ASAYİŞ - 05 Nisan 2012 Perşembe 10:12

12 EYLÜL DAVASININ 2. GÜN DURUŞMASI BAŞLADI

A
A
A
12 EYLÜL DAVASININ 2. GÜN DURUŞMASI BAŞLADI

12 Eylül askeri darbesine ilişkin, Kenan Evren ile Tahsin Şahinkaya`nın yargılandığı davanın 2. duruşması Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi`nde başladı.
Duruşmanın 2. gününde, iddianamede adı geçen `mağdur ve müştekiler`, katılma talebinde bulunanlar, avukatlar ve izleyiciler ile gazeteciler alındı. Evren ve Şahinkaya`nın avukatlarının hazır bulunduğu duruşmada mahkemenin müdahillik talebinde bulunanların beyanlarının alınmasını devam edilecek.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Türk Hava Yolları hizmet ihracatında zirvede yer aldı Türk Hava Yolları, Hizmet İhracatçıları Birliği’nin 6. Hizmet İhracatçıları Birliği ödül töreninde "Yolcu Taşımacılığı Hizmetleri" kategorisinde zirvede yer aldı. Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın katılımıyla gerçekleştirilen ödül töreninde 18 farklı kategoride toplam 54 ödül verildi. 6. Hizmet İhracatçıları Birliği ödül töreninde konuşan Ticaret Bakanı Ömer Bolat, ‘’Geçen yıl yüzde 5,1 büyümeyle kapatan ülke ekonomimiz, bu yıl da ilk 6 ay itibarıyla yüzde 3,8’lik büyüme sağladı ve buna en büyük katkıyı veren, net mal ve hizmet ihracatı oldu. Kişi başına milli gelirimizi 13 bin 243 dolara geçen yıl sonu itibarıyla yükselttik. Bu yıl sonunda 15 bin dolar sınırına dayanacağız” ifadelerini kullandı. Alınan ödülle ilgili açıklamalarda bulunan Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat, "Türkiye’nin hizmet ihracatı rekortmeni olarak zirvedeki yerini koruyan bayrak taşıyıcımız, küresel alanda ülkemizi gururla temsil etmeye devam ediyor. Türkiye’nin ekonomik büyümesinin önemli göstergelerinden biri olan hizmet ihracatı alanında 2024 yılı hedeflerimizi aşarak ulaştığımız bu başarı, çalışanlarımızın üstün gayreti ve misafirlerimizin bize olan güveni sayesinde mümkün oldu. Gelecekte de yenilikçi adımlarla bayrağımızı daha yükseklere taşımaya kararlıyız” dedi.
Malatya Tarihin izleri Poyraz Konağı’nda canlanıyor Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın, Eski Malatya’da restore edilerek Türkiye’nin ilk mahalle yaşam müzesi hâline getirilen Poyraz Konağı’nı ziyaret etti. Başkan Taşkın, tarihi konağın önemini vurgulayarak tüm Malatyalıları bu eşsiz mekânı görmeye davet etti. Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın, Eski Malatya’nın tarihi dokusunu korumak ve gelecek nesillere aktarmak adına yürütülen çalışmalar kapsamında, Battalgazi Belediyesi tarafından restore edilerek Türkiye’nin ilk mahalle yaşam müzesi olarak hayata geçirilen Poyraz Konağı’nda incelemelerde bulundu. Başkan Taşkın, yaptığı açıklamada konağın, Eski Malatya’nın tarihi ve kültürel zenginliklerinin somut bir örneği olduğunu ifade etti. “Sevgili hemşerilerim, Eski Malatya’mızı gezmeye devam ediyoruz. Şimdi Eski Malatya’mızın sembolü hâline gelen Poyraz Konağı’ndayız” diyerek sözlerine başlayan Başkan Taşkın, konağın ziyaretçilere sunduğu deneyimleri aktardı. Taşkın, “Bu mekânda o dönemin yaşantısının tüm kademelerini ve aşamalarını görmek mümkün. Tarımdan dokumacılığa, el sanatlarından aile mahremiyetine, misafir ağırlamasından eyvan yapısına ve bahçe düzenine kadar günlük hayatın her ayrıntısına burada tanıklık edebilirsiniz. Poyraz Konağı, Malatya’mızın sembol eserlerinden biridir. Tüm hemşerilerimi bu tarihi konağı ziyaret etmeye davet ediyorum. Gerçekten görülmeye değer bir mekân” dedi. Tarihi miras geleceğe taşınıyor Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın, konuşmasında Poyraz Konağı’nın yalnızca bir müze değil, aynı zamanda Eski Malatya’nın tarihi mirasını yaşatan ve gelecek nesillere aktaran bir mekân olduğunun altını çizdi. Konağın, tarih ve kültür tutkunlarının yanı sıra eğitim amaçlı ziyaretler için de önemli bir fırsat sunduğunu belirten Başkan Taşkın, Eski Malatya’nın tarihî zenginliklerini daha geniş kitlelere tanıtmayı hedeflediklerini söyledi. Battalgazi Belediyesi’nin bu tür projeleriyle Eski Malatya’da tarihi değerlerin korunmasının yanı sıra bölgenin turistik cazibesinin artırılması da amaçlanıyor. Başkan Taşkın, bu bağlamda Poyraz Konağı’nı ziyaret ederek tarihî atmosferi yerinde deneyimlemenin önemine dikkat çekti. Ziyaretçilere açık davet Poyraz Konağı’nı Malatya’nın sembol mekânlarından biri olarak nitelendiren Başkan Taşkın, “Tüm hemşerilerimizi buraya bekliyoruz. Bu eşsiz mekânı görmek ve geçmişe yolculuk yapmak için Poyraz Konağı’nı mutlaka ziyaret edin” diyerek sözlerini tamamladı. Tarihi Poyraz Konağı, kültürel mirasın yaşatıldığı bir mekân olarak tüm ziyaretçilerini ağırlamayı bekliyor.
İstanbul 21 Kasım Dünya Pankreas Farkındalık Günü’nde hastalar uzmanlarla buluştu Pankreas kanserine karşı toplumsal farkındalığı artırmak amacıyla 21 Kasım Dünya Pankreas Kanseri Günü’nde hastalar uzmanlarla buluştu Acıbadem Ataşehir Hastanesi’nde “Doğru Takımla Umutlar Yeşeriyor” isimli buluşmada hastalar kendi deneyimlerini, uzmanlar pankreas kanserindeki yeni gelişmeleri anlattı. Genellikle sinsice ilerleyen ve ileri evrelere kadar belirti vermeyen pankreas kanserinin görülme sıklığı son yıllarda hızla artıyor. Öyle ki gelecek 5-6 yıl gibi kısa bir zaman dilimi içerisinde en çok ölüme neden olan kanser türleri arasında 4’ncü sıradan 2’nci sıraya yükseleceği tahmin ediliyor. Bu korkutucu tabloyu tersine çevirmeye çalışan tıp alanındaki yeni gelişmeler ise yüz güldürüyor. Yapay zekadan yenilikçi ilaçlara kadar umut vadeden bu gelişmeler sayesinde erken tanı imkanı yükseliyor, hastaların yaşam süresi ve kalitesi artırıyor. Pankreas kanserine karşı toplumsal farkındalığı artırmak amacıyla 21 Kasım Dünya Pankreas Kanseri Günü’ne özel etkinlikler gerçekleştiriliyor. Bu çerçevede; Acıbadem Ataşehir Hastanesi’nde hastaların ve yakınlarının kendi deneyimlerini paylaştığı, uzmanların da tedavide en yeni gelişmeleri anlattığı bir etkinlik gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü sunucu Merve Dinçkol’un yaptığı ’Pankreas Kanserinde Doğru Takımla Umutlar Yeşeriyor’ başlıklı söyleşide konuşan Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Güralp Onur Ceyhan ve Prof. Dr. Mert Erkan pankreas kanserinde yeni tedavi yöntemlerini anlatırken, multidisipliner bir yaklaşım ve ekiple gerçekleştirilen tedavi sayesinde hastaların yaşam sürelerinin artırılarak, yaşam kalitelerinin yükseltilebildiğini vurguladılar. "Biz bu hastalığı yenebiliyoruz" Prof. Dr. Güralp Onur Ceyhan, "İç açıcı olan bir sürü çeşitli gelişmeler var, yani hastamız eşittir ölür diye şu an bir şey söyleyemeyiz. Elimizde olan yeni kemotedavi ajanları ve ışınları ile artık biz bu hastalığı gerçekten yenebiliyoruz ve bu mesajı çok net söyleyebiliriz. Hastaların hayatı aslında ilk aylarda biraz değişiyor çünkü ameliyattan sonra ilk önce bazı yeni sistemler kurulduğu için bir organın yarısı olmadığı durumlara sindirim sisteminin alışması lazım, buna alıştıktan sonra hastalar önceden nasıl yaşıyorsa aynı şekilde yaşıyor, İstediğini yiyip içebiliyor, hiç bir şekilde bunu artık yiyemem, içemem durumu olmuyor ama belli bir süreci atlatmanız gerekiyor. Hastalıktan korunmak için kilolu olmayın, sigara kesinlikle kullanmayın, alkolden uzak durun. Bunlar çok basit şeyler ama bir sürü hastalıklar için geçerli ama özellikle kilo ve sigara pankreas kanseri için çok ciddi risk faktörleri. Pankreas kanserine yakalandığınız zaman bir savaş içerisindesiniz, evet belki savaşı kaybedebilirsiniz de ama kazanabilirsiniz de" ifadelerini kullandı. "21 Kasım’ı pankreas kanseri hakkında farkındalık günü olarak dünyada tanıyoruz" Prof. Dr. Mert Erkan, "21 Kasım’ı pankreas kanseri hakkında farkındalık günü olarak dünyada tanıyoruz. Biz onu bir aya yayarak pankreas kanseri hakkında farkındalığı arttırmaya çalışıyoruz çünkü çok bilinen bir hastalık olmamakla birlikte kanserden ölümler sırasında şu an dördüncü sırada olmakla beraber 2030 yılı itibari ile hem kadın hem erkek için dünyada en ölümcül ikinci kanser olması bekleniyor. Ülkemizde de sık görünüyor aslında, on bin bir görülme sıklığı var. Maalesef çok geç tanı koyduğumuz bir hastalık, şüphelenebileceğimiz çok az bulgu ve belirti var. O yüzden sinsice ilerleyebiliyor maalesef. Hastalar bize geldiğinde genelde eskiden yapabiliyorsak sadece ameliyat silahımız vardı yapamadığımız zaman da kemoterapiye yönlendiriliyordu. Şimdi ise bu çok genişledi ve değişti. Bize gelen hastaların maksimum yüzde yirmisi direkt ameliyata uygun hastalardır. Şu an yaklaşık yüzde otuz beşlik bir kesim bize geldiğinde önden verdiğimiz kemoterapi ve radyoterapi ile tümörünü küçülttükten sonra tekrar cerrahi aday hasta haline geliyorlar dolayısıyla yaklaşık yüzde elli hastaya kemoterapi, radyoterapi ve cerrahiyi bir arada uygulayarak eskiden yapamadığımız genişlikte tedavi seçeneği sunuyoruz ve bunların da yaklaşık yüzde ellisi beş yıldan daha uzun sağ kalıma ulaşıyorlar. Her zaman umutlu olmak lazım. Bu bir zamana karşı yarış. Biz elimizdeki silahları en iyi şekilde kullanarak o yarışta hastalarımızın sağ kalım sürelerini hep uzatmaya çalışıyoruz. Bir gün mutlaka bunun da bir çözümü geliyor. Genetik dediğimiz kısım aslında sadece yüzde onu, geriye kalan yüzde doksanın sebebini henüz bilmiyoruz ama bunun içinde normal, doğal yaşama yaklaşmak kesinlikle koruyucu. Sigara içmemek, sağlıklı bir yaşam sürmek, pozitif bakmak ve hareket etmek bunlar benim önereceğim en önemli, şu an için bildiğimiz faydalı olabilecek tavsiyeler. Pankreas kanseri ciddi bir sorun ama ondan korkmak değil, onun hakkında bilgi sahibi olmak ve onunla mücadele etmeyi öneriyorum herkese" dedi "Hastalar tedavi sürecini anlattı" 4’ncü evre pankreas kanseri olup hastalığı yenen Zafer Ali Yağcıoğulları, "Hastalığın ilk teşhisi konduğunda 51 yaşındaydım, 2016 yılının sonlarıydı. O ilk bir hafta yaşamadım gerçekten benim için şok ediciydi. Zaten tesadüfen gittim. Ultrason çekecek bir arkadaşımın bana yardımcı olmasını talep etmiştim. Ultrason çekecek arkadaşımız da nereye bakalım? dedi, ’pankreas ve karaciğere bakarsanız sevinirim, annemde ve anneannemde pankreas babamda ve amcamda beyin tümörü var’ demiştim. Tedavim ve iyileşme sürecim için tabii ki iyi bir doktor bulmam gerekiyordu. Bu işin en doğru doktoru nerededir diye araştırmaya başladığımda internete girdim ve bu işi yapan Türkiye’de en iyi kim vardır diye araştırdım. Yabancı hastanelere de baktım. Türkiye’ye gelmiş, Alman hastanelerinin onkolojik cerrahı olarak en tecrübeli kişisini buldum tesadüfen, hayat tesadüflerden ibaret. İlgili kişiyle çok ciddi görüşmelere girdim ve ameliyat olmaya karar verdim. Ameliyat dedikleri için şanslıyım çünkü ameliyat demezler ise bu iş zaten bitmiş demektir. Ben de hemen ameliyatı kabul ettim, bütün detaylarıyla her şeyi öğrendim eşime de çok geç haber verdim ki bu süreçte üzülmesin diye. Tıp tarihinin en zor ameliyatı oldum yaklaşık 12 saat süren bir operasyondan sonra hayata geri döndüm diyebilirim. Hastalığı atlattıktan sonra beslenme şeklimi değiştirdim, organik beslenmeye çalıştık. Eşim bu konuda çok destek verdi, bir toprak parçası aldık kendi meyve ve sebzemizi kendimiz yetiştirmeye çalıştık. Halen de devam ediyoruz, ilaçsız herhangi bir kimyasal olmadan yetiştirdiğimiz ürünler üzerinden besleniyoruz. Herkesin beslenme şeklini organiğe döndürmesini özellikle rica ediyorum. Özellikle bu hastalığa yakalanmış olanlara pankreas değil de kanser dediğimiz bu hastalığa yakalanmış olanlara yegane tavsiyem, morallerini güçlü tutsunlar hayat devam ediyor" ifadelerini kullandı. Hastalığı yenen Cem İmren ise "Pankreas kanserini ben bilmiyordum, tanımamıştım. Pankreasın nasıl bir organ olduğunu da bilmiyordum, ne kadar değerli bir organ olduğunu da bilmiyordum. O yüzden bir korku oldu açıkçası. Araştırmalar yaptım cerrahın önemli olduğunu keşfettim ve Güralp hocamla tanıştık, tedavim hakkında pozitif enerji verdi ve olumlu konuştu. Ben de hayata bağlanmayı seven bir insanım, hayatı seviyorum yeneceğim bunu başaracağım dedim ve o şekilde pozitif başladım. 6 ay kemoterapi ve ışın tedavisi sonra 2021 yılının kasım ayında operasyon geçirdim. Operasyondan sonra üç ay daha kemoterapi aldım, ışın almadım. Sonradan da takviye ilaçlarla kendimize geldik. Ben pankreas diye girdim fakat muhtemelen diğer organlarıma da sıçramış ki dalak, safra kesesi, bağırsak ve mideden de bir kısım bir şey alındı. Onlar alındıktan sonra tabii doğal olarak pankreas da alındığı için şeker hastası oldum ve insülin kullanmak zorunda kaldım. Güralp hocama ve ekibine çok teşekkür ediyorum. Bu kanser bence geçici bir olay, herkes yenebilir. Pankreas kanseriyim diye korkmasınlar Acıbadem Hastanesi ve Güralp hocam bu konuda çok iyidir. Korkmayalım kanserden hep beraber pozitif düşünelim bu işin evresi önemli değil, önemli olan ben yaşamak istiyorum demek" dedi.
Kayseri Talaslı öğretmenlerden Başkan Yalçın’a öğretmenler günü ziyareti Talas İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Elmalı ve beraberindeki okul müdürleri Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın’ı ziyaret ederek 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutladı. Başkan Yalçın, öğretmen misafirlerini başkanlık toplantı salonunda ağırladı. Burada konuşan Talas İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Elmalı, Talas Belediyesi’nin eğitime katkılarından övgüyle bahsederek, “Başkanım marifet iltifata tabidir. İlk beş yılınızda okullarımıza çok güzel hizmetler yaptınız. İnşallah şimdiki dönemizde bu güzel hizmetleriniz artarak devam eder. Okullarda bakım onarım katkısı, genel temizliğin yanı sıra tuvaletlerin hijyen ve dezenfeksiyonu gibi konularda çok büyük destekleriniz var. Hem 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle ziyaret edelim dedik hem de yaptığınız çalışmalardan dolayı teşekkür edelim istedik” dedi. Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın da, okullara desteğin asli görevleri olmadığını belirterek; "Buna rağmen ‘okullarımız bizim’ anlayışıyla elimizden gelen her türlü desteği vermeye çalışıyoruz. Bu nazik ziyaretiniz ve Öğretmenler Günü kutlaması için teşekkür ediyor, sizlerin de gününüzü kutluyorum” diye konuştu. Ziyarette bulunan merkezdeki ve kırsaldaki okulların müdürleri de belediye tarafından yapılan hizmetler nedeniyle teşekkür etti. Konuşmaların ardından Talas İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Elmalı, beraberindeki okul müdürleriyle birlikte Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın’a çiçek takdim etti. Ziyaret, birlikte çektirilen hatıra fotoğrafı ile sona erdi.