EKONOMİ - 01 Kasım 2024 Cuma 13:05

ATO Başkanı Baran: “Asgari ücrette artış yüzde 25 düzeyinde olmalı”

A
A
A
ATO Başkanı Baran: “Asgari ücrette artış yüzde 25 düzeyinde olmalı”

Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran, “Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, Amerika Birleşik Devletleri’nde yatırımcılarla görüşmesinde yüzde 25 civarı asgari ücret artışının 2025 enflasyon görünümüyle uyumlu olacağı mesajını verdi. Biz de asgari ücrete yapılacak zammın bu seviyede olması gerektiği kanaatindeyiz” dedi.


ATO Ekim Ayı Olağan Meclis Toplantısı, ATO Meclis üyelerinin katılımıyla Meclis Başkanı Mustafa Deryal başkanlığında yapıldı. ATO Meclis Salonu’nda gerçekleşen toplantıda konuşan ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, Uluslararası Para Fonu’nun dünya ekonomik görünümüyle ilgili raporunda Türkiye’nin büyüme tahmininin yüzde 2,7’ye çekildiğini kaydederek, “Raporda enflasyon hedeflerine ulaşılabilmesi için faiz oranlarında sıkı bir politika izlenmesi, hatta gerekirse faiz artışlarının gündeme gelmesi gerektiği belirtildi” dedi.



“Asgari ücrete yapılacak zammın yüzde 25 seviyesinde olması gerektiği kanaatindeyiz”


Raporda cari açığın düşürülmesi için enerji ithalatının azaltılması, yenilenebilir enerji yatırımlarına ağırlık verilmesi gerektiğinin de yer aldığını belirten Baran, ayrıca asgari ücret artışının enflasyon üzerindeki etkisine de dikkat çekildiğini söyledi. Yeni yılın yaklaşmasıyla birlikte asgari ücret tartışmalarının gündeme geldiğini hatırlatan Baran, “Merkez Bankası Başkanı Sayın Fatih Karahan, Amerika Birleşik Devletleri’nde yatırımcılarla görüşmesinde yüzde 25 civarı asgari ücret artışının 2025 enflasyon görünümüyle uyumlu olacağı mesajını verdi. Biz de asgari ücrete yapılacak zammın bu seviyede olması gerektiği kanaatindeyiz. Çalışan kardeşlerimizin enflasyon nedeniyle yaşadığı sıkıntıları biliyoruz. Geçim derdinin ne olduğunu biliyoruz. Ancak işletmeyi ayakta tutma derdimizin ne olduğunu da biliyoruz. Asgari ücrete daha fazla zam yapılmasını biz de isteriz, ancak uygulamalar gösterdi ki oraya yapılan zam iğneden ipliğe her şeye zam olarak yansıyor ve bu da enflasyonla mücadele sürecini uzatıyor. Bizim, enflasyonu bir an önce tek haneli rakamlara indirmemiz ve yeniden büyüme ve kalkınma yoluna girmemiz gerekiyor” diye konuştu.



“Vergi ödemeyenlerle sürekli barışıldı, bu vergisini düzenli ödeyenleri kendini ve sistemi sorgular hale getirdi”


Son dönemde vergi barışı ve yapılandırma taleplerinin de gündeme getirildiğine dikkati çeken Baran, vergi ödememenin ve devlete karşı sorumlulukları yerine getirmemenin barışma gerekçesi olmaması gerektiğini dile getirdi. Baran, “Bugüne kadar vergi ödemeyenlerle sürekli barışıldı. Bu barışma, vergisini düzenli ödeyenleri kendini ve sistemi sorgular hale getirdi. Vergi ödememek, devlete karşı sorumlulukları yerine getirmemek, barışma gerekçesi olmamalı. Vergi dediğinizde tüyü bitmemiş yetimin hakkından bahsediyoruz. Bizim, ülkemizi bir an önce refaha çıkarmak için kurduğumuz sistemi uygulama sorumluluğunu üstlenmemiz gerekiyor. Vergi barışı ya da yapılandırması bizi refaha çıkarmayacağı gibi geriletmekten başka bir işe yaramayacaktır” şeklinde konuştu.



“Kredi musluklarının kontrollü ancak destekleyici biçimde açılması büyük önem taşıyor”


Konuşmasında enflasyonla mücadelenin reel sektör üzerindeki etkilerine de değinen Baran, “Ekim ayı itibarıyla iç talepte bir miktar toparlanma gözlense de, yüksek faiz oranları finansman maliyetlerini artırıyor. Ticari kredilerin faiz oranları şu an yüzde 55 civarında seyrediyor. Bu da KOBİ’ler açısından dikkatle ele alınması gereken bir konu. Bu nedenle üretim ve ticaret dünyasının beklentileri doğrultusunda kredi musluklarının kontrollü ancak destekleyici biçimde açılması büyük önem taşıyor. Özellikle Ankara gibi büyük sanayi ve ticaret merkezleri için finansmana erişim, üretim kapasitemizi artırmanın en önemli unsuru olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.



“Yüksek faiz, krediye erişimi kısıtladığı için istihdam oluşturma kapasitesini olumsuz etkileyebiliyor”


Yüksek faizin krediye erişimi kısıtladığını ve istihdam oluşturma kapasitesini olumsuz etkilediğini söyleyen Baran, işgücü dengesini sağlamak için de krediye erişimin önemini vurguladı. Baran, “Yüksek faiz, krediye erişimi kısıtladığı için istihdam oluşturma kapasitesini de olumsuz etkileyebiliyor. Talepteki yavaşlama ve ekonominin soğuması, işsizliği artırma riskini beraberinde getiriyor. Ankara Ticaret Odası olarak uzun süredir dile getirdiğimiz seçici krediler opsiyonunu bir kez daha hatırlatıyoruz. Büyüme hedeflerimiz için KOBİ’lere daha kapsayıcı, iş gücü dengesini gözeten, proje ve sektör temelli kredi desteklerinin sağlanmasını, kamu bankalarının devreye girerek yüksek faiz kaynaklı finansman sıkıntılarını hafifletmesini bekliyoruz” ifadelerine yer verdi.



“Vergi sisteminin dolaylı vergilere ağırlık vermesi, hem hane halkı hem de işletmeler üzerinde büyük bir yük oluşturuyor”


Konuşmasında vergi sistemine de değinen Baran, “Vergi politikaları bütçede öne çıkan bir diğer önemli konu. 12 trilyon 800 milyar lira olarak öngörülen bütçe gelirinin yaklaşık yüzde 28’ini katma değer vergisi (KDV) oluşturuyor, özel tüketim vergisi (ÖTV) ile birlikte bu oran yüzde 45’e ulaşıyor. Tasarıda yer alan bu tahminlere göre diğer kalemleri de hesaba kattığımızda, 2025 yılında bütçe gelirlerinin sadece yaklaşık yüzde 30’unu doğrudan vergiler oluşturacak. Türkiye’de vergi sisteminin dolaylı vergilere ağırlık vermesi, hem hane halkı hem de işletmeler üzerinde büyük bir yük oluşturuyor ve gelir adaletsizliğine yol açıyor. Bu nedenle doğrudan vergilerin payının artırılması gerektiğine inanıyoruz. Kayıt dışı ekonomiyle daha etkin mücadele ve vergi tabanının genişletilmesi, ekonomik sürdürülebilirliği artıracaktır” şeklinde konuştu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Ağır işlerde çalışan mühendis ve teknik hizmet sınıfı çalışanları sağlıklarından endişeli Mühendis TEK-SEN Enerji Sendikası üyesi mühendisler ve teknik hizmet sınıfı çalışanları, iş sağlığı ve güvenliğine yönelik temel haklarının ihlali karşısında, gerekli önlemlerin alınmamasını endişe içerisinde takip ettiklerini dile getirdi. Mühendis TEK-SEN Enerji Sendikası Genel Başkanı Mümin Güler, “Koruyucu giyim hakkımızın acilen temin edilmesi ve meslek kanununun bir an önce yürürlüğe girmesini talep ediyoruz” dedi. Bursa’da bir araya gelen mühendisler ve teknik hizmet sınıfı çalışanları, birçok kez dile getirdikleri kamu çalışanlarının iş sağlığı ve güvenliğine yönelik temel haklarının ihlali karşısında, 1 günlük ‘Hak yoksa iş yok’ eylemi gerçekleştirdi. Mühendisler ve teknik hizmet sınıfı çalışanları adına basın mensuplarına konuşan Mühendis TEK-SEN Enerji Sendikası Genel Başkanı Mümin Güler, “Hak yoksa iş yok diyerek gerçekleştirdiğimiz bir günlük iş bırakma eylemi çerçevesinde, koruyucu giyim hakkımızın acilen temin edilmesi ve meslek Kanununun bir an önce yürürlüğe girmesini talep ediyoruz. 2024-2025 yıllarını kapsayan 7. dönem toplu sözleşmenin enerji, sanayi ve madencilik hizmet koluna ilişkin hükümlerinde açıkça belirtildiği üzere, personelin koruyucu giyim malzemeleri ile donatılması zorunluluğu bulunmaktadır. Bu zorunluluk, çalışanlarımızın zorlu iklim şartlarında ve tehlikeli iş ortamlarında korunmasını sağlamaya yönelik, iş sağlığı ve güvenliği açısından hayati öneme sahiptir. Ancak ne yazık ki, koruyucu giyim yardımı hakkının iş güvenliği teçhizatları ile karıştırılması sonucu, kamu çalışanlarımızın bu temel haklarından mahrum kaldığı açıkça görülmektedir” dedi. Mühendisler ve teknik hizmet sınıfı çalışanları diğer illerde de bir araya geldi Mühendisler ve teknik hizmet sınıfı çalışanları, Bursa dışında Trabzon, Tokat, Sakarya, Ankara, İzmir, Adana, Konya, Samsun ve Mersin gibi birçok ilde de bir araya gelerek tepkilerini gösterdiler. Kurumlar tarafından sağlanması gereken baret, çelik burunlu ayakkabı, yanmaz eldiven gibi iş güvenliği teçhizatları dışında, çalışanların termal iç giyim, yazlık ve kışlık olmak üzere koruyucu ayakkabı, atkı, bere ve mont gibi iklim şartlarına uygun koruyucu giyim ihtiyaçlarının karşılanmasının 2012 yılında toplu sözleşme ile güvence altına alındığını belirten Başkan Güler, “Bu tarihten itibaren çalışanlara sunulan koruyucu giyim hakkı 6 dönem boyunca uygulanmış, ancak 2024 yılında kesintiye uğratılmış ve şu ana kadar halen verilmemiştir. Bu durum karşısında çalışanlarımız ciddi bir mağduriyet yaşamaktadır. Mühendis, mimar, şehir plancılar, tekniker ve tüm teknik hizmet sınıfı çalışanlarının hakları için mücadele eden bir sendika olarak, koruyucu giyim hakkımızın acilen karşılanmasını ve bu doğrultuda düzenlemenin bilfiil uygulanmasını talep ediyoruz. Öte yandan, bu temel haklarla birlikte çalışanların iş sağlığı ve güvenliğini güvence altına alan bir Meslek Kanunu’nun hala hayata geçirilmemiş olması, iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarındaki belirsizliklerin devam etmesine ve çalışanlarımızın hak kaybına uğramasına neden olmaktadır. Bilgi birikimimizin ve tecrübemizin değerlendirilmesi ile özel ihtisas gerektiren mühendislik mesleğinin unvan, yetki, kapsam, çalışma şartları, kariyer basamakları, uzmanlaşma başlıklarında daha iyi şartlara kavuşturulması için Meslek Kanunu’nun ivedi olarak hayata geçirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Kamu mühendisleri ve teknik hizmet sınıfı çalışanları olarak ülkemizin gelişmesi ve çağının ilerisinde olması için gece gündüz faaliyet gösterip ciddi sorumluluklar alıyoruz ve yetkililerden hakkımız olanı, Meslek Kanunumuzu istiyoruz” şeklinde konuştu. Diğer yandan Mühendis ve Teknik Hizmet Sınıfı Çalışanlarının kamu ve özel sektördeki kritik rollerine rağmen, maaş ve özlük hakları açısından sıkıntılar yaşadığını dile getiren Başkan Güler, “Özellikle kamu sektöründeki mühendisler, ek göstergelerindeki farklılıklardan ötürü, maddi ve mesleki motivasyonlarını yitirmektedir. Bu durum; adil bir maaş yapısının oluşturulması ve nitelikli personelin teşvik edilmesi açısından önemli bir sorun oluşturmaktadır. Bu konuda yapılacak reformları içeren bir Meslek Kanunu, sadece mevcut sorunları çözmekle kalmayıp, aynı zamanda ülkemizin bilimsel ve teknolojik gelişimini destekleyecektir. 28 Haziran 1938 tarihli ve 3945 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan "3458 Sayılı Mühendislik ve Mimarlık Hakkında Kanun", günümüz şartlarında yeterliliğini korumamaktadır. Meslektaşlarımızın mesleki ve ekonomik güvenceleri bulunmamaktadır. Çağın şartlarına uygun şekilde yeniden düzenlenen bir Meslek Kanunu’nun bir an önce yürürlüğe girmesi ve koruyucu giyim hakkımızın güvence altına alınması için tüm yetkilileri göreve davet ediyoruz. Tüm meslektaşlarımız ve çalışanlarımızla dayanışma halinde yürüttüğümüz mücadelemizi hakkımızı alana, kanunumuza kavuşana kadar yılmadan sürdüreceğiz. Birlikte güçlüyüz, dayanışma ile haklarımızı koruyacağız” dedi. Başkan Güler, Mühendis TEK-SEN Enerji Sendikası olarak TUSAŞ’ta yaşanan menfur saldırı sebebiyle hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına taziyelerini iletti.
Bursa Downtown Bursa’ya, Uluslararası ödül Atış Yapı ve Pars Toprak Sanayi A.Ş. tarafından Türkiye’nin en büyük karma yaşam projesi olarak geliştirilen Downtown Yaşam ve Eğlence Merkezi dünyanın önde gelen perakende ve eğlence sektörü dergisi Retail&Leisure International’ındüzenlediği The Global RLI Awards 2024’te “Uluslararası Perakende ve Eğlence Destinasyonu” ödülüne layık görüldü. İngiltere’nin en saygın yayınlarından RLI (Retail and LeisureInternational)’nin düzenlediği, 2024 yılı RLI Global Awards ödülleri sahiplerini buldu. Alışveriş merkezleri ile perakende ve eğlence dünyasındaki en iyi projelerin yarıştığı organizasyonda bu yıl “Uluslararası Perakende ve Eğlence Destinasyonu” ödülünü Downtown Bursa Eğlence ve Yaşam Merkezi aldı. Türkiye’nin en büyük ve dikkat çeken karma projesi Downtown Bursa’yı hayata geçirerek konut ve perakende sektörüne özgün ve yenilikçi bakış açısı getiren Atış Şirketler Grubu, global düzeyde başarılarıyla öne çıkmaya devam ediyor. Asya, Avrupa ve Ortadoğu’dan önde gelen projelerin yarıştığı, dünya perakende ve eğlence sektörünün en prestijli ödüllerinden biri olan Global RLI Awards 2024’te Downtown Bursa Yaşam ve Eğlence Merkezi de ‘Uluslararası Perakende ve Eğlence Destinasyonu’ kategorisinde ödüle layık görülerek uluslararası arenada dikkat çekici bir başarı elde etti. Yenilikçi Çözümlerle Alışveriş Deneyimini Geleceğe Taşıyoruz Atış Grup adına ödülü alan Atış Şirketler Grubu Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Testicioğlu, “Asya, Avrupa ve Ortadoğu kıtalarından katılan yüzlerce proje arasından ön elemeyi geçerek 10 farklı ülkeden 75’e yakın projenin değerlendirildiği Global RLI Awards 2024’te, Türkiye’nin en büyük karma projelerinden biri olan Downtown Bursa Yaşam ve Eğlence Merkezi projemiz, Global RLI Awards 2024’te ‘Uluslararası Perakende ve Eğlence Destinasyonu’ kategorisinde ödüle layık görülmesi şirketimiz ve markamız için büyük bir gurur. 200’ü aşkın ulusal ve uluslararası seçkin markayla ziyaretçilerimize sunduğumuz benzersiz alışveriş deneyimi, yenilikçi yaklaşımımız ve müşteri memnuniyeti odaklı hizmet anlayışımızla sektörde fark oluşturmaya devam ediyoruz. Şehrimize ve ülkemize sağladığımız katkılar, uluslararası standartlarda projeler geliştirme konusundaki kararlılığımızın bir göstergesidir.” diye konuştu. Downtown Hakkında: Şehrin sosyal yaşamına alışılagelmişin dışında yeni bir konsept kazandırma hedefiyle temelleri 5 yıl önce atılan ve Türkiye’nin en büyük karma projesi olan DOWNTOWN Bursa Yaşam ve Eğlence Merkezi 2023 yılında kapılarını misafirlerine açtı. Atış Grup ve Pars Toprak Sanayi A.Ş.’nin 85 bin metrekare alan üzerinde ortaklaşa hayata geçirdiği kiralama ve yönetim faaliyetlerini Fiba Commercial Properties’in üstlendiği DOWNTOWN Bursa Yaşam ve Eğlence Merkezi, cadde mağazaları, restoranları, müzeleri, sinema salonları, performans sanatları merkezi, Avrupa’nın en büyük gösteri havuzu, animasyonlu led ekranları ve şehrin en büyük aile eğlence alanı ile Bursalıları seçkin dünya markalarıyla buluşturuyor.