GENEL - 07 Ekim 2022 Cuma 19:47

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: “Cami temeli atılmayan üniversite neredeyse kalmadı”

A
A
A
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: “Cami temeli atılmayan üniversite neredeyse kalmadı”

Diyanet İşleri Başkanı Prof.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, "Şu anda kampüsünde cami temeli atılmayan üniversitemiz neredeyse kalmadı. Üniversite ile camiyi birbirinden ayırmak mümkün değil" dedi.


Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Sakarya’da “Değişen Dünyada Cami ve Fonksiyonları” konulu “11. Uluslararası Din Görevlileri Sempozyumu Açılış Programı”na katıldı. Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen programda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Sakarya Üniversitesi’nde bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek sempozyumun hayırlara vesile olmasını diledi. İslam dininde mescitlerin önemine değinen Erbaş, “Peygamber Efendimiz (s.a.s.) Mekke’den Yesrib’e adım atar atmaz önce Kuba’da bir mescit yaptırdı sonra Mescid-i Nebevi’yi yaptırmak oldu. Mescid-i Nebevi sadece namaz kılınan bir yer değil, eğitim alanı, devlet işlerinin müzakere edildiği yer oldu. Peygamber Efendimiz’in Mescid-i Nebevi’nin içinde mektep kurmuş olması çok manidar. Orada nice öğrenciler yetişti ve o öğrencilerin öğretmeni Allah Resulü Efendimizdi" dedi.


Başkan Erbaş, Allah’ın isimlerinden birisinin de ‘El Cami’ olduğuna dikkati çekerek, isminin anlamının Allah’ın bütün varlıkları sadece rahmetiyle, merhametiyle kuşatmış anlamına geldiğini bildirdi. Her üniversitede bir cami olmasını ve öğrencilerin rahatlıkla ibadetlerini yerine getirmelerini istediklerini dile getiren Erbaş, şunları söyledi:


“Bugün ülkemizde elhamdülillah 90 bin camimiz var. İstiyoruz ki her bir camimiz cami dersleriyle, namaz öncesi ve sonrası imamlarımızın, vaizlerimizin, müezzinlerimizin yapmış olduğu derslerle mektep haline gelsin, derdimiz bu. Çünkü İslam’ın en önemli unsurlarından birisi ilimdir. İlk inen ayetlere baktığımız zaman Alak Suresi’nin ilk ayetleri okumaktan, öğrenmekten, kalemden, öğretmekten bahsediyor. Nüzul sırasına göre ikinci inen sure Kalem Suresi’dir. ‘Kaleme ve yazdıklarına yemin olsun ki’ diye başlıyor. İslam’ın en temel direklerinden birisi ilimdir. Müslümanlar ilimden asla uzak durmamalıdır.”



“Cami temeli atılmayan üniversite neredeyse kalmadı”


Başkan Erbaş, camileri daha fonksiyonel hale getirebilmek için çalıştıklarını ifade ederek, sözlerine şöyle devam etti:


“Üniversitemizin içindeki kampüs camimizin temelinin atılışından açılışına kadar içindeydim. Hele üç sene taş üstüne taş konulmadı, konulamadı. Hele bir dönem yaşadık ki bu caminin yanından geçen bir YÖK başkanı, camiyi göstererek o zamanın rektörüne ‘Bu ne? Derhal yıkın bunu ya da kütüphaneye çevirin, başka şey yaptırın’ dediği zamanları yaşadık. ‘Üniversitede cami mi olurmuş’ diyen zamanlar yaşadık. Şimdi haftada bir beni bir rektörümüz arıyor; ‘Hocam kampüsümüzde cami yapıyoruz lütfen bize yardım edin.’ Ben de; ‘Allah sizden razı olsun. Siz yeter ki cami yapın biz size yardım ederiz’ diyorum ve ediyoruz da. Elhamdülillah şu anda kampüsünde cami temeli atılmayan üniversitemiz neredeyse kalmadı. Üniversite ile camiyi birbirinden ayırmak mümkün değil. Sizler yoğun derslerden çıktıktan sonra ibadetinizi yaparak, ruhunuzu dinlendirmeye gidiyorsunuz. Sonra namazınızı kılıyorsunuz, elinize bir kitap alıp şöyle duvara doğru yaslanıp kitap okuyorsunuz.”



“Değişen dünyaya göre Cami Kılavuzu hazırladık”


Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hazırladığı ‘Cami Planlama ve Tasarımı Kılavuzu’na da değinen Başkan Erbaş, “Değişen dünyaya göre bir kılavuz hazırladık. Bunu bütün müdürlüklerimize gönderdik. Artık eskisi gibi rastgele cami yapılmasını istemiyoruz. Diyoruz ki önce planlamasını güzelce yapalım, planlamaya esas genel kriterler, yer seçim ilkeleri, sınıflandırma, imar planı hazırlanırken dikkat edilecek hususlar, Kur’an kursu, 4-6 yaş Kur’an kursu, çocuk oyun alanı, lojman, aile ve dini rehberlik bürosu, kütüphane, gençlik merkezi konferans ve seminer salonu gibi mevcut camilerde yapılacak düzenlemeler” ifadelerini kullandı.


Sempozyuma, Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamza Al, Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Şaban Kondi, Sakarya İl Müftüsü Hasan Başiş, akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı. Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Ahmet Bostancı’yı da ziyaret etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Narin’in babası Arif Güran, savcılık sorgusunda eşi ve kardeşi dahil suçlu kim ise cezalandırılmasını talep etti Diyarbakır’da Narin Güran cinayetinde yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınıp sevk edildiği savcılık sorgusunun ardından serbest bırakılan baba Arif Gürran, eşi ve kardeşi de dahil suçlu kim ise cezalandırılmasını istedi. Narin’in cinayetine ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma kapsamında 8 Eylül’de gözaltına alınan 22 şüpheli arasında bulunan baba Arif Güran, savcılık sorgusunun ardından serbest bırakıldı. Arif Güran, savcılık sorgusunda, kızının kaybolduğu haberini aldığı sırada Diyarbakır’ın Bismil ilçesinde düğün davetiyesi dağıtmakta olduğunu beyan etti. Komşusu C.K.’nin kendisini aramasıyla Narin’in kaybolduğunu öğrendiği ileri süren Arif Güran, bunun üzerine köyden aradığı herkesin telefonunun meşgul olduğunu ifade etti. Eşinin telefonu çaldığında eşinin kardeşiyle görüştüğünü sonra da oğluyla konuştuğunu anlatan Güran, hızlıca köye döndüğünü aktardı. A.G. köye geldiğinde köylülerin yüzde 70’e yakınının caminin önünde olduğunu, bu nedenle onlara neden Narin’i aramadıkları için kızdığını ve gençlerle birlikte aramaya başladıklarını dile getirdi. Soruşturma kapsamında tutuklanan kardeşi Salim Güran ile aralarında husumet olmadığını kaydeden Arif Güran, Salim Güran’ın aracının sol ön koltuğunda Narin’e ait DNA örnekleri bulunması konusunda, çocuklarının ve kendisinin kesinlikle bu araca binmediğini, Narin ve kardeşi E.’nin bir kez bindiğini, bunda da arka koltuğa oturduklarını annesinin kendisine söylediğini anlattı. Bu nedenle ön koltuktan çıkan DNA’ya ilişkin bir şey diyemeyeceğini belirten Arif Güran, bu konunun araştırılarak, suçlu kardeşiyle cezalandırılmasını istediğini dile getirdi. Arif Güran, Salim Güran ile cesedi dere kenarına gizleyen Nevzat Bahtiyar’ın arasının çok iyi olduğunu, aralarından su sızmadığını öne sürdü. "Eşinizin sizi aldattığınıza ilişkin bir şüpheniz var mı? Salim ile aralarında bir şey olabilir mi?" sorusu üzerine A.G., kesinlikle aralarında bir şey olamayacağını, Salim’e güvendiğinden değil eşine güvendiği için bunu söylediğini kaydetti. Arif Güran, ister kardeşi isterse eşi olsun kızına bunu yapan kim ise her türlü cezalandırılmasını istediğini söyledi.
Diyarbakır Narin Güran cinayetinde aralarında anne ve ağabeyin de bulunduğu 8 kişi tutuklandı Diyarbakır’da Narin Güran cinayetiyle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan aralarında anne Yüksel Güran ile ağabey Enes Güran’ın da bulunduğu 8 kişi sevk edildikleri Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’nde tutuklandı, 1 kişi serbest bırakıldı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca, Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin geniş çaplı soruşturmada, Narin’in ölü bulunduğu 8 Eylül’de jandarma ekiplerince aralarında annesi, babası, 2 kardeşi, amcalarının da bulunduğu 24 şüpheli gözaltına alındı. Gözaltına alınan şüphelilerden N.B., jandarmada verdiği ifadede, Narin’in amcası ve soruşturmada tutuklanan ilk isim olan Salim Güran’ın 200 bin lira para karşılığında Narin’in cansız bedenini Eğertutmaz Deresi’ne taşıdığını itiraf etmesi üzerine tutuklanmıştı. Bir diğer şüpheli Tavşantepe Mahallesi imamı ise, jandarmadaki ifade işlemlerinin ardından serbest bırakılmıştı. Kalan 22 şüphelinin gözaltı süreleri iki kez uzatıldı. Perşembe günü sabah saat 06.00 sıralarında jandarmadaki sorguları tamamlanan 22 şüpheli adliyeye getirildi. 1’i cumhuriyet başsavcı vekili ve 3 cumhuriyet savcısı tarafından sorgulanan şüphelilerden aralarında Narin’in babası Arif Güran’ın da bulunduğu 3’ü adli kontrol olmak üzere 13 kişi serbest bırakılırken, 9 kişi ise tutuklanma talebiyle Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi. Hakimliğe çıkarılan Narin’in annesi Yüksel Güran, ‘Kasten öldürme suçuna iştirak etmek’, ağabeyi Enes Güran, ‘Kasten öldürme suçuna iştirak etmek’, kuzeni Muhammet Kaya, ‘Suçluyu kayırma, suç delillerini yok etmek’, kuzeni Birsen Güran, ‘Suçluyu kayırma, suç delillerini yok etmek’, yengesi Maşallah Güran, ‘Suçluyu kayırma, suç delillerini yok etmek’, tutuklu amca Salim Güran’ın işçisi Mehmet Salim Atasoy, ‘Suçluyu kayırma, suç delillerini yok etmek’, halasının eşi Mehmet Şevket Kaya, ‘Suçluyu kayırma, suç delillerini yok etmek’ ve amcası Fuat Güran, ‘Suç delillerini yok etmek’ suçlamalarıyla tutuklandı, R.A. ise serbest bırakıldı. Diyarbakır Adliyesi’nde yaklaşık 25 saat süren sorgu işlemlerinin ardından şüpheliler güvenlik önlemleri altında cezaevine götürüldü.