok. Ciddi bir tartışmamız hiç olmadı. Ailesi beni hiç sevmedi, anlaşamıyoruz. Annesi eşime biraz takıntılı, oğlu hep yanında olsun istiyor. Kaçıranlar ortada ama oğlum yok. Çocuğun götürülebileceği adreslere gittik ama bulamadık. Sorduğumuzda ise ‘Çocuk bende, alabilen varsa gelsin alsın’ diyorlar” diye konuştu.



“5 aylık hamileyim ve buna rağmen darp edildim”


Oğlunun hayatından endişelendiğini söyleyen Coşkun, “Çocuğumun hayatından endişe ediyorum. Şu anda kimin yanında bilmiyorum. Ne yiyor ne içiyor, annesini arıyor mu hiç bilmiyorum. 8 gündür ayrıyım, hiç haber yok kendisinden. Nerede olabileceğine dair bir tahminim yok. Bütün tanıdıkların evlerine baktık yok. Çocuğumu sürekli götürüp getiriyorlardı. Ben de buna güvenerek vermiştim ama bu kez getirmediler. Şu anda 5 aylık hamileyim ve buna rağmen darp edildim. Bana sövdüler, hakaret ettiler. Çocuğumu vermek istemeyince daha da çok üzerime geldiler. Çocuğumu çok özlüyorum. Olayın olduğu gün adli mercilere şikayette bulundum, savcılığa da gittim. Şu anda araştırmalar devam ediyor. Takipçisi olacağız” dedi.



Babaannesi ve dedesinin kaçırdığı iddia edilen 1,5 yaşındaki çocuktan 8 gündür haber alınamıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Pendik’te börekçideki bıçaklı kavga davasında sanıklar hakim karşısında İstanbul Pendik’te evine sipariş götürüp, eşine mesaj atan börekçinin dükkanını basan şahsı bıçaklayarak yaralayan börekçi kardeşler hakim karşısına çıktı. Sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar veren mahkeme, görüntü kayıtlarının incelenmesi için dosyayı bilirkişiye gönderdi. Pendik’te 3 Eylül’de börekçide meydana gelen olayda kurye İbrahim Demir, sipariş götürdüğü evdeki Burçin Boz’a mesaj atarak arkadaşlık teklif etmişti. Boz’un durumu eşine anlatması üzerine börekçiyi basan kocası Uğur Boz, darp edilerek bıçakla yaralanmıştı. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ‘cinsel taciz’ suçundan yargılanan ve 2 yıl 2 ay 20 gün hapis cezası alan İbrahim Demir hakkında "silahla kasten basit yaralama" suçundan 1 yıl 6 aya kadar, tutuklu Ömer Demir hakkında "silahla kasten basit yaralama", "silahla tehdit", "hakaret" suçlarından 8 yıl 10 aya kadar, Uğur Boz hakkında ise "haksız tahrik altında silahla kasten basit yaralama" suçundan 6 aya kadar hapis talebiyle dava açılmıştı. Davanın ilk celsesi Anadolu 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki görüldü. Duruşmaya müşteki Burçin Boz ve eşi Uğur Boz katılırken, sanık İbrahim Demir ile ağabeyi tutuklu sanık Ömer Demir ve taraf avukatları da salonda hazır bulundu. “Haberim olsaydı kardeşimi kendim karakola teslim ederdim” Sanık Ömer Demir, kardeşi İbrahim Demir lavaboda olduğu sırada Uğur Boz’un dükkana girdiğini söyleyerek, "Kardeşimin yanına doğru gitti. Bağrış sesleri duydum. Bıçakla çalıştığımdan elimde bıçak vardı. Kardeşimin kafası kanlar içindeydi. Kapının önünde bana hakaret etmeye başladı, arabasına doğru gidince silah çıkaracak sandım. O sırada kendimi ve kardeşimi korumak için tekrar saldırdım. Kardeşimin müştekiye yazdığından hiç haberim yoktu. Burçin Hanım kavga bitince gelip bana mesajları gösterdi. Sonrasında kendisinden özür diledim. Bana söyleselerdi kendim kardeşimi götürür karakola teslim ederdim. Kavga esnasında karşılıklı küfür içerikli söylemler oldu. Düzgün bir işte çalışıyorum, iki aydır tutukluyum, tahliyemi talep ediyorum" dedi. “Canımı kurtarmak için dışarı çıktım” Olay günü eşinin kendisini arayarak börekçiden gelen çocuğun gittikten sonra kendisine mesaj attığını söylediğini anlatan müşteki sanık Uğur Boz, “Eşime hangi börekçi olduğunu sordum. Konuşma amacıyla oraya gittim. Sanık İbrahim Demir beni görür görmez tuvalete saklandı. Numaranın sahibini sordum. Tuvalet amacıyla değil saklanma amaçlı girdiği camdan belli oluyordu. Kapıya vurup ‘Korkma çık, sadece konuşacağız’ dedim. Çıktığında ‘Evli, çocuklu kadına mesaj atmaya utanmıyor musun?’ dedim. Kısık seslerle bir şeyler söyledi ama anlamadım. Peçetelikle bir tane suratına vurdum. Yakasından tutup öne doğru attım. Sonrasında Ömer Demir elindeki bıçağı sallaya sallaya üstüme koştu ve beni vücudumun çeşitli yerlerinden bıçakladı. Hala dikiş izleri vardır. ‘Sen bana saldırıyorsun ama kardeşin karıma mesaj attı’ dedim. Bana Kürtçe küfürler ettiler. Canımı kurtarmak için dışarı çıktım. Aynı anda sanık Ömer üstüme zıpladı ve ikimiz de yere düştük. Kalktığımdaysa sanık İbrahim ve Ömer bana tekme attılar. Sonra eşim geldi ve beni kurtardı. Üstüm başım kan içindeydi. Sanık Ömer tekrar elinde bıçakla gelip ‘Al kocanı git, yoksa sizi öldürürüm’ dedi. Ben hayatımda silah elime almış adam değilim. Sonrasında da zaten polisler geldi" diyerek şikayetçi olduğunu söyledi. Sanık İbrahim Demir ise, "Müşteki sipariş vermişti. Dükkana gelince ‘Yanlış anlamazsanız bir şey söyleyeceğim, çok hoş bir bayansınız’ şeklinde söyledim. Kendisi bana ’Çoluk çocuğumdan utan’ deyince özür diledim. Kendisi beni engelledi. Ben evli olduğunu bilmiyordum. Dükkanda lavaboya gidecekken bir araç geldi. Lavabodan çıktığımda omzumdan tutup numarayı gösterdi. Ben de kendisinden özür diledim. Başımdan eğip peçetelikle vurdu. Öne doğru savurdu beni. Ağabeyim beni görünce çıktı, malzeme doğradığı için bıçak zaten elindeydi. Uğur Boz’la birbirlerini tuttular. Ben araya girip ayırmaya çalıştım. Bizim amacımız dışarı çıkarmaktı” dedi. “Ben gitmeseydim eşimi öldüreceklerdi” Yaşadıklarını anlatan Burçin Boz ise, "Ben büyük oğlum için sipariş vermiştim. 10-15 dakika sonra sipariş geldi. Bıraktıktan 15 dakika sonra ‘Çok hoş bir bayansınız’ şeklinde mesaj attı. Ben de ’Çocuklarımdan utan’ deyince özür diledi, ben de engelledim. Eşimi aradım, çünkü bu insanlar bizi 4 yıldır tanır. Evlerimiz bile karşılıklı. Benim evli olmadığımı bilmemesinin imkanı yok. Oğlumun doğum gününü bile orada kutladık, sanık İbrahim Demir de oradaydı. Sonrasında camdan sesler duymaya başladım. Ben de çocuklarımı komşuma bırakıp eşime yardıma gittim. Gördüğümde eşim yerde yatıyordu ve sanıklar eşimi tekmeliyorlardı, kafasını ayaklarıyla eziyorlardı. Ben bir şekilde eşimi kurtardım. Eşimin bıçaklandığını gördüm ve ’Polisi arayın’ diye bağırdım. Eşimi Şaban Bey’le birlikte arabaya soktuk. Sonra Ömer Demir bıçakla üstüme yürüyüp ’Bunu buradan götür, yoksa sizi deşerim’ dedi. Ben de mesajları gösterdim. Tekrardan üstümüze yürüdü. Eğer ben gitmeseydim eşimi öldüreceklerdi. Hiç kimse ayıramadı. Bu insanların bize yaşattıkları travma nedeniyle cezalarını çekmelerini istiyoruz. Bu olay yüzünden bir hafta içinde taşınmak zorunda kaldık" dedi. Ara kararını açıklayan mahkeme, tutuklu sanık Ömer Demir’in tutukluluk halinin devamına karar verdi. Görüntü kayıtlarının incelenmesi için dosyanın bilirkişiye gönderilmesine karar veren mahkeme, duruşmayı erteledi.
Erzurum Şehitler çeşmesi restore ediliyor Palandöken İlçesine bağlı Toparlak Köyünde bulunan şehitler çeşmesinin restorasyon çalışmaları devam ediyor. Doğu Anadolu Güvenlik Korucuları ve Şehit Aileleri Federasyon Başkanlığı tarafından inşa edilen şehitlik çeşmesinde incelemelerde bulunan Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Hasan Aykut, restorasyon çalışmasını yakından takip ettiklerini belirterek, şehitlik çeşmesi ve bayraklarının bakımı konusunda desteklerinin devam edeceğini ifade etti. Çeşmede yapılan çalışmalarla ilgili bilgi alan Aykut, ‘’Şehitler çeşmesi ve şehitler anısına dikilen Türk Bayraklarının bakımı konusundaki çalışmaları takip ederek, destek sağlıyoruz. Doğu Anadolu Güvenlik Korucuları ve Şehit Aileleri Federasyon Başkanımız Yunus Özkan, bu konuda öz verili çalışmalar gerçekleştiriyor. Bilindiği üzere Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın ana hizmet birimlerimizden birisi olan şehit yakınları ve gazilerimizle çalışmalar bizim için çok büyük önem arz etmekte. Bu noktada da şehit yakınlarımızla, gazilerimizle, şehitlerle ilgili sivil toplum kuruluşlarımızla birlikte bu çalışmalarımızı devam etmekteyiz. Erzurum’da daha önce yapılan Şehitler Çeşmesi’ndeki restorasyona destek olmak için buradayız. Doğu Anadolu Güvenlik Korucular Dernek Başkanımızla birlikte Şehitler Çeşmesi’nin yeniden restorasyonunu, istişare ve işbirliği içerisindeyiz. Şu anda dernek başkanlığımız ve Karayolları Bölge Müdürlüğümüz ile birlikte çalışmalarımız devam ediyor. Buraya birde mescit yapılması planlanıyor. Buna istinaden de iki gün içerisinde bu istinat duvarlarıyla birlikte restorasyon çalışması bitecek. Mescidin de bir ay içerisinde bitmesi planlanıyor’’ dedi.
İstanbul Şişli’de faciadan dönülen kaza kamerada: Açık kalan vinç elektrik tellerini kopardı, trafik levhası yola devrildi Şişli’de açık unutulan vinç, kavşaktan dönerken elektrik tellerini kopardı. Kopan teller trafik levhasını devirirken, o sırada yoldan araç ya da vatandaşın geçmemesi faciayı engelledi. Ölen ya da yaralanan olmadığı kaza anı ise kameraya yansıdı. Kaza saat 13.00 sıralarında Şişli Okmeydanı’nda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre 50 EK 283 plakalı vincin şoförü, dönmek için kavşağa girerek yoluna devam etti. Bu sırada açık unutulan vinç, elektrik tellerine takıldı. Kopan elektrik tellerinden kıvılcım çıktığı öğrenildi. Kopan teller ise trafik levhasını devrilmesine neden oldu. Devrilen trafik levhası ve kopan elektrik telleri yola düştü. Şans eseri o esnada yoldan araç ya da vatandaşların geçmemesi büyük bir faciaya engel oldu. İhbar üzerine olay yerine gelen polis ekipleri geldi. Şoförün ifadesi alınırken, yola düşen levha ve elektrik tellerinin alev alması riskine karşı cadde trafiğe kapatıldı. Yetkililerin trafik levhasını ve telleri olay yerinden kaldırılmasının ardından araç trafiği normale döndü. “Canımızı zor kurtardık” Yaşanan kaza esnasında bir kafede otururken levhanın önüne düştüğünü söyleyen Murtaza Tunç, “Bir gümbürtü koptu, dışarı çıktık. Vinç yarı açıktı, elektrik kablosunu takmış buradan dönmeye çalışırken bütün kablolarla beraber direği de düşürdü. Kablolar koptu ve ateş çıkardı. Allahtan polisimiz buradaydı hemen müdahale ettiler. Şoför olayı fark etmedi, polis durdurmasaydı fark etmeyecekti. Kablolardan ateş çıktı kendimizi zor kurtardık” diye konuştu. Faciadan dönülen kaza anı kameraya yansıdı Ölen ya da yaralanın olmadığı kaza anı da kameraya yansıdı. Görüntülerde açık vinçle kavşaktan dönen aracın telleri kopardığı levhanın da tellerin takılması sonucu devrildiği görülüyor.
Erzurum Atatürk üniversitesinden madde bağımlılığına yönelik eğitim semineri Atatürk Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi tarafından, İl Emniyet Müdürlüğü ve Yeşilay’ın eğitimci personellerinin katılımlarıyla madde kullanımı ve bağımlılığı ile ilgili öğrencileri bilinçlendirme amaçlı Narkogençlik adlı eğitim semineri düzenlendi. Programda açılış konuşmasını gerçekleştiren Prof. Dr. Ahmet Gökhan Yazıcı, son yılların vebası niteliğinde olan ve gençleri derinden yaralayarak geleceklerini karanlığa sürükleyen en önemli toplumsal problemlerinden biri olan uyuşturucu madde bağımlılığı hakkında sosyal farkındalık oluşturmak için bir araya gelindiğini belirtti. Prof. Dr. Yazıcı: “Gençlerimizi bu alanda bilinçlendirebilmek ve sorumluluk bilincine sahip olabilmelerini sağlayacak çalışmaları Spor Bilimleri Fakültesi olarak paydaş kurumlarımız olan İl Emniyet Müdürlüğü ve Yeşilay kuruluşu ile düzenlemekten memnuniyet duyuyoruz. Böylesine önemli bir amaca hizmet edecek olan eğitim seminerinin hayırlara vesile olmasını diliyorum” sözleriyle konuşmasını tamamladı. “Bir Kereden Bir Şey Olmaz Demeyin Bir Kereden Çok Şey Olur” Programda öğrencilere seslenen İl Emniyet Müdürlüğü ve Yeşilay eğitimcileri, uyuşturucunun kişisel ve toplumsal etkilerini örnekler vererek anlattı. İlk olarak uyuşturucu madde ve uyuşturucu madde bağımlılığı hakkında öğrencileri bilgilendiren eğitimciler şunları aktardı: “Uyuşturucu madde kullanımına neden başlanılıyor? Merak, özenme, psikolojik bunalım ve kullananların baskılayıcı söz ve tavırları sebebiyle olabilir. Çözümleri ise tedavi merkezlerinde psikolojik fiziksel destek almaktır, aynı zamanda araştırmalar spor yapmanın da önemli bir rol oynadığını gösteriyor. Vücudumuza nasıl bir zararı var? Uyuşturucu madde kullanımında ilk olarak dış görünüşünüze zarar verir hızlı, sağlıksız bir şekilde kilo verirsiniz sonrasında gözlerinizin altında geçmeyen morluklar, açık yaralar, diş çürümesi, terleme, titreme ve bunlar gibi birçok olumsuz etkiye vücudunuz maruz kalır. Biz narkotik maddeleri, merkezi sinir sistemini uyuşturanlar, merkezi sinir sistemini uyaranlar ve hayal gösterenler olarak üç ana gruba ayırıyoruz” ifadelerini kullandılar. “Biz Farkında Olmadan Uyuşturucu Madde Güzellemesi Yapılıyor” Film, müzik, dizi ve sosyal platformlar aracılığı ile uyuşturucu madde güzellemesi yapıldığını belirten eğitmenler bunun nedeni olarak da şunları söyledi: “Çünkü savaş artık silahla, topla, tüfekle olmuyor sizi çürüterek ve sizin yetiştireceğiniz nesli de çürütmek istiyorlar. Madde kullanan birisinin çevresi de birer potansiyel kullanıcıdır. Bu suçun oldukça geniş etki alanı vardır. Bunun yanında terör örgütlerinin finans kaynağını uyuşturucu madde oluşturuyor. Bu ve birçok sebeple uyuşturucu suçuyla mücadele etmek toplumumuz ve siz gençlerimiz için oldukça önemlidir. Uyuşturucu madde kullanan kişiler 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası alır. Hapis cezası almasa dahi ömrü boyunca devlet kurumlarında görev yapamaz ve hayatının her alanında bu durum önüne engel olarak çıkar. Uyuşturucu madde ihbarını İçişleri Bakanlığının geliştirdiği ‘uyuma’ adlı uygulamadan yapabilirsiniz. İhbar için kişisel bilgi paylaşımı istenmiyor” diyerek sözlerini tamamladılar. Eğitim semineri; Dekan Prof. Dr. Ahmet Gökhan Yazıcı tarafından eğitmenlere teşekkür belgeleri takdim edilmesiyle sona erdi.