POLİTİKA - 29 Mart 2012 Perşembe 21:55

TBMM GENEL KURULU`NDA "4+4+4" GÖRÜŞMELERİ

A
A
A
TBMM GENEL KURULU`NDA "4+4+4" GÖRÜŞMELERİ

TBMM Genel Kurulu`nda "4+4+4" eğitim sistemi olarak bilinen `İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi`nin 13 maddeyi içeren birinci bölümü kabul edildi.
TBMM Genel Kurulu`nda "4+4+4" eğitim sistemi olarak bilinen `İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi`nin görüşmelerine devam ediliyor. Teklifin 10. maddesi üzerine söz alan BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, bugünkü KESK eylemine polis müdahalesini eleştirdi. Kürkçü, "Dayaktan geçirdiğiniz öğretmenlerden biri, sizin çocuklarınızın öğretmeni olabilir. Yazılar olsun size. Veli toplantısında `sizi biz dövdürttük` diyebilecek misiniz" dedi. Teklifin
geri çekilmesini isteyen ve ortaklaşabilecekleri yeni bir eğitim yasası için anlaşabileceklerini belirten Kürkçü, "Ama siz toplumu yeniden şekillendirmeye, toplum mühendisliği, yani eleştirdiğiniz merkezi devlet siyasetinin bir simetriğini kurmak niyetindesiniz. Bunların nelere mal olduğunu göreceksiniz. Çünkü Türkiye halkları itaatkar koyun değildir" diye konuştu.
MHP Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak ise, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ile ilgili `intihal` iddialarına atıfta bulunarak, "Hırsızlık sadece camiden halı çalmak değildir. İntihal de büyük bir hırsızlık, düşünce hırsızlığı da suç" dedi. AK Parti sıralarından yükselen "Saygılı ol` sözleri üzerine Uzunırmak, "Önce siz saygılı olacaksınız. Hırsızlık yapacaksın, sonra mağdur olana `saygılı ol` diyeceksiniz. Hırsızlığı yapan sizsiniz" ifadelerini kullandı.
Yerinden söz alan BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık da, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin`in açıklamalarına gönderme yaparak, "Gaflarıyla tanınan bir bakan, 2 gün önce halkımıza hakaret ederek `75 bin insanı tükürüğümüzle boğarız` dedi. Siz 75 bin sayısını nasıl tespit ettiniz? Bir halka hakaret etme hakkını nasıl buluyorsunuz kendinizde? Bu coğrafyada 20 milyona yakın Kürt yaşıyor. Eli vicdanında olan demokrasi güçleri var. Bu insanların kimin yüzüne tükürüğünü salacağını o irade belirler, siz
belirlemezsiniz. Onun için bizler ve halkımızdan özür dilemelisiniz" dedi.
Sakık`ın sözlerinin ardından TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, "Benim anladığım kadarıyla, Sayın Bakan`ın kastettiği orada herhangi bir halk değil" diye konuştu.
BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel de, bazı bakanların iki elini kaldırarak oylamaya katıldıklarını iddia etti. Bunun üzerine Başkanvekili Sadık Yakut, Bakanlar Kurulu üyelerinin TBMM`de katılmadıkları oylamalarda bir başka bakan için de oy kullanabileceklerini ve bu yüzden iki ellerini kaldırdıklarını açıkladı.
"KENAN EVREN DE -YÜZDE 92.5`LA GELDİM- DİYORDU"
CHP Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş, "Bu teklifle özgür insan mı, sorgulayan, demokrasiyi içselleştirmiş insan mı yetiştireceğiz? Bu teklif öğretmenlerin özlük haklarını, örgütlenme sorunun çözüyor mu? Bu teklif, 9 yaşındaki çocuklarını kız-erkek diye ayrı okutmayı, ayrı alanlarda oynamalarını getiriyor. Bu teklif 100 milyara varan bir rant paylaşımı getiriyor. Bundan başka bir şey getirmiyor" dedi.
Ankara`daki eylemde polis müdahalesini eleştiren Toptaş, "Hani demokrattınız. Biz 12 Mart`ların, 12 Eylül`lerin işkencelerinden geldik. O darbelere biz direndik. Şimdi sizin polisinizin copu, biber gazı başarıya ulaşacak mı sanıyorsunuz? Cumhuriyetin değerlerini kimseye kazıtmayacağız. Atatürk`ün aydınlanma döneminin izlerini silemeyeceksiniz. 11 Mart darbenize de direneceğiz. `Yüzde 50 oy aldık` diyorsunuz. Kenan Evren de `yüzde 92.5`la geldim` diyordu" ifadelerini kaydetti.
Toptaş`ın konuşmasının ardından TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, TBMM`de hiçbir milletvekilin cumhuriyetin kazanımlarıyla sorunu olmadığını düşündüğünü söyledi.
"GÖTÜRME" TARTIŞMASI
Teklifin 13. maddesi üzerine söz alan CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, kürsüden yaptığı konuşmaya, "Özgür iradeli milletvekillerini selamlıyorum" sözleriyle başladı. AK Parti sıralarından gelen tepkiler üzerine Atıcı, "Ben özgür iradeli milletvekillerine selam verdim, siz değilseniz size selamım yoktur" dedi.
Atıcı, hükümeti eleştirerek, "Yiğitçe davranmanız lazım. Çıkın söyleyin, yaptığınız bu manevralarla cemaat okullarını bitirmek mi istiyorsunuz, çıkın söyleyin. `Biz cemaat okullarını bitirmek için bütün dini manevraları kullanıyoruz` deyin. Eğer varsa yiğitliğiniz söyleyin. Çıkın deyin ki, beşinci sınıfa başlayan ergenliğe yeni adım atan kız çocuklarına başörtüsünü serbest bırakacağız` deyin, yiğitçe söyleyin. Niye söyleyemiyorsunuz? İşin esası şudur; siz bu teklif ile üç şey yapıyorsunuz. Bir, kutsal
dinimizi siyasete alet ediyorsunuz; cümle alem bunu gördü. İki, eğitimi de siyasete yem ediyorsunuz. Üç, çocuklarımızın üzerinden malı götürüyorsunuz. Dini siyasete alet etmenizin hesabını Allah sizden soracak, onu biz soramayız. İki ve üçü yaptığınız için bunun hesabını sizden CHP soracak. CHP halkın eliyle soracak, hiç merak etmeyin" diye konuştu.
Atıcı`nın konuşmasına AK Parti milletvekilleri tepki gösterdi. Bunun üzerine Atıcı, "Malı götürüyorsunuz deyince dokundu değil mi" diye karşılık verdi. Teklifte, tablet ihalesinin Kamu İhale Kanunu dışına çıkarılması eleştirisini yineleyen Atıcı, "Malı buradan götürüyorsunuz, dedik. Bir Allah`ın kulu bize cevap veremedi" dedi. Yeni teklifle ihtiyaç olarak ortaya çıkan 65 bin yeni derslik için 20 milyar TL gerektiğini belirten Atıcı, "Nasıl, iyi para değil mi? Kışkırtıcı değil mi? Tabii siz
götüreceksiniz, helal olsun. Ama hepsinden daha vahim olmak üzere bütün bu islikleri Kur`an-i Kerim`le örtmeye çalıştınız. Bunun hesabını da yine CHP sizden soracak" diye konuştu.
Atıcı`nın hakaret ettiği gerekçesiyle söz isteyen AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli`ye TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, "Ne söyledi de hakaret etti" diye sordu. CHP`li vekiller Yakut`un sözlerine gülerek alkışladı.
Canikli, kürsüden verdiği cevapta, "Bazı arkadaşların, kusura bakmasınlar, akılları fikirleri her şeye götürme, suistimal olarak bakıyorlar. Sizin hayatınızda sadece suistimal, götürmek mi var? Kafanız sadece buna mı çalışıyor? Hiçbir delil yok, belgesi yok ama buradan saçma sapan konuşuyor. Kusura bakmayın, demek siz devletin her para harcamasına suistimal gözüyle bakıyorsunuz. `Acaba bunu nasıl götürebiliriz` gözüyle bakıyorsunuz. Öyle olmasa bunların hizmet amacıyla, bir problemi çözmek amacıyla
getirildiğini görürsünüz. Lütfen aklınızı, beyninizi temizleyin. Sadece iftira atıyorsunuz, hakaret ediyorsunuz ve sadece müfterisiniz" dedi.
Bunu üzerine ayağa kalkan CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, "Bizim aklımız da vicdanımız da temiz. Bu kanunda haram da ve Kur`an da var. Kamu ihale kanunun niye dışına çıkartıyorsunuz, çıkıp açıklayın" ifadelerini kullandı.
Yeniden söz alan Atıcı ise, "Allah aşkına buraya çıkınca, koskoca grup başkanvekilisiniz, `çıkıp şu tablet işini açıklayın` dedim. Ya bu götürmek değil de nedir? Niye çıkıp açıklamadın? Bu tablet ihalesi nedir Sayın Canikli? Sen kanun teklif edenlerden birisisin. İhalenin dışına sen çıkardın. Sen kendi imzana sahip çık önce. Bu kanunu sen teklif ettin. Din, iman, Kur`an hapsi bahane; sizin tek derdiniz var, `malı nasıl götürürüm` " diye konuştu.
Görüşmelerin ardından teklifin 10, 11, 12, 13. maddeleri kabul edildi. Böylece temel kanun olarak görüşülen teklifin 13 maddeden oluşan birinci bölümü kabul edildi ve ikinci bölümün görüşmelerine geçildi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep İsim benzerliği başkasının cenazesini defnettirdi Gaziantep’te yaşayan Abdurrahman Ceyran, aynı ilde huzurevinde yaşayan ablasının İstanbul’da öldüğü ve cenazeyi almaları gerektiği yönünde gelen bir telefonla, oğullarını cenazeyi almak üzere İstanbul’a gönderdi. Cenazenin defnedilmesinden 3 ay sonra Gaziantep’teki huzurevinden gelen telefonla ablasının yaşadığını öğrenen Ceyran, hayatının şokunu yaşadı. Ceyran, "Öldü diye bildiğimiz ablamın sağ olduğunu öğrendik, defnettiğimiz cenazenin sahibi kimse gelsin alsın" dedi. Gaziantep’te yaşayan 76 yaşındaki Abdurrahman Ceyran, üç ay önce Gaziantep’te bir huzurevinde yaşayan ablasının İstanbul’da öldüğünü ve hemen gelip cenazeyi alması gerektiğine yönelik bir telefon aldı. Kendisini arayan kişiyi, ablasının Gaziantep’teki huzurevinde kaldığına inandıramayan Ceyran, ısrarla cenazeyi alması gerektiği yönündeki konuşmaların ardından 2 oğlunu İstanbul’a gönderdi. İstanbul’da cenazenin olduğu hastaneye giden Ceyran’ın 2 oğlu, cenazeyi kokmaması için sarılı olmasından dolayı teşhis edemedi. Gaziantep’e getirilen cenaze yıkama işlemlerinin ardından kardeşi Abdurrahman Ceyran’a gösterildi. O sırada ablasını tam teşhis edemediğini iddia eden Ceyran, cenazeyi Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde toprağa verdi. 3 ay sonra ablasının yaşadığını öğrendi Ceyran, verilen cenazeyi defnettikten 3 ay sonra aldığı telefonda şok yaşadı. Gaziantep’in Yavuzeli ilçesindeki huzurevinden arayan yetkililer, Ceyran’a ablasını neden ziyaret etmediklerini sordu. Durum üzerine huzurevine giden Ceyran, ablasını karşısında görünce ne yapacağını şaşırdı. Olay sonrası yaşadığı şoku anlatan Abdurrahman Ceyran, "Aylardır ablamı ölü biliyordum ama ablam diye gönderdikleri cenaze başkasının çıktı. Defnettiğimiz büyük ihtimalle isim benzerliği dolayısıyla karışmış" dedi. "Telefon açıp ’ablan öldü, gel ablanı götür’ dediler" Yaşadığı süreci anlatan Abdurrahman Ceyran, "2020 yılında ablam Sariye Ceyran’ı huzurevine teslim ettim ve ara ara yanına gidip geliyordum. Sonra deprem yaşanınca ablam Sariye’yi Yavuzeli’ne nakletmişler ama bana hiçbir şekilde haber gelmedi. Daha sonra bu yıl Haziran’ın 18’inde İstanbul’dan bana bir telefon geldi. Telefondaki kişi bana ’ablan öldü, gel ablanı götür, gelmiyorsan kimsesizler mezarlığına vereceğiz’ şeklinde konuştu. Ben de ’ablamın İstanbul’da ne işi var biz Gaziantep’te yaşıyoruz’ dedim. Bana ’ablamın ismi, soyismi, anne adı, baba adı bu değil mi’ dedi ’evet’ dedim. ’Ablan öldü cenazeyi almazsanız mecburen kimsesizler mezarlığına defnetmek zorunda kalacağız’ dediler. Sonrasında ben de çocuklarımı gönderdim cenazeyi getirttim" şeklinde konuştu. "Yıkamadan sonra bana kaşları ile gözlerini gösterdiler" Cenazeyi teslim alan çocuklarına cenazenin uçakla gideceği için sarıldığını, burada teşhis yapılamayacağını söylediklerini iddia eden Ceyran, "Çocuklarım cenazeyi teslim almaya gittiklerinde, ’bu kokar, bozulur ve kimse bunu paketlemez, uçak almaz’ dedikten sonra görevliler kağıdı okutmuş, isim ve doğum tarihi tutuyor diye çocuklarıma teslim etmişler. Dolayısıyla çocuklarım da alıp getirdiler. Ben bu cenazeyi kaldırırken 20 kilo yoktu. Ben hayretler içerisinde yıkayan görevli kadına ablamı görmek istediğimi söyledim. Bana kaşları ile gözlerini gösterdiler. Bana kurtlandığını ve zayıfladığını söylediler. Ben de inandım. Bilemedim benim olmadığını" ifadelerini kullandı. "Yaşıyor diye telefon geldi, gittim gözlerimle ablamın yaşadığını gördüm" Cenazeyi defnettikten 3 ay sonra telefonla arandığını söyleyen Ceyran, "Ben yasımı tutarken 2024’ün Eylül ayında beni Yavuzeli ilçesindeki huzurevinden aradılar. Sariye ablamın sağ olduğunu, gelip ablamı görmemi söylediler. Gittim gözlerimle ablamın yaşadığını gördüm. Şimdi de diyorum ki benim ablam yaşıyor" ifadelerine yer verdi. "Defnettiğimiz cenazenin sahibi kimse gelsin alsın" Yaşadıkları olaydan sonra sevinç ve hüznü bir arada yaşadıklarını belirten Abdurrahman Ceyran, defnettikleri cenazenin sahiplerine seslenerek, "Gelin bu cenazeyi götürün. Yetkililerden tek isteğim, benim ablam sağdır. Gömdüğümüz cenaze kime aitse gelin çıkarıp tespit edin. Ablam diye gönderdikleri cenaze başkasının çıktı. Cenazesi kaybolanlar gelsin cenazenin yeri belli" diye konuştu.
Kütahya Vali Işın’dan şehit aileleri, gaziler ve aileleri onuruna yemek Kütahya’da “Gaziler Günü” etkinlikleri çerçevesinde Vali Musa Işın tarafından şehit aileleri, gaziler ve aileleri onuruna yemek düzenlendi. Çok sayıda şehit ailesi, gazi ve ailesinin katıldığı programda Vali Musa Işın, şehit aileleri, gaziler ve aileleriyle sohbet etti. 19 Eylül Gaziler Günü’nün Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e “gazilik” unvanı ve “mareşal” rütbesi verilişinin 103. yıl dönümü olduğunu hatırlatan Vali Musa Işın, katılımlarından dolayı tüm konuklarına teşekkür etti. “Gazi bir milletin torunlarıyız” Yemekteki konuşmasında Türk Milletinin geçmişine derin bir vurgu yapan Vali Işın, "Biz gazi bir milletiz, evlad-ı Fatihanız, biz alpiz, biz ereniz. Ecdadımızın, tarihin derinliklerinden günümüze kadar birçok kıtaya hükmetmiştir. Bu tarihi miras bizlere büyük bir sorumluluk yüklemiştir” dedi. “Şehitlik ve gazilik ulvi bir düşünce” Konuşmasında, "Bizim sadece dışarıda 34 tane şehitliğimiz vardır. Bugün Avrupa’nın ya da Afrika’nın hangi ülkelerine gitseniz, birçoklarında bizim şehitliklerimiz vardır" diyen Vali Işın, şehitlik ve gazilik kavramlarının duygusunun, düşüncesinin ve inancının ne denli önemli olduğunu vurguladı. "Bu çok ulvi bir makamdır, çok ulvi bir düşüncedir" sözleriyle bu düşüncenin toplum üzerindeki etkisine dikkat çekti. “Gazilik ve şehitlik ruhu özümüzdür” "Ecdadımızın hemen hemen toprağa basmadığı yer kalmamıştır" diyerek, bu toprakların fetihlerle kazanıldığını ve gazi ruhuyla var olduğumuzu hatırlatan Işın, "Bu topraklar, işte bu fetihle, bu gazi ruhuyla, bu şehadet düşüncesiyle bizim vatanımız olmuştur" şeklindeki ifadeleriyle, bağımsızlığın korunmasının ve vatan sevgisinin temel taşlarını ortaya koydu. “Bu vatanı asla bırakmayız” "En son biliyorsunuz, Kurtuluş Savaşı’nda buraları elimizden almak istediler ama bu kahraman milletin evlatları, aziz milletimizin çocukları, torunları bu vatanı elden bırakmadılar" diyen Vali Işın, geçmişten günümüze süregelen kahramanlıkların ve fedakarlıkların önemine değindi. "Şehit düştüler, gazi düştüler," diyerek, bu topraklardaki her bireyin, ecdadının fedakarlıklarına şahit olduğunu belirtti. “Bağımsızlık mücadelemiz daima sürecek” "40 yıldır terör örgütü ile uğraşmaktayız. Hala şehitler vermekteyiz" ifadeleriyle, ülkenin güvenliği için verilen mücadeleyi hatırlatan Vali Musa Işın, "40 bine yakın insanımız vefat etti. Bir kısmı şehit oldu. Bir kısmı hunharca öldürüldü. Katledildi" dedi. Bu toprakları korumak için gösterilen çabanın sürekliliğine vurgu yaptı. “Biz imanımız ile vatanımızı koruyoruz” "İşte biz, bu ruhla, bu aşk ile bu azim ile bu şehadet ve gazi düşüncesi ile inancı ile vatanımızı korumaya devam ediyoruz" diyen Vali Işın, Türk milletinin vatan sevgisinin her zaman canlı olduğunu belirtti. "Emin olun, bugün bir durum söz konusu olsa, bir emir vaki olsa, deseler ki, gelin kendinizi askere yazın, vatan mücadelesine koşun deseler, burada hepimiz, gözümüzü kırpmadan, koşa koşa gider adımızı yazarız" diyerek, milletin kararlılığını dile getirdi. “Sömürge olmayan bir milletiz” "Türk milleti hiçbir zaman sömürge olmamıştır. Başkasının bağımlılığına mandasına girmemiştir," diyen Vali Işın, Türk milletinin daima özgür ve bağımsız kalma mücadelesine dikkat çekti. "Namusumuzu, şerefimizi, haysiyetimizi, vatanımızı, bayrağımızı, ezanımızı korumak için son damlasına kadar karnımızı dökmeye her zaman hazırız" şeklinde konuşarak, vatan savunmasındaki kararlılığını vurguladı. “Türkiye Cumhuriyeti bizim son devletimizdir” "Türkiye Cumhuriyeti bizim son devletimizdir. Ve kıyamete kadar bu devam edecektir" diyen Vali Musa Işın, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne duyulan minneti ifade etti. "Biz askerlerimizin, polislerimizin sayesinde yataklarımızda rahat rahat uyuyabiliyoruz. Tatil yapabiliyoruz. Üniversiteye çocuklarımızı gönderebiliyoruz" şeklindeki ifadeleriyle, güvenlik güçlerinin sağladığı huzurun önemini vurguladı. Işın, "Allah şehitlerimize rahmet etsin. Makamları cennet olsun," diyerek, şehit ve gazilere duyulan saygıyı dile getirdi. "Şehitlerimiz, öldükleri bilmezler. Allah onlara o acıyı tattırmaz" diyerek, inancımızın şehitlik anlayışını yeniden hatırlattı. "Önemli olan güzel ölmektir. Herkes ölür. Ama şehitlerimiz, ölümlerin en güzeliyle bu dünyaya terki mekan etmişlerdir" ifadeleriyle, gazilerimizin ve şehitlerimizin ruhunu yüceltti. Programa, Hava Er Eğitim Tugay ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Mustafa Baş, Belediye Başkanı Eyüp Kahveci, protokol üyeleri, askeri ve mülki erkan, STK Temsilcileri, şehit aileleri, gaziler ve aileleri katıldı.
Samsun Canik Belediyesi’nden mesleki gelişim eğitimi Samsun’un Canik Belediyesi, öğretmenlere özel düzenlediği veri modelleme etkinlikleri eğitimiyle mesleki gelişimini daha ileriye taşıyor. Canik Belediye Başkanı İbrahim Sandıkçı, çocuklara ve gençlere yönelik eğitim projeleri ile birlikte, bireylerin mesleki becerilerini ve sosyal gelişimlerini desteklemeye yönelik eğitim programları gerçekleştirmeye devam ettiklerini kaydetti. Okul öncesi öğretmenlerine yönelik TÜBİTAK destekli, ‘Okul Öncesi Dönem Çocuklarının İstatistiksel Akıl Yürütme Becerilerinin Geliştirilmesinde Veri Modelleme Etkinliklerinin Kullanımı ve Oluşturulması Öğretmen Eğitimi’ programını yoğun bir şekilde sürdürdüklerini ifade eden Başkan İbrahim Sandıkçı, “Canik’te alanında yetkin bireyler yetişmesine katkı sunuyor, bireysel ve mesleki gelişimi desteklemeye devam ediyoruz” dedi. Uygulamalı eğitim ‘Okul Öncesi Dönem Çocuklarının İstatistiksel Akıl Yürütme Becerilerinin Geliştirilmesinde Veri Modelleme Etkinliklerinin Kullanımı ve Oluşturulması Öğretmen Eğitimi’ programı kapsamında okul öncesi öğretmenlerine, Canik Özdemir Bayraktar Keşif Kampüsü’nde mesleki gelişime yönelik uygulamalı eğitimler verdiklerini anlatan Başkan Sandıkçı, “İlçemizde öğrencilerimizi ve eğitim camiamızı içerisine alan eğitim programları ile birlikte, hemşehrilerimizin mesleki ve sosyal gelişimlerini destekleyen eğitim programları ve aktiviteler gerçekleştiriyoruz. Canik’imizde alanında uzman isimlerin katılımıyla içerisinde atölye çalışmalarının da yer aldığı uygulamalı eğitimlerimize devam ediyor, 7’den 70’e eğitim seferliğimizi sürdürüyoruz” diye konuştu.
Ankara TOKİ’nin indirim kampanyası 23 Eylül’de başlıyor Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) peşin ödemede yüzde 25’lik indirim kampanyasını bu yıl 23 Eylül’de başlatacak. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “TOKİ güvencesiyle ev ve iş yeri sahibi olan vatandaşlarımızın yoğun talepleri üzerine ödemeleri devam eden konut ve işyerleri için yüzde 25 oranında indirim imkanı sağlayacağız” dedi. TOKİ’den satın alınan ve ödemeleri devam eden konut ve iş yerleri için peşin ödemede yüzde 25 oranında indirim kampanyası bu yıl 23 Eylül ve 18 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Kampanyanın duyurusunu sosyal medya hesabı üzerinden yapan Bakan Kurum, “TOKİ güvencesiyle ev ve iş yeri sahibi olan vatandaşlarımızın yoğun talepleri üzerine ödemeleri devam eden konut ve işyerleri için yüzde 25 oranında indirim imkanı sağlayacağız. Ayrıca borcunun en az yüzde 25’ini kapatmak isteyen de yine aynı oranda indirim alabilecek. Hayırlı olsun” ifadelerini kullandı. Temmuz 2023 öncesi satılan ev ve iş yerlerini kapsayacak TOKİ’den ev ve iş yeri satın alanlar, borç bakiyesinin peşin kapatılması durumunda yüzde 25 oranında indirimden faydalanabilecek. 2023 yılı Haziran ayı sonuna kadar satılmış konutların sahipleri, geri ödeme taksitleri en geç 2023 yılı Haziran sonu itibarıyla başlayanlar ve kalan taksit sayısı 12 aydan fazla olan vatandaşlar kampanyaya başvurabilecek. Kısmi ödemeye de indirim kolaylığı Borcun tamamını kapatamayacak olan alıcılar da kalan borç bakiyesinin yüzde 25 ve daha fazlasını ödemek isterlerse yine yüzde 25 indirimden faydalanabilecek. Başvurular bankalar aracılığıyla yapılacak Kampanyadan yararlanmak isteyen konut ve iş yeri sahipleri 23 Eylül ve 18 Ekim tarihleri arasında satış işlemlerinin gerçekleştiği bankaya başvuruda bulunabilecek. Vatandaşlar ödemeleri gereken tutarı da bankadan öğrenebilecek. Hangi şartlar aranıyor Konut ve iş yeri sahiplerinin başvuru tarihi itibarıyla öncelikle borç kapatmanın yapıldığı aya ait taksit ödemelerini yapmış olması gerekiyor. Ayrıca geriye dönük taksit ve emlak vergisi borcu da bulunmamalı. Kat mülkiyeti oluşmuş projelerde kampanyadan faydalanmak isteyen konut ve işyeri sahiplerinin; bankaya giderken site yönetiminden alacakları ‘borcu yoktur’ belgesi ve ilgili belediyeden alacağı emlak beyan değerini gösterir belgeyi de yanında götürmesi gerekiyor. İndirimden faydalanırken kredi kullanmak isteyen vatandaşlar, Gayrimenkul Satış Sözleşmesini imzalamış oldukları bankalardan destek alabilecek. Belirlenen tarihler dışında indirim yapılmayacak Kampanya tarihinden sonra yapılacak borç kapatma ve kısmi ödemelerde, vatandaşlar yüzde 25’lik indirimden yararlanamayacak. Kampanyadan yaklaşık 162 bin konut ve iş yeri sahibinin faydalanması bekleniyor.